Karmaşık bir iş bu, hiç beklenmedik dönüşler, düşüşler, çıkışlar içeriyor. Neden öyle olduğunu anlamadığınız bir çok olayı yaşıyorsunuz, belki de anlamamak için çaba sarf ediyorsunuz kim bilebilir. Sonuçta birlikteliğiniz devam ediyor ve çok mutlu hissediyorsunuz.
Birden üstünüzdeki ilginin bıkkınlığını yaşıyorsunuz. Yaşadığınız bıkkınlık, anlatılmaz bir hal alıyor. Öyle ki baktığınız her yerde o ilgiyi görüyorsunuz.
O gün geliyor: yatağa yaklaşırken onun vücudunun çok kıvrak bir yılan
Uyuduğum uykudan omuzuma nazikçe dokunan bir elle uyandım.Gözlerimi aralayıp baktığımda hostesin gülümseyen yüzüyle karşılaştım..
"inişe geçiyoruz lütfen emniyet kemerinizi bağlarmısınız"
Oturduğum yerde doğrulup saate baktım tam 23:50 yi gösteriyordu,sonra gayri ihtiyari yanımda oturmakta olan hiç tanımadığım adama,uçağa ilk bindiğimiz andaki gibi elleriyle sıkıca koltuk kenarlarını kavramış,dimdik oturmuş gözleri sımsıkı kapalı..
Onun bu hali bende gülümsemeye yol açtı "korkudan ölecek gari
Dinle.. Turnaround, Every now and then I get a little bit lonely and you're never coming round
Turnaround, Every now and then I get a little bit tired of listening to the sound of my tears
Turnaround, Every now and then I get a little bit nervous that the best of all the years have gone by
Turnaround, Every now and then I get a little bit terrified and then I see the look in your eyes
Turnaround bright eyes, Every now and then I fall apart
Turnaround bright eyes, Every now and then I fall a
30 Temmuz 1943 tarihinde, Van’ın Özalp ilçesinde...33 Kurşun!İbret, yargısız bir infazdır;gelir ölüm emri... jandarma tarafından gözaltına alınan 33 köylü ibret olsun diye, hiç bir yargılama olmadan, sınırda elleri ve gözleri bağlanarak kurşuna dizilir. ..33 KURŞUN
1.
Bu dağ Mengene dağıdır
Tanyeri atanda Van'da
Bu dağ Nemrut yavrusudur
Tanyeri atanda Nemruda karşı
Bir yanın çığ tutar, Kafkas ufkudur
Bir yanın seccade Acem mülküdür
Doruklarda buzulların salkımı
Firari guvercinler
“Bizi yakarak öldürdüler,bizi diri diri yaktılar”diyordu yanık bedeniyle yabancı olduğum kadın!
Diri diri yakılmışlardı…tecrite hayır derken,insan gibi yaşamak istiyoruz diye mücadale ederlerken;en temel hakları olan yaşama hakkı ellerinden fütursuzca alınmış,bizler de yaşananlara rağmen seyirci olmakta ki ustalıkla sadece “ah vah” demekle yetinmiştik!
Yaşama hakkı size neyi ifade ediyor?
Hiç önceliğinizde başkasının yaşamı oldu mu,hiç başkaları dediklerinizin canı yanarken,siz canı
"...Kulağımda ahize,mutfakta dururken karşı uçtakinin yalnızca Rahim Han olmadığını biliyordum...Kefareti ödenmemiş günahlarımla dolu geçmişimdi...Rahim Han;YENİDEN İYİ BİRİ OLMAK MÜMKÜN,diyordu"
Gecenin ilerleyen saatleri...Gökyüzü karanlık.İstanbul suskun.Elimde kendimle ertelediğim kitabım."Uçurtma Avcısı" demişti arkadaşım.Mutlaka okumalısın.Beyazı yutan bir dengeler çatışmasından yorulmuş beynim;Uçurtma Avcısı ile yeniden demişti...Yeniden iyi biri olmak mümkün!
Yeniden iyi biri o
Bilirim ki...
Elimi sürsem bir kere yüzüne
Acirmi kalbim tenin sicakliginda
Gözüm gözüne degse bir kere
Unuturmu bu can gözlerinin rengini
Sussam dinlesem tek kalbini
Bana dünyanin en güzel melodisi gelir
Bakabilsem sana bana baktigin gibi
Yüregime aksa sevgi hislerin
Bir kere dokunsam yüzüne
Sevmeme izin verse yüregim
Gözlerime cesaret gelse
Kavussam bir gün sana özlemlerimle
Tüm acilari
Efenim yeni yazı dizimizin konusu Saygı duyulası Adamlar
Bir simetrik konu olarak da Saygı Duyulası Kadınlar dizisi yapmayı düşündüm lakin henüz aklıma kendimden başka hatun gelebilmiş değil.
Bu aydınlatıcı yazı dizimizin ilk kahramanı bendenizin ekranda gördüğü ilk günden itibaren kendisine hayranlıkta sınır tanımadığım ve hakkında öğrendiğim her yeni şeyden sonra daha da bi takdir ettiğim şahsiyet :
Zebercet post prodakşın iftiharla Takdim eder:
En ünlü Volkanlı Mr.Spock - Leonar
Yagmurun sesiyle uyandim bu sabah..tik tik yaparken yagmur pencereme..
ilk aklima gelen sen oldun yine..
Sende yagmuru dinlemeyi cok severdin, kendin soylemedin bana ama ben biliyordum sevdigini..
nerden biliyorsun ki diye sormustun bir gün..sadece gülümsemistim ozaman..
(: Simdi oldugu gibi.
Hafif uykulu gözlerle yola baktim, neye baktigimi bile fark etmiyorum..tam uyanik degilim galiba..
ben biraz uykucuyum da (:
bu yagmurda disari cikmasam... diye gecirdim icimden..
unutmamak için tarihten zihnimize bir not düşelim
57. Alay Sancağı
57. Alay Sancağı..selamlamadan geçmeyin...
Resimdeki sancak, Çanakkale Savaşı’nda son erine kadar şehit olan Kahraman 57nci Alay'ın Sancağıdır. Hâlen Melbourne-Avusturalya müzesinde sergilenmekte olan sancağın tanıtım plâketinde şöyle yazmaktadır:
"Bu Alay Sancağı Gelibolu savaş alanından getirtilmiştir, ama esir edilmemiştir. Türk Ordusu'nun geleneklerine göre bir alayın sancağı, alayın son eri
Eflatun rengi olan bakislarimda
Karanliga aitti duygularim…
Döndüm baktim ardima,
Sonsuz bir yolda ayak izlerim kalmis….
Ne olur,
Rüzgar essin topragi toz duman etsin..
Ne olur,
Yagmur yagsin silsin izleri..
Firtinalar yalniz birakmasin beni..
Unutayim her günü
Yalan olan sevdayi yüregimden atmayi
konusmadigim her kelimeyi,
yazmadigim her siiri yakmak istiyorum…
Yansin…
Sadece Yansin..
Yalan da olsa duygularim,.
Bahane degildi susm
Gökyüzünde kırılgan bir güvercin,gülümsüyor bana içten içe;günaydın diyorum aydınlık,günaydın diyorum Diyarbekir surları,Günaydın Dicle…
Gökyüzünde paramparça olmuş bir uçurtma,korkuyorum,güneşi diliyorum ışığıyla…Karanlık kolaçan ediyor sokakları,kulaklarımı tıkıyorum;dile geliyor 13 Kurşun!
13 Kurşun;reva mıdır ey insan!Reva mıdır aydınlığı karanlık ile yıkamak,reva mıdır 12 yaşında bir çocuğa 13 kurşun sıkmak?
Üşüyorum;Diyarbekir’in kavurucu sıcağında.Gözlerimi kapatıyorum;12 yaşı
Önce doğdum elbette.
Bir gül yüzlü ananın kucağına hem de
Adıma bin bir isimden birini vermişler
Büyürken ismine aşina oluyor insan
Manasıyla yoğruluyor isminin
Okullar, parklar, sokak araları
Git gel bitmeyen yollar
Ufacık adımların büyüyeceği günlere değin
Bir hayalden bir diğerine gidip geldim
Anam öğretmen, babam doktor olmamı istedi
Ben ne olacağıma karar bile veremeden
Bir sistem vardı yaşanılan
Ve bu sistemdi bizi biçimlendiren
İsteni
Tarih 8 Ocak 1996…Gökyüzü dargın yeryüzüne.
Tarih 8 Ocak 1996…Eyüp Kapalı Salonun hemen yanıbaşında canından edilmiş gencecik bir beden.Yeryüzüne dargın gökyüzünde yürek yakan bir ağıt;
“Uyy uyy uyy uyy
Uyy ben ölim lo
Uyyyy Metin’im,beni öldürüün uyy”
...
Tarih 8 Ocak 1996…Ümraniye E Tipi Cezaevinde yaşamını yitiren Rıza Boybaş ile Orhan Özen’in Alibeyköyde ki cenaze törenine “Mutlaka ben izlemeliyim” diyerek giden Evrensel Gazetesi Muhabiri,Metin Göktepe “sarı kartı” olm
beynimde kaldıramayacağım kadar büyük bir gürültü var..beynimdeki çözamediğimm çözmek için de uğraşmadığım sır; çürümeye yüz tutmuş hayallerimi her geçen zamanda biraz daha içine çekiyor.bana değil şu anda var oldugum tüm karanlıga,odamın her aydınlığından yansıyan karanlıga,ait oluyor o büyük sırrım ..bir gürültü oluşuyor sürekli sefil hayalerimden..kulaklarımı ve bana ait olmayan her hayali gürültüye boğuyor kendi kargaşası içinde..odam,karanlığım birden duruluyor ..sis dolasıyor her yanda kar
Türkcemizi Koruyalım
Yıl: 1965
"Karşıma âniden çıkınca ziyâdesiyle şaşakaldım.. Nasıl bir edâ takınacağıma hükûm veremedim, âdetâ vecde geldim. Buna mukâbil az bir müddet sonra kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni fevkalâde rahatlatan bir tebessüm vardı.. Üstümü başımı toparladım, kendinden emin bir sesle 'akşam-ı şerifleriniz hayrolsun' dedim.."
Yıl: 1975
"Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. Ne yapacağıma karar veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Ama çok geçmede
Bu sene başından beridir bir hamam merağı sarmış ki beni sormayın..
O nasıl bir keyftir öyle anlatamam,şu spa merkezleri termal su motelleri,kaplıcalar hepsi hikaye Türk hamamlarının yanında..
Birde hamam merağından sonra hiç yıkamadığımı fark ettim yani bizim evlerdeki banyo olayımız yıkanmak değilmiş..
Dünyanın parasını akıttığımız o markalı vucut şampuanları duş jelleri bilmem neler aslında bir işe yaramıyor güzel kokmak dışında..
Bütün iş kesede ve işin ehli iri yarı bir natırda bitiyor.
Yaşlı ve çirkin bir tüccar; karşılığını parayla ödeyeceği zevk gecesi için
olağanüstü güzel, ama taş kalpli bir fahişeye gitmiş...
Sabaha karşı, yaşıl adamın uykuya dalmasını fırsat bilen genç kadın,
soyguncu dostlarını çağırmış.
Ne var ki tüccar, tilki uykusundan fırladığı gibi olanca gücüyle karşı
koymaya, dövüşmeye başlamış. Haydutlar hem kalabalık, hem de işinin
ehliymiş.Onu kolayca köşeye sıkıştırmışlar. Ancak ne kadar vururlarsa,
bu zayıf ve çirkin bedende yara açılmadığını, can alı
Okuduğum ilkokulun kantininde simit ve Çamlıca gazozu dışında bir şey yoktu, zaten o zamanlar çocuğa haftalık vermek diye bir şey de yoktu. Gene de bakkala gidişlerimde kalan para üstlerini haftalarca biriktirip, tüpte şokella alıyordum. Onca zaman para biriktirilerek alınan ve bitmesin diye gıdım gıdım yenen o tüpte şokellanın tadını hala hiçbir şeyde bulamıyorum.
Ben şanslıydım, babam denizciydi. Seyir dönüşleri bana envai çeşit oyuncak getiriyordu Avrupa'dan. Ama o zamanın çocukları bile
Son olarak eklemek isterim ki :
sevgi dolu bir dünyam var dört yanımda tüm insanlar
dünya malı neye yarar dostluklarla yaşıyorum
şiirlerde romanlarda
gelmiş geçmiş zamanlarda
tamburlarda kemanlarda şarkılarla yaşıyorum
sevgilerden nakışlarla mutlu mutsuz bakışlarla
kalpten kalbe akışlarla alkışlarla yaşıyorum
ben de sevdim bir zamanlar içimde bin hatıra var
herkes hayatını yaşar anılarla yaşıyorum
ne köşklerde ne sarayda
ne dünyada ne de ayda
benim yerim çok uzakta d
İngiltere Kraliçesi'ne dev bir inci hediye edilmiş. Kraliçe taca takılmayacak kadar büyük bu incinin delinerek, tahtın arkasına asılmasını istemiş. Ancak İngiltere'deki bütün kuyumcular, böyle nadir bir inciyi delerken kırılmasından korkarak bu işe yanaşmamışlar. İnci, Fransa başta olmak üzere pek çok ülkenin kuyumcularına götürülmüş ama hepsi de aynı gerekçeyi ileri sürüp inciyi delmeye yanaşmamışlar. Neden sonra bir deniz subayı İstanbul'da Kapalıçarşı'da bu işi yapabilecek nitelikte ustaların
ÇOK GÜZEL ŞEY
Yaşamak güzel şey doğrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnın
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dünyada
İyi günler bekliyorsan hele
İyi günlere inanıyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey d
Ben Türk'üm
Ben Belene'deki Türküm..
Dili ve dini değiştirilmek üzere bu ölüm adasına yollanan; domuzların
Türk etiyle beslendiği, insafın zerresinin olmadığı bulgar zulmü altında
yok edilmiş binlerce TÜRK'üm ben!
Ben, Mora'daki Türk'üm,
Ekmeğimi, suyumu paylaştığım kapı komşum yunanın bir gece sıcacık yatağımdan
sürükleyerek koyun keser gibi kesip, diri diri yaktığı yirmibin TÜRK'üm ben!
Ben, Arnavutluk' taki, Yugoslavya'daki, Bulgaristan'daki, Yunanistan'daki,
AI (Yapay Zeka) Kendi Aklını Geliştirip İnsan Kontrolünden Kurtulabilir mi? İşte Bill Gates'in Cevabı
Microsoft'un kurucu ortağı Bill Gates, son zamanlarda OpenAI ve ChatGPT'nin öne çıkmasıyla dalgalanan yapay zeka devrimine daha fazla ışık tutuyor.
Ne Oldu: Gates, Financial Times'tan Gideon Rachman'ın bir noktada yapay zekanın kendi başına bir zihin geliştirebileceği, ne yapılacağı konusunda kendi fikirlerine sahip olabileceği ve insan kontrolünden kaçabileceği fikrinden endişe
Bu konuda bbcearth bir makale gördüm onu da buraya aktarıyorum
Doğuştan gelen bir ahlaki pusula ile mi doğuyoruz yoksa büyüdükçe geliştirdiğimiz bir şey mi?
İnsanların iyi mi yoksa kötü mü doğduğu yüzyıllardır filozoflar tarafından tartışılmıştır. Aristoteles, ahlakın öğrenildiğini ve “ahlak dışı yaratıklar” olarak doğduğumuzu, Sigmund Freud ise yeni doğanları ahlaki boş bir sayfa olarak kabul etti. “Sineklerin Tanrısı”nı okuyan herkes, çocukların bir tarikat başlatmak ve vahşice birbi
Ben admin'in yazısını okudum ve yazıyı bir erkek olarak yazdığını düşünmüyorum. Onu erkek olduğu için hemen yazıyı kadın-erkek ekseninde algılayarak yazısını kadın açısından sorgulamanız biraz garip olmuş. Yazıyı yazanın belirtmediği bir yönü sanki ona mal ederek konuyu başka bir yöne çekmişsiniz gibime geliyor.
Sevgimle