Zıplanacak içerik

Bloglar

Seçilmiş Blog Başlığı

Hanı deli ruzgar misali derler ya Eser dallari kırarcasina halden de anlamaz ya ya da durup sorgulamaz sadece eserr en içten en coşkulusundan   Hani bunun adına sevdamı ne derler salt duygulara kabarik insanın içini yakar içten içe Ve yakar acimasızca zamanla yarışır umursamaz Şımarıkmı yoksa Tatlımı tatlı şımarık   Aşk.... Ulaşılamayan yıldız gibi gelirdi bir yanıp bir kaybolan gecenin en mavi zamanında Var bildiğide yok Yok bildiğide var olan Milyonlarca ışık içinde T
  • rina
İleri derecede hasta iki adam ayni hastane odasındaydılar. Adamlardan birinin her öğleden sonra bir saatliğine oturmasına izin veriliyordu, ciğerlerindeki suyun süzülmesi için. Bu hastanın yatağı odadaki tek pencerenin tam yanındaydı. Diğer hasta ise hep sırtüstü yatmak zorundaydı.   Bu iki hasta saatlerce birbiriyle konuşur, eşlerini, ailelerini, evlerini, işlerini, askerlik anılarını, tatilde gittikleri yerleri anlatırlardı birbirlerine. Pencerenin yanı
Şimdi efendim,yediğimin içtiğimin ayrı gitmediği adeta (siyam ikizi) gibi gezdiğim bir arkadaşım var... O arkadaşımın da herşeyi doğarken öğrenip de gelmiş şeytan çekici bir veledi var... Kara kaşlı kara gözlü nasıl tatlı da bişey...Ama erkek sonuçta yinede, ne kadar tatlı olabilir ki....Zakkumda güzel bir çiçektir ama zehirlidir sonuçta...(ben kendimi sigortalattırıp da yazsaydım bu yazıyı iyi olacaktı ya..neyyyyse)   Geçenlerde yine biraradayız,bu zat-ı şahaneleri bücür efendi,babasına kızm
Irak'da Türk Askerinin başına geçirilen çuval aslında bir talimatın ilk işaret fişeğiydi...   ''Bu andan sonra tüm çalışmalarınızı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin itibar kaybetmesi üzerinde yoğunlaştıracaksınız!..''   Sonrası çorap söküğü gibi geldi...   Tarihin en kapsamlı ve gelişmiş teknolojiye dayalı psikolojik harp usulleri TSK ne uygulanmaya başladı...   Ezeli ve yeni türedi tüm hasımlar, vahşi yaşam belgesellerinde görülebilen bir acımasızlık ve açlıkla TSK ni kuşatıp saldırmaya başla
Bey ve Hanım     Seneler geçsin, sen beni bil, ben seni bileyim istiyorum.   Benim olduğu kadar dostlarının,   dostlarının olduğu kadar benim ol istiyorum.   Nice sıkıntı ve zorluk yaşayıp anlatalım.   Yaşayalım ki, öğrenelim hayatı ve destek çıkmayı.   Birbirimizin omuzlarında ağlamalıyız.   Paylaşmalı ve beraber sıkılmalıyız.   Öyle ki, yalnız sıkılmak sıkmalı bizi.   Güzel günlerimizi, evimizde bir şişe şarap ve pijamalarımızla kutlamalıyız.   Yada bazen dostlarla ucuz b
  • Aries
Ask hep baharla geliyor,ama bu bahar ,Mart,Nisan,Mayis demek degildir,herkesin kendi bahari kendine göre degisir. Bazen sorarim kendime,asik oluncami mevsimimiz dönüyor,yoksa kendi baharimiz basladigindami asik oluyoruz diye.Veya,ask orada duruyor mu yoksa biz mi aska karar veriyoruz? Asik oldugumuzda bu askin nedeni veya neden kaynaklandigi beni ilgilendirmiyor.Ask geldiginde zaten biz bahari yasiyoruz. Kisacasi,bahar veya kis,hangi mevsimde asik olmussak o dur bizim baharimiz.Yani ask hep h
ÂŞIK OL, VEFÂ BUL   Haydi ey âb-ı hayat, yani aşk!   Bir nağmeye başla da, beni şevkle, heyecanla değirmen taşı gibi döndür!   Böyle yap! Böyle yap da, hep böyle olsun;   perişan, darmadağın olarak, ben bir tarafta, gönül bir tarafta olsun!   Ağaçların dalları ve yaprakları, rüzgâr olmasa oynamaz;   kehribar olmadan saman çöpü de uçup gitmez!   İnsaf et; saman çöpü bile rüzgâr esmedikçe hareket etmez ise,   dünya nasıl olur da rüzgârsız, rüzgâr olmadan,   bir tesir eden bulu
Varlığın yokluğuna özdeş şimdi…   Yazıyorum birkaç dakika ağlamışlığın ve gözyaşının üstüne…   …   Sen bulanıklaşsan da ben çizdim bir kâlp içine iki bedeni…   Zamanın bilmem hangi köşesindeydik hatırlamıyorum. İşime gelmeyen buluşmalardan kaçmadım sen varsın diye… Çam diplerinde petunyaları kuruturken ellerimizde mayasız öperdim seni.. Özüm’süz …   …   Güzel kelimeler istiyordum senden … Ay ışıklarıyla yıkanmış okuyunca dokunduğun gözlerimin mızmızlaştığı …   …   Kulağımın arkas
Canımın içi, ciğerparem… Sancılı sevdam, ağrılı başımın tatlı belâsı… Yokluğunda eksilip yok olduğum;   Yine bilmem kaç şiddetinde depremlerimsin bakışlarındaki fay kırıklarınla! Hançeri saplayarak yüreğimin ta ortasına; yine dipsiz kuyularda bilinmeyen denklemli söylem ve eylemlerinle bırakıp gittin, kaldım bir başıma! Ne olacak bu gidişin sonu can... Ne yapacak nasıl baş edeceğim seninle, bilemiyorum? Sen, benim ele avuca sığmazım, sen nazlım, sen kırılgan sevdiceğim, sen sevimlim, yoluna b
Küçük bir kasabada 2 katlı kagir bir evde ailenin 2.çocuğu olarak dünyaya gelmişim.Annem diş doktoru, babam ise Elektrik Mühendisiydi.Ağbim benden 3 yaş büyüktü.Çok mutlu bir ailemiz vardı. Komşularımız Hafize hanım teyze ve oğulları Ali ve Rıfat bizim yaşıtlarımızdı.Babaları asker kökenli olup trafik kazasında ölmüştü. Bir de Türkan Hanım Teyze ve Raif Amca vardı.Ajlan adında bir kızları vardı. Daha bir çok komşumuz vardı ama bizim en çok
5 kardeşten 3.numaraydım.Hepimiz arka arkaya doğmuşuz.Tabii ki babamın sevgisi de 5 e bölünüyor.Babamı çok seviyordum ve bana sarılmasını beni sevmesini istiyordum.Ancak babam bana hiç sevgisini göstermiyordu.Bir gün bahçemizdeki dut ağacına çıktım.Babbam çok telaşlandı.Kızım aşaği in diyor.Ben inmiyorum.Korkuyordum.Aşağı indiğimde beni döveceğinden.Babamın aşağıdan sürekli inmemi söylemesi üzerine aşağıya indim.Babamın bana bir sarılması vardı ki anlatamam. Çok mutlu olmuştum.Şimdi geriye dönü
Her yeni yıl bana çocukluk yıllarımda yaşadığım bir anıyı hatırlatır.Türkiye'ye televizyon yeni yeni gelmişti.Mahallemizde de sadece Nebahat Abla da televizyon vardı.Çocukluk işte Nebahat abla da yeni yıl programını izlemek için, daha 11 yaşındayım bütün odunlarını taşımıştım.Akşamda televizyonun karşısına geçip yorgunluktan yeni yıla uyuyarak girmiştim.
Ona Yunan Sinemasının Filiz Akın'ı desek yanılmayız sanırım . Nasıl ki bizim televizyonlarda her gün Filiz Akın, Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit filmlerini görüyorsak Aliki Vougiouklaki'nin filmleride aynı şekilde Yunan televizyonlarında gösterilmekte. Türkiye, İsrail ve İspanya'da da çektiği filmlerle tanınan Aliki 1933 yılında doğdu.Çocukluğunda bir çok trajediler görmüş. En önemlisi de babası Nazi İşgalinde alman askerler tarafından öldürülmüş.19 yaşındayken Tiyatro Okulunu kazanarak oyunculuk h
Yaşlandığıma sinirlenmiyorumda,zamanın böyle hızlı akmasına ve ömrümün tükeniyor olduğuna üzülüyorum her geçen yıl...Kucağımda bir pamuk yığını gibi uyurken ne zaman boyumu geçtin hiç anlamadım...   Bana ne kadar iyi bir anne olduğumu söyleselerde ben kabul etmiyorum öyle olduğumu...Özellikle seni,gelgitlerimin,iç hesaplaşmalarımın içinde büyüttüm,kimbilir o küçücük kalbinde bilmeden, istemeden ne yaralar açtım...Beni affet, inanki bende çok isterdim,hayallerini,ah-ah vah-vahlarını rafa kaldır
  • Radya
Hayatın sırları var, evrenin sırları var bizzat biz kendimiz dahi bize göre sırrız... Gördüğümüz herşeyin bir başka yönü, boyutu, açısı var...   Hayata tutunmaya çalıştığımız ilk dünyasal mekanımız olan annemizin karnı belkide en özgür olduğumuz yer... Bütün dünyasal ve insansal öğretilerden uzak, kendi kendimize ve kendi halimizde içimizden geldiği gibi yaşadığımız tek mekan orası... Doğduğumuz anda ve yerde başlıyor üzerimizden inançlarını ve buna bağlı ritüelleri geçirmeleri, bizim ülkemizd
BAHARDA ASIK OLUNUR Bahari özel kilan,yarattigi "bahar duygusuyla"gelen asik olmak egilimi.Niye baharla asik olunur ya da asik olmak istenir? Bu sorunun yaniti ansiklopedilerde,psikoloji,sosyoloji,antropoloji kitaplarinda ya da internete bulunabilir mi?   BAHARDA EYLEM YAPILIR   1968'de Varsova Pakti ordularinin Prag'a girmesiyle,direniscilerin "PRAG BAHARI"olarak anilan eylemleri basladi.13 Mayis 1968'de Paris'te ögrenci,isci,ögretmen,bir milyon insan yürüdü.21 Nisan'da Cin'deki "P
ÖLDÜRDÜK, ARTIK YETER!   Mahallemizde bir tane televizyon vardı o da kapı komşumuzun evindeydi. Her zaman olmasa da arada bir oraya televizyon izlemeye giderdik. Gittiğimiz günlerde de sanırım televizyonda özel bir program olurdu, çünkü sadece biz değil, tüm komşular o gün televizyon izlemeye gelirdi. Sonraları bizim de bir televizyonumuz oldu… Siyah beyaz, tek kanallı bir televizyonumuz…   Çamaşır kazanlarda kaynatılırdı. Elde yıkanır ve durulanır, çok kirli olanlar ise tokaçla dövülürdü
  • gloria
Dışarıda kar... Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki. Kuzinenin üzerinde demir maşa...Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri. Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu... Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli. Ekmek her zaman ekmek gibi... Bir kez olsun kümesten yumurta almamış, bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve fakat alışveriş merkezlerinin restoran katlarında, boğucu bir gürültü ve havasızlık içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için ben ne kadar ya
Saba Tümer, cnntürk kanalında o meşhur kahkahasını atıyor..hah hah haaa..   kahkahanın sebeb-i hikmeti futbolcu Rıdvan a ilk kez hangi tarihte milli oldunuz sorusuna Rıdvan ın <milli takımda mı> sorusu ile cevap vermesi.. büyük program <duayeni>basıyor kahkahayı,hem de çok şuh olan cinsinden : hah hah hhaaaa.. dişlerinden emin hepsi porselen..kanalla ilişkileri çok iyi,kimse yerinden oynatamaz..geriye seyirciler kalıyor kaliteyi sorgulayacak..onlara da bir bel altı esprisi
  • AED
Çok eski bir tanıdığı ziyaret ettim.   Nerede mi? HUZUR EVİNDE   Huzur evini ilk ziyaretimdi ve neden daha önce gitmediğime hayıflandım.   Bir tatlı söz,bir güler yüz görmek isteyen insanlarımızla dolu.Hepsi çok tonton , çok cana yakınlar.Geçmiş hayatlarından kopup istemeselerde yaşamak zorunda bırakılan tatlı ihtiyarlarla dolu.   Ufak bir odaya hayatlarının geri kalan kısmını yayıp yaşıyorlar.   Geride bıraktıkları uzun hayatın kokularını küçük odalarında duymak mümkün...   Gözlerin

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.