tersliklerle girdiğim yeni yıl gecesi gelecek yıllarada isyan ettim..ölü tavuk almaktansa tavukçudan, canlı bi tavuk alayım dedim pazardan..neyse aldım eve geldim..bide efes güneşi..neysem dama çıktım..tavuğu tam keseceem sırada kıpraştı..tavuk uslu dur derken kaçtı..tutayım derken mangal damdan aşşa düştü..kömürler mahallenin muhtelif yerlerine serpildi..alt kattan ohaa ayıı..! diye bir ses duydum..nasıl içlenmişsem efes güneşini bi dikmede bitirmişim..sonra tavuun yan apartın damına uçtuğunu g
yaramaz çocuklar gibi kavgaşarlıktadır bedeninle ruhun, beyninse ikisine birden küs.. kendinide taşar insanlara kızarsın hani..ardından da bir tavşana , kimbilir..
koltukta otururken bir gün eşine ne kadar yabancı olduğunu düşünürsün, sonra kendine bile itiraf edemediğin yanların..suskunluğunu çıldırasıya paraladığın iç çığlıkların..annene kızarsın sonra..geçmiş sevgililerine..hatta terliklerine..yıllarca sevdiğin rengin kırmızı olmadığını anlarsın..şaşkınca ayna karşısında yüzüne bakarsın
düşünce okyanusu ve idrak delhizlerinde dört nala koşman gibidir, içindeki ayartıcının durmaksızın süren kıvrak dansı..ve varolan hücrelerinin idealar ortası yahut maddeler arası kaçınılmaz salınımı...mikrodan makroya..yahut makrodan mikroya süregelen seyahat labirentlerinde arayışların arayışı..bir varolma savaşı-yahut içi boş görselliğin ortasında kendini yok etme savaşıda....cüzzamlı vasat nefeslerden kaçıştır seçilmişlik..yeri geldimi yağlı urganı boynuna geçirmendir..tek renkten gökkuşağı o
Koca bir yalanla yaşıyorum gibi..hani koynunda sarılı koca bir boz yılandırda sen elma güzeli athena sanırsın..yada ne bileyim..adını ne koyarsanız koyun bu durumun..şu an çevremdeki bi çok insanın kişilik çatışmalarını görmekteyim..sabah işimize giderken koca kapitalist..akşam evimize geldiğimizde en coşkun idealist..gibi
Malesefki bi süreden beri aşkada inanmıyorum.. öldürdüm onu..yada inansam bile eminim ki o başka bir gezegende varlığını sürdürmekte..yeriniyse geçici ve hoşumsu hedonis
kıyıya geldiğimde havada balık kokusu vardı..gün kararmak üzere..ismi söylenilmiş tekneyi aradım.."mavi istiridye"..gördüm..tekneye doğru
yaklaştım..teknenin dalgalarla sallanışına, dansına baktım..güzeldi..güverteye geçtim..davetliydim..biri hariç diğerlerini tanımıyordum..merhabalar.!yerimi
gösterdiler..rakı balık muhabbeti vardı..tekneye göz gezdiriyordum..gülüşler samimiydi..güzel bir masa..közde pişmiş balıklar..salata..ve usta bir saki..
--tahta bir iskemlede oturuyordum..
değer vermek değersizleştirirde..
senden sonra bir iguana beslemeyi düşündüm biliyomusun..duvardaki sineklere dilinin hangi açılardan açılacağını..girdiği ortamlarda renksel şekilliliği..hatta kreşe bile göndermeyi düşündüm..çatlarcasına göbeğim gülmekten..belki ağlardımda patlarcasına kafam..göz göze gelme sevdasına hamağımın ipinde hareketsiz dururken iguanam..ve bakarken gözleri farklı istikametlere..acaba göz gözede gelebilirmiydik olasılıklığı..mukadderat..
demek bir "deli" olduğu
Benim yalnızlığım sende hep kalabalık kalacak...
Ben “yok”luk kararını çok oldu verdim bir “şeyler” in…
Kızıl akşamlara kalemimi kıralı uzun oldu…
İçimde birikenin ne olduğunu görmen çok zor…
Hiç bir “şey” bekleme benden…
Gelmedim…
Gülümsemedim say…
Yazmadım…
Dökmedim ruhumdaki uzaklar hevesimi dizeler yoluyla ruhuna…
Üflemedim en bilinmedik iklimleri tenine…
Çiçekler toplamadım ayak basılmamış topraklardan avuçlarına…
Dalıp dalıp gitmedim hiç bir su birikintisine…
An’lık şiirler d
VAROLMADIĞINDA EKOLOJİK SİSTEMİ BOZMAYACAK TEK CANLI..İNSANDIR..
evet..bir serçe..bir karınca..bir kedi..yada bilimum ağaç türleri yok olduğunda dünyadan..bozulur dengesi ekolojinin..amma insan yaratığı hariç..aksine ,olmadığında insan dahada dengelenir ekoloji.. kimileri derki..olurmu.. ..yaratıcı güç..bütün bu mahlükatları bize hizmet etsin diye yarattı..güldürmen beni..öyle bir tıksırırrım ki..el nino kasırgası hafif bir meltem kalır benimkinin yanında...düşünülmeli..doğururken bir koy
bir hikaye...
bir gün bir şehir varmış..bu şehirde sadece köpekler yaşarmış..köpekler ne zaman bir araya gelseler durmadan havlarlarmış..patırtı..kütürtü..gürültü..ama aralarında bir tanesi varmışki..o bunların tam tersi..hiç havlamaz..arkadaşlarınıda hep uyarırmış..yapmayın arkadaşlar..didişmeyin birbirinizle..mahvettiniz şehri..bakın herkez rahatsız sizden diye..atıflarda bulunurmuş..ve kimse de onu dinlemez..hatta kaale bile almazlarmış..bu köpekçik akıllı uslu.. bir zat imiş..ama kaale
kral penguenler yaşar iken..soğukçanak kutuplarında..akıllı durmaz imiş dişiler ..ve çakıl taşı hastalığı var imiş bu dişilerin..sevgili ile geldiğinde zaman..ve üreme borazanları çalınca içlice..bizim erkek kral penguenleri doğacak yavrularının yüzü hürmetine..başlarlarmış..çakıl taşı aramaya..hemde kutuplarda..hay acınasıcalar.. ..kimi erkek penguenler denizin dibinden çıkarırmış..derince aldıktan sonra nefesini..1-2-3 deyip dalarmış dibine..dibine deryanın..bulamazsa çakılı..dişi, bakmazm
hiç birşey düşünmek istemiyorum..taki arı duru bir istem olşuncaya değin.. o absurt doktrinleriyle doldurarak zihnimi , empozelerini acımasızca..hiç usanmadan..yardırarak hayatı..sörf eder gibi derinlerinde..en masumumu acıtırken..insanlığının ve onurluluğunun ayyuka çıkmışlığı karşısındaki sarhoşluğuyla, büyüklerimin ve beni sevenlerin..çook uzaklarında, en ırak halinde kalabalıklığımın..hora teper iken ben kendimle..işte gelir arı duru bir istem..ve arkasından düşünülmesi gereken...kendimi sev
ne demeli şimdi..
elinde çekici
önünde örsü..
vururda vurur..
bir soysuza daha..
yapmaktadır
excalibur kılıcı..
***niceleri vardır..kifayetsiz..yettim dediğinde hep azdır..elinde tutmuştur..kocaman bir excalibur..övünür dövünür..göğsüne vurunur..amma o elindeki kılıçla bir domates bile kesemez..komikçik..tutma o kılıcı elinde küçük şovalyecik..bak annen bekler evde..ısıtmıştır sütünü..hadi.. hadi koş..hormonlu ergen seni..
-------
yüce gönüllüler..
yok hıçkırarak ağlayanı sevmek.
sancısı , bağırsaklarındaki birikmiş gazın etmesi idiydi..tazziki mesane..heheyt.heyt..
kazansaydı Hitler değilmiydi kahraman..sonuçlar değilmiydi..yanlışla doğruları belirleyen..
zeminindeki kaypaklığı değilmiydi en gönlü derinliğinde insanlığın..kim gidene kadar ki ; kafa giotine..korumuştu saffını..onlardır işte ..onlardır..yüce gönüllüler.
en mükemmel olanın en aldatıcı olmuşluğu değilmiydi..o kutsal ayartıcı..dokunulası dişi..neydi içre sızılayan..neydi geçtikçe üstünden sızını alıp gö