Zıplanacak içerik

gloria

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

gloria tarafından postalanan herşey

  1. Hürriyet’in beş yıl önce temellerini attığı Aile İçi Şiddete Son Kampanyası ‘Güldünya Şarkıları’ ile güçleniyor. Geliri Acil Yardım Hattı’na bağışlanacak olan albümde Türkiye’nin en güçlü kadın vokalleri bulunuyor. (Emel Armutçu - Hürriyet Sosyal Projelerden Sorumlu Kurumsal İletişim Müdürü): 11 BİN ŞİDDET MAĞDURU KADINA HİZMET VERDİK Güldünya Şarkıları projelerinin temeli ne zaman atıldı? Aslında çok net hatırlayamıyorum çünkü o kadar çok şeyi bir arada yapıyoruz ki... Ama sanıyorum geçen senenin başıydı. Hürriyet Kurumsal İletişim Direktörü Temuçin Tüzecan, fikri ortaya attı ve Şubat sonu gibi sanatçıları aramaya başlamıştık. Bir yandan Hürriyet Hakkımızdır Treni hazırlıklarını -ve 45 gün süren yolculuğunu- yaparken, aradan da bir “kocaman” müzik albümü çıkardık. Kocaman yürekli sanatçılarımızla birlikte. Türkiye’nin en önemli kadın vokalleri projede yer aldı. Proje esnasında hiç onlarda bir çekince hissettiniz mi? Hiç. Kesinlikle hiç. Kapısını çaldığımız birkaç tanesi zaman ya da başka nedenlerle projede yer almayacağını söyledi. Ama yer alacağını söyleyenlerle hiçbir problem yaşamadık. Hatta uzun uzun anlatmamıza bile gerek kalmadı. Kadın, şiddet, mağdur, yardım gibi kelimeler işi bitirdi. Samimiyetle yer alacaklarını, destek vereceklerini söylediler ve yaptılar. Tüm şiddet mağdurları ve şiddete karşı mücadele edenler adına onlara çok teşekkür etmeliyim. Çok uzun yıllardır kadın sorunları üzerine çalışan bir gazeteci olarak sizin için bu projenin kişisel anlamı nedir? Çok şey. Ve anlatmak öyle zor ki… Kelimelerle anlatmaya çalışmak yerine olay olarak anlatayım. Albümün ilk demo kaydı geldi. Evde müzik setine koydum, saat çok geçti. Ama sesi sonuna kadar açtım ve neredeyse müzik sesi kadar yüksek bir sesle ağlayarak dinledim. O anda ulaşabileceğim sanatçılara mesajlar attım, teşekkür ettim, muhteşem bir sonuç aldığımızı söyledim. Tam olarak niye ağladığımı da bilmiyorum; ama mutlulukla alakası olduğu kesin. Benim için bu albümün çok özel bir parçası var. İlk parça: “Kadınlar Vardır”. Bu bir kadın marşı. Çok sevgili arkadaşım avukat, Güncel Hukuk Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Filiz Kerestecioğlu yazdı söz ve müziğini. Bu marş ilk kez kadınlar tarafından, “Dayağa Karşı Dayanışma” mitinginde söylendi… Taaa 1987 yılında. 12 Eylül’den sonra yapılan ilk mitingdi bu galiba yanlış hatırlamıyorsam. Ve 21 yıldır, her kadın eyleminde bağıra bağıra söylediğimiz bir marş bu. Sokaklarda pankart açan, yürüyüş yapan tüm feminist kadınlar ezbere bilir. Hatta şu özel bilgiyi de vereyim: 1989’da Türkiye’de tutuklanan ilk feministler olarak, benim de içinde olduğum 11 “siyahlı kadın”ı kadını içeri atmışlardı. 11 Siyahlı Kadın, çünkü hepimiz siyah kıyafetler giyip sokakta bir basın açıklaması yapmıştık. Tutuklama nedeni de buydu. Bir ay kaldık, ilk mahkemeye de “Kadınlar Vardır”ı söyleyerek çıkmıştık. Adliye koridorlarında “kadınlar vardııııır, kadınlar vardıııır” diye bağıran kadınlar… Çok sinematografikti. Ve bu şarkı bugün de kadınların şiddetle mücadelesine çok yakışıyor. O yüzden albümde olması benim için çok, çok anlamlı. Belki de en çok bu yüzden ağlamışımdır o gece. Albüm haricinde projenin bir diğer adımı da acil yardım hattı. Sistemin nasıl işleyeceğinden bahseder misiniz? Aslında albüm Acil Yardım Hattı’nın bir adımı. Acil Yardım Hattı, bir yıldan fazla bir süredir tıkır tıkır işliyor zaten. 15 Ekim 2007’de açtık. Hürriyet ve İstanbul Valiliği işbirliğiyle. Polislere, jandarmaya, yani şiddet gören kadının ilk başvuracağı mercilere eğitimler verdik. Bu konuda Türkiye çok iyi, ileri yasalara sahip ama uygulamada aksaklıklar mevcut. Şiddet gören kadın şikayet ettiğinde de mağduriyeti devam edebiliyor. 0212 656 96 96 numaralı hattımız 7 gün 24 saat açık. Sadece eğitimli psikolog ve hukukçular cevap veriyor telefonlara. Bugüne kadar 11 bin kadına hizmet verildi. Kimine hukuki yardım, kimine psikolojik… Bazıları acil durumdaydı, her an dayak yiyecek, belki öldürülecek, ama gidecek yeri olmayan kadınlar. Bu durumda olanların sığınaklara yerleştirilmesinde bir sistem oturtmaya başladı hattımız. Tabii sığınmaevi sayıları çok yetersiz, uygulama dediğim gibi aksıyor, ama bir yılda çok yol aldık. İstanbul Valiliği de bu konuda çok destek veriyor. Acil Yardım Hattı’nın bir yıllık bütçesinin önemli bir kısmını Avrupa Birliği fonu karşıladı. Ama artık süre bitti. Tamamını Hürriyet karşılıyor. Dolayısıyla hattın sürekliliğinin sağlanması için ek kaynaklar bulmaya çalışıyoruz. Bunlardan biri de Güldünya Şarkıları. Albümden elde edilecek gelirin tamamı hatta gidecek. Ama tabii tek mesele para değil. Bu albüm kadına yönelik şiddet konusunda farkındalık yaratacak, şiddeti görünür kılacak, hattın tanıtımını yapacak. Bu paradan çok daha değerli bir katkı. Güldünya şarkıları sadece kadın vokaller tarafından seslendiriliyor. Bir erkek vokal yer alsa sizce nasıl bir farklılık olurdu? Biz başlangıç olarak, kadınlar, kadınlar için söylesin istedik. Bir çeşit dertleşme, dayanışma gibi… O yüzden “erkek vokal nasıl olurdu?”yu hiç düşünmedik. “Hayır, erkek sinek giremez” dedik. Ama bu bir başlangıç, daha hazırlık aşamasında, bir sonraki albümde de erkekler kadınlar için söylesin. Şiddete karşı olan, bu sorunun sadece “kadınların sorunu” olduğunu düşünmeyen, şiddete karşı mücadelede kadınların yanında olduğunu gösterecek erkekler. Gelecek proje bu. Yoksa çok erkek dostumuz, destekçimiz var. Zaten proje fikri ve başlama vuruşu bir erkekten (Temuçin Tüzecan) geldi, danışmanımız erkekti (Naim Dilmener), albümün en feminist şarkısı “Adım Kadın”ı bir erkek yapmıştı (Bora Ayanoğlu), “Kadınlar Vardır”ın korosunu oluşturan ve düzenlemesini yapan bir erkekti (Mustafa Ceceli) vs… En çok da Ceceli çalıştı, işi çok zordu… Buradan büyük teşekkürler ona. Vokaller neye göre seçildi? Türkiye’nin A sesleri ve bu projeye duyarlı olacağından emin olduğumuz kadınlar. Biz seçmedik. Ne haddimize... Onlar zaten vardı. Ama şarkıları Naim Dilmener, iletişimci arkadaşımız Hülya Demir ve ben seçtik. Günlerce kafa kafaya verip, önümüze uzun listeler koyup tartıştık. Tek tek her şarkı mısrasını irdeledik. Cinsiyetçi olmayan, bir kadının yaşadığı herhangi bir şiddeti anlatabilecek şarkılar seçmeye çalıştık. Bilmiyorum, galiba başardık. Çünkü albümde bir istemediği biriyle evlendiren bir Kürt kızının da hikayesi var, aşk acısı çeken bir kadının hikayesi de… Şiddet bir tek fiziksel olmuyor biliyorsunuz, bin türlü yolu var. Nazan Öncel’in Leyla’sı polis şiddetine maruz kalan bir kadın... Aylin Aslım’ın, pardon bu albümde Sezen Aksu’nun Güldünya’sı zaten şiddetin en uç boyutunun kurbanı bir kadın. Ama bunun dışında, her gün yaşadığımız görünmeyen şiddetleri de aktarmaya çalıştık: Mesela Emel Müftüoğlu’nun yeniden seslendirdiği 70’lerin şarkısı “Adım Kadın”, bunu toptan anlatıyor: “Ademin yediği elma hep benden mi sorulur”, diyor. “Aklım yok ama vazifem çok”. Tabii sadece şiddeti anlatan, hüzünlü şarkılarımız yok, isyanı, özgürlüğü ve güçlü kadını anlatanlar da var: “Sana Ne Kime Ne”, “Dünden Sonra, Yarından Önce”, “Sil Baştan” gibi… Rojin: LEYDİ DIANA DA TÖRE KURBANI Sil Baştan’ı söylerken neler hissettiniz? “Sil baştan başlamak gerek bazen” tam da beni anlatıyordu. Geleneksellik, savaşmak, yaşam, mücadele... Ben “gücün var mı sevgilim” derken hayata seslenmiştim. Yaşadığım bütün zorluklar, yüreğimden taşan gözyaşlarım şarkının güzelliğiyle akıp gitmişti. Biz ağlamayı seven bir toplumuz. Bizim için bir rahatlama aracı gibi. Ağlayarak katharsis(Yunan tragedyalarında boşalma) oluyoruz. Sil Baştan’ı okurken çok duygulandım. Sağolasın Şebnem dedim. Siz kadınlara karşı oldukça hassas bir sanatçısınız. Böylesine büyük bir projede yer almak sizin için ne anlam taşıyor? Bu projede olmak benim için çok önemliydi. Çünkü kadınlar neredeyse ben de bütün gücümle oradayım. Erkekler güdüleriyle, kadınların çoğu ise duyguları ile yaşıyor. Duygu geri kalmış bir his olarak görülüyor olabilir şimdilerde. Bu şarkı da çok anlamlı geldi. Aslında Kürtçe bir şarkım vardı. Urfa’da babası tarafından abisi ile Fırat’a atılmış bir genç kızın hikayesini anlatıyordu. Kızın yüzerek kurtulması ve gizlice yaşıyor olmasını anlatıyordu. Töre cinayetinden kurtulan tek kadındı. Ben de yaşamı yüceltmek istiyordum. Ölümü ve öleni değil. Ancak Kürtçe olmayacak denince ben de Sil Baştan’ı seçtim. Bu projenin en büyük başarısı ne olacak sizce? Bu proje her şiddet gören kadına biraz daha bu kadere son vermeliyim gücü verecek. Hürriyet çok anlamlı bir hizmette bulundu bence. Bu, albümle birlikte herkese ulaşacak. Herkesi haberdar edecek. En iyi savaşma yöntemi de bu sanıyorum. Umarım devamı da gelecek. Emek verenleri kutluyorum. Yurtdışına nazaran Türkiye’de kadına karşı şiddettin çok daha fazla olmasının sebebi nedir sizce? Ben şu anda Kuzey Irak’tayım. Buraya gelme nedenim Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörlüğe karşı gelen üç kadına tecavüz edilip öldürülüşü sebebiyle düzenlenen devlet törenine katılmak. Aslında yurtdışına nazaran Türkiye’de daha çok değil. Demokrasinin beşiği gibi görülen yerlerde de kadın yine kadın. Ezen, ezilen ve güç gösterisi oralarda da var. Leydi Diana da bir töre cinayeti kurbanı değil mi? İnsanlar kaba kuvvetle artık birşeylerin çözülemeyeceğini anladığında bu zulüm bitecek. Aylin Aslım: BENİM BAŞIMA GELMİYOR DEYİP SUSMAK İNSANLIK MIDIR? 2005 yılında Güldünya şarkısını yaparken hiç başka bir projenin bu noktaya geleceğini düşünmüş müydünüz? Hayir, ben bu konuyla ilgili bazı projelerin hayalini kurmuştum ama böyle bir albüm yapılacığını ya da Sezen Aksu’nun bu şarkıyı seslendirmek isteyebileceğini hiç düşünmemiştim. Hayatımda aldığım en güzel hediyelerden biri... Albümde “Kadınlar Vardır” adlı şarkıyı söylerken aklınızdan neler geçiyordu? “Kadınlar Vardır” son 20 yıldır miting ve gösterilerde söylenen bir marştı. Böyle bir kadroyla bu albümde insanların arşivine, evlerine girmesi güzel bir şey. Kadın konuları konusunda oldukça hassas davranıyorsunuz. Bundan rahatsız olan ya da sizi rahatsız eden birileri oluyor mu? Bu anlamda bir duygusal şiddet gördünüz mü? Duygusal şiddet? Hayır! Ama bu konuyla fazla (!) ilgilendiğimi, bunun kariyerimi ticari anlamda olumsuz etkileyeceğini, antipatik (evet!) bir konu olduğunu söyleyenler oldu. Bu beni rahatsız etmiyor, sadece böyle ölümcül düzeyde önemli bir sorunla ilgili konuşmaktan bile rahatsız olan insanların olması beni üzüyor. Yaşadığın ülkede, şehirde gencecik kızlar, kadınlar öldürülürken ya da hayat boyu işkence görürken, bu hiç olmuyormuş gibi davranmak mümkün mü? ‘Nasıl olsa benim başıma gelmiyor’ deyip susmak insanlık mıdır? Herkes üzerine düşeni yapmalı, elinden geleni de. Bana doğuştan bir hediye verilmiş, şarkı yazıyorum, söylüyorum ve insanlara sesimi duyuruyorum. Madem elimde mikrofon var, böyle bir şey için neden kullanmayayım? Aynur Doğan KADIN ŞİDDETE KARŞI DURMAYI BİR HAK GİBİ GÖRMÜYOR Toplumumuzda aile içi şiddet önem sıralamasında nerededir? Dünyanın her tarafında bir şekilde direkt ya da dolaylı olarak aile içi şiddet yaşanıyor. Fakat toplumumuzda aile içi şiddet dillendirilmiyor. Daha doğru bir ifadeyle çoğu kadın şiddete karşı durmayı bir hak olarak dahi görmüyor. Kültürle de böyle bir şey öğretilmemiş, kadınlar aile içi şiddeti kendi kaderleri olarak görüyor. Ne yazık ki şiddet artıkça ve görüldükçe bir o kadar da kanıksar hale geldik. Aile içi şiddete karşı durmanın bir hak olduğunu kadınlara anlatma, kadınlarda farkındalık yaratma, onların duyarlılığını ve bilincini uyandırmak bu noktada çok önemli. Böylesi bir projede bir kadın olarak benim de sesimin olması beni mutlu etti. Kumrucuk, dinleyici üzerinde nasıl bir etki yaratacak? Hangi duyguları uyandıracak? Qumrîkê (Kumrucuk), kadının tercihleri ve kendisi arasına konulan bir duvar hissi verdi bana... Sizce albüm, aile içi şiddete karşı nasıl bir adım olacak? Nasıl bir etki hayal ediyorsunuz? Türkiye’deki değerli kadın müzisyenlerin bu soruna duyarlılığının toplum için model olmasını umut ediyorum. Böyle bir desteğin olması kadınlara güven duygusu sağlayacaktır. Tabi ki yeterli değil ama dayanışmayı göstermek adına önemli bir adım diye düşünüyorum. ŞARKILAR 1) KORO (Nazan Öncel, Aylin Aslım, Aynur, Nilüfer, Zuhal Olcay, Sezen Aksu, Rojin) “Kadınlar Vardır” 2) Sezen Aksu “Güldünya” 3) Ajda Pekkan “Kadın Dediğin” 4) Nazan Öncel “Leyla” 5) Emel Müftüoğlu “Adım Kadın” 6) Aynur “Qumrike/Kumrucuk” 7) Zuhal Olcay “Neyse” 8) Aylin Aslım “Karar Verdim” 9) Nilüfer “Sanane Kimene” 10) Şebnem Ferah “Masum Değiliz” 11) Şevval Sam “Kibritçi Kız” 12) Rojin “Sil Baştan” 13) Ayten Alpman “Ve Tanrı Aşkı Yarattı” 14) Funda Arar “Dünden Sonra Yarından Önce” NtvMsnbc
  2. Ee izlenmezse hata En kısa zamanda izleyeceğim listeme aldım
  3. gloria şurada cevap verdi: Efendi Türkler başlık Güncel Konular
    Sayın Süheyla, Yazmayayım diyorum yine yazdırıyorsunuz, asıl sizin yazdıklarınız mantıksız, çıkarın artık dilinizin altındaki baklayı, ne demek istediğinizi açık açık soyleyin... Benim dediklerime inanamıyorsunuz cunku benim kadar net değilsiniz... Duygusal veya heyecanlı değilim aksine cok sakinim ama anlamıyorsunuz... Anlayamıyorsunuz çok ilginç... Yani ben desem ki şimdi sizin gibi Yahudiler haklı, Müslümanlar bilmemne o zaman duygusal değil mantıklı olacağım öyle mi? Böyle tartışılmaz, sizinle daha önce bir kere daha tartışmıştım, o zaman da anlamıştım sizinle tartışmanın anlamsız olduğunu aynı hataya yine dustum, bu sondur gerçekten... Arap ülkeleri şu sebepten İsrail'e saldırırlar; Siz biliyorsunuz gerçi o yuzden ben uzatmadan kısaca anlatayım. I. Dünya Savaşı sonunda Filistin İngilizler'în mandasına verilir. Hagannah adlı gizli bir teşkilatın organize ettiği Filistin'e sürekli kaçak yahudi girişleri vardır ve İngilizler bile bunu önleyememektedir. Öyle ki İngiliz askerleri bu kaçak girişleri önlemek için Yahudilerle silahlı çatışmalara girişmiştir. İngiltere artık bu sorunla uğraşmak istemediğinden bu sorunu 2 Nisan 1947'de BM'ye götürdü. Sorunu çözmek çin özel bir komisyon kuruldu. Aynı zamanda Suriye, Lübnan, Suudi Arabistan BM'ye başvurarak "Filistin'in bağımsızlığının ilanını" istedi. Komisyon sonunda bir rapor çıkardı ve bu rapora göre Filistin'in bağımsızlığı onaylandı lakin bu bağımsızlık şu şekilde oldu. Filistin Araplarla Yahudiler arasında taksim edildi ve Filistin'de kurulacak Yahudi ve Arap devletleri arasında bir ekonomik birlik kurulmasına aynı zamanda Kutsal Kudüs şehrinin de milletlerarası statüye sahip olmasına karar verildi... İngiltere bu karar üzerine askerlerini geri çekti. Araplar karara karşı çıktı... Amerika kararı onayladığı halde Arapların karşı cıkmasının ardından onayladığı karardan vazgeçip, Filistin'in BM vesayeti altına verilmesini istedi. Bu arada Filistin toprakları üzerinde İsrail resmen kuruldu. Sonra savaşlar ardından kendisine verilen topraklardan daha fazlasına sahip olan israilliler vs vs. Bu arada dönen dolapları, siyonizm ve gibi işin lagalugasını geciyorum sayın Süheyla.... Siizn okuduğunuz tarihi kaynaklar bu olayı nasıl anlatıyor çok merak ettim... israil Arap toprakları uzerine kuruluyor, Ortadoğu zaten jeopolitik ve jeostratejik açıdan çok önemli bir bölge ve burada böyle bir durumda bu savaşın çıkması gözardı edilemezdi... Belki de hepsi Yahudiler uzerine oynanmış bir oyundur hıı? İlginç... İsrail belki de başka topraklar uzerinde kurulmuş olsaydı bu savaşlar olmayacaktı, neden acaba özellikle burası? Bunları da dusunun biraz.. Neyse ben gider... Hadi hoşçakalın.. Size mantıklı hayatınızda ve mantıklı dusuncelerinizle başarılar diliyorum, ben cok sakinim sanıyordum ama değilim evet doğru ben çok duygusal ve heyecanlı biriyim... İyi ki de öyleyim... Aksi takdirde sizin gibi dusunmek zorunda kalacaktım, Ne acııııı...
  4. gloria şurada cevap verdi: Efendi Türkler başlık Güncel Konular
    Objektif değilsiniz, taraf tutuyorsunuz, olaylara bakış açınız tek bir yönden ve sınırlı bir bakış açısı kullanıyorsunuz... Masum insanlarının ölmemesini istemek değil derdim, insanların sebebi her ne olursa olsun savaş denilen bir beladan dolayı ölmelerini istememek, nutuk vermiyorum, oyle bir kaygım da hiç olmadı, savaşın nedenlerine gözümü kapatan ben değilim sizsiniz çünkü yazdıklarınızdan anlaşılıyor ki siz haklı savaştan yanasınız dolayısıyla olaylara tek gözünüz kapalı tek gözünüz açık bakıyorsunuz.... Yanılsamalarınız da ondan aslında... Kim ister ki masum insanlar ölsün diye sormuşsunuz, benim istemediğim çok açık ortada... Bu soruyu bana degil bir de kendinize sormanızı tavsiye edeceğim... "Savaş insanlık suçudur, Gazze'de bir insanlık suçu işlenmektedir" diyorum, "Siz ise Yahudiler lanetli bir kavimdir diyenleri de lanetleyebilir misiniz" diyorsunuz.. Ben anya diyorum, siz Konya anlıyorsunuz... Savaş diyorum savaş, insanlık suçudur, ben savaşı lanetliyorum, siz ise Müslümanları... Yahudilere lanetli bir kavim diyenleri lanetleme meselesine gelince, gerekirse tabii ki çekinmeden lanetlerim ama İsrail Filistin mevzusuna sadece Müslüman Yahudi davası diye bakmıyorum ki bu olayların sadece bir yuzudur... Üstelik bu davada şu anda lanetlenmesi gerekenler "Yahudilere lanetli bir kavimdir diyenler" değil de "Gazze'de yaşanılanlar" olduğu halde bunu bana "Yahudilere lanetli diyenleri lanetleyebilir misiniz" diye soracak kadar olaylardan kopuk olduğunuzu da görmezden gelemeyeceğim... Siz bana bir harita göndermişsiniz, buyrun bir de şu haritaya bakın Sayın Süheyla... Burada israil'in gasp ettiği toprakları görebilmişsinizdir sanırım... Gazze şeridi ise sizin gondermiş olduğunuz Kocaaaamaaaan Arap yarımadası haritasındaki miniciiik İsrail toprakları gibi minicik bir bölge aslında... Ve üzerlerine sürekli bombalar yağıyor, İsrail'in ambargosu altında tutularak, her türlü yardım bu bölgeden esirgeniyor, yani bir nevi oradaki insanlar ölüme terk ediliyor, yani bir nevi soykırım yapılmaya çalışılıyor yani bir nevi oradaki insanların insanlıkları yok sayılıp, yaşam hakları ellerinden alınıyor... Ve siz hala Yahudi davasındasınız... Olay Yahudi meselesi mi sizce sadece sayın Süheyla? Bu kadar mı dar bir açıyla yapıyorsunuz gözlemlerinizi... O halde size diyecek çok da fazla sözüm yoktur... beni yanlış değerlendirmenize mahal vermemek için size bir kısa not: Ben inancı olan bir insan değilim, o yüzden insanları inançlarına göre ayırt etmem... Yahudi, Müslüman, Hristiyan farketmez benim için... İnsaniyettir önemli olan... iyi ki de inançlarım yok, iyiki de Müslümanım veya Yahudiyim ya da Hristiyanım demiyorum çünkü bunları dediğim anda olaylara bakış açım insani boyuttan çıkıp belki de sizin yaptığınız gibi dini boyutlara kayabilecekti... Sonuç olarak anlaşılan şudur ki konuyla daha fazla uğraşmamın bir mantığı yoktur... Kısır döngüler ve dar bakış açıları son derece zor aşılır, tartışmak manasızdır, bir adım ileri gidemezsiniz... , Size iyi tartışmalar ve saygılar
  5. gloria şurada cevap verdi: Efendi Türkler başlık Güncel Konular
    Yok, ne olursa olsun ben bu mantıgı anlayamıyorum... yahudiliği geçtim, müslümanlığı geçtim, israili geçtim, filistini geçtim, haması geçtim, hakkı, haksızlığı, herşeyi geçtim bu nasıl insanlığı savunmak... Çocuklar ölüyor, çocuk hastaneleri vuruluyor, ilaç yok, temel gıda maddeleri bitmek uzere, hastaneler yaralılarla başa çıkamayacak durumda, farkında mısınız orda insan yaşıyor ... İnsanlık suçu işleniyor orada siz ne kabileciliğinden ne objektifliğinden bahsediyorsunuz siz? Kapıları çalan benim Kapıları birer birer. Gözünüze görünemem Göze görünmez ölüler. Hiroşima'da öleli Oluyor bir on yıl kadar. Yedi yaşında bir kızım, Büyümez ölü çocuklar. Saçlarım tutuştu önce, Gözlerim yandı kavruldu. Bir avuç kül oluverdim, Külüm havaya savruldu. Benim sizden kendim için Hiçbir şey istediğim yok. Şeker bile yiyemez ki Kâat gibi yanan çocuk. Çalıyorum kapınızı, Teyze, amca, bir imza ver. Çocuklar öldürülmesin, Şeker de yiyebilsinler. (Nazım Hikmet) SAVAŞI HAKLI GÖREN ZİHNİYETLERE LANET OLSUN
  6. gloria şurada cevap verdi: Efendi Türkler başlık Güncel Konular
    Siz neyi savunuyorsunuz Sayın Suheyla? Neyi savunuorsunuz? Muslumanlığa mı karşıcıkıyorsunuz? Yahudiliği mi savunuyorsunuz? Savaşı mı savunuyorsunuz, muslumanların bu katli hakettiklerini mi savunuyorsunuz? Yahudilerin haklı olduklarını mı savunuyorsunuz? Haklı savaşa mı inanıyorsunuz? Bunu doğru mu buluyorsunuz? Yoksa ne olursa olsun savaş kotudur mu diyorsunuz, kimse böyle bir katli haketmez mi diyorsunuz, Lutfen sorularıma tek tek cevap verebilir misiniz? Yanıldığımı dusunmek istiyorum...
  7. gloria şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde İkizler Burcu
    Son derece hak veriyor ve sonuna kadar katılıyorum sana Bu arada şizofrenlerin çoğu da bizim burçtan çıkıyormuş
  8. Ben bu duzenin içineeee.... Biz formasyon alalım, bu iş için bir sürü sınava girelim, ter dökelim, kazanalım, geçelim ama öğretmenlik yapma yetkimiz anlamsız bir yasayla elimizden alınsın, bu kişiler de öğretmenlik yapsın... Boğazınıza dursun inşallah ne diyim.... Kızdım galiba Ama bu kadar haksızlık olmaz, bu kadar taraf tutulmaz... Yeter artık bu rezillik...
  9. Tek kelimeyle ıgrencler!!!! Abdurrahim Karakoç Efendinin yılbaşı küfürlerini buradan okuyabilirsiniz.... Buraya eklemedim, cunku eger eklersem bu yazı sırf yıldız dolar, işte o kadar terbiyesiz ve densiz bir yazı... -http://www.hurriyetport.com/news/120/ARTICLE/6940/2008-12-31.html- Bu ülkede nelere sansür uygulanıyorken onlar hala nasıl bu kadar özgürce yazabiliyorlar anlamış değilim, ne işe yarar ki bu gazete, tuvalet kağıdı falan muamelesi mi goruyor acaba... Bunların inançlarla ne ilgisi var yahu, inançlı bir insan bu kufurleri eder mi? Onların inandıkları eğer buna izin veriyorsa iyi ki de ben inanmıyormuşum... Ahlaki değerlerden bu kadar mı yoksun olabilir bu insanlar, nedir bu içlerindeki nefretin sırrı? Korkutucu bu insanlar, bu densizliğin sonu nereye varacak çok merak ediyorum...
  10. gloria şurada yorum gönderdi gloria'nın blog başlığı içinde şeb-i yelda...
    Teşekkurler canım
  11. gloria şurada yorum gönderdi gloria'nın blog başlığı içinde şeb-i yelda...
    Umma Tauruscum yaaaa, ben ummuyorum cunku ben inanıyorum, artık bir daha da mutsuz etmeyeceğim kendimi, bir daha gelmeyecek bu yıllar bana, bir daha da yaşayamayacağım, geri dönemeyeceğim bu yıllara... Ve ayrıca sen de mutluluğu hakeden insanlardansın benim için ve inanıyorum kiii mutluluğun artık daim olacak
  12. gloria şurada yorum gönderdi gloria'nın blog başlığı içinde şeb-i yelda...
    Godziiiiiciiim, 2003 vaaaaar, 2004 vaaaar, 2005 vaaaar, 2006 vaaaaar, 2007 vaaaar, 2008 vaaaar... Ama böyle devam edersek nasıl yaşayacağız gunumuzu, nasıl geleceksin bugune, eğer geçmişin ustune yuklemiş olduğu bu sıkıntıları bir an once silkeleyip atmazsan o sırtından yakında kamburun cıkacak... Olmuyo böyleeee ama... Şimdi bak bu yazıyı okuduktan sonra sana yapman gerekeni söyleyeceğim ve sen itiraz etmeden bu dediğime "HE KURBAN" diyeceksin tamam mı? Bu yazıyı okuduğun gunun ertesi sabahı, yataktan kalkıyorsun ve direkt olarak kendine bir ayna buluyorsun, aynaya bakıyorsun ve son derece ciddi, aynı zamanda kızgın bir surat ifadesiyle kendine bakıp diyorsun kiiii; GODZİİİİİİİİİİ, SİLKELEN VE KENDİNE GEL, KENDİNE GELMEK YETMEZ, 2009 A DA GEL" Böylece ışık hızıyla 2009 a geçiş yapıyorsun, geçmişten kurtuluyorsun ve gunumuze ani geçiş yapıyorsun... Ondan sonra herşey yoluna giriyor... Beni dinleeeee beniiiiiiiiii!!!!!!!!!!!!!!! Aaaaaaaaaaaaaaaa!!!!!!!!!!!!!!!
  13. gloria şurada yorum gönderdi gloria'nın blog başlığı içinde şeb-i yelda...
    Ruaaaaacım, Bak bu yoga işini en başından beri ben sana da öneriyorum, sen ve ben gibi karışık zihinler ancak ve ancak yogayla temizlenir.. Gel diyorum sana, gel zihnimizi temizleyip, arındıralım diyorum... Dunya barışına hizmet edelim diyorum, ne diye gelmiyorsun be yaw Kapadın mı 2008 ile hesabını Kapa kapa, önümüzde koskoca bir 2009 var artık...
  14. gloria şurada yorum gönderdi delifırtına'nın blog başlığı içinde delikızın türküsü
    Çok ilginç, çok inanılmaz ama bir o kadar da gerçek... İnsana vayyy be dedirtiyor... Dusunsenize nasıl zarar gormuşler ki o savaştan, nasıl canlarına tak etmiş ki böyle bir yönteme başvurabilmişler... Biz kadınlar var ya gerektiğinde bu dünyanın dengesini değiştirebilecek kadar güçlüyüz işte... Bunu demekten kendimi alamıyorum... Belki bu yontem cok acımasızca olabilir ve benim boyle bir yontemi takdir edişim şaşırtıcı da olabilir ama herşey barış için olunca ve zamanında işe yaramaz diye, erkek olmadı diye diri diri toprağa gömülen kız çocuklarını dusununce pek de acıyasım gelmiyor bu olaya... Temiz iş, ne yalan soyleyeyim... Kökten çözüm... Duygusalız biz kadınlar haa öyle mi? Bakın iş başa dusunce nasıl da cani olabiliyoruz SAVAŞLAR BİTSİN ARTIK!!!!!!!!
  15. gloria şurada yorum gönderdi gloria'nın blog başlığı içinde şeb-i yelda...
    HEPİMİZE CANIM, HEPİMİZE GELSİNNNN
  16. gloria şurada yorum gönderdi gloria'nın blog başlığı içinde şeb-i yelda...
    Didem biliyorum vallahi de billahi de inanmayacaksın ama bu ß olayı vallahi de billahi de yine tesadüüüüüüüüüüüüüüüüüf Şaştım kaldımmmmmm
  17. gloria şurada bir blog başlığı gönderdi: şeb-i yelda...
    ßu yılı böyle güzel bitireceğimi birkaç ay önce soyleselerdi hayatta inanmazdım. Çünkü bir kaç ay önce kendimden, hayattan ve neredeyse herkesten nefret edecek bir ruh halindeydim... Çok canım acıyordu, dokunsalar kırılacak camdan bir kalp gibiydi kalbim... Dokunmayın bana diyordum, dokunmayın, canıııııııııım acıyooor... Oysa şimdi, son birkaç gündür ve hatta son zamanlarda demek daha doğru olacak, o halde son zamanlarda, çok şey öğrendim yaşantımdan.... 2008'e dönüp baktığımda hatırlayacağım çok şey olacak biliyorum ama ben o çok şeyin birçoğunu unutmak istiyorum... Hatırımda kalmasını istediklerimi ise burada sizlerle paylaşacağım... Çünkü yazılı kaydım olsun istiyorum bir yerlerde... Dönüp dönüp bakılası birşeylerim olsun istiyorum... Bir kez daha nefret denilen o hain duygunun içime dolmasını istemiyorum, ola ki dolarsa nefretin geçici bir duygu olduğunu, istenirse huzurun onun yerini alacağını görmek, okumak, yeniden hatırlamak ve nefretimi bir kez daha, yeniden yok edebilmek istiyorum... Bu sebeple diyorum ki; Ben her ne yaşamışsam yaşamışım ama bu yaşantıların sonucunu ne mutlu ki AF kelimesiyle noktalayabildim... Çünkü ben bu yıl affetmeyi ogrendim... Kendimi affetmeyi, Herkesi affetmeyi, Herşeyi affetmeyi öğrendim... Geçmişimden dolayı kendimi suçlamamayı öğrendim... Hatalarımın olabileceğini ama bu hataların sadece birer hata olduğunu ve bunları herkesin yapabileceğini öğrendim. Daha da önemlisi hatalarımı kendimi suclamadan, kimseyi suclamadan en doğru sekilde tamir edebilmeyi ogrendim... Ve bir şey daha var ki o da herşeyin üstesinden gelemeyeceğimi öğrenmiş olduğum... Üstesinden gelemeyeceklerimi Tanrı'ya teslim etmeyi öğrendim... Sonunda oldu işte, artık huzur doluyum... Doğru veya yanlış ne yaşadıysam yaşadım sonuçta BİTTİ... Bir şekilde bitti... Nasıl bittiğinin hiç ama hiç önemi yok... O bitiş geçmişte kaldı... Ve ben geçmişimi kurcalamanın ve hatta hırpalamamın hiçbir anlamı olmadığını da öğrendim... Şimdi artık huzur dolu muyum? Evet... Peki mutlu muyum? Evet.. İyi miyim, kendimi daha iyi hissediyor muyum? Evet... O halde TEŞEKKÜR EDERİM YAŞADIĞIM HERŞEYDE, iyilerimde, kötülerimde, acılarımda, hüzünlerimde, eziyetimde, ızdırabımda, sevinçlerimde, mutluluklarımda, mutsuzluklarımda, dinginliğimde, yorgunluğumda BENİMLE BİRLİKTE KALMAYA DEVAM EDEN VE BENDEN ASLA VAZGEÇMEYEN bedenime, beynime ve yüreğime SONSUZ TEŞEKKÜR EDİYORUM... İYİ Kİ VARDINIZ... İYİ Kİ VARSINIZ ______________________________________________________________________ UMARIM SİZLER DE YENİ YILA GİRMEDEN ÖNCE KENDİNİZİ, HERKESİ VE HERŞEYİ AFFETMİŞ OLURSUNUZ... BU ÇOK ÖZEL BİR DUYGU İNANIN, BUNU HEPİNİZİN HİSSETMESİNİ YÜREKTEN DİLERİM... DİLERİM Kİ HEPİMİZİN VE GÜZEL DÜNYAMIZIN YENİ YILI, TÜM NEFRETLERDEN VE NEFRETİN YARATMIŞ OLDUĞU TÜM KÖTÜ DUYGU, DÜŞÜNCE VE EYLEMLERDEN ARINMIŞ, SAF SEVGİYLE DOLU BİR YIL OLUR... SAVAŞA HAYIR!!! BARIŞ, SAF SEVGİDİR BARIŞ, KARDEŞLİKTİR BARIŞ, HUZURDUR BARIŞ, MUTLULUKTUR BARIŞ, AŞKTIR... BARIŞIN OLDUĞU, BARIŞLA DOPDOLU BİR YIL VE YILLAR GEÇİREBİLMEK DİLEĞİMLE... MUTLU YILLAR
  18. gloria şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    Dayııııııııııı, Senin neden blogun yok? Bir blog aç bence acilen, söz veriyorum en sıkı takipçilerinden olacağım sözzzzzzzzzzzz
  19. gloria şurada yorum gönderdi rina'nın blog başlığı içinde rina's Blog
    Çok guzelmiş bu yazı Rinacım, okuyunca içimden birden erkek olmak geçti... Keşke erkek olsaydım dedim vallahi, gerçekten de ne kadar kolay aslında bizi mutlu etmek Ben eğer bir erkek olsaydım ve bu yazıyı okumuş olsaydım ve erkek olmamın yanı sıra bir de Bülent gibi bir erkek olsaydım sanırım çok şey değiştirirdim ilişkime bakış açımda... Kız ne kadar kolay hakkaten bizi mutlu etmek yaaaaaaaaaaaaaaaa Şşşttt pişşşt erkekler bakın okuyun da biraz feyz alın feyzzz....
  20. gloria şurada yorum gönderdi suheda_'nın blog başlığı içinde Şehr-i Hüzün
    Yoook gordummmm tamammmmmmm Çok guzellerrrr Ben ordayken gölün içinde sadece kurbağalar vardı şikerim
  21. gloria şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    Ayyyyyyyyyyy sesine kurban oldugummmmmmmm
  22. gloria şurada yorum gönderdi suheda_'nın blog başlığı içinde Şehr-i Hüzün
    Nerde hani resimler?
  23. gloria şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    Bazen hiç televizyon izlememek, hiç gazete okumamak istiyorum, dunyadan bihaber olmak istiyorum, cunku dunya can acıtıcı olmaya başladı artık... Bu sabah işe biraz geciktim, kar yağıyordu, acele etmim yolar iyice açılsın dedim, o arada da televizyonu açtım haberlere baktım... Keşke açmasaydım, gerçeklerden kaçılmaz biliyorum ama bu da gerçek mi canım yaaaaaa.... Ben bunlara inanmak istemiyorum, ben bebeklerin ölduğunu, çocukların vuruldugunu, babaların annelerin ağladığını, çocukların annesiz babasız kaldığını görmek istemiyorum. ben savaş istemiyorum, haklı, haksız savaş istemiyorummmmmm... Devlet istemiyorum, hukumet istemiyorum, sınır istemiyorum, para istemiyorum, insanları savaşa sokan, canlı cansız ne varsa yok eden lanet savaşları istemiyorum... Bu akşam okulda yeniyıl partisi var ama ben kalamayacağım, kalmayacağım... İçimden gelmiyor...
  24. gloria şurada yorum gönderdi suheda_'nın blog başlığı içinde Şehr-i Hüzün
    Uzungölde iki gun kaldık Ben gittiğimde şantiye gibiydi Çok guzel bir manzarayı maalesef turistik tesisler ugruna son derece çirkin bir yer haline dönüştürmüşlerdi... Çok üzüldüm ne yalan soyleyeyim, şimdi duzenlenmiştir artık herhalde değil mi?
  25. gloria şurada yorum gönderdi suheda_'nın blog başlığı içinde Şehr-i Hüzün
    Kara ben de bayılıyorummmmmmm... Şu an İstanbul'da da yağıyor ama oyle lapa lapa değil, olsun yine de güzelll... Kar niye bilmiyorum ama içimde çok farklı bir duygu oluşturuyor... Yaz aylarını sever herkes, cıvıl cıvıl falan derler ya yaz için, ben bu duyguyu kar yağarken daha çok hissediyorum oysa... Kar soğuktur aslında ve ben soğuk hiçbirşeyi sevmem ama kar, çocukluğumu hatırlattığımdan mıdır nedir, soba uzerinde kızaran ekmekleri, babaannemle yaptığımız kar meleklerini, arkadaşlarımla oynadığımız kar toplarını, büyük küçük demeden kendimizi sokaklara atıp, yokuş aşağı hızla kayışlarımızı, babamla evimizin bahçesinde yaptığımız kardanadamları mı nedir bilmiyorum işte ama bu kadar soğuk birşeyi bana sıcacık duygularla hissettirecek başka birşey gelmiyor aklıma... Kar mutluluğum benim, kar çocukluğum, kar babaannem, kar arkadaşlarım, kar çocukluğumun evinin bahçesi, önündeki yokuşu... Kar, aşkkkkk....

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.