gloria

Sümela'ya gitmiştim ben de... Ama biz maalesef içeri girememiştik... Biraz gecikmişiz Sumela Manastırı da korku filminden bir sahne edasına donuşmuş Sisler basmış, hafif hava karanlık, manastırın havası zaten ayrıııı, ruzgar esiyor, hafif yağmur çiseliyor, bi an manastıra gitmeden acaba geri mi donsek diye dusunmedim degil ne yalan soyleyeyim... Ama sonra butun Karadeniz turunun ardından geri dondugumuzde dusunduk de aslında gezdiğimiz yerlerin en omorfosuydu Sumela Manastırı... Yazını okuyunca benim aklımdan geçti yeniden o gunler... Guzel yazı yureğine sağlık cancağızım

Sen yine iyisin tatlısı, asıl bana baksana Ben daha yeni gördummmm bu sayfayı... Eşeklik dediğin şeyi tek başına sana mı kalacak sandın Olduuuu, gördugun gibi onu bile birlikte yapmışız Ama çook geçmiş uzerinden bu sayfanın Geçmiş doğum gunun kutlu olsun demiyorummm, gelecek tum doğum gunlerin kutlu mutlu olsun Radyacığım Biz belki eşek olabiliriz, doğum gününü buralardan kutlamayı bir şekilde bir sebepten ihmal edebilir ya da unutabiliriz ama her zaman yanında olacağız, her doğum gününde biz hayatında olacağız Dimi Godzi'm? Seni çok seviyorum

Bi yerde aynı

B2 vitamini eksikligi zayıflatıyomuşşşşşş demek ki B2 eksilsin 2 beden zayıfla diyo tanrı bana

Boğa mı olmuşummmmm ben hayatta olmam, önyargım var onlara karşı

Radyacım, çok dikkatlisin balım ben bunu B olayını bilinçli yapmıyorum aslında tamamen tesaduf çok çok ilginç yemin ediyorummmmm vallahi bilinçli değil, bir önceki ilk harf duzenlemesini yaparken farketttim ben de bunu ve bugun yine duzeltirken farkettim ki yine yeni yeniden B olmuşşşş.... Çok hoşuma gitti bugun aslında bu tesadüf ve karar verdim eğer unutmazsam bundan böyle B ile başlayacak tum yazılarım bilinçli olacak yanii Aslında gecen de de dikkat ettim butun yazılarımı her ayın 2 sinde yazmışım, gerçi bugun bozdum bu geleneği ama bunlar inanki sadece tesaduftu... Vardır elbet bi kerameti 2B ne demek acaba 2B Nedir? 2B, 6831 Sayılı Orman Kanunu'nun 2. Maddesi B Bendi için kullanılan bir kısaltmadır. Bu tabir, orman vasfını yitirmiş araziler için kullanılmaktadır. Daha açık bir ifadeyle, orman vasfını yitirmiş, kadastro marifetiyle orman alanları dışına çıkartılmış, bir daha geri kazanılamayan ve ıslah edilemeyen araziler 2B olarak tanımlanmaktadır. benle bi ilgisi olduğunu pek sanmıyorum ama bu kadar tesaduf bir araya gelince acaba tanrı bana bi mesaj mı vermek istiyor diye dusunmeden edemiyor insan da... Bi de tabi B2 vitamini var; Riboflavin denilen maddedir. Dayanıksız olup, ısı, güneş ışığı, alkol, kafein, östrojen ile etkisizleşir. Vücutta karaciğer ve böbreklerdeki çok az miktarın dışında depolanamadığı için günlük olarak karşılanmalıdır. Barsaklarda bakteriler tarafından bir miktar üretilebilmektedir. Bu nedenle yetersiz alımlara karşın bazı kimselerde eksiklik belirtileri oluşmayabilir. Vücuttaki enzim olaylarına katılır. Stres gibi durumlarda gereksinimi artmaktadır. Galiba tanrı bana B2 vitamini eksikliğin var diyooo

Binoche Binoche Fifi Prenses'im benimmmm Kiraazzz alemsin biriciğim yaaa

Hayy yaaaa çook tatlısınız siz, bugun komple sevgi pıtırcığı olmuşuzzz.. Öncelikle Didem'im gelsene gıı İstanbul'a yeni yıla bir karla gireceğiz sanırım... Kızıımmm iş çıkışında kara yakalandım, ilk defa karda araba kullanma deneyimini yaşadımmm Çok zevkliydi beeee, bunu da yaptım sonunda Lastiklerim kakaktı mabaktı ama ben hala sapasağlamım... Çunku kendime dikkat etme iyi bakma sözü verdim ve bugün kendime çok iyi baktım, çok iyi davrandım Gelelim Sevgili Gozdiciğime.. Godzim Godzim, duzenle yok, ozellikle eklemiyorum cunku boylece bol bol incelemem oluyor Seni de çok seviyorummmm beeee... Bu arada yeri gelmişken P.S. Postscript yani kısa not, ekyazı, dipnot vs. anlamına geliyor Hani ben İngilizce kursuna gidiyorum ya ondan bi faydası olsun dedim İngilizce'nin kendime Sana da faydası oldu böylece İngilizce kursumun... İngilizce kursum seni de seviyorum beaaaaa... Herkesi seviyorum, hepinizi seviyorum.... Çok seviyorummmmmmmmmmmmmmmmmmm

Beatles'dan Michelle'i bulamadım Ama The Kennedy Choir'den dinleyelim bari

Ben hala herkesi çok seviyorummmm

Aaaaa hiç de bile Ruaaaa... Ben ikizler burcuyummm ve bizim burcumuz bi kere mukemmeldir Tıpkı benim gibi

ßu sabah saat 7:00 de kalktım... Bilen bilir uyku ile ilgili problemimi, gunde 3 saatten fazla uyuyabiliyorsam kendimi o gün için şanslı sayarım ki nitekim bugün 4 saat uyumuşum... Ne güzeeeel... Hemen fırladım yataktan, giyindim ve hızla evden dışarı çıktım... OoOo hava ne kadar soğukmuşş öyleee, buz, buzzzzzz... Dırrrrr, kar yağacak sanırım... Karı da çok severim ama bugün yağmasın lütfen... Çünkü arabanın lastikleri kabakkkkkkk ve zincir de yok zaten... Üstelik olsa da ben zincir mincir takamam, beceremem yaniii... Yağmaz kar falan hem... Yağmayacak... Neyse işte güzel güzel kabak lastikli arabama bindim ve radyomu açtım.... Tanrımmmmm en sevdiğim şarkılardan birisiiiii... Güne güzel başlamak diye buna derim ben işte... Beatles'ın "Michelle"i... Yarı İngilizce, yarı Fransızca sözleriyle içime doldurduğu ekstradan coşkunun sınırı yok gibi birşey... Michelle, ma belle These are words that go together well My Michelle Michelle, ma belle Sont des mots qui vont tres bien ensemble tres bien ensemble I love you, I love you, I love you that's all I want to say Until I find a way I will say the only words I know you'll understand Michelle, ma belle Sont des mots qui vont tres bien ensemble tres bien ensemble I need to, I need to, I need to I need to make you see Oh, what you mean to me Until I do I'm hoping you will know what I mean I love you I want you, I want you, I want you I think you know by now I'll get to you some how Until I do I'm telling you so you'll understand Michelle, ma belle Sont des mots qui vont tres bien ensemble tres bien ensemble And I will say the only words I know that you'll understand My Michelle Bu sözlerin güzelliğine hayranım ben, çok basit belki ama bir o kadar da güzel işte... Mesela şuraya bir bakın lütfen: Seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum Hepsi bu, söylemek istedim Başka bir yol buluncaya kadar Sadece bu kelimeleri söyleyeceğim, biliyorumki anlayacaksın... Değil mi yaa, "Seni Seviyorum" dersin, yetmez kimi zaman, bana olur mesela; sanki içimdeki sevgiyi tam manasıyla anlatamamışım gibime gelir... Tıpkı şarkının sözlerindeki gibi, sevgimi anlatmanın başka bir yolunu ararım, ararım ama yoktur işte. Ne kadar ararsam arayayım boşunadır aslında... Çünkü bu kelimeler tam manasıyla SİHİRLİ KELİMELERDİR... Hem de o kadar sihirli ki içten bir samimiyetle söylendiğinde karşıdaki ne demek istediğini anlıyıveriyor şııııp diye... Neyse uzatmayayım ben fazla, sonra uzun yazıyorum diye yazılarımı okumuyor bazıları... "Güzel uyandım" demiştim, içimde inanılmaz bir coşku var. Bir sevgi pıtırcıklığı durumu hakim tüm bedenime ve ruhuma, böööyle içim falan kıpır kıpır... Tanrııııııımmm yerimde duramıyorummmmm... Birisiyle konuşmak istiyorummm... O anda içime iki kişi doğuyor, birisi Didem... Diğerini siz tanımazsınız... Diğerini arıyorum önce... Hala uyuyor... Uyku sersemi, aradığımı, konuştuklarımızı hatırlar mı bilmiyorum ama ona kocaman bir SENİ ÇOK SEVİYORUM diyorum, gerisi zırvadan ibaret... Sabah sabah insan, böyle tuhaf bir coşkuyla uyanıp, herkese SENİ SEVİYORUM demek istediğinde durumu anlatabilmek için ister istemez azıcık zırvalıyor işte... Sonra kapatıyorum telefonu... Didem'i aramak istiyorum. Onu aramam lazım... Ama onu aramak için saat şu an çok erken, ya çoluk çocuk uyuyorlarsaaa... Banane, uyuyorlarsa uyuyoooorlar, uyansalardı napiim... Hem ben onunla her sıkıntımı paylaşıyorum, biz hep sıkıntı mı paylaşacağız, biraz da güzel olduğumuz anları paylaşalım nolmuş yaniiii... Ben mutluyum, o da mutlu olur benim mutluluğumdan biliyorum, ona da geçer coşkum, onun da günü güzel geçer benim gibi biliyorum... Arayacağım... Arıyorum, yok hayır aramıyorum önce mesaj yolluyorum, niyeyse bir kibar olayım kaygısı taşıyorum içimde... "Didem uyan hadi, konuşmam geldi" diye yazıyorum... İki dakika bekliyorum, cevap yok... Sonra bir mesaj daha... "Uyan" ha bunun yanında bir de gülücük ekliyorum şöyle yani; "Uyan " 3 dakika kadar daha bekliyorum , hala cevap yok ve bir mesaj daha... "Yaaaa uyan!" Ve sonunda cevap geliyor "Heeeeeeee" Yaaaa ben bu kadını seviyorumm beeeeee... Didemmmmmmmmmmmmm, seni seviyorum ben... Seni çok seviyorum bacım, Seni çok seviyorum canım dostum, seni çok seviyorum benim canım arkadaşım... İYİ Kİ VARSIN... İYİ Kİ VARSIN... İYİ Kİ VARSIN ________________________________________________ P.S. Didem'in Radya olduğunu bilmeyen yoktur herhalde...

Ama bu şimdi nasıl anlatılır ki? Kapsamı çok geniş sorular bunlar... Meditasyonu şimdi burada tanımlamak bana gerçekten de imkansız gibi geliyor... Anlatmaya çalışıyorum, yarım saattir ugrasıyorum, yazıp yazıp siliyorum, cidden eksik kalıyor ne desem... Aslında öncelikle şöyle bir şey yapsak, mesela siz neden bu soruları soruyorsunuz, cevaplar ne işinize yarayacaktır, Siz meditasyon yapıyor musunuz? Yapmıyorsanız yapmayı mı dusunuyorsunuz? Bu sorulara verilecek cevaplar bence daha onemlidir... Eğer ki daha önce meditasyon yapmamışsanız, hazırlıklı olun buna siz de her an başlayabilirsiniz, gördum ki aslında sizin için herşey hazır bir meditasyon eksik Yöntemler bir değildir, bir olmadığı gibi kişisel, ruhsal gelişimlerimize, geçmişimize, fiziksel durumumuza göre farklı sonuçlar da yaşayabilirz. Benim anlatacaklarım yeterli olmayacaktır butuk ihtimalle o nedenle SAHAJA YOGA diye yazabilirsiniz google'a bir web sitesi var orayı inceleyebilirsiniz. Bunun yanı sıra KUNDALİNİ'yi araştırabilirsiniz. O zaman daha net konuşabiliriz bunları... Böyle anlatmam inanın çok zor

Özlem bence BİTMEMİŞLİĞİN DUYGUSUDUR... Biten, bitirilmiş hiçbir şey için ÖZLEM hissedilmez... Özlediğin, gidip göremediğindir; Ama gidip görmek istediğin Özlem, gidip görememendir; Ama gidip görmek istemen Özlediğin, gidip görmek istediğin- Ama gidip göremediğin Özlem, gidip görmek istemen- Ama, gidememen, görememen; Gene de, istemen... Oruç Aruoba ile de bir katkıda bulunayım dedim güzel yazına bebiiiğiiiiimmmm

5 Benim olsun Avatarım da 5 diyooo

Çok hoş bir yazı, zevkle okudum... Boyle zevkle okuduğum bir yazıya katkıda bulunmak da zevk olacaktır benim için "Sürekli mutluluğu sağlayacak şey, insanoğlu için olanaksızdır: Yalnız Tanrı'dır tam mutluluğa erişen, zira 'saltanat ve iktidar ve şan ve şeref' O'nundur." Başka dünyaları bilmem ama bu dünyada SÜREKLİ MUTLULUK diye birşey olmadığına inanıyorum evet... Kimi zaman mutlu olunur doğru ama bunlar insan hayatının hep kimi zamanlarıdır gerçekten de... Herhangi bir sınav mesela... O sınavı kazanırsın mutlu olursun ama sınavı kazanmış olmanın mutluluğu hiçbir zaman ömür boyu sürmez... Çünkü ömür boyu daha çok sınavlar verilecektir bu hayatta... Bir an geldiğinde mutlulukla sonuçlanan sınavın yerine gelecek yeni bir sınav bu defa da kaygıya sebep olacaktır... Çünkü mutluluk yerini hep diger duygulara terk edecek kadar nankör bir duygudur. Eninde sonunda sizi terk eder... Bir o kadar da sadıklığı söz konusudur. Döner gelir yine... Ama bunların yanısıra bağımsızdır mutluluk, bağlanmayı sevmez, olduğu yerde kalamaz yine gider... Gider, gelir, gider, gelir, gider, gelir, gider, gelir... Çünkü mutluluk GİTGEL AKILLIDIR bi arkadşaım demişti ki "Arama artık mutluluğu, yok oyle birşey... Artık huzuru bul" Mantıklı geldi bu dediği ve ben sonunda vazgeçtimmutluluğu aramaktan artık, huzuru bulma kaygısına düştüm... Ama huzur dediğim şey de kaygıyla bulunmaz ki... Diğerlerine de daha sonra yorum yaparım Tekrar teşekkürler, güzel düşüncelerini paylaştıgın için

Hakkatten sen arada bir de olsa benim hatrımı neden sormuyorsun ki? Bak şimdi benim kafam bu soruna takıldı, kendime durduk yere yeni bir sorunsal daha yarattım

Benim bebiğimmmmmmmmmmmmmmmm Blogları unutmuşum ben yine Halbuki birşey yazmayı planlıyordum, neyse gec olsa da yazacağım o yazıyı Seni ne denli çok sevdiğimi biliyorsun, çok da özledimmmmm deli gibi özledim... Ve bitanem burdan geç oldu billiyorum ama iyi ki doğdun ve iyi ki dostumsunnnnn Bana bak bugun Jolly Tour ile konuştum Anladın sen onu

Ben meditasyon yapıyorum ve hatta bugunlerde daha da sık yapıyorum, hatta abartıp gun içinde 3 saate yakın zamanımı buna ayırdıgım da oluyor, boyle giderse 24 saatimi de ayıracağım cunku başka turlu rahatlayamıyorum, başka turlu affedemiyorum... Başka türlü iç huzurumu yakalayamıyorum... Eskiden sadece evde yapardım, boş vakit bulduğumda veya gece yatmadan önce... Ama şimdi yoga dersleri de almaya başladım çunku bunun benim için bir ihtiyaç haline dönüştüğüne inanıyorum. Daha iyiyim, birşeyler değişiyor biliyorum...Kabul ediyorum ve de af... Maviciğim, hani demişsin ya "Bana göre değil,ben yemek yerken ve çizgi film izlerlen gayet mutlu oluyorum." diye doğrudur canım sana katılıyorum tabii, ben dem mutlu oluyorum bunlardan ama gun geliyor mutluluk kavramını cok uzagında yaşadığın zamanlar oluyor, gun geliyor izledigin filmden zevk almayı bırak onu anlayamayacak kadarona boş baktığın gunler.... hayata da işte böyle boş baktığın gunler... Seni mutlu eden şeyleri yapamadığın ya da yapıyorsan onların seni mutlu ettiğini hatırlayamadığın anlar geliyor canım... Yine senin dediğin gibi "canımızı sıkan insan ve durumlar" doluveriyor hayatımın taaa ortasına... işte öyle bir zamanımda meditasyon beni iç huzuruma kavuşturuyor, daha dışarıdan bakabiliyorum artık olaylara... Canım çok yandı benim, bunu söylememe bile gerek yok sen hissetmişsindir zaten yazdıklarımdan... Radya'cığım bilir, içime dolan öfkeyi... O öfkenin nasıl beni öldürdüğünü... Söylediğim birşey vardı Radyacığım hatırlıyor musun? "Önce kendimi affetmek zorundayım" diyordum.... Kendimi kabullendim, hatalarımı kabullendim, kendimi affediyorum ve herkesi, herşeyi affediyorummmmm

TELEFON KULUBESİNDEN KURTUL Yeni bir oyun daha öneriyorum arkadaşlar size... Oyunu oynarken sesli oynamanız gerekiyor aksi takdirde sesli bilgileri duyamaz ve oyunu bitiremezsiniz. Bunun dışında İngilizce bilginizin de az birazcık yeterli olması lazım cunku bu sesli bilgiler İngilizce olarak veriliyor. İpuçlarından yararlanma konusuna gelince, not alın arkadaşlar, aksi takdirde bu ipuçlarını birleştirmek kimi zaman ciddi zaman kayıplarına yol açıyor ve küçük bir ipucu, kimi zaman bulunan ipuçlarını bir araya getirerek tek parça yapmanız, kimi zaman ayrı ayrı kullanmanız gerekebilecek... Ve son bir not: Bulduğunuz her bir bilgi bir şekilde mutlaka ama mutlaka kullanılıyor... Aksi takdirde o kulubeden kurtulmak mümkün değil, hatta kapı açık olsa bile kurtulamıyorsunuz... Zorlayın bakalım kendinizi, tum bu ipuçları sizce neye yarıyor olabilir acaba Hadi kolay gelsin... TELEFON KULÜBESİ-OYNA

CRYPT KEEPER Yine heyecan dorukta, Bulduğunuz her malzeme sizi mutluluktan havalara uçuracak kadar zor bulunuyor Bunların ne işe yaradığını, tahmin etmek kimi zaman son derece güç... En sevdiğim hapis oyunlardan birisi ve gerçekten inanılmaz zevkli... CRYPT KEEPER-OYNA

HAPİS Diğerlerine göre daha basit, çözümü daha kolay bir oyun ama eğlenceli, ben bunu da çok sevdim, tavsiye ediyorum tabii ki AMAÇ: Hapis kaldığın bir evden kurtulman gerekiyor ________________________________________ Kurtulmak için duvardaki yuvarlağın dört parçasınıda bulman gerekiyor. Bunun için odalarda dolaş ve gördüğün objeleri topla. ________________________________________ IPUCU: 50 kuruşu bul ve onun üzerindeki sayıyı kullanarak gizli kasayı aç. ________________________________________ Resimler: 1. objeler-tıkla 2. sonu - tıkla HAPİS-OYNA

THE DOORS: Bu oyunun tanıtımını sitenin hazırlamış olduğu tanıtımı kullanarak yapacağım kusuruma bakmazsanız. "Zeka oyunlarinin en zekisi burada! ________________________________________ Çoğu oyuncudan çözülmesi imkansız sanılan bu süper oyun ´un amacı: Gizli objeleri bul ve odalardan ilerleyerek evin çıkışını bul! ________________________________________ Oynamak için PLAY tıkla. Oyun boyu sadece Fare´ni kullan ________________________________________ Not: Bu oyunu çözene helal olsun! KralOyun-Ekibinin saatlerini aldı" Benim de saatlerimi aldı ama çözdüm, son derece guzel bir oyun... Tavsiye ederim… THE DOORS-OYNA

VIRIDIAN ROOM Oynadığım oyunlar içinde mantığını en zor bulduğum, beni en çok ugraştıranlardan bir tanesine geldi sıra… Oldukça zor ve düşündürücü bir hapis oyunu … Oyun karanlık bir odada başlıyor, o yüzden önce ışığı açıyoruz ve ardından bütün gerekli parçaları bulup, aralarındaki bağlantıyı kuruyor ve oyunun sonuna geliyoruz. Bu arada bu bir ruh kurtarma operasyonudur Bakalım bu odadan kurtulmaya çalışan ruhu kurtarıp, sonsuz huzuruna kavuşturabilecek misiniz? VIRIDIAN ROOM-OYNA

YATAK ODASINDA HAPİS Işığı açın ve bu odadan kurtulmak içine gerekiyorsa yapın… Çünkü burada bir cinayet işlenmiş, kimbilir belki de o cinayetin işlendiği yerden kaçamazsanız siz de bir kurban olabilirsiniz Göz işaretiyle bulduğunuz malzemelerin detaylarını görebilir. Malzemelerin konulacağı kutucukların yanındaki ok işaretiyle de odada dolaşabilirsiniz. YATAK ODASINDA HAPİS-OYNA