Zıplanacak içerik

gloria

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

gloria tarafından postalanan herşey

  1. Bu bilginin özellikle lodosla ilgili kısmı bana çok ilginç geldi, paylaşmak istedim... Lodosun migreni tetiklediğini biliyordum ki nitekim ben bu anlamda lodostan oldukça fazla etkilenirim ama bu şişkinliğimin nedeninin lodos olabileceği hiç aklıma gelmezdi... Çok ilginç... Bugün lodos var ve ben inanılmaz şişkinim... Şişman değilim yaniiiii, şişkinimmmmmmmmmm
  2. Sadece vücudumuza giren tuz ve sıvı miktarı ödemi artırmıyor. Sadece vücudumuza giren tuz ve sıvı miktarı ödemi artırmıyor. Ödem bahaneye bakıyor. İlaçlar, hastalıklar, adet dönemleri bir yana, stresten dağ sporlarına, aniden çıkan lodosa kadar pek çok şey ödeme neden oluyor. Bir gece de beden ölçünüz değişebilir Şişkinlik birçok kadının hayatını kabusa çevirir. Bir gecede kilonuza kilo ekleyebilir, giyim alternatiflerinizi anında kısıtlayabilir ve sizi istemediğiniz giysilere zorlayabilir. Oysa karnınız düz ve sıkıysa, dünya olduğundan daha iyi ve daha güzel görünür. Kotlarınıza rahatlıkla girersiniz, zarif siyah elbiseleriniz size gerçekten yakışır ve bikiniler korkutucu olmaktan çıkar. Evet, bir zayıf bir şişman görünmenize neden olan ödemin pek çok nedeni var. En bilineni, kadınlar için her ay bir ritüel haline gelen adet dönemi şişkinliği. Regl döneminde değişen hormonlar nedeniyle vücudun su tutması şişliğe neden oluyor. Reglin ikinci gününe kadar yapılan tartılarda ibre 1.5 kilo fazlasını gösterebiliyor. İkinci günden sonra vücut tuttuğu suyu bıraktığında şişlik de sona eriyor. Bu nedenle uzmanlar, nedeni ne olursa olsun vücudumuza giren sıvı ile atılan sıvı arasındaki dengenin bozulmasının ciddi şekilde ödeme neden olduğunu söylüyor. Gıda tahammülsüzlüğü Sindirim sisteminde sıkışıp kalmış gazların, karın bölgesinin görünümünü fazlasıyla bozduğu ise ortada. Kimi kişilerde görülen gıda tahammülsüzlükleri de ödemin başlıca nedenlerinden. Kabızlık, aşırı alkol, aşırı tuz, çok hızlı yemek yemek ya da haşlanmış fasulye gibi gaz yapıcı besinlere fazla ağırlık vermek istenmeyen şişliklere zemin hazırlıyor. Hareketsizlik, iklim ve ısı değişikliği, lodos, kalp, böbrek, tiroit gibi kimi hastalıklar, ilaçlar, hatta dağ sporları, stres gibi pek çok şey de ödem yapıyor. Ödemin altında ciddi sağlık sorunlarının yatabileceğini de akıldan çıkarmamak gerekiyor. Ne yiyip ne içeceksiniz? Şişkinlikle ilgili ciddi sorunlar bir yana aşağıda yaptığımız önerilerle beslenmeden kaynaklanan şişkinliklerin önünü almak mümkün… İşte şişkin karınları indirmek için bazı ipuçları: • En çok şişkinlik yapan buğday gibi besinlerden uzak durun. Pirinç ve yulaf gibi daha iyi tolere edilen besinlere yönelin. Mısırlı kahvaltı gevrekleri yerine kepekli olanları tercih edin ya da kahvaltıda meyveli yoğurt yiyin. • Bol bol meyve - sebze yiyerek ve bol bol sıvı içerek kabızlığı önleyin. Ayrıca ihtiyaç hissettiğinizde tuvalete gidin. Direnmek sindirim sisteminizi daha da tıkayabilir. • Probiyotik besinleri (asidofilus) deneyin. Bunlar, sindirim sisteminizdeki iyi ve kötü bakteri dengesini düzeltmenize yardım edebilir. Bu denge bozukluğunda sisteminiz yavaşlar ve bu da bağırsaklarınızda gaz birikmesine yol açabilir. Probiyotikleri, besin tamamlayıcısı olarak eczanelerden alabileceğiniz gibi, her gün doğal yoğurt yiyerek ya da yoğurtlu bir içecek içerek de vücudunuza alabilirsiniz. • Meyve çanağınızı doldurun. Elma, armut ve kayısı iyi potasyum kaynaklarıdır ve potasyum, bedeninizin sıvı dengesini düzeltmeye yardım eder. Bu meyvelerde bağırsak hareketlerinizi düzenleyen, pektin adlı çözünebilir liften de bol bol bulunur. Kiraz ve turunçgiller de şişkinlik yapmayan meyvelerdendir. Ananas şişkinliği alt etmekte çok işe yarar. Ananasta bulunan mucize enzim bromelin, sindirimi kolaylaştırır, gazı azaltır ve midenizi rahatlatır. Taze ananas, konservesinden iyidir, konserve ananasta çok daha az bromelin bulunur. Papayayı da deneyebilirsiniz. İçerdiği papainadlı enzim, özellikle ağır, etli yemeklerden sonra sindirime iyi gelir. 3 soru 3 cevap Soru: Tuzu bırakmak şişkinliği önleyebilir, ama o zaman yemeklerimi nasıl tatlandıracağım? Cevap: Öncelikle masanızdaki tuzluğu kaldırmakla işe başlayın. Sonra yemek tuzlarının yerine taze otları, limon ya da misket limonu suyunu deneyin. Tat algınızgiderek değişir ve buna birkaç haftada uyum sağlar. Böylece tuzu aramazsınız. Soru: Gıda tahammülsüzlüğü diye bir şey var mı? Cevap: Evet, çoğu kimse farkında olmasa da gıda tahammülsüzlüğü sıkça rastlanan bir durum. O nedenle kimi gıdaları tükettikten sonra kendinizi izlemeye alın. Şişkinliğin başlıca sorumlularından olan, buğday ve süt ürünleri gibi besinleri yedikten sonra kendinizi kötü hissediyorsanız, bir hafta kadar tahıl ve süt ürünlerini kesin ve karnınızın durumunu izlemeye alın. Dengeli bir diyetle beslenmeye devam edin ve sonuçları gün gün bir yere yazın. Lif ihtiyacınızı buğday yerine esmer pirinç, meyve ve sebzelerden karşılayabilirsiniz. Konserve balık, yağlı balıklar ve meyve kuruları kalsiyum ihtiyacınızı karşılar. Soya sütü, soya yoğurdu ve soyalı tatlılar da laktoz tahammülsüzlüğü olan insanlar için süt ürünlerinin yerini tutabilir. Belirli bir besine karşı tahammülsüzlüğünüz olduğunu düşünüyorsanız, doktorunuza görünün. Soru: Beslenme düzenimi iyileştirdim, ama hala göbeğim var. Ne önerirsiniz? Cevap: Karın bölgesindeki kasları çalıştıran uygun bir egzersizle bu bölgedeki yağlardan ve şişkin görüntüden kurtulabilirsiniz. Görüntünüz için bedeni iyi saran, kaliteli iç çamaşırları giyinmeyi deneyin. Bu sizi hem rahatlatır hem de ince gösterir. Şişkinliği önlemek için kalsiyum • Adet Öncesi Gerginlik (PMS) semptomlarına kulak verin. Eğer her ay şişkinlik yaşıyorsanız, tamamlayıcı destek almayı deneyin. Bulgular, günde 1000 mg. kalsiyum almanın, su tutulmasıyla ilgili sorunları giderebileceğini gösteriyor (ortalama günlük gereksinim 700 mg'dır). Can sıkıcı PMS semptomlarını hafifletmek için, B6 vitaminini deneyin. • Günde en az 8 bardak su için. Düzenli aralıklarla, azar azar içmek en iyisi. • Öğünlerde yavaşlayın. Acele yemekten vazgeçin, yemeğinizin tadını çıkarmaya bakın ve lokmalarınızı iyice çiğneyin. Yemeklerinizi hızla mideye indirirseniz, hava yutabilirsiniz ve bu da şişkinlik yapabilir. • Karın egzersizlerini deneyin. Pilates üst karın kaslarınızı çalıştırmanın harika bir yoludur. Pilates karnınızı gerçekten sıkılaştırabilir. Ayrıca doğumdan sonra belinizi forma sokmanın da harika bir yoludur.
  3. Ben de dun izledim bu filmi Hoşuma gitti begendim ama bu seri bir film oldugundan tabii sonu şimdilik sizi kesmeyebilir... Onun dışında başrol oyuncularını çok begendim rol için çok uygundular, çok yakışmışlardı filme... Ha tabii ben bu arada bu filmi ustuste iki kezzledim. İkincisini hızlı çekim yaptım yani bi çeşit kısa film haline donusturdum filmi Filmdeki ayrıntılar ikinci kez izlendiginde daha da belirgin hale geliyor... Başta da dediğim gibi bu bir seri film ve film, Stephenie Meyer'in aynı adlı romanından uyarlanmış... Kitaplarını okumak için; 1. kitap, Twilight (Alacakaranlık) 2. kitap, New Moon ( Yeni Ay ) 3. kitap, Eclipse ( Tutulma ) 4. kitap, Breaking Dawn ( Şafak Vakti) 5. kitap, Midnight Sun ( Geceyarısı Güneşi )
  4. Buldum bu filmi sonunda haftasonu izlemiş olacağımmmmm
  5. Bugunlerde izlemeyi en çok istediğim film bu... Fırsatını bulduğum anda izleyip yorumumu yazacağım ama hakkında ne okuduysam hep guzeldi...
  6. gloria şurada cevap verdi: Radya başlık Yabancı Sinema
    Eveeet, Bay Evet.... Radyacımm seninle bi zıt yonumuzu sonunda buldum... Hani telefonda konusurken dedin ya "AYNI BEN" diye ben de sana "EVET AYNI BEN" dedim, şimdi yorumunu okuyunca farkettim ki aslında biz "AYNI BEN" derken farklı şeylerden bahsediyormuşuz. Ben genel olarak "HAYIRCI"yımdır, sen de EVETÇİsin... hani filmin başında surekli herşeye hayır diyen ve surekli bahaneler bulup, işim var diyen tip var ya işte ben, o' yum Bu sabah yataktan saat 9:00 da çalan bir telefonla uyandım... "Hadi kalk sinemaya gidiyoruz" diyodu ses "Yok, ben daha uyuyorum, geç yattım" Telefondaki ses ısrarlı; "Bak işte uyandın, hadii gidelim" "Olmaaaaaz, kalkamam, uyanamadım daha" "Gitmeyelim mi?" "Hayır, Uyuyalım, öğleden sonra giderizzzzz" "Yaaaa offffffff, kalk hadiii, kalk, uyaaaaaaaaan, bak hazırlanıyorum ben, saat 11:00 de Fitaş'ın önünde ol, bekletme beni haa" dedi ve telefonu şakk diye suratıma kapadı.... Ondan sonra ne kadar arasam da açmadı, tabii ben bu sefer mecbur kaldım ve inanılmaz bir üşengeçlikle hazırlanıp, çıktım dışarı... Aslında benim için hayat artık hep boyle, evden cıkmayı hiç istemiyorum ama çıkınca da eve giresim gelmiyor... Neyse işte sonra sinemaya geldik, Fitaşta değil ama başka bir sinemada bu filmi gorduk, girelim mi, girmeyelim mi derken girmeye karar verdik... Bu arada, bu sinema cok ragbet goren bir sinema olmadığından biz filmde toplam 6 kişiydik... Diğer iki çift sevgiliydi bu arada... Biz Esmoşla film boyu deli gibi gulduk, ne hikmetse bizden başka kimse gulmedi Sanırım onların filmle pek ilgileri yoktu Ayyyyy gelelim filme Muthiştiiiiiii... Çok eğlendimmmmmmmm.... Ve film bitip de dışarı çıktıgımızda ben artık bir YES WOMAN olmuştum Esmoş bana ne dese, YESSSSSSSSSSSSS diyen bir tip şeklinde butun gun Beyoğlu sokaklarını arşınladım En son Esmoş, "BANA BİR KAHVE ISMARLAR MISIN" dedi ve doğal olarak YESSSSSSSSSSSS cevabıyla Starbuck sefamızı da surup, sonra guzel guzel evlerimize donduk İşte bir gunun ozeti yarın hala bir YES WOMAN olur muyum bilmiyorum ama bu film gerçekten de çok eğlenceli Hele bir de Jim Carrey severlerdenseniz, kesinlikle kaçırmayın derim...
  7. gloria şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Üyelerle Yapılan Röportajlar
    yavri yavri seni cemakenda (kızz camekan mıydı yoksaaaa ) gormuslerrrr diye bi turku var bilmem biliyor musun? Aslında boyle bir turku var mı onu da bilmiyorum ama su an saat gecenin 3:31 i ve benim klımdan bir yandan bu turkumsu şey geçerken gözlerimin önunden de bir yandan bu senin roportjın geçiyo... Çok guzel, eliniZe yureğinize sağlık, ben bunların hepsini biliyodum da bilmediğim biş varsa, ne bilimmm daha hala ogrenemediğim bişi meselaaa onu soylesene, ben onları da ogrenmek istiyorum, bu arada senin bilmedigin bişi var ama burda soylenmez, ben sana telefonda soylerim cicim ayyy çok öptummmm Sevgili Duyguseli, arkadaşımı tanımayan arkadaşlarıma da arkadaşımı iyice bi tanıma fırsatı verdiğiniz için size de ayrıca teşekkur ederim İkinize de koccemen bi muck
  8. YALAN SÖYLEMEK Pinokyo masalını bilmeyenimiz yoktur sanırım. Marangoz ustası Gepetto tarafından bir kukla olarak yapılan Pinokyo, yalan söylemez ve iyi bir çocuk olursa Mavi Peri tarafından insana çevrilecek ve bu sayede de Pinokyo'nun Babası Gepetto Usta, en büyük hayali olan gerçek bir çocuğa sahip olacaktır. Fakat Pinokyo ne kadar istese de başı bir türlü dertten kurtulmayacak ve hatalarını düzeltmek için sürekli yalan soylemek zorunda kalacaktır. Ama Pinokyo yalan soyledikçe burnu uzayacak ve her yalan soylediginde burnu daha da buyuk bir burna donusecektir, onu normale dondurebilmenin tek yolu ise sadece doğruyu soylemektir. Şimdi bir soru; peki ya biz yalan söylediğimizde bizim burnumuz da Pinokyonun burnu gibi uzuyor mu? Burnumuz uzamıyor tabii ama tıpkı Pinokyo gibi bizler de yalan söylediğimizde bunu karşımızdakine belli ediyoruz. Nasıl mı? 1- Yalan söyleyen kişilerin elleriyle yaptıkları jestler azalmaktadır. Normal olarak el jestleri ifadeyi güçlendirmek amacıyla yapılır. Kişi büyük çoğunlukla konuşulan kelimelerin anlamını artırmak için yaptığı el hareketlerinin farkında değildir. İnsan konuşurken elini salladığını bilir ancak ellerinin gerçekte ne yaptığını bilmez. Ellerinin bir şeyler yaptığını bilmek, ancak ne yaptığını tam olarak bilmemek kişiyi şüpheye düşürür ve böylece ellerin hareketleri azalır. Belki de insan içinde yaşadığı çelişkiden ötürü ellerinin kendisini ele vereceğinden çekinir ve ellerini ya cebine sokar, ya üzerine oturur veya bir eliyle diğerini tutar. Bu kendi kendine temas zor zamanda anne elinin tutulması yerine geçerek, iç gerginliği de hafifletir. 2- Yalan söyleyen kişinin elini yüzüne götürme ve yüz çevresine değdirme sayısı artmaktadır. Bir konuşma sırasında insan elini arada sırada yüzüne götürür. Ancak kişinin samimi olmadığı bir görüşme sırasında bu jestin sayısında çok büyük ölçüde artış görülmektedir. Elin yüze gitmesi sırasında yapılan hareketler çeneyi tutmak, dudaklara bastırmak, ağzı örtmek, burna değmek, yanağı ovuşturmak, gözün altını kaşımak, kulak memesini çekmek ve saçla oynamaktır. Bir yalan sırasında bütün bu jestlerin sayısında artış görülmekle beraber ağzı örtmek ve burna değmek jestlerinde adeta patlama olur. İnsan yalan söylerken neden ağzını kapatır? Bunu tahmin etmek çok zor değildir. İnsan ağzından çıkacak kelimeleri tutmak ve yaptığını örtmek ihtiyacındadır. Elin ağzı örtmesi çeşitli biçimlerde olur. Parmaklar dudakların üzerinde trampet çalabilir, işaret parmağı üst dudak üzerinde durabilir veya el ağzın hemen yanında durabilir. Çocuklar yalan söylerken elleriyle ağızlarını kapatırlar. Hiç şüphesiz yetişkinler için elin ağza gitmesi, kişinin yalan söylediği konusunda tek belirleyici hareket değildir. Kişi söylediği konusunda tereddüt içindeyse, hata yapmaktan korkuyorsa, zaman kazanmak istiyorsa da eli ağız çevresinde olabilir. Bu sebeple elin burna gitmesi, ağzı örtmesine kıyasla daha gelişmiş, ince ve soyutlanmış bir harekettir. Ağızı örtmeye gelen el, hemen yukarda bulunan burna uzanır ve böylece daha sembolik ve stilize bir hareket yapılmış olur. Yalan söyleyen veya ağzından çıkanlar konusunda yeterince samimi olmayan bir insanın elinin burnuna gitmesinin en önemli sebebi fizyolojiktir. Çünkü yalan söylediği sırada bir iç gerginlik yaşayan insanın bedeninde birçok fizyolojik değişiklik olur. Kan basıncının yükselmesi, kalp vurum sayısının artması, ter bezi faaliyetlerinin artması gibi yalan söylerken kaydedilen fizyolojik değişikliklerin yanı sıra burunda bir kaşınma duygusu yaşanır. Coldoni nin ünlü masalında yalan söyleyen Pinokyo nun burnunun büyümesi sebepsiz değildir. Yazar son derece önemli bir gerçeği yakalamış ve abartarak çocuk literatürüne geçirmiştir. 3- Yalan söyleyen bir insan konuşurken beden hareketlerinde bir artış olmaktadır. Yalan söylendiği zaman duyulan rahatsızlık ve huzursuzluk, özellikle otururken kişinin durumunda değişiklik yapmasına, oturduğu koltukta öne-arkaya veya sağa-sola hareket ederek, pozisyon değiştirmesine sebep olmaktadır. Bu pozisyon değişikliğinin ardında büyük bir ihtimalle "Keşke başka bir yerde olsaydım" duygusu yatmaktadır. Oturur durumda artan beden hareketleri televizyondaki açık oturum, panel veya sohbet türü programlarda sık sık görülmektedir. Özellikle "Kırmızı Koltuk" programında birçok konuk kendilerini güç durumda bırakan sorularda koltuğun sınırlarını zorlayan hareketler ve koltuk üzerinde mini gezintiler yapmaktadır. 4- Yalan söyleyen bir kişinin el jestleri azalırken, el sallama hareketi artmaktadır. Belki de böylece kişi elini silkme biçiminde hafif hafif sallayarak, sözleriyle ilgili sorumluluğun kendisine ait olmadığını anlatmak istemektedir. 5- Yalan söyleyen bir insanın yüz ifadesi büyük çoğunlukla normale çok yakındır. Bu alanda uzmanlaşmadan, bir kişinin mimiklerine bakarak yalan söylediğini anlamak çok güçtür. Yüz ifadesinde yalanı ele veren en önemli ipucu, kişinin gözlerini sık sık konuştuğu kişiden kaçırmasıdır.
  9. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Alternatif Tıp
    benim en sevdiğim demeyeyim ama en değer verdiğim taşım yeşim, onun dışında ametistleri de çok seviyorum yaaa off hepsini seviyorum, ayırt edemiycemm. lal de çok guzel işte, yakut da guzel, hepsi guzel yaw...
  10. gloria şurada bir başlık gönderdi: Roman Forumu
    'Ahmet Ümit'ın son romanı, Bab-ı Esrar... Yaşamı, aşkı ve inancı yeniden düşünmek için... Yedi yüz yıldır çözülemeyen sır; Şems-i Tebrizi cinayeti... Yedi yüz yıldır süren bir sevda; Şems-i Tebrizi ile Mevlânâ Bab-ı Esrar sadece bir gerilim romanı değil, aynı zamanda bir sırlar kitabı. Fantastik öğeleri kullanarak çok katmanlı bir dil yaratan Ahmet Ümit bu yapıtında Mevlevilik temelinde din ve inanç üzerine ilginç sorular soruyor. Din ile aşk arasında, inanç ile sevda arasındaki ilişkiyi bambaşka bir açıdan gözlerimizin önüne seriyor. Dünyayı, yaşamı, inancı ve aşkı, yeniden düşünmemiz, yeniden araştırmamız, yeniden okumamız için... (Tanıtım Bülteninden) *** Ahmet Ümit'in eserlerini severek okuyan birisi olarak, bu kitabı okurken iyi ki Konyalı değilim diye düşünmekten kendimi alamadım... Eğer Konyalı olsaydım ve bir de evim bu kitapta bahsedilen yerlerin yakınlarında olsaydı artık hiç uyuyamazdım, kesin korkardım ben Boyle korkardım falan dediğime bakmayın, kitap tabii ki de korku romanı değil, Ahmet Ümit'in diğer polisiye romanlarından da farklı... Olmuş... Eğer siz de Ahmet Ümit severlerdenseniz, bence kaçırmayın derim Ben beğendim...
  11. OTURUŞ HAREKETLERİ Memnuniyetsiz Oturuş Genellikle sol bacağın üzerine sağ bacak olmak üzere bir bacak düzgünce şekilde diğerinin üzerine atılır. Bu Avrupalı, İngiliz, Avustralya ve Yeni Zelanda kültürlerinde kullanılan normal bacak atma hareketi olup sinirli, çekingen veya savunma tavrını gösterir. Ancak bu hareket tek başına veya bağlam dışında yorumlanmamalıdır. Örneğin, konferanslarda veya rahatsız bir sandalyede uzun süre oturan kişiler de bu hareketi yaparlar. Bacak bacak üstüne atma hareketinin kavuşturulmuş kollarla bir araya geldiği durumda kişi konuşmadan çekilmiş demektir. Resimdeki gibi birisinin kararını sormak yanlıştır ve bu durumda yapılabilecek en iyi şey neye itirazı olduğunu öğrenmeye çalışarak sorular sormaktır. Bu duruşa özellikle kocaları veya erkek arkadaşlarından memnuniyetsizliklerini ifade eden kadınlarda rastlanır. Sandalyeye Binmek Yüzyıllar önce insanlar kendilerini düşmanların mızrak ve sopalarından korumak için kalkanlar kullanırlardı. Bugünse, uygar insan fiziksel veya sözel olarak saldırıya uğradığında aynı korunma hareketini simgelemek üzere etrafında ne bulursa onu kullanır. Buna bir kapı, çit, masa, arabasının kapısının önünde durmak veya bir sandalyeye binmek dahildir. Sandalyenin arkalığı vücudunu koruyan bir kalkan görevi yaparken onun saldırgan ve egemen bir savaşçıya dönüşmesini sağlayabilir. Sandalye binicilerinin çoğu konuşulanlardan sıkıldıklarında başkalarının veya grupların kontrolünü ellerine geçirmeye çalışan baskın kişiler olup sandalyenin arkalığı da grubun diğer üyelerinden gelebilecek ´saldırılara´ karşı iyi bir koruma olanağı sağlar. Bu kişiler genellikle sessiz tipler olup sandalyeye binme pozisyonuna fark edilmeden geçebilirler. Sandalye binicisini etkisiz hale getirmenin en kolay yolu arkasında durmak veya oturarak onun kendini saldırılara maruz hissetmesine neden olmak ve konumunu değiştirmeye ve daha az saldırgan olmaya zorlamaktır. Grup içerisinde bu işe yarayan bir yöntemdir çünkü sandalye binicisinin arkası açıkta kalır bu da onu konumunu değiştirmeye zorlar. Peki ya döner bir sandalyeye binmiş biriyle teke tek karşılaşmayı nasıl halledersiniz? Özellikle döner bir atlı karıncanın üzerindeyken onu mantığa davet etmenin hiçbir anlamı olmadığından en iyi savunma sözel olmayan saldırıdır. Konuşmaya ayakta durarak ve sandalye binicisine yukarıdan bakarak devam edin ve kişisel alanına girin. Bu onu çok rahatsız edecek ve belki de konum değiştirmeden kaçınmaya çalışırken sandalyesinden geriye düşebilecektir. Bir sandalye binicisi ziyaretinize gelecekse ve Saldırgan tavrı sizi rahatsız ediyorsa en sevdiği pozisyonu almasını engellemek için onu kolları olan sabit bir sandalyeye oturtmaya çalışın. __________________________ Kaynakça: http://www.maximumbilgi.com http://www.msxlabs.org http://www.kisiselbasari.com http://www.kendinigelistir.com http://www.belgeselokulu.com http://www.kpss.com.tr http://www.bilgilik.com
  12. SİGARA İÇME Sigara içme içerdeki bir karmaşa ya da çelişkinin dışarıya vurulması olup nikotin bağımlılığıyla çok az ilişkisi vardır. Giiııiimüziin yüksek stres içeren toplumunda insanların sosyal ve isle ilgili karşılaşmalardan biriken gerilimleri rahatlatmak için kullandıkları yerine koyma hareketlerinden biridir. Örneğin, çoğu kişi dişini çektirmek için diş hekimine gittiğinde bekleme odasında bir iç gerilim yaşar. Sigara tiryakisi olan birisi sigara içerek endişelerini gizlerken sigara içmeyenler süslenmek, tırnak yemek, parmak ve ayak takırdatmak, kol düğmesi düzeltmek, yüzüklerini takıp çıkarmak, kravatlarıyla oynamak ve rahatlamaya ihtiyaçları olduğunu görmemizi sağlayan sayısız başka hareketler yaparlar. Sigara içme hareketleri kişinin tavrıyla ilgili olarak bize önemli ipuçları veren tahmin edilebilir ve ayinsel bir şekilde yapıldıklarından birisinin tavrını değerlendirmek konusunda önemli bir rol oynayabilirler. Pipo Tiryakileri Pipo tiryakileri pipolarıyla bir temizleme, yakma, boşaltma, doldurma, sıkıştırma ve üfleme ayini yaparlar ve bu da baskı altında olduklarında rahatlamaları için iyi bir yöntemdir. Satış araştırmaları pipo tiryakilerinin satın alma kararını sigara tiryakileri veya sigara içmeyenlere göre daha geç verdiklerini ve pipo ayininin genellikle satış görüşmesinin gerilimli anlarında yapıldığını göstermiştir. Görünüşe göre pipo tiryakileri karar verme anını geciktirmeyi seven ve bunu da bir şeyleri engellemeden ve sosyal olarak kabul edilebilir bir şekilde yapmayı beceren kişilerdir. Bir pipo tiryakisinin çabuk karar vermesini istiyorsanız görüşmeden önce piposunu saklayın. Sigara Tiryakileri Pipo içmek gibi sigara içmek de iç gerilimin yerine konan bir eylem olup kişiye oyalanması için zaman verir. Ama sigara tiryakisi pipo tiryakisinden daha hızlı bir şekilde karar verir. Aslında pipo tiryakisi karar verirken sigarasın sağladığı zamandan daha fazla oyalanmak isteyen bir sigara tiryakisidir. Sigara ayini vurma, bükme, atına, sallama ve kişinin normal olandan daha fazla gerilim altında olabileceğini gösteren daha başka hareketler içerir. Özel bir işaret kişinin durum veya olaylara karşı tavrının olumlu mu olumsuz mu olduğunu gösterir: dışarıya üflenen dumanın yönünün yukarı mı aşağıya mı doğru olduğu. Olumlu duygulara sahip olan, kendini üstün hisseden veya kendine güvenen kişi çoğunlukla dumanı yukarıya doğru üfleyecektir. Bunun tersine, olumsuz, kapalı veya şüpheli bir ruh hali içerisinde olan kişi de dumanı çoğunlukla aşağıya doğru üfleyecektir. Aşağıya doğru ve ağzın köşesinden liflemek daha olumsuz veya kapalı bir tavra işaret eder. Bu arada, sigara içen kişinin dumanı başkalarını rahatsız etmemek için belli bir yöne doğru liflemediği varsayılmaktadır. Bu durumda dumanı hangi yöne üflediğinin hiçbir anlamı yoktur. Filmlerde bir motosikletli grubunun ya da çetenin lideri genellikle sigara içerken başını sertçe geriye atan ve çetenin geriye kalanına üstünlüğünü göstermek için dumanı kontrollü bir şekilde tavana doğru üfleyen sert, saldırgan biri olarak gösterilir. Tam aksine, Humphrey Bogart genellikle hapisten kaçına veya başka suçlarla ilgili planlar yaparken sigarasını elinde ters tutan ve dumanı ağzının köşesinden aşağı doğru üfleyen bir gangster ya da suçlu olarak çizilmiştir. Ayrıca, kişinin ne kadar olumlu bir tavra sahip olduğuyla dumanı üfleme hızı arasında da bir ilişki varmış gibi görünmektedir. Duman yukarı doğru ne kadar hızlı bir şekilde üflenirse kişi kendini o kadar üstün veya güvenli hissediyor demekken aşağı doğru ne kadar hızla üflerse tavrı da o kadar olumsuz demektir. Sigara içen bir kağıt oyuncusuna iyi bir el gelirse dumanını büyük olasılıkla yukarı Liflerken kötü bir el durumunda aşağı üfler. Bazı kağıt oyuncuları kağıt oynarken ´poker suratı´ takınarak kendilerini ele verecek hiçbir vücut işaretinde bulunmamaya çalışırken diğerleri de rol keserek diğer oyuncuları kandırmak için sahte vücut dili kullanmayı tercih ederler. Örneğin, bir poker oyuncusuna dört as gelmiş olsa ve diğer oyunculara blöf yapmak istese kartları ters olarak hırsla yere atarak, küfredecek ya da kollarını kavuşturarak elinin kötü olduğuna dair sözel olmayan bir gösteri yapacaktır. Ama ardından sessizce arkaya yaslanır, sigarasından bir nefes çeker ve dumanı yukarıya doğru üfler! Sigara içmeyle ilgili hareketlerin satış sırasında gözlenmesi sigara içen birisinden satın alması istendiğinde olumlu bir karara varanların dumanlarını yukarı doğru üflediklerini oysa satın almamaya karar verenlerin dumanlarını aşağıya doğru üflediklerini göstermiştir. Satışın sonuna doğru dumanın aşağıya üflendiğini gören uyanık bir satıcı ürünün alıcıya getireceği avantajları hızla tekrarlayarak müşteriye kararını gözden geçirmesi için zaman tanıyabilir. Dumanın burun deliklerinden üflenmesi üstün, kendine güvenen bir bireye işaret eder. Duman burun deliklerinin fiziksel yerleşimi nedeniyle aşağıya doğru üflenirse de kişi genellikle ´burnunun üstünden bakma´ hareketiyle kafasını geriye atar. Dumanı burnundan liflerken kafası aşağıdaysa bu o kişinin sinirli olduğu ve kızgın bir boğa gibi görünmeye çalıştığı anlamına gelir. Puro Tiryakileri Purolar pahalılıkları ve büyüklükleri nedeniyle her zaman bir üstünlük işareti olarak kullanılmışlardır. Büyük patron, çete reisi ve yüksek statülü konumlardaki kişiler genellikle puro içerler. Purolar ayrıca bir bebeğin doğumu, evlenme, bir iş anlaşması veya piyango kazanmak gibi zafer ve başarı durumlarını kutlamakta da kullanılırlar. Puro içenlerin dışarıya üflediği dumanın çoğunun yukarıya doğru olması şaşırtıcı değildir. Sigara İçmeyle İlgili Genel İşaretler Puro veya sigara ucunun sürekli olarak kül tablasına vurulması bir iç çelişkinin söz konusu olduğunu ve sigara içeni rahatlatmanız gerekebileceğini gösterir. Aşağıda bahsedeceğimiz de ilginç bir sigara olgusudur. Çoğu tiryaki sigaralarını kül tablasında söndürmenden önce belli bir noktaya kadar içerler. Tiryaki bir sigara yakar ve aniden normalde söndüreceğinden daha erken söndürürse konuşmayı bitirmeye karar verdiğini gösterir. Bu sonlandırma işareti için tetikte olursanız kontrolü elinize alabilir veya sanki sizin fikrinizmişçesine konuşmayı bitirebilirsiniz.
  13. EL-KOL-AVUÇ HAREKETLERİ AĞIZ KAPAMA Ağız koruyucu çok kolay anlaşılan hareketlerden biridir.Beyin bilinçaltından söylenen yalan dolu sözleri bastırmaya çalışırken el ağzı örter ve başparmak da yanağa bastırılır. Bazen bu hareket ağzın üzerine getirilen birkaç parmak hatta kapalı bir yumrukla da gösterilebilir ama anlamı aynı kalır. Çoğu kimse sahte bir öksürükle ağzı koruma hareketini saklamaya çalışır. Konuşan kişi bu hareketi kullanıyorsa bu yalan söylediği anlamına gelmektedir. Ancak bu hareketi siz konuşuyorken yapıyorsa bu da sizin yalan söylediğinizi düşündüğü anlamına gelir! Küçük bir dinleyici topluluğu veya samimi bir ortam olması durumunda sunuş veya konuşmayı keserek 'Söylediklerim konusunda yorumları olan var mı?' diye sorarak dinleyicilerin itirazlarını dile getirmelerini sağlayıp sorularına cevap verebilirsiniz. BURNA DOKUNMA Özünde burna dokunma ağız koruma hareketinin daha sofistike ve daha belirsiz şekilde yapılmış bir halidir. Parmağın burnun altının hafifçe birkaç kere sürtülmesinden oluşabileceği gibi hızlı ve neredeyse fark edilemeyecek tek bir dokunuştan da oluşabilir. ÇENE OKŞAMA Bir grup insana bir düşünceyi sunmak için elinize bir fırsat geçtiğinde bu düşünceyi sunarken onları dikkatle izleyin, büyüleyici bir şey fark edeceksiniz. Dinleyicilerinizin çoğu, hatta tümü bir ellerini yüzlerine getirerek değerlendirme hareketleri kullanmaya başlayacaklar. Sunuşunuzu tamamlayıp gruptan bu fikirler ilgili görüş veya öneri istediğinizde değerlendirme hareketleri sona erecektir. Bir el çeneye inerek çene okşama hareketini başlatacaktır. Bu çene okşama hareketi dinleyicinin bir karar vermekte olduğunu gösterir. Dinleyicilerden bir karar vermelerini isteyip de hareketleri değerlendirme hareketlerinden karar verme hareketlerine değiştiğinde aşağıdaki hareketlerden kararın olumlu mu olumsuz mu olduğunu anlamak mümkündür. Alıcıya satın alma konusundaki kararı sorulduğunda çene okşama hareketine başlarsa satıcı o anda müdahale ederek soru sorarsa aptallık etmiş olur. İzlenebilecek en iyi strateji alıcının alacağı kararlan gösterecek olan hareketleri gözlemektir. Örneğin, çene okşama hareketinin ardından alıcı kollarını ve bacaklarını kavuşturur ve sandalyesinde arkaya yaslanırsa pazarlamacıya sözel olmayan yollardan 'hayır' demiştir. Satışı kaybetmemek için alıcı kararını söze dökmeden önce sunuşunun ana noktalarını tekrarlaması akıllıca olur. Çene okşama hareketini bir tür hazır olma hareketi izliyorsa satıcının alıcıya sadece ödemeyi nasıl yapmak istediğini sorması gerekmektedir. Alıcı satın almaya hazırdır. DEĞERLENDİRME Değerlendirme, genellikle işaret parmağı yukarıya doğru olarak yanağa dayalı duran kapalı bir elle gösterilir (Şekil 62). Karşınızdakinin ilgisi azalmaya başlamışsa ama nezaketen ilgili görünmek istiyorsa konumu biraz değiştirecek böylece avcun alt kısmı başı destekleyecektir. Genç ve yükselmekte olan yöneticilerin sıkıcı bir konuşma yapmakta olan şirket müdürüne saygı göstermek için bu ilgi hareketini kullandıkları sayısız yönetim toplantısını katıldım. Ancak şanssızlıklarına bakın ki elin herhangi bir şekilde kafayı desteklemeye başladığı anda mesele anlaşılmakta ve müdür genç yöneticilerden bir kısmının pek içten davranmadığını ya da yaltakçılık yaptığını hissedebilmektedir. Elin kafa desteği olarak kullanılmayıp yanakta durduğu durumlarda gerçek ilgi gösterir. Müdürün hepsinin ilgisini çekmek için uygulayabileceği kolay bir yöntem 'Hepinizin dikkatle dinlediğine çok sevindim çünkü biraz sonra soru sormaya başlayacağım!' gibi bir şey söylemek olurdu. Bu da sorulara cevap verememek korkusuyla dinleyicilerin dikkatinin artmasını sağlar. İşaret parmağını dik olarak yanaktan yukarıya bakması ve başparmağın çeneyi desteklemesi durumunda dinleyicinin konuşmacı veya konuyla ilgili olumsuz veya eleştirel düşünceleri var demektir. Sık rastlanan bir durum olumsuz düşünceler devam ederken işaret parmağının gözü çekiştirmesi veya ovuşturmasıdır. Davranış konumu kişinin tavrını da etkilediğinden hareket ne kadar devam ederse eleştirel tavır da o kadar sürer. Bu hareket konuşmacının ya söylediklerine dinleyici de katarak ya da konuşmayı bitirerek hemen bir şeyler yapması gerektiğini gösterir. Duruşunu değiştirmesini sağlamak için konuşmacıya bir şeyler vermek gibi basit bir hareket tavrını değiştirmesini sağlayabilir. Bu hareketin ilgi işareti olarak yanlış anlaşılmasına sık rastlansa da destekleyen başparmak eleştirel tavrı ortaya koyar. BOYUN-KAFA KAŞIMA Bu durumda yazı yazarken kullanılan elin işaret parmağı kulak memesinin altını veya boynun yan tarafını kaşır. Bu hareket bir tür şüphe veya emin olmama işaretidir.Birisi başkalarının görüş veya davranışlarını onaylamadığı ama kendi görüşünü bildirmekten de çekindiğinde yaptığı sözel olmayan hareketler açığa vurulmayan bir görüşten kaynaklanan hareketler olup bunlara yerine koyma hareketleri denir. Birisi başkalarının görüş veya davranışlarını onaylamadığı ama kendi görüşünü bildirmekten de çekindiğinde yaptığı sözel olmayan hareketler açığa vurulmayan bir görüşten kaynaklanan hareketler olup bunlara yerine koyma hareketleri denir. Kıyafetlerinin üzerinden hayali pamukçuklar toplamak da bu hareketlerden biridir. AVUÇ GÖSTERME Açık avuç gerçek, dürüstlük, sadakat ve teslimiyetle bağdaştırılmıştır. İnsanlar iki temel avuç konumunu kullanırlar. Birincisinde avuç yukarı dönüktür ve yiyecek veya para dilenen dilencinin tipik hareketidir. Bu hareket içtenlik, samimiyet göstergesidir.İkinci harekette ise avuç sanki bir şeyi tutuyor veya kısıtlıyormuşçasına aşağıya dönüktür. Avuç aşağı doğru çevrildiğinde anında daha otoriter olursunuz. Nasıl bir köpek teslimiyet veya yenilgiyi belirtmek için boynunu gösterirse insan denen hayvan da aynı tavır veya duyguyu belirtmek için avuçlarını kullanır. Avuç yumruk şeklinde kapalıdır ve ileriye uzatılan parmak konuşanın dinleyicisini figüratif olarak dövdüğü sembolik bir copa dönüşür. BAŞPARMAĞI PARMAĞA SÜRTME Başparmağın parmak uçlarına veya işaret parmağına sürtülmesi genellikle bir para bekleme hareketi olarak kullanılır. Genellikle başparmaklarını parmaklarına sürterek müşterilerine ´Size %40 indirim öneriyorum´ diyen satıcılar veya başparmağını işaret parmağına sürterek arkadaşına ´Bana on milyon borç ver´ diyen birisi tarafından kullanılır. Bu hareketin profesyonel birisi tarafından müşterileriyle ilişki sırasında kullanılmaması gerektiği açıktır. PAMUKÇUK TOPLAMA HAREKETİ Pamukçuk toplayıcı genellikle bu önemsiz ve ilgisiz hareketi yaparken bakışlarını diğer insanlardan kaçırır ve yere bakar. Bu onaylamamayı gösteren en önemli işaretlerden birisi olup dinleyici sürekli olarak kıyafetlerinden hayali pamukçukları topluyorsa sözel olarak her şeyle fikir birliğinde olduğunu belirtse bile söylenenlerden hoşlanmadığı rahatlıkla anlaşılabilir. Bu durumda avuçlarınızı açarak 'Peki ne düşünüyorsun?" veya 'Bu konuda bazı düşüncelerin olduğunu görüyorum. Bunları bana anlatır mısın?' deyin. Kollarınız ayrı, avuçlarınız görünür şekilde arkanıza yaslanın ve cevabı bekleyin. Karşınızdaki sizinle fikir birliğinde olduğunu söyler ama pamukçuk toplamaya devam ederse gizli itirazını keşfetmek için daha doğrudan bir yaklaşım gerekebilir. CAN SIKINTISI Dinleyici başını desteklemek için elini kullanmaya başladığında bu can sıkıntısının başladığı ve eliyle başını destekleme nedeninin aslında uyuyakalmamak için olduğuna dair bir işarettir. Dinleyicinin can sıkıntısının derecesi kol ve elinin başını ne kadar desteklediğinden anlaşılabilir. Kafanın el tarafından tamamen desteklendiği durumda aşırı can sıkıntısı ve ilgisizlik gösterilir ve bunun son noktası da başın masanın üzerine düşmesi ve kişinin horlamaya başlamasıdır. Parmakların masa üzerinde davul çalması ve ayakların yere vurulması profesyonel konuşmacılar tarafından can sıkıntısı işaretleri olarak yorumlanırlarsa da bunlar aslında sabırsızlık işaretleridir. Konuşmacı olarak bu işaretleri fark ettiğinizde parmaklarıyla davul çalan veya ayaklarıyla yere vuran dinleyici konuşmanıza dahil ederek diğer izleyiciler üzerindeki olumsuz etkisini engellemek için stratejik bir hareket yapmanız gerekir. Hem can sıkıntısı hem de sabırsızlık belirtileri gösteren dinleyiciler konuşmacıya konuşmasını bitirme zamanının geldiği mesajını verirler. Parmak veya ayak vurmanın hızının kişinin ne kadar sabırsızlandığını gösterdiğini belirtmekte de fayda var vuruşlar ne kadar hızlıysa dinleyici o kadar sabırsız demektir. EL SIKIŞMA El sıkışma mağara adamı döneminin bir kalıntısıdır. Mağara adamları karşılaştıklarında silahlan olmadığını veya silah gizlemediklerini göstermek için avuçları açık olarak kollarını havada tutarlardı. Bu avuçlar havada hareketi geçen yüzyıllar süresince değişime uğrayarak avuç havada, avuç kalbin üzerinde ve sayısız diğer varyasyonun türemesine yol açmıştır. Bu eski selamlama töreninin modern biçimi İngilizce konuşulan çoğu ülkede karşılaşıldığında ve ayrılırken kullanılan ellerin kilitlenerek sallandığı harekettir. Eller normal olarak beş ila yedi kere arasında sallanır. Baskın ve Edilgen El Sıkışmalar Birisiyle ilk kez karşılaştığınızı ve geleneksel bir el sıkışmayla selamlaştığınızı varsayalım. El sıkışmayla üç temel tavırdan biri iletilir. Bunlar hakimiyet: "Bu insan üzerimde egemenlik kurmaya çalışıyor, temkinli olmalıyım", edilgenlik: "Bu insanın üzerinde egemenlik kurabilirim. Ne istersem yapar" ve eşitliktir: "Bu insandan hoşlandım. İyi anlaşacağa benziyoruz." tavırlarıdır. Bu tavırlar bilinçdışı olarak iletilir ama biraz çalışma ve bilinçli uygulamayla aşağıdaki el sıkışına teknikleri başkalarıyla yüz yüze görüşmelerin sonucunu anında etkileyebilir. Bu bölümdeki bilgiler el sıkışma denetleme teknikleri üzerine mevcut çok az yazılı çalışmadan biridir. Egemenlik, el sıkışma sırasında elinizi avcunuz aşağıya bakacak şekilde çevirerek (koyu renk gömlek kolu) iletilir. Avcunuz doğrudan yere bakmamalı ama karşınızdakinin avcuna göre aşağıya bakmalıdır. Bu da ona gerçekleşecek görüşmede denetimi ele almak istediğiniz mesajım iletir. Başarılı elli dört üst düzey yönetici üzerinde yapılan incelemeler bunların kırk ikisinin sadece el sıkışmayı başlatmakla kalmayıp aynı zamanda egemen el sıkışma denetimini kullandıklarım göstermiştir. Köpeklerin teslimiyetlerini sırt üstü dönüp gırtlaklarını ortaya çıkararak göstermeleri gibi insanlar da karşıdakine teslimiyetlerini avuçlarım yukarıya çevirerek gösterirler. Bu hareket özellikle denetimi karşınızdakine bırakmak veya onun kendini durumu kontrol ediyor olarak hissetmesini istediğinizde etkilidir. Ancak, avcım yukarı baktığı el sıkışma şekli edilgen bir tavır gösterse de ele alınması gereken bazı hafifletici durumlar olabilir. Örneğin ellerinde artrit olan birisi durumu nedeniyle size zayıf bir el uzatır ve bu da avcunu edilgen konuma çevirmeyi kolaylaştırır. Mesleklerinde ellerini kullanan cerrah, sanatçı ve müzisyen gibi insanlar sırf ellerini korumak amacıyla zayıf bir şekilde el sıkışabilirler. El sıkışmasından sonraki hareketler o kişiyi değerlendirmeniz için ilave ipuçları sağlayacaktır edilgen kişi edilgen hareketler kullanırken, baskın kişi de daha saldırgan hareketler kullanacaktır. İki baskın kişinin el sıkışması durumunda her ikisi de karşısındakinin avcunu edilgen konuma getirmeye çalışacağından sembolik bir savaş yaşanır. Sonuçta her ikisi de birbirlerine saygı duygularım iletirken her iki avuç da dikey olarak mengene gibi bir el sıkışma yaşanır. Bu mengene gibi dikey avuç kavrama babanın oğluna "adam gibi el sıkışmayı" gösterirken öğrettiği el sıkışmadır. Kontrolü ele alma Kontrolü bırakma Adam gibi el sıkışma Birisi size baskın bir el uzattığında avcunu edilgen konuma getirecek şekilde çevirmek sadece zor olmakla kalmaz bir de ne yapmaya çalıştığınızı belli edersiniz. Baskın el sıkıcıyı etkisiz hale getirmek için uygulayabileceğiniz aşağıdaki teknik sadece kontrolü size vermekle kalmaz karşıdakinin kişisel alanına girerek onu ürkütmenizi de sağlar. Bu etkisiz hale getirme tekniğini mükemmelleştirmek için el sıkışırken sol ayağınızla ileri adım atma egzersizi yapmanız gerekmektedir Ardından sağ ayağınızı öne getirirken sol ayağınızı karşınızdakinin önüne ve kişisel alanına getirin. Ardından sol ayağınızı sağ ayağınıza çapraz getirerek manevrayı tamamlayın ve el sıkışmayı yapın. Bu taktik el sıkışma konumunu düzeltmenizi veya karşınızdakinin elini edilgin konuma getirmenizi sağlar. Ayrıca karşınızdakinin mahrem bölgesine girerek kontrolü ele geçirmenizi sağlar. El sıkışmak üzere kolunuzu uzattığınızda sağ ayağınızı mı sol ayağınızı mı ileri uzattığınızı görmek için kendi el sıkışma tarzınızı inceleyin. Çoğu kişi ayak olarak da sağ ayağını kullandıklarından baskın bir el sıkışmayla karşılaştıklarında el sıkışmanın sınırları içerisinde hareket etmek için yerleri olmadığı ve bu da karşıdakinin kontrolü ele almasını sağladığından dezavantajlı durumdadırlar. El sıkışırken sol ayağınızla ileri adım atmayı çalışın. Baskın bir el sıkışmayı nötrleştirmek ve kontrolü ele almanın ne kadar basit olduğunu göreceksiniz. El Sıkışma Şekilleri Avuç içinin aşağıya baktığı durum karşıdakine eşit bir ilişki kurma şansı vermediğinden kesinlikle en saldırgan el sıkışma stilidir. Bu el sıkışma şekli her zaman el sıkışmada ilk hareketi yapan saldırgan ve baskın erkeklerde tipik olarak görülür ve avuç içi aşağıda olarak uzatılan gergin kol karşıdakini avuç yukarıda olarak karşılık vererek edilgen konuma geçmeye zorlar. Avuç aşağıya bakan el sıkışmayı karşılamak için birkaç yol geliştirilmiştir. Sağa adım atma tekniğini kullanabilirsiniz ama karşıdakinin kolu genellikle bu gibi taktikleri engellemek üzere gergin ve kaskatı durduğundan bunu yapmak zor olabilir. Karşıdakinin elini üstten tutarak el sıkışmak başka bir basit manevradır. Bu yaklaşımla, sadece karşıdakinin elini kontrol ettiğinizden değil ama aynı zamanda sizin eliniz avuç aşağıya bakarak onunkinin üzerinde üstün konumda olduğundan baskın taraf siz olursunuz. Karşıdaki için utanç verici olabileceğinden bu hareketin dikkatle kullanılmasını tavsiye ederiz. Avuç aşağıya doğru el uzatma Avuç aşağıya doğru d uzatmanın etkisiz hale getirilmesi Eldiven Eldiven şeklinde el sıkışmaya bazen politikacı el sıkışı denir. Bu hareketi yapan karşısındakine güvenilir ve dürüst olduğu izlenimini vermeye çalışırsa da bu tekniği yeni tanıştığı biri üzerinde kullandığında tam ters etki yapabilir. Karşıdaki hareketi yapanın niyeti hakkında şüpheye kapılarak temkinli davranır. Eldiven el sıkışı sadece iyi tanıdığınız insanlara yapılmalıdır. Çok az el sıkış biçimi ölü balık el sıkışı kadar iticidir özellikle de el soğuk ve terliyse. Ölü balığın yumuşak, uysal dokunuşu onu evrensel olarak istenmeyen bir şey kılar ve çoğu kişi özellikle de elin ters çevrilmesinin kolaylığı nedeniyle bunu zayıf karakter göstergesi olarak algılar. Şaşırtıcı olan ölü balık el sıkışını kullanan çoğu kimsenin bunun farkında olmamasıdır. Bu nedenle ileride kullanacağınız el sıkış tekniğine karar vermeden önce arkadaşlarınızın kendi el sıkış şekliniz hakkındaki görüşlerini alın. Politikacı el sıkışı Ölü balık Parmak ezici saldırgan "kabadayı" tipinin işareti gibidir. Maalesef, karşılığında bir laf etmek ya da burnuna yumruğu çakmak gibi fiziksel eylemler dışında bunu engellemenin bir yolu yoktur! Parmak ezici Avcun aşağıya bakması gibi gergin kol uzatma da saldırgan tipler tarafından kullanılmakta olup amacı sizi belli bir mesafede ve hareketi yapanın mahrem bölgesinin dışında tutmaktır. Kırsal bölgede yetişen ve daha büyük mahrem bölgeye sahip kişiler tarafından da kişisel bölgelerini korumak amacıyla kullanılır. Ancak taşralılar genellikle öne eğilme veya hatta kollarını gergin olarak uzatırken tek ayaklarının üzerinde durma eğilimindedirler. Gergin kol uzatma Parmak ucu tutma Kol çekme Parmak ucundan tutma da hedefini şaşırmış bir gergin kol uzatma gibidir; kullanıcı karşıdakinin parmaklarını yanlışlıkla tutar. Hareketi yapanın karşısındakine karşı hevesli ve istekli bir tavrı varmış gibi görünse de aslında kendine güven eksikliği çekmektedir. Gergin kol uzatma gibi parmak ucu tutmanın da esas amacı karşıdakini rahat edebileceği bir mesafede tutmaktır. Hareketi başlatanın karşıdakini kendi bölgesine çekmesinin iki anlamı olabilir. Birincisi hareketi başlatan sadece kendi kişisel alanı içerisinde rahat eden güvensiz bir tiptir veya ikincisi hareketi başlatan daha küçük bir mahrem bölgesi olan bir kültürden gelmektedir ve normal davranmaktadır. İki eli kullanarak el sıkışmanın anlamı karşıdakine duyulan içtenlik, güven veya hislerin derinliğini belirtmektir. Burada iki önemli öğeye dikkat edilmelidir. Birincisi sol elin el sıkışmayı başlatanın hissettiği ilave duygulan iletmekte kullanıldığı ve bu duyguların derecesinin sol elin karşı tarafın sağ kolunun ne kadar yukarısına götürüldüğüyle ilişkili olduğudur. Örneğin, dirsek kavrama,bilek tutmadan daha fazla duygu iletirken omuz tutuşu üst kol kavramadan daha fazla duygu iletir. İkinci olarak, el sıkışmayı başlatanın sol eli karşı tarafın mahrem ve yakın mahrem bölgelerine bir giriştir. Genel olarak bilek tutma ve dirsek kavrama sadece yakın arkadaşlar ve akrabalar arasına kabul edilebilir ve bu durumlarda el sıkışmayı başlatanın sol eli sadece karşıdakinin mahrem bölgesine girer. Omuz tutuş ve üst kol kavrama karşı tarafın yakın mahrem bölgesine girmekte olup vücut teması da içerebilir. Bu hareket sadece el sıkışma sırasında yakın duygusal bir bağ hisseden insanlar arasında kullanılmalıdır. Bu ilave duyguların karşılıklı olmaması veya el sıkışmayı başlatanın çift elli bir el sıkışma kullanmak için iyi bir nedeni olmaması durumunda karşıdaki şüphelenerek el sıkışmayı başlatanın niyetlerine karşı bir güvensizlik duyacaktır. Bunun karşıdakinin tetikte olmasına neden olarak sosyal bir intihar olduğunu fark etmeden seçmenlerini iki elli el sıkışmayla selamlayan politikacılar ve yeni müşterilerini benzer şekilde selamlayan pazarlamacılarla karşılaşabiliriz. Bilek tutma Dirsek kavrama ÇATI ŞEKLİNDEKİ ELLER Bu büyüleyici hareket konusundaki gözlem ve araştırmalarım genellikle üst/ast etkileşimi içerisinde kullanıldığını ve kendine güven veya 'ben her şeyi bilirim' tavrını gösteren bağımsız bir hareket olduğunu göstermiştir. Yöneticiler genellikle astlarına talimat veya tavsiyelerde bulunurken bu hareketi kullanırlar ve hareket özellikle muhasebeciler, avukatlar, yöneticiler ve benzeri mesleklere mensup kişilerde yaygındır. Hareketin iki biçimi vardır: birincisi hareketi yapanın fikir veya düşüncelerini belirttiği ve konuşmayı yapan olduğu durumlarda kullanılan yüksek çatı (Soldaki resim). Alçak çatı (Sağdaki resim) hareketi ise normalde hareketi yapanın dinleyici olduğu durumlarda kullanılır. Nierenberg ve Calero kadınların alçak çatı hareketini yüksek çatı hareketinden daha sık kullandıklarına dikkat çekmişlerdir. Yüksek çatı hareketi geriye atılmış baş .hareketiyle birlikte yapıldığında genellikle ukalalık veya kibir ifade eder. Çatı hareketi olumlu bir işaret olsa bile hem olumlu hem de olumsuz durumlarda kullanılabildiğinden yanlış yorumlanabilir. Örneğin, potansiyel bir alıcıya ürününü tanıtan bir pazarlamacı konuşma sırasında alıcının birkaç olumlu hareketini gözlemlemiş olabilir. Bunlar arasında açık avuçlar, öne eğilme, başın yukarıda tutulması gibi hareketler sayılabilir. Satış sunuşunun sonuna doğru müşterinin çatı hareketlerinden birini yaptığını varsayalım. Çatı hareketini, pazarlamacı alıcıya sorunun çözümünü gösterdiği sırada yapılan bir dizi başka olumlu hareket izliyorsa satıcıya sunuşu bitirerek sipariş verilip verilmeyeceğini sorması ve satışı yapmayı umması iletiliyordun Öte yandan çatı hareketini kol kavuşturma, bacak bacak üzerine atma, bakışlarını kaçırma ve çeşitli eli yüze götürme hareketleri gibi olumsuz hareketler izliyor ve alıcı çatı hareketini satış sunuşunun sonuna doğru yapıyorsa alıcı malı almayacağından veya pazarlamacıdan kurtulacağından emin olabilir. Her iki durumda da çatı hareketi kendine güven anlamına gelse de birinin pazarlamacı için olumlu sonuçlan diğerininse olumsuz sonuçları vardır. Sonucun belirlenmesinde önemli olan çatı hareketinden önce gelen hareketlerdir.
  14. KOL KAVUŞTURMA VE BİLEK HAREKETLERİ Hoş olmayan yada onaylanmayan bir durum karşısında gösterilen bir davranıştır. her iki kol da göğüste kavuşturulur. Özellikle insanlar kendini güvensiz hissettiği her yerde (toplantılar, kuyruklar, kafeteryalar, asansörler) bu hareketi yaygın olarak yaparlar. (Sağdaki resim) Yumruklar saldırgan bir tavır anlamına geliyor. (Soldaki resim)Standart kol kavuşturma. Bir konuşma sırasında karşınızdaki kişi sizinle aynı fikirde olduğunu söyleyip böyle bir tavır takındıysa bilmeniz gereken, doğru olan söylediği sözler değil yaptığı davranışın göstermek istediğidir. Kişinin bu duruşunu bozmak istiyorsanız ona bir kalem, kağıt ya da farklı bir şey uzatarak kollarını çözmesini sağlayabilirsiniz veya elleriniz açık bir şekilde ileriye uzanarak 'Kafanızda bir soru olduğunu görüyorum, neyi merak ediyorsunuz?' veya 'Neyi bilmek istiyorsunuz?" diye sorup yerinize geçebilirsiniz.Bu arada avuçlarınızı göstermeyi de unutmamalıyız. Kısmi Kol Kavuşturma Bazen başkalarının yanında düşüncelerimizi fazla açığa vurmamak için kollarımızı tamamen kavuşturmaktan kaçınırız. Daha az anlaşılır bir biçimde yani yandaki bayanda görülen bir kol vücudun yanında dururken diğer kolun yana doğru gelerek diğer kolu tutup bir engel oluşturduğu –kısmi kol kavuşturma- gibi yapmayı tercih ederiz. Kısmi kol engellerine başka bir yaygın örnek de bir ödül almak veya konuşma yapmak için topluluk karşısına çıkan insanlarda sık rastlanan bir hareket olan kendi kendiyle el tutuşmadır. Bilek Kilitleme Bacak veya kolları kavuşturmak olumsuz veya savunma tavrına işaret eder ve bilek kilitleme hareketi için de aynı şey geçerlidir. Bilek kilitleme hareketinin erkeklerde görülen şeklinde yumruklar da kenetlenmiş olarak dizlerin üzerinde durur ya da eller sandalyenin kollarını sımsıkı kavrar. Kadınlarda görülen hali biraz daha farklıdır, dizler yapışık tutulur, ayaklar yana bakabilir ve eller bacakların üstünde yan yana veya üst üste durabilir Bu hareket olumsuz bir tavır, duygu, sinirlenme veya korkuyu gizlemeye çalışma hareketidir Mülakat yapanın masanın karşı tarafına geçmesi ve mülakat yapılanın yanına oturarak masa engelini ortadan kaldırması durumunda mülakat yapılanın bileklerinin çözüldüğünü ve daha açık ve kişisel bir ortam oluştuğu keşfedildi. Ayak Kilitleme Bu hareketi neredeyse tamamen sadece kadınlar kullanır. Bir ayağın üst kısmı savunma tavrını güçlendirmek amacıyla diğer bacağın etrafına kilitlenir ve bu hareketle karşılaştığınızda kadının tamamen kabuğuna çekildiğinden emin olabilirsiniz. Bu kabuğu açmayı umuyorsanız sıcak, dostça ve alttan alan bir yaklaşım gerekir. Bu konuma genellikle utangaç kadınlarda rastlanır. Savunmada mı Üşümüş mü? Çoğu kişi savunmaya geçmediklerini ama kol veya bacaklarını üşüdükleri için kavuşturduklarını iddia ederler ama savunmada duruşla üşüyen birinin duruşu arasında bazı farklar bulunmaktadır: soğukta üşümüş, ellerini ısıtmak isteyen birisi bunları savunma kol kavuşturmasındaki gibi dirseklerini altına koymak yerine koltuk altlarına sokar. İkinci olarak üşüyen birisi kollarını kavuştururken bir tür kendini kucaklama hareketi yapar ve bacaklarını kavuşturduğunda da bacakları düz, kaskatı ve birbirine yapışmış durumdadır. Oysa savunma duruşunda bacaklar daha rahattır.
  15. GÖZ HAREKETLERİ Gözbebekleri Tarih boyunca göz ve insan davranışı üzerindeki etkileriyle uğraştık durduk. Hepimiz ´Gözleriyle onu parçaladı´, ´Kocaman bebek gözleri var´, ´Gözlerini kaçırıp duruyor´, ´Çok davetkâr gözleri var´, ´Gözünde öyle bir pırıltı vardı´ ya da ´Bana en kötü bakışıyla baktı´ gibi ifadeler kullanmışızdır. Bu gibi ifadeleri kullandığımızda farkında olmadan kişinin gözbebeklerinin büyüklüğünden ve bakışla ilgili davranışlarından bahsederiz. The Tell-Tale Eye adlı kitabında Hess, vücudun odak noktası olduklarından ve gözbebekleri de bağımsız hareket ettiğinden gözlerin tüm insan iletişim işaretleri arasında en açıklayıcı ve doğru bilgileri verdiğini söylemiştir. Belli ışık durumlarında, kişinin ruh hali ve tavrı olumludan olumsuza veya olumsuzdan olumluya geçerken gözbebekleri küçülür veya büyür. Heyecanlanan birisinin gözbebekleri normal büyüklüklerinin dört katına çıkabilir. Tam tersine, kızgın, olumsuz bir ruh hali gözbebeklerinin ´minik boncuk gözler´ ya da ´yılan gözleri´ olarak bilinen şekilde küçülmesine yol açar. Flört sırasında gözler oldukça fazla kullanılır, kadınlar gözlerini vurgulamak için göz makyajı yaparlar. Bir kadın bir erkeği severse ona bakarken gözbebeklerini büyütecek ve erkek de farkında olmadan bu bilgiyi doğru yorumlayacaktır. Bu nedenle romantik buluşmalar gözbebeklerinin büyümesine neden olan loş yerlerde gerçekleşir. Birbirlerinin gözlerine bakan genç aşıklar farkında olmadan gözbebeklerinin büyüyüp büyümediğine bakmaktadırlar. Her biri diğerinin gözbebeklerinin büyümesinden heyecanlanır. Araştır malar, kadın ve erkekleri cinsel pozisyonlarda gösteren pornografik filmler erkeklere gösterildiğinde gözbebeklerinin normal büyüklüklerinin üç katına kadar çıkabildiğini göstermiştir. Aynı filmler kadınlara gösterildiğinde gözbebeklerindeki büyüme erkeklerdekinden daha fazladır. Bu da kadınların pornografiden erkeklere göre daha az etkilendikleri iddiasıyla ilgili şüphelere neden olmaktadır. Bebekler ve çocukların gözbebekleri yetişkinlerinkinden daha büyüktür yetişkinlerin yanındayken onlara olabildiğince çekici görünerek sürekli olarak dikkatlerini çekme çabasıyla gözbebekleri sürekli olarak büyür. Uzman kağıt oyuncularıyla yapılan deneylerde rakipleri koyu renk gözlük taktığında oyuncuların daha az el kazandıkları görülmüştür. Örneğin, bir poker oyununda rakibine dört as gelmesi durumunda uzman onun gözbebeklerindeki hızlı büyümeyi bilinçli olmadan fark edecek ve bu elde oyunu yükseltmemesi gerektiğini hissedecektir. Rakiplerin koyu gözlük takması gözbebeği işaretlerini ortadan kaldırarak uzmanların daha az el kazanmalarına neden oldu. Gözbebeği takibi fiyat pazarlığı sırasında alıcıların gözbebeği büyümesini izleyen eski Çinli mücevher tacirleri tarafından kullanılırdı. Yüzyıllar önce, fahişeler gözbebeklerini büyüterek daha arzulanır olabilmek için gözlerine dulavratotu losyonu damlatırlardı. Merhum Aristotle Onassis´in düşüncelerinin gözlerinden okunmaması için iş görüşmeleri sırasında koyu renk gözlük taktığı bilinirdi. Eski bir söz ´Biriyle konuşurken gözlerinin içine bak´ der. Başkalarıyla konuşurken veya pazarlık yaparken ´gözbebeklerine bakma´ egzersizi yaparak gerçek duygularını gözbebeklerinden öğrenmeye çalışın. İş Bakışı İş tartışmaları yaparken karşınızdakinin alnında bir üçgen olduğunu hayal edin. Bakışlarınızı bu bölgeye yönelterek ciddi bir ortam yaratırsınız ve karşınızdaki sizin iş yapmak konusunda ciddi olduğunuzu anlar. Bakışlarınızın karşınızdakinin göz seviyesinin altına düşmemesi koşuluyla etkileşimi kontrol edebilirsiniz. Sosyal Bakış Bakış karşıdakinin göz seviyesinin altına düştüğünde sosyal bir ortam oluşur. Birisine bakmayla ilgili deneyler sosyal bir karşılaşma sırasında bakanın bakışlarının karşıdakinin yüzünde gözler ve ağız arasındaki bir üçgene baktığını göstermiştir. Yan Bakış Yan bakış ilgi veya saldırganlık iletmekte kullanılır. Hafif kalkmış kaşlar ve bir gülümsemeyle birlikteyse ilgi anlamına gelip flört işareti olarak yaygın şekilde kullanılır. Aşağıya dönük kaşlar, çatık alın veya aşağıya dönük ağız köşeleriyle birlikte şüpheli, saldırgan veya eleştirel bir tavır anlamına gelir. Mahrem Bakış Bakış gözlere ve çenenin altından kişinin vücudunun diğer bölgelerine doğrudur. Yakın karşılaşmalarda gözler ve göğüs ya da memeler arasındaki üçgen, daha uzak karşılaşmalarda ise gözlerle apış arası arasındaki üçgendir. Kadın ve erkekler bu bakışı birbirleriyle ilgilendiklerini göstermek için kullanırlar ve ilgi karşılıklıysa aynı bakışlarla cevap verilir. Gözle Dışarıda Bırakma Karşılaştığımız en sinir bozucu insanlardan bazıları konuşurken gözle dışarıda bırakma hareketini kullananlardır. Bu hareket bilinçsizce yapılır ve o kişinin sizden sıkılması veya artık ilgilenmemesi ya da kendini sizden üstün görmesi nedeniyle sizi görmemeye çalışmasından oluşur. Konuşma sırasında altı ila sekiz göz kırpış olan normal hızdan farklı olarak göz kapakları kapanarak bir saniye ve daha uzun süre kapalı kalırlar ve bu arada da karşınızdaki sizi anlık olarak kafasından atar. Bunun son hali gözleri kapalı bırakarak uykuya dalmaksa da birebir karşılaşmalarda bu pek ender olur. Birisi sizden üstün olduğunu düşünüyorsa gözle dışarıda bırakma hareketini yaygın olarak ´burnunun üzerinden bakmak´ olarak bilinen kafayı geriye atarak size uzun bir bakış atma hareketiyle birlikte yapar. Konuşma sırasında bir gözle dışarıda bırakma hareketiyle karşılaşırsanız bu kullandığınız yaklaşımın olumsuz bir tepkiye yol açıyor olabileceği ve etkin bir iletişimi için yeni bir taktik gerektiği anlamına gelir Bakışları Denetleme Birisine kitaplar, şemalar, grafikler vs. kullanarak görsel bir sunuş yapıyorsanız bakışlarını nasıl denetleyeceğiniz önemli olabilir. Araştırmalar beyne iletilen bilgilerin yüzde 87´sinin gözler, yüzde 9´unun kulaklar ve yüzde 4´ünün de diğer duyular aracılığıyla iletildiğini göstermiştir. Örneğin, siz konuşurken karşınızdaki görsel sunuşunuza bakıyorsa ve söylediklerinizi gördükleriyle doğrudan ilişkili değilse mesajınızın sadece yüzde 9´unu özümseyecektir. Mesajın görsel sunuşunuzla ilgili olması durumunda görsel sunuşa bakıyorsa söylediklerinizin sadece yüzde 25-30´u ona ulaşacaktır. Bakışlarım azami şekilde kontrol edebilmek için görsel sunuşu göstermek için bir kalem veya işaret çubuğu kullanın ve aynı zamanda gördüklerini sözlü olarak ifade edin Ardından kalemi görsel sunuştan kaldırarak onun ve sizin gözlerinizin arasında tutun. Bu hareket mıknatıs varmışçasına başını yukarıya kaldırmasını sağlayacak ve böylece söylediklerinizi görecek ve duyacaktır. Konuşurken diğer elinizin avcunuzun görünür olduğundan emin olun. GÖZLÜK HAREKETLERİ Neredeyse insanlar tarafından kullanılan tüm yapay yardımcılar kullanıcısına pek çok açıklayıcı hareket yapma fırsatı tanır ve gözlükler de kesinlikle buna istisna değillerdir. En yaygın hareketlerden biri çerçevenin saplarından birini ağza göturmektir.Gözlükleri ağza götürmek de bir kararı bekletmek veya geciktirmek için kullanılabilir. Görüşmeler sırasında bu hareketin genellikle tartışmanın sonunda kişiden karar vermesi istendiğinde ortaya çıktığı görülmüştür. Gözlüklerin Üzerinden Bakmak 1920'ler ve 1930'larda yapılan filmlerdeki aktörler İngiltere'deki bir devlet okulunda öğretmen gibi eleştirel ve yargıcı bir kişiyi canlandırmak için bu bakma hareketini kullanırlardı. Genellikle yakın gözlüğü takan birisi karşıdakine bakmak için gözlüğünü çıkarmaktansa üzerinden bakmayı tercih eder. Karşıdaki kim olursa olsun kendini yargılanıyor veya inceleniyor gibi hisseder. Dinleyici kaçınılmaz olarak bu bakışa karşılık kol ve bacaklarını kavuşturup olumsuz bir tavır takınacağından gözlüklerin üzerinden bakmak bedeli yüksek bir hata olabilir. Gözlük takanlar konuşurken gözlüklerini çıkarmalı ve dinlerken geri takmalıdırlar. Bu sadece karşıdakinin rahatlamasına neden olmakla kalmaz aynı zamanda gözlük takanın konuşmanın kontrolünü ele almasını da sağlar. Dinleyici gözlükler olmadığında konuşmayı kesmemesi gerektiğini ve takıldığında da konuşmaya başlaması gerektiğini çabucak öğrenir.
  16. VÜCUT HAREKETLERİ BAŞ HAREKETLERİ En yaygın olarak kullanılan iki tanesi onay için baş sallama ve reddetmek için başı yana sallama olmak üzere temel baş hareketleri tartışılmadan bu kitabın tam kabul edilmesi imkansızdır. Onay için başı sallama hareketi çoğu kültürde 'Evet' veya onay anlamına gelen olumlu bir harekettir. Doğuştan sağır, dilsiz ve kör olan kişilerle yapılan araştırmalarda bu kişilerin de onay amacıyla bu hareketi kullandıklarını göstermiştir. Bu da bu hareketin doğuştan gelebileceği kuramına yol açmıştır. Genellikle 'Hayır' anlamına gelen kafayı yana sallama hareketinin de doğuştan geldiğini iddia edenler olduğu gibi bunun insanların ilk öğrendikleri hareket olduğunu iddia edenler de vardır. Bunlara göre yeni doğan bebek yeterince süt içtiğinde annesinin memesini reddetmek için kafasını yana sağlar. Aynı şekilde karnı doyan küçük bir çocuk da ebeveynlerinin kendisini kaşıkla yedirme girişimlerini reddetmek için aynı kafa sallama hareketini kullanır. Başkalarıyla ilişkilerinizde gizlenen bir itirazı keşfetmenin en kolay yolu karşınızdaki sözleriyle sizinle aynı fikirde olduğunu söylerken kafasını yana sallayıp sallamadığına bakmaktır. Örneğin 'Ne demek istediğini anlıyorum' veya 'Burada çalışmak gerçekten hoşuma gidiyor' veya 'Noel'den sonra kesinlikle birlikte çalışalım' derken bir yandan da kafasını yana doğru sallayan birini ele alalım. Kulağa ne kadar inandırıcı gelirse gelsin kafa sallama hareketi olumsuz bir tavrı olduğunu ve söylediklerini ciddiye almayarak onu biraz daha sorgulamanızın iyi bir fikir olacağını gösterir. Temel Baş Pozisyonları Üç temel baş pozisyonu vardır. Birincisinde baş yukarıda olup, duydukları konusunda nötr bir tavra sahip birisinin pozisyonudur. Baş genellikle hareketsiz olup ara sıra ufak eğilme hareketleri yapabilir. Bu konumda eli yanağa götürme değerlendirme hareketleri sık kullanılır. Kafa bir yana doğru eğildiğinde bu kişinin ilgilenmeye başladığı anlamına gelir. Hayvanlar kadar insanların da bir şeyle ilgilenmeye başladıklarında başlarını yana eğdiklerini ilk fark edenlerden biri Charles Darwin'di. Bir satış sunuşu veya bir konuşma yapıyorsanız dinleyicilerinizin bu hareketi yapıp yapmadıklarına bakın. Başlarını yana eğip eli çeneye götürme değerlendirme hareketlerini yaparak öne eğildiklerini görürseniz onlara ulaşabiliyorsunuz demektir. Kadınlar bu baş hareketini çekici bir erkekle ilgilendiklerini göstermek için kullanırlar. Birileri sizinle konuşurken onların size karşı sıcak duygular beslemelerini sağlamanız için kafa yana eğik pozisyonu kullanarak ara sıra başınızı öne eğmeniz yeterlidir. Baş aşağıya eğikken tavrın olumsuz hatta yargılayıcı olduğunu gösterir. Eleştirel değerlendirme hareket gruplarında genellikle baş aşağıya eğiktir ve karşınızdakinin başını kaldırmasını veya yana eğmesini sağlayamazsanız bir iletişim sorunuyla karşı karşıya kalabilirsiniz. Topluluk önünde konuşan birisi olarak sık sık tamamı kafası aşağıya eğik ve kolları göğsünde kavuşturulmuş kişilerden oluşan dinleyici gruplarıyla karşılaşabilirsiniz. Profesyonel konuşmacılar ve eğitmenler genellikle konuşmalarına başlamadan önce dinleyici katılımı gerektiren bir şeyler yaparlar. Bunun amacı dinleyicilerin başlarını yukarıya kaldırmalarını ve katılmalarını sağlamaktır. Konuşmacının hilesi başarılı olursa dinleyicilerin bir sonraki baş pozisyonu yana eğik olacaktır. Her İki El de Başın Arkasında Bu hareket muhasebeci, avukat, satış müdürü, banka müdürü gibi mesleklerden olan veya kendilerine güvenli veya bir konuda kendilerini baskın ya da üstün hisseden kişilere özgü bir harekettir. O kişinin düşüncelerini okuyabilsek büyük olasılıkla 'Tüm cevaplar bende' ya da 'Bir gün belki benim kadar akıllı olursun' veya hatta 'Her şey kontrolüm altında' gibi bir şey söylüyor olurdu. Bu hareketi aynı zamanda 'her şeyi bilenler' kullanır ve çoğu kişi bu hareketi sinir bozucu bulur. Avukatlar meslektaşlarıylayken bu hareketi ne kadar bilgili olduklarının bir göstergesi olarak sık sık kullanırlar. Ayrıca kişinin o bölgenin sahibi olduğuna dair bir alan işareti olarak da kullanılabilir. Şekil 96'daki adam aynı zamanda bacaklarını 4 şeklinde de kilitlemiş olup sadece kendini üstün hissetmekle kalmayıp aynı zamanda tartışmak istediğini de göstermektedir. Meydana geldiği duruma bağlı olarak bu hareketle başa çıkmanın birkaç yolu vardır. Kişinin üstün tavrının nedenini öğrenmek istiyorsanız avuçlarınız yukarı doğru olarak öne eğilin ve 'Bu konuda bilgili olduğunu görüyorum. Yorumda bulunmak ister misin?' deyin. Ardından avuçlarınız hâlâ görünür şekilde olarak geriye yaslanın ve cevap bekleyin. Başka bir yöntem de karşınızdakini konumunu değiştirmeye zorlayarak tavrını değiştirmesini sağlamaktır. Bunu yapmak için yetişemeyeceği bir yere bir şey koyup 'Bunu gördün mü?' diyerek onu öne eğilmeye zorlayabilirsiniz. Bu hareketle baş etmenin başka iyi bir yolu da taklit etmektir. Karşınızdakiyle aynı fikirde olduğunuz göstermek istiyorsanız yapabileceğiniz en iyi şey hareketlerini taklit etmektir. Öte yandan eller başın arkasında hareketini yapan kişi sizi azarlıyorsa hareketini taklit ederek onu sözel olmayan yollarla tedirgin etmiş olursunuz. Örneğin, iki avukat birbirine karşı eşitlik ve anlayış göstermek için bu hareketi yapabilirler (Şekil 97) ama okul müdürünün odasında hareketi taklit eden haylaz öğrenci müdürü çıldırtabilir. Bu hareketin kökeni çok açık olmasa da ellerin kişinin arkaya yaslanıp rahatladığı hayali bir koltuk gibi kullanıldığı düşünülebilir. Bu hareketle ilgili olarak yapılan araştırmalar bir sigorta şirketindeki otuz satış müdüründen yirmi yedisinin bu hareketi pazarlamacıları veya astlarının yanında düzenli olarak kullanırken üstlerinin yanında çok ender kullandıklarını gösterdi. Üstlerinin yanında aynı müdürler edilgen ve savunma hareket gruplarını kullanıyorlardı.
  17. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Alternatif Tıp
    Vallaaa ver parayı al karayı hesabı benimkisi arak yok yani
  18. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Alternatif Tıp
    Benim taş koleksiyonumdan haberin yok sanırım senin Super diyemem ama iyi bir koleksiyonum var... Doktorların ne dediğini umursamıyorum taşlarımın varlıkları bile beni mutlu ediyor, yeter bana
  19. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Alternatif Tıp
    Malahit : Malahit, yesil ve üzerinde daha koyu yesil ortak merkezli çizgileri olan bir tas olup, özünde nese tasir. Isminin anlami da arindirici demektir. Sakinlestirici bir tas olup, uyku ve uyumaya yardim eder. Günes sinir agi chakrasinin üzerinde kullanildiginda, içimize gömdügümüz acilari tekrar ortaya çikarma gücü vardir. Bu eski acilarin kendini ifade etmesiyle tasidiginiz kederin agirligini da üzerinizden atabilir ve nesenize tekrar kavusabilirsiniz. Nese enerjisi, hizla dönen bir enerjidir ve her bir chakrayi çevreleyen enerjiye benzer. Malahit, iki ayri tondaki yesil rengi ile yeryüzünün titresimlerini tutar. Siz topragin gücünden etkilenirken, toprak da size sevgi ve huzur sunar. Bu kendinizi yeterince güçlü hissetmenizi saglar, böylece eski acilardan da kurtulursunuz. Malahit, ayni zamanda pankreas ve dalak fonksiyonlarini da arttirdigi gibi, kaygi ve tansiyonu da dengeleyip, hücreleri yenileme özelligi de sergiler. Dolasim sistemi ve kalbi kuvvetlendirir ancak bu tasi asiri duygusal oldugunuz günlerde fazla kullanmamalisiniz. Olivin (Zebercet) : Kalp, pankreas, dalak ve ciger üzerinde olumlu etkisinin yaninda, doku bozulmalarini da önleyici özelligi olan bir tastir. Rengi bagli oldugu Zümrüt familyasi gibi yesil bir tastir. Bedeni temizleyip vücut-zihin dengesini saglar, kaygiyi düsürüp zihni açar ve kisisel büyümeyi hizlandirir. Pirit : Üzerinde altin rengi benekler olusmus çok güzel ve degisik görünümde bir tastir. Hazimsizlik çekenler için tavsiye edilebilecek bir tastir ve ayni zamanda da kan dolasimina iyi gelen özellikleri vardir. Beyin fonksiyonunu arttirici gücü ve kisilerin dünyaya pembe gözlüklerle bakmasini saglayici fonksiyonlari ile birlikte irade gücünü de yükseltir. Diger bireylerle uyumlu çalismanin gerçeklesmesine de yardimci olur. Kalsedon : Kalsedon, kuvars ailesinin üyesi bir tastir. Seffaf, yari seffaf veya donuk olabilir. Salkim seklinde sarkitlar halinde ve kaya oyuklarinin astarlarinda olusur. Bazi zamanlar küçük bir miktar Opal içerir. Fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal dengeleyicidir. Herkes arasinda kardesligi tesvik eden bir tastir. Iyimserlik ve iyi dilekleri sembolize eder. Düsmanligi, huzursuzlugu ve melankoliyi yatistirir. Cömertligi, hassasligi, anlayisi arttirir, minerallerin etkili bir sekilde özümsenmesini saglar. Zihnin saglamligini arttirarak, bunamayi tedavi eder. Mercan : Kireç karbonati, magnezyum, silis karbonati, magnezyum florüt ve kalsiyumdan olusmaktadir. Pek çok kisi Mercanin, kalbi ve dalagi güçlendirdigini söyler. Ayrica Mercan, nazara iyi geldigi gibi, konsantrasyon eksikligini de giderici özellige sahiptir. Basta sedef hastaligi olmak üzere, bir çok cilt hastaliginin da iyilestirilmesinde kullanilabilir.
  20. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Alternatif Tıp
    Zümrüt : Dünyanin en kiymetli taslarindan biri olan Zümrütler mitlerin ve efsanelerin tasidir. Geçmiste Seytanin Cennet’den kovulurken alnindan düsen tasin ve Kutsal Kadeh’deki tasin da Zümrüt oldugu söylenir. Renginin yesil olmasi nedeniyle bu tasin yagmur yagdirdigina inanilirdi. Bagisiklik sistemi,sinir sistemi, kalp, ciger ve böbregi kuvvetlendirdigi bilinir. Beden-ruh-zihin için tonik vazifesi görür ve kuvvetli bir duygusal dengeleyicidir. Bolluk, sevgi, iyilik, sakinlik, denge ve sabir unsurlarini içerir. Zümrüt’e kimi yerlerde “Kosulsuz Ask Tasi” da denmektedir. Sevgililerin birbirlerine verebilecekleri en iyi armagan olarak görülür. Bazi Islam ülkelerinde Zümrüt’ün var olan koruyucu tilsim gücünü bazi ayetler okunarak daha da güçlendirildigine de rastlanmistir. Koç, boga ve ikizler burçlarinin tasidir. Safir : Dünyanin en pahali ve degerli taslari arasinda bulunan safirler, sert isilara dayanikli ve muhtesem mavi renkte ve beyaz damarli olurlar. Dünya yüzünde en degerli ve ünlü Safirler Hindistan’dan çikmislardir. Mohs ölçegine göre Safir Elmastan sonra gelen sertlik derecesine sahiptir. Safirler saf iken renksiz bir mineral olan Korondumun bir çesididir. Çok degerli bir mücevher olmasi onlari aranilir bir hale getirmistir. Bugün bilinen en büyük Safir, 563 kiratlik Hindistan Yildizidir ve New York Dogal Tarih Müzesinde teshir edilmektedir. 330 kiratlik olan bir diger Safir ise Asyanin Yildizi adli tastir ve Washington DC’de sergilenmektedir. Kalp ve böbrekleri kuvvetlendirir ve tüm salgi bezlerini harekete geçirici özelligi vardir. Psisik yetenekleri arttirir ve sezgi gücünü güçlendirir. Bundan dolayi yaratici ifadenin gelismesinde büyük rol oynar. Karisikligin ortadan kalkmasina neden olup kozmik farkindaligi arttirir. Azurit : Bir çesit bakir cevheridir. Sinir sistemindeki enerji akisini arttirir, oksijenin daha iyi kullanilmasini saglar. Psisik güçleri arttirici özelliginin yani sira, düsünceleri berraklastirir. Uzun süre araba kullanan ya da bilgisayar basinda çalismaktan dolayi gözleri yorulanlar için çok iyidir. Iki tane Azurit tasi adet dönemi kramplarinda ya da yumurtalik sancilarini gidermek için kullanilir. Azuritin mavi olani rahatsizlik giderici olarak kullanilabilir. Azurit ile Malahit tasi birlikte kullanildigi takdirde gömülü olan duygular ortaya çikar. Ayni anda bir mücevher olan Azuritten yapilma kolye ya da küpeler, ruhsal olarak uyanik kalmanizi saglar. Ayrica sizi merkezde tutarak konuskan olmaniza yardim eder. Kehribar : Tas olarak bilinir ama, reçinenin taslasmasi sonucu olusmustur. Çok yumusak ve çok hafiftir. Özellikle isitildigi zaman elektriksel ve manyetik özellikleri açiga çikar. Yaydigi sicaklik enfeksiyonun yayilmasini önledigi ve soguk alginligini giderdigi için, genelde boynun çevresine takilir. Bogaz ve tiroid bezi enfeksiyonlarini tedavi etme özelligi vardir. Roma devrinde kehribar, guatr tedavisinde kullanildigi gibi günümüzde de bu yöntem çok yaygindir. Bütün sari taslarin aslan burcu insanina iyi geldigi bilinir. Bu sebeple aslanlara uyarici bir etki yapar. Krizoprase : Çok güzel isiltilari olan bir tastir. Nörotik durumlarda dengeleyici ve iyilestirici özelliklere sahiptir. Depresif durumlarda ise rahatlatici özellikleri vardir. Kisinin problemlerini görmesine yardimci olarak, kendini tanimasini saglar ve iç huzuru verir. Seks konusunda kaygilari olanlar ya da seksüel bozukluk tasiyan kisiler bu tasi kullandiklari takdirde bir çok cinsel problemi de halletmis olurlar. Bu tas ayni zamanda kisisel yeteneklerin ortaya çikmasinda da büyük rol oynar. Jasper : Karaciger, dalak ve mesaneyi kuvvetlendirir ve çok kuvvetli bir tedavi edicidir. Toprak elementini temsil eder. Sindirim sistemi ve safrakesesini güçlendirir, endokrin(hormon) sistemine denge saglar. Kisinin kendini saglikli, güçlü hissetmesini sagladigi gibi fiziksel direnci arttirir. Sevginin ve inanç sisteminin simgesi olarak bilinen bir tastir.
  21. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Alternatif Tıp
    Aventurin : Metalik pariltilar saçan ve tanecikli bir yapiya sahip, açik yesil bir Kuvars türü olan Aventurine ayni zamanda Yildiz Tasi da denmektedir. Kalbin yakinina yerlestirildiginde, kalbi diger insanlarin olumsuzluklarindan koruyacak bir enerji yayar. Bu tasin Yesim tasi ve Pembe Kuvars arasinda bir yumusakligi vardir. Sizin, fazla hassaslasmadan yumusak ve açik yürekli olmanizi saglar. Kalbini kapattiktan sonra simdi yeniden açmaya hazirlanan kimseler için yatistirici bir etki yapar. Bu pürüzsüz tasi gögsünüzün üzerinde dogrudan cildinize temas ettirmek en iyi yoldur. Sayet tas sivri ise, o zaman sivri ucu yukariya getirmek gerekir. Bu tas sinirsiz imkanlar tasidir, size genis ufuklar açar. Hayal kuranlarin tasi olarak da taninir. Kendinizi sinirlanmis, engellenmis, dar düsünce kaliplari ya da modasi geçmis davranislar içine sikismis hissettiginizde bu tasi kullanabilirsiniz. Özellikle kendi bildigini okuyan genç insanlar için çok uygundur. Magnezit : Yeryüzünde bilinen en degerli minerallerden biri olan Magnezit, hassas islenebilme özelliklerinden dolayi degerli tas olarak pek tercih edilmez. Endüstriyel açidan yaygin bir ticari ve tibbi kullanimi olan en önemli materyallerden biridir. Beyaz, gri, sari ve kahverengi renklerinde olurlar. Analiz etmek, kendini tanimak ve arastiricilik ruhunu gelistirmeye yardimci olan bir tas oldugu gibi, kisileri motive etmesi ve farkindaligi arttirma özellikleri de bulunur. Hayal gücünü ve yaraticiligi arttirdigi ve meditasyonlarda iç huzuru sagladigi da bilinir. Koç burcunun tasi olarak bilinir. Oniks : Kaygi azalticidr, kadin/erkek kutuplasmasini dengeler ve ilikleri kuvvetlendirir. Kontrol ve denge unsuru bir tas olan Oniks, bagimliliklardan kurtulmaya da yardim eder. Degerli bir tastir ve kisinin konsantrasyonunu sagladigi gibi nazara karsi da kullanilir. Kimi yerlerde zaman zaman “Ayrilik Tasi” diye de nitelendirilir. Çesitli renkleri olan Oniks, kisinin hangi konuda enerji destegine ihtiyaci varsa onu saglayan bir tas olarak da bilinir. Gelecek kaygilarini yok ettigi gibi kisilerde farkindaligi da saglar. Aslan burcuyla iliskilidir. Zirkon : Mücevher olarak kullanilan taslarin en ünlüsü olan Zirkon, tamamen renksiz olabildigi gibi, kahverengi, yesil, kirmizi ve sari da olur. Zirkon ayni zamanda Zirkonyum elementinin de baslica kaynagidir. Mücevher olarak kullanilacak olan Zirkonlarin en deger göreni renksiz olanlaridir. Elmasa benzetilmesine ragmen sertlik derecesi elmastan 2,5 Mohs daha azdir. Zihni kuvvetlendirici bir tas olan Zirkon, ince ve kalin bagirsak hareketlerine faydali ve uyumayi kolaylastirici özellige de sahiptir. Bunun yaninda duygusal denge unsuru olarak da bilinmektedir. Aslan, basak, yay ve kova burçlarinin tasi olarak bilinir. Turmalin : Pozitif ve negatif kutuplara sahip, elektriksel özellikleriyle çok degisik ve olagandisi bir tastir. Çesitli renklerde ve karisik renk biçimlerinde bulunan cinsleri vardir. Mücevher ve süs esyasi yapiminda çokça tercih edilen bir tastir. Endokrin (hormon) sisteminin dengelenmesine yardimci olur ve uyku verir. Beden-zihin ikilisini kuvvetlendirici özelliginin yani sira duyarlilik ve anlayisi da arttirir. Konsantrasyon ve sezgisel güçleri arttirdigi gibi, koruyucu etkileri de bulunur. Aslan, terazi ve oglak burçlari bu tasi kullanabilirler. Elmas : En sert ve kiymetli tas olan Elmas için “rüyalarin tasi” da denilmektedir. Beyin fonksiyonlarini ve kisilikteki blokaji ortadan kaldirici özelliklere sahiptir ve ayni zamanda temel bir tedavi edici niteliktedir. Bedeni temizleyerek negatif kuvvetleri yok etmesinin yani sira zihin/ruh/beden üçlüsünü birlestirici ve bütünlestirici gücü de bulunur. Bolluk, saflik, masumluk ve sadakat simgesidir. Mücevher olarak da yüzükten tutun, kolye ve küpeye kadar bir çok çesitte kullanilmakta olup kiymeti son derece yüksektir
  22. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Alternatif Tıp
    Aytasi : Ay’in pariltisini yansittigi söylentilerinden dolayi bu ismi alan Aytasi, lenfotik sistemdeki bozukluklari ortadan kaldirir. Duygusal dengeleyici vasiflara sahiptir. Tutumlarda esneklik yaratir. Bu tas hakkinda en çok rivayeti ortaya çikartan yerlerden biri de Hindistan’dir. Hindistan da kutsal bir tas olarak kabul gören Aytasi’nin sevgilileri daha ihtirasli yaptigi da söylenir. Aytasi, kadinlar tarafindan kisirliga iyi geldigi ve üreme organlarinin sorunlarini çözmesi ve de kolay dogum yapmaya yaradigi için tasinir. Kisilerdeki egoizmi giderdigi ve fazla yemek yeme dürtülerini ortadan kaldirdigi da bilinir. Aytasi üzerine yapilan rivayetlerin en çarpicisi da, onu tilsim olarak tasiyan kisiyi söhretli ve görünmez yaptigidir. Burçlar kusagina yengeç, terazi, akrep, kova ve balik burcunun tasidir. Turkuaz : Bilinen taslarin ve de tilsim olarak kullanilan taslarin en popüleridir, çok sayida da koruyucu özelligi bulunur. Bütün bedeni kuvvetlendirir, hücreleri yeniler, kan dolasimi, cigerler ve solunum sistemini canlandirir. Sakinlik verir ve yaratici ifadeye güç kazandirir. Duygusal denge, iletisim, sadakat ve dostlugu sembolize eder. Turkuvaz eski çaglarda hayvanlari kötü etkilerden korumak için At Tilsimi olarak da kullanilirdi. Aztek uygarliginda ise bu tasa “Tanrilarin Tasi ” adi verilmisti. Turkuaz, boga, basak, akrep, yay, oglak ve balik burçlarinin tasi olarak da bilinir. Yilan Tasi : Genellikle de tilsim yapimi için kullanilan Yilan Tasi, kadim Misir Uygarligi’ndan beri kullanilmaktadir. Tasin bu ismi almasi, dis görünümünün bir yilanin derisine benzemesindendir. Bu sebepten dolayi da her türlü böcek sokmalari, akrep ve yilan sokmalari gibi durumlar için iyilestirici olarak kullanilir. Ayrica kisilerde romatizmal rahatsizliklara da iyi geldigi söylenir. Bu tasla romatizma tedavisi yapmak için, agrili yerlere bu tasi sarmak gereklidir. Diger yandan cerahatlerdeki biriken irini akitmak için de kullanilabilen bir tastir. Kaplan Gözü : Bir kuvars cinsi olan Kaplan Gözü, bazi kesimlerde “Bagimsizlik Tasi” diye de anilir. Buna sebep, tasin kendisini üzerinde bulunduran kisileri baska insanlara karsi daha az bagimli yaptigina inanilmasidir. Bu özelligi ikili iliskileri zedeledigi gibi, is hayatinda da ortakliklari sona erdirebilir. Bu sebepten de çeliskili bir tas diye de adlandirilir. Sindirim sistemi bozukluklari bu tas sayesinde giderilebilir. Dalak, pankreas ve kolon için faydalidir. Duygusal denge unsurudur ve inatçiligi azaltan bir tas olarak bilinir. Maskulen enerji verdigi gibi, kisilerin olaylari net algilamasinda rol oynar. Kaplan Gözü’nün bir özelligi de nazardan koruduguna inanilmasidir. Daha çok eski zamanlarda bu niyetle kullanilirdi. Oglak ve yengeç burçlarinin tasi olarak bilinir. Topaz (Sari Yakut) : Eski zamanlarin en kudretli taslarindan biri olan Topaz’in, göz hastaliklarini ve veba gibi salgin hastaliklari ortadan kaldirdigi söylenir. Bir adi da “Ask Tasi” olan Topaz’in pek çok rengi mevcuttur. Bu tasin sagliksiz insanlari sagligina kavusturdugu, onlari korkakliktan ve ahlaksizliklardan korudugu bilinir. Çok güzel ve nadir bulunan taslardan olan Topaz, özellikle mücevher yapiminda kullanilir. Dogal ve muhtesem isigiyla göz kamastirici bir tastir ama, renksiz ve degisik renk gruplarina da rastlanabilirler. Sari Topazla Turuncu Topaz en degerli çesitleridir. Bugün dünya yüzünde en degerli Topaz’larin çikarildigi ülke Brezilya’dir. Topaz kristalleri genelde dörtgen seklinde olur. Topaz elmasla ayni agirliga sahip yegane dogal degerli bir tastir. Seffaf Topaz kimi zaman elmastan ayirt edilemez, bu benzerlik ancak Mohs ölçegiyle ayirt edilebilir. Aslan, basak ve balik burcunun tasidir. Lal : Dairesel veya oval biçimli bir tastir. Lal’in erkek türü koyu kirmizi, disi türü ise açik kirmizidir. Üzerinde tasiyani, bedensel zayifliga ve acimasizliklara karsi korudugu bilinir. “Hayal Kuran” ve ” Merhamet Tasi” olarak da bilinir. Cinsel enerjiyi ve duyarliligi artirdigi, cinsel dengesizlige karsi koruma tasi olarak bilindiginden bazi yerlerde “Tutkularin Tasi” olarak da bilinir. Latince adi Garanatum’dan gelen Lal tasi, Garnet olarak da adlandirilir. Kalp seklinde yapilmis tilsim Lal’ler, esleri ve sevgilileri cezbetmeye yaradiklari gibi, yatak ve yastik altina konuldugunda kötü rüyalari ve gecenin kötü ruhlarini kovar. Bedeni kuvvetlendirir, temizler, canlandirir. Bilhassa kan damarlari için çok yararli bir tas olan Lal, hayal gücünü harekete geçirir, sevgi ve sefkati sembolize eder. Koç, akrep, oglak ve kova burçlarinin tasi olarak bilinir.
  23. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Alternatif Tıp
    Lapis Lazuli : Dogadaki taslarin arasinda saf olmayan taslardan biri olan Lapis Lazuli, lazurit ve diger mavi minerallerin bilesimidir. Bütün buna ragmen o dünyanin en degerli taslarindan biri olma özelliklerinden bir sey kaybetmez. Çok eski medeniyetlerce de bilinen Lapis Lazuli, bir zamanlar Misir Krali Tutankamon’un mezarini süslerdi. Bu tas her zaman mavidir, ancak rengin yogunlugu çikarildiklari bölgelere göre farkliliklar gösterir. Gece Tasi ya da Gerçek Tasi olarak da adlandirilan Lapis Lazuli, renginden dolayi göklerin sembolü olarak kabul edilir. Isim anlami da “Göklerin Tasi” anlamini içermektedir. Küçük çocuklari korkularindan ve solunum yolu hastaliklarindan uzak tuttugu için çocuk tasi da denir. Iskeleti kuvvetlendirir, tiroid bezlerini harekete geçirir. Tansiyon ve kaygiyi azaltici, canlandirici etkisi vardir. Zihinsel açiklik ve aydinlanma için kullanilir. Yaratici ifade, fiziksel yetenekler ve iletisim yetenegini kuvvetlendirir. Terazi, yay ve balik burçlarinin tasi olarak bilinir. Yesim Tasi : Binlerce yil öncesinde bu yana Çinliler Yesim tasini en degerli taslardan biri yapmislardir. Efsaneye göre büyük Çin Ejderinin yeryüzüne bosalttigi tohumlarin donmus hali Yesim tasinu olusturmustur. Günümüzde bile Çinli isadamlari ellerinde Yesimden tilsimlar tasirlar, bir ise baslamadan önce onu tutar, oksar ve ondan güç alirlar. Bu tasin hayvan biçiminde yontulmuslari bugün bile çok revaçtadir. Ayrica Yesim tasinin akil hastaliklarina, dahili hastaliklara, göz bozukluguna ve kadinlarin adet ve dogum sancilarina iyi geldigine de inanilmaktadir. Astrolojik olarak koç, boga, ikizler, basak ve terazi burçlarinin da tasidir. Hematit : Hematit, demirin baslica kaynaklarindan biridir. Narin bir kristal çesididir ve islenirken Mohs’a göre 6,5 sertlikte olmasindan dolayi çok titiz bir çalisma ister. Kan dolasimi üzerinde pozitif etkisi vardir. Dalagin dogru çalismasini saglar. Enerji ve canlilik verir, stresi azaltici etkisi vardir. Çekim gücü fazla oldugundan, kisisel çekim, nese, cesaret ve istek verir. Özellikle karar verme güçlüklerine birebirdir. Eski çaglarda tilsim olarak kullanilan taslarin basinda gelir, ancak modern çagda da insanlar bu tasin bel sogukluguna iyi geldigi inancindadirlar. Yakut : Güzelligi ve sertligi nedeniyle en degerli taslardan biri olarak kabul edilir. Ona, Hindistan’da “Degerli Taslarin Efendisi” adini yakistirmislardir. Amerika, Avrupa’da çikarilmasina ragmen Hindistan ve Güneydogu Asya Yakut’un anavatanidir. Elmas’tan sonra en sert degerli tastir. Kan dolasimina pozitif canlandirici etkisi vardir. Bagisiklik sistemini güçlendirir. Kisiyi sinirlamalarindan kurtardigi gibi, kendinden fazla digerlerini düsünmesine yol açar. Cesaret, ruhsal gelisme, liderlik, mutluluk duygularini arttirir. Cinsel asiriliklara da iyi geldigi söylenenler arasindadir. Astrolojik olarak koç, yengeç, aslan, akrep, yay ve oglak burçlarinin da tasidir. Aquamarine : Gök Zümrüt de denilen Aquamarine, soluk mavi-yesil renkli bir tas olmasindan dolayi, Sakin Tas olarak da bilinir. Her ne kadar Sakin Tas denilse de, Cesaret tasi olarak adlandirilir ve onu tasiyana ya da takana özellikle ölüm karsisinda cesaret verdigi söylenir. Bu tasi renginden dolayi, özellikle denizciler tilsim diye kullanirlar. Renginden dolayi kahinler tarafindan gelecegi görmek için de kullanildigindan Kahin Tasi olarak da anilir. Akil almaz renklerde bulunabilen Aquamarine, mücevheratta kullanilir. Ona muhtesem mavi rengi verebilmek için dört yüz derecede isitilmasi gerekir. Bu güzel tasin en çarpici örnekleri Brezilya’dan çikar. Aquamarinin sinirleri yatistirici özelliginin yani sira düsüncenin berraklasmasi ve yaratici gücün ortaya çikmasinda da büyük rolü vardir. Böbrek, karaciger, dalak ve tiroid bezlerini kuvvetlendirir, vücudu temizler. Astrolojik olarak koç, ikizler, akrep, kova ve balik burçlarinin taslarindandir. Obsidyen : Renginden dolayi kimileri ona Kara Kadife de derler. Obsidyen’in en tutulan cinsi üzerinde beyaz lekeler olan Kar Taneli Obsidyendir. Bu tür ayni zamanda Saflik Tasi olarak da bilinir. Karin ve bagirsaklari etkileyerek iyilestirir, zihin ve duyguyu birlestirir. Maskulen enerji verir, negatif unsurlari yok eder. Kaygiyi azaltir, bilinçaltindaki blokajlari temizler. Akil ve sevgi ile baglarimizdan kopmamayi simgeler. Ikizler ve yay burçlarinin tasidir.
  24. gloria şurada bir başlık gönderdi: Alternatif Tıp
    Kuvars Kristali : Yüzyillardir tedavi ve sihir alanlarinda kullanilan Kuvars Kristali, dünya kabugunun yüzde on ikiden fazlasini olusturmaktadir. Oksijen ve silikonun bilesiminden olusan Kuvars, bugün tedavi edici nitelikleri en fazla olan taslarin basindadir. Duygusal dengeleyicidir. Beyin fonksiyonlarini uyarir. Kisinin çevresinde olusan negatif enerjiyi yok ettigi gibi pozitif enerji toplar,aktive eder, biriktirir, geçirir ve kuvvetlendirir. Ayrica düsünce formlarini aktive eden bir özelligi de vardir. Kuvarsin özellikle güç ve canlilik kaybina karsi koruma sagladigina inanilir. Kahinlerin kristal küreler kullanarak yorumlarda bulunmalari, onun zihinsel konsantrasyona ne kadar etki ettiginin de bir göstergesidir. Kuvars kristallerinin cinslerine göre çesitli isimleri vardir. Bildigimiz seffaf kuvarsa halk arasinda kaya kristali denebildigi gibi, pembe kuvarsa Ask Tasi denir. Onu üzerinde tasiyani öfkeden, suçluluktan, korku ve kiskançliktan korudugu ve kisirliga karsida yararli oldugu kabul edilir. Rüya Tasi olarak da bilinen dumanli kuvarsin umutsuzluga, üzüntüye, öfkeye, depresyona ve diger negatif etkilere karsi tas sahibini koruma altina aldigina inanilir. Çok yönlü bir mineral olmasi onu saatlerde, deterjanlarda, dis macunlarinda, cam ve elektrik isiklandirmalarinda kullanilir hale getirmistir. Kuvars kristalleri hemen hemen tüm burçlarda kullanilabilecek bir tastir. Akik : Bedensel ve zihinsel kuvvetlendirici bir tas olan Akik tasiyani tehlikeden korur, uyumsuzluklarina son verir. Akik tasinin bunlarin yani sira uykusuzluga, korkakliga, karabasana, nazara ve hatta metabolizmanin düzgün çalismasina faydasi oldugu da bilinen seyler arasindadir. Akik tasina kimileri de Ates Tasi ya da Gezgin Tasi derler. Gerçeklerin farkina varilmasinda yardimcidir. Hemen hemen tüm burç özelliklerine uyar. Ametist : Ametist, kuvars ailesinden mor ya da mavi-mor renkli bir tastir. Asirlar boyunca degisik uygarliklarda sevgi ve begeniyle kullanilmis, Asya ve Misir’da mühür olarak deger kazanmistir. Eski çaglarda “sarhoslugu yok eden tas” olarak bilinirdi. O zamanlarda bir kisim kadeh, çanak, kap gibi seylerin birçogu ametistten yapilmaktaydi. Ametist, endoktrin ve bagisiklik sistemini kuvvetlendirir, kani temizler ve enerji verir. Bilinç seviyelerini aktive eder, yatistirici etkisi vardir. Meditasyon için en ideal taslardandir. Ametist astrolojide de basak, oglak, kova ve balik burcu insaninin tasi olarak da bilinir. Opal : Kuvarsın bir çesididir ve kuvars gibi silis oksittir. Halk arasinda Gökkusagi Tasi olarak da bilinen Opal, karisik bir geçmise de sahiptir. Kimisi onu talihsizlik getiren bir tas olarak nitelerken, kimisi de güven duygusunu taze tutmak ve düsmanlara karsi güçlü olmak için üzerinde tasir. Ayrica negatif duygulari emdigine ve duygusal dengeleyici olduguna da inanilir. Görme duyularini güçlendirip, sezgi arttirici etkisi vardir. Üst ben’e ulasmak için kullanilabilir. Özellikle mücevheratta kullanilan Opal, insanin avuç içi isiyla renk degistirme özelligine de sahip yegane taslardan biridir. Opal ; terazi, akrep, yay ve balik burcu insanlarina iyi gelen bir tastir. Sitrin : Saridan açik kahveye dogru giden bir renk yelpazesi olusturan sitrin, birçok hastaligin iyilestirilmesinde kullanilmaktadir. Böbrek, kolon, cigerler, hazim organlari ve kalp için yararlidir. Tedavi edici enerjinin meydana çikmasini saglar. Kendine güveni güçlendirir, insanin kendine zarar verici egilimlerini yok eder. Sitrin masaj yaglarini etkinlestirmek için de kullanilir. Bu tas yaga enerji vererek, dolasimi hizlandirir ve deriye daha iyi nüfuz etmesini saglar. Sitrini ucu asagi gelecek sekilde boynunuzda tasimaniz gerekmektedir. Bu size güven ve evrensel güç saglar. Bir diger adi da Tüccar Tasi olan Sitrini, bazi inanan kisiler kasalarina koyarlar. Bunun nedeni onlarin parasal güçlerini arttirdiklarina inancidir. Bazi kisilerde onun talihsiz bir tas oldugu fikrindedir ve her ne olursa olsun ona el sürmemeye çalisirlar. Astrolojide aslan ve basak burçlarinin taslarindan biridir. ___________________________________ http://www.modataki.com'dan alıntıdır.
  25. -Ü- Üreticiler: Biyolojik kütleleri üretme ve değiştirme yeteneğine sahip organizmalardır. Ototrof (kendibeslek) organizmalar. Bunlar, inorganik maddelerden organik madde üreten canlılardır. Eğer bu üretim için güneş enerjisini kullanılırsa, bunlara fotoautotrof, kimyasal enerji kullanırlarsa kemauototrof denmektedir. Her iki grup canlıya birden "birincil üreticiler-primer üreticiler" denmektedir. İkincil (sekunder) üreticiler ise birincil üreticilerin meydana getirdiği organik maddelerle beslenerek bunlardan yeni ürünler meydaha getirirler. Bunlara hetetrof organizmalar, sekunder üreticiler denir. Üretim Biyolojisi: Bir ekosistemdeki organik madde üretimini belirlemeyi, inceleme ve araştırma konusu olarak almış bulunan ekoloji dalıdır. Ekosistemdeki madde üretimiyle, enerji tüketimi arasındaki ilişkileride inceleyen toplum ekolojisi dalıdır. Üretim peyzajı: Dinlenme ve eğlenme amacına hizmet eden peyzajların aksine, sadece tarım ve endüstri amaçlı kullanım için yararlanılan peyzajlardır. Ürün verme kapasitesi: Bir toprağın yetişme ortamının, bitki ve hayvan toplumunun veya akarsuların arzu edilen ürünü, yararlanılabilir biyolojik kütleyi verebilme yeteneği veya kapasitesidir. Bu yetenek veya kapasite, iklim, toprak, bitki, hayvan, bakım ve işletme tekniğinin kombinasyonunua (ortak etkisine) bağlıdır. ( Yield capacity / Ertragsfähigkeit ) Üvez: Sorbus ( Roseceae ) türlerine verilen genel ad. Kışın yapraklarını döken, dikensiz, basit veya pennat yapraklı ağaç ve beyaz çiçekli ağaç veya ağaççıklardır. Eyvaz, ivaz, ivez, övez diye de bilinir. Sorbus aucuparia L. : Kuş üvezi, mercan ağ, yabani üvez. Sorbus domestica L .: Bahçe üvezi. Anadolu'da yabani olarak bulunduğu gibi meyveleri için de yetiştirilir. Meyvelerine Tokat-Niksar'da üvez yumurtu denir. Olgun halde iken yenir. -V- Vahvah: Tavuk çiçeği Vejetasyon Mozaiği: Çok değişken küçük yetişme ortamlarında, küçük alanlar kaplayan çok çeşitli türler ve çok değişik tür grupları yapısının oluşturduğu vejetasyon görünümü. Vejetatif dinlenme: Bitki türleri, özellikle klimatik faktörlere bağlı olarak yılın belirli zamanlarında veya mevsimlerinde vejetatif aktivitelerini durdurarak fizyolojik bakımdan faal olmayan bir duruma girerler. İşte bu fizyolojik dinlenme devresine vejetatif dinlenme denir. Venüssaçı: Adiantum cappillus-veneris L. (Adiantaceae) Çok yıllık, rizomlu ve çiçeksiz bir bitkidir. Balgam söktürücü ve öksürük kesici olarak kullanılır. Fatmasaçı, ishal otu, karabacak olarak da bilinir. VOC: Uçucu organik biletikler ( Volatile organic compounds ) -W- WCED: Dünya Çevre ve Gelitme Komisyonu ( World Commission on Environment and Development ) WFC: Dünya Gıda Konseyi (BM) WHO: Birleşmiş Milletlere bağlı Dünya Sağlık Örgütü ( World Health Organisation ) -Y- Yağmur Gölgesi: Nem getiren ve yağış bırakan rüzgârların geldiği yönün aksi tarafında olduğu için az yağış alan veya hiç yağış almayan, siperde kalmış dağ yamaçları, Karadeniz Dağlarının güney, Torosların kuzey yamaçları yağmur gölgesinde kalan yamaçlardır. Yaşam mekanı: Canlıların yaşamlarını sürdürdüğü fiziksel yerleşim mekanıdır. Bunlar hayvanlar için sezona göre değişik fiziksel mekan olabilir. Örneğin kış uykusuna yatan bir ayı için kış sezonunda yaşam mekanı bir mağara, bir in olabilir. Yazın ise kırlar, dağlar, ormanlar, bu hayvanın yaşam mekanıdır. Bu terim hem habitat, hem biyotop anlamında da kullanılır. (habitat, biyotope/ lebensraum ) Yenilenebilir kaynaklar: Petrol ve kömür gibi kullanımla birlikte yavaş yavaş azalan sonlu kaynakların aksine doğal olarak ortaya çıkan ve güneş enerjisi, rüzgar enerjisi gibi kullanımla azalmayan kaynaklar. Yeşil devrim: 1960'lı yıllarda, fazla ürün veren yeni buğday ve pirinç çeşitleri gibi üstün verimli tahıl bitkileri geliştirilmiş ve ıslâh edilmiştir. Böylece birçok bölgelerde yüksek derecede ürün artışı gerçekleştirilmiş olu bu sonuç ?Yeşil Devrim? olarak isimlendirilmiştir. Yön gösterici (pusula) bitkiler: Bir pusula gibi yaprakları ile yön gösteren bitkileri ifade eden bir terimdir. Bu bitkiler yapraklarını, kenarları kuzey ve güneyi, yüzeyleri ise doğu ve batıyı gösterecek şekilde çevirip yönlendirirler. Bu şekilde öğle güneşi yaprağın yanlnız dar bir kısmına gelir. Buna karşılık daha az şiddette olan akşam ve sabah güneşi ise bütün yaprak yüzeyine çarpacak şekilde yönlenirler, dolayısı ile ışıktan fotosentez için en yüksek derecede yararlanabilecek bir pozisyon yaratılmış olur. ( Kompasspflanzen/compass plants ) -Z- Zakkum: Nerium oleander L. (Apocynaceae) 6 metreye kadar yükselebilen, kışın yaprak dökmeyen, pembe veya kırmızı çiçekli bir bitkidir. Dere yatakları ve yol kenarlarında yetişir. Zehirli bir bitkidir. Ağı çalışı, ağı çiçeği, ağı dalı, ağu, avu, ayan, fattak, kan ağ, zekkum da denir. Zararlılar: İnsanlara, evcil hayvanlara, kültür bitkilerine ve bunların ekonomisine zarar veren bütün bitkisel ve hayvansal canlı varlıklar. Özellikle: zararlı böcekler, iplik solucanları, kemirici hayvanlar, parazitler, mantarlar bu gruba girer. Zerdali: Armeniaca vulgaris Lam. (Rosaceae) 15 metre kadar yükselebilen, beyaz veya pembe çiçekli bir ağaçtır. Meyveleri yenir. Aşılı ağaçların meyvesine Kayısı veya zerdali aşması denir. Eski Türkler bu türe sarı erik adını veriyorlardı. Bu ad bu gün de Kırşehir ve Erzincan dolaylarında kullanılmaktadır. Acı kayısı, fış fış, zerdali de denir. Zonlara ayırma: Aralarında çoğunlukla derece farkı ve basamaklaşma bulunan bir veya bir çok yetişme ortamı faktörlerine göre, geniş alanlarda veya yoğun olarak küçük alanlarda ekolojik bakımdan yapılan mekân ayırımıdır. Yamaç ve yetişme ortamları, taban suyun etkisindeki alçak bölgeler, göllerin gittikçe küçülerek, karalar haline döndüğü yerler, büyük alanlarda iklim bakımından benzer enlem derecelerini kaplayan makro iklim kuşakları. Zulfa Otu: Hyssopus officinalis L supsp. Angustifolius (Bieb.) Arcangeli (Labiatae) . 20-40 cm. Yükseklikte, tüylü, çok yıllık, mavimsi çiçekli bir bitki. Yaprakları, nane gibi çorbalara koku ve tat vermek için kullanılır. (Gümüşhane, Erzurum)

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.