gloria

İzledim geçen gün Beğendim de... Açıkçası boyle bir sonuç beklemiyordum Başka yerlerden de bakmıştım filmin eleştirilerine, çoğunlukla vasat bir izlenim bırakmış herkeste ama ben begendim... Yani tabii kitap kadar olamaz ama olabileceği kadar iyi olmuş... Özellikle Nietzsche nin Bertha hakkında yaptığı yorum; "yaptıklarının ve düşüncelerinin tek sorumlusu sensin Fakat sözde hastalığından dolayı, her şeyden muaf tutulmaktadır. Kim kime zarar vermiş? Kim Kimi zayıflatmış? Şu zayıf diye adlandırdığın Bertha, senin üzerinde daha büyük bir gücü yok muydu? " hayat dersi gibiydi...

kutuphane yuksek sesle konusulmaması gerektiğini olanca cırtlaklığı ve hızıyla öğrencilerine bağırarak hatırlatan bi arkadaş...

Yok boyle birşey yaaaaaaaa... Şu an duyduğum ses, tebeşirin kara tahta üzerinde çıkardığı sinir bozucu gıcırtıyla aynı... Sesin kulağımdan beynime doğru bir gidişi var ki resmen haneye tecavüz... Ses kulağımdan beynime içimi çize çize geçiyor sanki... Lütfen tanrım gitsin artıkkk buradan yoksa elimden kaza çıkacak....

itiraf ediyorum, şu an cıyak cıyak bağıran şu kadını boğazlamamak için kendimi zor tutuyorum... Ha bir de itiraf ediyorum, Mavi Olmayan Gökyüzü'ne içimden soru sormak geçiyor, Maviciğim, bir soru sorabilir miyim? (Ahhaaa bak sordummm )

Ben uyumam ki

Noluyo burda? Sen kiminle röportaj yapıyorsun, neyi merak ediyoruz biz

Şimdi görebildim Çok güzel şiir, çok güzel resim ve çok güzel bir Radya olmuş işte sonunda ki ben en çok da bu çok güzel Radya'yı seviyorum Çok güzelsin canım, böyle çok çok daha güzelsin... Seni seviyorum Güneşli Günlerin Radya'sı

rezalet değil be canım zavallılık...

Yaptık ya işte sana be canım

Bu konuyla ilgili Hürriyet Gazetesinde Özdemir İnce'nin de yazıları vardı. Onlara da bi bakmakta fayda var derim... Örnek olarak senin yazını destekleyen bir alıntısını eklemek isterim "Yandaş kazanmada kullanılan maddi yardım ve yatırım, geçmişte Milli Selamet, Refah ve Fazilet partilerinin uyguladığı bir yöntemdi. Şimdi AKP uyguluyor aynı yöntemi. Bu yöntemin kaynağında Mısır’ın Müslüman Kardeşler Örgütü var. Bu yöntemi uygulayan Hamas ve Hizbullah örgütleri de Müslüman Kardeşler’in türevleri. Amaçları toplum içine kendi toplum modellerini yerleştirmek. Bunun için yardım örgütleri kuruyorlar, işyerleri açıyorlar, okul ve hastaneler kuruyorlar. Böylece kendi zihniyetlerini ve yaşam tarzlarını içinde bulundukları toplumların içine yerleştiriyorlar. Sıra daha sonra kendi silahlı örgütünü kurmaya geliyor. Son aşama ise Hamas’ın Gazze’de yaptığı gibi iktidara el koymak." Yazının tamamını okumak isteyenler için link

Mmmm çok guzel gorunuyor Ama kahvesiz olmaz o halde ben de sana kahve yaptım

Azıcık daha şişirseydik yaw, gaza gelmiştim baya, iyi gidiyodu

Tatlısınnn yaaaaa

Gloria sen bizim herşeyimizsin mevzusu yani Bu arada, o sizin zekanızın, çevikliğinizin, hazırlığınızın, cevaplığınızın ve insanlığınızın bana yansıması sevgili Ruacımmmmm Bir başka çeşit Rua hali yani

Plomanitasyon durumu

Plomanitasyon: Henüz üzerindeki sabah mahmurluğunu üzerinden atamamış olma durumuna deniliyor. Rua hali de denir bu duruma...

Radyacım, resimli bişi mi bu, ben yine goremiyorum da

Biliyorum Sen, " Seni seviyorum" demeyi sevdiğim kişilerden birisin Tamam bitmiştir bu, bu sabaha mahsus sevgi pıtırcıklığı mevzusu...

Vayy, epey olmuştu burayı unutmuşum Ne guzel şeyler yazmışsınız hepiciğiniz... Hepinizi seviyorum ben yaaa Teşekkür ederim tek tek her birinize, öperim de her birinizi...

İçimden geldi, hayırla şerle ilgisi yok, seviyorum demek geçti içimden dedim, kim ne diyebilir ki seviyorum diye seviyorummm yanii Alla allaaaaaaa

İkinizi de çok seviyorum Godziciğim ve Ruacığımmmm...

"O sen, sende o.." sanırım tüm sorun burada işte ya sen oluyorsun yalnızca o,yada o oluyor yalnızca sen..İkisini aynı anda olmak öyle zorki Radyanın söylediği gibi vuslat olmayıncamı aşk oluyor acaba?" Sevenlerden birisi SU gibiyse bu dediğin doğru... Suyun şekli yoktur, girdiği kabın şeklini alır... Kişilik sorunu yaşayan bi takım insanlar da tıpkı su gibi, sevdiklerinin şeklini alırlar, onun istediği gibi olacaklar diye, onun isteklerini yapacaklar diye kendilerinden vazgeçerler. O zaman SEN O OLURSUN YA DA O SEN... İKİSİ BİRLİKTE OLMAZ YANİ EVET DOĞRU... Sevenlerden birisi SARMAŞIK gibiyse bu dediğin yanlıştır... Sarmaşık ağaca sarılır, ağaçla sarmaşık tek beden olur ama sarmaşık hala sarmaşıktır, ağaçta hala ağaç... Kimse kimsenin ne şeklini ne de özünü değiştirmeye kalkışır... Yani uzun lafın kısası sevdiğin ağaçsa ve sen de sarmaşık, ağaç yanarken senin kurtulman mümkün müdür ki? Zeliha bir sarmaşık değilse nedir?

"Aşka tutulan can derdine düşmez." demiş zamanında Mevlana... Ahh Sühedacığım, aşka tutulmak lazım önce, sarmaşık olmak, sarılmak lazım aşığına... Bir olmak lazım önce, tek beden, tek ruh olmak... Sonrasında aşkın giderse ateşe, düşünmezsin zaten ben de gitmeli miyim onunla diye? Gideceksin elin mahkum, o sen, sen de o...

Aşk cesaret işidir, cesaret ister. Çünkü aşk kimi zaman sonunda herşeyden vazgeçmeyi ve de herşeye yeniden başlamayı gerektirebilir. Bunlar insana bazen göze alınamaz durumlarmış gibi görünür çünkü kalıplardan sıyrılmak gerçekten de zordur... Ve sonunda bazıları aşkı için herşeyden vazgeçer, Bazıları da aşkından başka hiçbirşeyden vazgeçemez... Hangisi doğrudur bilmiyorum ama sonucu ne olursa olsun herkesin haklı sebebleri vardır diye düşünüyorum galiba sanırsam ki