democrossian tarafından postalanan herşey
-
Mevlana 'dan Sözler
Herkes normal insanlardır. Sıradan olan insanları kutsal göstermenin hilesi de işte budur. Yok sırları varmış kimse bilmezmiş, onlar da söyleyemezlermiş, bilmem neymiş, kerametleri varmış göstermezlermiş, gizlice birilerine gösterdikleri iddia edilir, efsaneler uydurulur. Bu "keramet gören masum köylü" ler, "ufo gören masum köylüler" gibi saf inanırlar veya bu efsanelerden nema sağlayan uyanıklardır. Böyle yalanlardan oldum olası hiç bir zaman hoşlanmamışımdır. Yutturmaca saptama sanatını bilenler için bu iddialar sıradan yalanlarıdr. Saptanmaları da çok kolaydır. Hep aynı şeyleri iddia ederler. Berikininki uydurma, gerçek evliya işte filanca filan falan. Hepsi uydurmadır. Evliya diye bir şey olmadığı için gerçeği de, sahtesi de olmaz. Basbayağı hayal gören psikolojik hasta kişiler evliya diye, bir sırra ermiş diye sunulur.
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Duyguların kimyası ve elektriği vardır. O yüzden duygular soyut değildir. Duygulanım sağlayan fenomen veya obje soyut veya somut olabilir. Bir kedi görüldüğünde hissedilenler ve obje somuttur. Cinden korkulduğunda hissedilenler somut olsa da, yani beyindeki bazı elektriksel aktiviteler, kana karışan hormonlar ve beyin kimyasını değiştiren transmitter moleküller... Korkulan ise soyuttur. Varlığı hakkındaki zan, tamamen dayanaksız ve hayal ürünüdür. Bir veri olmaksızın var olduğu zannı uyanmaktadır. İdeler dünyasının yansımaları olduğumuz dogması tamamen soyuttur. Materyaller evreni somuttur. Sonuç olarak duygular somut, maddi ve veri destekli, ruh dogmatik iddiası ise soyut, hayali ve veri desteksiz soyut kavramdır. Tarihte ünlenmiş soyut tartışma, meleklerin cinsiyetidir...
-
RABİA'lı Tepki
%100 oran gerçek hayatta yoktur. %50 den sonra iyileşme başlar ve oran ne kadar yükselirse o kadar iyi sayılır. Yoksa dogma bilimde bile var! Buna şaşırılabilir ama bilimciler de bir dogma yarattı. Genetik çözümlenince, dünyada yaşayan tüm canlıların aynı genetik yapıdan türediklerini, bunun istisnası, yani uzaydan gelmiş bir bakteri filan şeklinde tek bir canlı bile olmadığını ortaya attılar. Buna da "santral dogma" adı verildi. Tabii bilimin işi dogma yıkmak olduğu için bu iş bilimcilerin çok hoşuna gitti. Yarattıkları bu dogmayı yıkmak için her yeri, yanardağları, deniz diplerini, toprağın, kayaların derinliklerini araştırıp farklı bir genetik mekanizmaya sahip canlı aradılar. Henüz bu dogma yıkılamadı. Nasa zehirli bir gölde yaşayan çok sıradışı bir bakteri bulunca heyecan dalgası esti. Santral dogma sallantıdaydı. Ama umulan olmadı, bakteri sıradışı olsa da genetiği yine aynı sistem üzerine kuruluydu. Yani o da uzaktan akrabamızdı. Uzaktan yakından hiç bir akrabalığımızın olmadığı bir canlı ile karşılaştığımızda, bu dünyadaki en sıra dışı olay olacak. Umarım saldırgan ve silahlı uçan dairelerle gelmezler!!!
-
Kedi
Dün Pamuk'un masada benimle yemek yemesine izin verdim. Ona da bir tabak koydum, sandalyesini yükselttim ve tabağımdaki yemeğin aynısını onun tabağına da koydum. Mutluluğuna diyecek yoktu. Bu jest öyle hoşuna gitti ki gece geç saatlere kadar türlü maskaralıklar yaptı, hopladı, koştu, oynadı, taklalar attı, beni gülmekten kırdı geçirdi. Hiç kedi sevmeyen ve kediden korkan eşime bile kendini sevdirmeyi başarmış durumda. Hareketlerine gülmemek olanaksız. Öyle maskara ki... Kedi sevmeyen bile onu sevmek zorunda kalıyor. Olacak bir şey değildi ama eşimden yemek istiyor ve o da veriyor. Bu daha önce olanaksızdı. Kedinin kendisine bakmasından bile korkardı. Pamuk diğer kedilerime göre oldukça yumuşak görünümlü bir kedi. Gözleri gri, renkli olmadığı için bakışları kediden korkanları fazla ürkütmüyor. İki kara kedim oldu, kediden korkanlar için kabus gibilerdi. Yeşil gözleri siyah yüzlerinde çakmak çakmak yanıyordu. Ben asıl buna bayılıyorum ama işte kediden korkana fayda yok! Pamuk önceki kedim Yumak'ı oldukça andırıyor fakat beyazı çok daha fazla. Prensesim Yumak'ım hayatta mıdır acaba... Özgürlüğü seçmiş ve gitmişti. Onu parmak boyunda iken sokaktan almış ve muhteşem, güçlü bir kedi yapmıştım. Çok mağrur, kraliçe değil, imparatoriçe gibi bir şeydi. Bir kurulur, bir bakardı ki etrafına, sanırsın küçük de olsa bir şeyler yaratmaya muktedir! Onun kadar gururlu kedi görmedim. Pamukcuğum henüz sevince şımarık, azarlayınca korkak. Nasıl bir karakteri olduğunu tam olarak yaşını doldurunca anlayabileceğim. Daha elime bir çizik atmadı, o kadar dikkatli ve nazik ki, tırnağını çıkarmadan oynamak için çok dikkat ediyor. Yüzüme bir dokunuşu var, hiç tırnağı yok, eli pamuktanmış gibi. Buna rağmen üstüme tırmanırken epey çizdi. Kendini giysilerime tutunuyor sandığı için farkında olmadan çiziyor. Tırnaklarını bir milimden fazla kesmeye kıyamıyorum. İki üç milim kesilebiliyormuş ama canını yakmayı hiç istemiyorum. Kedinin tırnağı canlı dokudur. Sadece uç kısmı cansızdır. İçten sürekli sivri tırnak çıkar.
-
Kemalizm / Faşizm Bağı / İlişkisi
İsyana karşı şiddet kullanılmasının da faşizmle ilgisi hiç yok. Silahlı adamları etkisiz hale getirmenin silahtan başka bir yolu var mıdır? Adamlar karakolu basmış, jandarmaları katletmiş mi? Etmiş. Asker vermeyiz, vergi vermeyiz demiş mi, demiş. Ha, bırak daha taze cumhuriyet parçalansın gitsin olacaktı öyle mi? Nerdeymiş bu yoğurdun bolluğu acaba? Texas'ın bağımsızlığını savunan ve bu uğurda tek kurşun atmayan, sadece fikrini söyleyen Richard McLaren şu an ne yapıyor dersiniz? Hapiste 99 yıllık cezasını çekiyor!!! Kim kime ne satıyor yahu? Cemaatin başı penisilvanilyalıya oturdu diye, ordan bize akıl mı satacak? Nerde bu üç köftenin beş kuruşa olduğu yer dünyada? Bu din dogmalarından kurtulmadan ne aydın, ne liberal, ne çağdaş, ne devrimci, ne numenal, ne evrensel, ne de hiç bir şey olamazsınız. Birinci insanlık görevi, dogmayı yok etmek, insanlığı dogma vesayetinden kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
-
Kabir Azabı Var mıdır?
Sen eski tapınma adetlerinin somut odağı kara taşı al, millet öpsün diye yamuk yumuk, her kenarı başka uzunlukta yapı demeye bin şahit ister bir şeyin yanına koy, sonra da burada hac yapacaksınız de! Bu karataşa tapınmaya, şeytan diye taş taşlamaya, dolap beygiri gibi dönmeye gidenlere ben ne diyeyim... Ne desem kızacakları için en iyisi hiç bir şey demeyeyim. Yahu bari etrafını döndüğünüz şeyin bir şekli, bir biçimi olsa. Bir ölçüp biçme, hesap kitap bilen birileri yapmış olsa da içimiz bari yanmasa diyeceğim, başka da ne denir...
-
Sosyal Bir Toplum Olmaktan Uzaklaşınca
Kızlı - erkekli gündem oyalama hamlesine yeni boyut: "Kızlı erkekli camiye gidiyorlar!" Böyle bir olay olduğunu hatırlıyorum bir camide. Kadınlı adamlı namaz kılınan camiyi polis basmış ve cemaati gözaltına almış, imam hakkında da soruşturma başlatılmıştı. Geriliğin boyutu gerçekten korkunç boyutlarda. Zamanı gelen fikirlerin sürekli ertelenmesinin çok vahim sonuçları vardır. Çağımızda kız erkek ayrımının olabilirliğinin olasılığı yokken, bu kadar ayak diremenin çok vahim sonuçları olur. Diyelim daha fazla geciktiremediniz ve bir gün birdenbire baskıyı kaldırdınız. Bu sefer de bir patlama olacak. Önceki aşırılık, bu sefer ters yönde aşırılık getirecek. Bir otomobilin direksiyonunu aniden kırınca ne olur bilinir. Sürekli ters yönde sert direksiyon kırmalar zorunlu olur ve bu da arabayı kurtaramaz. Artık iki seçeneğiniz vardır: Ya yoldan dışarı uçmak, ya devrilerek taklalar atmak. Kırk satır mı kırk katır mı gibi bir şey... Öte yandan bu gerilik devam ettiği sürece karşı cinslerin birbirlerini gözlerinde aşırı büyütmeleri kaçınılmaz. Arkadaşlık önlenirse aşk da sorunlu oluyor. Cinselliği uzaktan bakarak gözünde çok büyüten kişiler zamanı gelince cinselliğe çok sorunlu bakıyor. Cinsiyet ayrımı kafalarda kireçlenip sosyal yaralara dönüşüyor. Daha toplum olarak yenecek çok fıın ekmekler olmasına rağmen, dini dogmalara giderek artan şekilde prim verilmesinin tehlike ve vahameti anlatmakla anlaşılacak gibi değil. Kafaya dank edince anlayacak bu halk dini dogmaların kendisini nasıl bir bataklığa sürüklediğini... Aslında biliyor, dogmalar toplumu nasıl düşmanlaştırır, bunu yaşadı, ama umursamadı. Hep başına kötü şeyler gelen, yakılan, satırlarla öldürülen "ötekiler" idi. Acıları "ötekiler" çektiği zaman müstahak diye görüyordu. Daha hâla bu kafayla gidip dinci ayrımcıları desteklerse günah kimselerde olmayacak. Kendi düşenin ağlama hakkı olmayacak.
-
RABİA'lı Tepki
Satıcı çürük malı satmaya çalışır. Bu onun işi... Çürük mala para ödeyende kabahat daha fazladır. Satıcı çıkarını kollar, alıcı da öyle yapmalı. Tek taraflı iş olmaz. Haklarını bilmeyen tüketiciler oldukça çürük mal satan satıcılar da olur. Zihnini dogmalara ipotek edenler oldukça, o zihinleri köleleştirmeye çalışanlar da olacaktır.
-
TÜRBANLILAR NEDEN YOKLAR?
Meclise türbanla girmeyi marifet sanan milletvekillerinin asli görevleri olan yasama etkinlikleri karneleri sıfırlarla dolu. Başka hiç bir işte en küçük performansın olmasın, dogmaları bayrak yapmaya gelince dogma şampiyonu ol. İşte ülkenin içler acısı hali...
-
Kemalizm / Faşizm Bağı / İlişkisi
Atatürkçülüğün çağdışı olduğunu iddia etmek kadar tutarsız bir görüş daha herhalde dünyada yoktur. Atatürkçülük modern çağın gereklerini çok önceden sezip ona uyum sağlayan dünyanın en başarılı devrimidir. Tek sorunu Atatürk'ten sonra devrimi sürdürecek kapasitede kimselerin olmayışı ve dogmalara sürekli prim veren çıkarcı yöneticiler ve ülkenin soğuk savaşta iki blok arasındaki mücadelenin en önemli satranç karesi olmasıdır. Bu ülkenin aydın geçinenleri şaşkınca dış ideolojilerden medet ummuşlardır. Ya Sovyetlere ya Amerika'ya sırtını dayama beleşçiliğinden ve dini dogmalardan medet ummaktan başka sorunumuz yoktur. Atatürk ilkeleri dünya durdukça ileri götürülecek dünyanın en başarılı devrimidir. Köhne, çürümüş bir yapıdan çağdaş modern bir ulus yaratmıştır. Atatürk devrimlerini sürdürecek çağdaş, modern beyinlere ihtiyacımız var, onları ise dogmatik toplum yapısı yzünden kaçırıyor, kaybediyoruz. Dogmadan başka hiç bir sorunumuz yoktur. Bu ülkenin biricik hayati davası, dini dogmalardan özgürlüktür.
-
Kemalizm / Faşizm Bağı / İlişkisi
Atatürk "Muhtaç olduğu kudreti damarlarında Türk kanı taşıyanlar bulacaktır, diğerleri düşük kanlarından dolayı havalarını alacaktır" diyor mu? Demiyor. Kanında muhtaç olduğu kudreti arayan herkes o kudreti bulur bilader! Kimse benim kanımın kalitesi düşük, benim kanımda kudret yok demez! Dememeli! İnsan böyle motive olur. Kanım düşük, değersiz, asaletsiz bir kan diyerek kimse motive edemez kendini. Bunda en küçük sorun da yok, bilim dışılık da yok, faşistlik de yok. Buzağı süt ihtiyacını annesinde karşılar. Babası bu işlere bakmaz! Buzağıyı arıyorsanız ineğe bakın bir zahmet...
-
Kemalizm / Faşizm Bağı / İlişkisi
Herkesin muhtaç olduğu kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur. Kimse muhtaç olduğum kudreti damarlarımdaki düşük kaliteli kanda bulamıyorum demez. Bu neyin kafası böyle? Buzağının illa süt ihtiyacını öküzden giderdiğini görmeye çalışma gibi bir takıntı mı var ortada? Göremeyince halisünasyon yaratma çabası mı? Atatürk'ün bu cümlesinde en küçük bir sorun yoktur. Tamamen normal bir cümledir. Bundan mı faşizm ile bağ kuruluyor? İnsanı güldürmek için daha iyi yollar var. En kolayı fıkra anlatmaktır. Tabii ki muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda olacak. Mesanemizdeki üre oranı yüksek sıvıda mı olacaktı? Azimle boşaltınca mermeri mi delecektik? Yani bunun neyin kafası olduğu çok belli. Bu emperyalizm kafası. Atatürk'ün bu cümlesini bahane ederek kaya - bulut benzerliği yaratma girişimi ikinci fiyaskosunu vermiş oluyor. Bu ülkede hiç bir zaman ırkçılık diye bir sorun olmamıştır. Bu ülkenin biricik sorunu dogma esaretidir. Eğer ırkçılık yapan varsa, bir yandan etnikçilik yapıp bir yandan "allahın seçtiği kurtulmuş millet" hezeyanlarını savuran ikiyüzlü emperyalist işbirlikçisi cemaatlerce yapılmaktadır. Din olmadan bu ülkede kimse ırkçılığın esamesini okumaz. Etnikçilik bir sorun bu ülkede, bu da dogmadan besleniyor. Din dogması olmasın, kimse etnikçiliğin esamesini okumaz. Nedir etnikçilerin bahanesi? Zorla kadın infaz eden ilkel törelerinden, şeyh yatır molla köleliğinden kurtarılmışlar! Kölelik tatlı geliyormuş! Bu ülkenin tek ve biricik sorunu, Atatürk devrimlerinin yerleşmemesi için canını dişine takan dogmatiklerdir. Her ne sorun varsa, altından bu çıkar. Her sorunun halledilmesi, dogma esaretinden zihinlerin kurtulmasına bağlıdır.
-
Kemalizm / Faşizm Bağı / İlişkisi
Faşizm milliyetçi değil, ırkçıdır. Kaya ile bulut arasında olmayan benzerliği maalesef yoktan yaratamadınız. Biraz daha uğraşın da bakalım, değerlendirelim.
-
Kabir Azabı Var mıdır?
İslamdan sonra iyi yapalarmış. Ölçüyü biçmeyi keşfedip düzeltelermiş. Madem islamda bir hayır varmışsa... Müslüman ülkelerde bilim hareketleri hep islamın rağmına olarak gelişmiştir. Müslüman bir ülkede bir bilimcinin çıkması, islama mal edilemez. Her yerden kafası çalışan, dogmaları elinin tersiyle iten aydın insanlar çıkabilir. İnsan robot değil beyni bir kez programlandı mı hep öyle gidecek. Müslüman ülkelerde bilim, Emevi halifesi Me'mun'un Yunan eserlerini tercüme hareketiyle başlamıştır. Yunan eserlerinin kaybolup gitmesini Me'mun önlemiştir. Tercüme ettirmese papazlar bu kitapları yok ederlerdi. Me'mun Ebu Hanefi'nin bu kafir kitaplarını Kurandan üstün mü tutuyorsun sorusuna evet diye cevap vermiştir. Bir rivayete göre de Kuranı yere fırlatıp Arapları bu kitaptan kurtaracağını söylemiştir. Hanefi vaazlarında Me'mun kafir oldu diye halkı kışkırtınca hapse atıldı. Öğrencileri de hurmasına zehir koymayı başarıp Me'mun'u öldürdüler. Bilimin yeşermesine engel olamadılar, o ayrı...
-
Kemalizm'e felsefi bir yaklaşım...
Devlet yapılanmasında dinin baz alınması gerektiğini söyleyen, laik değildir, dincidir. Laik olması için "kişisel inancım olarak dine inanıyorum, ama benim kişisel inancım kimseyi bağlamaz" demesi gerekir. Kuran'da devletin dine göre yapılandırılması gerektiğinin yazdığına ve bunun tanrının emri olduğuna, mutlaka uygulanması gerektiğine inanması (daha doğrusu bu inancını yayması) da sorun oluşturur. Özgürlüklere müdahaleye, müdahale edilir ve izin verilmez. Bu yasak, özgürlüğe zarar vermez, özgürlüğü geliştirir. "Peki benim inancım ne olacak? Beğenin ya da beğenmeyin, benim inancım bu. Devlet dine göre düzenlenmeli, bu benim özgür inancım. Hani inanç özgürdü?" dese de boşuna dert yanar, özgürlüğü ihlal etme özgürlüğü ona verilemez. Israr ederse laik hukukun yasaları uygulanır ve cezalandırılır. Özgürlüğü yok etme özgürlüğü yoktur. Bazıları inanç ifadesinin özgür, ama eyleme geçirmenin yasak olmasını savunuyorlar. Hayır, böyle bir şey olamaz. Kimse kalkıp "çingeneler soykırıma tabi tutulmalıdır" diye bir görüş ifade edemez. Onun eyleme geçmesini, çingeneleri öldürmesini bekleyemeyiz. Testi suya gitmeden önce kırılmaması için önlem alınır. Kırılsın da gereğini düşünürüz denmez. Tabii yine bu ifadeler bu işler her yerde böyle yürür, başka yürüme şekli yoktur anlamında değil. Olması gerekenin, olmaması gerekenin belirlenmesi anlamında. İşleri yanlış yürütenler elbette çok.
-
ZAMAN GAZETESİ’NİN İSRAİL SEVGİSİNİN KAYNAĞI NEDİR?
Hak verilmez, alınır.
-
Atatürk'ün İslam'ı öven sözleri
Atatürk bir siyasetçidir. Önce askerdi, istifa etti ve siyasi bir hareket başlattı. Siyasetçiler bilime göre hareket eder, felsefeyi baz almazlar. Felsefi görüşü önemsizdir. Önemli olan bilimdir. Bunu söylerken böyle olması gerektiğini belirtmek amacıyla söylüyorum. Dini siyasete temel yapan laik olmayan siyasetçiler bunun dışında ve olmaması gerekeni temsil ediyor. Olması gereken, bilim temelli gerçek siyaset. Laiklik dinsizlik olmamak zorundadır. Dinsiz olursa laiklik olmaktan çıkar. Dinlilik de dinsizlik de laikliğe aykırıdır. Laik kişi dinli de olur dinsiz de, ama bu inançlarını siyasete karıştırmaz. Atatürk elbette dinci değil. Ateist de değil. Dini inancının ne olduğunun bir önemi de yok. Siyasetin gereği neyse onu yapar. Ben ateistim, ama bu inancımı siyasetten ayrı tutarım. Siyaset konuşurken inancımı kullanmam. Laik bir dindar ile siyaseten beraberim. İnanç bakımından ayrı olmam siyasi birlikteliğime zarar vermez. Dindar inancımdan siyaseten de rahatsız oluyorsa bu onun sorunu. Ben laik dindardan siyaseten rahatsız olmuyorum. Atatürk dinsizlik ideolojisi temelinde devlet kurmadığı, siyaset yapmadığı için dini olarak istediği görüşü ifade edebilir. Tanrı yoktur da dese, müslümanım da dese bu kişisel görüşü olur, siyasetini, devleti etkilemez. İnanç tamamen özgür ve devletten, siyasetten tümüyle bağımsızdır. Atatürk'ün dini inancı bizi siyaseten ne bağlar, ne de önem taşır. Ateist de olsa, müslüman da olsa siyaseten önemi yoktur. İnsan isterse inancını sıraya koyar, bir gün müslüman, ertesi gün ateist, öbür gün yine müslüman, daha öbür gün yine ateist olur. Hiç bir sakıncası da yoktur. Ama siyaseten daima ve hep laik olmak zorundadır. Bir eleştiri yapılacaksa, Atatürk bir gün laik siyaset, ertesi gün anti laik siyaset uygulamış denecek. Bunu da yapmadığına, hep laik siyaset uyguladığına göre bir sorun yok...
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Cin mi daha güçlüdür, ifrit mi.... Cebrail mi kuvvetlidir İsrafil mi... Atlas mı daha güçlüdür Herkül mü derseniz soyutla uğraşmış olursunuz. Zaten soyutlama demek, bilgi içeriğini yok ederek algı dışı bir hayali dünya yaratmak demektir. Ama bir kediye tekme vurmak mı iyidir, bir parça yiyecek vermek mi derseniz bu somuttur. Bunların çok güçlü şekilde iyi ve kötü olduklarını ayırt ederiz. Fiziksel tepkilere neden olurlar. Kediye tekme atanı yere sermek isterken, yiyecek verene sarılasım gelir. Bunlar çok güçlü somut algılar. Öbüründe salak gibi ifritten cinden korktuğundan daha da fazla korkulur. Halbuki ne cin diye, ne ifrit diye bir şey yoktur ve bunlardan korkmak aptallığın önde olanıdır. Bunlar soyut, hiç bir temeli olmayan, hakkında bilgi bulunmayan tamamen zihinden yaratılan hayal veya halisünasyonlardır.
-
Kabir Azabı Var mıdır?
Kablosuz elektrik şehir efsanesi de, diğer konular çok doğru. Tek tanrılı dinlerin yaratılması faşizmin, zorbalığın zirveye tırmanışıdır. İnanç özgürlüğünü yok ederek insanlığa en büyük darbenin vuruluşudur. Bir Mısır piramitlerine bak, bir de Kabe'ye... Sözümona küp biçiminde yapmaya kalkışmışlar, onu bile becerememişler. Kenarları arasında metrelerce fark var. Buna küp demenin bir yolu yok, yamuk dörtgen piramit olabilir ancak. Yani insan eline bir çubuk, bir ip bir şey bari alır, onunla bari ölçer. Bu kadar baştan savma bir iş olamaz yani... Başka da en küçük bir eserleri yok! Bir güneş takvimine kafası basmamış bir toplum! Aya bakıp ay sayacak kadar hesaptan kitaptan uzak bir bilgisizlik. Taş devri insanı güneş yılını biliyordu, taş devri...
-
Kemalizm / Faşizm Bağı / İlişkisi
Kıyas yapmak için alaka olması lazım. Alaka olmayınca neyin kıyasını yapacağız... Örneğin tayfunla kasırga kıyaslanır. Hızı şu, şiddeti şu vesaire... Bulut ile kayayı ne bakımdan kıyaslayacağız...
-
Ne Mutlu Türküm Diyene ve Toplumsal Kişilik
@@Altinay, Türk tarihi önemli bir tarihtir. Türkler dünya tarihini formatlamış bir millettir. Bu hoşa gitse de gitmese de böyledir. Çinliler Türk bölgesinde arkeolojik araştırmalara izin vermiyorlar. Avrupa ise Osmanlı yüzünden Türklere antipati duyuyor. Halbuki Osmanlı asla Türkleri temsil etmez. Osmanlı bir emperyalist imparatorluktu. Halbuki Türkler tarihte çeliği en iyi yapan millet olmuştur. Sürekli yayılım gösteren, dinamik bir millet olmuştur. Sümer, hatta Mısır uygarlıklarının temelini Türklerden alması fazlasıyla olasılık dahilindedir. Amerika yerli halkının Türklerle yakın ırktan olması fazlasıyla olasıdır. Neden, çünkü Türkler hep Çin ile baş edememişler ve çareyi batıya doğru hareket etmekte bulmuşlar. Fakat olasıdır ki Çin'i kuzeyden dolaşıp Bering boğazına ulaşmış olsunlar. Zor koşullara dayanmakta ve yiyecek saklama konusunda ustaydılar. Yoğurt ve pastırmayı Türkler icat etmiş, uzun yolculuklarda et ve sütü dayanıklı hale getirmişlerdir. Bering boğazını ancak Türkler geçmiştir diye düşünüyorum. Bu çetin ve dayanıklı millet, islam dini ile mistisizme, dogmatizme kapıldı. Osmanlıyı öyle savaşçı filan sanmayın. Çocukları devşirme ile toplayıp yeniçeri yapıyor, evlenmelerini yasaklayıp savaşları, yağmayı dört gözle beklemelerini sağlıyorlardı. Osmanlının marifeti emperyalist bir imparatorluk olmasından başka bir şey değildi. Onlarınki yağma savaşıydı. Bir Boşnaklar hariç, o da nasıl oldu bilemiyorum, kimseye de bir kültür götürememişlerdir.
-
Kemalizm / Faşizm Bağı / İlişkisi
Konu kel alaka olduğu için lüzumsuz. Atatürkçülüğün faşizmle hiç bir alakası yoktur... Dibekte çamur dövmenin bir anlamı yok.
-
Kabir Azabı Var mıdır?
http://www.turkish-media.com/forum/topic/321871-kabir-azabi-var-midir/?p=1064944
-
tanrı bu durumda ne yapar (varsa tabi)
Abaküs...
-
Kemalizm'e felsefi bir yaklaşım...
Aynen öyledir. İslama bağlı kalmak 1400 yıl öncesinde takılmak olsa gene iyi... Binlerce yıl öncesinde kalmak demektir. Kaç bin yıl olduğunu kestirmek bile zor... İsa dini yine bazı köklü değişiklikler yapmıştır yahudi öğretisinde. Fakat islam, tam olarak olmasa da büyük ölçüde tekrar eskiye, yahudiliğin çok benzerine dönmüştür. Bu dönüş sonra iyice tamamlanmıştır. Tarikatlar yahudilerdeki cifir, ebced hesaplarını da sonradan canlandırmış, zamanla yahudi dinine tam dönüş olmuştur. Şu an islam ile yahudiliği ayrı tutmak oldukça zor.