-
İçerik Sayısı
5.905 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
52
evrensel-insan son kazandığı tarih 7 Eylül 2016
evrensel-insan en çok beğeni kazanandı!
evrensel-insan Hakkında
- Doğum Günü 2 Kasım
Diğer Bilgiler
Profil Bilgileri
-
Cinsiyet
Belirtmemiş
-
Yer
evren
-
İlgi Alanları
dusunmek / dusundurtmek, sorgulamak / sorgulatmak, epistemoloji sosyo-psikoloji, felsefe, bilim, bilgi alis verisi
evrensel-insan - Başarıları
-
Duyuru
Evrensel-İnsan mucidi, Evrensel-İnsan Zihniyeti yaratıcısı, Bilişsel Felsefeyi ilk defa ortaya atan çağımızın çağdaş kişilerinden Evrensel-İnsan lakablı babamızı kaybettik. Ailesi olarak sizlere bunu bildirmeyi görev bildik. Evrensel-İnsan severlerin ve bizlerin başı sağ olsun.
İlgilenenlere duyurulur. -
hakikad şunu başlattı evrensel-insan
-
evrensel-insan şunu başlattı hakikad
-
Nâzım 114'üncü yaşında anılıyor
evrensel-insan şurada bir takvim etkinliği gönderdi: Etkinlik Takvimi
şuna kadarNâzım Hikmet Kültür Merkezleri, Kadıköy, Maltepe, Ankara, İzmir, Adana ve Diyarbakır'da düzenlediği etkinliklerle komünist şair Nâzım Hikmet'in 114'üncü doğum gününü kutluyor. NHKM'den yapılan açıklamada, "Şimdi yeniden ve inatla, yokluğa, yoksulluğa, hırsızlığa, düşmanlığa, ölümlere, yalana, talana, adaletsizliğe, sanat ve sanatçı düşmanlığına karşı, özgür, eşit ve gerçek barışın yaşanacağı bir gelecek için Nâzım Hikmet Olunmalı" denildi. Yeni yıla “Nâzım Olunmalı” çağrısıyla giren Nâzım Hikmet Kültür Merkezi, İstanbul Kadıköy ve Maltepe’de, Ankara’da, İzmir’de, Adana’da, Diyarbakır’da düzenlediği etkinliklerle komünist şairin 114. yaşını kutluyor. ETKİNLİK PROGRAM VE TARİHLERİ ŞÖYLE: KADIKÖY NHKM 14 OCAK PERŞEMBE 20.00 SES TİYATROSU Nâzım Hikmet 114 yaşında #NazımHikmetOlunmalı Okuma Tiyatrosu 15. yıl Memleketimden İnsan Manzaraları Yazan: Nâzım Hikmet Oyunlaştıran: Tuncer Necmioğlu Yönetmenler: Metin Coşkun - Orhan Aydın Yönetmen Yardımcısı: Eylem Aydın Işık Tasarımı: Yüksel Aymaz Oyuncular: Cezmi Baskın - Metin Coşkun - Levent Özdilek - Orhan Güner - Levent Ülgen - Cansu Fırıncı - Ender Yiğit - Ayşegül Alpak - Ali Gül - Orhan Aydın 15 OCAK CUMA 20.30 RUHİ SU SALONU Film Gösterimi: Aynı Mahalleden İki Delikanlı (1957) Senaryo: Nâzım Hikmet Yönetmen: İlya Gurin, Ajdar İbrahimov Oyuncular: Vadim Medvedev, Semyon Sokolovskiy, Fateh Fatullayev, Tamara Kokova, Amina Nagiyeva, Sergey Bondarçuk Yapım Yılı: 1957 Ülke: SSCB Süre: 93 dk. Çeviri: Semir Arslanyürek-Gülay Ertekin-Cafer Caferov 16 OCAK CUMARTESİ 15.00 RUHİ SU SALONU Nâzım Hikmet ile aynı safta olmak Konuşmacılar: Asaf Güven Aksel - Mehmet Kuzulugil MALTEPE NHKM 21 OCAK PERŞEMBE 20:00 #NâzımHikmetOlunmalı SEVDALINIZ KOMÜNİSTTİR Açılış Sunumu: Hikmet Yaman Nâzım Belgeseli Maltepe NHKM Oda Korosu (Emine Koçak yönetiminde) Nâzım Hikmet Şiirleri , Nâzım Hikmet Şarkıları (Maltepe NHKM Müzik Atölye Eğitmenleri Eşliğinde) ANKARA 11 OCAK PAZARTESİ 20:00 Söyleşi: Nâzım'ın Siyasal Evreni 12 OCAK SALI 19:00 Film Gösterimi: Aynı Mahalleden İki Delikanlı 13 OCAK ÇARŞAMBA 19:00 Söyleşi: Nâzım'ın Şiirinde Gençlik, Gençlik İçin Nâzım 14 OCAK PERŞEMBE 19:00 Belgesel Gösterimi: Nâzım'ın Küba Seyahati 15 OCAK CUMA 19:00 Kutlama: Nâzım 114 Yaşında Dinleti: Kuvay-i Milliye Destanı'ndan Bölümler ve Seferberlik Türküleri Bağlama/Vokal: Tuncer Tercan- Klarinet/Vokal: Emir Ali Tercan Okuma Tiyatrosu: Özgür Sahne NHKM Oda Korosu: Nâzım Şarkıları NHKM Edebiyat Topluluğu: Nâzım'ın Şiirsel Devrimciliği ve Nâzım Şiirleri 16 OCAK CUMARTESİ 20.00 Müzikli Şiir Dinletisi: Grup Maya - Nikbinlik Dergisi Şiir Dinleti Grubu - "Fevkalede Memnunum Dünyaya Geldiğime" ADANA 16 OCAK CUMARTESİ 18.00 Açılış konuşması Nâzım Şiirleri (NHKM Şiir Grubu) Praksist Müzik Kollektifi Ustaya Mektuplar 17 OCAK PAZAR Saat 14.00 Film Gösterimi: Aynı Mahalleden İki Delikanlı Saat 16.00 Okuma tiyatrosu: Memleketimden İnsan Manzaraları (video gösterimi) İZMİR 22 OCAK CUMA 19.30 İZMİR MİMARLAR ODASI Nâzım Hikmet 114 yaşında #NazımHikmetOlunmalı Konuşmacılar: Nihat Behram Asaf Güven Aksel Ahmet Çınar Karanlığa Karşı Dans Ediyoruz (NHKM İzmir Tango Atölyesi) Nâzım Şiirleri Dinletisi (NHKM İzmir Şiir Okulu-Cevdet Yüceer, Nilgün Yener, Yalçın Kutluyurt, Halim Yazıcı) Okuma tiyatrosu: Memleketimden İnsan Manzaraları (video gösterimi) DİYARBAKIR 17 OCAK PAZAR 14:00 DİYARBAKIR KP İL ÖRGÜTÜ Yurtseverlik ve Şiir İki Komünist İki Şair Nâzım Hikmet ve Cegerxwîn OKUMA TİYATROSU 15. YILINDA NHKM'den yapılan açıklamada, şu cümlelere yer verildi: Hayata bıraktıkları insanlığın geleceğine ışık tutan, yalnız bizim değil tüm dünya insanlığının ortak mirası Komünist şair-yazar Nâzım Hikmet’in 114. yaş gününü selamlıyoruz. Toplumsal çürümenin dibe vurduğu, umutların tüketilmesi için olmadık hokkabazlıkların yaşandığı; acının, kederin, hüznün, ölüm ve katliamların, talanların, yalanların, ayrıştırmanın üstümüze yağmur gibi yağdırıldığı şu acımasız günlerde Nâzım’a ses katmak umuttur, aşktır, eşitliktir, özgürlüktür, barıştır. 2001 yılında, şimdilerde gericilik tarafından ölüme terk edilen Atatürk Kültür Merkezi’nde Okuma Tiyatrosu ile başlattığımız selamlamanın ilk metni, Memleketimden İnsan Manzaraları adlı o uzun soluklu şiirle olmuştu. Aradan tam 15 yıl geçti. Bu zaman diliminde ustanın bilinmeyen tiyatro oyunları ülkenin yetkin tiyatro sanatçılarının katkılarıyla, aynı teknikle hayata katıldı. Amaç; hem oyun yazarlığı alanındaki daralmaya geniş bir yer açmak hem de ustanın şairliği yanında, kendinin de çok önemsediği oyunlarını hayata katarak tiyatro hayatımızı zenginleştirmek, bilinmeyenlere ışık olmaktı. Yönetmen-yazar-çevirmen Yılmaz Onay ustanın genel yönetmenliğinde 15 ayrı yapıt sahneye taşındı. Bu sürece 98 oyuncu katkı sundu ve her seferinde yüzlerce seyirci SES Tiyatrosu salonunu doldurdu. Şimdi 114. yaşını selamladığımız Nâzım’ın; umuduna, aşklarına, sevinçlerine, hüznüne, eşitlik ve özgürlük tutkusuna yeniden el sürüyor, ilk yola çıkışımızda sahneye taşıdığımız Memleketimden İnsan Manzaraları’nı bu kez, Nâzım oyuncularının ve Kültür Merkezimizin bir parçası olan Tuncer Necmioğlu’nun oyunlaştırdığı haliyle sunuyoruz. Şimdi yeniden ve inatla; yokluğa, yoksulluğa, hırsızlığa, düşmanlığa, ölümlere, yalana, talana, adaletsizliğe, sanat ve sanatçı düşmanlığına karşı, özgür, eşit ve gerçek barışın yaşanacağı bir gelecek için Nâzım Hikmet Olunmalı. Bugün, yarın ve daima. 14 Ocak saat 20.00’de SES Tiyatrosu’nda, 15 Ocak’ta Ankara ve İzmir’de ve Anadolu’nun her köşesinde, Nâzım’a ses olanlara selam olsun. -
Evet oyle, yalniz burada verilen anlam, yikandiktan sonar gececek zamana iliskindir. Cunku yikanmak sadece saglik ile ilgili degildir. Bir eylemin baslangici ve bir dahaki yikanmaya kadar gecen zaman icindir. Yikanmanin saglik ile baglantisinin toplumumuzdaki algisi "dini" iceriktedir. Cunku, araplar genelde yikanmazlar. Burada yikanmayani yikanmaya bir tesvik icin "sihhatler olsun" denilmistir ve Turkcedeki kullanimi ve bilineni de budur.
- 48 cevap
-
- Aferin mi Aferim mi?
- Aferin
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Sen "evrenin genislemesinden" ne anliyorsun? Evrenin bugun mekansal boyutlari biliniyor mu ki genisliyor diyebiliyorsun? Evrenin bugun sekli biliniuyormu ki de sen genisliyor diyorsun? Evrenin boyutlari nedir? Bu boyutlarin "genisledigi" hangi olcum ile belirtilmistir? Mesela diyelim, evren bir elips olsun ve cevresi belli olsun. Simdi bu elips nasilgenisliyor, NERDE GENISLIYOR? Kuran'da ki ayette belirttigin “Biz göğü kudretimizle bina ettik ve şüphesiz biz onu genişletiyoruz.” cumlende, genislemeden once verilen olcum nedir ve bunun ustune genisledigini belirten olcum nedir? Ayrica NEREDE, NASIL VE NE YONLERE DOGRU GENISLIYOR? Sen bunlari yanitla, ben sana bilimsel olarak "evrenin genislemesi" nin ne oldugune ve bu soylem ile bilimsel olarak ne demek istendigini izah edeyim.
-
Ben, daha once AKP savas ve terror devleti ve hukumetinin gudumundeki basinin, Turkiye'de bilhassa katliamlarda fiili olarak yerine gelen gercek rakamlari vermedigini daha once soylemistim. Zaten hic bir zaman katliamlarda katledilen siviller verilmiyor. Yalniz son zamanlarda bir kac ornekte goruldugu gibi, bu basin artik gercege iftira atmak ile kalmiyor, gercegi carp;tiriyor, kendine gore uyarliyor ve bir de hic bir sey olmamis gibi, baskalarini sucluyor, ya da "goz gore gore" inkar ediyor ve "gozunun icine baka baka alay ediyor. Bugunku en buyuk alay etme,diktatorun gazeteci gunu ile ilgili yayinladigi mesajdi. Bugunun en buyuk yalani ve gercegi saptirmasi da, bugun gun boyu Sur'da suren catismalardaki sehit sayisi da 2 degil,m 17 idi. Artik yeni cikarilan yasa ile polis, cenazeleri ailelerine haber vermeden gommeye ve kacirmaya basladi. Bu kacirilan cenazeler en az iki haftalik. Cenazesini isteyen ya da "benim oglum/kizim A nerde?" diye soranlara da direk olarak "biz gomduk" yaniti veriyorlar. Evet, dun Beyaz Show'da da oldugu gibi, ulkeyi "gulluk/gulistanlik gostermeye" eger haber duyulursada, haberi duyani, duyurani terrorist ilan etmeye, tehdit etmeye ve hakaret etmeye yoneliyorlar. Son bir yalanlari da, "Besik'a da turk askeri ve ISID olumu" uzerineydi. Bunu da Irak bizzat yalanladi. Eger herkes biraz insanlik biraz vicdan tasiyorsa ve hakikaten ulkesinde ne olup bittigini ogrenmek istiyorsa, hic bir sekilde bu yalan/dolan haberlere kanmasin, ulkenin "gulluk/gulistanlik oldugunu sanmasin. Emin olsun ki, gunde ve hergun en az onlarca gozalti en az bunun yarisi tutuklama, bir yerlere baskin, ve sayilari degisken, sivil asker katliamlari var. Daha once belirtmistim, artik bu dictator gudumlu AKP savas ve terror hukumeti, INSANLIGIN VICDANIN VE HALKIN YANINDA OLANLARIN YANINDA GUVENINI KAYBETTI. Eski bir deyim ile "Allah bir" dese bile artik kimse inanmasin. Ayrica politikalari da daimi geri tepiyor. Cunku ulke sessiz degil. Hergun bir yerde bir konuda eylem var. Mesela bugunku eylemler, Ankara katliamin 3. ayi ve gazeteciler gunu eylemleriydi. Ayrica protestolar da devam ediyor. Bugun tek bir bayan, KanalD onunde "ben Ayse Celik ogretmenim, cocuklar oldurulmesin" eylemi yapti. Diyanetin sehvet fetvasini protesto edenler alanlardaydi. Bugun de diyanet kurtaj uzerine bir fetva Verdi. Kisaca takip etmerkisteyene, AKP savas ve terror hukumetinin her turlu baski altina direktif altina alma, korkutma, tehdit etme, sindirme politikasi yalan iftiraci hipokritik soylemleri devam ederken, fiili yasamda da devlet teroru hem sokaga cikma yasagi olan bolgelerde hem de gozaltilar tutuklamalar olarak ev baskinlarinda yargisiz infazda ve buna mukabil olarak sivil halkin direnisinde eylem ve soylemlerinde devam ediyor. T.C. tarihine, belkide tarihinde yasamadigi olaganustu bir donem yasatiliiyor. Ayrica bu basin oyler bir hale geldi ki, her turlu ahlaksizligi yalanciligi ayyuka cikmis haberleri bile savunuyor ve sahipleniyorlar. Yani ve ne yazikki, AKP'ye biat edenler, daha bir orgutluler. Ayrica her turlu yetki ve guc de ellerinde. En ufak bir yasanmis fiili gercege, "AKP'ye ters dustu" diye, dort bir koldan saldiriyorlar.
-
Demokrasi bilincinden ziyade, demokrasi kasvramina verilen anlam ve icerigin" neye gore verildigi" cok onemlidir. Cunku demokrasi sadece bir kurulum ya da bu kurulumu kullanarak bir yerlere gelmek degildir. Demokrasi ancak islerlikte ve uygulamada kendini bulur. Bu da ilginc olarakyoneten ve yonlendirenlerin bir uygulamassidir. Ne yazikki bu temeldeki demokrasi anlayisi "sadece kendi politik cikarina ve degerlerine democrat" olarak isler. Bu da zaten demokrasinin ayni paranin digger yuzu gibi, diktatorlugudur. Kelime anlami olarak "halk idaresi" olan ve genelde ilk ayagi "cok partili system" temelinde parlementer olarak gelen demokrasinin, sadece bu yonu ile degil, gelenin demokratikligini de icermesi gerekir. Yoksa demokratik yolla gelen, "simdi siz beni sectiniz, bundan sonar ne soylersem yapacak, neyi yaparsam da Kabul edeceksiniz" seklinde bir diktaya ve bu diktayi da fiili hale getirmeye yonelebilir. Iste bu anlamda demokrasi, ayni zamanda devlet hukumet yasama, yurutme, yargi meclis temelli BIR P[OLITIKA GUTMEMESI, IKTIDARIN EMIR KULU OLMAMASIDIR. Bu da demokrasinin gizli anlami olan halk IRADESINI gerektirir. Iste bu irade niteliktir ve toplumun algi bilinc direnis hak ve ozgurluk olarak bunu talep etmesi ve talebinin de nicel olarak ses getirmesi kadar, digger hak ve ozgurluklerin taninmasi temsili ve ihlal edilmemesini de getirir. gerekir. Aksi, demokrasi en kolay su istismar edilebilen ve diktatorluge donusebilen bir kavramdir. Bugunku Turkliye'de oldugu gibi.
-
Orda bir bolge var mesafe olarak Kimilerine cok yakin kimilerine cok uzak vicdan olarak kimilerine cok yakin kimilerine cok uzak insanlik olarak sorma arkadasim gorunmesi bile yasak kimileri der "uzaksa, orda birak" kimileri ise "uzagi, yakin yaparak" el ele tutusarak kim, kime ne der? Kendine ne der? En azindan sormaz mi? Nerde bu yer? kimileri biz Kimileri onlar bolgedekiler mi? onlarda, sunlar. biz mi sunlariz Onlar mi sunlar? Islenen katliamlar ihlaledilen haklar kadinlar, yaslilar, cocuklar. Ne yazik ki bu dunya Ya bize ya onlara dar Biz ve onlar olma, Olmada sunlari sar Tutuklamalar, gozaltilar Acaba kime rastlar? Kader mi/kismet mi? katledilen cocuklar orda ne bir ekmek ne de bir su var Hastalar, yaralilar Tedavi arar Kursun havada ucarken, Rastgele bir can arar Tanklar, tufekler, bombalar Adres sormadan can arar. Ha biz, ha onlar ha da sunlar yok oluyor canlar Insanoglu degilmiyiz, hepimiz? Nedir bir birimizden derdimiz? Neden biribirimizi "yeriz?" Kendimizi kendimiz boleriz. Insanoglu tasiyorsa vicdan Neden eder dunyayi Kendine zindan Can alip verdikce Ondan bundan sundan Sonucta akittigi kan Yasami da bir husran Kan mi candan, can mi vicdandan? Bu siir de size evrensel-insan'dan
-
Basbakan'in 1980 Yili Yemini ve Gecmiste Soyledikleri
evrensel-insan şurada cevap verdi: evrensel-insan başlık Tarih
Aslinda yukarida diktatorun gercek "amaci/yuzu" kendi soylemleri ile ve fiili uygulamalari ile aciklanmis. Yalniz, dediklerini yapabilmesi icin gelmesi gereken mercilere gelebilmek adina ve bugun ise mercilere geldikten sonra onlari inkar etmesi adina, bazi tarihi soylemleri var. Yani diktatoru "demokratik, sosyal, cozum onerici" gosteren soylemler. Kisaca hipokritik eylem ve soylemleri Bunlardan ilki, tam da bugun kendi bugun guneydogu anadolu'da yaptiginin benzerini yapan, o devrin iktidarina yonelik soyledikleri; Iste tam da bugun guneydoguda olanlar ile ilgili, diktatorun kendi partisinin devleti hukumeti icin kendi agzindan soylenecek sozler. Ikinci bir ornek, HDP soyledi diye suc duyurusunda bulundugu ve dokunulmazliklarinin kaldirilmasi icin anayasayi ihlalederek, yargiya talimat verdigi ozerklik konusu. Bakin kendisi bu konuda ne demis? Son ornek te, genelanlami ile "kurd sorunu" uzerine. Kendisi daha once baslattigi "cozum surecini" iktidara tek basina gelemedigi icin, fiili olarak durduran ve 180 derece donerek "kurd sorunu yoktur" deyip; 7 haziran sonrasi ve 16 Agustos sonrasi anayasaya aykiri olarak ve de orduyu katarak baslattigi fiili "guvenlikli bolgesi/sokaga cikma yasagi bolgesi" ilan ettigi yerlerde, yasam suren kurd kokenli halkin uzerine silahli polisi ve askeri surmesi,sivil katliamlara emir vermesi, sehirlerin ilcelerin her turlu yapisinin bombalanmasina emir vermesi ve insanligin en bas hakki olan yasam ve gunluk ihtiyac saglama hakkini elinden almasi ve hala bunun fiili yasami gundemde iken, kendisi bakin gecmiste kurd konuisu ile ilgili HDP'yi aratmayacak neler soylemis. Bugunku diktatorun ve onun gudumundeki AKP savas ve terror devleti ve hukumetinin kurd nufusunun oldugu bolgelerde uyguladigi her turlu insan hakkini ve anayasayi ihlal eden ve yasam ve gunluk ihtiyac cenaze alma ve gomme hastalarin tedavisi v.s. gibi uluslararasi haklari bile ihlal eden, bebekleri cocuklari katleden fiili durumu gordukce ve yasadikca, yukarida soylenenlerin soyleyeninin dictator olduguna kimsenin inanasi gelmiyor. Demekki diktatorun tum politikyasami bir yalan ve kandirmaca imis. Bu gun gectikce ve uygulamalarina baktikca, daha bir netlikkazaniyor. Aci olan ise, yukaridakilerini soyleyebilecek kadar bir beyne sahip olan diktatorun, kendi yaptiginin kendi elestirdiginin yaptigini "fersah fersah asmasi" Politikada biatin itaatin ekonomik cikarin yayinda bir de guven olmasi gerekir. Iste ben asil, AKP'ye destek verenlerin, AKP'ye guven konusunda ne dusunduklerini merak ediyorum. -
AKP’den yeni Bir İlk Daha “Atama Milletvekili“
evrensel-insan şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
T.C. tarihinde ve belki de Anadolu'nun tarihinde, tum partilere yolsuzlukta, hirsizlikta, yalanda, iftirada, din istismarinda ve her turlu etik deger istismarinda, gozaltilarda, tutuklamalarda, sivil katliamlarda, baskinlarda, hukuksuzlukta, yargisiz infazda, herhangi bir olayi carpitmada ve farkli yansitmada, basina konulan yasakta, gizli tanikta, yayin yasaginda, hipokritiklikte, ve her turlu anayasa ihlalinde ve bu ihlali devlete, hukumete ve kurum ve kuruluslara ettirmede, piskinlikte, sorum ve yukumlulugu uzerinden atmakta, baskalarini suclamakta ve magduru oynayip kendini acindirmakta kisa akla hayale gelmeyen politik doneklikte "ACIK ARA FARK ATAN" ve bu insanlikdisi, vicdan disi ve etik disi soylem ve eylemlerde "ACIK ARA ONDE GIDEN" AKP, yine hukakta, anayasada "akillara durgunluk verecek sekilde" bir ilke imza atti. Soylenene gore, 3 ILE MILLETVEKILI ATANACAK. Yani, meclisteki milletvekillerinden ucune, kendi illeri disinda bu uc ili verecek ve 3 milletvekili "iki il temsil eden" milletvekili unvani kazanacak! Herhalde, bu uc ilde halkin sectigi milletvekillerini de "terror orgutu uyesi ve terror orgutune yardim etmek" sucundan tutuklayacak. Gerci AKP daha once secilmis devlet gorevlilerini tutuklatarak, bir ilke imza atmisti. Ayrica zaten milletvekillerinin dokunulmazliklari da fiili durumda pek islemiyor. Polis, asker pekala basta guneydogu bolgeleri olmak uzere milletvekiline dokunuyor ve hatta milletvekili oldugu ortama pervasizca, tazyikli su s1k1yor, biber gazi s1k1yor ve gaz bombasi atiyor. Yani birakin dokunulmazligi, milletvekillerinin can guvenligi bile yok. Bakin bu atamayi, kukla basbakan nasil "dusunceli" acikliyor? Ne guzel degil mi, karar al ve uygula. Neymis efendim, o illerdeki vatandaslar sahipsizmis" Dogru ya, o illerde halkin sectigi partinin milletvekilleri "bostan korkulugu" Aslinda ben de merak ettim, "nasil olmus ta bu uc ilden AKP'ye milletvekili cikmamis!" Aslinda merak ettigim, "nasil olupta digger 78 ilden AKP'ye milletvekili ciktigi!" -
Beyaz Show’a telefonla bağlanan Diyarbakır’daki bir öğretmen konuklara ve Türkiye’ye seslenerek medyanın gerçekleri göstermediğini, doğuda doğmamış çocukların öldürüldüğünü söyleyerek ses çıkarmaya çağırdı. Beyaz Show’a 8 Ocak’ta telefonla bağlanan Diyarbakır’daki Ayşe Çelik isimli öğretmen, programa konuk olarak katılan sanatçılara ve Türkiye’ye seslenerek Kürt illerindeki savaşı anlattı. “Doğu’da neler oluyor farkında mısınız?” diye soran Ayşe öğretmen, izleyicilerden alkış alırken, medyada gösterilenlerin gerçek olmadığını söyleyerek doğmamış çocukların öldürüldüğünü hatırlattı. Öğrencilerini bırakıp giden öğretmenlere de seslenen Ayşe Çelik, “Bir daha oralara nasıl dönecekler?” diye sordu. Ayşe öğretmenin sözlerinin sosyal medyada yankı bulması üzerine karşı propagandaya geçen Yenişafak ve Sabah Ayşe Çelik’i hedef gösterdi. Sosyal medyada Ayşe öğretmene yönelik “tepkileri” toplayan yandaş medyaya yanıt yine sosyal medyadan geldi. #AyşeÖğretmenYalnızDeğildir etiketiyle destek mesajı gönderenler uzun süre TT listesinde üst sıralarda kaldı.
-
Güney Doğu 'da terör operasyonu: 103 gözaltı
evrensel-insan şurada cevap verdi: Ali Okur başlık Gazete Haberleri Paylaşımı
Anlasilan sen de PKK=KURD HALKI=TERORIST algi operasyonunun kurbanisin. Bak sana bazi rakamlar vereyiom de, "ic guvensizlik paketinin/makulsuphelinin/" ne oldugunu iyi algila. 2015 Yılı İlk 9 Ay İnsan Hakları İhlalleri Raporu Bu rapor, Bu senenin Ekim, kasim, Aralik aylarini kapsamiyor. Simdi, soralim "neyin formalitesi bunlar? Ama sen istersen, turk milliliginin verdigi kurd inkari temelinde kurdleri distalamaya ve korktugun bolunmenin bu dusuncen sayesinde basina gelecegi senaryo ve korkusunu yasamaya devam et. Ekim, kasim Aralik ve bu senenin Ocak ayi itibari ile yukaridaki rakamlar katmerli sekilde katlanmistir. Unutma sen turkmilliligi temelinde kurdleri distalar ve inkar edersen, elbet ya kendileri hak ve ozgurlugunu arar, ya da birileri onlara bunu verir. Kendi AKP devletinin, ordusunun, hukumetinin yasam hakki tanimadigi kurd kokenlilerin, nereye siginmasini kimlerden yardim almasini oneriyorsun? Ben burada askeri,m polisi, ozel timi katleden kurd terorunden bahsetmiyorum. AKP savas ve terorunun katlettigi KURD SILAHSIZ/SIVIL VARLIGINDAN bahsediyorum. -
Son zamanlarda diyanet eliyle dini istismarlar gundemden dusmedi. Bunlar diyanet sitesinde "diyanete sorular" adi altinda "sorulan sorulara verilen yanitlar" olarak yansidi. Guncellik sirealamasina gore ilk konu " ‘Nişanlıların rahat görüşebilmek için nikah kıymaları uygun mudur?’ sorusuna verdiği yanıt" oldu. Ikinci konu ise Alevileri ilgilendiriyordu. Ucuncu ve hala guncelligini koruyan soru ve yanit ise "ensest iliski" uzerine Daha sonar konunun twitter de bir Numara olmasi ve gelen kitlesel tepkiler uzerine "ozru kabahatinden buyuk" denecek sekilde bir yanit Verdi ve "soru/cevap" bolumunu kapattigini soyledi, bun icin de soru ve verilen yaniti elestirenleri ve bunu haber yapanlari sucladi.
-
Türkiye’de Devlet Iktidarın “Kullanım Aracıdır.“
evrensel-insan şurada bir başlık gönderdi: Politika Bilimi
Daha once de belirttigim gibi, Turkiye'deki rejim ve sistemde; hic bir zaman "kendi basina/politikadan bagimsiz/iktidardan bagimsiz/ Tum toplumun farkli degerlerini temsil eden, koruyan" bir devlet olmamistir. Anayasa da soyle yazar. Yukarida ozellikle koyulastirilmis nitelikler, T.C. Devleti tarihinde pratikte uygulamada ve islerlikte hic bir zaman vuku bulmamistir. Milli dayanisma- Pratikte, 1980'lere kadar surmustur. Ataturk milliyetciligine baglilik- 2003'ten itibaren gunumuze kadar giderek yokolmustur. Baslangicta belirtilen- Birinci madde, yani "Turkiye devleti bir cumhuriyettir." Maddesindeki "cumhuruyet" ten ne algilandigina bagli. Cumhur, bugunku anlami ile halk demektir. "yet" eki de, "idare" demektir. Yazili olana degilde, uygulamaya bakildiginda "halk idaresi" sadece ve sadece niteliksel olarak halkin sectigi iktidar dir. SECIMDEN SONRA IRADE TAMAMEN SECILENME VERILMISTIR. Dolayisi ile halk sadece PARTI SECER, KISI SECMEZ. Secilen parti, eger nicelik olarak parlementoda cogunlugu saglarsa, DEVLET TE HUKUMETTE PARTININ ELINDEDIR. Laik- Laiklik "devletin dini olmamasi, din uzerinde bir tarafi olmamasidir." Bu da carpiktir, Cunku Diyanet direk devlete baglidir ve vatandasin parasi ile islem gorur. Ustelik sunni mezhepcidir ve dinde sunniligi hakim ve ustun kilar. AKP iktidari ile birlikte, diyanet ve din cok daha belirgin baskici hale gelmis ve one cikmistir. Bu acidan, kim nerede ve nasil devleti kullanarak bir elestiri ya da devletin uygulamalarina karsi cikis gosteriyorsa, bu DEVLETE DEGILDIR. CUNKUI BAGIMSIZ BIR DEVLET ULKE DE HIC OLMAMISTIR. Bugunku fiili olarak guneydogudaki "devlet terorune" yani devlet bunyesindeki ordu ve polis ve de ozel tim temelli silahli guclerin ablukasina ve saldirilarina ve de yine "devlet teroru" olarak, devlet yetkililerinin ve basta polisin, ulke bunyesindeki anayasayi ihlal eden, toplanti saldirilarina, gozaltilara, baskinlara, tutuklamalara verilen cezalara, mahkemelere ki buna anayasa mahkemesi de dahil, baktigimizda DEVLETI DEGIL, DEVLETI KENDI POLITIK VE EKONOMIK CIKARI ICIN KULLANAN IKTIDARA, ONUN HUKUMETINE, MECLISINE Kisaca AKP'ye bakmak gerekir. Iste bu yanilgi, ister istemez kiside ya da kurumda "devlete karsi gelme" algisi yarattigindan, ister istemez cikari olanlar "devlete karsi olmak" istemezler. Nitekim, KANAL D Beyaz Show'unda yasanandan dolayi "ozur dilemis" ve biz provakasyona geldik, biz devletin yanindayiz" demister. Bugun ozelde tum devleti, hukumeti ve her turlu bu temeldeki kurum ve kuruluslari POLITIKA YONLENDIRMEKTE VE KULLANMAKTADIR. Bu da 2002'den beri AKP iktidari ve git gide totoliterlesen ve otoriterlesen ve bunu da baskanlik adi altinda anayasaya tasimakisteyen RTE'dir. Cunku, uluslararasi olarak ici rahat degildir. Yaptiklari ve soylediklerinin hemen hemen hepsi, anayasa sucudur. Yoksa, ulke icinde zaten kendi ifadesi ile "parlemento buz dolabina kalkmis/rejim fiili olarak degismistir." Yani T.C. devleti artik bir cumhuriyette degildir ve ikinci maddesindeki nitelikleri de tasimaz. Fiili olarak politik guc tek bir kisinin eline gecmistir. Isleyis diktatorluk,istenen baskanlik ise bunun anayasalkilifidir. Parlementonun islemedigini ise hep beraber 7 haziran sonrasi gorduk. Yani RTE=AKP=DEVLET=HUKUMET=ORDU=YASAMA=YURUTME=YARGI=MECLIS=MAHKEME=GOZALTI=TUTUKLAMA=GIZLILIK=YAYIN YASAGI=TUTUKLAMA=SIYASET tir. Tabi fiili olarak butun bunlar; =ANAYASA/HUKUK/HAK/OZGURLUK/ADALET/ESITLIK IHLALLERI O DA = KATLIAMLAR INSANLIKDISI VE VICDAN DISI ALGI OPERASYONU Goruldugu gibi, iktidarin vermeye calistigi; PKK=KURD HALKI=TERORIST O da =Biat etmeyen/bertaraf olan/baris isteyen/insanligi ve vicdani olan/direnen/karsi cikan/hak ve ozgurluk, hukuk, adalet isteyen Yani iktidarin karsi cikma donemine gore taktigi her turlu lakap "parallel, ulusalci,militarist, baazci, Esadci, Ruscu, hain, ihanet eden, din dusmani, Birde iktidarin esitlerine son olarak "etik olma" temelindeki etik olmayanlari ekleyelim. =YOLSUZLUK=HIRSIZLIK=GOREVI KOTUYE KULLANMA=KULHAKKI YEME=YALAN=IFTIRA= Kisaca "politik/ekonomik cikar ugruna her seyi mesru ve mubah kilma/baskalarini kullanarak, sorumluluk ve yukumlulukten kacma/baskalarini suclayarak kendini temize cikarma/"beni kandirdilar" siari ile de herdaim magduru oynama. Zaten hic bir olayda hic bir devlet ya da hukumet yetkilisinin gorevinden istifa etmemesi de bunu gosterir. Neden etsin ki, oolaydan sorumlu/yukumlu olan o degil ki! Yalniz gorevden alma ve baskasini atama ise tamamen "kendine kayitsiz/sartsiz biat/taraf" temelindedir. Ne olsa insanoglu hali, bugun kendine kayitsiz/sartsiz biat eden ve taraf olani, ya gun gelir; iktidar "kendine ayak bagi olmasin diye" bertaraf eder, ya da gun gelir, eskiden taraf olan, degerleri, yaptiklari ve soyledikleri ile artik biat etmemekte ve taraf olmamaktadir, o zaman da yerinden alinarak bertaraf ettirilir. Buna en guzel ornek, ulusalcilar ile paralelin yer degistirmesidir. Paraleli kullanarak, ulusalcilari iceri atan iktidar;daha sonra ulusalcilari kullanarak paralelcileri iceri atmistir. Her iki durumda da sorumluluk/yukumluluk uslenmemis "beni kandirdilar" diyerek magduru oynamistir. Yaziya donersek, Turkiye'de devlet yoktur; iktidarin devleti vardir ve devleti kendi politik/ekonomik cikari icin kullanir ve harcar. Iktidara karsi eylem ve soylemleri de "bak devlete karsi geliyor" olarak lanse eder. Yarin herhangi bir sorunda diyelim sokaga cikma yasaklari konusunda, hic suphesiz yine sorumluluk/yukumluluk almayacak, direktif verdigi valiyi/kaymakami ve emniyet ile orduyu suclayacak ve "beni kandirdilar" diyecektir. -
Iste burdaki fark "memeli" fizikselfarki degil, "zihinsel" soyutlayan beyin farkidir. Insanoglu turu memelilerden hayvandan yas da baska bir turden fiziksel ve evrimsel olarak degil, beyinselve zihinsel soyutlama yetisi degeri ve bunlari somutlastirabilmesi ile farklilasir. Ayrica ve zaten tum bu etigin etnik farklari da, insanoglu zihninin bir urununun, davranisa yasam ve iliskiye somut olarak ve sahiplenme olarak tassinmis halidir. Insanoglu disindaki baska bir turde, soyutlama yetisi ve soyutu somutlastirma becerisi henuz yoktur.