Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

cheshmidil

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    3
  • Katılım

  • Son Ziyaret

cheshmidil - Başarıları

Acemi

Acemi (1/14)

  • İçerik Başlatan
  • İlk İleti
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

2

İçerik İtibarınız

  1. Dünya ve Ay arasındaki ortalama mesafe (bir yıl içinde bu rakam yakınlaşma ve uzaklaşma ile değişiyor) 396.000 km dir. Ay'ın çapı ise 3476 km dir. 396.000 : 3476 = 114 Bozulun diye yazmadım çünkü çok zor tesadüfler de olsa Alla'ın mucizelere ihtiyacı yoktur aslında
  2. CANUGUR'A CEVAP Dünya ve Ay arasındaki ortalama mesafe (bir yıl içinde bu rakam yakınlaşma ve uzaklaşma ile değişiyor) 396.000 km dir. Ay'ın çapı ise 3476 km dir. 396.000 : 3476 = 114 Bozulun diye yazmadım çünkü çok zor tesadüfler de olsa Alla'ın mucizelere ihtiyacı yoktur aslında
  3. Peygamberler ve kitapları benim için önemsiz; gerçi Kuran’daki matriksler, smetriler, matematiksel anlam yüklenebilecek ifadeler insan yazması olmadığını destekliyor gibi ama benim için Allah’ın varlığı yeterli. “Canım onu da o zamanın matematikçileri filan yapmıştır” denilebilir. Mesela, Kamer (Ay) suresinde dünya ve ay kelimeleri arasında 114 tane kelime var, o zamanki matematikçiler uzayda Ay ve Dünya’nın arasına tam 114 tane Ay sığdığını hesaplamışlar mıdır? Üstelik bu bir tesadüfse neden Kamer suresinde? Tabi bildiğim kadarıyla bunun gibi onlarca şaşırtıcı ayrıntı keşfedildi Kuran’da. Uzaylılar bizi yarattılarsa iyi birer bilgisayar programcıları mı? İki seçenek var: 1. Tanrı yoktur 2. Tanrı vardır Birinciyi bilimsel olarak ispatlayabiliyoruz, ama ikinciyi, yani yokluğunu ispatlayamıyoruz. İkisinin de yükü %50. Pozitif mi negatif mi sen seçersin, ben varlığını ve sonsuzluğu seçiyorum, hiçliği ve karamsarlığı değil. “Uzaylılar varsa onların tanrısı kim” sorusu da beklemede. Bizim başlangıcımıza uzaydan bir şeyler start verdiyse onların başlangıcına kim start verdi? Bu böööyle zincir olur uzar. Zincirin en sonunda en güçlü olan vardır, değil mi? Biz ona tanrı diyoruz. Uzaylıları hiç araya sokmadan ben direkt insanla Allah ilişkisi var diyorum. İşte; insanın aklı çözmeye yetmiyor. Nasıl karıncanın bir matematik problemini çözmesi imkansızsa bu da böyle bir şey. Donanımımız eksik, bir duyu organı sonradan eklenecek, belki de bunu bedenimizin kapasitesi engelliyor. Kafesten çıkınca o yolla tanrıyı da hissedeceğiz bir şekilde ama nedir o sırrr? Gözü olmayan mikroorganizmaların nasıl görme duyusundan haberi yoksa bizim de yok o imkanımız. Kafese (vücudumuza) girmeden önce beş duyunun nasıl bir şey olduğu hakkında zerre kadar fikrimiz var mıydı? Çıktıktan (öldükten) sonrası için de imkansızı düşünmüyorum. Öldükten sonra algılamanın biçimi sırdır, doğmadan önce beş duyunun nasıl sır olduğu gibi. Gerçi tenin bize geri verileceği açıkça yazıyor, tekrar organik vücutlara bürünecekmişiz ama bu bir simge olabilir. Aa nasıl, tıraş makinemiz olcak mı, kıllar nolcak? Değil mi ama. Cehennem ateşi de çöldeki Arapları korkutmak için bir simge olabilir. Evet, soğuk da gayet işkence edebilir insana. Eskimolara peygamber gönderildiyse onlara da cehennem sıvı nitrojen gibi anlatılmış olabilir. Bunlar hiçbir zaman bilimsellik kazanamayacak, çünkü bu bir sınav. Ama öğretmenin öğrencilere resmen kopya vermesi gibi tanrı da insanlara sınavda kopyalar veriyor; mesela küçük mucizeler. Ne o küçük mucizeler? Belki Kuran’daki matematik mucizeler, belki fiziksel-kimyasal izahı yapılamayan ağaç gövdelerinde ya da yarılmış kayaların bünyesinde rastlanan “Allah” vb yazılar. Ama kesinlikle tsunami örneğindeki gibi adi örnekler değil! Ay bayılacam tefekkür mü ediyoruz! Evrim de artık bir fen yasasıdır ve Allah’ın sanatının adıdır, evrimi her zaman överim. Masaldaki peri gibi pıt diye yaratmamıştır Tanrı evreni. Bence uzuun eşsiz bir sanatsal zincir. Elbette Allah için yüz milyar yıl-yüz milyar salise farksız. Onun atomları olmadığı için zaman korkusu da (yetiştiremicem endişesi) yok, ÇAKTIN MI KOFTİYİ? Kuran’da bir ayet var: "insanlar sana ruhun ne olduğunu soruyorlar, ama onlara her sırrı da anlatacak değiliz!" Ama en güzelini benim adamım söylüyo, Fuzûlî: "Aşk imiş her ne varsa alemde, bilim bir kıyl-u kâl imiş (laf kırıntısıymış) Bu aşk tabiki Allah aşkı, konu kapanmamıştır.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.