Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

sardunyam

Φ Süper Üye
  • İçerik Sayısı

    10.566
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    3

sardunyam tarafından postalanan herşey

  1. kimse oturmasın konseri kapattım
  2. birayı
  3. Daha neler öğrettiler... Dilenciliği Hırsızlığı Körlüğü Sağırlığı Korkuyu Birbirini yemeyi Yalancılığı ve sömürüyü de öğrettiler... Dini para kazanma yolu seçmeyide öğrettiler...
  4. Pkk'yı kim kurdu? Öcalan! Öcala'nı kim savunuyor Dtp! peki, Dtp ezilmiş Kürt halkının haklarını kime teslim ediyor Öcalan'a! Öcalan'ın amacı ne? ??? Ya da bir amacı var mı? en azından Güneydoğu halkını bölgenin ağalarına karşı savunmuşmudur? Hayır! Peki ne yapmışlardır, bölge insanını korkutmuşlar, özgürlüklerini ellerinden almışlar, öğretmenleri, askerleri, doktorları katletmişler... Okulları basmışlar, karakolları yakmışlar, köyleri yıkmışlar... Bunları kim savunuyor Dtp! Dtp'ye kim oy veriyor bölge halkı! Bazı şeyleri görmek çok mu zor? Güneydoğu kaçak elektirik kullanımında birinci, kaçakçılığın her türlüsünde birinci, ağaları çok zengin ama gelirleri nereden belli değil... Bölgede tarım bile yapılamıyor, devlet üç kuruş yardım yapıyor insanlar birbirini yiyor, o bölgeden çıkan sanatçılar, aydınlar, politikacılar, sanayiciler bölgeye karşı kör sağır, ama dillerinde bir Kürt edebiyatıdır gidiyor... Savunacaklarsa bunu savunsunlar bütün Türkiye'nin ezilen ve yoksullaştırılan halkı kardeştir, Kürtte benim, Türkte, Türkmende, Çeçende... Açlık açlıktır, yoksulluk yoksulluktur, dini dili olmaz... Kürtçe karınlarını doyurmayacak, Öcalan gibi birini lider olarak benimseyen halk ezilmeye ve yoksulluğa mahkumdur kendi kaderlerini kendileri belirleyecektir...
  5. buyrunuz anca geldim yollar kalabalık :=)

  6. Dersim olayları hakkında bir sürü yalan dolaşıyor ortalıkta ben size çok somut birşey anlatacağım... Tuncelili bir dostumuzun tespitidir bu kendisinin adını zikredemiyorum çünkü iznini almadım... Onun aktardıklarını ifade edeceğim... Kendisi Tunceli kökenli ve Dersim olaylarının tanıklarından yaşanan olayların Kürt emperyalizmi tarafından başlatıldığını ve Dersim bölgesinin sorununun 400 yıllık bir sorun olduğunu iyi biliyor... Osmanlı zayıf düştüğü dönemden sonra Dersim'de söz sahibi olamamış, o bölgenin aşiret ağaları ve liderleri daima bir kışkırtma ve halkta baskı yaratmışlar,liderlik sultaları 1937 yılında yıkılmış, zaten o zamana kadar bölge halkı bu aşiret ağaları tarafından maddi ve manevi olarak sömürülmüş... Ne zamanki bölgede Türk Ordusu söz sahibi olmaya başlamış o vakit bu ağalar biz özerklik isteriz biz TC'yi tanımayız, vergi vermeyiz Kürdistan'ı kuracağız naraları atmaya başlamışlar yeniden... Ve karakolu basarak askerlerimizi şehit etmişler bunun üzerine Sabiha Gökçen'den havadan destekli olarak bölgede saklandıkları yerleri hedef alan taarruzu başlatması istenmiş... Ve sonrası malum elebaşları yakalanmış ve bugünün Aposu gibi bakılıp semirtilmemiş yapılması gereken yapılmış ve suçlular idam edilmişler... İşte o andan sonra Tunceli bölgesi okuma yazma oranı en yüksek il olmaya başlanmış çünkü bölgede aşiret kültürüne ve ağalığa son verilmiş, feodalite kaybetmiş halk kazanmış, şimdi güneydoğuda başarılamayan ve bölge halkını feodaliteye teslim eden zihniyet aynı yaygarayı orada da koparıyor... Kürt halkı ile ekmeklerini paylaşmayanlar onların sırtından geçiniyorlar... Ne töre cinayetlerinin ne kaçakçılığın ne anarşinin önüne geçilemiyor... güneydoğu hala en geri kalmış bölge, kadınlar törenin en birinci kurbanları kızlar okuyamıyor... Çocuklar muhtaç... Ve bunun en birinci sorumlusu devlettir çünkü bölgedeki hakimiyetini demokrasi ve barış yalanının arkasına saklanan Dtp ve onun ağalarının ellerinden alamamış bölgeye hakim olamamıştır... Oranın halkını kurtarmak için yapılması gereken feodaliteye son vermektir... Tunceli bunun somut örneğidir, devlet bölge ağaları ile işbirliğinden vazgeçmeli ve suçluları cezalandırmalıdır aksi taktirde bu işin sonu yoktur...
  7. Türkiye bir hukuk devleti ve öyle kalacak, Dtp kapatılmalıydı nihayet kapatıldı ancak bunu yapanların çok iyi niyetli olduklarını düşünmüyorum Ab ve Abd destekli Dtp'nin kapatılmasını batı istedi... Çünkü böylelikle Türkiye yeni zanlar altında bırakılacak... Oluşacak olaylardan kapatılma davası ve karar sorumlu tutulacak. fakat bütün bunlardan korkmamak lazım aşiret ve ağalık partisi Dtp'nin aslında hiç Kürtlerin sorunları ileilgilenmek gibi bir niyeti yok zaten, onların amacı Kürtleri kullanarak ağalıklarını ve liderliklerini sürdürmek paralarına para katmak... Bakınız Barzani Iraktaki Kürtlere liderlik ediyor ıraklı kürt halkının durumu ortada Barzani'nin serveti ortada... Zavallı halk hiçbirşeyin farkında değil... Dtp'li provakatörleri liderleri ve hak arayıcıları sanıyorlar...
  8. pişhttt kımse varmı acep recep:)

  9. çok güzel ve çok doğru evrene baktığımızda herkes farklı farklı bir manzara görür ama dışarıdan dünyaya baktığımızda dünya herkese aynı görünür... çok ilginç değil mi?
  10. dün, bugün. yarın...
  11. sanı... hayatının en zor gününü yaşadığını sanıyorsun ya da en güzel gününü gördün mü sanıyorsun? dur daha... daha dur... her yeni gün hep biri çıkar sana yanıldığını öğretir ellerin ağzında parmaklarsın gözünü gördüklerine inanamadan... işte böyledir hayat, acılara ağrılara ölümlere ve doğumlara gebe her daim bu son diyerek koşarsın yarınlara ihanet nedir? en sevdiğini sandığın varlığın hayat görüşüdür... o öyle istemiştir ama sen öyle ummamışsındır işte böyledir... sen ve diğerleri sanılarındır ihanetin nedeni.. sen ne düşünürsen hayat sana aksini yaşatacaktır hep beklenmedik şakacı biraz belki şok edici yaralayıcı olduğuda söylenebilir ihanet hayatın ta kendisidir...! sen ne sanıyor olursan ol dünya görüşleri başka başkadır... sardunyam
  12. sardunyam

    YOK/UM aslında ben!

    :=) aslında her zaman yorum yaparız bununda toplumsal bir şartlanma olduğunu düşünüyorum... yorumsuz kalabilmek nasıl olurdu acaba değilmi? ısrarla fikrinizi soracaklar siz o gün hiç birşeye tek bir yorum yapmayacaksınız... acayip!
  13. Sağolasın Sardunyam :)

    Sen de değerlisin...

  14. sardunyam

    YOK/UM aslında ben!

    kurban edilmek kurban edenin meselesi aslında... benim sorum bilerek ve isteyerek kaç kurban aldığımıza dair... çünkü her katil kendi işlediği cinayetlerden sorumludur... yorumun için teşekkür ederim tatlım sevgiyle kal...
  15. sardunyam

    YOK/UM aslında ben!

    ne kadar özel ve ne kadar güzel bir yorum yazmışsınız okudukça içim açıldı, okudukça dudaklarımda gülümseme belirdi, bu tıpkı şey gibi... hani ıssız olduğunu sandığınız bir ormanda kimse yok mu sesinize çok uzaklardan ve çok samimi bir ben varım yanıtını duymak gibi bir his... teşekkür ederim... engin duygularınızın yalnızlıkla beslenip çevrenizle paylaşılması dileğiyle...
  16. sardunyam

    YOK/UM aslında ben!

    Yoksulluk ve yoksunluk aynı şeyler değil. Yoksulluk giderilebilir birşey ama yoksunluk ebedi olabilir...! Aynaya baktığımda yüzümde korkunç bir olgunluk, sonsuz bir durgunluk, anlamlı bir bakış görüyorum artık. Ne kadar çok biriktirmişim meğer... Çok eskiden yılda bir kaç kez boşaltırdım tavanaralarımda kalanları, biriken tozlanan örümcek ağı bağlayan duygularımı... Şimdi hissizim... Morfin yutmuş gibi... Halsizim... Geçenlerde hiç tanımadığım ve beni ilk kez gören biri "gözlerinizde korkunç acılar var gibi, bakışlarınız insanda tuhaf bir korku duygusu yaşatıyor" dedi... Gidip aynaya baktım... Oysa saklıyorum içimdekileri sanmıştım... Sizin mesleğiniz nedir diye sordum, psikoloji okudum ve danışmanım dedi... Artık yüzümde ve gözlerimde durağan bir acı kalmış, görüyorum onu kendime her baktığımda... Dünya böyle bir yer, hepimiz aynı yollardan geçiyoruz fakat o yol herbirimizde farklı izler bırakıyor... Hepimiz aynı filmi izliyoruz fakat film hepimizde başka hisler uyandırıyor... Hepimiz insanız ama parmak izlerimizin olduğu gibi, duygularımız, hislerimiz, düşüncelerimiz bambaşka... Bütün kahverengi gözlüleri nasıl katagorize edebilirsiniz hepimizin gözleri başka bakar evrene...! Nasıl diyebilirsiniz gözleriniz başka renk ayrışın ve yeryüzünün bütün kahvegözleri birleşin? Olabilir mi? Hep tek ve yageneyiz ancak bir o kadarda bir arada... Nazım'ın da dediği gibi bir ağaç gibi tek ve hür bir orman gibi kardeşce... İnsanların gözlerine bakın, orada saklı bulacaksınız duygularını... Korku salıyorlar üstümüze... Korku sindirir insanları, korku yıldırır... Duygularınızı derin donduruculara kaldırmayın içinizde saklamayın hissettiklerinizi... Kaçırmayın birbirinizden gözlerinizi... Geçmişimizdir öğretmenimiz, yaşlanıyoruz yaşıyoruz, biz zamana ve mekana mahkum edilmişiz... En çok bedenimizin esiriyiz, en çok bedenimize tapınıyoruz... Vazgeçemiyoruz onun komik ve tuhaf egolarından, her geçen gün biraz daha esiri oluyor aklımız... Oysa salt akıl öyle mi? İnsana acı verende bedeni değil mi? Küçük kazalardan tutun, aşk acısına kadar en çok neremiz acır? Kimi acıya, kimi zevke tutunuyor böyle... Ama illaki bedenine... Ehlileştiremediği yegane hayvan insanın ta kendisi... İşte önümüzde bir bayram bayramın adıda kurban... Neye, kime ve nasılını düşününce bile insanım diyenin midesi bulanıyor... Aslında her insan kurbanıyla sadistçe duygular yaşıyor... Belkide hiç farketmeden... Kaç kişiyi kurban ettiniz kendinize geçmişinize dönüp bir sorun bakalım? Bedeninize daha nice yeni hazlar, yeni acılar ve yeni tatlar katacaksınız kimbilir, daha kaç kez ağlayıp kaç kahkaha atacağız kimbilir? Hatta daha neler öğreneceğiz yaşadığımız sürede, sonra gözlerimize kaç yeni yaşanmışlık çiziği atacak hayat kimbilir? Gidip aynaya bakmayacağım şimdi, gözlerimin yorgunluğu uykumu getiriyor vakitsiz uyumak istemiyorum malum zaman esasen uyanma zamanı, açıp gözlerimi kocaman kocaman etrafıma bakıyorum... Sessiz, sakin ve yorumsuzum... Sardunyam
  17. sardunyam

    Tetikçi

    bazen zamansız ve mekansız bir yerde durur insan işte orada kapıya ya da odaya ihtiyacın yoktur bazen durum böyledir... İranlı şair demiş: Aşk kanatlarını yakar... Mevlana demiş: Aşka uçmazsa kanat neye yarar?
  18. Ne kadar aydın (!) var bu ülkede değil mi? Rahmetli Attila İlhan'ın dediği gibi Türkiye'nin % 10'luk bir kontenjanı var o kontenjanın tamamı bugün aydın denilen kişiler arasından çıkıyor... Bu aydın denilen kişiler liberal, demokrat ve sözde barıştan yanalar... En çok karşı çıktıkları şeyse TSK... Bakın bu adamların hemen hiç biri terörü lanetlemez hatta destek verirler... Yani masum insanların ve askerin canına malına kast etmeleri onlar için demokrasidir... Yani terörle mücadele etmek antidemokratik olurken terör yapmak demokratik haktır...! Şimdilerde konuşuluyor gazeteler yazıyor Avrupada ordu profesyonelleşti, bizde de profesyonelleşsin... (Tabi Avrupa'da pkk gerçeğinin olmadığını akıldan çıkarmamak gerek) aynı zamanda Avrupa bu yüzyıldaki işgallerini askerle değil ekonomik olarak yapmaktadır... Üstelik Avrupa'da pkk terörünün Türkiye'de yaptıklarının % 1'i olsa Avrupalıların ve Türkiye'nin liberal aydınlarının tutumu ve tepkisi çok başka olurdu... ********** Bana göre Türkiye'nin TSK'ya ve özellikle Atatürk'ün devrimlerine sahip çıkan hukuka ve tam bağımsızlığa inanmış ve bağlı bit TSK'ya her zamankinden daha fazla ihtiyacı var çünkü yıllardır süre gelen sivil ve sinsi darbe yerini aleni ve yeşil devrime terk etmiştir... TC artık işgal edilmiş bir ülkedir bütün orduları dağıtılmış bütün kurumları ele geçirilmiştir... Türkiye'de yapabildiğiniz tek özgür hareket elinize aldığınız televizyon kumandasıyla istediğiniz kanalı seçme özgürlüğünüzdür... Tabi izlediğiniz kanallarda ayrıca ele geçirilmiştir... Hiç bir medya kuruluşu bağımsız ve özgür haber yapamamakta yapanlar Akepe tarafından sindirilmekte, gerçek haberler sümen altı edilmekte ve gündem Akp'nin istediği gibi devam etmektedir... Yazılı basının yandaş medyası her gün TSK ile ilgili yeni belge (!) ortaya çıkarmaktadır... Bir itirafçı daha bulunmuştur ve o hergün yeni mektuplar yazmaktadır... İşte bu sonuç gösteriyor ki Türkiye her açıdan fiilen ve resmen işgal altındadır...
  19. sardunyam

    ABD'den neden nefret ediyoruz ?

    Amerikadan olmasada Amerikan yönetiminden ve politikasından nefret ediyorum tıpkı aynı politikayı güden AB ve İsrail yönetimlerindende olduğu gibi... Faşistçe ve diktatörce yöneten idarelerden dünya halklarına bir yarar olmayacaktır devletlerin başlarına getirilenler tüketim toplumu varetmekle mükellef kuklalardır ancak... Hepsi onlara emir veren ağaların, gizli güçlerin güdümündedir... Amerika en başta olmak üzere pek çok zengin ülke yoksul ve gelişmemiş ülkeleri ölümüne sömürmektedir... İşte bundan dolayı Amerikadan nefret edilmektedir... Artık azda olsa insanlar gerçekleri görmekteler internet bu gerçeklerin ortaya çıkmasında çok yararlı henüz medyayı olduğu kadar sanal ortamı kontrol edemiyorlar halklar buralardan özgürce düşüncelerini ve bildiklerini paylaşmaktalar ve gerçekler böylelikle yavaşta olsa su yüzüne çıkmakta... Gelecek yıllarda sanal ortamlara daha fazla sansür geleceğini düşünüyorum... Bu yüzyıl insanlığın kitlesel uyanış yüzyılıdır zor günler insanlığın tamamını bekliyor...
  20. Güler Zere kanser olur birileri eylem yapar Cumhurbaşkanı affeder serbest bırakılır... O DHKP-C'lidir bir terör örgütüne üyedir ve kanlı eylemlere katılmıştır... Fakat Kuddusi Okkır çoktan ölmüştür... Kuddusi Okkır'ı şuan hatırlayanda yoktur... Çünkü o Ergenekoncudur... Ancak kanlı bir eyleme katılmamıştır ve Ergenekon adında bir terör örgütü yoktur... Abdullah Öcalan'ın serbest kalması dahi konuşulabilen tartışılabilen bir şey olmuştur ve Apo denilen terörist 30000 canın katilidir üstelik bebek katilidir ama ödediğimiz vergilerle paşalar gibi konforlu bir ortamda ceza (!!!) çekmektedir... Sağlığını TC devleti özenle korumaktadır... Sıkıysa korumasındır AB/D ensesinde boza pişirir... Şener Eruygur emekli asker üst düzey komutan Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanıdır ve ceza evinde merdivenlerden düşmek suretiyle yaralanmıştır beyninin bir kısmı hasar aldığı için halen hafızasını kullanamamakta ve kendi evladını dahi tanıyamamaktadır... Ergenekon üyesi olmakla ve Akp'ye darbe planlamakla suçlanmıştır dolayısıyla suçu ağırdır ve ölüme terk edilmiştir... Kimse hatırlamamaktadır... Necmettin Erbakan Refah Partisi döneminden kayıp trilyon ve zimmete para geçirme suçlarından yargılanmış fakat yaşı itibarıyla cezasını lüks yazlığında havuzlu ve deniz manzaralı şartlar altında ev hapsi adı altında çekmek suretiyle ödüllendirilmiş ve buda yetmemiş Cumhurbaşkanı tarafından affedilmiştir... Albay Dursun Çiçek Atatürkçü komutan, bir kağıt parçasına sahte bir imza atmak suretiyle Akp hükümetine darbe planlamakla itham edilmektedir...İmzanın kurusu tutmayınca 5 ay gibi bir sürede ıslağı da hazırlanmıştır... Taraf Gazetesinin hedefindedir... 2 kez tutuklanmış ve 2 kez serbest bırakılmış üzerinden hukukla ve şahsıyla dalga geçilmiştir. Kimse birşey anlamamıştır... İlhan Selçuk Cumhuriyet Gazetesi başyazarı, imtiyaz sahibi... Türkiye'nin gelmiş geçmiş en güçlü kalemi Ziverbey köşünden geçmiş işkencelerin en zorlarını yaşamış sosyal demokrat Atatürkçü özgürlükçü edebiyat ustası... Ergenekon suçlusu olarak 82 yaşında yatağından alınarak apar topar bir azılı suçlu gibi sorgulanmıştır, ömrünün son günlerinde ona iftiraların en büyüğü atılmıştır tıpkı Türkan Saylan gibi... Çok az kişi umursamıştır... Silivri'de mahkum olan diğerleri işlemedikleri bir suçtan kurmadıkları bir örgütten yapmadıkları darbeden 2 yılı aşkın bir süredir yargılan/m/ıyorlar... Pkk terör örgütüyse davulla zurnayla karşılanıyor... 5000 TL nakdi yardım alacak, 1 yıl barındırılacak, ihtiyaç olunursa Avrupa ülkelerine gönderilecekler... PKK terör örgütü TC devletine düşman ve TSK ile çarpışıyor... Ergenekon diye uydurulan grubun mahkumları ise AKP'ye karşı sessiz kalmayanlar TC devletine bağlılar... TC ve AKP arasında geçen bir mücadeledir bu... TC'yi yıkmayı planlayan AKP devleti ele geçirmiştir... Albay Dursun Çiçek, AKP için askeriye içerisinde görevli bulunan tehlikeli bir kişidir... İşte bu yüzden Taraf Gazetesi ile işbirliğiyle kuru/ıslak belgeler imal edilmektedir... Fakat yinede enteresan olan belge hazırlamış olmak suçtur terör yapmak suç değildir TC'nin son hali budur...
  21. sardunyam

    Tetikçi

    Bir dokunsan bin ahh işitirsin halimden, fakat ben ahh edemez oldum... Bir dokunuyorum bin ahh işitiyorum herkesten... Gülümsüyorum, Bu aralar olura olmaza, kendime ve herkese gülümsüyorum... Bu iyi birşey mi dersin? ( Büyükler derlerdi ki, "Allah çekemeyeceği derdi yüklemez kuluna" öyle mi acaba? ) Oysa bütün ölümler acı, bütün kayıplar derin, bütün ihanetler can yakıcı... Oysa, her yeni gün, her yeni yıl takvimlerimizin eksilen sayfaları... İlk günden, ilk andan ve ilk gözyaşından beri... Aklıma dolanlar,sırtıma aldıklarım, uçurumdan aşağı düşen dünya çocuklarını kurtaracak kadar feda ettiğim kendim... Öyle güçlü hissettiğim anlar sanki dünyayı değiştirecekmişim, sanki bütün kötülükleri silecek bütün kötüleri öldürecekmişim gibi komik hislere kapıldığım anlar... Kendimi evren kadar geniş, sonsuzluk kadar büyük, sır kadar güçlü sandığım anlar... Birden uyanışlarım ve kendimi bir serçe kadar ürkek, bir kelebek kadar narin, bir bebek kadar masum sandığım anlar hep birbirine denk düşer... Sonra felsefesini okuduğum evren, herşeyi çözdüğüm anların ardından başlar yeniden başlayışlarım... Ben hiç yanılmadığını söyleyenlerden değilim, çoktur yanıldığım ve belkide herkesten çok ben yanıldığımı anladım... Bildim ki, aslında her yenigün yeniden başlamalı düşünmeye anlamaya sormaya... Silbaştan... Ki düne ait önyargılarından arınayım... Bedeninin kıvrımlarıyla, beyninin kıvrımlarından daha çok ilgilenen insanlardan hiç olmadım,zaman zaman öyle mi olmalıydım diyede kendi kendime sorarım... Bir hayvan gibi mi yaşamalı anlamlandırmaya çalıştığımız herşey aslında bir o kadar anlamsız mıydı? Doğum neydi, yaşam neydi, ölüm neydi? Nedendi... Nedensiz miydi? Sanılarımız mıydı bizi biz yapan ve sandığımız kadar mıydı herşey, insan neden anlamlandırmak isterki? Bazen anlamsızda olamaz mıydı evren? Ölüm herkes için tek benzer şey... Hepimiz sadece o an eşitiz... Ölürüz ve öleceğimizide biliriz... Peki o zaman bunca kan neden? Bu sonsuz hırs ne için, nereye varıncaya kadar bilemem... İnsanların kimi var, kırılmış dallarına kıyamaz bir ağacın, kimi var ırzına geçmekte insanlığın... Neden? Ağlamaklıyım hayli zamandır fakat damla akmaz gözümden, içimde anı bekleyen bir tetikçi var görev süresi henüz dolmayan... Ağlasam yıkanır mı içimde tuttuklarım, akıtamadıklarım...? Anlatamadıklarım anlayamadıklarım... Ne kadar çaresizim ben...? Hayat bir ironi sahnesi, yaşam onun dalkavuğu... Sahne hiç bitmez ve perde hiç kapanmaz seyircilerdir ve oyunculardır değişen... Kimimiz bazen sahnededir bazen koltukta... İzleyiciye her daim mesaj verir sahnedekiler... Seyircinin çoğu mesajı aldığı yerde bırakır gider... İşte o an sorarsın kendine bütün bunlar neden? Eğer bir mesajı yoksa bu yaşamın ve bu oyuncuların ve kötü bitecekse bu filmin sonu o zaman koskocaman bir neden ve kahrından ortasından ikiye ayrılmış bir elmayım ben... F.Ç.G/S.O.V... Basit sorular karşısında apışıp kalırım beynimi zora programlamış üreticiler... Reflekslerim güçlü hayat kurtarırım bazen, fakat öyle anlar olur, donar kalır aklım kasap havası oynarken... İnsanım ben, nereye ait olduğunu bilmeyen, içinde özgürlük aşkı, bağımsızlık telaşı dolu... Her insan gibi tuhaf, kaçık, vahşi biraz ve kimse gibi değilim esasen... (diğer parçama, eksik tarafıma, bildiğim bütün değer yargılarımın üstünde tuttuğuma en sadık hissiyatımla) F.Ç.G... SARDUNYAM
  22. sardunyam

    Ne desem?

    Denememden daha güzel olan yorumunuz için teşekkür ederim, sağolun güç verdiniz.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.