Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

sardunyam

Φ Süper Üye
  • İçerik Sayısı

    10.566
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    3

sardunyam tarafından postalanan herşey

  1. Çok doğru eğer Deniz ve Mahir Kürtçülük yapsalardı, Kürtçülüğü övselerdi değil asılmak bugün TBMM'de vekil olmuşlardı hatta belki biri başbakan diğeride cumhurbaşkanı olmuştu... Deniz'de Mahir'de ve onların yaptıklarıda, söyledikleride ortada her ikiside ulusalcı ve antiemperyalistti... zaten ulusalcı olmadan antiemperyalist olunamaz! İlyas Salman meselesine gelince Türksolu dergisini sanaldan takip ediyorum, İlyas Salman Kürt kökenli Alevi bir yurttaşımızdır ve bunu asla inkar etmemiştir, ayrıca neden zorunuza gidiyor Kürt yurttaşlarımızın Türklüklerine de sahip çıktıklarını görmek? Onlar bu bölücü oyuna gelmiyorlar, onlar tıpkı Mustafa Kemal Atatürk gibi Türkiye Cumhuriyetine ve ulus devlete bağlılar... İlyas Salman mangal yürekli bir Türk vatandaşıdır, Kürtçülüğün ve ırkçılığın özelliklede pkknın popüler olduğu, prim yaptığı, getirisi olduğu, cebini doldurması daha kolay olduğu bugünlerde Türk kimliğine ve ülkesine sahip çıkan azınlık sanatçılar arasında onurlu bir duruş sergilemiştir...
  2. sardunyam

    SENİ SEVİYORUM

  3. murat başaran-mağrur Aşkın farklı bir yerindeyim ben Gözümde yoksun cisimsizsin Dön desen bile çağıramam seni Aklimda hanidir isimsizsin
  4. sevgili sardunyam,yeni yilini candan kutlarim

  5. akıllı uslu beyaz bir kız çocuğu
  6. ben seni özledim gerçekten
  7. sardunyam

    Günün Sözü

    uy anam aça gelmiş hoşgelmiş (: "hiç bir konuda fikri sabit olmamak gerek, öğretme çabasında değil öğrenme çabasında ol, bir ihtimal anlarsın"
  8. İnanç ile bilgi birbirinden çok farklı şeyler, birinin bir şeye inanması ile o şeyi bilmesi karşılaştırılamaz... İnanç ispat edilemez fakat bilgi edilebilir... İnsanlar herşeye inanabilirler, biri kendisinin peygambe olduğuna inanabilir, veya çocuğunun özel biri olduğuna, yarın öleceğine inanabilir, türlü şeylere innabilir, inanan kişi için bunlar mantıklıdır kendisine göre, çünkü inanç zaten kendini ikna etme güdüsüdür... Herkes birşeyler inanabilir ama bilmek başka birşeydir, anlamaksa çok başka birşey... Örneğin, birisi ayın görünmeyen yüzünde farklı türde canlıla olduğuna inanabilir, fakat bilgi sahibi olan orada böyle birşey olmadığını bilir... Neden olamayacağını, olmadığını anlaması için bunu tespit etmesi gerekir... Tespit inançla olmaz... o yüzden topic sorusu yanlış bana göre, çünkü niçin inanılır niçin inanılmaz demek saçma olmuş... Herkesin inanmak ya da inanmamak için farklı nedenler olacaktır!
  9. Ziynet kimine göre kadının memeside olabiliyor, hatta kadının saçı, kılı, tüyü ziynet sayılabiliyor, hatta bunlar ses bile çıkartabiliyor (: Kuran'ın bazı ayetlerinin kısmen ya da tamamen değiştirilmiş olabileceğini düşünüyorum... Kuran'da değiştirilmemiş ayetler, Arabların anlayamadıkları (yani çözemedikleri) ve sosyal hayatlarına müdahale ettiğini düşünmedikleri ayetlerdir bence... Arabların sosyal yaşantılarını, şahsi ve bedeni zaaflarını ilgilendiren konularda yani onları ilgilendiren ayetlerde oynanmış olma ihtimali yüksek, çünkü Arabları biliyoruz (: Özellikle kadın konusunda Arab görüşü, Yahudi görüşü birebir aynı görünüyor!
  10. Düz mantıkla kendimizce yorumlayalım, şimdi biz "insan iyi bir mahluktur", "insan şerefli bir mahluktur" ya da tam tersi "insan kötü bir mahluktur", "insan onursuz bir mahluktur" desek, yanlış yapmış oluruz değil mi? Kuran'da tıpkı bu mantık gibi tipik bir genelleme yapmamış, insan yaratılan bazı mahluklar arasında daha iyicedir anlamında genel bir yorum getirmemiş iyi şeyler yapanlar ve iman eden insanlar yaratılanların bazılarından üstün tutulmuştur denmiş... Biz olsak bizde böyle demez miydik? Yani insana insanı anlatmaya kalksak, ki Kuran'ın yaptığıda bu, insana kim olduğunu, nereden geldiğini ve nereye gideceğini, huyunu, suyunu, eğriyi doğruyu bir dille anlatıyor... İnsan yaratılmış en şerefli mahluk olamaz, olmadığı ortada... Meleklerin secde etmeside başka bir hikaye, meleklerin secde ettiği şey Allah'ın emridir, yani diyor ki Allah ben böyle uygun gördüm ve böyle yarattım sizde itiraz etmeden secde edeceksiniz! Melek ne desin bunun üzerine amenna diyor işte... Zaten oradaki secde meselesi nedir, şeytan nedir, melek nedir konusuna girersek hiç çıkılmaz burdan
  11. ARZULAR ŞELALE Sanal, manal bilemem bu ne ahvâl Niagara'dan daha şehvetli akıyor bazı sular Bazılarıda var Taş devr-i aşıkları. Kevgir misali delik deşik Bu işin içinde var bi şey Alıp getirmiş olmalılar Bizi eski çağlardan Aşka, aşıktan daha sadık Kalanların zamanından İçi dışı kurumuş çöl misali Kurur Aşkla yanar, Su/sar... Aşklar kaçak Aşıklar apış arasında Ordan oraya, Saldan sala, Daldan dala, İlişmesinler oynaşlarına Kişi başına ne kadar hasılası var Yıllık aşk yaşama ihtimalinin? Yetişemez oldum, Saniyedeki hızına! Merdiven altı, Balkon kenarı, Bağlık bostanlık Kurutulmuş orman misali, Kaçaktan, aleniye! Heryerde kaygan zemin var! "Bir kocakarıdan masallar dinlediniz"
  12. sardunyam arkadaşım nasılsınız inşallah iyisiniz dir saygılar

  13. Bir zamanlar, bütün duyguların üzerinde yaşadığı bir ada varmış: Mutluluk, Üzüntü, Bilgi ve tüm diğerleri, Aşk dahil. Bir gün, adanın batmakta olduğu, duygulara haber verilmiş. Bunun üzerine hepsi adayı terk etmek için sandallarını hazırlamışlar. Aşk, adada en sona kalan duygu olmuş çünkü mümkün olan en son ana kadar beklemek istemiş.Ada neredeyse battığı zaman, Aşk yardım istemeye karar vermiş. Zenginlik, çok büyük bir teknenin içinde, geçmekteymiş.Aşk, "Zenginlik, beni de yanına alır mısın?" diye sormuş.Zenginlik, "Hayır, alamam.Teknemde çok fazla altın ve gümüş var, senin için yer yok." demiş. Aşk, çok güzel bir yelkenlinin içindeki Kibir'den yardım istemiş. "Kibir, lütfen bana yardım et!", Kibir "Sana yardım edemem, Aşk. Sırılsıklamsın ve yelkenlimi mahvedebilirsin." diye cevap vermiş. Üzüntü yakınlardaymış ve Aşk yardım istemiş: "Üzüntü, seninle geleyim." Üzüntü "Of, Aşk, o kadar üzgünüm ki, yalnız kalmaya ihtiyacım var." Mutluluk da Aşk'ın yanından geçmiş; ama o kadar mutluymuş ki Aşk'ın çağrısını duymamış. Aşk, birden bir ses duymuş. "Gel Aşk! Seni yanıma alacağım..."Bu Aşk'tan daha yaşlıca birisiymiş. Aşk o kadar şanslı ve mutlu hissetmiş ki, onu yanına alanın kim olduğunu öğrenmeyi akıl edememiş. Yeni bir kara parçasına vardıklarında, Aşk'a yardım eden yoluna devam etmiş. Ona ne kadar borçlu olduğunu fark eden Aşk, Bilgi'ye sormuş: "Bana yardım eden kimdi?" Bilgi " O, Zaman'dı" diye cevap vermiş. "Zaman mı? Neden bana yardım etti ki?" diye sormuş Aşk. Bilgi gülümsemiş: "Çünkü sadece Zaman Aşk'ın ne kadar büyük olduğunu anlayabilir"
  14. Aman hayat işte peşnden koşturuyor bizi canım ya...Senden naber öpüyorum kocaman ee bir fal zamanımız geldi aslında:=)

  15. Hımm konu laiklik olunca masal mı oluyor? Biz sizin din masallarınızı dinliyoruz ama! Ayrıca demokrasiye inanmıyorum... Demokrasi denilen şey bir lastik her eline geçiren istediği gibi uzatabiliyor... Benim ne söylediğim gayet açıktır verecek cevabınız yoksa anlayışla karşılarım... Özetle: Bilim adamları birer din tellalı değildir, inançlarını bütün laikler gibi içlerinde yaşarlar ve içinde bulundukları evreni anlamaya çalışırlar... diğer çoğunluksa öteki alemde hayalini kurduğu cenneti düşlerken Allah adına ahkam keser durur... Hepsi bundan ibarettir... Eğer bilim ile din çatışmıyorsa insanların çoğu neden dine yöneliyor bilimi anlamaya çalışmıyorun cevabıda budur!
  16. Konu ne? Allah'ın adaletini bir örnekle anlatabilir misiniz? Kimin kimden ileri olduğundan bahsetmiyorum diyorum ki, dinler erkek egemenliğinde, peygamberler, halifeler, şunlar bunlar hep erkeklerden oluşuyor, kadınları erkekler öyle ya da böyle ama genelde dini arkalarına alarak arka plana itiyor... Yahudilerin kadınlara nasıl bir gözle baktıklarını, geçmişte mabetlere dahi sokmadıklarını, kadınların muayyen günlerinde onları yataklarından uzaklaştırdıklarını, ibadet ettirmediklerini, biliyorsunuzdur. bugün bunu müslümanlarda yapmaktalar... Peki bu izni onlara kim veriyor, Allah mı? Değilse ne? Ben olayı kendi içimde çözdümde burada paylaşsam sanırım okuyanlar günaha girerler sebep olmak istemem... Şaka bir yana kadın erkekten ileri olamamıştır, erkek kadını daima arkasına, öteye itmiştir bunuda dinle, kültürle şunla bunla yapmıştır... Ne zaman ki insanlar din, dil, ırk ve cinsiyet ayrımından kurtulur ve herşey gerçekten eşitlenir (önce zihinlerde) işte o zaman bu sorun çözülür... Konu uzamasın istiyorum ama hani şu nefs olayı varya insanlar yedikleri her haltı ona yüklerler ki kadınlar bu konuda günah keçisidir erkeklerin işte o nefs denilen şey insanların zaaflarıdır ve insanlar onları kendi elleri ile, zihinleri ile şişirirler... Bir erkek sadece erkek olduğu için benden önde tutuluyorsa hele din buna izin veriyorsa ben bir kadın olarak onu reddederim... sonra da derim ki Allah'ın kendisi insanları katagorize ediyorsa insanlar haydi haydi ederler...
  17. Sayın Sarıgöl, Bakınız verdiğiniz örnekler olayın genelini özetlemiyor, elbette bilimadamlarının hepsi ya da hiçbiri dinsiz değildir ki belkide çoğu birşeylere öyle ya da böyle inanıyordur bundan daha doğal birşey olamazda... Onları diğer dindar/dincilerden ayıran özellikleri laik duruşları olmuştur, yani inançlarını ne işlerine, ne sosyal hayatlarına, ne ilişkilerine bir engel bir yönlendirici bir öteleyici olarak görmemiş, göstermemişlerdir... Zaten bilimle ilgilenen insanlar için inanç tamamen içseldir, bilimle araştırır kalbi ile birşeye birşekilde inanır kendi içinde gerekeni yapar kimseye birşey kanıtlamak zorundada hissetmezler kendilerini çünkü bilimle ilgilenmek böyle bir bağımsızlık kazandırır insana... Ancak genele baktığımızda insanların sosyal, kültürel ve bilimsel olarak gelişmelerini engelleyen en önemli undur din/ler olarak ortada duruyor... Geçmişte bilim adamlarını Allah'a ve ayetlerine karşı gelmekle itham eden Batı gibi bugünde Doğu anlayışı Allah adına saldırıyor veya bilimsel gelişmeleri Allah'a şirk koşmakla eş tutuyor, klonlama bilimini (genetik bilim) Allah'a ortak olmaya çalışmak olarak anlıyor ve bundan ürküyor, sosyal gerçekler bunlardır ve ne yazık ki din/ler hala insanların gelişmesinde en büyük engeldir... Allah'ın ne dediği ile insanların ilgilendiklerini sanmıyorum insanlar daha çok hoca efendilerin dedikleri ileilgilenmekte...
  18. Asıl meselede bundan sonra başlamıyor mu? Sayın Sarıgöl, Yarattığına şah damarından daha yakın olan Allah, aynı zamanda evrenin heryerine nüfuz etmiş, dercetmiş, var etmişse, herşeyin bir başlangıç anı var demektir, yani insan bir maddeyse aynı zamanda (ki öyledir) o zaman atomlardan oluşmaktadır, elektronlardan oluşmaktadır, tıpkı evren gibi, yani kısaca toprak mı insandan, insan mı topraktan, evren mi insandan, insan mı evrenden, atom mu evrenden, evren mi atomdan der dururuz. Hepsi birbirinden ve boyut boyut içiçe geçmiş bir sonsuzlukta... Allah'ın yaratması ve sistem olarak kurduğu basit birşey olmamalı, bu kadar kompleks olanında bilinmek tek derdi olmamalı...
  19. sardunyam

    ÂŞIK OL, VEFÂ BUL

    ÂŞIK OL, VEFÂ BUL Haydi ey âb-ı hayat, yani aşk! Bir nağmeye başla da, beni şevkle, heyecanla değirmen taşı gibi döndür! Böyle yap! Böyle yap da, hep böyle olsun; perişan, darmadağın olarak, ben bir tarafta, gönül bir tarafta olsun! Ağaçların dalları ve yaprakları, rüzgâr olmasa oynamaz; kehribar olmadan saman çöpü de uçup gitmez! İnsaf et; saman çöpü bile rüzgâr esmedikçe hareket etmez ise, dünya nasıl olur da rüzgârsız, rüzgâr olmadan, bir tesir eden bulunmadan kendi kendine hareket eder? Aslında, dünyanın her cüz'ü, her şeyi âşıktır; her şeyin, her zerrenin, her atomun bile içine bir aşk ateşi düşmüştür! Her şey, sevgili ile buluşmak için çırpınır durur; her şey buluşma sarhoşudur! Fakat onlar, kendi sırlarını sana söylemezler! Çünkü sır, lâyık olandan başkasına söylenmez! Bütün varlıklar, ev sahibinin, yani Allah'ın tatlı sofrasından yemekte içmektedirler! Her şey canlı, her şey yiyor içiyor, konuşuyor! Böyle olmasaydı, karıncalar Süleyman'a sır söylerler miydi, dağ Dâvud Peygamber'le beraber ilâhî okur muydu, seslenir miydi? Şu gökler âşık olmasaydı, göğsü böyle saf, temiz, masmavi olur muydu? Eğer güneş de âşık olmasaydı, yüzünde bir nur, bir ışık bulunmazdı! Yerler, dağlar âşık olmasalardı, gönüllerinden bir ot bile bitiremezlerdi! Deniz aşktan habersiz olsaydı, aşkı anlamasaydı, böyle çırpınıp durur muydu, köpürüp coşar mıydı? Ey insan! Sen de âşık ol, aşkı tanı; vefâlı ol da, vefâ bul Mevlana
  20. Harika! Tam da düşündüğüm gibi, Kuran'da namaz şekillendirilmemiştir, namaz olarakta geçmez salat olarak geçer, Arablar gelenekçi ve tutucu karaktere sahip insanlar topluluğudur, geçmişlerine başlılıkları ve gelişmeye açık olmayışları (bugün bile) bu yüzdendir,işte o sebeple İslam sonrası uygulamaların pek çoğu İslam öncesine aittir aslında... Yani özetle Araplar İslam'a uymamış, İslam'ı kendilerine uydurmuşlardır daha sonrada bütün insanlığı kendilerine uydurmuşlardır... Başka bir namaz meselesine gelince insan ile Yaratıcı arasında özel bir bağ var kimse kimsenin "namaz"ına karışamaz, şekillendiremez, yönlendiremez... Fakat realitede böyle olmuyor elbette çünkü insanlar tapınmayı ve tapınırken topluca benzer hareketler yapmayı severler... Bunun pek çok psikolojik nedenleri var... Harikasınız lütfen devam sayın Ömer_Hayyam
  21. Yeryüzünde bunca müslüman şuanda halen mirası nasıl paylaşıyor? Kadınlar neden daha azını almak zorunda kalıyor? İslam (Hristiyanlık/Yahudilikte aynı) kadını genel anlamda erkekten her açıdan geride neden tutuyor? Nerede Allah'ın adaleti?
  22. Merhaba eski dost, değerli kardeşim...

    Sayfama uğrayıp dost mesajını görünce mutlu olduğumu bilmeni isterim...

    Eskisi gibi daha çok uğra buralara lütfen..

    sevgilerimle :)

  23. sardunyam

    Ölüm diye bir şey aslında....

    Ölüm dediğimiz şey aslında değişimdir... Canlılar suyun, ısıtılınca buharlaşması,soğutulunca donması gibi halden hale geçer durur, ölümde maddenin toprak olması, enerjisinin yön değiştirmesidir bence...
  24. Özetle aslında bütün evren aynı maddeden/maddelerden yaratıldı/meydana geldi, oluştu... İnsan topraktan yaratıldıysa toprak neden yaratıldı?
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.