sardunyam tarafından postalanan herşey
-
Piknik: Haziran 14 - Yer: BüyükAda : VARMI PİKNİĞE GELEN
Sayının çokluğuna göre ayarlanmadı bu piknik, bu bir organizasyondu herkese açıktı, netice ortada... Sağlık olsun, sonuç itibarıyla bizim için sayı değil nitelik önemli... Biz pazar günü piknikte olucaz... Görüşürüz Erbay kardeşim...
-
Ahiret Kazancı Daha Hayırlıdır
Evet biliyorum bu belgeseli harika özetlemişler, olay tam da budur, din onun bunun oyuncağı olmuş insanları birbirine düşürmüş kimilerini kimilerine efendi kılmıştır... Efendilik taslayanlar bir yana çoğunluk köle olmaya razıdır, zaten önemli olanda ahireti kazanmaktır değil mi? Bu dünyanın ne önemi var? Aynen böyle anlatmıyor mu din efendileri, ama hoca verir talkını kendi yutar salkımı! Fakat bu verdiğiniz linke tıklanmamasını öneririm site sorunlu ve virüslü... Ben başka bir link veriyorum... -http://video.google.com/videoplay?docid=6407999517568154752-
-
MAYINLI ALANLAR ÜRETİCİYE VERİLSİN... Bu durumda; 20 Milyon dolarlık tarımsal gelir ve 15.000 kişiye istihdam sağlanılabilir...
· “Yahudi devletinin sınırları, sonsuza dek kesinleşmeyecektir.” David Ben Gurion, İsrail Başbakanı · “Terörün bir savaş yöntemi olarak kullanılması engellenemez…Bizim için terör, bugünkü koşullarda siyasi bir savaşın bir parçasıdır.” İzhak Şamir, İsrail Başbakanı · “Filistinli Müslüman Araplar, iki ayaklı ********* hayvanlardır.” Menahem Begin, İsrail Başbakanı · “Zaman içinde Filistin’in tamamına yayılacağız.” Prof. Dr. Haim Weizmann, İsrail Devlet Başkanı · “Eğer ben sıradan bir İsrail vatandaşı olsaydım ve bir Filistinliyle karşılaşsaydım, yemin ederek söylüyorum ki, ben o Filistinliyi yakarak öldürür ve öldürmeden önce ona eziyet ederdim.” Ariel Şaron, İsrail Başbakanı · “Siyonizm, bir tür ırkçılık ve ırkçı ayrımcılıktır. Dünya barışına tehdit oluşturan Siyonizmi şiddetle kınıyor ve tüm ülkeleri bu ırkçı ve emperyalist ideolojiye karşı çıkmaya çağırıyoruz.” Birleşmiş Milletler Genel Kurul Kararı No: 3379, 10 Kasım 1975 · “Hiçbir ülkenin hiçbir biçimde kesin toprak mülkiyetini kabul etmiyoruz.” David Ben Gurion, İsrail Başbakanı · “Ben askerlerimi, Arap kızlarının ırzlarına geçmeleri yolunda cesaretlendirdim. Çünkü, Filistinli kadınlar Yahudilerin köleleridir ve biz bu kölelere istediğimizi yaparız ve kimse de bizden hesap soramaz. Asıl biz herkesten hesap sorarız.” Ariel Şaron, İsrail Başbakanı · “Siyonist teröristler, Filistinli Müslüman çocukları, kafalarına sopalarla vura vura öldürdüler.” Prof. Dr. Walid Khalidi, Yazar · “Parayla toprak almayacağız. Toprakları işgal edeceğiz.” David Ben Gurion, İsrail Başbakanı · “Yüz yıla yakındır, yalnız Filistin halkının değil, Yahudi halkının da çektiği acıların, dökülen kanların sorumlusu, Siyonistlerdir. Siyonistler, dünya çapında antisemitizm üreten en büyük fabrikadır.” Haham Yisroel David Weiss, Washington, 14 Nisan 2004 · “Günümüzün Arap dünyası, barbarların dünyasıdır.” Prof. Benny Morris, İsrailli Tarihçi, 24 Eylül 2001 · “Yahudi dininin temel ilkesi, ‘Haşmadat goyim’ yani Yahudi olmayanların imhasıdır.” Haham Rav Leor, 18 Mayıs 2002 · “Filistinliler, tıpkı çekirgeler gibi öldürülmelidir…kafaları kayalara ve duvarlara çarpılarak parçalanmalıdır.” İzhak Şamir, İsrail Başbakanı, 1 Nisan 1988 · “Bizim vereceğimiz her bir kurban karşılığı, 1000 Filistinli öldürülmelidir.” Michael Kleiner, İsrail Herut Partisi Genel Başkanı, 23.10.2002 · “ABD’li her politikacı, ister New York eyaletinin kuzeyinde küçük bir bölgede kampanya yürüten birisi olsun, isterse bir başkan adayı olsun, kendisini İsrail’in koşulsuz destekçisi ilan etmek durumundadır…” Prof. Edward Said, ABD Colombia Üniversitesi, Kasım 2000
-
Cahiliyenin Yanlış Bir İnancı: Adam Olmak
Adamlık dinine mensup olanları öğrendik sayenizde... Adamlık olmayanların dinlerinde onlardan neler yapmaları bekleniyor?
-
Ahiret Kazancı Daha Hayırlıdır
Allah son zamanlarda mümin kullarını para, servet, dernek kurup yönetmek, yat, kat ve mülk almakla sınıyor herhalde... Ve mümin kullar aynı zamanda akıllıda oldukları için öteki dünyadan önce bu dünyada cennetlerini yaşıyorlar... Mümin olmayan akılsız kullarsa ortada...
-
Şans Kurabiyesi Kırmak İstermisiniz? Öyleyse Ne Duruyorsunuz?
çok konuşuyosun birazda dinlemeyi öğren
-
Allah ın varlığını ispatladım
Pardon ama bunu neden yapıyorsunuz, Allah akılla bilinir demişsiniz peki kimin ne kadar akıllı olup olmadığını onun ne kadar inanıp inanmadığına bakarak mı karar vereceğiz? Allah dediğiniz varlık bir Admin'mi, bir Modaratör'mü çalıştırıp, işletiyor olsun? Bu sistemin bir açma kapama düğmesi mi var? Ve Allah denilenin insanlarca savunulmaya, anlatılmaya hatta uğrunda adam öldürmeye ihtiyacı mı var? O zaman O ihtiyaç sahibi olur değil mi? Akıl sadece müminlerde varsa, mümin olmayanların ne günahı var, akılsızlar yargılanamaz ve sorumlu tutulamazlar değil mi? Allah aklı müminlere verirken bu ayrımcılığı neden yapsın? Hem akıllı olmak için önce mümin olmak gerekiyorsa, akılsız biri nasıl mümin olabilir? Allah'tan korkmak için Allah'ı bilmek gerekir, bilmeden nasıl korkacağız, zira aklımız yok? Allah'tan sakınacaksak Allah'ın sakınılası bir varlık olması gerekir, o zaman onun bizden ne farkı var? Zira insan ancak bildiğinden sakınır... Örneğin eli silahlı bir sapık katilden sakınılır, biz uyurken evimize hırsız girmesinden korkulur v tedbir alınır... Peki Allah'tan korkmak için nedenimiz nedir? Bize zarar mı verecektir?
-
Allah ın varlığını ispatladım
"Yokluk" kavramından ne anlıyoruz, bu tartışılabilir... Yokluk Allah'ın sıfatlarına uyum sağlıyor, ezeli ve ebediliği, zamansız ve mekansızlığı, varlığı yaratıcılığı, şekillendiriciliği...v.s... Söylediklerine katılmıyorum arkadaşım, bunlar çok yüzeysel düşünceler... Allah bize anlamamıza izn verdiği kadarını nasip etmez, Allah bize bizim öğrenmek istediğimiz kadarını nasip eder... Bilemememiz Allah'tan değil tamamen kendimizdendir, eğer ondan kaynaklanıyor olsaydı o zaman Allah adil olamazdı, bilemediğim ve anlayamadığım hiçbirşeyden sorumlu tutulamam ben bunu kabul etmem... Allah'a inanmayanların cehenneme gitmesini düşünmek ve buna sevinmekse ne etiktir ne de evrenseldir... Eğer siz birliğe inanıyorsanız, o zaman varlığı bütün olarak ele alacaksınız ve kendinizden soyutlamayacaksınız... Cennet ve cehennem olgularınında ben doğru anlaşıldığını sanmıyorum, eğer klasik anlayışla cennet ödüllendirildiğimiz, cehennem cezalandırıldığımız yerlerse ve bunlar maddeyse o zaman biz orada madde olarak mı bulunacağız, veya Allah bunca teferruatı, sonsuzluğu ve mucize dediği kelimeleri bunun için mi yarattı? Bu kadar sıradan olamaz, bu kadar gereksiz hiç olamaz... Ayrıca Allah'a inanmaktan ne anladığımız bile farklıdır, sizin adına Allah dediğiniz ve inandığınız varlığın yaratıcı olarak kabul edileni, bir başkası bir başka isimle adlandırabilir veya hiç adlandırmaz fakat daima onu anlama peşindedir... Dolayısıyla eğer bilemediğimiz birşey varsa oda insanlarla Allah'ın özel ilişkisidir... Diğerleri için yorum yapmak haksızlık olacaktır, Allah'a inandığını söyleyip, bu sıfatla kendisine menfi çıkar elde edenler, ilahi varlığın yeryüz sözcüsü olduklarını iddia ederek insanları kullaştıranlar, Allah'ı inkar edenlerden daha tehlikelidir... İnanmayanın düşüncesi fikirseldir ve herhangi bir amacı yoktur... Saygılar
-
Ben Böyle Lideri Alkışlarım Kardeşim
Değerli paylaşımlarınız için teşekkür ederiz arkadaşlar... Fakat konu nereden nereye geldi dikkat ettiyseniz, krizi bahane edip işçinin maaşını ödemeyen patrona Putin ayarını konuşuyorduk... Rus devletinin temel politikalarını ayrı bir başlık altında tartışalım ya da dünya devletleri arasında demokrasi ve mafya gücçlerinin kıyaslaması yapalım çokta yararlı olacaktır... Burada kimse Ruslar iyidir, Rusya işgalci ve savaşçı değildir demedi kimse, sadece işçi haklarına güzel bir davranışlar hoşluk kattı adam... Bunu söylemek Rusya'nın iç ve dış politikalarında seçtiği gayrı meşru tutumları onaylamak anlamına gelmiyor, onları konuşmuyoruz zaten... Rusyalı bir arkadaşım Sovyetlerin dağılmasından sonra Türkiye'ye kaçmıştı, burada yaklaşık 15 yıl yaşadı, bir kaç sene önce ülkesine döndü onun ayrılışından sonra Rusya çok değişmiş böyle söylüyordu, ülkesinde şuanda mutlu olduğunu söylüyor, herhangi bir korku yaşamıyor... Ben de Rusya'nın kendi bünyesinde güçlü bir ülke olduğunu düşünüyorum, insancıllığını tartışmıyorum... Faili meçhuller ve baskıcı uygulamalar açısındansa kıyaslama yapmamalıyız, Türkiye ile Rusya demokrasi açısından tartışılır, bu ülkede de cemaat, mafya, tarikat, derin devlet (nato) işbirliği ile çok kan kaybettirildi, çok can alındı... Ha bugüne kadar Rusya'dan daha az zararlı geldiysek oda Cumhuriyet Türkiye'sinin Hukuksal işleyişindendi... Ancak 80 sonrası gelinen noktada ve gidilmesi muhtemel rotada pek demokratik eylemler olmadığı/olmayacağı ortada! Zaten bizim gibilerin haykırışıda bundan endişe duyduğumuz için, Türkiye halen faşizan bir yönetimle muhattabtır... Rusya'da olan biten kadarı Amerika'da da geçerli, zaten dünyayı siyonist mafya elegeçirmedi mi?
-
Şans Kurabiyesi Kırmak İstermisiniz? Öyleyse Ne Duruyorsunuz?
akıllı olmak beklenmeyene hazır olmaktır her zaman
-
The Mesage
Aşağıdaki mesajı kimin gönderdiği bilinmiyor, fakat önemli olan içeriğinde ne yazdığı, bence çok enteresan ve gerçek olması çok mümkün, birincisi yazının değindiği konu çok güzel, seslenişi güzel... İnsanın kendisini daha iyi tanıması için yardımcı olabilir... “DÜNYAYI SADECE SEVGİNİN ÜSTÜNLÜĞÜ DEĞİŞTİRİR!” “GÖRÜNMEMİZİN GEREKİP GEREKMEDİĞİNE KARAR VERİN!” Bu mesajı size kimin yazdığının önemi yoktur ve zihninizde anonim olarak kalmalıdır. Önemli olan bu mesaja ilişkin ne yapacağınızdır! Her biriniz kendi özgür iradenizi kullanarak mutlu olmayı istersiniz. Özgür iradeniz sizin kendi gücünüz çerçevesindeki bilginize, mutluluğunuzda alıp verdiğiniz sevgiye bağlıdır. Gelişimin bu evresinde tüm bilinçli ırklar gibi sizler de kendi gezegeninizde kendinizi izole olmuş hissediyor ve bu durumun etkisiyle kendi kaderinize mutlak gözüyle bakıyorsunuz. Ama yine de küçük bir azınlığın farkında olduğu büyük bir değişimin eşiğindesiniz. Kendi seçiminizin dışında sizin geleceğinizi değiştirmek bizim sorumluluğumuzda değildir. Bu mesajı dünya çapında bir referandum olarak alın. Ve yanıtınızı da bir oylama olarak düşünün. Biz kimiz? İnsanlığın binlerce yıldır tanık olduğu açıklanamayan göksel olaylarla ilgili ne bilim adamlarınız ne de dini liderleriniz ortak bir fikir oluşturabilmiş değiller. İnançlar ne denli saygı duyulur olsa da, doğruyu ve gerçeği bilmek için bu inanç filtrelerinin dışına çıkılması gerekir. Artan sayıdaki bilinmeyen araştırmacılarınız yeni bilginin yollarını keşfediyor ve realiteye çok yaklaşıyorlar. Bugün uygarlığınız içinde bir okyanus kadar büyük bilginin içinden özellikle sizi daha az üzecek kısmının çok küçük bir parçası ortaya dökülmüştür. Özellikle son elli yılda tarihinizde saçma veya inanılmaz görünen olaylar daha sıklıkla olasılık ve farkındalık alanınlarına girmiştir. Geleceğin daha da sürprizlerle dolu olduğunu bilin. En iyiyi olduğu kadar en kötüyü de keşfedeceksiniz. Galaksideki milyarlarcası gibi bizler de “dünya-dışılar” olarak adlandırılan ve gerçekliğimizin fark edilmesi zor bilinçli varlıklarız. Sizinle bizim aramızda önemli bir fark olmadığı gibi iki taraf da evrimleşmenin belirli aşamalarını deneyimlemekteyiz. Herhangi organize bir yapının hiyerarşisi bizim iç ilişkilerimiz için de geçerlidir. Bir çok ırkların bilgeliği üzerine kurulmuş kendi hiyerarşimizin onayıyla sizinle iletişime geçmekteyiz. Bir çoğunuz gibi biz de Yüce Varlığı arama yolundayız. Bu nedenle bizler tanrılar değiliz, ya da daha az tanrı değiliz, ancak Kozmik Kardeşlik’te sizlerle hemen hemen eşit yerlerdeyiz. Fiziksel olarak bir biçimde sizden farklı olmamıza karşın, çoğumuz insanımsı görünümlüyüz. Bizim var olduğumuz bir gerçek, ama henüz çoğunluğunuzun algılamadığı bir durum bu. Bizi anlamayı başaramadınız çünkü, bizim, çoğu zaman sizin duyularınız ve ölçümleriniz içinde görünmemiz olası değildi. İşte tarihinizdeki bu boşluğu bu anda doldurmaya niyet ediyoruz. Biz ortak bir karar almış bulunuyoruz, ama bu yeterli değil ve sizinkine de gereksinimimiz var. Bu mesajla sizler karar-alıcılar haline geleceksiniz! Biz neden görünür değiliz? Evrimin belirli aşamalarında kozmik “insanlık” bilimin yeni biçimlerini keşfederek, maddenin kolay anlaşılırlığının ötesine geçti. Yapılandırılmış demateryalizasyon ve materyalizasyon onların parçasıdır. İşte insanlığın birkaç laboratuvarda ulaştığı budur. “dünya-dışı” varlıklarla kurdukları yakın işbirliği ile tehlikeli uzlaşma, kimi temsilcileriniz tarafından sizden özellikle saklı tutulmuştur. Havaya ya da uzaya ait objeler veya olağanüstülük diye tanımladığınız durumlar sizin bilimsel topluluğunuz tarafından anlaşılmış durumdadır. Sizin UFO’lar olarak adlandırdıklarınız aslında çok boyutlu yetenekleri olan uzay gemileridir. Bir çok insan bu tür gemilerle, görerek, işiterek, dokunarak veya medyumik bağlantılar kurdular. kimileri gizil güçler etkisinde bırakılarak sizi “yönetir” duruma getirildi. Sizin bu gemileri nadiren ya da kısa sürelerde görüyor olmanızın nedeni onların demateryalize olma özelliklerindendir. Siz gözünüzle görmediğinizin var olduğuna da inanmazsınız, bunu anlayışla karşılıyoruz. Gözlemlerin çoğu bağımsız bireyler tarafından yapılmıştı, ruhlarına ulaştı ama organize sistemi değiştirmedi. İnsanlığın oligarşisinde negatif çok boyutlu varlıkların rolü oldu, kendi güçlerinin tatbikatını yaptılar, kendi varlıklarını orada tutmak ve bilinmeyeni zapt etmek için sağduyu motive ettiler. Bizim için sağduyu, insanın özgür iradesine saygılı olmak ve böylece onların kendi meselelerinde kendilerine ait teknik, ruhsal olgunluğa erişebilmelerine izin vermek demektir. İnsanlığın Galaktik uygarlıklar ailesine dahil olması çok önemlidir ve dört gözle beklenmektedir. Bizler gün ışığında geniş bir kitle halinde size görünür hale gelir ve sizin bu birliğe katılmanız için size yardım edebiliriz. Bugüne dek bunu yapmadık, çünkü içinizden çok azı bunu gerçekten istedi, cehalet vardı, kayıtsızlık veya korku vardı ve durumu haklı çıkaracak aciliyet söz konusu değildi. Sizler zaman içinde karşılıklı katkılarla zenginleştirilmiş bir çok geleneklerin döllerisiniz. Hedefiniz bu kökleri ortak bir plan altında birleştirmektir. Kültürlerinizin görünüşleri sizleri birbirinizden ayrı tutmuştur, çünkü onu varlığınızda böyle içselleştirdiniz. Artık görünüş sizin için Süptil doğanızın özünden daha önemli hale gelmiştir. Bölgedeki güçler için görünüşe verilen önemin yaygınlığı herhangi bir tehlike karşısında siperler oluşturmaktadır. Ona yine zenginliği ve güzelliğiyle saygılı olmak ama görünüşlerin üstesinden gelmek gerekmektedir. Bunu anlamak için ulaşabileceğiniz çözümler giderek artmaktadır. Yöntemlerden biri bir başka ırkla bağlantıya geçip gerçekte ne olduğunuzun size yansımasının imgelenmesidir. Nadir durumlar dışında, kendi yetenekleriniz içinde geleceğinize ait bireysel veya toplumsal kararlarınızda biz her zaman dışarda durduk, çok nadir durumlarda çok sayılı zamanlarda çok az katkımız oldu. Sizin derin psikolojik yanınızı kendi bilgimizle motive ettik. Sonuçta biz her gün adım adım özgürlüğün inşa edilmesi, varlığın kendisinin ve çevresinin farkındalığına uyanması, kısıtlamalardan ve uyuşukluktan giderek uzaklaşması kısmına ulaştık. Cesur ve istekli sayısız insan bilinçlerine karşın, uyuşukluklar, büyüyen merkezi gücün yararına yapay olarak oluşturuldu. Ama gelişmiş teknolojilerin büyümesi ve kullanılmasıyla insanlık kendi yazgısının kontrolünü giderek daha çok yitirmektedir. Dünyayı, insanları ve tüm canlıları ilgilendiren yaşam koşullarına ilişkin geri dönüşü olmayan öldürücü sonuçlar yaratılmaktadır. Hayatı yaşanabilir kılan olağanüstü yeteneklerinizi yavaş, ama kesin bir biçimde yitiriyorsunuz. Bu gibi teknolojiler sizin zihniniz kadar bedeninizi de etkilemek için vardır. Böyle planlar yoldadır. Olası efendilerinizle karanlık niyettekilerin birlikteliklerine karşın, bu durum yine de kendi yaratıcı gücünüzü içinizde tuttuğunuzda değişip dönüşebilir. İşte bizim görünmez durmamızın nedeni budur. Her ne olacaksa artık o kırılma noktasına gelmiş durumdadır. Fetihler hemen her zaman diğerlerine zarar vermek için yapılmıştır. Şimdi dünya herkesin birbirini tanıdığı ancak hala çatışmaların ve her türlü korkunun ısrarlı süre ve yoğunlukta yaşandığı bir köy haline dönmüştür. Çocuklarınızın eğitimi ve yaşam koşullarınız kadar sayısız hayvanın, bitkinin yaşam koşulları da sizin politik, finansal, askeri ve dini temsilcileriniz gibi az sayıdaki kişinin elinin altında tutulmaktadır. Oysa bağımsız bireyler olarak insanlar, yazık ki üzerinde ciddiyetle çalışamadıkları bir çok potansiyel yetenekleri de barındırırlar. Gelişmenin harikulade olanakları boyun eğdirici ve yıkıcı tehditlere yakın durmaktadır. Bu tehlikeler ve fırsatlar şimdi var. Her ne kadar siz sadece size gösterileni algılasanız da, uzun-dönemli ortak projeyi başlatmak yerine doğal kaynakların sonunun getirilmesi programlanmış durumdadır. Kaynaklarınızın kıtlığı ve onların haksız dağıtımı, kaynaklarınızdan yararlanma bedeli gün be gün yükselecektir. Kentleriniz ve kırsal kesimlerinizin tam ortasında büyük çapta kardeş kardeşi öldürür durumlar yaşanacaktır malesef. Nefret ve kin daha çok büyüyor ve aynı şekilde “Sevgi” de öyle. Sizi çözümler bulmada kendinizden emin kılan budur. Ancak kritik kütle yetersizdir ve çok usta yöntemle baltalama işi düzenlenmiş durumdadır. Geçmiş alışkanlıkların ve eğitimin şekillendirdiği insan davranışları içinde var olan bir çeşit uyuşuk bakış açısı sizi çıkmaz sokağa götürmekte. Barışın getirilmesi ve halklarınızın yeniden yapılanması kendi dışınızdaki uygarlıklarla uyum için atılacak ilk adım olmalıdır. Bugünkü kararlarınız, tarihinizin hiçbir döneminde olmadığı kadar önemlidir ve sizin yarın yaşamda kalmanızı anlamlı biçimde etkileyecektir. Bu kör koşuyu durduracak ortak ve birleştirici farkındalık nereden gelecektir? Belki de artık insanlık ailesiyle yüz yüze gelip onları tartmakta olan bu tehdit karşısında daha büyük bir etkileşim içinde olmanın zamanı gelmiştir. Yükselen büyük dalga ulaştığı yerden artık ortaya çıkmak üzeredir ve kendi içinde çok olumlu ve çok olumsuz ifadeleri barındırmaktadır. Bir başka uygarlıkla kozmik kontrat yapmanın iki yolu vardır: temsilciler kanalıyla veya ayırım gözetmeksizin doğrudan bağımsız bireylerle. Birinci yol çıkarların savaşını, ikinci yol farkındalık getirir. Birinci yol, insanlığı kölelikte tutarak motive olan bir gurup yarışçı tarafından seçilmiştir ve bu nedenle de Dünya kaynaklarının kontrolünü, gen havuzunu ve insanın duygusal enerjisini elinde tutar. İkinci yol, hizmet Ruhu nedeniyle ortaklık oluşturmuş yarış gurubu tarafından seçilmiştir. Biz, bizim tarafımızda, tarafsız nedeni onayladık ve kendimizi birkaç yıl önce insan gücünü temsil eden kişilere tanıttık, onlar bizim kendilerine uzanmış elimizi kendi stratejik görüşleriyle bağdaşmayacağı bahanesiyle reddettiler. İşte bu nedenle bugün temsilcilerin araya girmesi olmadan bireylerin kendi seçimlerini yapma zamanıdır. Negatif varlıklar, bölme yöntemiyle görünenin arkasından yönetimlerini her türlü bedeli ödemeye hazır sürdürmektedirler, çünkü saltanatları söz konusudur! Aynı zamanda sizi yönetenleri de bölüyorlar. Güçlerini, içinizde yarattıkları güvensizlik ve korku yeteneklerinden alıyorlar. Bu, sizin kozmik doğanızı hatırı sayılır biçimde zedelemektedir. Eğer bu kişilerin yönlendirmeleri ve öğretileri kendi en üst noktasına ulaşmamış ve önümüzdeki birkaç yıl içinde sapkınlıkları ve öldürücü planları hayata geçecek duruma gelmiyor olsaydı bu mesajın da önemi olmayacaktı. Onların belirledikleri sürecin sonu yakındır ve insanlık yakın dönemde büyük acılar çekecektir. Özgür iradenizin paha biçilmez değerinin farkında olun, size bir alternatif sunuyoruz. Size daha sağlıklı görünen bir evren ve yaşam, yapıcı etkileşim, dürüst ve kardeşçe ilişkiler, teknik bilgi, acının kökünü kurutmak, bağımsız güçlerin denetlenmiş çalışması, enerjinin yeni şekillerine ulaşabilmeniz ve sonuç olarak da bilinci daha iyi kavramanız gibi olanaklar sağlayabiliriz. Sizin ortak ve bireysel korkularınızı aşmanızı sağlayamaz, sizin seçmediğiniz yasaları sizin için oluşturamayız. Birey olarak ve ortak çaba göstererek kendi istediğiniz dünyayı yaratmak ve ruhun yeni göklerinin serüvenlerini yaşamak için kendiniz çalışmalısınız. Böyle bir temasa geçmeye karar verirseniz, evrenin bu bölgesinde kardeşlik dengesinin koruyucusu olmanın büyük sevincini yaşayacağız. Karşılıklı ve verimli diplomatik alışverişler yanında kendi yeteneğinizi birleştirmenizin coşkusunu, başarınızın yoğun sevincini ve mutluluğunu duyacağız. Sevinç duymak evrende kutsal olarak tanımlanır. Peki size hangi soruyu soruyoruz? “BİZİM ORTAYA ÇIKMAMIZI İSTER MİSİNİZ?” Bu soruyu nasıl yanıtlarsınız? Ruhun gerçeği, telepatik yolla okunabilir. Kendinize sadece bu soruyu açık biçimde sorup yine kendi seçiminize göre ister birey, ister gurup olarak yanıtınızı yine açık ve net olarak vermeniz gerekir. SORUYU SORMANIZIN AKABİNDE EVET veya HAYIR derken bir kentin merkezinde ya da bir çölün ortasında olmanız yanıtınızın değerini etkilemez! Sadece kendinizle konuşur gibi ama mesajı düşünerek bunu yapabilirsiniz. Sadece birkaç kelime içeren bu evrensel soru kendi bağlamına konulduğunda güçlü bir anlam ifade eder. Bunu yaparken duraksayıp tereddüt etmeyin. İşte bu nedenle de sakin bir biçimde ve tüm vicdanınızı katarak üzerinde düşünmelisiniz. Yanıtınızın soruyla mükemmel biçimde birleşip bütünleşmesi için mesajı bir kez daha okuduktan sonra yanıtı vermeniz önerilir. Bunun için acele etmeyin. Nefes alın ve tüm özgür irade gücünüzün sizi sarmasına izin verin. Kim ve ne olduğunuzun onurunu duyun! Sizi güçsüzleştiren sorunları birkaç dakika için unutun ki kendiniz olabilin. Ortaya çıkan gücü hissedin. Siz kendi denetiminizdesiniz. Tek bir düşünce, tek bir yanıt sizin yakın geleceğinizi öyle ya da böyle muazzam biçimde değiştirebilir. Kendi iç sesinize sorarak bizim sizin maddi alanınızda görünmemize ilişkin aldığınız bireysel ve bağımsız kararınıza bağlı olarak sizin maddi planınızda açık gün ışığında görünmemiz bizim için çok değerli ve gereklidir. Yürekten ve kendi isteğinizle yaptığınız içten dileğiniz, her zaman gönderdiğiniz kişilerce algılanır. İnsanlığın doğuşunu Kardeşlikle kolaylaştırabilirsiniz. Sizin düşünürlerinizden biri bir keresinde şöyle demişti: “bana bir el verin-tutun ve ben Dünya’yı kaldırayım”. Bu mesaj yaygınlaştırıldığında el-tutmanın gücünü kazanacak, biz ışık-yılları uzunluğundaki maniveladakiler ve siz Dünya’yı kaldıracak ustalar... bizim ortaya çıkmamız önemlidir. Olumlu kararın sonuçları ne olabilir? Bizim için, olumlu ortak kararın sonucu gökyüzünüzde ve Dünya üzerinde bir çok gemimizin materyalize olmasıdır. Sizin için, böyle bir durumun emin olduğunuz şeylerden süratle vazgeçmenizi doğrudan etkileyecek olmasıdır. Basit, şüpheleri ortadan kaldıran görsel iletişim geleceğinize çok büyük ölçüde yansıyacak, daha çok bilgi, sonsuza dek değişmiş olacaktır. Toplumunuzdaki kurumlar her alanda tamamen ve köklü değişimlere uğrayacaklar ve güç bireyselleşecektir çünkü bizim de yaşamakta olduğumuzu göreceksiniz. Kendi değerlerinizi somut bir biçimde değiştireceksiniz. Bizim gösterdiğimiz “bilinmeyen” karşısında insanlık tekil aileyi oluşturacaktır ki bizim için işin en önemli kısmı budur. Tehlike yavaşça eriyip evlerinizi terk edecek, çünkü siz dolaylı olarak istenmeyenin yani bizim “üçüncü parti” diye adlandırdıklarımızın karşısında bir güç oluşturacaksınız. Şimdiki durumda aç olan gülümseyemez, korku dolu olan bize hoşgeldiniz diyemez. Biz erkeklerin, kadınların ve çocukların içlerinde taşıdıkları ışığa karşın kendi bedenlerinde ve yüreklerinde yine de bu denli yoksunluk içinde olmalarından büyük üzüntü duyuyoruz. Bu ışık sizin geleceğiniz olabilir. İlişkimiz gelişmeye açıktır. Durum her ne olursa olsun, siz kendi yüreğiniz ve ruhunuzun bilirkişisisiniz! Seçiminiz ne olursa olsun, saygıdeğerdir ve saygı görecektir. Kararınız ne olursa olsun onu ortaya koymalısınız. Siz kendi iç sesinize ve sezgilerinize sormalısınız. İşte asıl olan budur! Binlerce yıl sonra, bir gün, bu seçim kaçınılmaz olacaktı: iki bilinmeyenden birini seçmek. Bu mesajı geniş kitlelere yayın. Bu sizin geleceğinizi ve milenyumlar ölçeğinde geri dönüşü olmayan tarihsel gidişi etkileyecektir. Aksi halde bir çok yıl, hiç değilse bir nesil sonraki bir zamana yeni bir fırsat olarak ertelenecektir, eğer hayatta kalırsa tabii. Seçmemek diğer kişilerin seçimi içindedir. Diğerlerini bilgilendirmemek, haberdar etmemek birinin beklentisine zıt bir sonucun ortaya çıkması riskini getirecektir. Kayıtsız kalmak birinin özgür iradesinden vaz geçmesidir. Hepsi sizin geleceğiniz için. Evrende bireysel her bir istek önemsenir. Siz hala kendi yazgınızın mimarısınız... BİZİM ORTAYA ÇIKMAMIZI İSTER MİSİNİZ? ….
-
Şans Kurabiyesi Kırmak İstermisiniz? Öyleyse Ne Duruyorsunuz?
sıcak bir gülüşün yapamayacağı şey yoktur muş
-
Şans Kurabiyesi Kırmak İstermisiniz? Öyleyse Ne Duruyorsunuz?
şimdi de basit anlaşılır ve çekici giyim sana yakışır dedi
-
Şans Kurabiyesi Kırmak İstermisiniz? Öyleyse Ne Duruyorsunuz?
Aşkın kanunu olmaz dedi
-
Anne yengec burcu ise...
Çocuğu Koç: Anlayış iyi; fakat çocuk bağımsızlığına ve kendisini savunmaya yani hakkını aramaya düşkündür. Çocuğu Yay: Bazı anlaşmazlıklar olabilir; çocuk dış dünyaya yönelir. Diyosuuuuun
-
Evinizi Dekore Edin.. / Yengeç Burcu
hee valla
-
Şans Kurabiyesi Kırmak İstermisiniz? Öyleyse Ne Duruyorsunuz?
şimdide son zamanlarda çok hata yapıyorsun biraz düşünerek hareket et dedi
-
Şans Kurabiyesi Kırmak İstermisiniz? Öyleyse Ne Duruyorsunuz?
can çıkar huy çıkmaz yakın zamanda biri bana iyilik yapacakmış öyle dedi
-
Sevdiğim ve Seçtiğim Şiirler
Batoz Ne kalbime dokunur sözleri Ne anlamı olsun yalanların Değil aklımın bir köşesinde Ayak bastığım kaldırım taşında bile Dolaşamaz hayalleri Taşacak gibi olur kaynayan kazan Olgunlaşmamış ham bir meyva olsa Kurtlanır, aklımda! O kadar uzak... Nereye koysun kendini, İki şiir yazıp Yutacak olduğunu sanıyor Arzuhalleri, Adını anacak olsa gönül Adını bilmesi gerekir, Boğacak mı kendini? Zehirli sarmaşık Tehlikeli sularda Pandoranın kutusunu açar İçinden kudurmuş bir it çıkar!
-
Piknik: Haziran 14 - Yer: BüyükAda : VARMI PİKNİĞE GELEN
Herkes yapmayı planladığı şeyi gerçekleştirmekte özgür ama sonuçlarına elbet katlanmak zorundadır Uzun menzilli füze götüreceğiz ve senin yerini tespit edip sana yönlendireceğiz
-
BİR ZAMANLAR BAŞBAKANDIM... RTE ile söyleşi...
Recep Tayyip Erdoğan'ın Akepe'yi kurmadan önce Amerikan Başkonsolosluğunda yaptığı görüşmenin içeriğinde bulunan iddialar ve bunların kayıtlı olduğu video kaseti Cüneyt Zapsu'nun elinde olduğu ortaya çıktı... 2. Ergenekon İddianamesinde, Em. Org. Eruygur'un bilgisayarından çıktığı iddia edilen "Temalar" adlı belgede, Tayyip Bey'e şantaj kasetlerinin Cüneyt Zapsu'da olduğu belirtiliyor. "Temalar"da konu şöyle açıklanıyor: "Zapsu önemli bir CIA ajanı. İstanbul'daki ABD Başkonsolosluğ unda Tayyip Bey'in önüne bir Yol Haritası koyuluyor ve Başbakan olması halinde yapacağı her şey tek tek anlatılıyor. Tayyip Bey de bunları not alıyor. İşte, Tayyip Bey'in Amerikalılardan nasıl talimat aldığını gösteren bu sahneler videoya alınmış. Zapsu da, bu videoyu şantaj aracı olarak kullanıp Tayyip Bey'i istediği çizgide tutuyor. Ergenekon davasının 82. Duruşmasında gazeteci Hayrullah Mahmut Özgür’ün sorgusu yapıldı. Star gazetesinin Uzan Grubuna ait olduğu dönemde 2003 yılında Ankara Temsilciliğini yapan Özgür, çapraz sorgusu sırasında çarpıcı bilgiler verdi. Bu bilgilere göre: Tayyip Bey, Belediye Başkanı olduğu dönemde Zapsu ile birlikte ABD Başkonsolosluğu'nu ziyaret ediyor. Başbakan olması halinde neler yapacağını anlatıp sözler veriyor. İşte bu sahnelerin videosunu bazı kişiler Hayrullah Mahmut'a izletiyorlar. Videoyu Mahmut Bey'e izletenler, bu kaseti Uzanlar'a 50 milyon dolar karşılığında satmak istediklerini, bu konuda aracılık yapmasını istiyorlar. Uzanlar para vermeyi reddediyor, kaset bedava verilirse yayımlayacaklarını söylüyor. Fakat, Mahmut Bey, bu kasetin sonradan Uzan’lar’ın eline geçtiğinden şüphe ettiğini açıklıyor. Video kaseti askeri istihbaratın da ilgisini çekiyor. Jandarma İstihbarat, Mahmut Bey ile ilişki kurarak kaset hakkında bilgi istiyorlar ve Uzanların niyetini soruyorlar. Aynı konuda Eruygur Paşa ve Levent Ersöz de mahmut Bey ile görüşüyorlar. Kasetin içeriğinin hükümeti yıkmaya yetip yetmeyeceğini soruyorlar. Kısa bir süre sonra Uzanlar hakkında operasyon başlatılıyor. Bundan sonra savcılarla Mahmut Bey arasında şu konuşma geçiyor: SAVCI: Eruygur sizden kaseti istedi mi? MAHMUT ÖZGÜR: Bu sorunuz saçma sapandır. Kaset bende değildi ki. Bu CD'yi cebinizde 5 dakika bile taşıyamazdınız. Cebinizde bu CD varken kimse sizin güvenliğinizi sağlayamaz Başıma ne geldiyse bu videoyu izlememden sonra gelmiştir. Ardından söz alan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in, Özgür'e sorduğu sorular ve Özgür'ün yanıtları şöyleydi: DOĞU PERİNÇEK: İzlediğiniz, ABD İstanbul Başkonsolosluğ undaki toplantı görüntülerinde, Tayyip Erdoğan'ın “özelleştirmeyi sonuna kadar götürme” taahhüdü dışında başka başlık var mı? Görüntülerde Cüneyt Zapsu da var mı? MAHMUT ÖZGÜR: Görüntülerde RTE, Neo-Sevr dediğimiz sonradan yaşananlarla somutlanan ABD’yle gizli anlaşmanın tüm maddelerini kabul ettiğini, Ermeni soykırımının kabul edileceği, Büyük Ermeni devletinin kurulması, anayasa değişikliği, AB uyum yasalarının değiştirilmesi, TSK etkisizleştirilmesi vb tüm hususları kabul ettiğini söylemektedir. Başkaca taahhütlerde vardı aklımda kalan bunlardır. Görüntülerde Cüneyt Zapsu da bulunmaktadır. DOĞU PERİNÇEK: Kendisini ÖKK’lı (Özel kuvvetler) olarak tanıtarak gelen ve sizinle görüşen kişinin, Genelkurmay Başkanlarının 30 milyon dolar rüşveti paylaştıklarını, birbirlerine suikast tertiplediklerini ve benzeri uydurma bilgiler anlattığını, bunun Fethullahçılardan gelen bilgi olduğunu söylediniz? Tahmin mi somut verilere mi dayanıyor? MAHMUT ÖZGÜR: Tahmin değil somut verilere dayanıyor. Fethullahçılardan gelen bilgi olduğunu somut verilerle anladım. Bu yaz sıcak geçecek ve bunlar ortaya çıkaca (7 Mayıs 2009) TARİHLİ ERGENEKON DAVASI TUTANAKLARINDAN ALINMIŞTIR. Bu videonun ortaya çıkması ile başbakanın yüce divanlık olması an meselesi, bu yüzden ABD, RTE'nin yerine Bülent Arınç'ı getirebilir, Arınç'ın son zamanlardaki çıkışları bu yüzdendir ve kendisi ABD için RTE'den daha güvenilir biridir... Cumhuriyetle meselesi çok eskilere dayanan Arınç'ın ailesinden gelen laiklik düşmanlığıda vardır... O yüzden R. Tayyip Erdoğan'ın gelecekte çok daha acıklı durumlar yaşayacağı aşikardır...
-
Piknik: Haziran 14 - Yer: BüyükAda : VARMI PİKNİĞE GELEN
Mangal yapacak mıyız? Eğer yapacaksak yanımızda mangal ve kömür getirmemiz gerekecek, iki adet mangalımız olursa pişirme işlemi daha kısa sürer ve eğlenceye vakit kalır... Buna göre katılacak arkadaşların yanlarında arzu ettikleri et ve türü malzemeleri getirmeleri gerekecek... Diğer yiyecekleri herkes ne yapabiliyor ve ne getirebiliyorsa öyle olsun, Erbay'ın da dediği gibi börek, kek, kurabiye ve herneyse işte ne bulursanız getirin ya işte o kadar ... Erbay ve Tan Vakti tek başlarına birer ordu oldukları için malzemeleri bol tutmakta yarar var yoksa geri kalanlarımız aç kalkar... Getirilebilecek malzemeler Köfte Sucuk Tavuk (kanat+baget) Börek Kek Salata malzemesi Kurabiye Sarma Meyve İçecek Çatal Bıçak Tabak Bardak Malgal ve kömür Salıncak yapmak veya atlamak için ip Çöp torbası gibi...
-
Sevdiğim ve Seçtiğim Şiirler
Sırn/aşık "Ne garip, Bir yalana tutunmuş olmak Trajediler yaratıp kendine Tuhaf orgazmlar yaşamak Orgazma tapınmak!" Ölümsüz hayaline aşıktı adam, Bir ceset aramaya başlayıp, O kadını yaratacaktı! Öyle ütopikti düşleri/düşünceleri Duymak istediklerine açıktı sadece gözleri Görmesi mümkün olanı, ısırırdı dudaklarıyla Öyle acınası, Ve o kadar ucube Saçma! Öpülesi şeytanlar gibi Çığlıklarıyla tahrik edici Kurgusal, kabare ve hatta komedi! Kadın hayaliydi, Hayalden ibaretti Öyle gerçek sanmıştı ki, Kadın, düş ipiyle intihar etti!
-
Canlılar iki cins...
Bu bir çeşit işkence ama, şimdi yüce yaratıcının o sonsuz merhametine bu azap sığar mı? Kabir azabına inanmıyorum, kabirde yaşandığı iddia edilenlerede inanmıyorum, her olayın bir bilimsel yanı var, bilimsel dediğimiz şey tekniği, metodu, uygulaması... Sadist bir tanrı, herşeyi ego uğruna yaratıp, ego uğruna azap çektiren, ölünce üstüne üstlük mezarda korku yaşatan o üstün niteliklerde böyle bir tanrı olamaz... Ruh çağırmalarda yaşanan şeylerde mantık dışı, bence tamamen beyin oyunu yaşıyorlar... Beyin inandığı şeyi hareketlendirebilir, eğer ruhlar çağırıldıklarında geliyor olsalardı bu onlar içinde çok saçma olurdu, ruh ve canlı iki ayrı tür oluyor artık, iki ayrı tür, iki farklı boyutta, iki farklı enerjide iletişim kuramaz! Ya ikiside aynı türde, aynı yerde aynı enerjide olmalılar ya da diyalog kuramazlar... Yunuslarla insanların iletişimini düşünün frekansları ayrı, birbirlerin uyum sağlamaya çalışıyorlar ancak birbirlerini anlamaları mümkün olmuyor, bunun gibi ruh ve canlılar artık aynı zamanı ve aynı mekanı paylaşmıyorlar!
-
Piknik: Haziran 14 - Yer: BüyükAda : VARMI PİKNİĞE GELEN
Teşekkür ederiz, sizde gelin... Arkadaşlar öğrenmiş olduğumuz bilgiye göre Büyükada'ya, Kabataş iskelesinden vapur kalkıyor, dolayısıyla buluşma yerimiz Kabataş İskelesi oluyor ve buluşma saatimiz 08,45, tarih aynı 14 Haziran 2009... Kabataş/Büyükada vapur sefer saatleri: GİDİŞ sabah en erken 07,00 kalkış/08,45 varış daha sonraki sefer 09,10 kalkış/10,40 varış (biz bu seferde kalkan vapurla gidelim diyoruz) DÖNÜŞ akşam 15.00 / 17.15 / 18.45 saatleri var en son vapur 21.30'da Büyükada'dan kalkıyor... Dönüş içinde sanırım 17.15 ve ya 18.45 uygun olur... KABATAŞ İSKELESİ BULUŞMA YERİ... Saat 08,45 vapur 09,10 da kalkmadan herkesin yetişmesini diliyorum... Ayrıca Kadıköy ve Bostancı iskelelerinden de Büyükada'ya vapur seferleri yapılıyor... İsteyenler bu iskeleleri kullanabilirler Büyükada'ya ulaştığımızda iletişim kurarak buluşabiliriz...