Zıplanacak içerik

sardunyam

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

sardunyam tarafından postalanan herşey

  1. sardunyam şurada yorum gönderdi sardunyam'nın blog başlığı içinde sardunyam's Blog
    valla açıkçası anlayamadım birce'cim yani senin dikkatini ne çekti onu bilemedim... ÖM atarmısın?
  2. Okulların tatil olmasını bekleyelim mi? Yoksa daha öncede olsa olur mu dersiniz? Madem katılmak isteyen dostlar gayet samimi öyle ise bu iş oldu bilin İşi olmayıpta gelmeyende arap olsun
  3. Bu konuya ışık tutacağını düşündüğüm bir fikir söylemek istiyorum, Güneydoğu'nun kendine özgü tabuları var mı, var doğuya gittikçe tabular artıyor mu artıyor, kendi ülke sınırlarımızın dışına çıkalım İran'da, Irak'ta, Afganistan'da, son günlerde Pakistan'da hızla artmakta olan şiddetin, tabuların, yasakçı anlayışın, zorbalığın, evrensel değerlerle, medeniyetle, insani değerlerle asla bağdaşmayan ve gücünü tamamen silahtan alan kültürün kaynağı ne? Bence tek yanıt var oda : DİN ve dinin algılanış biçimi, bu anlayış kadın odaklı yasakçılığı kendince kanunlaştırıyor... Adına töre, gelenek bilmem ne, ne dersek diyelim aslında söz konusu olan bu durumdan kimlerin yararlandığını görmektir asıl gerçekçilik... Ortaçağ Avrupasında din odaklı şiddet, zulüm, kanun, yasak nerden ve kimlerden kaynaklandıysa bugünde Ortadoğu'da olanlar ondan kaynaklanıyor, Türkiye'nin doğusuda o bu durumdan en çok yara alan bölgemiz oluyor! Dinci eğitimi, evrensel eğitime tercih edenler ve onları finanse edenler tek bir amaç güdüyor, insanları ve toprakları sömürmek! Bugün Türkiye'de insanlarımıza önce köylerden başlayarak Köy Enstitülerini yeniden canlandırarak eğitim verebilinseydi bu ülkede ne töre kalırdı, ne çatışma, ne açlık! Şiddete kimler başvurur, eğitimsiz, şiddet kültürü ile yetişmiş, bunu doğru kabul etmiş insanlar... Eğitimin çok yönlü ve kesinlikle insan odaklı olması gerekirdi, fakat ne yazık ki öyle değil... Mardin'in okur yazar oranı Güneydoğunun okur yazar oranı ile bütün bu çatışmaların orantısı birbirini bu yüzden tutuyor.
  4. Başbakan Azerbeycan'a gitmiş, Azeri Meclisinden seslenmiş, bundan sonra daha sık görüşeceğiz demiş! (bugüne kadar aklın neredeydi?) Yine medyaya sataşmış, aramızı onlar bozdular demiş, (Türkiye'de medya mı kaldı sayende) Aliyev'i kaç kez ziyaret etti bilemiyorum! (Ama Berlusconi'siyle pek sıkı fıkı, Avrupa kapılarında ona buna şirinlik yapacağına keşke Ortadoğuda ve Türk diyarlarında gerçekten yararlı görüşmeler yapsaydın) Azerilere söz vermiş: Karabağ sorunu çözülmeden, sınır açılmayacak demiş... (Her sözünü tuttuğu için bunada inandık, ayrıca şimdi o söylediği için Ermeniler yakında çekilir, yoksa kapıyı açmayız ona göre hııı) Türkiye büyük atılımlar yapmış, çok atlamış... (Doğru Türkiye'nin gözü bağlı yer yere atlatıyorlar) Eurovision'da Ermenistan'ı temsil eden grup tam anlamıyla bir Türk düşmanı ve Türkiye geçen yıl Ermenistan'a tam puan vermişti, bu yılda yine aynını yaparlar mı sizce? Türkleri ve Azerileri işgalci ve soykırımcı olarak dünyaya ilan eden Ermenistan, Karabağ için bir belgesel yapmış fakat belgesel nedense gerçek görüntülerden değil, bir senaryo eşliğinde oyuncularla çekilmiş, konusu Karabağ'mış, oysa Azeri belgeleri ortada ve o görüntüler bir çekim hilesi değil tamamen gerçek, üstelik fi tarihinde olmadı o olaylar, bütün bunlara gözleri, kulakları kapalı sözde Türk aydınlarını, sözde soykırımı destekleyen ve dilinden düşürmeyen Avrupa ve Amerika'yı da kesinlikle ciddiye almamak lazım... Biz soykırım yapmadık diye ezilip büzüleceğimize devletin televizyonundan TRT6 yapana kadar, bir soykırım yalanı adıyla belgesel kanalı yapıp, Ermeni zulmünü 24 saat yayınlamak çok daha fazla Türkiye Cumhuriyetinin yararına olurdu...
  5. İnsanların inandıkları yaratıcı için ibadethaneler yaptırmasının altında yatan ne? Yapılan dinsel mekanlar gerçekten kutsal mı? Kutsal olan Kabe mi, insan mı? İnsan, Allah'ı ne kadar anladı ya da anladıysa nasıl anladı? Allah için bağış yaparken değerlendirilmesi gereken ne? Yoksul ve muhtaç bir insan dururken onu görmezden gelip, camiler yaptırmanın inandırıcılığı ne? Allah'ın evi denilen camiler, kiliseler, sinegoglar gerçekten Allah'ın evi mi? Yoksa Allah mekanlara değilde tüm canlılara mı değer verir?
  6. sardunyam şurada cevap verdi: carew76 başlık İslam ve Şeriat
    Son cümlenizden başlayarak cevaplayayım sizi sayın Bekir, Gerçi yazdıklarınızda cevap verilmeye değer bir bilgi yok, mesela ne yersiniz diye sormak isterim size? Mesela, ve sanırım sizinde Fethullah hoca efendi gibi beyin okuma özelliğiniz var sanıyorum, bakarmısınız özgün sorularımı googlede arayarak bulduğumu hemen anlamışsınız... Marks ve mezhep imamları benzetmemdeki nüansı anlayamamanıza şaşırdım, açıklamaya çalışayım eğer birilerinin hayatlarını okuyarak onların ne kadar iktidar olma hırsından uzak oldukları kanaatine varmamız eğer ikna oluyorsak mümkündür fakat ne derece emin olunabilir, o kişinin aklının içerisindekileri nereden bilebiliriz... (tabi siz bilebilirsiniz) Marks ile imam mezhepleri arasındaki farka gelince, Marx'ı ayıran özellik bir din adamı olmayışıdır ve dine dayalı bir sistemi ilahi bir mekanizmadan görev almış biri gibi bir iddia etmez... İmamlarsa, diğer bütün dinlerde olduğu gibi göksel olana yersel bir yorum getirmişlerdir... Oysa söz konusu ilahi bir şeyse onun yersel bu kadar farklı ve bu kadar diğerini ezici, bu kadar akılcılıktan uzak, insani köleleştirici, şekilselleştirici, kutuplaştırıcı olmaması gerekir... Fakat mezhepler ve dinler daha en başta insanlar tarafından sahiplenilmiştir, dünyada en büyük savaşlar bu sebeplerle çıkmıştır... Kuzey Irak'ta halen yaşanmakta olanlar özde aynı dine mensup olsalarda farklı mezheplere sahip olanların birbirine ne kadar düşman olabildiklerini göstermektedir... Benim sorularımı cevaplayamayışınızın altında yatanda sizin kendinizi inandırmışlığınızdır... Bana açıklarmısınız sorularımın hangi Yahudi bilmem nelerle bağlantısı var? Bilakis tam tersi asıl mezheplerin ve hadisçilerin içerisinde çok fazla Yahudilikten gelen uygulamalar ve söylemler var, zaten Kuran'ın inançlarımızı başkalarının yorumlarına göre şekillendirmememizi istemesindeki asıl gerçek budur, yani bize din adına bilmediğimiz ve doğruluğundan emin olamadığımız şeyleri Allah adına dayatıyorlarsa bu tehlikelidir... Hem kişisel iman bakımından tehlikelidir hem bir çok cemaatin oyuncağı olarak bizi bağımlı hale getireceği için özgürlüğümüz adına tehlikelidir... Keşke sizde benim gibi yapıp bana mehzeplerin neden gerekli olduğunu, ne işe yaradıklarını, insanları nasıl eğittiklerini, geliştirdiklerini yaşamın gerçeklerini nasıl yorumladıklarını kendi kişisel gözlemlerinize dayanarak anlatmış olsaydınız, size göre başka türlü bir amaç güdüyor olabilirim ama samimiyetle ifade ederek söylüyorum bu tamamen özgün düşüncem, ben mezheplerin yararına inanmıyorum, imamlarında insani değer bakımından değil ilahi anlam yükleyerek gereğinden ve olması gerekenden fazla ve farklı anlamlandırıldığını düşünüyorum... Eğer açıklama yaparken sizi bağlayan şey günaha girme korkusu ise anlarım, fakat eğer sözlerimin altında başka mana aradığınız için konuyu kişiselleştirmekteyseniz kusura bakmayın anlayamayacağım...
  7. Toplam cinayet sayısı 44 olan ve aralarında kadın ve çocuklarında bulunduğu tek suçları orada bulunmaları olan insanlarımızın vahşi katliyamından kimsenin acı duymayacağını sanmıyorum, fakat bizler eğer böyle bir olayda dahi polemik yapmaya gideceksek, yine aslında sorunların temeli olan birbirimizin fikrini küçümseyecek, görmezden geleceksek, yaşanan acılardan aslında hiç ders almıyoruz demektir... Bu gibi olayların tek br nedeni yoktur, pek çok nedeni vardır fakat ana neden ve diğerlerini tetikleyen neden bilimselci dostumunda söylediği gibi emperyalizmin desteklediği yoz kültürdür... Zaten emperyalimin amacı budur, buna kızacak şaşıracak kabullenmeyecek bir durum yok... Bu ülkenin insanları doğusu batısı kuzeyi güneyi tüm coğrafyasıda sömürülen diğer milletler gibi geri bırakılmış, kendi içine terk edilmiş, çağdaşlaşması, sorgulaması, değiştirmesi için gerekli olan eğitimi almaması sağlanmıştır... Bu cahilliğe terk edişi yapanlar bütün cinayetlerin asıl katilleridir, bir töreyi, bir yanlışı, bir yaşamı değiştirmek için sorunun asıl kaynağını görmezsek asla polemiklerle çözemeyiz... O insanlar törelerini neden vazgeçilmez sayıyorlar, neden değişmekten korkuyorlar? Nasıl kan davaları ile övünüyorlar ve neden bunlara en çok isyan edenler bizler oluyoruzda, onların içinden gelenler sanatçı olanlar, siyasetçi olanlar bunlara işaret etmiyor, değiştirmek için bir çaba harcamıyorlar? Cevap basit: bu sistem yani sömürü düzeni bilincsizlikle beslenir bilincsizliğin yapamayacağı şey yoktur yanlışı doğru görür... Fakat bu düzeni değiştirmeye kalkanlar o bilincsiz insanları kullanan, onların sırtından geçinen siyasetçi, sanatçı, ağa, şeyh v.s. lerce mutlaka yok edilir, öyle ya da böyle... Acı gerçek bu, ezilenler ve ezenler... Ezenler, ezilenlerce baş tacı ediliyor... Farkına varılmasın diye her türlü oyun oynanıyor! Sonra ölmüş kalmış işte böyle kimse umursamıyor, umursuyor görünen ve bundan rant elde etmek isteyen emperyalist kuklalar en başta...
  8. sardunyam şurada yorum gönderdi sardunyam'nın blog başlığı içinde sardunyam's Blog
    merhaba
  9. sardunyam şurada bir blog başlığı gönderdi: sardunyam's Blog
    Sayın bayanlar baylar merhaba Sayın olmayan bayanlar baylar sizlere de merhaba .. Bindiği dalı kesenler Öksürüğe göre esenler Çabuk kırılıp küsenler Kendi yağlarıyla kavrulanlar El kapılarına savrulanlar, merhaba. Merhaba bal börek Merhaba zehir zemberek Konuşurken mangalda kül bırakmayanlar Halka talkın verip kendileri salkım yutanlar Dönme dolaplar, çarkıfelekler Sayın dönek. Bay fırıldak .. İlericiler, gericiler Ben demiştimciler Neme gerekirciler Hepinize merhaba..... Düşükler, kalkıklar, düşecekler Düşecekleri yerlere tırmananlar, merhaba. Aslanın ağzındaki ekmek Kendinden başkasına yarayan emek Zemzem'den kutsal alınteri Göz nuru, gözümün nuru Caaanım efendim, merhaba..... Merhaba ulan kör kadı... Merhaba. Ey, düşüp takkesi keli görünen Hak deyip halk cebinde eli görünen Ali'nin başından Veli'nin başına Veli'nin başından Ali'nin başına geçirilen külah Tek sigortamız : Maşallah Tek umudumuz : İyi olur inşallah .... Merhaba. Ey sırça köşkte oturup da komşusuna taş atanlar Teker kırıldıktan sonra yol gösterenler Vakitsiz öttü diye başı kesilen horoz Suyu pisletti diye kurdun yediği kuzu Uyan artık heey, Üsküdar'da sabah oldu ..... Merhaba. Gözünün üstünde kaşın var dedirtmeyenler Üstü bıyık altı sakal diye tükürtmeyenler Mersin'e tersine gidenler Ey, dokunulmayan zülfiyar .... Merhaba. Merhaba, verilip de tutulmayan sözler Merhaba doymayan gözler Merhaba dolmayan göbekler .... İskemleler, işkembeler, merhaba. Yurdumun ağaçsız toprakları Topraksız ağaçları İnsansız topraklarım Topraksız insanlarım .... Merhaba özgürlük yolunda yaralanıp yitenler Merhaba bu yolda dökülüp bitenler Merhaba söylenmemiş en güzel söz Merhaba güzel yarınlar Merhaba güzel yarınlar ...... İşte girdik alana Selam verdik dört yana Sözümüz anlayana Merhaba..................... "Bir GENCO ERKAL Siiri "
  10. sardunyam şurada cevap verdi: carew76 başlık İslam ve Şeriat
    Siz şuna kısaca verebilecek bir cevabım yok desenize! Birilerinin hayatını okumakla benim sorduğum özgün soruların hiç mi hiç alakası yok, işin özünde ne var biliyor musunuz, din konusuna bakış açısı! Benim anlatmak istediğim şey insanlar önce bireydir, önce cemaat değildirler, bir cemaate de dahil olsalar içten içe mutlaka farklılık taşırlar... Bunu böyle kurgulayanda Allah'tır, bilgili olmak gerekiyorsa işte bu konuda bilgili olmak daha geçerlidir, yoksa sizin mantığınızla gidersek Marks'çı düşünceyede karşı çıkmamak lazım gelir, onunda hayatını okuduğumuzda ne kadar iktidar olmak hevesinden uzak olduğunu görürüz... Tabi siz bunada karşı çıkacaksınız ama temelde mantık aynı, o cu, bu cu, şu cu olmanın dayandığı nokta aynıdır! İnanmak istediğiniz şeye inanırsınız, sizin duygularınızı ve düşüncelerinizi tamin ediyorsa inanmaya devam edersiniz, fakat etmiyorsa o zaman herhangi bir kişiye endekslenmeden sorgularsınız...
  11. YALANCI BAHAR... Havada çiçek kokusu var. Ağaçlar tomurcuk verdi, yoncalar toprağı aralayıp ürkek ürkek başlarını uzattılar. Güneş sıcak. Rüzgâr nazlı. Serçeler aşk danslarına başladılar. Oysa ben biliyorum gülüm... Bu yalancı bahardır, yalancı bahar. Hiç ummadık anda bir soğuk rüzgâr çıkar. Kara bulutlar üşüşür. Daha dün baharın geldiğini sanan kuşların yarım kalmış şarkılarının yerini duvara vuran kepenklerin sesi alır. Serçeler kaçışırlar. Anaç kumru tarumar. Bir de bakarsınız ki kış geri gelivermiş. Bir fırtına... Bir soğuk... Yağmurla karışık biraz kar. İşte o zaman ben, çiçek tomurcuklarının daha başlarını uzatır uzatmaz kavrulup yanmalarına dayanamam. Yaşam zaten "yalancı bahar"larla doludur. Kimi zaman bir gülücük, kimi zaman birkaç satır mektup, kimi zaman bir hayal, kimi zaman bir düğün, kimi zaman bir iş, kimi zaman bir küçük umut. Tomurcuklar açar. Güneş sıcak, ılık rüzgâr... Ama yalancı bahardır. Ben yalancı baharları bilirim. Neydi o; saçımı ilk tarayışım. Komşu kızına yazdığım ilk sevda mektubu. İlk diplomam. İşe ilk girişim. Neydi o; yazı yazmaya başladığım zaman dünya düzenini değiştireceğimi sanmam. Gerçekleştiğini sandığım umutlarım. Benim payıma düşen yalancı baharlardı gülüm. Havada çiçek kokusu var. Şimdi aklım havada, gözlerim ufuklarda bulut kovalar. Serçelerin şarkılarının yarım kalmasını istemem. Başını doğaya uzatan tomurcuklar, ürkek çiçekler yanacak diye bulutlardadır gözüm. Bir başka yalancı bahardır diye ödüm kopar. Ben yalancı baharları bilirim gülüm... Bekir COŞKUN
  12. sardunyam şurada cevap verdi: carew76 başlık İslam ve Şeriat
    Mezhep kurucularla ilgilenen sizsiniz, şahsen ne papalıkla ne de mezhep kurucu imamlarla ilgili bir merakım yok, sadece özgür düşüncemle soruyorum, din tekse, gönderici tekse, peygamberi tekse, o peygamber çekip gittikten sonra gelen imamlar nasıl sayısız bir şekil veriyor dine? Ve üstelik Kuran ruhban sınıfını yasaklamışken, Kuran Allah ile insanın bağının şah damarından daha yakın (hücrede daha ileri) derecede olduğunu söylüyorken ve Kuran'ıda anlayalım diye göndermişken bu imamcılık neden? Kuran aynı zamanda sorgulayın, anlamaya çalışın, okuyun ve münafık alimlerdende sakının derken kimleri kasdediyor, ne demek istiyor? İmamları savunanlar genellikle şunu söylerler, onlar peygamberin uygulamasını insanlara gösterdiler, nasıl oluyorda peygamberin ölümünden 150 yıl sonra bu imamlar bu uygulamaları gösteriyorlar? Oysa gerçekte bir sözün bile 150 yıl sonrasını bırakın bir yıl sonrasına ilk anlatıldığı gibi gidemeyeceğini bilmekteyiz... Ve son olarak imamların iktidar amacında olmadıklarını söylüyorsunuz ya sayın bekir, yine Kuran'a dayanarak soruyorum, insanların niyetlerini ve imanlarını en iyi kimbilir?
  13. sardunyam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Politika Bilimi
    söz konusu olan bir terör örgütü olduğunda ki terörün tanımı bellidir, herhangi bir savaş olarak açıklanamaz, terör savaştan daha ileri derecede gayrı meşru bir şiddet içerir, talepleride tıpkı uygulamaları gibi gayrı meşrudur, üstelik hiç bir terör örgütünün gerçeklerden oluşan ve isteklerinin sınırı olan bir beklentiside yoktur, bunu öncelikle kabul etmek zorundayız... Bu gibi terör örgütleri ile bir pazarlığa oturmak demek, şiddeti, terörü, yani kanunsuzluğu meşru kılmak demektir, dünyanın hukukla yönetilen bütün demokratik ülkelerinde bu böyledir, terörist ve terör yanlılarının yaptıklarının herhangi bir makul taleple açıklanabilirliği yoktur... Terörleri vareden toplumlar değil, onları vareden küresel güçlerdir... Bunun başka açıklaması yok, örneğin pkk sözde Kürt hakları ve Kürt halkı için mücadele veren bir isyancı örgüt gibi lanse ediliyor olsada gerçekte Kürt halkına hiç bir hak kazandırma çabası olmayan, onların haklarını savunmayan, bilakis gerçekdışı söylemlerle onları kışkırtarak Güneydoğunun ve Güneydoğulunun gelişmesine çağdaşlaşmasına özgürleşmesine mani olmaktadırlar... gerçekte amaçlanan budur... Çünkü şiddet ve yasa dışı silahlı her türlü eylem, sivilleri hedef alan her türlü eylemde amaç kaos ve kavga yaratmaktır, gerçek haklar ve talepler için tonlarca demokratik yol varken dağlara çıkıp silahlanmanın mensup olduğu ülkenin ordusuna karşı saldırıda bulunmanın gerekçesi nedir?... Öğretmenleri, doktorları, savcıları, imamları, öldüren çoğunu korkutarak görev yapmasına engel olan pkk mı Kürt haklarını savunur, Murat Karayılan, Apo gibi eli kanlı katiller hangi gerçek Kürt hakkı talebinde bulunmuşlardır, halkı devlete karşı kışkırtmaktan başka? Hasan Cemal keşke bunlarıda sorsaymış! Ama onunda amacı bu değil ki! Pkk bugüne kadar köylüyü ezen, onların sırtından milyon dolarlar kazanan hangi aşiret ağasına karşı Kürt halkını savunmuştur? Yok böyle birşey! ************
  14. Yakışıklı maketimizi kampamı götürücen Bak maketim orjnalime benzemezse ben gelmem
  15. Zamanı olan ve imkan bulan istediği yerden gelebilir zaten sevgili yakışıklı, tarih belirlenir ona göre gelmek isteyenler kendilerini ayarlar...
  16. ses

    sardunyam şurada bir blog başlığı gönderdi: sardunyam's Blog
    Dalgınmışım Yorgunmuşum Kırgınmışım Kızgınmışım Deliymişim Huysuzmuşum Evet dalar giderim çoğu zaman, baktığım boşluğu görmeyecek, yanımda konuşulanları duymayacak, anlatılanları anlamayacak kadar üstelik... Dalıp dalıp gitmelerimin, yolda karşılaştığımın yanından kör gibi geçmelerimin nedeni bu arsız ruhum... Ne düşünüyorsun bu kadar diyorlar, çoğu kez altında başka manalar arayarak! Oysa aklım nerelerde! Şimdi ben buradayken, böylece duruyorken, dünya dönüyorken işkence görmekte olanların çığlıklarından, tacizci amca, dede, baba, abi v.s. ile karşılaşan küçücük çocuğun korku dolu gözleri ile gözüme bakmasından, töreydi, namustu, namussuzluktu, esasında günah keçisi bulmaktı adı ya işte o cinayetlere kurban edilen, onlar ölürken derin bir ohh çeken ERKEK(!)lerin vurduğu kadınların, ellerime tutunmaya çalışan buz kesmiş ellerinden, Kanadalı kürk avcılarına bebeksi gözleri ile bembeyaz bakarken, başlarına yedikleri sopaların acısını ensemde hissettiğimden, arabaların altında kalıp can çekişen sokak kedileriyle ruhum ezilirken, midem bulanırken, başım ağrırken sigaradan bir zehirli nefes daha çekerek dalıyorum işte... Küsüyorum işte... Ya hiç görmemek bir ödüldü başkalarına Ya herşeyi görmek bir lanetti benim gibilere... Suçlular ödüllendiriliyorken, masumların darağaçlarına gönderilmesinden nefret ediyorum... Allah diyen dillerin altında saklanan şeytanların pis kokulu yalanlarından tiksiniyorum... Koca koca kodamanların, yüksek yüksek kürsülerde "cağız, ceğiz, cektik, caktık" demelerinden kulaklarımı tıkıyorum... Hüseyin Üzmez'lerden, onu aklayanlardan, taciz ettiği çocuğa "psikolojisi bozulmamıştır" raporu verenlerden, vicdanları sızlamayanlardan, utanmayanlardan ya sabır çekerek dayanamıyorum... İnsanların vicdanını sömürerek paralarını bağış adıyla alıp menfaat sağlayan Deniz Feneri gibi kirli kurumlara tahammül edemiyorum... Güneydoğulu çocukların çıplak ayaklarını görmeyen, onların üzerinden siyaset yapan politikacıların boğucu seslerine irkiliyorum... Dünyanın her yerini kan gölüne çeviren çocuk katili devletlerin, palavrayla şov yapan başkanlarından gözlerimi kapatsamda kaçamıyorum... Geceleri insan etiyle beslenip, gündüzleri insan hakları savunucusu kesilen vampirlerle aynı havayı solumamak için nefesimi tutuyorum... Hayvan katliyamları yapan avcılardan, kurtaramadığımız her canlının vebaliyle uykusuz kalıyorum... Üzerinden araba geçen sokak köpeğinin sakat bacağını sürüye sürüye kaçmaya çalışırken baktığım, beni delip geçen gözlerinin ateşinden sıtmalanıyorum... Beş yıldızlı otellerde, lokantalarda ya da lüks evlerinde şımarıklık edip çöplere atılan yiyeceklerin varlığından haberdar olmayan, açlığın acısı ile herkesin aç olduğunu sanan Afrikalı çocukların hüzün dolu bakışlarından korkuyorum... Annesi, babası bir hain kurşunla kurban giden çocukların topladığı mezarlık güllerinin kokusuyla dağlanıyorum... Bütün dünyada hergün aç uyuyan milyonlarca insanı görmeyenlerin hayrına yaptırılan ektra süper lüks camilerle hidayete ereceklerini sanmalarını anlayamıyorum... Papa bilmem kaçıncı şeyin, dışına giydiği beyaz örtünün altında sakladığı zalimliklerin farkedilemeyişinden bağırmak istiyorum... sonra böyle dalıp dalıp gidiyorum
  17. sardunyam şurada yorum gönderdi deniz_kizi'nın blog başlığı içinde deniz_kizi's Blog
    canım benim
  18. "Aşk için Mecnun olup çöle düşeceğine, Ferhat olup dağları del, Ki, aşkın işe yarasın, sayende köyün sulansın" Bir yerde okumuştum nerede hatırlamıyorum ama çok hoşuma gitmişti... Bir işe yaramak, ne güzel şey... Bir şey yapmak, güzel bir şey yapmak, kendin için anlık menfaatler kazanmak yerine, sürekli ve kalıcı eserler bırakabilmek... Ne güzel şey. Hayatta en önemli şey nedir diye sordum kendime, bilgiden başka şey gelmedi aklıma! Kendine yapabileceğin en önemli yatırım, en büyük kazanım, ruhuna işleyeceğin en özel, beynine nakşedeceğin en gerekli şey bilgi... Ve üstelik sonsuzken... Ve üstelik hiçbirimiz hiçbirşey bilmiyorken, oysa düşünebiliyorken, görebiliyorken, anlayabiliyorken... Empati kurarken, film izlerken, şarkı dinlerken, biri ile konuşurken, bir kitap okurken... Her yerde ve her şeyde bir mesaj var olduğunu anlıyor insan, başka türlü bakıyor o zaman dünyaya... biliyor ki hiç birşey boşuna değil... En gereksiz görülenden, en sıradanlaşmış gibi gelene kadar hatta bazen en rahatsız edici gibi durandan, korkularından, aşklarından, nefretlerinden daha nelerden alacak şeyler olduğunu anladığında artık gözlerin öylesine bakamıyor etrafına... Fakat, yalnızlaşıyorsun... O kadar tuhaflaşıyorsun ki, artık başka şeyler görüyor, başka türlü konuşuyorken diğerlerinin senin gördüklerinin farkına bile varamadıklarını anlıyorsun... Gittikçe sıkıcı geliyorsun belkide etrafına... Bu konuda yapacak birşeyin olmadığını bilerek... O saatten sonra içinede kaçamıyorsun artık, çünkü orayada sığmıyorsun, odalar daralıyor, insanlar ruhsuzlaşıyor, davranışlar ilkelleşiyor, sen galaksi kaçkını gibi bakınıyorsun! Hep daha sonrasını hayal ediyor, bütün gayen bir işe yaramak oluyor, bir kelebek kadar işe yaramış olabilmek... Her yer derya deniz, sen bir küçük kıymıksın artık... Ne ölmek var sana bundan sonra, ne kalmak! Bütün kalkanlarını indiriyorsun artık bir kayıp endişesi taşımıyorsun, korkmuyorsun, üzülmüyorsun, kızmıyorsun...
  19. sardunyam şurada cevap verdi: carew76 başlık İslam ve Şeriat
    Kuran derki, "şüphesiz size Kuran yeter" ama yetmemiştir... hatta hiçte ilgilerini çekmemiştir, onlar genellikle Risale-i Nur okumayı, İmam Gazali'den ve imam bilmem kimden rivayetlerle mışıl mışıl uyumayı seçmişlerdir... Dört hak mezhep kavramıysa Allah'a iftiradan başka birşey değil... Allah'ın böyle bir onayı ve beyanı yok, o mezheplerin imamları belki çok değerli insanlardı ya da münafıktılar kim bilebilir? kim emin olabilir? Mezhepler yorum farkı ise o zaman neden dört ile sınırlandırılmıştır? Allah çeşitliliği sevmez mi? İnsanların göz retinaları, parmak izleri ve dahi hiç bir uzuvları birbirine benzemezken din yorumlarının, düşüncelerinin tıpatıp aynı olması gerektiğini kim söylüyor? Mezhepler neden var kime ne faydası var dediğim gibi bu mezheplerin önderi olan imamlar peygamberden yüzyıllar sonra dünyaya geldiler, kendi yorumlarını kattılarsa o zaman bugün yeniden yorumlanmasına neden izin verilmiyor? Bu dört mezhebin imamlarının söylemlerinin doğruluğundan nasıl emin olunur? Ve emin olmak gerekir mi? Kişilerin ibadet etme ritüellerini öğrenmeleri için çok önemlilerse neden çeşitli şekiller var? İbadet tek çeşit olmaz mı?
  20. Aaa öylemi durun ben şimdi size Amerika ile pkk arasında imzalanan belgelerin kopyalarını göndereyim... Pardon Barack'cım Obama'cım daha sonra gönderecekmiş... Valla sende afedersin ama hatırlatmak isterim bahsettiğimiz şey bir terör örgütü yani belgeleri falan hepsi ortada... Fakat senin beklentin banka dekontlarıysa, üzgünüm... Bu yorumunu şaka olarak kabul ediyorum, bir tek sorum var sence pkk'nın, hizbullah'tan ya da el kaide'den farkı ne?
  21. Pkk Amerika ve Avrupa (özellikle İngiltere) tarafından kurulmuş, desteklenmş ve finanse edilmektedir... Bunu sizde gayet iyi biliyorsunuz... Pkk silahları nerden buluyor, TSK'ya pkk ile mücadelede her zaman köstek olan Amerikadan değil mi? Şimdide pkk'yı Türkiye Cumhuriyeti devlet ile muhattab edenler yine Amerikalılar... Aynı Amerika değilmi, bir zamanlar Saddam'ı, Hamas'ı, Hizbullah'ı destekleyen? O Amerika ki, El Kaide için taaa nerelere geldi, işgal etti fakat pkk ile mücadele eden TSK, Amerika izin vermiyor diye sınırına asker koyamıyor... Oysa Amerikanın çok gelişmiş teknolojileri yokmuydu, isteseler pkk barınaklarının yerini uydudan tespit ederek TSK'ya bildiremezler miydi? Hani dost ve müttefiklik nerede pkk ile dost ve müttefik olmaktır bu ve öyledir... Abdullah Öcalan'ın burnu aksa Türkiye Cumhuriyetine hesap soranlar kimler? İşte onlar pkk'nın gerçek yöneticileri ve kurucularıdır... Sizde gayet iyi biliyorsunuz... *****
  22. sardunyam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Evrensel ve hümanist yaklaşımlarla hele bu çağda asla açıklanamayacak bir düşünceye sahip olanlarca yönetiliyoruz, hayatları boyunca hiç bir zaman karşı pencereden bakamamış almış oldukları bağnaz eğitim sonucu aslada başka açıdan bakamayacak olanlardan medet ummak ve hatta onların sözlerini ciddiye almak bu ülke insanına hiç bir şey kazandırmayacak... Üstelik bu düşüncelerine dinde yer bulduklarını iddia etmek ayrıca bir ********... Bu kafadaki insanlar hiç bir şeyi doğru kavrayamadıkları gibi dinide sağlıklı kavrayamazlar... İnsanın zihni ve kültürel gelişiminde zaman ve mekan önemli rol oynar ve evren hiç bir şeyin kendini tekrar etmez... Daima bir ileri gidiş vardır, kendi dar fikirlerini 1400 yıl öncesi Arap çöllerinde kalmış akıllarını tek doğru, en doğru ve tartışılmaz olarak dayatmak isteyenlerin bu topluma ve tüm insanlığa bir hizmetleri söz konusu olmaz... Bülent Arınç bu ülkenin TBMM'de başkanlık yapmış biri ve bu ülke din bağnazlığından çok çekti... Aslında tüm dünya din davalarından çok çekti o din kavgalarını çıkaran dini savunuyorum bahanesi ile toplumları baskı altında tutanlar bence insanlık düşmanıydılar... Kız erkek çocukları aynı okullarda ve aynı sınıflarda okutmaya karşı çıkmanın açıklanabilir bir izahı var mıdır? Cinsiyet ayrımını çözemeyen topluluklar hangi ayrımı çözebilir ki, bunun arkası kesilir mi, kız erkek ayrı okullar, ayrı hastaneler, ayrı oteller, ayrı otobüsler... v.s... Peki bunların kadına ve erkeğe faydası ne olacak? Din adına sözcülüğe soyunanlar, dinler adına insanlara kendi fikirlerini dayatanlar aslında kendi içlerindeki sapkın düşünceleri gizlemek istiyorlardır... Bence hiç bir kadın Bülent Arınç'la ve onun gibilerle tokalaşmamalıdır bile, mazallah adam abdest bozabilir...
  23. Bu hazin olayı bile siyaset malzemesi haline getiren bu bölgesel yozlaşmayı görmezden gelerek konuyu başka mecralara taşımak isteyen DTP'ye pirim verilmemeli... Burada bütün gözler korucular üzerine çevrilmek isteniyor bunu söyleyen adamlar bir terör örgütünün sözcülüğünü yapıyor, o terör örgütü ki katil, 30.000 canın katili, onlar o cinayetleri silahlarla işliyorlar, bu durumda köylerini ve canlarını korumak için devletin silahlandırdığı insanların silahsızlandırılmasını istemek hiçte iyi niyetli bir davranış olamaz... Asıl amaç DTP'nin sözcülerinin iddia ettikleri 29 Mart seçimlerinde kurduklarını söyledikleri sözde Kürdistan Devletine karşı bir halk ayaklanmasını önlemektir... Kürt oldukları halde devletine bağlı ve terörle mücadele eden insanları sorumlu göstermekteki asıl amaç budur... DTP eğer samimi ise hemen şimdi bölgenin gerçek anlamda kalkındırılması için, eğitim ve her türlü sosyal hakların o insanlara sağlanması için açlık eylemi yapmalıdır, o çok sevdikleini söyledikleri Kürt insanı için feodaliteden kurtarılmayı amaçlamalıdır ve seslendirmelidir... Toprak reformunu savunmalıdır, iş imkanı yaratmak için çalışmalıdır, bunu kendilerini her koşulda ve her türlü imkanla destekleyen batılı dostlarındanda talep etmelidirler, eğer batılılarda samimiyseler bu konuda Türkiye Cumhuriyeti devletine yardımcı olmalıdır... Tabiki bunları yapmayacaklar, çünkü amaçları bu değil... Amaç insanların insanca yaşaması değil amaç insanları kullanmak ve onları köleleştirerek ülkeyi parçalamaktır... Çünkü batı tarihi boyunca hiç bir millete barış istememiştir, barış getirmemiştir... bundan sonrada getirmeyecektir... Suheda arkadaşım çok haklı ve çok insani bir duygu ile haykırmış katılmamak elde değil, keşke onun gösterdiği gerçek duyarlılığı Mardin'de canlarını kaybedenlerle aynı etnik kökene sahip olanlarda gösterebilselerdi... Fakat onların böyle bir derdi yok, olmayacakta... İnsana herşeyden önce insan gözü ile bakmak işte budur, yetimin saçlarını örmek istemek kadar insani bir duygudur, bunu ancak insan olanlar hisseder... Sağol Suheda...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.