democrossian tarafından postalanan herşey
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Başka bir varlığa bağımlı olmayan bir tanrı iddiası aklı dışıdır. Başka varlıklar olmasa kimin, neyin tanrısı olacak bu tanrı diye var olduğu iddia edilen şey? Kendi kendine mi tapacak? Demek tanrı olabilmek için başka varlıklara muhtaç. Başka varlıklar olmadan tanrı olamıyor. Neresinden bakarsanız bakın, tanrı yoktur, çünkü olamaz.
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
İnsanlar tuhaf. Tanrıyı kendileri yaratıyorlar, ona verecekleri sıfatları, isimleri de kendileri kararlaştırıyorlar, sonra bu kendi kararlaştırdıkları konuları kural haline getiriyorlar. E sen yarattın, sen kararlaştırdın? Kendi yarattığın ve kararlaştırdığınla kendini nasıl esir ediyorsun? Muamma bu insan türü...
-
Kemalizm'e felsefi bir yaklaşım...
Kavim = ulus diye bir iddia, benim ortaya atmam olasılığı olmayan bir iddia. Ne demek istediğimin herhalde anlaşılmış olması gerekiyor. Buzağının süt ihtiyacını ebeveynlerinden hangisinden karşılayacağı besbelliyken, arama gereksiz...
-
tanrı bu durumda ne yapar (varsa tabi)
@@binyamin, ben cariyenin konu ile ilgisini çok iyi anlıyorum, anlayan anlar dostum. Tekrarlayayım: İslam dininin o günün Mekke muhalefeti tarafından yaratılmasının amacı, peyderpey Arap kabileleri tek dinsel faşizm altında toplanmaya zorlayıp, yahudileri yağmalamak, öldürmek, sürmek ve kızlarını cariye, mallarını ganimet yapmaktır. Araplar Yahudilerin Mısır'a gittikten sonra anavatanlarına dönüş yapmalarını binlerce yıl hazmedemedler. Onlar tamamen Araplaşmış bir Arap yarımadası istiyorlardı. En son islam dinini yaratarak bu isteklerine bir çözüm buldular. Buldukları bu çözüm ise Ortadoğu'yu binlerce yıl daha sürecek bir kin, nefret ve düşmanlık seline kaptırdı. Çözüm diye buldukları bu şey, savaşın, nefretin, ötekileştirmenin tüm dünyada ana kaynağı haline geldi.
-
Kabir Azabı Var mıdır?
Birbirinden türemiş olan üç İbrani kökenli dinde de ruh inancı yoktur. Bu üç dinde de ruh deyince ruhül kudüs anlaşılır. Veya ruhullah. İnsan bireylerin ruhları diye bir inanç bu dinlerin hiç birinde yoktur. Ruh inancı bu üç dinin dışında kalan dinlerde vardır. Bu eski dinlerin mensupları hristiyan ve müslüman olurken, ruh inançlarını da getirdiler. Yahudilerde ise halen ruh inancı yoktur. Yani ilk oluşumuna en uygun kalan din yahudiliktir. Kuran'a sadık kalmakta direnen gruplarda da ruh reddiyesi olmasa bile bu konuya önemsiz bakarlar. İslam zaten tümüyle israiliyattır. Arapların özgün bir yaratımı değildir. Tümüyle kopye çekilerek yaratılmış olduğu için islamda israiliyat diye bir mevzu olamaz. Peynirde süt katkısı şüphesi diye bir şey ne kadar saçmaysa, islamda israiliyat bulaşması iddiası da o kadar yersizdir.
-
Kemalizm'e felsefi bir yaklaşım...
Ergenekon'dan çıkış efsanesi, Türklerde o zaman da bir ulus bilinci olduğunun göstergesi.
-
Post Mortem (Ölümden Sonra) Fotoğraflar
Bence en güzel gelenek ölüleri yakma. İki litrelik bir kavanozdaki küller bence çok daha iyi. Bu küllerin pahalı bir işlem olsa da değerli taşa dönüştürülmesi de yapılıyor. Bu ülkede krematoryumlara izin verilmedikçe demokrasi olduğuna kesinlikle inanmayacağım. Başka hiç bir kriter beni demokrasi olduğuna ikna edemez.
-
Kabir Azabı Var mıdır?
Din niye bu kadar nefretle, intikamla dolu? İnsanları zaten sonsuza kadar yanmakla tehdit etmiş, bu acele ne? Hemen kabirde işkenceye başlayacak kadar aceleci bir sadizm tasavvuru niye? Sırf benim inandığım gibi değil de, başka türlü inanıyor diye insanlara karşı bu kadar da hınçlı olmanın psikolojisi nedir? Bir insana karşı hayatında çok sabırlı olduğu iddia edilen tanrının, o kişi ölür ölmez sabırsızlıktan duramadığını, alel ecele işkenceye başladığını düşünmek için insan nasıl bir psikoloji içinde olabilir?
-
tanrı bu durumda ne yapar (varsa tabi)
Öldürülecekleri, sürülecekleri, hayatta ve ölümden sonra zillete uğratılacakları da uyarılara dahil... İlla müşrik kalırlarsa. Müslüman olurlarsa sorun o anda bitiyor. Birlikte kafir öldürmeye, yağmaya, cariye ele geçirmeye gidiyorlar. Amaç da bu zaten...
-
Atatürk'ün Kürt Politikası
Eee, emperyalizme koca islam dünyasında tek başkaldıran ulus ve onun liderini hazmetmek zor tabii... Dinci, liberal, kimi bulurlarsa kötülettirecekler elbet. Şaşırılmayacak bir durum. Kurtuluş savaşı da aynı şekilde kürt teali, islam teali, ingiliz muhipleri, amerikan mandacıları üretilerek baltalanmaya çalışılmadı mı? Sevr konumuna tekrar dönmek için emperyalistler kullanabilecekleri herkesi yine kullanırlar, yine para saçarlar ve yine anti-propaganda yaptırırlar. Beşinci kolu yine çalıştırırlar. Özellikle petrol bölgelerine nüfuz etme ihtiyaçları giderek artıyorsa bir an boş durmazlar. Anadolu'nun dünyanın kilidi olduğunu tarafsız her göz görür. Uzaylılar gelse ilk bu yarımada dikkatlerini çeker. Bu coğrafyada rahat yatmak söz konusu değildir. Bu coğrafya dünya durdukça rahatsız edilecektir.
-
Post Mortem (Ölümden Sonra) Fotoğraflar
Batı'da artık ölüleri ayakta gösterme fotoğrafçılığı yok ama, makyajla süsleyip, yüzündeki solgunluğu giderip açık şekilde ziyarete açık tutma geleneği sürüyor.
-
DÜŞ / RÜYA' NIN HAKİKATİ
Metafizik kavramları bir şeymiş zannettirmenin başlıca yolu, onları ağdalı bir dil ile, çok önemli şeylerden bahsediyormuş izlenimi yaratan zor anlaşılan tamlamalara, acayip sözcüklere boğmaktır. Bu dogmanın vazgeçilmez taktiğidir. Böylece sanki bir şeymiş zannettirilme yoluna gidilir. Gerçekte ise hiç bir şeydir, tümüyle uydurma, yakıştırma ve aldatmacadır.
-
Kemalizm'e felsefi bir yaklaşım...
Elbette inanmakta hiç bir sıkıntı olamaz. İsteyen istediğine inanır. Laiklik de dinsizlik demek zaten değil. Din orda durur, isteyen istediği gibi özgürce inanır, ama yasalara baz yapılamaz. Laiklik dinli olmayı da, dinsiz olmayı da güvence altına alır. Dinsizliğin devlet ideolojisi olmasına da engeldir laiklik. Din gibi dinsizlik de bir inançtır. Dayatılması söz konusu edilemez.
-
tanrı bu durumda ne yapar (varsa tabi)
Elbette @@binyamin, bu son derece açık ve kesin.
-
tanrı bu durumda ne yapar (varsa tabi)
Öyle olsa yine bir derece olurdu. Fakat bir inanç grubunun adını vererek "onları yakaladığınız yerde öldürün" deyince, o inanca mensup bulunarak yaşamanın olanaksız bırakılacağı anlaşılır. "Katilleri öldürün" dese ayrı bir şey olur. "Hırsızları öldürün" dese ayrı bir şey olur. Ama örneğin "çingeneleri öldürün" veya "yahudileri öldürün" veya "müşrikleri öldürün" dediği anda bu, o gruba giren herkesin öldürüleceği anlamına gelir. Ne sağa döndürmekle, ne sola döndürmekle, ne eğmekle ne bükmekle bu anlamdan kurtuluş yoktur. Zaten bu anlam tüm Kuran'da desteklidir. Süleyman'ın Saba ülkesine savaş açmasının nedeni ne? Güneşe tapıyor olduklarını duyması değil mi? Evet. Mevzu apaçık. Hiç bir kandırma payı yok mevzunun. Çok net ve açık. Tabii cinayet emreden bir inancı savunmak olanaksız. Ayetleri lastik yapıp çekiştirmekten başka bir yol gözükmeyince çaresizlik oluşuyor. Hayır bir ülke anayasasına "çingeneleri gördüğünüz yerde öldürün" diye bir madde konsa, dünya ayağa kalkar. O ülke ve anayasası yerden yere vurulur, olabilecek en şiddetli biçimde kınanır, savaş bile açılır. Ama söz konusu kutsal iddiasına sahip dogmatik kabuller olunca eğme bükme, yandan dolaşma, saklama gizleme, süsleme püsleme çalışmaları başlar.
-
DÜŞ / RÜYA' NIN HAKİKATİ
Ben yakın zamana kadar ateist olduğumu söylemenin çok zor olduğunu sanırdım. Hatta bir toplulukta dua edildiği zaman benim de en azından ellerimi kaldırmamamın ayıp olduğunu düşünürdüm. Fakat bir kez ilan ettikten sonra çorap söküğü gibi devam etti. Şimdi rahatça ifade ediyorum. Hâla söyleyemeyeceğim kimseler var mı, evet. Yaşlı insanlara söyleyemiyorum. Çünkü aşırı üzülüyorlar ve buna dayanamıyorum. Kendi akranlarıma ve benden küçüklere rahatlıkla söylüyorum. Tabii yine de yerli yersiz ilan etmenin anlamı yok. Konuya direk bu şekilde girmeyi asla tavsiye etmem. Ama konu gelirse çekinmiyorum. Ortamda meczup kişilerin bulunabileceğini de gözardı etmemek gerek. Bunlar azımsanmayacak sayıdalar, kentine, semtine göre tabii...
-
Kemalizm'e felsefi bir yaklaşım...
Ben ateistim, bana göre inşallah diye bir şey yok...
-
Depremlerin artması Hz.Mehdi çıkış alametlerindendir
Depremler artmaz, tersine azalır. Geçmişe gittikçe depremler daha fazladır. Gelecekte daha az olacaktır. En sonunda magma sıcaklığı azalır ve yerkabuğu giderek hareketini durdurur. Depremler de ortadan kalkar. Fakat bu çok uzun bir süreç. Azalma binyıllarda hissedilebilir ve milyar yıllarda ancak belirginleşir. Yerkabuğunun sabitlenmesi ise milyar yılları bulur. Deprem dalgaları aynen birisinin ileri geri çekerek sallaması etkisi yaptığı için tanrı veya neyse onun görevlileri sallıyor zannedilmiştir. O nedenle dinlerin önemli kaynaklarından biri bu tamamen doğal jeolojik olaydır.
-
Kemalizm'e felsefi bir yaklaşım...
@@Altinay, tamamen haklısınız. Fakat umarım o kadar uzun sürmez.
-
İnancımızı Lütfen Kur'an ile Sorgulayalım
Kuran ile köleliğin ve sorgusuz sualsiz itaatin temeli atıldıktan sonra, hadisler ile bir efsane dinin inşasına girişildi. Örneğin Kuran sadece Muhammed’in mescidi haramdan mescidi aksaya gittiğini iddia ederken, hadislerle Allahın huzuruna çıktığı, allahla ibadet pazarlığı yaptığı, cenneti cehennemi gördüğü gibi bir sürü efsane eklendi. Hadislerle yine Muhammed’e masal kahramanı özellikleri yüklendi, mucizeler, Kuran’da iddia bile edilmemiş bir yığın efsane icat edildi. Kuran ile korku temeli atıldığı ve itaat otomatikleştirildiği için bu safsatalara artık kimse hayır diyemezdi. Demeye kalkanın kafası kesildi. Tam bir ceberut din diktası kuruldu. Bu çağda bile Kuran, insanların en çok korktuğu kitap ünvanını hâla korumayı başarıyor. Bir korku imparatorluğu kurulmuş ve hâlen yıkılamamıştır. Dogmatik zihinlerden beslenerek etkisini sürdürmekte…
-
Kemalizm'e felsefi bir yaklaşım...
Bütün dinler gibi İslam da felsefe ile bağdaşmaz. Felsefe zaten dogmatik açıklamalara karşı bir tepki olarak akılcı açıklamalar yolunu tutarak din ile yolunu ayırmıştır. Dine göre nedenlerin hiçbir işlevi yoktur, tanrı nedenleri kendini gizlemek için yaratmıştır. Nedenlere bir işlev atamak esbabperestlik ve küfür, şirk olarak görülür. Gazali de bu düşünceye dayanarak Farabi’yi kafir ilan etmiştir. Ve maalesef kabul görmüştür. Farabi’nin İbn Sina dışında pek kimseye bir etkisi olamamıştır. Müslümanların dünyada etkili olmalarının nedeni ise karşılarında güç kalmamış olmasıdır. İki büyük güç olan Roma ve Pers imparatorlukları birbirlerini yiyerek zayıf düşmüşler, Avrupa derin bir ortaçağ karanlığına, koyu din hurafelerine gömülmüştür. Müslümanların karşılarında belli başlı bir güç olmadığı için yayıldıkları, Moğollar karşısında darmadağın olmalarından belli. Savaşkan bir orduyla karşılaşınca bir şey yapamıyorlar. Nerde din karanlıklarında kaybolmuş halklar var, onları yenebiliyorlar. Moğollar İslam dünyasını kağıttan kale gibi paramparça etti. Ne zaman Moğollar da zayıfladı, Osmanlılar yine rakipsiz kaldı. Ne zaman Avrupa karanlık din kuyusundan kurtuldu, Osmanlının da işi bitti. Müslümanlarda bir bilimsel yaklaşım dönemi vardır. Bu da Emevi halifesi Me’mun zamanıdır. Me’mun tüm Yunan kitaplarını Arapçaya tercüme ettirdi. Ebu Hanefi bu işe çok öfkelenip saraya geldi ve Me’mun’a bu gavur kitaplarını Kuran’dan üstün mü tutuyorsun diye sordu. Me’mun kararlı bir tavırla Arapları bu Kuran’dan kurtarmayı görev bildiğini söyledi. Hatta Kuran’ı yere fırlattığı söylenir. Ebu Hanefi hışımla sarayı terk etti ve Me’mun’un kafir olduğunu tüm vaazlarında söylemeye başladı. Bunun üzerine Me’mun onu hapse attırdı. Fakat Hanefi’nin talebeleri Me’mun’u zehirleyip öldürdüler. Ancak Me’mun’un başlattığı bilim hareketi durmadı. Endülüs yoluyla Avrupa’ya kadar ulaştı. Me’mun kendisi dogmayı yıkmayı başaramadı ama Avrupa başardı. Me’mun öldürülmese ve izinden gidilse, Avrupa Rönesans ve reformu İslam dünyasında olabilirdi. Yobazlık izin vermedi.
-
İnancımızı Lütfen Kur'an ile Sorgulayalım
Kuran, neden bahsettiğini açmaya bile gerek duymayan bir üstünkörülükle yaratılmıştır. Yazılmıştır bile demiyorum, çünkü onu yaratanlar bir kitap ortaya çıksın diye bir amaç dahi gütmemişlerdir. Sadece ihtiyaçları olan, yağmaya gidecek askerlerini motive edecek sözleri tanrı adına ortaya atmışlardır. Kitap haline sonradan getirmişlerdir. Kuranın tek yazılış amacı korku ile itaat ettirip, ümit ile harekete geçirmektir. Her emredileni yapan köleler yaratmaktan başka amacı yoktur. Hiç bir iddiasını detaylandırmaz, açmaz, temellendirmez ve sistematiğe oturtmaz. Örneğin cennette "kevaibe etraba" (*) olduğunu iddia eder. Nedir bu kevaibe etraba? Ne anlarsan anla. Hayalini ne okşuyorsa onu zannet. Yeter ki itaat et, cennet uğruna kan dök, cinayet işle, yağma yap. Örneğin "saat yaklaştı, ay yarıldı" der geçer. Ne saati, ne ay yarılması, kim yardı, patriot mu attı, lazer mi gönderdi, istediğini anla! Yeter ki çok acayip bir iş olduğundan kork ve boyun eğ! Örneğin "sen atmadın allah attı" der geçer. Ne attı, mancınık mı, füze mi, palavra mı, ne istiyorsan onu anla! Yeter ki mucizevi bir şeyler olduğuna inan ve büyülen. Köle ol. Her söylenene inanmaya şartlan! (*) Denk, eşit yükseltiler, kabartılar demektir.
-
GERCEKTE TANRI YOKTUR
Tanrıya inanmak, en saçma ve olmayacak şeye ahfeş keçisi gibi kafa sallamaktır. Tanrıya inanmak, sömürü içinde boğulmaktır. Tanrıya inanmak, karanlıklar içinde kalmak ve o karanlıkta hayali iblislerle bitmeyecek bir boğuşmaya girmektir. Tanrıya inanmak, kendi gölgesiyle savaşmaktır. Tanrıya inanmak, insanları inanç bazında ebedi düşmanlaştırmak, barışı sonsuza kadar yok etmektir. Tanrıya inanmak, özgürlüğe, tüm insanlık erdemlerine düşman olmaktır.
-
Kemalizm'e felsefi bir yaklaşım...
Nasıl laiklik diye bir soru olmaz. Horoz deyince herkes ne dendiğini bilir. Kedi deyince kimse bir sürüngen türü zannetmez. Belli olan şeylerin tanımını istemeye gerek yoktur. Laiklik en geniş anlamıyla hiç bir dogmatik veriyi baz almamak, yalnızca ve yalnızca bilimin ışığında yürümektir.
-
DÜŞ / RÜYA' NIN HAKİKATİ
Dostum, olduğu şekliyle asla kabul edilemeyecek din safsatalarını ya tasavvuf hayallerine sarıp sarmalayıp efsunlatıp yuttururlar, ya vaadler şekerlerine bulayıp öyle yedirirler, ya tefsir süslemeci püslemecilerine boyattırır, cilalattırır kazıklarlar, olmadı korku belasına tepene dikerler, bir şekilde bu dini pazarlarlar. Bu din pazarlamacı, allah satıcısı inanç tüccarlarına alet olanlar ya acınacak bir aymazlık içinde, ya aklını kapatmış koyu bir inat içinde bocalıyorlar. Bol bol ruhtan, mânâdan!!! hikmetten, deriiiin sırlardan, rüyalardan, vahiylerden, ilhamlardan, hakikatlerden filan dem vururlar. Tek dertleri, sattıkları allaha bir müşteri daha bulmak, üç kuruşa da olsa allahı ona da satmak. Bir çıkarı olmadığı halde bu tüccarlara bedava tellal olanlar ise gerçekten acınası bir bilinçsizlik içinde debeleniyorlar.