Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

democrossian

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1.954
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    24

democrossian tarafından postalanan herşey

  1. Şu fitnenin dinden döndürmek için işkence demek olduğunun açıklamasını hâla alamadık. Cevap verilmiş gibi alıntılar yapıp, içinde hiç bu tanım geçmeyen alıntılarla burada görsel kirlilik yaratmakla iddia kanıtlanmış olmuyor. İslam dini yağmacılık için icat edilmiştir. İcat eden Mekke müslümanları, buna giden yolu açmak için insanların inançlarına her gün bıkmadan usanmadan hakaret etmişler, aşağılamışlar, düşmanlık tohumları ekmişler ve ortamı gerebildikleri kadar gerip en sonunda kendilerini Mekke'den kovdurmayı başarmışlardır. İstedikleri de buydu. Böylece savaş ortamı hazırlanmış oldu. Müslümanlar durmadan inançlarına saldırıldığından mızmızlanır dururlar. Taktik hiç değişmemiştir. Milletin inançlarına olanca hakareti yap, aşağıla, dışla, hayvandan bile aşağı olduklarını her gün tekrarla, sonra senin inancına katılınmadığı söylenince "vaaay allahıma küfredildi!" Yahu allahına filan küfredilmedi, sadece allahının var olmadığı söylendi. Sen küfür ettin, alay ettin milletin inandıklarına! Allah diye uydurduğunuz ve görünmediğini iddia ettiğiniz putunuza sen inanıyorsun, ben de inanmıyorum. Olay bu kadar basit. Sen benim inandığım değerlere durmadan hakaretler ediyorsun, tehditler yağdırıyorsun, teröre, şiddete başvuruyorsun, ben senin inandığın değerlere sadece inanmadığımı söylüyorum. Bu da hakaret, saldırı oluyor! Bu davranışa isim koyardım ama, yine saldırmakla suçlanacağım için varsın dürüst, ahlaklı, mert ve dobra olmak bende kalsın. Dogma bataklığı zaten dogmatikleri boğar. Ekstra bir şey yapmaya gerek yok. Tek söyleyeceğim var: Allah yoktur. Din, yağma amaçlı icat edilmiştir.
  2. Benden yapılan alıntılar arasında en küçük bir çelişki yok. Sen bir sürü mezhep icat etmişsen, Vehhabilik Kuranda yazan ve kafirlerin öldürülüp mallarının yağması, çocuklarının köleleştirilmesi şeklinde olan gerçek islama dönmenin zamanı geldi diye ortaya çıktığında onu da farklı bir mezhep olarak algılarsın. Çünkü sen mezhep icatçısısın. Sana göre bu da mezhep olur. Mezhepler zaten Muhammed ölür ölmez çıkmaya başlamıştır. Bunlar içinde kendi görüşlerini dine sokmaya çalışanlar olacağı gibi, değişiklik yapmayalım, Muhammed öğretisi aynı kalsın diyen de elbette olacak. Bunlar çatıştıkça mezhepler belirgin şekilde ayrışacak ve Selefi ya da her neyse görüşler de mezhep olarak algılanacak. Konuda anlaşılmayacak, çelişki var sanılacak hiç bir taraf yok. Görmek isteyene, çelişki bulma hobisini pazar eklerinde tatmin edemeyenlere var tabi... Onlara süt beyaz kömür siyah desen yine çelişki bulmak için bin dereden su getirir, yok efendim yağlı olursa süt sarımtırak olur, yok efendim petrollü olursa gri olur diye demagojiye başlarlar. Sütün siyah, kömürün beyaz olduğunu iddia etmenin bir yolu olmadığı için tek başvurabilecekleri çare, demagojidir çünkü. Konu apaçık ve net. Kurana baktığın zaman her yanından kan damlıyor. Savaş, nefret, düşmanlık çığlıkları yükseliyor. Köle, cariye, ganimet, allaha inanmayan veya eş koşanlara, Muhammede peygamber demeyenlere savaş açma, din allahın dini oluncaya kadar savaşma, köleleri, cariyeleri ganimetleri toplama gırla gidiyor. E geriye daha bir şey kalıyor mu? Mal meydanda. Kimsenin malın şurasına burasına bahane bulduğu yok. Ne yazıyorsa onu söylüyoruz. Yazmaz da biz uydururuz, o zaman olur. Ama yazıyor. İnsanların ilkel ve vahşi dogmaları savunmak için bin dereden su getirmeleri insanlık adına bir utanç. Kedi resminin altına kedi, horoz resminin altına horoz yazmaya gerek yoktur. Kediyi de horozu da herkes bilir. Yağmayı, talanı, köleleştirmeyi, sorgusuz sualsiz itaati, korku imparatorluğu ve din faşizmi kurmayı tarife hacet yok. Adamlar öldürmüş, yağmalamış, köleleştirmiş, yok etmiş, soykırım yapmış, bunu da kitaplarına böbürlene böbürlene açıkça yazmışlar. Bizim dinimizin özü budur, bu din bunun için var diye apaçık belirtmişler. Mezhep çıkaracaksın da, yok efendim o öyle değil şöyle diye bin dereden su getirip beyin yıkayacak, insan aldatacak ve din faşizmine kuvvet vereceksin. Yok öyle yağma. Ateist bilinci bu zokaların bir tekini bile yutmaz. Tadına bile bakmaz. Bilir bunun dünyanın en korkunç, felç edici, öldürse daha iyi, yaşayan ölüye çevirici ve kanını, beynini emici bir zehir olduğunu. Dünyada dinden özgür olmaktan daha büyük bir devrim olamaz ve yoktur. Köleliğin en korkuncu, din dogmalarına köle olmaktır. Bunun devrimle mevrimle en küçük bir alakası olamaz.
  3. Şimdi @@gloria, ben zaten arkadaşın bardağımı üstte tutayım da benim dominant olduğumu anlasın diye düşünerek bardak tokuşturdu demiyorum. Bunlar farkında bile olunmadan yapılan davranışlar. Ben insanın gözünün kenarındaki kırışıktan anlam çıkarırım. Gözlemlerimi yorumlamak en bayıldığım işlerdendir. İnsanlar çok basit vücut hareketleri ile kendilerini ele verirler. Bir süre gözlemlenen bir kişinin karakterini anlamak aslında kolaydır. Neyse, arkadaşının organizasyoncu olduğunu söylemen zaten beni doğruluyor. Senin hakkındaki çıkarımlarımı da zaten onaylıyorsun. Yanılmadığıma sevindim. Gözlemlerimin sonuçlarının yanlış çıkması beni rahatsız eder. İddiasız derken inatlaşıp didişmediğini kastediyorum tabii ki... Otorite karşıtlığımız birebir örtüşüyor. Benim hep bir hayalim olmuştur. Öyle bir topluluk olacak ki, kimse lider olmayacak. Kimsenin lider olmadığı, emirler vermediği ve dayatmalar yapmadığı bir topluluk düşlerim hep. Herhangi bir konuda herhangi birinin çıkıp bir konuşma yaptığı ve topluluğun liderlik olmaksızın kenetlendiği bir topluluk hayal ederim hep. Liderlik tavrı dayatanlardan ben de çok rahatsız olurum. Hele birisinin ağzına bakılan ve ne derse yapılan bir topluluk, bana Marslılar kadar uzak ve yabancı. Öyle bir şeyin içinde asla olmam. Tolerans konusunda da haklısın. Tolerans gösterilecek insanlar bellidir. Otobüste yanında oturan adam günlerdir banyoya girmemiş ve buram buram terliyorsa tabii ki tolerans filan söz konusu olmaz. Kalkar ayakta gidersin yani... Bu budur. Zıtları içinde barındırmak iyidir. Kişilik bölünmesine gitmezse tabii... Bu renkli ve çok yönlü bir kişilik anlamına gelir.
  4. Aynı fikirdeyim. Ben karşımdakinin sivriliklerini törpülemeye çalışırım derken ona tahammül edemem demek istemedim. Ona tahammül tabii ki ederim. Hatta özdeşlerin birbirine bir şey veremeyeceğine inanırım. Farklılıklar daha renkli bir birliktelik sağlar. İşte o sivriliklerini törpüleme çabası bir uğraş sağlar ve renk getirir. Diyeceksiniz ki sivriliklerini törpüleyip yok ettiğinde özdeş olmayacak mısınız? Hayır. İnsan sivrilikleri tümüyle yok edilemeyen bir türdür. Özdeş insan, ruh ikizi yoktur. Bu masaldır. Ha yalnız şöyle bir şey var, benim çevrem hep dindar insanlarla örülü. O yüzden yeni bir dindarı daha arkadaşlarıma ekleme konusunda sıfırım yani, böyle bir şeyi hiç istemiyorum. Bıktım artık, yeter. Bu kadar da çevremi örmesinler. Tamam tahammüllüyüm, dışlamıyorum, reddetmiyorum ama yeter. Çevremde biraz da ateist olsun yahu! Bıktım dindarlardan, usandım! Olana tahammül ediyorum ama yenisine toleransım tam olarak sıfır. % 000,1 bile değil. Nerdeyse ateist olsun da çamurdan olsun diyeceğim! Gerçi indeterminist, belirsizlikçi ateistlere de tahammülüm yok ama... Ateist dediğin determinist olur...
  5. O kadar laf salatasına kestirme kısa cevap... Güzel... Hemen yorumlarıma geçeyim, çünkü öyle demiştim. Bu durumda düşündüğüm "dominant teyze" olmuyorsun. Bu iyi haber. Uyumlu, toleranslı, hoşgörülü, iddiasız ve benlik davası gütmeyen bir insansın. Neden mi? Çünkü karşındaki, bardağını senin bardağından yukarda tutarak tokuşturuyor. Ve de bardağının dibini senin bardağına çarptırıyor. Bunun boy farkıyla filan bir alakası yok, tabii senden uzun mu bilmiyorum ama, öyle olsa bile bu, bardağı üstte tutmayı gerektirmez. Ben boşuna şarap kültürü eşsizdir, rakı kültürü onu asla yakalayamaz demedim. Şarap kültüründe eşitlik vardır. Kadehler kafa kafaya tokuşturulur. Rakı kültüründe ise kim dominant, kim resesif hemen ortaya çıkar. Eşitlik yoktur. Çünkü bardak kafa kafaya tokuşmaz. Bu, kadehe özgüdür. Karşı cinsler de tokuştursa, kadehi aynı seviyede tokuştururlar. Bu yüzden şarapta cinsiyet, üstünlük, dominantlık yoktur. Tam eşitlik vardır. Ama rakı bardağı tokuşturulurken eşitlik yoktur. Dominant olan hemen belli olur. Rakı kültürü arabesk, cinsiyetçi, üstünlükçü, baskın gelmeci bir kültürdür.
  6. Bu deyişten mülk kelimesi kesinlikle çıkarılmalı. Çok nahoş bir çağrışım. Osmanlıdaki imparatorluğun padişahın mülkü, halkın tebaa, padişahın kulları olması anlayışını yansıtıyor. Yalnız tabii ki bu Atatürk'ün vecizesi değil. Bu eski bir deyiş ve sürdürülmüş sadece. O da mülk kelimesi güç, erk anlamında alınarak, iyi niyetle sürdürülmüş. Bu lafı Atatürk icat filan etmemiştir. Örneğin Kuranda Fatiha adı verilmiş ilk bölümde iki okuyuş formatı vardır. Mâliki yevmiddin ve Meliki yevmiddin. Birincisi din gününün sahibi, diğeri din gününün güç ve erki anlamında. En sağlamı bu Arap kültüründen çıkmak. En kestirme çare budur. Bu Arap kültürü bize de, demokrasiye de aykırı. Bu Arapça sözcük ve tamlamalardan hızla kurtulmak gerekiyor.
  7. Türkiye'de ordunun bir yanlışı olmamıştır. Ordu Türkiye'nin en büyük güvencesi olmuştur. Klasik söylem ama Türk Silahlı Kuvvetleri gözbebeğimizdir. Ülkeye en küçük zararı olmamış, ülkenin güven ve gurur kaynağı olagelmiştir. Başına çuval geçirilene kadar. Her konuyu allaha bağlamak insanın beynini felç eder. Allah yoktur.
  8. Nejat abim iyidir, kalender adamdır, severim. Bir ara yüzünü tayyipe benzetirdim ama, evlerden ırak... Aman yüzü benzese de huyu benzemesin! Zaten de alakası yok. Yalnız bir traşını düzgün, şöyle cilet gibi olsa, daha yakışıklı olacak. Kirli sakal bırakıyor, sinir oluyorum. Abi kes şu sakalı yaaa! Yakışmıyor! Kirpi gibi o ne öyle? İyileş, cilet gibi traş ol da "sıhhatler olsun" diyelim beee!
  9. Bir sohbette Nejat İşler'in hayat felsefesini anlattığı sözlerinden bahis açtım. Anlatırken de Gloria'dan kopye çektim. Çünkü başka yerde okumamıştım ve bilmiyordum. Birisi "aynı senin kafandaymış o da" deyiverdi. "Evet" dedim. "Rüşvetçiler ayakkabı kutusuna rüşvet paralarını doldururken ben ayakkabı kutusunda kedi büyüttüm ve onlardan çok daha mutluyum. Param onlarınki kadar çok değil ama kedime çok iyi bakıyorum" dedim. Çevreye her zaman "allah yok din yalan" anlatmak insanları öfkelendiriyor. Arada böyle damardan girmek iyi oluyor... Ben sanki müslümanlık iyi bir şeymiş de "bu nasıl müslümanlık" diye laf açmayı sevmem. Ama dinlerine laf edince insanların suratları asılıyor. Bundan vaz geçmem söz konusu olmasa da, farklı açıdan yaklaşmanın yararları oluyor...
  10. Başlığın açılma amacından hiç çıkılmadı. Hatta başlık konusundan hiç ayrılınmayan bir başlık oldu bu. Konu son derece açık ve net. Evrensel forumdaş diyor ki, Kuranda yolsuzluk ve rüşvet yasak. Bunlar müslümanım deyip bu işi nasıl yapabiliyor? Bunu müslüman halkın görmesi lazım! Herhalde iyi özetlemişimdir. Ben de diyorum ki, Kuran böyle kötü işleri sadece müslümanın müslümana yapmasını yasaklar. Ehli kitap olup cizye verenler hariç, müslümanın dışında hiç kimseye hiç bir hak tanımaz. Yaşam hakkı bile vermez. Malını ganimet, kızını cariye, oğlunu köle kabul eder. Perspektifi genişletmek denir buna... Başlığın açılış amacı dışına çıkmaz... Başlık zaten diyeceğini demiş. Bu halk bu çelişkiyi görmeli. Evet yani, görmeli deyip konuyu kapatalım mı? Niye görmüyor? Nasıl efsunlanmışlar, basiretleri neyle bağlanmış? Neyle narkozlamışlar? Bunu hiç konuşmayalım mı? Bence asıl bunu konuşmak gerek. Bir halk nasıl böyle beyin felci olur? Bu kadar gözünün içine giren gerçeklere kayıtsız kalır? Bu işin sırrı ne?
  11. Hayır şimdi ortada bir devrim olsa da devrim şöyledir, devrim böyledir diye konuşsak! İslam devrim mevrim kesinlikle değil! Yağmacı kabilelerin bir araya gelip daha büyük çaplı yağma yapması. Sadece ve sadece bu! Bu da ümmet oluyormuş! Yesinler! Haçlıların birleşip yağmaya çıkması devrimse, islam da devrimdir. Bu dinlerin icat ediliş amacı, ötekileştirme, düşmanlaştırma, savaş, köleleştirme, yağma ve talandır. Dinden devrim olmaz. Dinden kurtuluş, özgürleşme olur. Bu devrimdir. Burda safsata anlatmanın hiç gereği yok. Din anlatan, hele hele dini devrim diye yutturmaya kalkışan, safsata anlatır. Hiç kusura bakılmasın. Böyle adi ve bayağı yutturmacalara karnım tok... "Allahı yutturamadık, dini devrim diye yuttursak bari!" aptal yemini yutacak ateist yoktur. Ateizm insana böyle bir bilinç sağlar. Yutturmaca saptama sanatında ateistlerin üstüne yoktur. Dünyada yutturmaca saptamasını en iyi yapanlar ateistlerdir. Hatta bu sanatı başka bir becerebilen de yoktur...
  12. Naif müslümanların, sonradan icat edilmiş omurgasız mezhepleri İslam sandıkları müddetçe böyle düşünmeleri normaldir. Bugün Ortadoğu coğrafyasında, İslam üzerinden yapılan ayrımcılıklar, çatıştırmalar ve yeniden dizayn bile, bu arkadaşları uyandırmaya yetmemiş, emperyalizmin çıkardığı yangına körükle gitmelerine mani olmamıştır maalesef.
  13. Fikirde gelişme ha!? Ne bu taktiksel manevra mı? Hiç bir "gelişme" yok bilader! İslam yine devrim mevrim değil, geriliğin tek adresi... Bende değil ama bazı fikirsel gerilemeler görmüyorum değil! Her ideoloji benden olmayanı öldürün demez. Bu safsataları artık bıraksanız diyorum! Bir islam dogmasını savunacağız derken atmadığınız takla kalmadı! Kabileleri birleştirip yağmaya çıkmak toplu yağmacılıktır ve daha beterdir. Bölgesel çatışmaları küresel katliamlara dönüştürmüştür. Ümmet fikri insanlık adına hiç bir gelişme sağlamamıştır, tersine sömürü ve yağma savaşlarını geniş coğrafyalara yaymıştır. İnsanları hiç bir ideolojinin yapamadığı bir biçimde, ebediyen düşman ilan etmiştir. Öldürmekle de düşmanlık bitmiyor, bir de kebap olmaya gönderiyor bu kindar nefretçiler. İnsanlardan nefret ediyorlar. İşkenceye doymuyorlar. Yaaa... Demek fikirde hiç "gelişme"!!! yokmuş! Halisünasyon ve avuntuymuş değil mi... Ha, bu arada islamda sadece yolsuzluk ve rüşvet değil, her türlü kötülüğün müslümana yapılması yasaktır. Kafirin kanı, canı, malı, kızı oğlu karısı helal sayılır.
  14. Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümü de son derece kuşkulu. Hadi helikopter kazayla düştü diyelim. Helikopterdeki muhabir telefonla konuşa konuşa can verdi dağda, bu kepazeliğin en dip düzeyi. Böyle bir şey olamaz. Helikopterin düşüşü hakkında konuşmasın diye ölmesinin istendiği kesine çok yakın gibi geliyor bana. Ayrıca ölen bir insanın ardından kem laf edilir mi? Taziyede bulunulur, başsağlığı dilenir. İnanılmayacak kadar acayip: Ötelerdeki şahıs, "hizmet dairesinin dışına çıktığı için allahtan tokat yedi" dedi!!! Yani bu laf karşısında benim havsalam duruyor! Evet, ölen insanın da iyi yaptıkları, kötü yaptıkları değerlendirilir. Ama insan bir sabreder, bir zaman geçer, bir ölüm olayı soğur da öyle yahu! Ölümün hemen ardından hangi vicdan böyle bir açıklama yapar? Hadi adam ufak bir kaza geçirir de bu uyarıydı filan diye yorum yapılır. Adam ölmüş yahu, bu efendinin inancına göre sual görmeye gitmiş! Buna hangi taş gibi kaskatı kesilmiş vicdan laf eder be? Bunlar olmayacak işler. Peki neden öldürüldü? Çünkü kullanıldığını anladı, gençlik örgütünün cinayetlere bulaştırılıp suçun ergenekon diye hayali bir örgüte atılarak masum insanların hapislerde çürümesini, tutuklu iken ölmesini artık vicdanına kabul ettiremez oldu. Ergenekonun zulme dönüştüğünü söyledikten hemen sonra da helikopteri düştü. Bunlar korkunç olaylar. Vatansever olmaktan başka hiç bir suçu günahı olmayan insanlar harcandı, ömürlerinden ömür çalındı, bir çoğu öldürüldü. Halbuki cinayetleri işleyenler karanlık, kumandası dışarda örgütün cinayet kanadı. Cumhuriyet tarihinin en karanlık döneminde tarih sayfalarının en kirlisine en karanlık notların düşüldüğü bir dönemdeyiz. Bu dönem bir yüz karası, bir utanç dönemi. TC tarihinin en utançla anılacak günlerini yaşıyoruz maalesef... Bakalım daha Eşref Bitlis, Uğur Mumcu, Hablemitoğlu, Taner Kışlalı, Bahriye Üçok cinayetleri de bunların işi değil mi, onu da bildiğimiz yok... Korkunç, çok korkunç... Ülke tarihinde yaşamadığı kadar vahim bir "kumpas"ın içinde. Akrebin kıskacında kıvranıyor. Korkarım sonu çok ürpertici olacak. Halkın bu aymazlığı, bu din dogmalarıyla felç olmuşluğu, bu kan uykusu çok vahim yerlere gidiyor.
  15. Yurdum "naif" müslümanları siziiii... Sizi gidi siziiii... Gıdı gıdı gıdıııı... Kurandan hiç bir şey bilmez, mezhepleri islam sanır, müslüman geçinirsiniz. Mezhepler sizi kötü keklemiş. Feci keklenmişsiniz, öyle böyle filan değil! Kekstra olmuşsunuz! İslam öyle mezheplerin dediği gibi değil. Onlar vernelle iyice durulanıp yuryumuşacık yapılmış ve size islam diye yutturulmuş yumuşakça dinler... Yani omurgasız. Yani omurgası imam operasyonuyla alınmış. İslamın omurgası ise yağma, ganimet, kölelik, sömürüdür.
  16. Sakıncası yoksa bir soru sorabilir miyim @@gloria? (Sordum bile... Soru işaretini bile koydum!) Şimdi bu ikinci soru olacak ama: Fotoğrafta hangi bardak seninki? Benim tahmin ettiğim mi? Haydaaa... Hem soru üç oldu, hem de nerden bileceksin tahminimi, müneccim misin değil mi? Soru da dörde çıktı mı! (Bu soru sayılmaz. Çünkü ünlem işaretli! Toplamda sorduğum soru sayısı halen dört!) Neyse uzattıkça soru içinde soru olacak. Kısa keseyim: Hangi bardağı tutan el seninki, sağdaki mi soldaki mi? Sakın "tabii ki açık sarı olan Ona!" deme... Bu niye önemli dersen hiç, öylesine... Ben her şeyi yorumlamayı çok severim. Sen hele şu el benimki de, altından bak neler çıkacak...
  17. Vahhabiliğin sonradan çıkması, onun mezhep olduğunu göstermez. Vahhabilik, mezhep adı altında değiştirilen, yumuşatılan, ehlileştirilen islamın özüne, yani şiddet, yağma ve savaşa döndürülmesi hareketidir. Yani mezhepler çıkmış, çıkmış, Vehhabiler de bu böyle olmaz, islam özünden uzaklaştı, ne yağma yapabiliyoruz, ne kafirleri öldürebiliyoruz, dini artık aslına döndürelim demişler. İslam devrim filan değildir. İnsanları pis ilan edip öldürmenin, aşağılayarak cizyeye mahkum etmenin, inanç bazında ebediyen bağdaşmayacak ayrımlar yapmanın nesi devrim? O çağda ne vardıysa aynısı. Yağma yapma işine, allah diye bir uydurulmuş tanrı kullanılarak el değiştirtilmiş. Böyle devrim düşman başına... Evlerden uzak olası bir sözde devrim... Tek tanrı fikrinin icadı, insanlığın tarihinde yaşanmış en keskin gerilemedir. İnsanlık tarihinde bundan kötü bir değişim olmamıştır. Öyle geri götürmüştür ki insanlığı, şu bilim çağında bile insanlığı lekeleyen kalıntıları temizlenemiyor. İslam başta iddia ettiği gibi "sizin dininiz size, benimki bana" "dinde zorlama yoktur" "ben sizin başınıza bekçi gönderilmedim" "ben sizden ücret talep etmiyorum" söylemlerinde samimi kalsa, gücü elde edince bu söylemleri tam tersine çevirmese, faizi kaldırdığı gibi "şu an köleliği kaldırdım, kölelik ayaklarımın altındadır, bundan sonra köle yoktur" demiş olsa, tamam derdim, adamlar devrim yapmış. İslama devrim demek, insanlık erdemini devirmek, yok etmek ve yerlere sermek demektir. Yobazlara yakışır, aydın insanlara hiç yakışmaz. İslamın devrim olduğunu söyleyen, karanlıklarda kıvranan, beynini dogmadan kurtaramamış bir çaresizdir. Bir an önce tünelin ucunda ışığı görmesi umulur. Yoksa karanlıklarda kaybolur, din dogması bataklığında boğulur, gider...
  18. Arapça büklümlü bir dildir. Temel olan sessiz harfleri çeşitli biçimlerde seslendirerek, hatta yer değiştirterek çeşitli anlamlar elde edilir. MLK kökü de kafa karıştıran bir kök. Mâlik, mülk, melek, melik, meleke, hep bu kökten türer. Kelimenin sahip olma anlamı elbette var. Bu anlamdan kaçınmanın bir yolu yok. O yüzden ben devlete mülk denmesini hep yanlış bulmuşumdur. Diğer yandan kelimenin güç, erk anlamları da var. Örneğin mâlik sahip iken, melik güç, erki elinde tutan demektir. Fakat bu anlam da demokratik değil. Demokraside güçler ayrılığı vardır. Yönetim erki bir elde toplanmış değildir. İster güç olsun, ister sahip olunan, anlam pek hoş değil. Arapçayı kullandığınız sürece bu sakıncalardan kurtulamazsınız. Arap kültüründe itaat, biat esastır. Halifeye kayıtsız şartsız itaat, allaha itaat anlamına gelir. Tabii halifenin allaha karşı gelmesi durumunda itaat etmemek diye bir anlayış var. Ama halife gücü elinde tutunca allaha karşı geldiğini iddia etmek hiç kolay değil. Kendince bir mezhep icat eder ve bu mezhebin allahın dileği olduğunu iddia eder. Mezhepler de böyle türemiştir zaten. Benim kişisel görüşüm, bu mülk kelimesinin adalet ile bağlantısını kesmek. Adalet devletin de değil, ülkenin temelidir denmesi uygun olur. Bu konuda bir konsensüs sağlanıp değişikliğe gidilmeli. Buna benzer çok konu var. Hukukta insana karşı işlenen suçlar "adam"a karşı işlenen suçlar olarak dile getiriliyor. Bu da yanlış. Adam, kadının karşıtıdır. Dişi - erkek gibi. Adam sözcüğünün "insan" ile değiştirilmesi gerek. Dogmaların izini tozunu temizlemek hiç kolay değil. Tozunu silsen izi kalıyor...
  19. Vahhabilik, İslam'ın ilk orijinal haline dönüş hareketidir. Bu yüzden süslenmiş, değiştirilmiş mezhepleri kabul etmez. Vahhabilik kendini mezhep olarak algılamaz ve tanıtmaz. Mezhep kavramını reddeder. Vehhabiliğe göre süslenmiş islam bırakılmalı, orijinal islamdaki gibi müslüman olmayanlar ya öldürülmeli, ya ehli kitap iseler cizyeye bağlanmalıdır. Kurana uygun olan orijinal islam da budur. Diğerleri süslenmiş, bozulmuş, değiştirilmiş mezhep anlayışlarıdır.
  20. Fitnenin tanımının dinden döndürmek için işkence yapmak olduğunu da kim uydurmuş? Böyle uydurmalarla mı Kuran savunulacak? Allahın dilinin dönüp de bir meramını anlatamayışının eksikliğini müslümanlar kapatmaya uğraşıyor ki, bu son derece komik! Allahın sözlerini müslümanlar tamamlıyor! Buna kandırmaca ve aldatmaca denir. "Muhammed allahın elçisi değildir" denmesi Kurana göre fitnedir. "Kuran insan sözüdür" demek Kurana göre fitnedir. Kuranın bir ayetini inkar etmek fitnedir. Yok öyle uydurulduğu gibi bir fitne tanımı. Uydurmasyonla gerçekleri örtemezsiniz! Müslümanların amacı yağmacılık yapmaktı. Her gün Mekke dinini aşağılayarak, insanların inançlarına hakaretler ederek düşmanlık tohumları ektiler ve savaş çıkardılar. Amaçları da buydu. Yağma yapmak, ganimet elde etmek, köle, cariye elde etmek.
  21. Kurana göre hakları korunanlar, canı malı güvende tutulanlar sadece müslümanlar ve cizye vermek şartıyla ehli kitaptır. Bunlardan başkasının Kurana göre kanı helal ve malı ganimettir. Sadece bu değil, Kurana göre allaha şirk koşanlar pistir. Görüldükleri yerde öldürülmeleri emredilmiştir. Bunun o zamana mahsus olduğu iddia edilemez. Çünkü bu hükmü kaldıran bir ayet mevcut değildir. Bu görüldükleri yerde öldürülmeleri emredilenler suçlu filan değildir. Çünkü müşrik olmak diye bir suç ancak Kurana göre vardır. Yoksa bir inanç grubuna mensup olmanın suç olması düşünülemez. Şu şu suçları işleyenleri öldürün demiyor, müşrikleri, yani salt bir inanç grubuna mensup olanları öldürün diyor. Bu gerçek Kuranın her yerinde çokça geçer. Bunun gizlenmesi söz konusu değildir. Sadece Kuranı bilmeden körü körüne inananlar görmez. İslam savunma savaşı yapar filan diye bir durum da yoktur. Kuranda "din allahın dini oluncaya kadar savaşın" derken nasıl böyle bir iddiada bulunulabilir? Nerde din allahın dini değilse savaş açılacak. İslamı kabul etmezlerse öldürülecekler, malları yağmalanacak, ehli kitapsalar cizye verecekler. Kuran günümüzde zaten kabul edilemez hükümlerle dolu da, o günün şartlarında da kabul edilecek bir şey değildir. İnanç, cinsiyet ve hür köle ayrımı yapar. Yağmacılığı esas alır. Kuranda "bir kısmınız rızık için yol teperken bir kısmınız savaşsın" yazar. Savunmada böyle bir şey olmaz. Savunmada herkes savunma için seferber olur. Kimse ticarete filan gitmez. Herkes savaşır. Bunun Türkçesi, bir kısmınız ticaretle, bir kısmınız yağma ile geçinin demektir. Yağmacılık islamın özünde olan bir şeydir. Müşrikler öldürülür, malları yağmalanır, kızları karıları cariye, oğlanları köle yapılır. Bu son derece açık ve kesin bir şey. Bunda hiç bir tereddüt olamaz. İslam budur. Kuranı anlayarak okuyanın bunu bilmemesi olanaksızdır.
  22. Kurana göre hakları korunanlar, canı malı güvende tutulanlar sadece müslümanlar ve cizye vermek şartıyla ehli kitaptır. Bunlardan başkasının Kurana göre kanı helal ve malı ganimettir. Sadece bu değil, Kurana göre allaha şirk koşanlar pistir. Görüldükleri yerde öldürülmeleri emredilmiştir. Bunun o zamana mahsus olduğu iddia edilemez. Çünkü bu hükmü kaldıran bir ayet mevcut değildir. Bu görüldükleri yerde öldürülmeleri emredilenler suçlu filan değildir. Çünkü müşrik olmak diye bir suç ancak Kurana göre vardır. Yoksa bir inanç grubuna mensup olmanın suç olması düşünülemez. Şu şu suçları işleyenleri öldürün demiyor, müşrikleri, yani salt bir inanç grubuna mensup olanları öldürün diyor. Bu gerçek Kuranın her yerinde çokça geçer. Bunun gizlenmesi söz konusu değildir. Sadece Kuranı bilmeden körü körüne inananlar görmez. İslam savunma savaşı yapar filan diye bir durum da yoktur. Kuranda "din allahın dini oluncaya kadar savaşın" derken nasıl böyle bir iddiada bulunulabilir? Nerde din allahın dini değilse savaş açılacak. İslamı kabul etmezlerse öldürülecekler, malları yağmalanacak, ehli kitapsalar cizye verecekler. Kuran günümüzde zaten kabul edilemez hükümlerle dolu da, o günün şartlarında da kabul edilecek bir şey değildir. İnanç, cinsiyet ve hür köle ayrımı yapar. Yağmacılığı esas alır. Kuranda "bir kısmınız rızık için yol teperken bir kısmınız savaşsın" yazar. Savunmada böyle bir şey olmaz. Savunmada herkes savunma için seferber olur. Kimse ticarete filan gitmez. Herkes savaşır. Bunun Türkçesi, bir kısmınız ticaretle, bir kısmınız yağma ile geçinin demektir. Yağmacılık islamın özünde olan bir şeydir. Müşrikler öldürülür, malları yağmalanır, kızları karıları cariye, oğlanları köle yapılır. Bu son derece açık ve kesin bir şey. Bunda hiç bir tereddüt olamaz. İslam budur. Kuranı anlayarak okuyanın bunu bilmemesi olanaksızdır.
  23. İyi soru @y.yılmaz... "Bunları allah şaşırttı" demek kulağa biraz hoş gelmiyor değil... Fakat işin doğrusu bunlar paranoyak. Normal bir psikoloji içinde değiller. Bunların her türlü anomali içine girmesi son derece doğal. İnsanlıktan çıkmış, birer yaratığa dönüşmüş durumdalar. Ellerinde kan var, bunlar katil ve üstelik cinayetlerini başkalarına atıp suçlarını masumlara çektiren zalim yaratıklar. Bunları şaşırtmak için allaha filan gerek yok. Danıştay saldırısını, Santora cinayetini, Dink cinayetini, Malatya katliamını gerçekleştiren katiller bu birbirine düşenlerin bir tarafı. Suriye'de yüzlerce masumun kanına giren, azılı katil dinci haydutları silahlandıran diğer tarafı. Daha bunlar canavarlaşıp birbirine saldırmayacak, insanlıktan çıkıp yaratığa dönüşmeyecek de ne olacak?
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.