evrensel-insan tarafından postalanan herşey
-
TET Istanbul Bilimsel Metedoloji ve Kavram Tartismasi
-
TET:Istanbul Acilis Konusmasi
20-21 Ekim 2012'de İTÜ'de üç ayrı üniversiteden öğrenci topluluklarıyla gerçekleştirilen bu konferans
-
Zeytinyağlı Yiyemem Türküsünün Hikâyesi
Sarkinin sozlerini de buraya ekleyelim; Zeytin Yağlı Yiyemem Aman, Basma Da Fistan Giyemem Aman. Senin Gibi Cahile, Ben Efendim Diyemem Aman. Kaldım duman içi dağlarda, Sevgili Yarim Nerelerde. Kara Üzüm Asması, Yeşil Olur Yazması. Ben Yarimden Ayrılmam, Kara Yazı Yazması. Kaldım dumaniçi Dağlarda Sevgili Yarim Nerelerde. Asmadan Üzüm Aldım, Sapını Uzun Aldım. Verin Benim Yarimi, Annemden İzin Aldım. Kaldım dumaniçi Dağlarda Sevgili Yarim Nerelerde.
-
Millet ya da Cemaat/Ummet Devletlerinin Politikligi ve Insanlik Cikmazi
Hakimiyetin kimde ya da nede oldugu lafta degil, gozlemdedir. TC'de hic bir zaman hakimiyet halkta olmamistir. Basta halkta olabilmesi icin halkin bilincvli olmasi ve hakimiyeti kime/neye verdiginin bilinc ve farkinda olmasi gerekir. Turkiye toplumunun % kaci bilerek ve algilayarak oy vermektedir. Hele dogu ve guneydoguda? Sonucta hak ve ozgurlukler ve talebi belirli bilincin urunudur. Maalesef toplumumuz henuz birey bilincine erisememistir. Zaten otekilestirmek ve distalamak ta bu bilincsizligin urunudur. Ayrica neden "beterin beteri" gibi dusunup, din ile milliyetciligi mukayese ediyorsun, ben ikisinin de sorun oldugunu soyluyorum. Cunkuher ikiside etik kimlik siyaseti. Yani politik cikarin iktidarlik savasi. Evrenselhukuk hak ve ozgurlukler ve insan haklari ile uzaktan yakindan ilgisi yok. Bunlar politik mucadele degildir, insanlik mucadelesidir.
-
Ateizm anketine Türkiye'den rekor katılım
Birincisi ateizm, sadece ozel bir din ve tanri farkindaligi tasimaz. Tum din felsefelerinin ve teolojik teizmin, deizmin, agnostisizmin, panteizmin ve panenteizmin v.s. bilincinde olarak ve farkli olarak ateizmi secer. Ayrica ateizm iki temeldedir, ya dinleri/tanrilari ve ozelde o ulke dini ve tanrisini karsisina alan, antiteizm, yani ulkemiz acisindan anti islamcilik; ya da bireysel olarak dini ve tanrisal olmayan ve onlari distalayan, yani islam dininden ve uygulamalarindan kendini muaf tutan; nonteizm. Zaten ateizm bilincli ve farkindalikli degilse, sadece kendi toplumunun dini ve tanrisini karsisina alir. Nebaska dinler ile ne de tanrilar ile ve hatta ne baskas teolojik izmler ile de ilgilenmez. Iste buradan su sonuc cikiyor. Bilinc alti baslayan ve eskiden kisiye sorgulanmaz gelen islami ve her turlu degerini yonlendirim ve yaptirimini sorun, rahatsizlik ve zarar olarak algilamanin yaninda; bunun sadece islamda degil de; tum dinlerde oldugunu algilamak ve sadece Allah degil; baska tanrilarin da ortaya atildigini algilamak ve en azindan antiidinciligi ve antiallahciligi antiislamcilik gibi, tum din ve tanrilari iceren antiteizme tasimak ve hatta bunun tanrisal varlik ve inanc tartismasinin var/yoku ve inan/inanmamasi arasinda tikandigini ve bir varliksal/inancsal tartisma savunu/karsi cikistan ote gecmedigini, ustelik kimsenin tanri ya da din kavramini ortaya koymadan ya da bu konuda ortak birt tanima varmadan tartistigini ve bu tartismanin bilimsel bilissel bir icerigi olmadigini algilamak ve bu temelde her turlu teolojik ve fizik otesi sorunun aslinda sadece insanoglunun sosyo-psikolojik bir yasam iliski duzen sistem yansitmasi olarak bilimsel verilere ulasilabilecegini ortaya koymak. Yani kisaca din felsefelerinden birini ya da teolojik inancsallardan birini savunmak ve digerlerine karsi cikmak yerine; bunlarin disindan dini felsefe ve teolojik inancsallarin sorunlarini ortaya koymak, bence en tutarlisi.
-
Birisi Kahve Yapsa da İçsek Şöyle Hüpppppppppppppp Diye
Off anam off, bu ne cekicilik ve "gel beni ic" daveti. Geri cevirmek mumkun mu?
-
Etik Degerler Uzerinden Siyaset Yapilmaz!
Eger dile getirdigin ilk paragraftaki yazanlarin bilinc ve farkindaligi varsa; ve bunun insan haklari evrensel hukuk ve hak ve ozgurlukler olarak degil de, sadece politik mucadele olarak ihlal edildiginin bilincinde isen; simdiye kadar dile getirdiklerini kendin kendine curutuyorsun demektir. Aksi ise ilk paragrafin hic biranlami yoktur. Cunku burada kimin neyi belirttigi degil; Anadoilunun tarihi cografi ve etik mozayiginin gercekligi onemlidir. Birisi bir sey belirtti diye o degismez. Zaten degistirmeye belirtime paralel olarak girismek politik cikar baskisindan baska da bir sey degildir. Anadolunun gercegine uymayan TEKLESTIRME POLITIKASIDIR. Cunku ANADOLU HIC BIR ETIK KIMLIK DEGERI OLARAK TEKLESTIRILEMEZ. Zaten bunu yapmak bu ulkeyi bolmek ve bu teklige girmeyenlere "ayril" demektir. Yoksa neden mucadele olsun? Iste bu teklestirmedir, emperyalizme koz veren. Anadolu ne turklerle turklestine de sadece turkun yurdu. Iste sorun bunu algilasyamamakta. Cunku bu cumle "turk degilsen burada yasayamazsin" temelli boluculuk ve ayrimciliktir. Hangi ulke sartlari. Saltanati, halifeligi ve her turlu teokratik yapilanmayi kaldirabilen zihniyet, neden laikligi uygulayamiyor? Demekki o bilinc ve farkindalikta degil. Ayrica senin dedigin tek duze devlet anlayisi. Devlet=iktidar degildir. Oyle ise o zaman ne mene AKP'yi sikayet ediyorsun? Onun yaptigi da devleti partisine ve politikasina baglamak ve bu temelde orgutlemek degil mi? Zamaninda ve tum TC doneminde de yapilan bu degil miydi? Ogunku bizler bugun oteki oldu, bugunku bizler de o gun oteki idi. Nerde evrensel hukuk insan haklari hak ve ozgurlukler? Yani sen ve bu dusunce de olanlar o gun hic bir mucadele vermiyordu, bugun olan tek fark iktidar bize gore otekinin eline gecti. O zaman da iktidar bugunku bize gore otekinin elinde idi. Zaten bu kutuplasma basli basina cagdisidir.
-
Silivri'de Halka Biber Gazi ve Tazzikli Su Ile Mudahele
Onemli olan her bir ferdin kendince kendi sartlarinca kendi olanaginca ve kendi vicdaninca bilincince bu tertiplere ve insanlik disi davranislara karsi durmasi. Bunu bugun yapmayanlar, yarin cocuklarina verecek bir yanit bulamazlar.
-
Evrensel Hukuk ile Parti Iktidari Kanunu Farki
Evrensel hukuk insan haklari hak ve ozgurlukler ve "bir kisi sucu ispat edilene kadar masumdur" ilkelerine baglidir. Su an ulkede devam etmekte olan Ergenekon, Balyoz, Poyrazkoy ve benzeri tertiplerin nasil evrensel hukuku insan haklarini hak ve ozgurlukleri ve "kisi sucsuz oldugunu ispat edene kadar sucludur" kanununu isleterek insanlik sucu isledigini kalem kalem aciklayalim. Evrensel hukuk ta, egerbir konuda, bir kisi suc isleme olarak supheli gorulurse; Kendisine mektup ile ifade verme davetiyesi gonderilir, eger gelmezse uyari yollanir ve yine gelmezse kendisinin getirilecegi belirtilir. Yani gece yarisi baskinlar ile coluk/cocugunun onunde zorla tutulmaz. Kisi once goz altina alinir, sucu kendisine belirtilir ve 3 gun icinde mahkemeye cikarilacagi soylenir. Kacma olanagi yok ise mahkemeye gelmesi temelinde serbest birakilir. Kisi mahkeme de henuz suclu degildir, mahkeme kisiyi ancak elinde isledigi suca dair bir belge varsa yargilar, savunmasini alir ve tutuklar. Yani gozaltinda tutuklanamaz. Mahkemede iddianame ile tutuklanamaz. Bir kisi dusunce ve hatta dusuncesini yazi olarak dile getirse bile, ortada bir eylemi ya da eyleme fiziki istiraki yok ise tutuklanamaz. Yani iddianame, suca tesebbus ile kisi tutuklanamaz. Eger deliller soz konusu ise ve kisinin delil karartma ve yurt disina cikma olanagi yoksa o kisi tutuklu kalamaz. Kefalet ile ya da kontrollu olarak serbest birakilir. Bir kisi sucu kendisine bildirilmeden mahkemeye cikarilamaz. Mahkeme de avukatsiz sorgulanamaz. Mahkeme de konusma hakki ve avukatinin savunu hakki onlenemez. Bir kisi tutuklu ise ve tutuklulugu saglik sorunlarina etkiliyorsa, o kisi tutuklu kalamaz ve tedavisine izin verilir. Bir kisi uzun tutukluluk zamaninda "iyi hal" den izinli olarak donem donem gozaltinda serbest birakilir ve ev izni verilir. Mahkemede eger sunulan delillerin her turlu duzmeceligi sahteligi ve gereksizligi ortaya konursa, mahkeme o delilleri iptal eder ve gecerli kilamaz, Mahkeme tutuklunun her turlu tanik talebine medyadaki konusmalardaki suc duyurularina ve mahkemenin elindeki deliller ile ilgili her turlu iddialara yanit vermek zorundadir. Zaten eger mahkeme mahkeme olsa, en son T.Guney'in aciklamalarini gale alsa; icerde kimseyi tutamaz. Kisaca ulkemizdeki tutuklama tertiplerinin birakin evrensel hukuku kendisinin bir insanlik sucu oldugu ortaya cikmaktadir. Yani hersey onceden tertip edilmis bir planlamalar butunudur. Boyle bir tertipte sadece iktidarin guc ve otoritesine dayanir. Dunya da bile boyle bir yargilama ve tutuklama tarihte bu sekilde hukuk ihlal edilerek yasanmamistir. Ayrica bu surecte surece tertip eliyle dahil edilmis hanbgi hakim savci v.s. tertibin aleyhinde hukuk uygulamak istediginde de gorevden alinmistir. Kisaca kimse, iddia ile, tesebbus ile, duzmece deliller ile, tutuklanamaz. Kimsenin taniginin dinlenmesi onlenemez. Kimsenin ve avukatinin savunma hakki elinden alinamaz. Kimsenin savunmasindan dolayi tutukluluk suresi artirilamaz. Kimse hastaligi tutukluluk sartlari ile kotulesiyorsa tutuklu kalamaz. Kimsenin tedavi ve saglik hakkina el konulamaz. En onemlisi kimse bir suctan suclanirken, o sucuna ayni davada baska bir suc eklenemez. Her suclamanin davasi ayridir. Biri bitmeden digeri ortaya surulemez.
-
Silivri'de Halka Biber Gazi ve Tazzikli Su Ile Mudahele
Bugunku Ergenekon Tertibi ile ilgili gunu ozetlersek; Tertip 11 Mart'a ertelendi. Tertip ile ilgili oraya gelen halk milletvekilleri ve yetkililerin uzerine biber gazi tazyikli su sikildi. Tazyikli suyun icinde kucuk cakil taslari oldugu tesbit edildi. Halk salona yaklastirilmadi. Kilometrelerce uzakta durduruldu, salon yolu uzerine barikatlar kuruldu. Tertibi sadece polis degil, jandarma da korudu. Jandarmanin sayica coklugu dikkat cekti. Tertibe getirilen o donemin komuta tabakasinin dort taniginin dinlenme talebi hukuk disi olarak red edildi.
-
Sizce Savaşın Fotoğrafta Belirtilen Şeyle İlgisi Olabilir mi?
Buna en guzel cevabi, dogada et yiyen hayvanlar ile et yemeyen hayvanlarin beslenme, yasam ve iliskilerinden gozlemler verir. Mesela bir arslan ile bir koyun ornegi. Gerci insanoglu beyni numenal yetisi sayesinde bu vahseti belki beslenme de onluyor, ama; vahseti bu sefer soyutlamasinin degerleri icin verdigi savasima tasiyor. Degerler ugruna kendi turunu her turlu insanlikdisi uygulamaya maruz birakiyor ve hatta yasam hakkini elinden aliyor.
-
Merhaba
evrensel-insan şurada cevap verdi: Caner Güloğlu başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımSitemize ve aramiza hosgeldin.
-
Silivri'de Halka Biber Gazi ve Tazzikli Su Ile Mudahele
Bugun Silivri'de Ergenekon tertibinin karar durusmasi yapiliyor. Ayni 13 Aralikta oldugu gibi, Turkiye'nin cesitli il ve ilcelerinden oraya gelen halk once belirli bir bolgede durduruluyor, araclarindan indirilip yurumeyemaruz birakiliyor, durusma salonuna alinmiyor ve uzerine guvenlik gucleri ve polis tarafindan biber gazi ve tazzikli su sikiliyor. Orada bulunanlarin arasinda devletin ve hukumetin yetkili kisileri olmalari bir yana, bu olayin ne temelinde degerlendirilecegi de farkli bir sorun. Kisaca orada toplanan halka devletin uyguladigi mudahelenin tek bir adi var, insanlik sucu. Olaylar ve konu ile ilgili gelismeleri bu basliktan dile getirmeye devam edelim.
-
Ateizm anketine Türkiye'den rekor katılım
Evet buradaki onemli nokta, buradaki islam dinini uygulamalarini ve sartlarini kabul etmeyisin, karsi cikisin ve sorgulayisin bir tepki olarak bilincalti rahatsizliginin bir disa vurumu olarak yansimasidir. Aslinda bu yansiyan karsi cikis ve uygulayamayisin teolojik bilinc ve farkindaligini ortaya koymak ta pek mumkun degildir. Cunku bu cikis bilincli olasrak olmamaktadir. O yuzden antiislamci bir cikis olan bu genellemenin cikisi yapan acisindan hangi bilimsel bilgisel ve bilissel temelde bunu yaptigini aciklamasi ve bilmesi bilinc ve farkindalik isidir. Iste burada kullanilan "ateizm" kavrami genelde bu karsi cikisa verilen "kulaktan dolma" bir addir. Yalniz burada onemli olan bilincalti da olsa kisilerin alisilagelmis sorgulanmazlara kayitsiz/sartsiz ve sorgusuz/sualsiz teslim olmalarinin supheye dusmesi ve sorgulanabilir olmasidir.
-
Redhack Ulusal Kanal Ekranindan AKP'yi Uyardi
RedHack Ulusal Kanal ekranından AKP'yi uyardı: O bilgileri açıklarız 17 Şubat 2013, 13:27 Yaptıkları eylemlerle "AKP'nin dokunulmaz" olmadığını gösteren Redhack 15. yılında ilk kez ekrana çıktı. Ulusal Kanal bir ilki daha gerçekleştirerek Redhack'i izleyicilerle buluşturdu. Ezber Bozanlar programına internetten bağlanan Redhack, haklarında açılan davanın sonucuna göre İçişleri ve Dışişleri bakanlıklarında bomba etkisi yapacak belgeleri açıklayacaklarını ilan etti.
-
RedHack Ulusal Kanal'da-1
Ulusal Kanal bir ilki daha gerçekleştirerek son günlerin en çok tartışılan hacker grubu olan Redhack'i izleyicilerle buluşturdu.
-
Öcalan açılımına halktan destek yok
İstanbulluların yüzde 56'sı AKP'nin Abdullah Öcalan'la yaptığı görüşmelere karşı çıktı. Destek verenlerin oranı ise yüzde 25'te kaldı. Metropoll Araştırma Şirketi'nin 2500 kişiyle konuşarak yaptığı araştırma çarpıcı sonuçları ortaya koydu. Araştırmayla, AKP'li ve CHP'li seçmeninin de görüşmelere karşı olduğu saptandı. Sevda Kalkan 2013 yılında yapılan son anket, AKP'nin Öcalan'la görüşmelerini halkın kabul etmediğini ortaya koydu. Yurttaşların büyük bölümü görüşmelere karşı çıktı, görüşmeleri destekleyen parti liderleri sınıfta kaldı. Anket Metropoll Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi tarafından, 26 Ocak - 1 Şubat tarihleri arasında 2502 kişiyle görüşerek hazırlandı. AKP hükümetinin Öcalan'la görüşmeleri, İstanbul'un tüm ilçelerinde yurttaşlara soruldu. Yurttaşların yüzde 56.1'i AKP'nin Öcalan'la görüşmelerine karşı çıktı. Yüzde 20'ye yakını soruya yanıt vermedi. Öcalan'la görüşmeleri destekleyenlerin oranı sadece yüzde 25'te kaldı. Ankette yurttaşların yüzde 83'ü Abdullah Öcalan'ın ev hapsine çıkarılmak istenmesine karşı çıktı. Öcalan'ın ev hapsine çıkarılmasını isteyenlerin oranı ise 5.9 olarak belirlendi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun görüşmelere verdiği destek de halktan onay almadı. Yurttaşların yüzde 60'ı Kılıçdaroğlu'nun desteğini doğru bulmadığını açıkladı. Bu oran sadece CHP'li seçmenlerin verdiği yanıtlarda yüzde 68'e y ükseldi. uluslakanal.com.tr
-
Soner Yalcin'in "Halkin Gundemi Etkinligi" ndeki Konusmasi
Odatv davası kapsamında tutuklanıp 2 yıla yakın cezaevinde kaldıktan sonra tahliye olan Odatv imtiyaz sahibi gazeteci- yazar Soner Yalçın, Antalya'da 'Halkın Gündemi' adlı etkinliğe konuşmacı olarak katıldı. Türkiye'de son dönemde yaşananları anlatan Yalçın, Ergenekon ve Balyoz'un büyük bir tertip ve yalan olduğu ortaya çıktı dedi. TSK'nın büyük operasyonu göremediğini belirten Soner Yalçın'ın konuşmaları sık sık alkışlarla kesildi. İZLEYİCİLER İKİ SALONA SIĞMADI Soner Yalçın'ı dinlemek için gelen kalabalık bin kişilik salona sığmayınca ikinci salon açıldı. Fakat bu da çözüm olmadı ve birçok kişi merdivenlerde, ara koridorlarda oturarak dinlemek zorunda kaldı. Konuşma sonrasında gerçekleşen imza etkinliğinde yoğun ilgiden dolayı izdiham yaşandı. İşte salondan görüntüler: DIŞARIDA KALANLAR DEV EKRANDAN İZLEDİLER Gazeteci- yazar Soner Yalçın, Antalya Büyükşehir Belediyesi ile Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) tarafından düzenlenen 'Halkın Gündemi' adlı etkinliğe konuşmacı olarak katıldı. Antalya Kültür Merkezi'nde düzenlenen etkinliğe Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Mustafa Akaydın ve eşi Günseli Akaydın, CHP İl Başkanı Devrim Kök, ADD Şube Başkanı İbrahim Daş ile çok sayıda kişi katıldı. Salonda oturacak yer bulamayanlar kürsünün arka kısmına otururken, dışarıda kalanlar ise fuaye alanında hazırlanan dev ekrandan etkinliği takip etti. BÜYÜK OYUNU ANLAMAMIZ GEREKİYOR Odatv davası kapsamında 14 Şubat 2011 tarihinde tutuklanan ve 27 Aralık 2012'de tahliye olan Soner Yalçın, alkışlar eşliğinde kürsüye çıktı. Konuşmasına, Biz gerçeğe odaklı gazetecilik yaptık. Bizi terörist yapan, bizi zindana atan bu tavrımızdır, 'gerçek' aşkıdır. Bizim bildiklerimizden, yazdıklarımızdan korktular diye başlayan Yalçın, Ben bir şey biliyorum ki, beni içeri atıyor. Susturmak, bezdirmek istiyor. Bir büyük oyun var. Öncelikle bunu analiz etmemiz gerekiyor. Bu büyük oyunun AKP ve cemaat sadece piyonudur. Bizim meselemizin özü cemaat ya da AKP değildir dedi. İşte Soner Yalçın'ın konuşması: BİZİM 11 EYLÜL'ÜMÜZ 1973 '11 Eylül' dendiği zaman herkesin aklına Amerika'daki 'İkiz Kuleler'e yapılan saldırının geldiğini aktaran Soner Yalçın, Türkiye'nin 11 Eylül'ünün ise 1973 yılında Şili'de sosyalist başkan Salvador Allende'nin devrilip General Pinochet'in iktidara geldiği askeri darbe olduğunu söyledi. 11 Eylül 1973'ün tüm dünyada bir milat olduğunu anlatan Soner Yalçın, Sonuç itibariyle istedikleri şu; dolara tapınacaksınız, dolar Allah'ınız olacak. Borsa yükseliyor, dolar düşüyor, hayatınızın merkezine borsayı koyacaksınız, sizden bunu istiyorlar diye konuştu. KÜRT SORUNUNU 3 BİN MARABASI OLAN AHMET TÜRK ÇÖZEMEZ Şili'de yaşananların yansımalarının Türkiye'de de görüldüğünü dile getiren Soner Yalçın konuşmasını şöyle sürdürdü Şili'de bu planı harekete geçirdiler, karşı çıkanlar teröristti. Çok acılar çekildi. Hasdal'ı da Silivri'yi de bilmek istiyorsak, büyük pencereden bakacağız. Cemaat ne yapıyor, AKP ne yapıyor, MHP niye onun kuyruğuna takılıyor, bunu çözemeyiz. Biz bilmezdik Kürdü Türkü. Ben bu politikalara bakarak düşünürüm. 3 bin tane marabası olmuş Ahmet Türk bu meseleyi çözemez. Anayasasına, 4 tane kadını almayı koyan Barzani'nin kulu kölesi olarak bu meseleyi çözemezsiniz. Bu meseleyi bizimle çözeceksiniz, Zonguldak işçisi ile, Trakya'daki köylüyle, Egelilerle çözeceksiniz. Yan yana geleceğiz. KURTULUŞU BAŞKASINDAN BEKLEMEYİN Ergenekon ve Balyoz davalarının Türk Silahlı Kuvvetleri'ni ele geçirme operasyonu olduğunu dile getiren Soner Yalçın, Ergenekon ve Balyoz'un büyük bir tertip ve yalan olduğu ortaya çıktı. Cezaevinden çıkarken de söyledim, biz cezaevinde yatmayı biliriz, idamları, işkenceleri biliriz ama bize bir tek şey öğretemediler. Bize yenilgiyi öğretemeyecekler. Nasıl bir Türkiye'de yaşamak istediğinize siz karar vereceksiniz. Kurtuluşu başkasından beklemeyin, kahraman aramayın, kahraman sizsiniz diye konuştu. Konuşmasının ardından Başkan Akaydın tarafından Soner Yalçın'a teşekkür plaketi verildi. Soner Yalçın daha sonra 2. Antalya Kitap Fuarı'nda düzenlenen imza gününe katıldı. İmza günündeki yoğun ilgiden dolayı zaman zaman arbede yaşandı.
-
Millet ya da Cemaat/Ummet Devletlerinin Politikligi ve Insanlik Cikmazi
Okadar acik ve net ne dendigi yazildigi halde hala niyet okunma gayreti var. Neymis "bu tarz yaklasim ve neyi elestirmeye anlatmaya calistigimiz" Diktatorluk ile demokrasi farki nedir? Diktatorluk illa tek adam olarak ta olmaz. Diktatorluk demek, bir politik cikarin zorla topluma ve farkli halklarina kabul ettirilmeye calisilmasidir. Evet bu politikayi kendi cikarlari olarak algilayanlar icin bu bir demokrasi olabilir, ama bu politik cikardan zarar gorenler icin ise diktatorluktur. Eger ortada tum toplum ve farkli halklarinin cikarlarini koruyan ve kollayan bir sistem ve devlet yoksa, bu demokrasi degildir. Demokrasi de her kes soz sahibidir. Bazi sesler kesilmek isteniyorsa, bu diktatorluktur.
-
Etik Degerler Uzerinden Siyaset Yapilmaz!
Devletleri iktidarlar yonetmez ve yonlendirmez. Devletleri toplum ve farkli halklari ve onlarin sectigi yoneticiler yonetir ve yonlendirir. Bu da ne iktidardir ne de onun politikasidir. Toplum ve farkli halklarinin hak ve ozgurlugunu koruyan kurum ve kuruluslardir. Laik bir sistemde devletin diyanet isleri baskanligi olmaz. Devletin dini olmaz. Devlet baskadir iktidar baskadir. Iktidar politiktir, devlet ise toplumunun ve farkli halklarinin temsilcisidir. Milliyete sahip cikmak baskadir ve bu tum milliyetler icin gecerlidir; devletin temelini milliyet uzerine hem de Anadolu gercegine ve tarihine uymayan tek milliyet uzerine kurmak baskadir.
-
Ic Ses
"ic ses-inner voice" yani "Conscience", Turkce de "vicdan" olarak ta degerlendirilir. Buradaki vicdan algisinin sorunu da, sadece dini, mistik ve idealist duzeyde bir icerik verilerek algilanmasidir. Hem vicdan, soyutunun; sinirlari idealizm ile sinirli degildir, hem de buradaki vicdan, ne suurun (conscious), ne de bilincin (acknowledgement), es anlamlisidir. Yine bu temelde de; Turkce de bilinc ile suur birbirine karistirilip, esanlamli kilinmaktadir. Farkindalik ise, bilince paralel olan (cognition, awareness) icerigindedir. Bilhassa 20. yuzyildan baslayarak gelisen, bu kavramlar 21. yuzyilda cok farkli iceriklere burunmuslerdir. Bu temelde kendilerini bu gelisime uyarlayamayan diller ve bu dilllerin 20. yuzyil oncesi ve yapisi kavram icerik ve farklarini ortaya koyma bakimindan yetersiz kalmaktadir. Maalesef, dilimiz Turkce de, bu dillerden biridir. Ustelik kavramlarin soyut temeli, konuyu iyice "cikmaz" a sokmaktadir. Oyuzden bu konuda mesaj yazacak arkadaslarin, sadece kavramlari kullanmalari degil; ayni zamanda o kullandiklari kavramlara verdikleri icerik ve anlamlari da belirtmeleri, mesajlarin algilanabilmesi acisindan, rica olunur. Cunku ne vicdanin kokeni sadece dini ve idealisttir, ne de suur ile bilinc ayni icerige sahiptir. Icses, ego, super ego, benlik, ozbenlik, sahtebenlik, bilinc, safbilinc, ozbilinc cesit ve duzeyleri; soyut oldugundan, evrensel bir ortak onayi olmadigindan sadece kisilerin kendi duzeyleri(ideoloji, inancsallik, etiksel degerler, bilgi, bilinc, birikim, deneyim v.s.) temelinde verecekleri icerik ile ortaya konabilen kavramlardir. Bu kavramlar "psychologism" in konusu olmakla birlikte, verilen iceriklerin anlam ve algisi, felsefenin; epistemolojisinin, ve de metafizik ve etiksel dallarinin kendi ideolojik inancsal dogrusu temelinde ortaya koydugu kavramlardir. Epistemoloji, bu konuyu; etiksel bilimler temelinde ortaya koyar. Bu konuda bir dogru ortaya koymaktan, ya da dogrular arasi bir mucadele vermekten ziyade, herkesin biribirinin verdigi cerigi algilama acisindan, bu konuyu isleyelim. Bu konuda, tarih surecinde, felsefi olarak, tarihi karakterlerin ortaya atilmis tezleri de bulunmaktadir. Evet buyrun, bu konuyu masaya yatiralim. Herkes isterse, bu soyut, fakat somutlastirilan kavramlara; ya tarihi karakterleri referans gostererek, onlara atifta bulunarak ya da kendi verdigi icerik temelinde basliga katkida bulunabilirler. "Intuition" kelimesi, literaturde; genelde inancsal duzeyde ve tamamen bilim disi gecer. Bilim, bu konuda "Imagination", yani "hayal gucu" kelimesini, bilim ve bilimselligin soyutu olarak degerlendirmeyi daha yegler. Cunku intuition, ayni zamanda; 6. his, parapsikoloji, medyumluk, gelecegi gorme v.s. temelli bilim kurgu ve epistemoloji ustu, doga ve dunya otesi guclere ya da bilimin henuz epistemolojik olarak aciklayamadigi, spekulatif teorilere dayanir. Hem sezgi, hem de hayal gucu; beynin bir fonksiyonudur. Fakat, bilim ve bilimsellige acilan soyutu; hayal gucudur. Sonucta, inanclar duyum olarak; mutlaka bir somut tabandan esinlenmek, ya da soyutlarina bir somut taban bulmak zorundadir. Hayal gucu'nde bu bilimselligin epistemolojik siniri olarak belirgindir. Ama; bilimselligin temeli, somuta yani deney, bulus, gozleme dayandigindan, sezginin boyle bir tabani yoktur. Var denilen taban, sadece varlayani baglar. Evrensel bir onayi ve yanlislanabilirligi yoktur.
-
Etik Degerler Uzerinden Siyaset Yapilmaz!
Etik degerler uzerinden siyaset yapilir mi/yapilmaz mi? TC devleti etik deger olan turkluk ve sunnilik uzerine kurulmus mudur/kurulmamis midir? TC tarihinde herhangibir donemde devletin iktidar ve politikasindan ya da askerden bagimsiz oldugu bir donem var midir?, varsa aciklar misiniz? Milliyetcilik etik bir deger midir/degil midir?
-
Millet ya da Cemaat/Ummet Devletlerinin Politikligi ve Insanlik Cikmazi
Yukarida koyulastirilmis bolumun orneklerini belgeler ile verebilir misin? "insan haklarinadayali yasalar/dinin siyasetten arindirilmaya calisilmasi" konularinda aciklama yapar misin? Buradaki "zorunlulugun" diktatorlukten farki var midir? 1961 Anayasasindaki "demokrasiyi" kimin/neyin adina oldugu temelde aciklarmisin?
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Bilmem , benim kiyamet diye bir inanca ihtiyacim yok. Bilimsel olarak ta, mantiksal olabilirlik olanagi yok.
-
son harfle yemek/yiyecek türetme oyunu
Nar. Yiyecek olarak.