Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Bloglar

Seçilmiş Blog Başlığı

  • Admin

    Seni özlemem için bana fırsat verir misin lütfen?

    Gönderen: Admin

    Karmaşık bir iş bu, hiç beklenmedik dönüşler, düşüşler, çıkışlar içeriyor. Neden öyle olduğunu anlamadığınız bir çok olayı yaşıyorsunuz, belki de anlamamak için çaba sarf ediyorsunuz kim bilebilir. Sonuçta birlikteliğiniz devam ediyor ve çok mutlu hissediyorsunuz. Birden üstünüzdeki ilginin bıkkınlığını yaşıyorsunuz. Yaşadığınız bıkkınlık, anlatılmaz bir hal alıyor. Öyle ki baktığınız her yerde o ilgiyi görüyorsunuz. O gün geliyor: yatağa yaklaşırken onun vücudunun çok kıvrak bir yılan
    • 11 yorum
    • 8.056 görüntü

fast

Hep bir yerlere, bir şeylere yetişme telaşındasınız değil mi? Hiç vaktiniz yok... "Fast live", "fast food", "fast music", "fast love"... Dikte ettirilen "yükselen değerler", "in" ler, "out" lar... Buna benzer bir odada, şanslıysanız gökyüzünü görebilen bir pencere ardında bitecek hepsi...   Dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar... Size sesleniyorum! Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten, ya da hangi program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini ?

sardunyam

sardunyam

bambu

BAMBU AĞACI…   Çinliler bambu ağacını şöyle yetiştirir:   Önce ağacın tohumu ekilir, sulanır ve gübrelenir.Birinci yıl tohumda herhangi bir değişiklik olmaz.Tohum yeniden sulanıp gübrelenir. Bambu ağacı ikinci yılda da toprağın dışına filiz vermez. Üçüncü ve dördüncü yıllarda her yıl yapılan işlem tekrar edilerek bambu tohumu sulanır ve gübrelenir. Fakat inatçı tohum bu yılda da filiz vermez. Çinliler büyük bir sabırla beşinci yılda da bambuya su ve gübre vermeye devam ederler.   Ve nihaye

sardunyam

sardunyam

Korkuyorum

Küçük bir kızken hep uyduruk canavar hikayeleri sonucunda, canavarlardan korkar olmuştum. Ama bu korkum   zamanla merak uyandırmaya başlamıştı. Nerdeydi bu canavar, neden hiç görememiştim? Sadece duyduğum   uyduruk hikayeler sonucunda, hayalimde belirsiz bir canavar oluşmuştu. Belki sevimli olabilirdi ya keşke   görebilseydim. Belki anlatılan kadar kötü değildi ya? Hem belki o canavarda beni severdi.   Canavarlar dışında, birde perili bir köşk vardı. Her akşam toplandığımı

deniz_kizi

deniz_kizi

ÇİÇEK-BÖCEKTİR HAYAT

Hayat nedir??? Bir de senden dinlemek isterim...   Pekiiiiiiiiiii....   Bana sorarsaniz hayat kocaman bir boşluk ama ben dışında olduğum zaman,içine girdiğimiz an, dolup anlam kazanan bir boşluk.   Herkesin boşluğu, herkesin hayatı.Siz o boşluğa ne isim takarsınız neyle doldurursunuz bilemem...   Ben BAHÇEM dedim ona...   Çocuklarım...En nadide çiçeklerim,üzerlerine titrediklerim.   Bahçemin bir köşesi tüm ailem,bir yanda dostlarım.   Yıllarca sırtınızı dayadığınız ama yaşlanan ömr

Radya

Radya

kaç yıl geçti?

"Kaç yıl geçti aradan ayrı ayrı Bitsin artık bu hasret kavuşalım gayrı"   Diye geçer mısralar, bu şarkıyı aklıma getiren yıllar... Yirmi koca yıl geçmiş bir ömür dile kolay! Bir ömür ve bir anda anlatılmayacak kadar çok yaşananlar...   Beni almaya geldiğin yere doğru yürürken ne anılar geçti gözümün önünden, kırk yıl geçmiş olsa bile üzerinden herşeyi unutsam, bir şeyi unutmayacakmışım... Onuda dün anladım...   Beyazlar içerisinde bir kuğu gibi, kırmızılı bir sülün gibi, havaya karışmış

sardunyam

sardunyam

7 Yaşındaydım ve Okula Gitmem Gerekiyordu...

ßir Ağustos günü başladı herşey ve ben daha 7 yaşında miniminicik bi kız çocuğuydum... 7 yaşındaydım, miniciktim ama içimdeki üzüntü ve keder ne yaşıma ne de miniminicikliğime yakışıyordu...   Ben tam 7 yıl boyunca annemle babamı ve kardeşlerimi sadece yaz tatillerinde gördüm ve her yaz tatili bittiğinde onları unuttum, yüzlerini, kim olduklarını, benim için ne ifade ettiklerini...     Sonra her yaz tatili geldiğinde onları yeniden hatırladım... Yabancıydılar onlar aslında bana, koskoca

gloria

gloria

SIRÇA...

Demir kapıya çoşkuyla asıldı minik kız.Bahçeye girdiğinde ilk koştuğu yer yumurta var mı diye bakmak için tavukların bulunduğu kümes olurdu.   Yumurta varsa dalardı kümese...Bu arada da tavuklarda kümesten kaçardı her seferinde...Ama olsun,dedesi kızsa da onun hoşuna gidiyordu zaten onları salıvermek,ona göre hiç bir canlı böyle, bir yere kapatılmamalıydı...   Müthiş kovalamaca başlamıştı işte yine...Koca bahçede dedesi bir yandan tavukların peşinden koşuyor bir yandan da;   >>>

Radya

Radya

bir bölüm,

Paulo Coelho'nun, Seytan ve Genc Kadin adli romanindan bir bolum…   ..."Yollari oldukca uzunmus, yokus yukari gidiyorlarmis, gunes yakiciymis, ter icinde kalmislar, susamislar. Bir donemecin ardinda harika bir mermer kapi gormusler; kapi, ortasinda bir cesme bulunan altin doseli bir meydana aciliyormus, cesmeden berrak bir su akiyormus.   Yolcu kapidaki bekciye donmus. 'Iyi gunler.' 'Iyi gunler,' diye yanit vermis bekci. 'Burasi harika bir yer, adi ne?' 'Burasi cenne

sardunyam

sardunyam

Bu Egemen'i, sakın Bağış'lamayın!

Bu ‘Egemen’i ‘Bağışla’ma   Ali Sirmen   AKP’nin İstanbul Milletvekili Egemen Bağış’ın AB Başmüzakereciliğine getirilip, Devlet Bakanı da olması, doğrusu pek fazla kişinin dikkatini çekmedi.   Bu ilgisizlikte, Ergenekon Soruşturması ve de Filistin olaylarının etkisi olmuştur kuşkusuz.   Ama kim ne derse desin, ayrıca Türk kamuoyunun AKP’nin AB oyununun, AB’nin de AKP oyununun farkına varmış olması ilgisizliğin en önemli etkeni.   Aslında, Başbakan’ın Brüksel’dan Türkiye’ye dönmesinde ha

sardunyam

sardunyam

NE KALIR?

Ürkekçe bana uzatılan karneye bakmama gerek yoktu aslında...   Türkçe>>>5   Sosyal>>>5   İngilizce>>>5   Matematikkkk!!!eh onu sölemeyeyim artık...Ama kötü,çok kötüüü (   Ne diyebilirdim ki ona; benden aldığı genler yüzünden kızmaya hakkım var mıydı?   Sayılarla asla yıldızım barışmamıştı benimde,ben hep harfleri sevmiştim galiba...   Kendine bir sayı seç deseniz sıfırı seçerim ben...Bilmemm... kolaya mı kaçtım yine...   Sadece kendi kendine bölünüp d

Radya

Radya

bir sana, iki bana!

Dünya bir oyun bahçesi aslında...   Ve biz insanlar geçimsiz çocuklar, bütün oyuncakları kendimiz için istiyoruz, eğer bir başkasına vermek zorunda kalırsak onu kırıyoruz! Sonra yapıştırıyoruz fakat hiç sağlam olmuyor!   Bu oyun bahçesinde kısıtlı bir zaman geçireceğimizi hep unutuyoruz, oysa burada eğlenmek elimizde, fakat önce ayağımıza batan taşları, dikenleri ve pislikleri temizlemeliyiz, sonra kendi içimize dönmeli ve bu oyunda nerede olduğumuzu ve ne aradığımızı sormalıyız!   Ama ner

sardunyam

sardunyam

öncelik

Sen,   Evet sen değerli vatandaşım, yurttaşım, aynı topraklar üzerinde yaşayıp, aynı havayı soluduğum, aynı yemeklerden tadıp, aynı korkularla uyuduğum, sana soruyorum... Senin önceliğin ne?       Çok para kazanmak mı?   Çok güzel olmak mı?   Çok yakışıklı olmak mı?   Çok mutlu olmak mı?   Çok yükseklere çıkmak mı?   En pahalı giysileri giymek, en pahalı restoranlarda yemek, en pahalı ve havalı arabalara binmek mi bütün amacın? Evlenmek mi, çocuklarını büyütmek mi, emekli

sardunyam

sardunyam

unutma bizi!

Sesleniş / Uğur Mumcu   Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık. Babamız, sırtında yük taşı*********** getirirdi aşımızı, ekmeğimizi. Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken bizler bir mum ışığında bitirdik kitaplarımızı.   Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya. Ecelsiz öldürüldük. Dövüldük, vurulduk, asıldık. Vurulduk ey halkım, unutma bizi...   Yoksulluğun bükemediği bileklerimize çelik kelepçeler takıldı. İşke

sardunyam

sardunyam

Özel Kadınlar...

Düşünüyorum da benim hayatımda çok özel kadınlar var; varlıklarıyla hayatımı güzelleştiren kadınlar... Ama   bu özel kadınlar içinde elbette annem ve anneannemin yeri çok özel benim için. Bugün üçümüzde evdeydik ve onların kendi aralarındaki kavgalarını izlemek benim için büyük bir zevkti. Aslında o çekişmelerde benim için özel mesajlar   vardı belki zevkli yanı bu yüzdendi kimbilir...     Bugün ikisi birden mutfakta yemek yapmaya kalkışınca, mutfak ikisine dar geldi.A

deniz_kizi

deniz_kizi

KALDIRIMLAR..

KALDIRIMLAR   I   Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında; Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum. Yolumun karanlığa saplanan noktasında, Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.   Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık; Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar. İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık; Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.   İçimde damla damla bir korku birikiyor; Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler... Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor; Gözüne mil ç

suheda_

suheda_

çırılçıplaktı bedenim...

Fırtınalar vardı beynimde, öylesine güçlüydü ki; içimdeki tüm ağaçların yaprakları dökülmüştü dalından. Yüreğim bir tek cümle arasında sıkışmıştı. Aklım kelimeler arasında bütünlük kurma çabasındasındayken, yüreğimdeki fırtına git gide şiddetini artırmaktaydı. Çırılçıplak kalmıştı sanki tüm bedenim, öylesine soğuktu ki, belki içimde bir yerlere kar yağmaya başlamıştı. Ve sonrasında fırtına dinmemiş ayaz vurmuştu bedenime.   Sadece bir cümle beni böylesine nasıl da etkilemişti? Beynimdeki nede

deniz_kizi

deniz_kizi

senin yüzünden...

BİR NEHİR Kİ ÖMRÜM       Sonra fark ettim ki;su akıyor,rüzgar esiyor,yağmur yağıyor   Her şey yine ve aynı şekilde oluyor   Öyle bir yere geldim ki   Sıcak ve soğuk, aşk ve nefret,savaş ve barış   Üşümek ve sonra ısınmak gibi       Gitsem ayrılık olur kalsam çöl   Gidersem bende hasret olur ve belki beni sevenlerde özler   Derken anladım ki   Özlemden kimse ölmüyor   Ama ben ölüyorum   Nefes alıyorum,önemsiyorum ve gitmek istiyorum   Anladım ki hasret yeni bir aşka ka

alamet-i farika

alamet-i farika

Satılık Bekaret!

Yazı başlığını okuyanların hafif bir şaşkınlık geçirdiğini tahmin edebiliyorum.Durun yahu   Bir zamanlar bir film oynamıştı izleyenler bilir başrolunu Robert Redford ve Demi Moore'ın oynadığı Indecent Proposal (ahlaksız teklif) zengin bir adamın borç batağına düşmüş bir adama karısını bir geceliğine isteyip bir milyon dolar teklif etmesini konu alır..Çok tartışılmıştı. Geçenlerdede tıpkı buna benzer bir haber ilişti gözüme gazetede Amerikada genç bir kız eğitim masraflarını karşılayabilmek

suheda_

suheda_

Kızıyorum...

Kızıyorum   Yastığımın altında büyüttüğüm   -düşlerime kızıyorum   Yazdıkları cümleleri ben sildikçe inatla tekrar yazan   -ellerime kızıyorum   Ben susuz bıraktıkça,ısrarla tekrar tekrar açan   -içimdeki sevgi çiçeklerine kızıyorum   Sol yanımda heyecanla çırpınan kuşa   yanaklarımı al al yapan,damarlarımda ki serseri kana   Gecenin bir yarısı yarıya bölünen uykularıma   Bitmez karanlığa aldırmadan,kararlı adımlarla   -yüreyen ayaklarıma kızıyorum   her ağladığımda gözy

delifırtına

delifırtına

Özür diliyorum...

-Anne bu dünün ekmeği değilmi? -Evet ne olmuş -Ne demek ne olmuş bayat ekmekmi yiyeceğiz -Filistindeki çocuklar onu bile bulamıyor   Dün akşam yemeğine oturunca annemle aramızda geçen konuşmaydı yukarıda yazdıklarım.. Son söyledikleri içime oturuyor resmen,aslında hep söyleriz yemek artık olup çöpe giderken bunu bulupta yiyemeyen insanlar var diye.. Ama akşam gerçekten yüreğimin ta içinde hissettim Filistinli çocukları ve onların annesiz babasız birde aşsız olduğunu.. -Haklısın o çocukla

suheda_

suheda_

İrmikli Helva Şeysi

Evvela bu konuya burada son vermek istiyorum ki bu yazacağım mutfak maceralarımın sonuncusu olacaktır. zira hiç sevmem bulokunda yemek tarifi verenleri ve öle bi despırıt hauzvayfs ev kadını imajı çizmekten de temkinli adımlarla uzaklaşırım.   Ayrıcana bi kaç yarenin gördüğü zaruret üzerine engin düşünüş şeklimin kalabalıklara aktarılması gereği hasıl olduğundan yapıyorum yoksa ben şahsen bizzat kendim gayet bi Şibumi sahibi bi cins-i latifimdir efem...(oh mösye o kafanızın üzerinde duran ve

alamet-i farika

alamet-i farika

Değerlime...

Bazen düşünüyorum neden benim fazla arkadaşım yok diye . Ama sanırım ben ihtiyaç duymuyorum ki fazla   arkadaşa. En yakın arkadasım, her zaman yanımda benim annem. Arkadaş farklı biliyorum, gerçek arkadaşta çok özeldir   hayatınızda sizin için, yeri dolmazdır belki birçoğunuz için; ama sizi anlayan bir anneniz varsa yokluğunu aratmıyor   arkadaşın.       değerlim... Sen benim en değerlimsin. Sahip olduğum kaybetmekten korktuğum en değerli varlıksın benim hayatımda.   Olmadığın

deniz_kizi

deniz_kizi

Dink'ten Bediüzzaman'a teşekkür

05.01.2009       Hrant Dink, 16.10.2005 tarihli Yeni Asya'da yayınlanan bir söyleşisinde, Hasan Hüseyin Kemal'e, 'Allah Bediüzzaman'dan razı olsun. Zamanın ölçülerine ve bakış tarzına göre, burada ahlaklı bir duruş sergilediğini görüyoruz.' diyor ve ekliyor:   'Bediüzzaman, Doğu'da aşiretleri gezip meşrutiyeti anlatırken, halk meşrutiyetin Ermenilere tanıyacağı eşitlikten rahatsızlık duyuyor, o da, 'Kendimizi dev aynasında görmemeliyiz. Kabahat bizde. Tamamen zimmetimize alamadık, bilhak

Senyour

Senyour




×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.