Zıplanacak içerik

İNTERLOCK

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

İNTERLOCK tarafından postalanan herşey

  1. bu gece mistik takılıyorum.. her nedense..
  2. baharatlı çay ve mistik jemaa geceleri.. nijerya bi de buradan buyrun..
  3. Duyu organları, yani göz, kulak, burun, ağız, el ve ayaklar, bir şehre girişin bulunmasını sağlayan caddeler gibidir. Şehr ise, Hiss-i Müşterek'tir. Ve bu beş duyu, yanlarından her geçeni mahbus eden silâhlı adamlar gibidirler ve İdrak ettiklerini yakalarlar. Hiss-i Müşterek onların reisidir ve esirler onun sayesinde diğer yetilere/faculty ulaştırılır. O halde duyumsanan şekl ve suretler, onları muhafaza eden hazinedara, tahayyülün temsilcisine teslim edilen esirlere benzerler. Bu şekillerin önemi, melike gönderilen ve mesajı götürenin içinde ne yazıldığını bilmediği bir mektup gibidir. Nefs, iki grup melekeye sahiptir: Birinci grup: onu surete/form, İkinci grup: bir maddeye yöneltir. Nefs'in, ateşten yaratılmış olan, meleklerden daha aşağıda yer alan cinn'ler ve peri'ler ile de ilişkisi vardır. Biri sağında diğeri solunda olmak üzere iki melek de nefs'e bekçilik eder. Sağdaki melek onu marifet ve aydınlanmaya, soldaki melek ise duyular dünyasının karanlığına yöneltir. Üç varlık âlemi, insan ve dünyevi bölgeyi aştığı zaman salik henüz Batı'yı, yani dünyayı aşamamıştır. Gök küreler henüz Batı'ya mensuptur. Çünkü, onlar da maddeden ve şekilden meydana gelmişlerdir. Buna karşılık olarak gökteki madde lâtif/buhar/seyyâl'dir. Meleklerin taakkulu/intellection ile meydana gelmiştir, ve bozulmaz. Semavî Madde, Dünyevî Madde'nin tam aksine bir şekilden diğerine geçmez, sadece bir şekle bağlı kalır. Gökler ile ilgili Oriental/Doğubilgisi, Astronomik/Astronomique/Gök Bilimi ile aynı değildir. Ve Görülebilenlerin ötelerinde bulunanlara da değinmelidir. Yolcu'nun mevcud/görülebilen/visible göklerde yaptığı bu yolculuk, İslâm Astronomisindeki dokuz gezegeni ve ayrıca Aristotelian Sistem/Genel Bölüm ile yan cisimcikler arası ilişkiyi/Ellibeş uyduyu aşması ile tamamlanır. Yolcu dokuz bölgeden geçer: 1. AY : Kısa boylu çok hareketli insanların yerleştiği iklim. Bu şehirlerde sayıca dokuzu bulur. 2. MERKÜR : Daha kısa boylu fakat hareketleri daha yavaş insanların yerleştiği ülke. Bu ülkenin insanları yıldızları ve onları incelemeyi, sihir-büyü sanatlarını, kayda geçmeyi severler. Lâtif ve engin bir etkinlik yeteneğine sahiptirler. Bunların şehirlerinin sayısı ise ondur. 3. VENÜS : Eğlenceyi seven, hiç üzüntüleri olmayan güzel tatlı insanların yaşadığı bölge. Müzik ve güzel san'atlardan hoşlanırlar bir kadın tarafından yönetilirler. Dokuz şehirleri vardır. 4. GÜNEŞ : Büyük bedenlere sahip, çok yakışıklı insanların yaşadığı ülke. Onların özelliği kendilerinden uzaktakilere aşırı cömertlik göstermeleridir. Şehirlerinin sayısı beştir. 5. MARS : Yeryüzünü tahrip eden insanların yaşadığı ülke. Yaralama, öldürmeyi ve sakat bırakmayı severler. Sürekli kötülük yapmak isteyen, kırmızı derili bir melik tarafından yönetilirler. Bu melik'in VENÜS' te adı geçen kadın yönetici tarafından baştan çıkarıldığı, derin bir aşka düştüğü söylenir. Bu memleketin şehir sayısı ise sekizdir. 6. JUPİTER : Bu bölgede oturanlar çok dindar, çok dengeli çok akıllıdırlar ve faziletlerini tüm evrene yaymışlardır. Şaşırtıcı derecede güzel ve aydın yüzlüdürler. Kendilerini tanıyan-tanımayan, yakın-uzak herkesi severler. Sekiz şehirleri vardır. 7. SATÜRN : Kötüye eğilimli, fakat iyiye yöneltildiklerinde aşırı derecede iyilik-sever olan insanların ülkesi. Bu insanlar işlerinde acele etmezler, sürekli ertelemeye alışmışlardır. Sekiz şehirleri vardır. 8. BURÇLAR KUŞAĞI : Bir kısmı şehirlerin dışında yalnız yaşayan kimselerin oturduğu geniş ülke. Bu ülke oniki bölge ve yirmisekiz istasyona ayrılır. Hiç bir grup, diğerinin istasyonunu terk edilmeden istila etmez. Daha önce anlatılan yolcuların tümü bu ülkeden geçerler ve etrafında dolaşırlar. 9. YILDIZSIZ BÖLGE : Kozmosun en ucunda bulunan ve bu güne dek hiç kimsenin görmediği bölge. Bu bölgede ne şehirler, ne kasabalar, ne de insanların sığınabileceği bir yer vardır. Gözlerin görebileceği bir şey de yoktur. Burada yaşayanlar ruhsal meleklerdir. Ve hiç bir insan burada barınamaz. İlahî kader, daha aşağılardakilere buradan iner. Buradan daha yukarıda yerleşilmiş bir bölge yoktur. Evrenin sol tarafını meydana getiren gökler ve yer, yani occident/batı burada son bulur.. İslâm Kozmoloji Öğretilerine Giriş Seyyid Hüseyin Nasr İnsan Yayınları-1985
  4. Bi nietzsche yorumu: Nietzsche, gerçekten çok farklı.. öyle ki, onu ya çok seversiniz ya da nefret edersiniz... Söylemleri ve üslubu oldukça kesin ve sert.. ben, nietzsche'nin önce "Böyle buyurdu zerdüşt" kitabını okudum..sonra İrwin Yalom'un "Nietzsche ağladığında" sını ve "Böyle buyurdu Zerdüşt" ü tekrar okumaya döndüm... Zira her ne kadar bir roman olsa da, gerçeğe oldukça yakın biçimde yazılmış olmasından dolayı, Nietzsche hakkında fikir sahibi olmak adına oldukça önemli... Nietsche'nin "umut" kavramı hakkında şöyle bir sözü vardır : "Kötülüklerin en kötüsüdür umut, çünkü insanın çektiği eziyeti uzatır." Bu söz O'nun "insanca, pek insanca" kitabında geçer... Oysa, Böyle buyurdu Zerdüşt kitabında da şöyle bir sözü var: "Sevgim ve umudum hakkı için yalvarırım sana; içindeki kahramandan yüz çevirme! En yüksek umudunu kutsal tut!" Ve aynı kitabın bir başka yerinde şöyle diyor; "Siz bir tanrı yaratabilir misiniz? Öyleyse bana hiçbir tanrının sözünü etmeyin! Oysa üstinsanı pek güzel yaratabilirsiniz, ...bu umut olmadan hayata nasıl katlanırdınız, ey gören kişiler." Bu sözlerden çıkan sonuca göre Nietzsche, "umut" kavramını ikiye ayırmıştır.. Umut, sürü insanı için, gerçeklerden kaçış yolu, boş hayallerle avunma, teslim olup her şeyi oluruna bırakma, eylemsizlik, durağanlık, bir sığınma ve avuntudur... Oysa umut insanı bu denli güçsüzleştiren bir şey olmayacak kadar kutsaldır.. Umut tektir.. Ve amaç üstinsana ulaşmaktır. kutsal umut budur.. Bu durumda Nietzsche umuda değil, umut kavramının herkesçe kabul gören genel anlamına karşıdır.. Bu arada, eğer her sevdiği kadın tarafından ihanete uğrayan felsefeci olsaydı, ortalık felsefeciden geçilmezdi sanırım.. Bu kadar basit değil.... sevgiler.. merâl ..
  5. keçisağanlar assam dağlarında in fritöz yaptırır çorba hicret zamanı haydi! kalkın gidelim aman! zllzal zamanı emciler yetişsin mercy! zürur zamanı sumatrada borneoda perhaps kürya dostilyada tribünelde senatoda ensesinde felon mahut dil-baz oldu dil-duz oldu E? madem öyle; haydi! kalkın gidelim aman! tütün zamanı alack! bi çabucak kaçalım duhan zamanı? bitiriyorken "ilân ül simsarımı kaybettim" require! "forth wayne kanyonunda pekos bill'imi yitirdim could not find bir dost fourth fe line cat post"
  6. İNTERLOCK şurada bir blog başlığı gönderdi: İNTERLOCK's Blog
    Defterdar'da semâ'î kahvesine gittik. Caddeden de- nize giden büyük meydan, saz ve sesle dolu. Ağaçlardan al al bayraklar sarkıyor. Semâ'î kahvesi bu muhitin gö- beğinde. Kahvenin önünde, ağaçlar altında bir masanın etrafına oturduk. Eski İstanbul'un lehçesinden şetâretine kadar bütün vâris olan tâbîler sesleriyle ortalığı çınlatıyor lar; çayı, kahveyi, nargileyi, ağaçlar altında kahve ocağına sürekli bir nağme ile ısmarlıyorlar, bir tulumbacı çalâkliğiyle etrafta dönüyorlar. Sekiz on çay kadehini bir tepside iki parmak üstünde getiriyorlar. Burada eski İstanbul canlı bir levha gibi. Klârnet, tiz ve yanık sesiyle bir taksim tutturdu. Kâğıthane dört yüz senelik hâtırasiyle hava halinde esiyor. İnsan, dinledikçe maziye karışıyor, ruh bir çocuk sevinciyle ürperiyor, çifte nâra ve darbuka ile artık Türk şevki içinde kayboluyor. Divan okunmağa başladığı zaman vecdimi zabtede- medim. İki genç arkadaşla kahvenin içine girip, orada herkesle beraber küçük iskemlelere oturarak dinlemek hevesine kapıldık, girdik, kapı yanında oturduk. Külhânbeyi, bıçkın, çapkın, tulumbacı, kabadayı, hâ- sılı Türk İstanbul'unun bütün bu şen unsuru burada. Kâh- ve lebâleb dolu. Tavan ve duvarlar donanmış, bayraklar, bayraklar, bayraklar, binlerce küçük bayraklar, renk renk fenerler, bir tarafta Türklüğün kahramanı Mustafa Kemâl'in resmi; bir tarafta Türklüğün cihan pehlivanı Kara Ahmed'in resmi. Bütün bu kabadayı halk terbiyeli, vakur, sâkit. Beni ve arkadaşlarımı yabancı hissettiği halde hiç istifini bozmuyor. Yalnız arada sırada, klârnetle çifte nâranın kalbimize vardiği şevkin tesirini yüzümüzde gördükçe, göz ucuyla bakıyor, bizi külhânbeyliğinin mâna ile dolu sevimli bir bakışiyle süzüyor. Divandan sonra semâ'îye sıra geldi. "Ayrancı" oku- yordu. Sesinde bir yanık kokusu olan bu yaşlı şehir çocuğu, Mekteb-i Hukuk'tan mezunmuş. Mektepten çıktıktan sonra kendi keyfine göre semâ'î okuyabilmek için semt olarak Kâğıthane civarını ve sanat olarak ayrancılığı tercih etmiş. Tanıdığım hukukşinaslar, bu şen adamdan daha bahtiyar değildiler. O ağaçlardan, o al bayraklardan, o tâbi, klârnet, çifte nâra ve semâ'î seslerinden ayrılırken, daima muhafaza edeceğimi tahmin ettiğim bir hâtırayı iyi seçebilmek için durdum. Belki son semâ'î söylenen yer olan o kahveye bir daha dikkatle baktım. Yahya Kemal ..
  7. .. olduğum yaşın iki yüzü var; birinci yüzü.. genel anlamda kabul edilen, işte herkesin yaşlı bi adam, ya tonton ya da amma her işe karışen.. çekilmez bi dede.. ikinci yüz.. bu biraz tuhaf bişi.. -ki benden bahs ediyorum..- tuhaf, acip bi tip.. ana bacı gardaş terk etmiş.. eşine; "bunu akıl hastahanesine yatır.." felân dedikleri.. aslında uysal.. ama bu uysallığı dahi sorun olan.. (gıcık olunuyor çünki..) kısaca "kıl.. gıcık.. çok bilmiş.. çok konuşan.. bakkal, manav, market, banka vs gibi yerlerde.. gözüne kestirdiği tiplere sürekli anlamadıkları sözler söyleyen.. uzar gider.. şimdi soruna cevap: bu ikinci yüzüm ya da halimdem çook mutluyum.. etraf kaçıyor.. birinci yüz ise.. herkes bi nebze idare edebiliyor.. ben sıkılıyorum.. of be.. fırsat verdin iyi oldu.. sağolasın @@binyamin efendim.. ..
  8. .. geri; gerry; elderly person: geriatric person yaşlı ve bunak.. güncellenmeyen beyin.. ya da beyin programını güncellemeyen. ve ihtiyarlara yer yok! ..
  9. .. şu "peygamber" kelimesini "peyk-amber" olarak bi okuyabilsen.. -ki sen zaten biliyorsun..- anlaşılan en küçük bilgi bile.. farklı söylemler oluşturablecektir.. te dışı @@binyamin
  10. İNTERLOCK şurada cevap verdi: simin başlık Havadan Sudan Konular
    .. kole dede: ortaklaşa bi aldatı/kukla ya da toplumu oyalamak için oluşturulmuş eğlendirici kurgu.. anlamına geliyor.. bizim melmeket diliyle.. @@simin ..
  11. http://youtu.be/8RyoJ9qroqs dalgalar aralarında çukurlar ve o gece tavşan hendekte uyumuyordu! sadece bi tıslama çuvalın içinde olarak sadece bi göl ve o'nun şarkısı beyaz ispanyol şarabı ile birlikte kanarya adalarında şarap içerken kovuldum evaze mini etekli o yağmalamış dün gece etrafı çevrili padokta keçileri isti'da-nâme: üslûbundan şikâyetim var! gökçek kokulu küçük bi kuyuda mübhic sözlerle kandırmış öyle yapmış işte o loşlukta sadece mâhtâb ağzının suyu çizmeleyerek dolayısıyla o gece hotsorn-os'ta geçerli kodlar paralize oldu eşyükseltide makyajlı bi yazılım çizildi koklatarak iz sürenin işareti yıldız olanın yüzünden benimki bozuk bi tasarımdı eksen kayması yaşadım servis penceresinin tam önünde cinnet! sevdamı kafama saplayınca âkibet; hadi beni sızdırmaz bi tabuta koyun ki bıktım alternatif bilgi çıktılarından
  12. İNTERLOCK şurada cevap verdi: simin başlık Havadan Sudan Konular
    .. bu da halloween kabak tatlısı.. antalya'dan..
  13. .. tamam da.. bak soyadın içün hz. google ne diyo; türkçe kısmına "deli" yaz.. englişçe'sinde ne çıkıcak.. hoop deyu.. e kardeşim @@binyamin nasın tanıyasın.. hanki birini tanıycan.. aşa-yukarı 7.5 yazıyınan: yedibuçuk milyar adet tane tanrı var.. vah bise yaw.. acıyalım bise.. safallı bis.. ..
  14. ..şöyle konuş ve kekele: "bu benim iyimdir.. budur sevdiğim, böyle hoşuma gidiyor o, ancak böyle istiyorum iyiyi. yersel bir erdemdir benim sevdiğim: kurnazlık azdır onda, hele ortak us daha da azdır. ama bu kuş, yuvasını benim yanımda kurdu; bu yüzden onu sever, okşarım. 'işte yanımda kuluçkaya yatmış altın-yumurtaları üzre.-' böyle kekelemelisin işte ve erdemini övmelisin. insan, alt edilmesi gereken bir şeydir; bundan ötürü seveceksin erdemlerini. çünkü onlar yüzünden yok olacaksın. böyle buyurdu zerdüşt sevinçler ve tutkular üzerine friedrich nietzsche
  15. he.. he.. de; değerlendirme kime göre.. görece yane.. E = mc2 kütle ile enerji'yi bi eşitleyelim bakalim.. kütle: somut enerji: soyut biri vaar.. biri yook.. niçe abi ne demiş? "Yokluk büyük varlıktır azizim, yeter ki fark edebilesin.." demiş.. eyi demiş.. alâ demiş.. ona da deli dimişler.. vah! ..
  16. İNTERLOCK şurada cevap verdi: femalexx başlık Forum Oyunları
    .. "Yokluk büyük varlıktır azizim, yeter ki fark edebilesin.." F. Nietzsche ..
  17. Hayat Pınarı'ndan içtikten sonra yolcu, Batı'dan/Occident, Doğu'ya/Orient yapacağı yolculuğa hazırlanır. Batı'nın sınırındaki en uç bölgesi, Tanrı'nın Kitabı'nda Sıcak Deniz ismi verilen büyük bir denizdir ve işte burada güneş batar. Bu denize dökülen nehirler, ıssız ve uçsuz-bucaksız bir ülkeden gelir. Orada yerleşik hiç kimse yoktur, sadece diğer ülkelerden yanlışlıkla buraya gelmiş olan yabancılar vardır. O ülkede daimi bir karanlık hüküm sürer. Ve oraya göç etmiş olanlar, güneşin her batışında bir ışık parlaması görürler. O ülkenin toprağı da tuz çölüdür. Sıcak Deniz; yerleşilmemiş ülkeyi, güneşin batışını, yokluğu, yokluğa şeklin empoze edilişini, tuz çölü ve herşeyin sürekli değiştiği maddi bir âlemi sembolize ederken, Güneş ise, her şeye şekil veren Makro-Kozmik Akl'ı sembolize etmektedir. Aşılması gereken ilk âlem, "Dünyevi Bölge" veya "Cismani Madde" âlemidir. Her türden hayvanlar-bitkiler bu bölgede bulunur. Fakat oraya yerleşip de, otundan otladıkları ve de suyundan içtikleri zaman, aniden kendi şekillerine yabancı görünüşlere bürünürler. Oradaki bir insanı, üstünde bitkiler yetişen bir hayvan derisi ile kaplanmış bulursun. Bu durum diğer canlılar için de geçerlidir. Ve o iklim, sorun, savaş ve çarpışmalar ile dolu bir tuz gölü, bir viran-hanedir, güzellik ve neş'e sadece uzak bölgelerden ödünç alınabilir. Yolculuğunun ilk aşamalarında salik, bu tür bir çok bölgeleri geçmeli/aşmalıdır: 1- İçinde insan, hayvan ve de bitki ve maden bulunmayan, hava/elementary air sembolize eden geniş bir çöl. 2- Mineralleri ve dağları, rüzgârları ve bulutları oluşturmak için birleşen elementler ve onların buharları/exhalations. 3- Elementlerin daha iyi bir karışıma sahip olduğu, bitkilerin de yer aldığı dünya. 4- Akl veya Mantık'a sahip olmayan ve hayvanları da içeren varlıkların yer aldığı dünya. Bu bölgeleri aşıp-geçtikten sonra salik, güneşin doğuşuna, ışığın kaynağına doğru yönelir. Fakat bundan önce, İbn Sina'nın meliki, askerleri, yolcuları, caddeleri ve duvarları ile bir şehr'e benzettiği, insanı, insan oluşu aşmalıdır. Aşılması gerekli olan insan ise, beyninin alın lobuna monte edilmiş bir "Hiss-i Müşterek/Sensus Communis" e sahiptir. Hafıza arka bölgede, Aktif Tahayyül ise ortadaki bölgededir ki tümü ile bu yetenekler insanı duyular âleminden, şekiller âlemine götürür. İslâm Kozmoloji Öğretilerine Giriş Seyyid Hüseyin Nasr İnsan Yayınları-1985
  18. bendeniz heç bi şeye inanmam.. bunu notumuza alalım biir.. pek tabiî efendim.. "kara kalem" lâzım.. yok mu? ne ayıp.. nerede beyaz görmüyorsanız.. o "kara" dır.. şaka şaka.. kara: land'dir.. earth; dünya yane.. kalem ise objektif olarak algıladığınız kâinat'tır.. "kozmos ya da evren" olarak kullanılan bi boyut.. demek oluyor ki kuzen @@binyamin "kara kalem'imiz hoop "kâinat ve Dünya" olarak görüküverdiii... işte canım eflâdımıs.. al sana kara kalem nereyi boyarsan boya.. hamiş: boya; illusion dimehtir.. belirtiyim..
  19. ah! sendeniz var ya.. sendeniz! işine gelince her bişi bilirsin.. işine gelmeyince cızz.. ölüm nedir bilir misin? @@democrossian yaşam nedir? sürekli yaşam ve ölüm arasında devinip-dursan.. ne acı verici.. ne sıkıcı.. bi süreç olurdu.. nirvana bu işte.. bi başka boyuta pıt deyu geçivermek gibi.. annnamam felân deme.. kaytarma efladım.. sen zati çok boyutları pıt deyu çoktaan geçmişin.. hadi bi pıt daha.. bi pıt.. not: önerme gaza getirmek için kullanılmış olabilicektir.. sen uyanık ol.. gaza gelme.. diren.. diren.. şinci direniş zamanı.. pop pop.. altın top.. direneşten başka o yun yook.. dip-not hamişim: tasavvuf; safsata'dır.. benim de heç işim omaçç.. ..
  20. .. esasen efendim.. bak-kal ortamında.. yağ, un, zeytin, peynir vardır da.. hoca orada ironi yapmış canım efladım.. sen biçimlere takılıp-kaldığından kelli.. bakıp-duruyon.. heç bi şi çakmıyon yaw.. bak gene seyit'lik/efendi'lik bende kalsın; un, yağ, zeytin, peynir somut olarak var.. emme anlamı/soyut boyutu/görükmeyen tarafı yane "yok" u nirede.. işte bu kelimelerin anlamını açmak içün.. -decode yane- cânım @@democrossian anahtar/şifre çözmek lâzım he mi çucumuz? iş bu kelimeleri.. kavramlaştırıp.. kırpıp kırpıp yıldız yapıyosunuz.. sonra şaşıp kalıyosunuz.. hoca'ya sormuş bi romalı avam; "hoca, eski AY'ları ne yaparlar? deyu.. hoca yapıştırmış: "kırpar kırpar yıldız yaparlar:)) " canımız her bi şeyimiz nasr ed din.. nur içindesin.. biliyoruz.. ..
  21. hadi o zaman canım @@binyamin kuzenim.. sen olmadık bi şey yap; yaşamamış bişey'in resmini çiz.. enternasyonal resim san'atı paradigmasına katkıda bulun.. yeni bi çığır aç.. seninle öğünelim.. he mi? ..
  22. forumun en bi mukavim üyesi.. ve dostum @@democrossian.. sen tekrarlama.. ben de tekrarlamayayım.. @@binyamin'in dediği gibi.. aynı noktanın etrafında.. dön baba dönelim işte.. "dün ile beraber gitti, düne ait ne varsa cancağızım; bugün, yeni bi şey söylemek lâzım.." hadi yeni bişi söyle.. ben de katılayım he mi? ..

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.