Efendi Türkler tarafından postalanan herşey
-
PARKTA SARILARAK OTURAN ÇIFTE MAHALLE DAYAGI
İntihar sandılar ama... Alkollü iki gencin çatıya çıkması paniğe neden oldu fakat... İskoçya Glasgow'da alkollü iki gencin çatıya çıkması korku dolu anların yaşanmasına neden oldu. Başlangıçta gençlerin intihar etmek için çatıya çıktığını düşünen komşuları polise haber verdi. Ancak kısa süre sonra gençlerin neden çatıya çıktığı anlaşıldı. 20'li yaşlarında olduğu öğrenilen iki öğrenci, evin yanındaki parkta köpek gezdirenlere ve meraklı komşulara aldırmadan soyundular. Ardından da yarım saat boyunca seviştiler. Olayı gören komşular ve meraklılar ise evin çevresine toplanarak meraklı gözlerle olayı izledi. Daha sonra çıplak olarak 1 saat etrafı seyreden çift, tüm mahallenin evin önüne akın etmesine neden oldu. Polis ise bu iki genci kimsenin şikayet etmediğini açıkladı.
-
PARKTA SARILARAK OTURAN ÇIFTE MAHALLE DAYAGI
YAKA PAÇA POLİS OTOSUNA BÖYLE BİNDİRİLDİ... Adapazarı Ticaret Lisesi arkasında bulunan Başakpınarı Siteleri’nde yöneticilik yapan Mehmet Sarıyıldız, bloklarının önünde bulunan yeşil alanda ağaç altında birbirlerine sarılarak oturan bir genç kız ve erkeğin yanına giderek, “Sizin bu şekilde oturmanızı istemiyoruz. Blok sakinleri rahatsız oluyor. Burayı terk edin” diye bağırdı. Buna karşı çıkan 16 yaşındaki M.E.'nin “Sen bize karışamazsın” demesi üzerine aralarında kavga çıktı. Kavgaya site kapıcısı da karıştı. İddiaya göre yöneticiye ve kapıcıya sopayla saldıran M.E., daha sonra kız arkadaşıyla birlikte olay yerinden kaçtı. Olayın bildirilmesi üzerine polis, iki genci bir internet kafede yakalayarak gözaltına aldı. Polis merkezine götürülen 16 yaşındaki M.E. ile kız arkadaşı F.K. konuşmaktan kaçınırken, mahalle sakinleri sitenin karşısında bulunan parkta gençlerin sık sık buluşarak uyuşturucu madde içtiklerini ve uygunsuz davranışlarda bulunduklarını öne sürdü. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.
-
Suudi Arabistan´da Arap adaleti!
Suudiler Türk berberi serbest bıraktı SUUDİ Arabistan’da ’Peygambere küfür ettiği’ iddiasıyla tutuklanan ikinci Türk berber 25 yaşındaki Ersin Taze serbest bırakıldı. Müjdeli haber, ailesini sevince boğdu. Anne 57 yaşındaki Şerife Taze, “Yine de oğlumu evimde görmeden serbest kaldığına inanmam” dedi. Taze’nin serbest bırakılması için Türkiye’nin Riyad Büyükelçisi Naci Koru’nun Riyad Emiri Prens Selman’ın da aralarında olduğu Suudi yetkililere gönderdiği mektubun sonuç verdiği ve Türk berberin dün serbest bırakıldığı bildirildi. Anne Taze’nin evine kutlama için gelen yakınlarına, “Eve gelmeden serbest bırakıldığına inanmayacağım” dediği öğrenildi. Öte yandan Taze’nin ağabeyi Engin Taze, bu konuda kendilerine herhangi bir bilgi verilmediğini, söyledi. Tutuklu bir diğer Türk berber Sabri Boğday konusunda ise henüz bir gelişme yok.... ......................... vatandasimiz olan ikinci Türk berberde Allahin izniyle kurtulur insallah, sagsalim ikisininde evine dönmesi temennimiz.
-
EURO 2008 Haberleri
YILDIZ FUTBOLCU PORTEKİZ MAÇINI KAÇIRABİLİR!.. Bayern Münih takımının resmi sitesinde yer alan habere göre Hamit Altıntop’un EURO 2008’de hiç forma giyememe ihtimali var. Sitede yer alan habere göre Hamit Altıntop’un geçirdiği 2 aylık sakatlık halen tam olarak iyileşmiş değil. Uruguay’la oynadığımız hazırlık maçında aylar sonra ilk kez bir maça çıkan Hamit iyi bir performans göstermişti. Ancak Hamit’in Portekiz maçında oynaması hatta turnuvanın herhangi bir maçında forma giyebilecek düzeye gelmesi Alman takımının yetkililerine göre çok zor. Milli Takım kampından gelen son bilgilere göre Hamit Altıntop’un durumu şu an gayet iyi. Teknik Direktör Fatih Terim de Hamit’e 7 Haziran’daki Portekiz maçımızda forma vermeyi düşünüyor. Fatih Terim, maçın gidişatına ve Hamit’in durumuna göre oyuncumuzu 90 dakikayı tamamlamadan oyundan alabilir.
-
EURO 2008 Haberleri
Yeni sistem yeni umut Finlandiya'yı 2-0'lık skorla geçen milliler EURO 2008 öncesi moral depoladı. HAMAMA giren terler. Fatih Terim de milli takımın başında olduğu ve kadrodan 3 oyuncu çıkarmak gerekliliği içinde bulunduğundan terledi. Bu durumda Finlandiya ile bir hamam derbisi yapmasının tam sırasıydı. Türk hamamı mı Fin hamamı mı derken Avrupa şampiyonası için son hazırlık maçına çıkıyorduk. İster 4-3-3 deyin ister 4-5-1 milli takımımız, şampiyonada uygulayacağı sistemle Finlandiya önündeydi. Belli ki Uruguay şoku ve kadro dışı bırakılanlar bilinci arttırmıştı. Daha istekli ve organize bir takım vardı sahada. Finlandiya grup maçlarında Portekiz ile 2 kez berabere kalmış, şansını son maçlara taşımış taş gibi bir rakipti. 6. dakikada Vayrynen’in uzaktan şutu Volkan’dan döndü. Sonraysa Emre önderliğinde rakibi dağıtmaya başladık. Kaptanın uzun ve isabetli pasları, Aurelio’nun dinamizmi, Sabri-Hamit ikilisinin Mevlüt katkısıyla sağ kanadı parsellemesi güzel görüntülerdi. Nitekim 15. dakikada Hamit’ten Sabri’ye gelen pas. Sabri’nin Galatasaray taraftarlarına, “Yahu bizim maçlarda niye böyle ortalar yapmıyorsun” sorusunu sorduran nefis ortası. Tuncay savunmanın arkasına sarkıp ağları buldu: 1-0. MEVLÜT YAYA BIRAKTI 19 ve 25. dakikalarda Mevlüt, sağda uzun toplarla buluşturuldu. İkisinde de rakiplerini yaya bırakan hızı pozisyon üretti. Enckelman’ın uçuşları golleri engelledi. 35’te kalemize gelen duran top korkuttu. Kale önünde ıskaların ardından Kuivasto’nun yakından şutu dışarı gitti. İkinci yarıda biraz daha durulmuş bir milli takım vardı. Finlandiya topla oynama şansı buldu. Son hazırlık maçında, Portekiz’e 9 gün kala bu sıkıntının yaşanması da normaldi galiba. Aktif dinlendiğimiz bir 2. yarı yaşadık. Sonucunda ilk 45 dakikadaki performansımız, Uruguay maçının ve kadrodan çıkarılanların açıklanmasının ardından yaşanan moral bozukluğunu biraz ortadan kaldırdı. Yeni sistemin turnuvada işe yarayıp yaramayacağını hep beraber göreceğiz. Ve belki de her işi bilen Amerikalılar’ın kondisyon yüklemesinin olumlu sonuçlarını da turnuvada göreceğiz.
-
EURO 2008 Haberleri
TÜRKİYE * Milli takım bazında en büyük başarımız 2002 dünya kupası 3.' lüğüdür. * Teknik direktörümüz Fatih Terim. * Katıldığımız son dünya kupasındaki kadro üzerinde büyük değişiklikler yapıldı. Mevcut kadronun gençleşmesi milli takımımıza daha da dinamik bir oyun stili katacaktır. * Lejyoner oyuncularımızın takımlarında problemler yaşaması yada ilk 11'de sürekli oynamaması nedeniyle muhtemel formsuzlukları bizi şampiyona öncesinde düşündürüyor. * Avrupa'daki grubetçilerimizin desteğiyle maçlara ev sahibi takım havasında çıkıyoruz. TAKIM KADROSU Kaleci • Volkan Demirel • Rüştü Reçber • Tolga Zengin Defans • Emre Aşık • Servet Çetin • Gökhan Gönül • İbrahim Kaş • Gökhan Zan Ortasaha • Ayhan Akman • Hamit Altıntop • Mehmet Aurélio • Hakan Balta • Yıldıray Baştürk • Emre Belözoğlu • Uğur Boral • Gökdeniz Karadeniz • Tümer Metin • Sabri Sarıoğlu • Mehmet Topal • Arda Turan Forvet • Halil Altıntop • Mevlüt Erding • Nihat Kahveci • Kazım Kazım • Tuncay Şanlı • Semih Şentürk T.Direktör • Fatih Terim MAÇLAR 07.06.2008 21:45:00 PORTEKİZ - TÜRKİYE 11.06.2008 21:45:00 İSVİÇRE - TÜRKİYE 15.06.2008 21:45:00 TÜRKİYE - ÇEK CUMHURİYETİ
-
İSlAM’IN YENİ YÜZÜ ANKARA’DA ŞEKILLENİYOR
İslam’ın yeni yüzü Ankara’da şekilleniyor Ünlü dergi, İslam dünyasında radikalizmi reddeden ‘yeni bir vizyon’un şekillendiğini yazdı. Dergi en iddialı çalışmanın Türkiye’de gerçekleştirildiğini söyleyerek, hadislerle ilgili çalışmayı örnek gösterdi. Dünyanın en saygın haber dergilerinden Amerikan Newsweek dergisi son sayısında İslam dünyasında Bin Ladin’in radikalizmini reddeden “yeni bir vizyon” şekillenmekte olduğunu yazdı. Christopher Dickey ve Owen Matthews “İslam’ın yeni yüzü” başıklı makalede şunları yazdı: Bir zamanla Ladin’e sempati duyan, Ortadoğu ve Güney Asya’daki kamuoyunda artan bir hayal kırıklığı var. Ne Bin Ladin’in, ne de ondan önceki gelenekçilerin vizyonu olmayan, İslam’ın yeni bir vizyonu şekilleniyor. Entelektüel ve teolojik olarak en iddialı çalışmaların önemli bir kısmı, merkezi Ankara’da olan ve hadislerin yeni yayınını bu yılın sonundan önce yayınlamayı bekleyen bir grup bilginler tarafından yürütülüyor. Bu bilginler peygamberin bilinen 170 bin sözlerini topladı. Ankara Üniversitesi İlahiyat Profesörü (Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı) Mehmet Görmez, “İslam’ın evrensel değerleri dönemin ve yerin coğrafi, kültürel ve dini değerleri ile karıştırıldı. Her hadisin belli bir zamanı ve kalbı vardır” diye konuşuyor. Örneğin hadislerden kadınların tek başlarına seyehat etmemelerini söylüyor. Bu kural Suudi Arabistan’da hala kullanılıyor. AKP en başarılı İslami parti Ancak Görmez’e göre bu din ile değil güvenlik ile ilgili. Görmez, “ Başka bir hadiste de Peygamber, kadınların Yemen’den Mekke’ye kadar tek başlarına yolculuk yapabildikleri günleri özlediğini söylüyor” dedi. Newsweek, “Türk projesi, diğer taraftan, dünyanın en başarılı, demokratik bir biçimde seçilmiş İslami kökleri olan iktidardaki AKP’nin sessiz desteğine de sahip” değerlendirmesini de yaptı. Dergi, projeye katılan profesörlerin de çalışmalarının bir çeşit “İslam reformu” olduğunu kesinlikle yalanladıklarını da belirti DIŞ HABERLER
-
Uzayın sırları EVRENSEL SIRLAR Uzayın Keşfi.
Uzaylılar bizi izliyor Uzaylılar bizi izliyor Uzaylılar var mı, yok mu, tartışması bu gölge gibi silüyet görüntüsüyle yeni bir boyut kazandı. ABD'nin Denver kentindeki Tivoli Student Union Auraria kampüsünün penceresinde beliren bu gölge gibi silüyet, kafaları yine karıştırdı. Denverli Jaff Packham'ın kamerasına yakalanan ve 10 dakika boyunca videosu çekilen bu tuhaf gölgenin ne olduğu konusunda uzmanlar yoğun tartışmalar başlattı. UFO uzmanı Alejandro Rojas, görüntüleri inceledi ve herhangi bir montaj ya da oynama olmadığını açıkladı. "Birilerinin bizleri gözetlediği" konusunda şüphelerin giderek güçlendiğini söyleyen Rojas "Benzer görüntüler 2003 Temmuzu'nda Nebreska'da kaydedilmişti. Onlar da temiz görüntülerdi. Ancak nedense bu tür olaylar yeterince tartışılmadan kapatılıyor" dedi. Jeff Packham'ın çektiği bu görüntüler üzerine, Mutual UFO Network adlı, dünya dışı varlıkları araştıran kuruluş bir panel düzenleyerek, 10 dakikalık videoyu basına ve konunun uzmanlarına göstermeye hazırlanıyor. Dünya dışı varlıkların aramızda oldukları konusu ise bir kez daha kafaları karıştıracağa benziyor.
-
GERÇEK KON AKPKON´MU
Ben terörist Reha Muhtar... Dün akşam saatlerinde VATAN gazetesinde “yılın gazetecilik olayı” olan haberi gördüğümde gözlerimi ovuşturdum... Ovuşturuyorum, çünkü bende miyop mu, hipermetrop mu, astigmat mı hala anlayamadığım, duruma göre değişen bir görme sorunu var... Haber, bende miyopla başlayan, hipermetropla devam eden ve astigmatla sona eren bütün göz hastalıklarını bir anda yok etti, çünkü Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı, aralarında kesin olarak benim ve tanıdığım herkesin bulunduğu, tüm gazeteci, yazar, çizer, oynar, düşünür, bilim adamı, fikir adamı, doktor, mimar, avukat, televizyon anchorman’i, sanatçı, moderatör, şarkıcı, türkücü, animatör, hatta tahminen milletvekili, devletin üst düzey memurları dışında aklınıza kim geliyorsa “yasa dışı yıkıcı ve bölücü terör örgütü takibi ve militanların yakalanması için” birebir izlendiğini söylüyor... *** Yılın haberi dün akşam tam, bizim basındaki saftiriklerin “Oh ne güzel CHP Genel Merkezi dinlenmiyormuş... Amma da paranoya yapmışınız...” dedikleri sırada geldi... Zat-ı alileri, sizden iyi olmasın, Emniyet’in İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek beyefendi, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne istemde bulunuyor... Ne için?.. “DHKP-C, MKP (Maoist Komünist Parti), TKP-ML/ TİKKO (Türkiye Komünist Partisi Marksist Leninist/Türkiye İşçi Köylü Kurtuluş Ordusu), PKK ve bilumum dini motifli terör örgütlerinin eylemlerini” önlemek için... *** Hepimiz kiminle konuşuyoruz, kiminle konuştuk, kiminle mesajlaştık, kimle internetle chatleştik, kiminle flört ettik, kime sırnaştık, kime yalandık, kimi kalayladık, bunların hepsi kayıt altına alınmış meğer... Hani tıp fakültesi öğrencilerinin önüne koyarlar birer “kadavra...” İncelesinler de insan vücudunun bütün organlarının anatomisini ortaya çıkarsınlar diye... VATAN gazetesinin ortaya çıkardığı “izin belgesinden” öğreniyorum ki hepimiz birer yaşayan kadavrayız şu anda... Bütün organlarımız, Emniyet’imizin birebir takibatı altında... Neden?.. Terörist saldırıları önlemek için... *** Kendimi düşünüyorsam namerdim, aklıma kankam Selahattin geldi önce... Düşünsün dursun artık var mı bir Emniyet kayıtlarımda teknik bir arızam diye, çünkü internette kendisinin zaman zaman güzel kızlara bakarak hiç de “hayırlı” işler yapmadığını düşünüyorum... Anlaşılıyor ki bay Selahattin’in güzel kızlara internetteki fırlattığı bakış Emniyet’imizin kayıtları altındadır... Oh oh... Terör belasından bu gidişle kurtulacağız inşallah... *** Bana gelince... 07 olan adımı, terörist Reha olarak değiştirmek zorundayım... Belli ki, terörist faaliyetlerim bütünüyle deşifre olmuş teknik kayıtlara alınmış, Emniyet’in terörizmi önleme birimleri, “cep telefonu görüşmeleri, mesajlaşmaları, online temaslaşmalarından” ortaya çıkarmış bulunuyor... Arkadaşlara hizmet olsun, bilgileri analitik olarak ayrıştırsınlar diye yardımcı olayım... Efendim, benim “ülke içindeki terörist faaliyetlerim” önceleri, Konservatuvar’ın Şan Bölümü’nde başladı... Uzun zaman, Şan Bölümü’nden değişik militanla çıktım pardon çalıştım... Aralarında çok ünlü “teröristler” vardı... Ancak faaliyetlerimi artık Şan Bölümü teröristleriyle devam ettirmiyorum... Deyim yerindeyse, terörist anlamda makas değiştirdim ve Konservatuvar’ın Tiyatro Bölümünü faaliyet alanı olarak seçtim... *** Şu anda konservatuvarda bale eğitimi almış, sonra da tiyatro bölümünde faaliyet göstermiş teröristlerle “eylem planları” yapmaktayım... Benim ve Türkiye’de benim gibi kişilerin tüm organik faaliyetlerini, birebir online izlemek önemli... Böylece, “yasa dışı, yıkıcı ve bölücü terör örgütlerinin takibi, militanlarının yakalanması, gerçekleştirilebilecek eylemlerin önceden haber alınarak önlenmesi” sağlanabilir artık... *** Kendimi ve çevremdekileri canlı birer kadavra-terörist olarak görmekteyim şu anda... Beni ve tüm tanıdıklarımı herşeyiyle teknik takipe alan Yüce Devlet’imizin, Kamu Kurum ve Kuruluşlarında çalışan, amir ve memurları neden izlemeye almadığını anlamıyorum... Sadece ben mi teröristim yani?.. Onlar terörist olamaz mı?.. Ben babamın oğlu değil miyim?.. O üniversitede öğretim üyesi diye, terörist olmuyor da neden ben terörist oluyorum akşam akşam şimdi?.. *** Saf kan zırva liberallere bir sözüm var şimdi... “Teşekkür ederim, kendimi, bütün vücudumu, organlarımı, beynimi, kalbimi çırılçıplak hissettiğim yaşayan bir kadavra haline dönüştüğüm genişletilmiş demokrasiyi” bahşettiniz bana... Ben kayıt altında demokratik bir robotum artık... Ne zaman istenirse bütün bilgilerine ulaşılacak olan... Ben, ceberrut bürokrasiden ve Birinci Cumhuriyet otoritesinden arınmış gelişmiş bir demokraside yaşıyorum artık!.. Adım: Muhtar... Terörist Reha Muhtar... Faaliyet alanım: Önce Şan sonra Tiyatro ama mutlaka Konservatuvar...
-
GERÇEK KON AKPKON´MU
Herkesin haberleşmesi izleniyor Dinleme skandalında Türkiye'yi sarsacak belge Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Emniyet İstihbaratı’nın talebi üzerine Türkiye’deki bütün haberleşmelere ilişkin kayıtların Emniyet’e verilmesi kararını aldığı ortaya çıktı. Türkiye son dönemde ortaya çıkan “dinleme” skandalları ile çalkalanırken Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği bir kararla tüm Türkiye’deki telefon görüşme ve internet haberleşmelerinin Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’na verildiği ortaya çıktı. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi hakimi Kadir Kayan’ın, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Akyürek’in talep yazısı üzerine 25 Nisan 2007’de verdiği 2007/2084 sayılı kararda, şöyle deniliyor: İzleme gerekçesi nedir? “Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’nın iyazısında belirtildiği gibi ülkemiz genelinde bölücü terör örgütlerinin takibi, militanlarının yakalanması, gerçekleştirebilecek eylemlerin önceden haber alınarak önlenmesi açısından kişiler aleyhine delil olmayacak şekilde münhasıran istihbarat hizmetlerinde kullanılmak üzere tüm detay kayıtlarının alınması yönündeki isteminin 5397 sayılı yasa ile değişik 2559 sayılı yasanın ek 7. maddesi uyarınca kabulüne... Yurt dışı çıkışları dahil olmak üzere, Türk Telekom AŞ tarafından işletilen sabit telefon veya MOBİL (NMT), Turkcell, Vodafone (Telsim), Avea (Aria-Aycell) GSM şirketleri ile UMTH Şirketleri tarafından işletilen ve telefon üzerinden yapılan iletişime ait sinyal (tüm detay) bilgilerinin kullanıcı ve makine, SMS alıp-gönderme, GPRS bağlantılarının, GPRS üzerinden internet bağlantılarının, Türk Telekom AŞ, internet servis sağlayıcıları ve UMTH firmalarının internet bağlantıları üzerinden DATA ve ses (voip) transferi, DATA hattı üzerinde haberleşme ve FAKS bilgilerinin 25.4.2007 tarihinden itibaren ileriye dönük 3 (üç) aylık dönemde oluşacak detay kayıtlarının 5397 sayılı kanun gereği olarak Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından temin edilip canlı (on-line) olarak alınmasına (...) karar verildi.” Vekiller istisna mı? Mahkeme kararında iznin sınırları çizilirken “kamu kurum ve kuruluşları adına kayıtlı telefonlar ile kamuda görevli amir ve memur konumunda bulunanların resmi ve şahsi olarak kullanımında bulunan iletişim araçlarına ait bilgilerin” görev ve çalışma kapsamı dışında bırakılmasına karar verildi. Kamu görevlilerinin yakınlarının kapsam dışında bırakılmadığı için kamu görevlilerinin dinlenme ve izlenmesi de dolaylı olarak sağlanmış oldu. Kararda dokunulmazlığı olan milletvekillerine yönelik özel bir vurgu yok. Vekillerinin “memur” kavramına girmemesi nedeniyle bu kapsamda telefonlarının detay kayıtlarının alınmış olabileceği belirtiliyor. Köşk’teki seçimde.. Akyürek’in “Gizli” ibareli talep yazısında dinleme kararı “cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimleriyle ilgili meydana gelebilecek muhtemel provokatif eylemlerin önüne geçilebilmesi için” talep edildi. Talep kararında DHKP-C, MKP (Maoist Komünist Parti), TKP-ML/TİKKO (Türkiye Komünist Partisi - Marksist Leninist / Türkiye İşçi Köylü Kurtuluş Ordusu), PKK, dini motifli terör örgütlerinin eylemlerinin ve organize suç örgütü faaliyetlerinin önlenmesi için de telefon, internet ve faksların izlenmesi gerektiği savunuldu. Aynı gün izin çıktı Akyürek’in 25 Nisan 2007 tarihini taşıyan talep yazısının “ilgi” kısmında “Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimliğinin 26.1.2007 gün ve 2007/364 sayılı kararı” yazılırken yazının içeriğinde “İlgi sayılı hakim kararının süresi 25.4.2006 tarihi itibari ile sona erecektir” denilmesi dikkat çekti. Kararın Akyürek’in talep yazısı ile aynı gün çıkması da bu kararın otamatiğe bağlandığı ve her 3 ayda bir yenilendiği konusundaki şüpheleri artırıyor. İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek talep etti Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi hakimi Kadir Kayan bu kararı, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in talep yazısı üzerine 25 Nisan 2007’de verdi. Akyürek, “Gizli” ibareli talep yazısında dinleme kararı “cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimleriyle ilgili meydana gelebilecek muhtemel provokatif eylemlerin önüne geçilebilmesi için” talep edildi. ................................
-
Kenenin Bir Marifeti Daha
Acaba bu keneler yerlimi yerli degilmi? sorsak kenenin birine? hemen cevap hazir ayni sirk torbasindan cikmis gibi? aslinda ben yerlilere karsi degilim ama,, ee nesin ozaman,, cevap hazir, uluslar´arasi laikligin üzerine konan kene! artik keneler varligini saklamiyor? olsa olsa sakladiklari hangi torbadan ciktiklari?
-
AKP'NİN HARİCİYE ANLAYIŞI
Bunlari birakin bir devleti bir Aileyi yönetecek birikimleri bile yok? cocukluk dönemlerinde seytanla korkutulmus büyüyünce hurafelerle dolu masal dinlemis... okula baslayinca yani okudugunu zannettigi ,,imam hatiplerde bilime, laiklige,kendi Devletine düsman olmus,, asirlardir en büyük asklari olan ABD bile bunlari tepesi atip biktim sizin takiyenizden deyip delige süpürmeye kalkinca,, AKP Vezirlerinden Cüneyt Zapsu nun Delige süpürmeyin, padisah kirintilarini kullanın onlari demesi hatda yalvarmasi? cünkü bunlarda terbiye sinirida yoktur oturup kalkmasinida bilmezler bunlar devletler arasi nezaket kurallarindan hic anlamazlar.. bunlar daha önce bu tavada domuz pistimi diyecek kadar cirkinlesebilirler. bunlar kim Devlet yönetmek kim?
-
SABAH KOŞUSU VACIPMIDIR
Sapanca'da büyük skandal 1 Haziran 2008 Pazar Milli kürekçileri şortla geziyorlar diye tekme tokat dövdüler Türkiye Kürek Şampiyonası’na katılan Ankara Üniversitesi kafilesi, ilçe merkezinde ‘Burada taytla, şortla gezemezsiniz’ diyen 25 genç tarafından hastanelik edildi... Finalleri Sapanca’da bugün gerçekleştirilecek olan Kulüpler Türkiye Kürek Şampiyonası’na katılan Prof. Dr. Yılmaz Akça başkanlığındaki 14 kişilik Ankara Üniversitesi Kürek Takımı dün akşam yemeği için bir minibüsle Sapanca Öğretmenevi’ne gitti. Üzerlerinde tayt ve şort olan, bazıları ise ay-yıldızlı milli formayı da giymiş olan sporcular araçtan inip öğretmenevine doğru yürürken, bir grup genç iddiaya göre “İlçe merkezinde böyle taytla-şortla gezmeyin” diyerek çıkıştı. Bu sözler nedeniyle çıkan tartışma, bir süre sonra yatıştı. Yemeğin ardından öğretmenevinden çıkan kürekçilere, kapı önünde bekleyen 3 genç aniden tekme tokat saldırdı. Sporcular ne olduğunu anlamaya çalışırken sayıları bir anda 25’e ulaşan gençler, kürekçileri dövdükten sonra kaçtı. Birçok sporcunun, aldıkları darbelerle yüz ve vücutlarında morluklar oluştu. Milli Takım sporcusu da olan Sait Alican Çiftçi ise kafa travması nedeniyle Toyotota-Sa Travmotoloji Hastanesi’ne kaldırıldı. Sapanca Kaymakamı Mehmet Ceylan “Çok üzücü bir olay. Sorumluların yakalanması için araştırmalar sürüyor” dedi. Milli kürekçileri şortla geziyorlar diye tekme tokat dövdüler
-
6 mayıs 1972
bop’un temel hedefi, ortadoğu’da israil’den daha büyük devlet bırakmamaktır. yaşadığımız günlerin abd ve ab’sinde, türkiye ile ilgili ilk hedef türk ordusu’nu etkisizleştirmek olarak dikkat çekiyor. laikliğe saldırıyı emperyalizmin haçlı kurmayları kotarıyor. müslümanlar burada sadece taşeronluk yapmaktadır. Turan Dursun'un sevdiğim sözü: "Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım." Daha güzel bir dünyanın, daha özgürlüklü bir dünya olmadan gerçekleşemeyeceği açık. Daha özgürlüklü bir dünyanın kurulabilmesi için de tabuların yıkılması gerekli. Her türlü tabu yıkılmalı. En başta da dinlerden , "inanç"lardan kaynağını alan tabular. "Özgürlükleri bağlayan her türlü zincir kırılmalı, en başta da kafalardaki "iman zinciri". İman zincirine bağlı düşünce sabittir, değişmezdir. Bu ise doğanın değişken yapısına terstir. Zincirli zihin gelişme gösteremez; değişmelere, gelişmelere ayak uyduramaz. Dünyamızdaki her türlü olumlu gelişme, dinin ve imanınki başta olmak üzere, tabuların zincirinden kurtulabildiği, yol bulabildiği ölçüde gerçekleşebilmiştir. İnsan aklı, bilim, teknoloji, insan hakları alanında ulaşılan noktalar, bu yoldaki adımların ürünleridir. Akıl ve bilim aydınlık kesimdedir. Din ve iman ise karanlık kesimde. Aklın, bilimin ölçüleri bellidir. Gözlem vardır, deney vardır, nesnellik vardır...Yolu ışıklandıran da bunlardır. Öyleyse "din"in üzerine nasıl gidilmesi gerektiği ortada ve son derece açık: Karanlığın üzerine nasıl gidilirse, "din"in üzerine de öyle gidilmelidir. Karanlıkla savaşılırken ışık gereklidir. Dinin, imanın üzerine gidilirken de..." Böyle başlıyor Turan Dursun yayına çıkacak ilk kitabının önsözünde. Şeriatın kurşunları 4 eylül 1990 günü onu sırtında yedi yerinden vurup öldürmeden üç ay evvel...Öldürüleceğini çok iyi biliyordu Turan Dursun, ama şöyle diyordu: "Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım." Aydın ve cesur bir insan olarak ikincisini seçti o. Ben yanmasam, Sen yanmasan, Biz yanmasak, Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. Nazım Hikmet ....................................
-
Gloria (Sarı Lale) İyi ki Doğdun..
Mutlu yillar..
-
Demokratik bir padişah?
Kür'den Gül'e padişah yakıştırması Yazar Pınar Kür, NTV'deki programda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü Osmanlı padişahına benzetti ve First Lady Hayrünnisa Gül'ü de bakın nasıl eleştirdi? NTV'de yayınlanan 'Haydi Gel Bizimle Ol' programında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Başbayan (First Lady) Hayrünnisa Gül çiftini diline dolayan Pınar Kür, tepki çekecek sözler söyledi. Çiğdem Anad, Hayrünnisa Gül'ün şatafata ve gösterişe meraklı olduğunu ifade etti ve "Dolmabahçe Sarayı'nın müzesinde gördüğü 35 parçayı istiyor" diyerek konuyu açtı. Pınar Kür, bu sözler üzerine Cumhurbaşkanını Padişaha da benzettiği şu alaycı ifadelerde bulundu: "Sana ne. Kadın alacak tabii o koskoca bir Cumhurbaşkanının karısı. Hatta ahir zaman sultanı. İstediğini alır, istediğini de kullanır sana düşmemiş ona cevap vermek! Alır takımları. Onun ne eksiği var herhangi bir Osmanlı sultanından şekerim. Onun kocası da bunca memleketin başına gelmiş. O da seçilmiş bir padişah, seçilmiş de sayılmaz. Çünkü seçilmiş bir Meclisin seçtiği bir padişah. Ama olsun o daha zevkli. Alır da kullanır da... Bir memlekette sultansan, padişahsan bunu yaparsın. Demokratik bir padişah."
-
6 mayıs 1972
sayin demirefe' sürekli sovyet müdahalesinden bahsediyorsun! o zaman söyle bir soru cikiyor, gercekden o dönemde 70.li yillarda o dönemde sizce sovyetlerin Türkiyeyi hafife alip birde üstüne üstlük batiya karsisina alacak gücü varmiydi bir müdahale sonucu, cünkü bu savunma olmuyor?
-
Suudi Arabistan´da Arap adaleti!
on bes aydir icerde tutulan magdur durumdaki Türk gencine kimse sahip cikmiyor? neden bu duruma basbakan müdahale etmez inanilir gibi degil? cevire cevire ülkemizi muz cumhuriyetine cevirdiler..
-
19 Mayıs Kıyafetleri ve AKP Ekibinin Cinsel Dürtüleri
şaka bir yana bunlar ne ariyor?
-
6 mayıs 1972
Deniz Gezmiş’e çamur atan akıllılar" .. Bulaşmayayım bu yanlislik saçan şizofren akıllılar" diyorum... Demokraside her görüş olur, herkes fikrini söyler diye içimden geçiriyorum... Ama olmuyor, çünkü her sabah başka bir rezillikle uyanıyorum... Türkiye’nin bütününü “faşist” diye nitelediler, hapislerde işkence görenleri, 68 devrimcilerini, Zincirbozan mahkûmlarını, Yassıada avukatlarını, devrimci işçi sendikalarını, profesörleri, hukukçuları, gazetecileri yazarları “cuntacı” ilan ettiler, şimdi de Deniz Gezmiş ve arkadaşlarına çamur atacaklar... “Deniz Gezmiş’lerin zihniyetinde ulusalcı, yabancı düşmanı çizgiler varmış, onlar cesaretle ortaya konabiliyormuş” artık... *** “68 hareketinin vizyonu evrensel değil milliyetçi bir vizyonmuş...” ......................................... Bir insan yanlis olabilir... Bir insan geri ileri olabilir... Bir insan cok yanlisda da olabilir... Ama bir insan, hem yanlis hem arti niyetli hem de bu kadar olamaz, olmamalı... Deniz Gezmiş ve arkadaşları Marksist’tiler... Her Marksist gibi antiemperyalisttiler... Çünkü sömürü düzenine karşıydılar, onun en üst biçimi olan emperyalizme de doğal olarak karşı olacaklardı... 68’ler Amerikan emperyalizminin çok güçlü olduğu yıllardı ve Deniz Gezmiş ile arkadaşları Amerikan emperyalizminin Türkiye ve dünyadaki etkinliğine karşıydılar... *** O dönemin anti Amerikan’cı, antiemperyalist mücadelesini “yabancı düşmanı” çizgi olarak nitelemek için, insanın CIA’den para alması ya da silme düsüncesiz olup milleti de kendi gibi düsüncesiz zannetmesi gerekir... Deniz Gezmiş’ler enternasyonalistti... Her Marksist sosyalist gibi... Ve esasen onun için asıldılar... Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Amerikan emperyalizmine karşı olmalarını, yabancı düşmanlığıyla ve milliyetçilikle adlandırabilmek için ya travmatik kompleks sahibi olmak ya da belli yabancı odaklar tarafından alenen nemalanmış olmak gerekir... Yabancıya, kendi milletinden olmadığı için ırksal nedenlerle karşı çıkan, onu hor gören, nefret besleyen insana ve idelojilere “yabancı düşmanı” denir... Deniz Gezmiş ve arkadaşları, Yunan halkına, İran halkına, Bulgar halkına, Amerikan halkına ya da herhangi başka bir milletin halkına düşman mıydılar ki “yabancı düşmanı” olsunlar?.. Yabancı düşmanı diye Fransız aşırı sağcı lider Le Pen’e denir... Ülkedeki yabancılara, sırf Fransız milletinden olmadıkları için karşı çıkar Le Pen... Amerikan emperyalizmine karşı çıkan Deniz Gezmiş’lerle, Fransız Le Pen’in ve yabancı düşmanlığının ne ilgisi var, nemalanmaya müsait akıllılar" ?.. *** Amerika’nın emperyalist politikalarına karşı çıkmak, sosyalistler için sınıfsal savaşın bir parçasıdır... Buna yabancı düşmanlığı değil antiemperyalizm denir... Siz, yapmakta olduğunuz bu yayınların hangi sermayeyle yapıldığını sorguluyor musunuz?.. Hangi sermayenin “parasıyla” bu kadar ...... yayınları yaptırıyorlar size?.. Bir de, emekli bir generalin Deniz Gezmiş ve arkadaşlarıyla “görüştüğü ve onları eyleme sürüklediği” haberleri var... Buradan yola çıkarak, Deniz Gezmiş’leri de bir çeşit darbeci ya da cuntacı göstermeye çalışıyorlar... Hiçbir utanma, haya, ya da ar yok bunlarda... Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının hareketlerinden kendi iktidar mücadeleleri için yararlanan iki üç generale bakarak, o gençleri ve izledikleri çizgiyi, cuntacılıkla suçlayanlar, birer akıllılar" ... Önce kendilerine baksınlar... Onların söylemlerini şu anda dünyanın en kirli emperyalist güçleri, en vahşi amaçları için söylüyorlar... Deniz Gezmiş’ler kendi yurtsever ve devrimci duygularının dışında kimsenin oyuncağı olarak darağacına gitmediler, ama bugün onlara arsızca çamur atanlar, kendilerinin papağan gibi tekrarladıkları “yabancı istihbarat örgütü dezenformasyonlarının hangi emperyalist gücün çıkarına hizmet ettiğini gayet iyi biliyorlar...” Bilerek ve taammüden Deniz Gezmiş’lere bu çamuru atıyorlar... Çünkü şu anda dünya emperyalizminin “Türkiye için biçtiği rolü” uygulatacaklar... Deniz Gezmiş’ler yabancı düşmanı çizgideymiş... Niye?.. Amerikan emperyalizmine karşı çıktılar diye... Sizlere Ali Kemal demek bile, Ali Kemal’e hakaret olur... Sizler ancak Nazi Almanyası’nın Propaganda Bakanı Goebbels’in kötü bir kopyası olabilirsiniz... ..................................
-
İSLAMİ KESİMDE LÜKS TARTIŞMASI?
Daha fazla acilmiyor? özürdilerim baska iletiye vericegim cevabi yazarken internet disi kaldim tekrar girince böyle duruma düstüm saygilarimla
-
İSLAMİ KESİMDE LÜKS TARTIŞMASI?
gercekleri kisisel bulanik suda aramayalim? Demokrasilerde basbakanda olsan hesap verirsin? demokrasilerde hesap verme catismasi vardir? dinle yönetilen ülkelerde sadece catisma karsi cinsinle vede Tanrilarla catisma vardir?
-
islam Alemi demokrasiye yasam hakkı neden tanimaz?
Bugün islam aleminde Din diye seriat dayatiliyor sana baska bakis acisida kesinlikle tanimiyor? tabiki islam bir dindir özünde bir inanctir, inancın ve güzel geleneklerimizin karşısında bugüne kadar kimse olmadi, taki bugüne gelinene kadar? ama bu gün bize aciktan aciga din diye seriat dayatiliyor bunu görmemek hisetmemek olmaz! bugün gettolasan gettolara cekilen seriatcilarin mahallesinde hangi demokrat laik bir insan özgürce yasayabilir? bugün harem selamlik yerlere ben laik´im laik gibi yerimi alacagim aralarina girecegim diyebilirmisin, iste seriatin ne kadar demokrasiden hoslandigi ortadadir? bir seriat ülkesinde veya söyle diyelim ülkemize seriat geldi? belli süre sonra diyebilirmisin? en basitinden bizim anane geleneklerimizde esarp vardi, Türbani benim hanim takmasin veya kizim,, anane geleneklerimizi bir ölcüde yasatacagim esarp taksin? öyle ya anane geleneklerde bir bakima kutsal kutsallik arayiyorsan kutsaldir?,, hadi cik meydana söyle o saatten sonra,, benim kizim anane gelenegimizi yasatacak ! bilmem ne kadar biliyorsunuz seriat anane, gelenek, görenekde, tanimaz özgürlügünün önüne gecer. Bugün ülkemizde gönlünce yasadigin islami yarin yasayamazsin, o saatden sonra bugün demokratik kazanimlarimizi elbirligiyle artirip gelistirecegimize? hirpaladigimiz laik Türkiyeyi, ülkemizi ararmisin bilemiyecegim? sayin Istanbulian'
- Objektiflerin hıza yetişemediği anlar..
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.