Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Efendi Türkler

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Efendi Türkler tarafından postalanan herşey

  1. Ne yazikki Trafik kazasi olacak diye yakinda bunlar trafigide durdururlar.. görüntülerde halkimizi mafetikleri ortaya cikiyor bu yapilanlar Anatom güclere karsida degil direk HALKA kendi halkina savas acanlar biber gaziyla,, biber gazi ise cok tehlikeli savas silahidir?... cok yazik bu ülkenin var olmasini saglayan Halkimiza.
  2. Efendi Türkler şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
    1 Mayıs’a Merhaba... İşte İlhan Selçuk'un köşe yazısı... Gece hastaneye apar topar götürülürken anımsadım ki Ahmet Haşim’ i Yahya Kemal’ den daha çok severim; şiire vurgun olanların bildikleri aşağıdaki ünlü dizeleri onun yazmasını temenni ederdim: Hafız’ın kabri olan bahçede bir gül varmış .. Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle.. Gece bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış .. Eski Şiraz’ı hayal ettiren ahengiyle.. Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde.. Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter.. Ve serin serviler altında kalan kabrinde.. Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter..” Peki, Yahya Kemal’in bu güzelim şiirinde eksik olan neydi? Yanıt çelişkili ve garip. Azrail!.. . Niçin?.. Çünkü Azrail pek sevimli bir melek sayılmaz: “- Aman Azrail aman.. Tanrı’nın birliğine yoktur güman...” Şiirin sözcüklerine yeniden bir göz atalım: Gül.. Bahçe.. Bülbül.. Bahar.. Ahenk.. Azrail’in ne işi var bunların arasında?.. . Son günlerde çoğu zaman kimi sorulara yanıt vermek zorlaştı. Allah aşkına ortalığı sarıp sarmalayan “ Kutlu Doğum Haftası ”nın futbolla ne ilgisi var?.. Gazetelerin yazdıklarına bakılırsa, önce Fetullah Gülen’ nun adamı Hakan Şükür Galatasaray’ı ele geçirdi... Sonra tevatür şöyle yayıldı : Hakan Şükür’ün dediğine göre “ Kutlu Doğum Haftası ” ünlü uluslararası futbol derbisinde Galatasaray’a yarayacaktı .. Yaradı mı ?.. İşler gittikçe karışıyor.. Fetullah Gülen Galatasaray’a el koyup “ kutlu doğum ”u futbola soktuktan sonra Papa’nın ne yapacağı bilinir mi?.. Meryem Ana’ nın Hazreti İsa öyküsü de kale ağlarına karışıp Hıristiyan yandaşlarına tezgâhlanmaya başladı mı, Hakan Şükür solda sıfır kalır mı kalmaz mı ?.. . Evet, işler gittikçe karışıyor... Kırk yılda bir hastaneye yatayım dedim.. Ben hastanede yataktayken olan bitenlere bir bakın: * Fetullah Gülen’nun Galatasaray’a hamlesi.. * Hakan Şükür’ün “ Kutlu Doğum Haftası ”yla atılımı ... * Katar Emiri Arap şeyhinin medyanın ikinci büyük grubu Sabah’a el koyması ... * Bizim medyanın Arap şeyhine karşı feveranı ... * İslamcı takımın dincilik yöntemleriyle küçük kız çocuklarını aşağılık cinsel politikaları için kullanan pislikler... . Sizlerden bir süre daha izin istiyorum.. Henüz hastanedeyim... Ama, bugün 1 Mayıs... Selam sana 1 Mayıs... Yalnız Türkiye için değil, tüm dünyaya dönük bir değişimin tohumlanması sürecine girdik... Dünyada bir şeyler oluyor... Olacak... Farkında mıyız?.. Türkiye’yi kaşkaval dinciliğin insanlık ve çağdaşlık dışı düzenine sürmek isteyenlerin kulaklarına kar suyu kaçtı ... ..................... ilhan selcuk un yazisiyla bir Mayis´a merhaba derken,, bütün dünyada coskuyla kutlanan bir Mayis,, Ülkemizde ne yazikki Sabahın erken saatlerinden bu yana devam eden 1 Mayıs gerginliği ise devam ediyor.. ve bu arada hükümet tarafindan can güvenlikleri tehlikeye atilan??? Sendikalar kitlesel olarak Taksim'e yürüyüşten vazgeçti.
  3. Ya cinnet ya da hap içirdiler EMİNE ŞENLİKOĞLU (Yazar): Hepimiz şoke olduk. Eğer öyle bir şey yaptıysa ona yazıklar olsun. Ama yapmadıysa da bu bir komploysa, komplo kuranları Allah kahretsin. Vakit yazarı denmesi acı bir şey. Hüseyin Üzmez’in ailesiyle görüştüm. Eşi "Böyle bir şey yok" diyor. Yaptıysa cezasını çeker. Haberlerde duyar duymaz Hüseyin abiyi aradım. "Bacım mahkemeyi bekle, söyleyeceğim bu kadar" dedi. Kız da 14 yaşında değilmiş. Hüseyin abinin tecavüze kalkışacağına inanamıyorum. Öyle bir şey yaptıysa da kesinlikle cinnet geçirmiş derim. Şu anda inanmıyorum. İlerde deliller ne gösterir bilemiyorum. Eşiyle arasındaki yaş farkında Hüseyin Üzmez’in suçu yok. Kendilerinden küçük kız alanlara, "Yaşlı bunaklar" demişimdir. Evlendiklerinde gidip, "Hüseyin abiyle kavga etmeye geldim" dedim. Eşi, "Emine abla onun hiç suçu yok. Kara sevdayla aşık oldum. ’Benimle evlenmezsen intihar ederim’ dedim, evlendik" diye anlatmıştı olanları. Hüseyin abinin, namus konusunda bilinçli olarak yanlış yapacağı kanaatinde değilim. Ya bir cinnet geçirdi, ya bir hap içirdiler diye düşünüyorum. Yüzde 99 böyle bir şey yapmaz ama kalbini Allah bilir.
  4. örnegin? ben kendi adima konudan konuya atlamadan biktim,, fakat okadar dökülüyoruzki bir zahmet asagiya bak!!! Diyanet'ten ''çok eşlilik'' açıklaması İslam Hukuku bir erkeğin birden fazla kadınla evlenmesine izin veriyor ancak bir şartla.. Diyanet, İslam Hukuku'na göre bir erkeğin belirli şartlarda birden fazla kadınla evlenmesi mümkündür diyor. Ancak bir şartla: "Bir erkek iki yakın akraba ile aynı anda evli olamaz." Diyanet İşleri Başkanlığı'nın web sitesindeki İlmihal içinde yer alan evlenmeye ilişkin yazıda İslam Hukuku'nda bir erkeğin belirli şartlarla birden fazla kadınla evlenmesinin mümkün olduğu belirtiliyor. Ancak bir erkeğin iki yakın akraba ile aynı anda evli olamayacağının da altı çiziliyor. Sitedeki yazıda şu görüşlere yer veriliyor: “İslam Hukuku’na göre bir erkeğin belli şartlarda birden fazla kadınla evlenmesi mümkündür. Ancak bir erkek iki yakın akraba ile aynı anda evli olamaz. Bu ilişkinin akrabalık ilişkisine zarar vereceği düşünülmüştür. Bu yakınlığın ölçüsü iki kadından her birini ayrı ayrı erkek kabul edildiğinde bunların birbirleriyle evlenemeyecek derecede yakın akraba olmalarıdır. Teyze ile yeğen buna örnek gösterilebilir. Çünkü hangisi erkek kabul edilirse edilsin diğeriyle evlenmesi hukuken mümkün değildir. Bu nedenle bunların aynı kişinin nikahında birleşmeleri de söz konusu olamaz.”ANKA ................................... saygilar
  5. onlar kendileri icin uyanabiliyorlar! bizde kendimiz icin uyanabilsek?
  6. sayin ftoyd' bilmem ne kadar avrupada bulundunuz tam anlamiyla bilmiyorum fakat daha önce en az bir kac iletinizde vurgulamistiniz zannediyorum avrupayi iyi taniyor belli bir dönemde buralarda kaldiniz ailece,, fakat yukarda yazdiklariniz malesef biraz tam gercekleri yansitmiyor yada tam anlatamamissiniz.. birkere siradan bir boşanma haklari yok demissiniz evet siradan bosanma haklari yok? kafasi esen istedigi gibi bos ol deyip bosanamiyor burasi dogru? cünkü karsisina kilise cikmiyor!! nasil bizde bosanma davasinda nikah memuru cikmadigi gibi.. karsilarina yasalar cikiyor yani bir bosanmada eslere düsen sorumluluklar cikiyor bunu size bir fikra gibi anlatayim,, evli bir cift diyelim cocuklarida var gecinemiyorlar iste burda ciftler kafasina göre tasi topragi toplayip evi terkedemiyor!! terkettigi an kendini sokakda bulur nasilmi eger evi terkeden erkekse! her ay kazancinin dörtte ücünü geride biraktigi Ailesinin gecimi icin her ay otomatikmen parasi oraya gider geriye kalaninlada ancak herhalde sokakda oda tutabilir? onun icindirki bati dünyasinda evlilik ciddi meseledir hop yarin ben evleniyorumla olmuyor eger ayrilirsan o kurdugun yuvayi yasatmak zorundasin sanki o evde yasiyormusun gibi hic bir tacize kalkmadan medenice ve o evde hic bir hak iddia etmeden maddi manevi degerlerini bagisliyarak lütfen bu medeni yanlarini görelim!!! nikahlarin kiyildigi yer olarak kilise kaldi diye imam nikahinla karistirmayalim biraz subjektiv olalim veya objektif ama bir sey olalim? evliliklerini dine baglamayalim.
  7. Dünyanın kanını donduran sapık Öz kızını 24 yıl boyunca evinin bodrumuna kilitleyen ve tecavüz eden Joseph Flitz’in ifadesi dünyayı şoke etti. Avusturya’da öz kızını 24 yıl boyunca evinin bodrumuna kilitleyen ve tecavüz eden Joseph Flitz’in (73) ifadesindeki akıl almaz detaylar dünyayı şoke etti. Babasının tecavüzlerinden altı çocuk doğuran Elizabeth (42) psikiyatri kliniğine yatırıldı 18 yaşında kilitledi Avusturya’da Joseph Fritzl isimli adam, öz kızı Elizabeth’e 11 yaşındayken tecavüz etmeye başladı. Kızı 18 yaşına geldiğinde de bayıltarak evin bodrumunda kurduğu özel odaya kilitledi. Daha sonra karısıyla birlikte haftalarca televizyona çıkıp kızlarının bulunması için yardım istedi. Zorla mektup yazdırdı Aramalar Elizabeth’den gelen “Evden kaçtım, lütfen beni aramayın” diyen bir mektupla askıya alındı. Oysa Joseph mektubu kızına zorla yazdırmıştı. Her şeyden habersiz karısı Rosemarie ise kızının geri gelmeyeceğini kabullenerek yaşamaya başladı. Tüm bunlar olduğunda tarih 1984 yılıydı... Interpol’ün listesinde Aradan geçen yıllar içinde eve Elizabeth’in yazdığı birkaç mektup daha geldi. Bunlardan birinde “Burada çocuk büyütemem. Eğitim yasak” yazıyordu. Polis bunu kızın bir tarikat tarafından alıkonulduğu şeklinde yorumladı. Elizabeth bulunduğunda hâlâ Interpol’ün arananlar listesindeydi. Kızı hastanelik oldu Olaylar Elizabeth ile birlikte yer altında tutulan kızı Kristen’in (19) hastalanmasıyla ortaya çıktı. Kristen ensest ilişkiden doğduğu için ciddi bir hastalık geçirdi. Baba Joseph hastalığın ciddiyetini anlayınca onu hastane kapısına bıraktı. Ancak doktorlar şüphelenince durumu polise haber verdiler. Elizabeth aç bulundu Bu sırada Joseph de Kristen’in ölüm tehlikesi olduğunu anlayıp kızı Elizabeth’i yer altından çıkardı. Karısına da “Bak kızımız bunca yıldan sonra geri dönmüş” dedi. Elizabeth’in açlıktan saçları dökülmüştü, ne olup bittiğini anlayacak durumda değildi. Ama polis olayı çözerek Joseph’i tutukladı. Baba suçunu itiraf etti ElIzabeth psikolog gözetiminde sorguya alındı. Operasyonu yöneten polis müdürüne göre başta dalgın ve sessiz olan Elizabeth polisler “Babanın bir daha sana ya da çocuklarına yaklaşmasına izin vermeyeceğiz” diye söz verince 24 yılda yaşadıklarını tek tek anlattı. Joseph de suçunu itiraf etti. Kliniğe yatırıldılar Her şeyden habersiz olan anne Rosemarie kaçırıldığını zannettiği kızının, 42 yaşına kadar babasının tutsağı olarak aynı evin altında yaşadığını, üstelik onun çocuklarını doğurduğunu öğrendiğinde kahroldu. Rosemarie, Elizabeth ve evdeki çocuklar bir klinikte psikolojik tedavi altına alındı. Avusturya şokta Avusturya ise gelişmeler karşısında şoke oldu. Ülkenin tüm büyük gazeteleri “Bize neler oluyor” ya da “Bu ülkede bir sorun var. Şimdi bunu nasıl çözeceğimizi düşünmeliyiz” yorumlarını yaptı. İçişleri Bakanı Guenter Platter de “Tarif edilemeyecek kadar korkunç bir olay yaşıyoruz” dedi.
  8. BU AKP DAGILIR AKP´liler gemiyi terk ediyor?
  9. Müstahaksınız DÜN büyük bir merak duygusuyla... Zaman'ı, Vakit'i, Bugün'ü, Star'ı, Milli Gazete'yi, Yeni Şafak'ı aldım elime... Merak ettiğim husus şuydu: Bakalım bu gazeteler, "Vakit yazarı Hüseyin Üzmez'in 14 yaşındaki bir kıza tecavüz ettiği iddiasıyla tutuklanması" olayına nasıl yaklaşmışlar? Başladım incelemeye... Yeni Şafak, bulmakta zorluk çekilen gizlenmiş, minik bir haberle geçiştirmiş... Milli Gazete görmezlikten gelmiş... Zaman ve Star iç sayfalarda küçücük haberlerle "Vakit yazarı" bile demeden vermiş. Bugün'de "tık" yok. Vakit Gazetesi ise "aslanlar gibi" olmasa da biraz mahcup bir edayla yazarını savunmuş... "Hüseyin Bey'e komplo kurdular" diyor Vakit... Ardından da "kartel medyası"nı suçluyor... * * * Kendisini "İslam'ın ve Müslümanların gür sesi / Káfirlerin korkulu rüyası" olarak takdim eden bir gazetenin önemli bir yazarı, 14 yaşındaki bir kıza tecavüz ettiği iddiasıyla gözaltına alınacak, üstelik çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanacak... Ve bu olay memleketin bazı gazetelerinde "haber" bile olmayacak... Olacak şey mi bu? Böyle bir "haber" nasıl olur da görmezlikten gelinir? Zaman, Vakit, Yeni Şafak, Bugün ve Star gazetelerindeki arkadaşlar! Söyleyin lütfen... Böyle bir olayın binde biri "kartel medyası"ndan herhangi birinin başına gelseydi... Ne yapacaktınız? "Mahkeme kararını vermedi... Adam belki de masumdur" falan diyerek susup edebinizle oturacak mıydınız? Karşı tarafın her türlü zaafının üzerine amansızca giden sizler, sizin tarafın korkunç bir zaafına adam gibi tepki göstermeyi ne zaman öğreneceksiniz? Ne zaman kurtulacaksınız bu "İslami getto" yaklaşımından? Ne zaman terk edeceksiniz bu "İslami aşiret" mantığını? Nereye kadar gidecek bu ikiyüzlülük? * * * Peki ya kendisini "Müslümanların gür sesi" olarak konumlandıran Vakit'in yaptığına ne demeli? Yazarları Hüseyin Üzmez çok masum bir hayırsevermiş... Kendisine "komplo" kurulmuş... Kim kurmuş bu komployu? Polisler mi? Belli değil... Peki neden kurmuşlar? Belli değil... Nasıl bir komplo imiş bu? Belli değil... Savcı da mı işin içinde? Tutuklama kararı veren mahkeme de mi komplocu? Belli değil... "14 yaşındaki kıza tecavüz" gibi çok korkunç bir iddianın ağırlığından sıyırtmak için bulmuşlar "komplo" diye bir sihirli sözcük, abanıyorlar... "İslam'a hizmet etsin" diye köşe verdikleri adam, yüz kızartan çok korkunç bir iddiayla karşı karşıya... İstiyorsunuz ki... Hafiften de olsa yüzleri kızarsın, biraz utanç duysunlar, bir küçük özeleştiri gayretine girişsinler, biraz mahcubiyet yaşasınlar... Ne gezer! Değil mi ki memlekette her derde deva "Laik/İslamcı" gerilimi var... O halde taktik hazır: Her şeye inanmaya yatkın taraftar kitlene dönüp, "Ey cemaat! Savaş var! Düşman iş başında! Ergenekon komplo kurdu" falan dersin... Ve böylece yeryüzünün en aşağılık işini yaptığı iddia edilen "aşiret mensubu"nu koruyup kollarsın... * * * Oysa... "Herkes yaptığından sorumludur" cümlesi, "Medeniyet dersine giriş"in ilk cümlesidir... "Çifte standart dünyanın en ***** işidir" cümlesi, aynı dersin ikinci cümlesidir... Ve tabii "Başkalarına layık gördüğün muameleyi, kendi aşiretinin üyelerine yapmazsan sana kimse güvenmez" ilkesi ise aynı dersin üçüncü cümlesidir... Eğer bu dersler hakkıyla bellenmezse... İslami kesim dediğimiz bu kesim, "**** hafız", "***** yazar", "üç karılı tüccar" haberleriyle daha çok darbe yiyecektir...ahmethakan
  10. İETT'de 100 milyon euro’luk yolsuzluk İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki İETT'de inceleme yapan İçişleri Bakanlığı müfettişleri, yaklaşık 100 milyon euro’luk usülsüz işlem ortaya çıkardı. '50 Metrobüsün alımında usulsüzlük yapılmıştır. Yine aynı yöntemle 50 Mercedes Capacity otobüs alımı işlemi de usulsüzdür. 40 milyon dolarlık Topkapı-Edirnekapı-Sultançiftliği tramvay hattı yapımı ihalesiz olarak bir firmaya verilmiştir. Otobüslere reklam giydirilmesinin 10 yıllığına bir firmaya verilmesi ve İETT duraklarının yapım ve reklam işlerini yapan firma sözleşmesinin 10 yıl uzatılması yasaya aykırıdır.' İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki İETT'de inceleme yapan İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin hazırladığı rapor başta İçişleri Bakanı Beşir Atalay olmak üzere tüm AKP yönetimini huzursuz etti. Tayip Erdoğan dönemindeki müfettiş incelemelerini kasıtlı bulan ve suçlanan isimleri TBMM’ye taşıyan AKP yönetimi bu kez nasıl bir tavır izleyecek tartışılıyor. İşin ilginci ise müfettişlerin bizzat Bakan Atalay tarafından görevlendirilmiş olması. Rapor sonrası Kadir Topbaş’ın yeniden adaylığının da parti içinde huzursuzluğa yol açabileceği belirtiliyor. İşte müfettiş raporunun ayrıntıları: OLAY 1: İETT’nin şehiriçi taşıma ve trafik sorununu çözmek amacıyla Hollanda’dan satın aldığı Metrobüslerin alımında usulsüzlük yapılmıştır. Müfettişlerin ihale, satın alma ve ithal etme sürecini kapsayan incelemesi sonucu, 63 milyon Euro'ya alınan 50 Phileas Metrobüsün ihale yapılmadan "doğrudan temin yoluyla" satın alınmasıyla usulsüzlük yaptıkları saptandı. Müfettişlere göre en büyük usulsüzlük otobüs alımında rekabet ortamı yaratılarak fiyat indiriminin adeta önüne geçmek. OLAY 2: İETT tarafından alınan 5o otobüsün alımında da usulsüzlük yapılmıştır. Bu alımda da aynı metrobuste olduğu gibi ihaleye çıkılmamış, 15 milyon 750 bin Euro bedelle alımı yapılan 50 Mercedes Capacity otobüs, "doğrudan temin yoluyla" yapılan işlemle kurum envanterine girmiştir. Bu da suç olup ayrı bir araştırma konusudur. OLAY 3: İETT’nin yaptığı işlemlerde ihale yapmamayı alışkanlık haline getirdiği gözlenmiştir. Topkapı-Edirnekapı-Sultançiftliği tramvay hattının yapımının detaylı incelenmesi sonucu burada da usulsüz işlemler saptanmıştır. Yaklaşık 40 milyon dolar maliyeti olan ve belki de daha da artması beklenen bir inşaat işi usulsüz ve ihalesiz olarak bir firmaya verilmiştir. OLAY 4: İETT büyük getirisi olan ve günümüzde giderek yaygın şekilde kullanılan reklam mecrasında da usulsüz işlemler yapmıştır. İlk olarak otobüslere reklam giydirilmesi işinin ihale edilmeksizin 10 yıllığına bir firmaya verilmesi yasalara aykırı bir işlemdir. Bu işlemin iptal edilerek ihaleye çıkılması gerekmektedir. Ayrıca süre de çok uzundur. İkinci olarak, İETT duraklarının yapım ve reklam işlerinin de 10 yıllık süre uzatılarak aynı firmayla devam edilmesi de yasalara aykırıdır. Bu da yeniden ihaleye çıkılarak yapılmalıdır. SONUÇ: İçişleri Bakanlığı’nın müfettişleri tarafından hazırlanan “yolsuzluk ve usülsüzlük raporu” bakanlık bilgisiyle adli işlem yapmak için Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Dosya üzerinde incelemelere başlayan savcılık, işlemlerde imzası ve sorumluluğu bulunan başta İETT Genel Müdürü Mehmet Öztürk olmak üzere kurum üst yönetimi hakkında adli soruşturma başlattı. Olayın ciddi bulunması halinde her an gözaltı işlemi başlatılabilir.vatan
  11. ne namus düskünü insanlarimiz varmis!!! namusun yaninda, tevbe yide yaninda tasimaya ihmal etmiyorlar.
  12. Efendi Türkler şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    insanlar topragi isleye isleye bazilarida etrafi baka, baka Ahlaki degerlerini kavusmustur,, beslenmesine gelince bilimlemi ilimlemi din ilemi onu arastirmakda yarar var sayin 'TARAFSIZ'
  13. o gazete ne mahkemeler kurmadiiki? burdada kurmasin! sonra kiz cocuklari dedik o gazete ezelden beri ufak kizlari kafayi takmistir??? öyle degilmi sayin CYRANO',, sonra o insanlık suçunu ezelden beri islemiyorlarmi.. Öğrencilere 19 Mayıs sansürü 20 Mayıs 2007 Pazar 10:04 Vakit gazetesi, 7-9 yaşları arasındaki balerin kızın etek altını da fotograflarini cekip göstermedimi daha ilgincleri bunlarin evlerinde dahi olabilir??? . yukardada 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarında öğrencilerin gösteri icin giydigi kıyafetleri "yarı cıplak" bularak, ögrencileri bu sekilde yayinlamadimi bunlarin Ahlaki nerde... nerde etek o etegin altina girmeye calismak... yukardaki vakit haberinde ufacik ögrencileri kendi dogrultusunda fotograflayip cıplak ögrenciler diye nara atmisti megerse nefsileri kabarmis kendilerine güvenleri yokmus.. kisacasi Kücük kizlardan sehvetlenen ve bir badi giyen kizin fotografin pornomus gibi mosaiklestiren bu yobaz subyancilarin kimden yüz aldiklarini cok merak ediyordum??? bunlarin amaci şeriat devletine kavuşmak! herhalde hayranlik duyduklari sadece bu fotograflarla yetinmek le kalmayacaklarini? bunu 78 yaşındaki Hüseyin Üzmez' cok güzel ortaya koymustur.. evini didik etsinler neler cikacaktir! saygilarimla
  14. sayin CYRANO' herseyden önce 14.yasindaki bir kisi iftira atmaz? atsada tutarliligi olmaz kisa zamanda aciga cikar! planli olsaydi herseyden önce herhalde 14.yasini secmezlerdi,, sonra vakit gazetesine karsi kimse böyle plan yapmaz bu plani yapacak var olan karakter onlarda.. vakit gazetesi tabiki telas icinde birseyler karalayacak özü dogrultusunda bu sekilde yazmasaydi zaten özüne ters düserdi bunlarin Ahlak anlayisi bu kadar.. saygilarimla
  15. Vakit yazarı 14 yaşındaki kıza tecavüz etti! Vakit gazetesindeki tutucu yazıları ve kavgacı tavırlarıyla tanınan 76 yaşındaki Hüseyin Üzmez, 14 yaşındaki B.Ç.?ye tecavüz suçlamasıyla önceki gece Bursa?nın Mudanya ilçesinde gözaltına alınarak tutuklandı Peygamberimiz 9 yaşında bir kızla evlene biliyorsa??? ****** yetmisin üzerindeki adam 14.yasindaki kiza tecavüz ediyorsa? o zaman bunun dince tecavüzü kücük kiza karsi islenmismi olacak??? yoksa kadinlik yapacak yasa erdigi icin normalemi girecek bunu nasil ele alacagiz bilemiyorum müslümanlik bayagi zor! Efendi Türkler
  16. Siyasal islamcılıgın baslıca sermayesi yalan ve iftiradır... laik insanlari Araplasmaya karsı önlerinde en büyük engel olarak görürler araplıgı reddeden! ,,cagdas laik modern ilerici aydin temiz ahlakli dürüst hayati seven insanlari,, sevemezler.. sorun araplasmak.. gercekleri göz önüne koymaya calisanlar onlarin kulaklarini sagir edercesine cilgina cevirir hatda onlarin araplasma aski okadar baskindirki? 14.yasindaki kizlarla özlemlerini gidermek isteyen vakit yazari gibi insanlar kendi 14 yasindaki kizini halletse bile bunda bir hayir vardir diyecek kadar basite alacak kadar gözleri kararmis kisilerdir,, artik bunlar tamamen yozlasmis insanlar demekden baska care kalmiyor, artik yapabilecegimiz bu yozlasmis insanlarin elinden kurtarabildigimizi kurtarmaya calisacagiz kendi kizlari dahi olsa dogrulari sonuna kadar kovalamak pusulayi dogru tutmak bizim laik ahlakimizin temelidir bizler birileri gibi ne Arap isbirlikcisi nede ABD isbirlikcisi bizim temel görüsümüz var ATATÜRKÜN işiginda yürümek Efendi Türkler
  17. Doğan Dede’nin söyledikleri İşte Vakit gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez'in bugünkü köşe yazısı.. Burada yazacaklarımın canlı şahitleri, çok şükür hâlâ hayattalar. Şayet Sayın hemşerim Prof. İzzettin Doğan şahitlerin kimler olduğunu sorarsa, kendilerine isimler verebilirim. 1950’de orta okulu birincilikle bitirmiştim. DP (Demokrat Parti) iktidara geçeli altı, yedi ay kadar olmuştu. Prof. İzzettin Doğan’nın rahmetli babası, Doğan Dede, DP Milletvekili idi. Biz çavuşoğlu Mahallesinde, Rahmetli Osman dayımın evinde, kira vermeden oturuyorduk. Fakir bir aile çocuğuydum. Rahmetli anam, Malatya Mensucat Fabrikasında işçi olarak çalışırdı. Beni okutacak güçte değildi. O zaman da bugünkü gibi Alevî kardeşlerimiz CHP’ye oy verirlerdi. Alevîlerin en ileri gelenlerinden, bir Haçuvalı Abo Dayı vardı. çocukları Hasan’la Hüseyin Kapıkıran’lar orta okulda benim sınıf arkadaşlarımdı. Abo Dayı ve hanımı Emine hala, beni öz çocuklarından ayrı tutmazlardı. Kendi çocuklarına ne alırlarsa, bana da onu alırlardı. öz teyzem Zeynep’le Abo Dayı gilden başka kimse bize sahip çıkmazdı. çoğu geceler onlarda kalırdım. Bir gün önemli bir misafir gelecek diye, harıl harıl hazırlık yapıyorlardı. Ben eve gitmek istedim. Abo Dayı ve hanımı Emine Halam müsaade etmiyorlardı. Abo Dayı: “Gitme oğlum. Seni kıymetli bir misafirimle tanıştıracağım” diyordu. İriyarı, temiz yüzlü, (O zamanki deyimimizle) Lengerli Şapkalı bir adam geldi. Büyükler omzunu, küçükler ellerini öpüyordu. Ben de öptüm. Misafir: “Bu delikanlı da mı oğlun?” diye Abo Dayıya sordu. Abo Dayı, öz evlatlarından daha yakını olduğumu söyledi. “İnşallah duanız bereketi ila bu çocuk, ilerde çok büyük bir adam olacaktır” dedi. Lengerli Şapkalı benimle çok ilgilendi. çok güzel ve etkili konuşuyordu. Rahmetli Menderes’i övmekten de geri durmuyordu. Alevîlerin Demokrat Parti’ye oy vermeleri gerektiğini ısrarla belirtiyordu. Abo Dayı, Menderes Ezanı Arapçaya çevirerek, bütün Sünnîlerin oylarını aldığından bahsetti. “Bırakın, biz de CHP’ye rey verelim” dedi. Doğan Dede bana döndü. Ne düşündüğümü sordu. Sorusuna karşılık ben de kendilerine, Menderes’in namaz kılıp kılmadığını sordum. Kılmıyormuş. İlaveten kendisinin de kılmadığını söyledi. “Bana söylendiğine göre siz Peygamber soyundan geliyormuşsunuz. Başta Hz. Ali olmak üzere, bütün Sahabe, Ehli Beyt, 12 İmam ve bütün Evlad-ı Resul Namaz kılmıyorlar mıydı?” dedim. “Elbette ki kılıyorlardı. Zamanla insanlar gevşedi. Muhabbetten M. doğar dediler ve Allah'ın kesin emri olan namazı terk ettiler. Ve işi muhabbete döktüler. Muhabbetsiz namazdansa. Namazsız niyazı tercih ettiler. Tabiî ki bu yanlıştı. Dinde ve ibadette aslolan Allah’ı bir an dahi unutmamaktır. Ruh daima Kıbleye dönük, gönül daima secdede olmalıdır. Gerçek bir mümin için, bütün yer yüzü mescit, alınan her nefes dua, atılan her adım cihat, rızayı bari için yapılan her hareket, ibadettir. Namazı terk etmenin hiçbir gerekçesi olamaz. İbadeti de ihlas ve samimiyetle yapmayan Allah’ın sonsuz rahmetine nail olamaz. Bizler günahkâr kullarız. Sadece Rabbimizin sonsuz rahmetinden ümitvarız” demişti. Aradan 50 yıldan fazla zaman geçti. Söylediklerini aynen hatırlamam mümkün değil ama… Mealen böyle söylemişti. Sözleri beni son derece etkilemişti. O gece ve müteakip geceler büyük bir huzur içinde uyumuştum çok değerli hemşerim, Prof. Sayın İzzettin Doğan, elini vicdanına koysun da söylesin. Kendi sözleri ile muhterem ve mübarek babasının söyledikleri zerre kadar örtüşüyor mu? Derin saygılarımla…
  18. Vakit yazarı küçük kıza tecavüzden gözaltında VAKİT Gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez, Bursa'nın Mudanya İlçesi'nde 14 yaşındaki L.Ç.'ye tecavüz ettiği iddiasıyla gözaltına alındı. 78 yaşındaki Hüseyin Üzmez'in bir saat içinde adliyeye çıkarılması bekleniyor. ÜZMEZ KİMDİR? Hüseyin Üzmez, ilk silahlı sağ eylemcisi. 22 Kasım 1952 tarihinde, lise son sınıf öğrencisiyken, ‘‘Allah düşmanı’’ dediği Vatan gazetesi sahibi ve başyazarı Ahmet Emin Yalman'a 6 el ateş etti, ‘öldü' diye bıraktı. ‘‘Öldürmeye teşebbüs’’ suçundan 10 yıl tutuklu kaldı. Cezaevinden çıktıktan sonra lise ve hukuk fakültesini bitirdi. Özal hükümetinde Sağlık Bakanı Mehmet Aydın'ın özel müşaviri oldu. Milliyetçi Çalışma Partisi'nin genel başkan adayı oldu. Can Pazarı adlı aşk romanının aynı zamanda kahramanı olan Hüseyin Üzmez, üniversite öğrencisi ile yaşadığı aşkı romanlaştırdı.MUDANYA (Bursa), (DHA)
  19. Efendi Türkler şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
    Sübyancı hafız! Topkapı Sarayı'nda Kur'an okumakla görevliydi Topkapı Sarayı'nın Kutsal Emanetler Bölümü'nde 24 saat Kuran-ı Kerim okuyan hafızlardan S.E internette tanıştığı yaşları 14 ile 16 arasında değişen onlarca çocukla cinsel ilişkiye girdiği iddasıyla tutuklandı. S.E'nin tanıştığı çocukları para vererek ya da hediye kontör alarak cinsel ilişkiye zorladığı ileri sürülüyor.. Geçtiğimiz gün Bayrampaşa'da linç edilmeye çalışılan kişinin S. E. (35) olduğu ortaya çıktı. Fatih Adliyesi'ne gönderilen Fatih Müftülüğü'nde çalışan evli iki çocuk babası S.E, küçük çocuklara cinsel ilişikiye girerek istismar ettiği suçlamasıyla tutuklandı. 2 şüpheli ise yer temin etmek ve yardım etmek suçlamasıyla aynı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. PARKTA LİNÇ GİRİŞİMİ İstanbul Bayrampaşa İsmet Paşa Parkı içerisinde bir kişinin linç edildiği bilgisi üzerine Bayrampaşa Önleyici Hizmetler Büro Amirliği'ne bağlı ekipler adrese gitti. Parka gelen polisler bir kişinin yaklaşık 10 kişi tarafından linç edilmeye çalışıldığını gördü. Zanlı hemen polis aracına bindirilerek Bayrampaşa Merkez Karakolu'na götürüldü. Linç girişiminde bulunan 5 kişi de zanlıyla birlikte karakola götürüldü. Polis olaya karışan tarafları sorguya aldı. Linci gerçekleştirdikleri ileri sürülen kişiler dövdükleri kişinin arkadaşlarına cinsel tacizde bulunduğunu iddia edince soruşturma derinleştirildi. Sorguya alınan 3 genç ifadelerinde şunları söyledi. TACİZCİYİ YAKALAMAK İÇİN TUZAK KURDULAR S.Y. ifadesinde "Arkadaşım C.D internette bir sapıkla tanıştığını söyledi. Ben de bu kişiyle tanışıp onu yakalatmak için internet adresini aldım, kendi adresime ekledim. Kabul etti. KANDIRMAK İÇİN KONTÖR GÖNDERDİ Konuşmaya başladık. Kamerayı aç dedi. Sen hoş çocuksun, sana kontör alayım dedi. 100 kontör gönderdi. Benden hoşlandığını söyledi. Buluşma teklif etti. Bana sabahları mesaj atıyordu. Günaydın sesini duymak için aradım. Sadece seni seveceğim dedi. Fantezilerimi sordu. Buluşma yeri olarak Bayrampaşa'yı verdim. Arkadaşlarla da sözleştik. Onun gerçekten sapık olup olmadığını öğrenmek için Bayrampaşa'ya davet ettim. Pastanede buluştuk. Arkadaşlarım da bizi takip ediyordu. C.D., E.D., M.G. bizi takip etti. İsmet Paşa Parkı'na geldik. Elimi tutunca arkadaşıma bağırdım, dövmeye başladık. Bu kişi C.B (15), R.Y. (16) ve birkaç kişiyle daha para karşılığı ve kontör alarak birlikte olmuş.1 yıl boyunca." dedi. Linç girişimi esnasında yaralanan S.E. götürüldüğü polis merkezinde iddiaları reddetti. Kavga ettiği kişileri tanımadığını söyledi. S.E. Bayrampaşa Devlet Hastanesi'nde doktor kontrolünden geçirildi. KUTSAL EMANETLER BÖLÜMÜ HAFIZI S. E.'nin Fatih Müftüğü'nde çalıştığı ve gündüzleri Topkapı Sarayı'ndaki Kutsal Emanetler Bölümü'nde Kuran okuduğu öğrenildi. Fatih Müftülüğü S.E'nin süresiz izne çıktığını belirtti. S.E. TUTUKLANARAK BAYRAMPAŞA CEZAEVİ'NE GÖNDERİLDİ Savcılık tarafından küçük yaştaki erkek çocuklara cinsel taciz iddiaları üzerine gözaltına alınan S.E. polis merkezindeki sorgusunun ardından Fatih Adliyesi'ne gönderildi. Linç olayına karıştığı belirlenen 3 zanlı ile S.E'ye yardım ettikleri ileri sürülen 2 şüpheli adliyeye sevkedildi. Mahkemede suçlamaları reddeden S.E savcılıkta verdiği ifadesinin ardından çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. 2 şüpheli de S. E.'ye yardım edip yer temin ettiği gerekçesiyle tutuklandı. FATİH'TE EV TUTMUŞ Polis soruşturmada S.E'nin Eminönü'ndeki evinde de arama yaptı. Savcılığın arama kararıyla S.E'nin evinde bazı CD'lere de el konuldu. S.E'nin evli ve 2 çocuk sahibi olduğu öğrenildi. Polis, cinsel istismara uğradığı ileri sürülen erkek çocukların ifadeleri doğrultusunda Çapa'da bulunan bir eve de baskın düzenledi. Çapa'daki evde yaptığı aramada kadın iç çamaşırlarına da rastladı. S.E'nin tanıştığı kişileri kiralık tuttuğu bu eve getirdiği ileri sürüldü. BİLGİSAYARINA EL KONULDU YAZIŞMALARI İNCELENİYOR Soruşturmayı derinleştiren polis S.E'nin Çapa'da kullandığı bilgisayarına el koyarak yazışmalarını incelemeye aldı. Soruşturma sürerken istismar edilen çocuk mağdurların sayısının artacağı öğrenildi. LİNCİ CEP TELEFONU İLE KAYDETTİLER Cinsel istismarla suçlanan S. E'yi parka çağırarak feci şekilde döven kişiler bunu da cep telefonuyla kaydetti. Görüntülerde çok sayıda kişinin S.E'ye art arda tekme ve yumruklarla vurdukları görülüyor. KUTSAL EMANET HAFIZLARI ÖZENLE SEÇİLİYOR Topkapı Sarayı'nın Kutsal Emanetler Bölümü'nde 24 saat kesintisiz Kur'an-ı Kerim okunuyor. Bu 5 asırlık geçmişi olan bir gelenek. Bugün 12 seçkin hafız bu geleneği sürdürüyor. Hafızların tümü 4 yıllık fakülte mezunu. Hafızlar İlahiyat Fakülteleri başta olmak üzere, 4 yıllık üniversiteleri bitiriyor. S. A- İSTANBUL DHA
  20. arkadasim sevgili nedir,, evlilik nedir??? onu bir zahmet iyice arastir,, sonra tamam imam olsun resmi olsun üc kariyla nikah kiyip bir arada yasamak ne demek.. hangi ahlak kurallarina sigiyor bunun toplu seks le arasinda ne fark var.. sonra sevgili olarak yasamak la evli adamin yasayacagi belki hayatinda bir sefer kacamakla karistirma? birde bu haberin ilginc yani seriat düzeni getirmek isteyen bu yolda mücadele veren insanlarin gercek yüzünü görme acisindan cok anlamli??? böyle insanlar hem kadinla hem dinle aklini bozduklari icin cok felaketlere yol acabilirler.. bunlar yasadiklari toplumda zararli insanlardir.. bunu unutmayalim!
  21. sayin bekir ben böyle konusan insanlarin ne yazik ki edebiyatini anliyamiyorum? bence böyle insanlarin gecmisleride cok karanlik tam anlamiyla nereden geldikleri nasil böyle ortamlarda yuvalanarak hayat bulabiliyorlar bunlara nasil göz yumuluyor, anli sanli laik cumhuriyetimize hic yakismiyor.. karanlik caglari terkeden dünyamizda,, millet halkinin cikarlari icin kostururken bizler daha böyle insanlari ülkemizde sirtimizda kene gibi dolastiriyoruz.. ne demis edebiyat zatüresi gecirmis sahsiyet!!! müslüman kafirle catisirsa Türk unvani alabilir? Türk yok,, müslüman var eger kafirle catisirsada bu sahsiyet belki verecegi unvanlardan lütüf ederse isteyene Türk unvani da dagitiyor... bu Arap milliyetcisinden öte Arap fasolugudur. burasi Türkiye ama ne yazikki arap fasolari vede arap fasolari özentileri ülkemizde cirit atiyor ve bizim adimizi bizlere unvan olarak verme cesaretini göstere biliyorlar.. Efendi Türkler
  22. Efendi Türkler şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
    Üç karımla yaşıyoruz kime ne? TEKBİR Giyim’in sahibi Mustafa Karaduman, 3 eşli olduğunu, tüm eşleri ve çocuklarıyla birlikte aynı evde yaşadıklarını itiraf etti. Karaduman, Ahmet Hakan’ın dün Hürriyet’te yayımlanan köşe yazısında, 4 eşli olduğu yönündeki yazısıyla gündeme gelen iddiaları VATAN’a değerlendirdi. Karaduman, VATAN’a çok çarpıcı açıklamalarda bulundu: Boşanıp da mı evlendiniz her seferinde? MK: Yok hayır. Bir aradayız, çocuklarımız yanımızda. Çocuklarımın hepsi benim üzerime kayıtlı. İmam nikahı bizim dinimizde, inancımızda var mı bilmiyorum. Siz nasıl tanımlıyorsunuz evliliklerinizi? MK: Ben evliyim. Siz nasıl tanımlarsınız bilemiyorum. Kendi çocuğum var üzerime kayıtlı. Resmen devletin tanıdığı benim çocuğum. Babası benim soyadı benim, annesi de kendi annesi. Ama eşleriniz resmi nikahlı eşleriniz değil... MK: Türkiye Cumhuriyeti ne şey yapıyor bilemiyorum. Benim gizlim de yok. Benim için yeni bir şey olmadığı için gündemimde de yok. Yani aile içinde gizli birşeyimiz yok bizim Allah’a şükür. Kaç çocuğunuz var? MK: Gerek var mı, bunlar özel bilgiler. Durumunuzu nasıl tanımlıyorsunuz? MK: Bu konulara çok girmeye gerek yok. Ben evliyim çocuklarım var. Türkiye Cumhuriyeti’nin şeyi de çocuklarıma “Babası Mustafa Karaduman, annesi falandır” diye kimlik vermiş. Gerisi benim şeyim değil. Benim inancımda da bunlar yasak şeyler değil. Çocuklarım aynı okulda, bir problemleri de yok Allah’a şükür. Bugüne kadar da hiçbir yasal sorun yaşamadım. Eşlerinizle ilgili durum şu an yasak değil mi? MK: Çocuklarım için yasaların bana tanıdığı hakla, onları kendi annelerinin adıyla benim kütüğüme kaydettirdim. Hepsi resmi olarak soyadımı taşıyor. Gerisi beni ilgilendirmiyor. Benim için problem teşkil etmiyor. Eşlerimle ilgili durum için Türkiye Cumhuriyeti şeylerinde resmi muamele kabul etmiyorlar. Çocukları kabul ediyorlar. Benim problemim değil. Önceki hanımla olan evlilik cüzdanımı da hiçbir yerde hiçbir şekilde kullanmadım. İhtiyaç da duymadım. Tozlu sayfalar arasında duruyor. Ahmet Hakan, 21 yaşında bir kızla yeni bir evlilik yaptığınızı da ortaya attı, doğru mu? MK: Hayır bu doğru değil. Asparagas. Son evliliğim 1993 yılında.
  23. Ülkemizde cirit atan dis güclerce beslenen cemaatlerin etkisinde kalan anti laiklestirilmis genc kizlarimizin demokratik bir toplumda yüksekögretim kurumlarında Yasal olarakda dinimin geregi diyerek yüksekögretim kurumlarıni girmelerini, onlarin sirtindan cemaatlerin oralarida zapted mesine kimse göz yumamaz,, her akli basinda olan bu olayi göz yummamalidir,, buna göz yummak toplumu fikirsel olarak bölenler o saatden sonra yani okullara girdikten sonra türban,, deminde belirtigim gibi fikirsel olarak bölünme noktasina getirenler o saatden sonra da catisma noktasini getirmis olacaklardir.. amacda budur,, ülkemizi bölmek parcalamak onun ötesinde teori üretmek cok insafsiz olur!! bu cemaatlerin catisma halinde olan bölücülere verdigi destekde ortadadir ayni sekildebu bölücü mensubu kisilerinde özgürlük adi altinda hatda sol kisvesi altinda türbana verdigi destekde ayni sekilde ortadadir??? inanç özgürlügünün de bir sınırı vardir bu özgürlük bugün pkk yida besliyorsa dis gücler basta ABD olmak üzere? okullara girecek türbani cok iyi analiz etmemiz gerekiyor,, ülkemizden türban ne istiyor.. Efendi Türkler

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.