Efendi Türkler tarafından postalanan herşey
-
GÖRKEMLİ KAYBEDENLER
heryanimiz komplo teoriciligi Cem Karaca'ydı şimdi Barış Akarsu... hayret ya! komplo teoriciligi icin partilerin icine sürülen Merve kavakci olayi gibi.. desen olurdu!!! Avrupada on milyonlarca insanimiz var cagdas insanlarimiz cok yüksek basarilari yakalamis basaridan basariya imza atiyor ve ayni sekilde on binlerce bayanimiz cagdas bayanimiz kariyelleriyle basaridan basariya imza atiyor ve is hayatlarini kesintisiz o sekildede sürdürüyorlar... sormak lazim??? neden Merve kavakci olayi yasanmaz buralarda? komplo teoriciligi icin buralarda,, buralarin müsait olmadigi icin mi? birde herhalde ikinciside diyelim cagdas yoldan gitmeyen laik olmayan bir tane bayanin bu basarilara müsait olmadiklari icin mi,, müsait olduklari yer sadece ülkemiz??? mecliste yapilan Merve kavakci olayi gibi.. daha dün vapurda yapilan pravokosyon olayi,, evet avrupada bir tane basariya kucak acmis bir merve göremezsin,, bir tane okuyupda belli noktaya gelmis anti laik bayan göremezsin!!! Avrupada engel olan ne? kendi Aile bireyleri arasinda dahi harem selamliga dönüsterenler evet bu insanlarimiz icin nasil bir parti kurabiliriz??? Marsda kursak bu sefer Dünya ile aralarina harem selamlik kurarlar.. bu insanlara nasil hizmet edecegiz iste karamsarligin püf noktasi!!! genede sayin 'karabekir' anlamadigim sizi bu kadar karamsalliga iten nedir? herhalde is hayatiniz var önünüzde bir düzeniniz var daha güzelini basarmak icinde ugrasiyorsunuz o zaman nedir bu karamsarlik önünüzden birileri birseylerimi aliyor bu kadar ki karamsarliga kapilmissiniz.. yoksa sizinle Tanrinin arasina girenmi var ,, yoksa birileri Allah iman deyip her daim önünüzden haklarinizimi götürüyor.. gercekden durumunuza üzüldüm eger icinde bulundugunuz karamsarligi daha iyi acarsaniz sevinirim... saygilarimla
-
'Her ikisi de anti-demokratik'
'Her ikisi de anti-demokratik' Erdoğan-Bin Ladin benzetmesine öfke! TÜRKİYE'nin Sidney Başkonsolosu Renan Şekeroğlu, Avustralya'da bir gazetede yayımlanan köşe yazısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın terör örgütü El Kaide lideri Usame Bin Ladin'e benzetilmesine tepki gösterdi. Avustralyalı yazar Daniel Pipes'ın, Sidney kentinde yayınlanan `The Sydney Morning Herald' gazetesindeki köşesinde terörist Usame Bin Ladin ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında benzerlik kurmaya çalışması ve "Her ikisinin de anti demokratik bir düzen kurma amaçları olduğunu" iddia etmesi, bölgede yaşayan Türkler'in tepkisini çekti. Sidney Başkonsolosu Renan Şekeroğlu, 14 Nisan'da yayımlanan `Give Muslims time to find democratic feet' (Demokrasiyi Bulmak İçin Müslümanlar'a Zaman Verin) başlıklı yazı nedeniyle bu gazeteye mektup göndererek tepkisini dile getirdi. Gazetenin bugünkü sayısında yer alan `Başkonsolos Şekeroğlu' imzalı yazıda, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile terörist Usame Bin Ladin'in bir tutulmasının `kesinlikle kabul edilemez' olduğunu belirtti. Avustralya'da yaşayan Türk toplumunun yazıdan sonra üzüntülerini kendisine ilettiğini belirten Başkonsolos Şekeroğlu, "Başbakan Erdoğan ile bir teröristi aynı kefeye koymak saygısızlıktan daha da öte bir şey" yorumunu yaptı. Erdoğan'ın demokratik olarak gerçekleştirilen bir seçim ile Başbakan olduğunu hatırlatan Başkonsolos Şekeroğlu, Mustafa Kemal Atatürk'ün laik, demokratik ve toplumsal devlet yapısını kurduğunu ve 1923'te ilan edilen Türkiye Cumhuriyeti'nin bu yıl 85'inci yaşını kutlayacağını vurguladı. Şekeroğlu, "Daniel Pipes'ın Ortadoğu Forumu'nun idarecisi olma sıfatının diğer insanları yanlış yönlendirme hakkı verdiğine inanmıyorum" dedi. Başkonsolos Renan Şekeroğlu, geçen ay da Marie Claire dergisinin PKK'lı bir kadın terörist ile yaptığı röportajda asılsız bilgiler verdiği ve teröristi öven yazılar dolayısı ile dergiye özür metni yayınlatmıştı.Muzaffer ÖZÇELİK/ MELBOURNE, (DHA)
-
''Türkler sopa zoruyla Müslüman oldu''
''Türkler sopa zoruyla Müslüman oldu'' İsmet Özel'in "Müslüman olmayan Türk olmaz" çıkışı tartışılmaya devam ediyor. Ünlü tarihçi gazeteci-yazar Murat Bardakçı ve şair İsmet Özel canlı yayında tartıştı HABERTÜRK'te Parantez programında karşı karşıya gelen iki isim arasında oldukça sert bir tartışma yaşandı. İşte Bardakçı'nın "Şairin iyisi fikri alanda sapıtır" demesiyle daha da alevlenen canlı yayındaki o tartışma.. İsmet Özel: "Kafirle çatışmaya kalkan müslümana Türk denir. Sözünün arkasında duruyorum. Dünyada milliyetçilikle dinini birleştiren tek unsur var o da Türk. Hıristiyan Arap olur ama hıristiyan Türk olmaz. Türkler'in müslüman olması diye bir şey yok. Ural-Altay arasında bulunan bozkır ahalisinin müslümanlıkla tanışması sonucunda seçilmiştir" Murat Bardakçı: "Nasıl tanışıyor? Sopa zoruyla mı? Oradaki Türk komutanların canına okunmuştur. Onbinlerce kelleleri mızrakların üzerine dikilmişti."karşılığını verdi. İsmet Özel: "Türkleri müslümanlıktan soğutmak için uydurulmuş yalanlardır. " Bardakçı: "Bunları Araplar kendi tarihlerinde yazıyor, yapmayın... Kavimler Göçü büyük palavradır. Türklerin müslüman olması sopa zoruyladır. Türkler kılıç zoruyla Müslüman oldu. Emeviler canımıza öyle bir okudu ki.. Hangi Türkler koşa koşa müslüman oldu? " Özel: "Türkler koşa koşa müslüman olmadı çünkü Türk Türkiye'de doğdu, Türkiye'de müslüman oldu." Bardakçı: "Biz tarihe sadece bizim tarihimizden bakarız. Bunlar içinde çok büyük palavralar vardır."
-
İLginç tasarımlar
Dağı heykel yaptılar! Azmin elinden hiçbirşey kurtulmuyor. İşte yıllar süren bir çabanın eseri. Dikkat bu fotoğraflarda photoshop hilesi yok! Yaratıcılıkta sınır tanımıyorlar Yaratıcılıkta sınır tanımıyorlar Yaratıcılıkta sınır tanımıyorlar
-
MÜJDELER OLSUUN;301.degisti
sen Atamıza herseyden önce Adam diyemezsin birkere bunu kafana koy? babana adam diyebiliyormusun !!! ikincisi koruma kanunu demissin!! evet koruma kanunlari vardir cocuklari Ayilardan koruma kanunuda vardir, gencleri koruma kanunuda vardir ormanlarida koruma kanunu vardir.. sen nasil babana saygi gösteriyorsan adam diyemiyorsan.. bu ülkede ayaklarinin yere basmasini saglayan yüce insanada istenilen saygi vardir bu kadar basit.
-
AKP nin iktidarda kalması doğru mu?
sayin 'karabekir' sadece o kisinin ihrac edilmesi sizin bir hukukcu olarak bu onun ihrac edilmesi olayi yeterli gelmiyormu? bir defa daha düsün derim. saygilarimla
-
Ateist Türk olmaz
Ateist Türk olmaz Türk olduğumuz neremizden belli? Şair-yazar İsmet Özel’e göre sorunun cevabı net: “Kafirle çatışmayı göze almaktan.” Uzlaşmayı kabul eden Türklüğü reddediyor ve Müslüman olmayan Türk de olamıyor Arka Plan “Yaşamayı bileydim yazar mıydım hiç şiir? Yaşamayabileydim yazar mıydım hiç şiir? -Yaşama! -Ya bileydim? Yazar: Mıydım Hiç: Şiir.” Yukarıdaki dizelerde aksini iddia etse de yaşamayı biliyor ünlü şair İsmet Özel. Ama onun yaşama bakışı, siyasi görüşleri ve bunları ifade edişi hep çok tartışılıyor. Edebiyat yaşamında 1970’lerin ortalarına kadar sol düşünceden beslenen ardından İslamcı felsefe ile kucaklaşan Özel, bu düşünceye katkısı olur inancıyla siyasi yazılar kaleme aldı yıllar boyu. Ancak 2003’te, İslami harekete ağır eleştiriler getirerek Milli Gazete’deki yazılarına son verdi. O günden beri zaman zaman yazsa ve Sky Türk’te 6 program yapmış olsa da kendini siyasetten uzak tutuyor. Ancak o uzak durmaya çalışsa da görüşleri hep merak ediliyor. Biz perşembe günü Malta Köşkü’nde uzun bir röportaj yaptık Özel’le. Ve Türklük’le İslam’ı harmanladığı görüşleri üzerine konuşurken yer yer ters düştük. Yine de ortak nokta bulamasak da ünlü şairin yaşama bakışını ilgiyle dinledik. Türkiye zor günlerden geçiyor diyorlar. Osmanlı’nın son dönemini hatırlayın. Önce çökme psikolojisi yaratıldı, sonra ülke yok oldu. Bu psikoloji yaratılmasa çökmeyecek miydi? Çökmeyecekti. Mohaç Zaferi’nde Türkler Macarlar’ı mağlup edince Avrupa’da ‘Türkler yenilmez’ fikri oluştu. Bu fikri silmek Papalığın takıntısı oldu. Avrupa kendine bir açılım imkanı aradı. Böylece kapitalizm yükseldi. Batı’nın gelişimi Türkler sayesinde oldu diyorsunuz, öyle mi? Benim iddiam o. Ben dünya tarihinin ekseninde Türklerin olduğu kanaatindeyim. O dönem Osmanlı vardı. Neden Türk diyorsunuz? Çünkü Osmanlı ortadan kalktı ama Türk hâlâ var. Demek ki devam eden şey Türk. Osmanlı’nın çökeceği fikri de “Türkler mağlup edilebilir” fikri üzerine bina edildi. Türkler bu fikri hemen içselleştirdiler mi? Başta devlet adamlarını ikna ettiler. Lale Devri filan da onun için başladı. Devlet adamları kendilerini Avrupa’ya uyduramazlarsa imparatorluğun geçersiz olacağına inandılar. Bu gidiş Kurtuluş Savaşı ile kesintiye uğradı mı? Kurtuluş Savaşı diye bir şey bilmiyorum. Siz İstiklal Harbi diyorsunuz biliyorum ama ben de Kurtuluş Savaşı diyorum. Kurtuluş Savaşı dediğiniz zaman bir şeyden kurtulmuş olmanız lazım. Neden kurtulduk? Bazıları saltanat ve hilafetten diyor. Kurtulmadık mı onlardan? İkisi de yok oldu. Hayır biz Türk varlığımızı yüklenip götürdük. Bu harbi kazananlar ne pahasına olursa olsun yok olmamayı göze alan insanlardı. Türk müydü bu insanlar? Bana göre kafirle çatışmayı göze alan Müslüman’a Türk denir. ‘TÜRK’ÜZ’ VE ‘TÜRKİYELİYİZ’ FARKI ’Biz Amerikalıyız’ın buradaki karşılığı nedir? Biz Türkiyeliyiz değil mi? Hayır, eğer karşılık ‘Biz Türk’üz’ ise bir sonuç elde edebilirsin. ‘Biz Türkiyeli’yiz’ dediğin zaman zaten bugüne kadar başka bir yerli değildin. ’Amerikalıyım’ ve ‘Türk’üm’ arasındaki fark ne? Amerikalı olmak Amerikan rüyasına ait olmak demektir. Türkiyelilik diye bir ideal var mı? Neden olmasın? ABD’deki gibi yaratılabilir. Türkiye bir mozaiktir diyorlar, değil mi? Son dönemde ‘mozaik değil ebrudur’ diyorlar. O daha gevşek bir doku. Buyurunuz, yani Türkiye olmayan bir şey. Sizin tanımınıza göre Türk, kafirle çatışmayı göze alan Müslüman, değil mi? Evet, göze almak yeterli. Çatışma şart değil. Ama Müslüman olmak şart? Evet, Müslüman olmayan Türk olmaz. Yani bu ülkede yaşayan Ermeni ve Rumlar Türk tanımına girmez. Girmez. Onlar azınlık. Bu insanların dinlerini, dillerini yok etmemekle yükümlü Türkiye devleti. ‘Burası vatanım’ demek için ortak paydalar bulmak gerek dediniz ve ABD örneğini verdiniz. Bu vatanın ortak paydası Türk olmak ise ve Rum ve Ermeniler asla Türk olamazlarsa burayı nasıl vatanları olarak görecekler? Güzel. Kaç doğumlusunuz? 1977. Yani Türkiye’de her şeyin iflas ettiği bir zamanda doğdunuz. Onun için anlamanız çok zor. Okuyarak anlamaya çalışıyorum. Aksi takdirde tarihin bir noktası hakkında bile bilgi sahibi olamayız. İstiklal Harbi verilmemiş olsa Türkiye diye bir şey olmayacaktı. Yunanlılar ya da Ermeniler savaşı kazanmış olsa Büyük Yunanistan ya da Ermenistan kurulacaktı. Onlar burası vatanım derken ‘Burası Ermenistan’ Yunanistan demiş oluyor. Zaman içinde kavramlara bakış değişmez mi? 1920’ler ile 2000’lerin hedef ve arzuları aynı mıdır? Ermeniler, Rumlar, Süryaniler tarihi iddialarından vazgeçtiklerini deklare mi ettiler? Türkiye Ermenilerin de vatanı demek Türkiye sadece Türkiye değildir demektir. (Bu sırada oturduğumuz yerde bize kulak kabartıp etrafımızı saran 5-6 kişi İsmet Özel’i alkışlamaya başladı) AKP MUHAFAZAKAR DEĞİL AKP’nin İslami bir rejimi getirecek gizli bir ajandası olduğu iddia ediliyor. AKP güya halk desteğini almış olarak başka programları uyguluyor. Oysa başka boyutu daha önemli. Sermaye aktarımı meselesi. Sermaye aktarımını sağlarken AKP’nin muhafazakar Müslümanların hayatını diğer sağ partilerden daha çok kolaylaştırması bekleniyordu. Bunu yaptı mı? Hayır. İnsanlara sahte bir çatışmayı kabul ettirip asıl yapılması gerekenleri birileri yapıyor. Kim ne yapıyor yani? Erdoğan, CHP’yi Atatürk’ün resimlerini paralardan sildiği için suçluyor. Baykal’ın verecek cevabı yok. Düşünce namusu bu insanların hiçbirinde olmadığı için Türkiye’nin varoluş şartlarını dillerine değdirmiyorlar. İnönü’nün paralarda resmi olduğu zaman Milli Şef zamanıdır. O zaman Mustafa Kemal Ebedi Şef’ti. Örtünme demokratik bir hak değildir ‘Kadınların örtünmesi demokratik hak değil’ diye bir yazınız var. İslam ve demokrasi birbirinin oksimoronu mudur? Hayır, sadece kadınlar ‘bu demokratik hakkım’ diyerek başörtüsünü savunmasın. Ne diye savunsun? Hiç savunmasın. Dini vecibe. Yerine getirir ya da getirmez. Getiremediği durumda getirebilmesi için ne yapsın? Örtünmek istiyorum ve gereğini yaparım diyecek. Yani örtünmenin gereği olarak üniversiteye gitmem ya da kamuda çalışmam mı diyecek? Başka bir mücadele yürütebilir. Başı örtülü olarak derse girilmez dendiğinde o kızlar eve dönseydi YÖK onları tekrar çağırmak zorunda kalacaktı. Neyse Türkiye’de böyle bir ideolojik savaş cereyan etti ve bitti. Hükümettekiler ne istiyor? Bir şey istemiyorlar. Aldılar onlar istediklerini. Kapatma davası ile ilgili “İstiklal Harbi mağlupları AKP’yi kapattırmaz” demiştiniz AKP’ye Arkası Karanlık parti diyenlerin doğru ifade kullandıklarına inanıyorum. Bu dava kime ne sağlar? Türkiye’yi yıkmak isteyenler avantajlı olacak. Siyasetçiler arasında Türkiye’yi yıkmak istemeyen kim var? Yok. Ateist Türk İnanmayan, ateist bir Türk Türk olmaz mı? Türklüğe ait olmak kolay mı? Ateist bir Türk ‘Artık ben böyle bir yol seçtim’ diyerek yaşar. Kayıtlarda ne olarak yer alacak? Kendini nasıl bir çerçeveye koyduğunu kendisinin düşünmesi lazım. Ancak ben şunu sorarım: Nereden belli Türk olduğun? Türk olduğumuz neremizden belli olur? kafirle çatışmayı göze almasından. Kafir ile Müslüman olmayan herkesi mi kastediyorsunuz? Hakikatin üstünü örtenleri, bu herkesi kapsayabilir. O zaman Müslüman doğmayan herkesle benim mücadele etme isteği içinde olmam gerekiyor, değil mi? Çatışmayı göze almanın alternatifi uzlaşmadır. Uzlaşmayı istiyorsan Türklüğü reddediyorsun demektir. Ben sizin tanımınıza göre Türk değilim. Kafir olarak tanımlamak istemediğim insanlarla çatışmak yerine uzlaşmayı tercih ediyorum. Olabilir, sizin tercihinizdir. Kimseyle sahici bir bağ kuramadım Sizden solcular vazgeçemedi, sağcılar da tam sahiplenemedi gibi bir durum var. Cemal Süreyya söylemişti sanırım bunu. Kendinizi arada kalmış, yani biraz Türkiye gibi hissediyor musunuz? Şiirimdeki ‘ben’ Türkiye’nin ifadesidir. Ömrümün bir kısmını sosyalist ideallere bağlı, daha büyük bir kısmını İslami ideallere bağlı geçirdim. Ama bu süreçte yoluma çıkan herkes ileride işgal edecekleri yerlerin planlarını yapıyorlardı. Dolayısıyla kimseyle sahici bir bağ kuramadım. Beni bir kampta tutacak bir güç doğmadı Türkiye’de. Şiirle geçen bir hayat 1944’te Kayseri’de doğdu. Hacettepe Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı’ndan mezun oldu. 18 yıl Devlet Konservatuvarı’nda Fransızca okutmanlığı yaptı. 1963’ten itibaren şiirleri yayınlanmaya başladı. 1974’te fikri ve ruhi bir değişim yaşayarak yazı hayatına İslami düşünce çerçevesinde devam etti. Uzun yıllar çeşitli gazetelerde köşe yazarlığı yaptı. 2005’te Türkiye Yazarlar Birliği deneme ve üstün hizmet ödülünü kazandı. 9 şiir, 22 deneme, söyleşi ve mektup ve 5 çeviri kitaba imza attı. (AKŞAM)
-
Çeşitli yerlerde sergiledikleri garip davranışlar
Kadıköy vapurunda provokasyon Çeşitli yerlerde sergiledikleri garip davranışları anlatan mesajlar alıyorum. Ama bugüne kadar hiçbirini yazmadım çünkü (lütfen gönderenler alınmasın) bunların doğruluğunu bilmek mümkün değil. Bu tür mesajlarla kolaylıkla oyuna da getirilebilirsiniz. Ancak bugün ilk kez bu tür bir olayı size de anlatmak istiyorum. Çünkü bu kez neredeyse 40 yıldır tanıdığım okul arkadaşım bir iş kadınından dinledim olayı. İsterseniz onun ağzından okuyalım; Pazartesi günü Eminönü’nden kalkan Kadıköy vapuruna bindim. Üst salonda oturuyorum. Karşımda simsiyah çarşaf içinde bir kadın oturuyor. Yanında da 7-8 yaşlarında bir oğlan çocuk var. Çocuk bayağı haşarı. Bir aşağı bir yukarı koşturup duruyor. Ara sıra da benim yanıma geliyor. Dirseğini dizime dayıyor. Çocuktur, yapar. Benim kızım da küçükken otobüste vapurda tanımadığı kişilerin yanında durur, hatta yaslanırdı bile, çocukların genel davranışıdır bu. Ancak biraz sonra garip bir şey olmaya başladı. Çocuk önce dirseğini dayarken daha sonra bacağımı tutmaya başladı. Daha sonra elini etiğimin altına sokmaya çalıştı. Bir iki sefer kızıp “Haydi git bakayım annenin yanına” diye seslendim. Oralı olmayınca çarşaflı kadına dönüp “Hanım şu çocuğuna biraz sahip çık, bak ne yapıyor” dedim. Dememle birlikte kadın ayağa kalkıp bana ne söylesin? “Kadın kadın çocuk diye kızıyorsun değil mi, büyük biri okşasa çok hoşuna giderdi ama.” O an kendimi kaybetmişim. Yerimden fırladığım gibi kadının üzerine atladım. Boğuşmaya başladık. Kadının çarşafı açıldı, altından 20-22 yaşlarında bir kız çıktı. Tam bu sırada cüppeli, beline kadar siyah sakallı bir adam peydah oldu. Kalabalığa dönüp “Ey ümmeti Müslüman, görüyorsunuz değil mi bu dinsizleri, Müslüman kızlara nasıl saldırıyorlar?” diye bağırmaz mı? Çok şükür ki vapurdakiler hem olayı görmüşlerdi hem de aralarında fanatik dinci yoktu herhalde adamın etrafını çevirip “Her şeyi gördük, milleti tahrik etme, burayı İran’a çevirmeyin” diye çıkıştılar. Adam, kız ve çocuk hemen alt kata indiler, bu sırada iskeleye yanaşıyorduk, yok olup gittiler. Eğer çok güvendiğim biri başına geleni anlatmasa dünyada inanmazdım. ***** Güncel bir Irak fıkrası Bir Amerikalı, bir İngiliz ve bir Irak’lı barda içki içiyorlarmış. Amerikalı içkisini bitirince bardağı havaya fırlatmış, silahını çıkarıp bardağa ateş edip parçaladıktan sonra “Bizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz Amerika’da aynı bardakla iki kere içki içmeyiz” demiş. İngiliz de bunun üzerine içkisini fondip yapmış ve şişeyi havaya atarak ateş edip, şunu söylemiş: “Bizim İngiltere’de o kadar çok içki yapılır ki şişeyi açtıktan sonra aynı şişeden bir daha içmeyiz.” Bunun üzerine Iraklı da soğukkanlı bir şekilde içkisini bitirmiş, silahını çekip Amerikalı ve İngiliz’i öldürmüş. Barmen panik içinde “Sen ne yaptın?” deyince Irak’lı cevap vermiş; “Bizim Bağdat’ta bu İngiliz ve Amerikalılardan o kadar çok var ki, biz de aynı adamlarla 2 kere içki içmeyiz...” ***** Başbakan artık başbakan gibi konuşmuyor Tayyip Erdoğan kapatılma davasının açıldığı 14 Mart’tan bu yana yaptığı hiçbir konuşmada “başbakan gibi” konuşmuyor. Bunun yerine “seçime hazırlanan bir siyasi parti lideri” gibi konuşuyor. Size dün AKP’nin “baskın seçime” hazırlandığı konusunda ciddi duyumlar aldığımı yazmıştım. Başbakan’ın son günlerdeki konuşma tarzı bana göre bunu doğruluyor. Tayyip Bey hemen her gün partisiyle ilgili bir toplantı bahanesiyle seçim konuşmaları yapıyor. Dikkat edin ağzından bir başbakandan duymanız gereken hiçbir şey duymuyoruz artık. Varsa yoksa “Onlar ve biz.” Sürekli bir meydan okuma, demokratik kurumları yıpratma, rakiplere karşı hiçbir belge ve bilgiye dayanmayan açıklamalar yapma. Ancak yeri gelmişken yazmak istiyorum. AKP baskın seçime hazırlanıyor ama, bunun gerçekleşebileceğine hiç ihtimal vermiyorum. Yakında fikir ortaya atılacaktır ama hayata geçer mi? Çünkü girilen bu süreçte baskın seçim alternatifini kullanmak bana göre çok zor. Gözlediğim kadarıyla AKP ciddi bir sıkıntı içinde. Kapatma davası açıldığında önce Yargıtay karalanmak istendi, iddianame hakkında küçük düşürücü sözler söylendi, burdan vazgeçildi. Anayasa değişikliği gündeme geldi, bundan vazgeçildi, parti kapatma zorlaştırılıp referanduma gidilmesi önerildi, bundan vazgeçildi. Tayyip Bey aldırmaz bir tutum içindeydi, “savunma yapacağız, partimiz kapanmaz” demeye başlandı. Şimdi seçim alternatifi de ortaya atılacaktır, ama bundan da vazgeçilecektir. Bana öyle geliyor. *** Başbakan’ın şifreleri Tayyip Bey çeşitli zamanlarda söyledikleri ya da yaptıklarıyla çok eleştirildi. Ancak bunların bir kısmına toplu olarak baktığımda sanki kendi partililerine şifreli mesaj veriyor gibi geliyor bana. Bu bir tür “Başbakan böyle yapıyor, sen de bunu yapabilirsin” mesajı. Al ananı da git: Bizden olmayan ve üstelik bize karşı çıkanlara karşı her türlü öfke ve hakareti yapabilirsiniz. Bu tipleri yanınızda bile tutmayın. Ne zaman ki bizden olur o zaman bağrınıza basarsınız. Bir tür ötekileştirme politikası. Çakı taşımak: Bakın ben çakı taşıyorum, silah taşımak bir tür Türk adetidir. Siz de gerektiğinde kullanmak için üzerinizde bazı kesici delici alet taşıyabilirsiniz. Bunun abartılı halleri döner bıçağı ve tabancadır. Benzin için rüşvet verdim: Rüşvet vermek de almak da elbette hem kanunsuzdur hem de ahlaki değildir. Ama bizden olmayanlara karşı ahlaklı olmamızı düşünmeyin. Bu nedenle eğer bizden değillerse onlara karşı hiçbir ahlaki yükümlülüğünüz yoktur. Bizde şiddet olmaz: Bizden olmayanlara karşı her türlü şiddeti kullanabiliriz. Ama ahlaki bir kaygımız da olmadığı için herkesin gözü önünde yaşansa bile gerçekleri çarpıtmaktan ve yalan söylemekten çekinmeyin. Bizden olan bize inanır nasıl olsa, bizden olmayanları da boşverin dinlemeyin bile.Can Ataklı ***** Yalan ne kadar büyükse inananı da o kadar çok olur Adolf Hitler
-
Ben artık muhammede tapıyorum
Sayin 'hoppa' nasil böyle bir yaziyi ele alabilirsiniz inanilir gibi degil,,, olmadi arkadasim sen kafalari cok ama cok karistirmissin!!!
-
FOTO! FOTOĞRAFLAR
- FOTO! FOTOĞRAFLAR
- Kurana göre kız çocuklarının evlilik yaşı
Muhammed 40 erkeğin cinsel gücüne sahiptir. .................. simdi bunlari gözümün önüne getirdigimde,, hz muhammed nasil oluyorda Allahin en sevgili kulu olabiliyor!!! sonra... buralarda yasamadigimiz bir olayi bugünlerde yasamaya basladik nasilmi ister inanin ister inanmayin bizim vatandaslarin islettigi yerlerde peygamberin dogum yili icin hediyeler veriliyor... bende bu hediyeden nasibi aldim hemde orayi calistiran Ailenin 12 yaslarinda kiz cocugunun ellerinden vede o cocuk türbanli,, tesettürlü ve o aile düne kadar türban kullanmazdi... olaylar cok hizli ve anlasilmaz sekilde ülkemizin insanlari bir yerlere cekilmeye calisiliyor,, gelismis bati dünyasinin icinde halkimiz hala önünü göremeyen sis dünyasinin icin de yasiyor olmasi cok vahim.. ne yazikki bu sisi bati kendi ellerinle bizlere pompaliyor sistamatik sekilde!! bunlari in ayrintilariyla anlatmaya gerek yok ,, yapilan cok basit Türklerin özgüvenini yok etmek Türk Milletinin gelecekteki etkisini kirmak!! bu özgür ortamda akilli Türklerin ne basarilara imza atacaklarini biliyorlar uygarligin üzerindeki niteliklerimizin cikmasindan korkmaktadirlar? onun icindirki bizleri kendi icinde celiskilerle yasayan bir topluluk hazir kullanilacak isgücü halinde görmek istemektedir.. v,s v.s Efendi Türkler- Irk nedir? Irkçılık,, temel nedeni Irk midir!
Irk nedir? Irkçılık,, temel nedeni Irk midir! Irk nedir? İnsanlar deri ve saç rengi,boy uzunluğu, vücut biçimi gibi fiziksel özelliklerine ve ge- netik olarak incelenebilen kan grubu gibi biyolojik öğelere göre belli gruplara ya da ırklara ayrılır.Günümüzde biyologlar fiziksel farklılıklardan çok ırklar arasındaki genetik farklılıkların incelenmesiyle ilgilenirler.Irk incelemeleri biyoloji biliminin yeni bir dalı olan nüfus genetiği alanına girer. Irklara ilişkin ilk sınıflandırmalardan birini,Alman anatomi ve fizyoloji bilgini Johann Friedrich Blumenbach (1752-1840) yaptı.Kafatası ölçümlerine dayanarak insan türünü beş gruba ayırdı: Kafkasyalı(beyaz ırk) , Moğol, Etiyopyalı,Amerika Yerlisi ve Malayalı.Daha sonra bütün canlıları sınıflandıran İsveçli biyolog Carolus Linnaeus (1707-78) deri rengine göre ayırt ettiği dört değişik ırk tanımladı.Onu izleyen biyologlar da fiziksel özellikleri temel alan ırk grupları üstünde çalıştılar.Ne var ki,bu tür sınıflandırmaların bilimsel ve kesin olmadığı daha sonra anlaşıldı. Irksal Farklılıkların Kökeni Bilim adamları ilk insanların 350-500 milyon yıl önce Afrika'da yaşadığı , buna kar- şılık ırksal farklılıkların ancak 100 bin yıl önce ortaya çıktığı konusunda birleşiyorlar.Böylece insanların aynı kökten türediği ,önce Eskidünya'ya ardından da Yenidünya'ya yayıldığı öne sürülmektedir.Asıl yurtlarından uzaklara göç edince insanlar arasında farklılaşmalar doğdu.Değişik fiziksel özellikleri olan halklar ya da ırklar oluştu. Irkçılık Irklar arasındaki fiziksel farklılıkların insanların yeteneklerinde farklılıklar yarattığını ve bazı ırkların ötekilerden üstün olduğunu savunan görüş ya da ön yargıdır.Bu görüşler insanları derilerinin rengine göre beyaz, siyah, sarı,esmer ve kızıl olarak ayıran sınıflandırma- ları temel almıştır. Fransız etnoloji uzmanı Joseph-Arthur Gobineau (1816-82)ve sonradan Alman uyru- ğuna geçen İngiliz siyaset bilimcisi H.S. Chamberlain (1855-1927) ırklar arasında bir sınıflandırma yaparak ,bunu beyaz ırkın üstünlüğünü kanıtlayacak bir kurama dönüştürmek istediler."Ari ırk" kavramını ortaya atarak , bu ırkın insanlığın gerçekleştirdiği tüm uygarlık- ların tek yaratıcısı olduğunu savundular.Bu tezler Batı Avrupa'da ırkçılığın körüklenmesine yol açtı.Bugün artık önemini yitirmiş olan bu savlar arasında beyaz ırkın ,başka ırklarla karışmadığı sürece gelişeceği de vardı. Bu türden değerlendirmelere dayanan ırkçılara göre ,beyaz ırktan olmayan insanlar geri zekalı ,yeteneksiz ve ahlaksızdır.Irkçılar kendilerinden aşağı gördükleri insanlara karşı ayrımcılık uygular, onlara hak ve fırsat eşitliği tanımazlar. Irklar Konusunda Önyargılı Görüşler Irklar konusunda en yaygın önyargılardan biri "saf" ırkların olduğu ve bunların aşağı ya da saf olmadığı düşünülen ırktan insanlarla karışması durumunda zayıflayacağı ve yok olacağı düşüncesidir.Nazi Almanya'sında Ari ırkın üstünlüğüne ve saflığına, bütün Almanlar'ın da bu ırktan olduklarına inanıldı. Naziler ,Almanların Yahudiler ve Çingeneler' le evlenmeleri durumunda kendi ırklarının bozulacağını öne sürdü.Bu anlayış bütünüyle bilim dışıdır.İlk olarak, Yahudiler ve Çingeneler ırk değildir.İkincisi, hiçbir ırk öbürlerinden daha iyi ya da daha saf olarak tanımlanamaz. Bütün ırklar birbiriyle karışmıştır ve yavaş yavaş değişmektedir.Bu değişim bir yanda çevresel etkenlerden öte yandan genlerde birdenbire ortaya çıkan değişikliklerden(mutasyon) ileri gelir.Saf ve üstün ırk olmadığına göre ,farklı ırk gruplarının birbirleriyle karışmasının bozucu bir etkisi de yoktur. Bir ırk grubunun bütün üyelerinin birbirine benzediği ,aynı zihinsel oluşumu paylaştığı ve bir ırkın üyelerinden daha zeki olduğu gerçek değildir.Örneğin ,bazı kimseler Avrupalılar'ın teknolojik gelişmesini Afrikalılar'ın görece geri teknolojileriyle karşılaştırarak Avrupalılar'ın genetik olarak Afrikalılar' dan üstün olduğunu ileri sürmüştür.Bu yanlış bir varsayım ya da önyargıdır.Aralarındaki temel ekonomik farklılıklar,Avrupalılar'ın yüzyıllarca Afrika'yı sömürmesi sürecinde yaratılmıştıar.Herhangi bir ırkın bir başkasına göre zeka üstünlüğünü gösteren hiçbir genetik bulguda yoktur. Irk olarak tanımlanan bazı grupların ırk sayılamayacaklarını belirtmek gerekir. Ör- neğin ,Yahudiler bir ırk değil,dinsel bir topluluktur.Almanlar da ırk değil bir ulustur.Naziler'ce Alman halkının ırkı olarak yüceltilen Ari ırk da özünde bir dil grubudur. Irkçılığın Gelişimi Avrupalılar kendileri gibi beyaz olmayan insanlarla ilk kez keşifler sırasında karşı karşıya geldiler.Beyaz ırkın üstünlüğü düşüncesi sömürge savaşları ve köle ticaretine paralel olarak gelişti ve zamanımıza kadar geldi.Irk ayrımcılığı nedeniyle ,bazı ülkelerde bir arada yaşayan değişik ırktan insanlar arasındaki düşmanlıklar kıyımlara yol açtı. ABD'de ,Afrika'dan getirttikleri köleleri kırbaçla ,boğaz tokluğuna çalıştıran güneyli çiftçiler ,acımasız davranışlarını haklı göstermek için köleliğin aşağı ırktan olan Siyahlar için doğal olduğunu ileri sürdüler. Köleliğin 1865'te kaldırılmasıyla ırkçılık sona ermedi.Özellikle güneyde okullarda ,otobüslerde ,lokantalarda ,hapishanelerde Siyahlar'a karşı ayrımcılık uygulandı.Siyahlar sosyal hizmetlerden beyazlar ölçüsünde yararlandırılmadı.Bunun sonucu olarak yoksulluk yaygınlaştı ve Siyahlar arasında suç oranı arttı.Ayrıca ırkçı önyargılardan dolayı çoğu zaman Siyahlar işlemedikleri suçlardan bile sorumlu tutuldu.Oy hakkı kazanmalarının üzerinden 100 yıl geçmesine karşın ,Siyahlar bugün hala ekonomik ,kültürel ve siyasal açıdan beyaz ABD'lilerden daha geri konumdadır. Almanya'da Adolf, Hitler'in öncülüğünde 1993'te yönetime geçen Naziler , H.S Chamberlain'in Ari ırk kuramına sahip çıktılar.En katışıksız Ari topluluğunun Germenler, yani safkan Almanlar olduğunu öne sürerek,Almanya'nın içinde bulunduğu bunalımdan kurtulabilmesi için Ari olmayan Yahudiler' den ,Çingeneler'den ve öteki yabancı ırklardan arındırılması gerektiğini savundular.Bunun için ,Almanya'da ve II. Dünya Savaşı sırasında işgal edilen topraklarda toplama kampları kurdular.Açlıkla yüz yüze bıraktıkları tutuklulara işkence ve şiddet uyguladılar.Yaşlı genç demeden milyonlarcasını gaz odalarında ölüme gönderdiler. Günümüzde Irkçılık Bugün Güney Afrika'da ekonomik ve siyasal gücü elinde tutan küçük bir beyaz azınlık Siyahlar'a ve öbür azınlıklara karşı şiddetli bir ayrımcılık uyguluyor. Son yıllarda İngiltere'ye Batı Hint Adaları'ndan,Hindistan dan ve Pakistan'dan gelen göçmen sayısındaki artış bu ülkede de ırkçı davranışların artmasına yol açtı.Almanya Federal Cumhuriyeti'nde ise Neo-Naziler özellikle Türk göçmen işçilere karşı şiddet uygulamaktan geri kalmıyorlar.Aynı ülkede yaşayan değişik ırklardan insanların yaşama biçimlerinin ve kültürünün o ülkeye zenginlik getireceği ve hoş bir değişiklik yaratacağı düşüncesi henüz gerçek olmaktan çok uzaktır.Sömürge imparatorluklarının kurulmasıyla ortaya çıkan ırklar arası eşitsizlikler,bu imparatorlukların ortadan kalkmasıyla yeryüzünden silinmesi. Ne var ki,20. yüzyılın son çeyreğinde ırkçı düşünce ve uygulamalar daha çok tepki çekiyor ve yasal düzenlemelerle önü alınmaya çalışılıyor.- AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ'NDE SALDIRI
bir sürü akil yürütmede bulundum diyorsun tamamda bu anladigim kadar akil yürütmek degilde savunma gibi olmus bir yandan Akp yi sürekli savunmanin yaninda ??? bir yandan belli cetelerin her dönem yaptigi bugünde hic bir degisim göstermeden kaldiklari yerden devam etmelerini??? savunman veya olayi carpitmaya calisman biraz tabiki tuhaf kaciyor... sonra bu kadar net herkesin görebilecegi bir parti binasini istedikleri gibi kullanan baska kimseler varmi?? parti binasindan cikacaksin biryerlere saldiracaksin ve gayet rahat sekilde o parti binasina geri döneceksin.. bunlar yasanmadimi bugün gelinen nokta o günlere tekrar geri dönmeye calismak olmuyormu.. iste bunlari dikkat cekiyoruzki böyle seyler bir daha olmasin elinde satir elinde silah bu ülkenin degerlerini avlama olmasin!!! kafatascilik olmasin,, o dönemde 80.darbesinde dagilan bu kafalar tekrar canlanmasin tabiiki o dönemde bazilari kendilerini yeni kapi bulmakda da gecikmedi,, o gecikmeyen kafalarda baska bir parti hayranligi noktasinda !!! Danıştaya saldıran kafalar.... yaratti ??? o kafalar ne istiyor faso seriat yeterki faso olsun,, o tetikci ne diye haykirdi basbakana ??? onuda sen bir zahmet ekle!!! Bu ülkede kadınlar yogun bir şekilde siddete ve saldırıya maruz kalıyor, öldürülüyor ve buna birçok kisve bulunuyor... erkekler kendini hak buluyor???? neden sayin kara bekir madem hukukcusunuz??? bu gücü tetikleyen bir sürü etkenler var öyle degilmi ???? burda milliyetciligi tekrar vurgulaya biliriz öyle halkin degerlerini sahip cikmak!! nasil sahip cikiyor ... yozgatda hayatin darbesini yiyen masum kadinlara,, ortami bozuyorlar diye namus bekciligine bürünerek sokak a iniyor .. ne adina devleti adina,, ülkede genelevleri devletin izniyle calıstırılmiyormu.. evet birileri cok güclü sekilde milli duygulari kullanip terör estirirse birileride kalkip bu cesareti kendinde bulabilir.. nede olsa bunlar natasa... Efendi Türkler- AKP KAPATILACAK... Evet evet iddialıyım, bu partı kapatılacak...
:clover:- AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ'NDE SALDIRI
bizi bu hakki taniyan yani .Bu kadar celallenmeyi ülkemizin hizla kimligini milli egemenligini milliyetcilik duygularini yitirmesidir!!! bilmem anlata bildimmi,, milliyetciyim,, milliyetci partiyiz diye gecinenlerinde milliyetcilikten uzak olmalaridir.. ama sen diyorsan bunlari yitirmemiz icin daha cok zaman var??? sesini kis... kisariz zaten son kullandigin kelimelerde o noktayi isaret ediyor!!! hukukcusu böyleyse fakiri nasil olmaz??? neyse Bir kere, milliyetcilik milletin degerlerini yaşama ve yaşatma ülküsüdür. Milliyetcilik bir ülkeyi bir ulusu ayakda tutan en büyük iradedir ayni zamanda çagımızın bir gercegidir olmazsa olmazlaridir. Atamizi başarıya ulaştıran ve Laik Cumhuriyeti kuran iradedir. Ayrica Milliyetcilik 5 bin yıllık Türk tarihinin köklerinde vardir... ama bugün bakiyoruz icinde arap sentezinimi ariyorsun mafyacilik sentezinimi ariyorsun ne ararsan var bir nevi Anti- Türk Anti- Milliyetcilik yapiya dönüsmüs durumda ,, onun ötesinde seriatcilarin muhafızlıgına dönüsmüs durumda... bende bir milliyetci olarak bunlari parmakliyorum. bakin sayin karabekir ben sana cok degisik bir örnek vereyim madem hukukcusun senin anlayacagini umuyorum ya!! madem milliyetcilik milletin degerlerini yaşama ve yaşatma ülküsüdür o zaman yozgatda milletin degerlerinden olan genelev eve neden saldirildi!! bakin bugün bir italyan gelin tecavüz edildi ve vahsice öldürüldü.. belki bunla bir baglanti kurmayacaksiniz biliyorum belki diyeceksin zaten iki karsi varmis.. ama genede hukukcular ne demek istendigini gayet iyi anlar... Efendi Türkler- AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ'NDE SALDIRI
Aslan kardesimiz milletin muhafızlıgıni yapiyor!- ADINI TEMIZLE ABDULLAH
Adını temizle Abdullah Turhan Çömez adlı eski milletvekili, lafı hiç eğip bükmeden seninle ilgili acayip somut bir iddia ortaya atmış... Şöyle diyor: "Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın oğlu Abdullah Unakıtan, Bandırma'da bir ilçe tarım müdürüne, Bandırma'da açacakları fabrikanın bulunduğu alanın mera vasfında olduğunu söyleyip komisyonun toplanıp mera vasfının kaldırılmasını istedi. Aynı bürokrata birkaç gün sonra Abdullah Unakıtan, babasının selamını ileterek rüşvet teklif etti. Rüşveti kabul etmeyince de bürokrat ertesi gün görevden alındı." Çömez'in iddiası bu... * * * Sevgili Abdullah... Bence bu çok ama çok vahim bir iddiadır... Bence çekirdek aileniz derhal küçük çapta bir toplantı düzenlemelidir. Sevgili babacığın, babacığına "Sayın Bakan" diye hitap eden sevgili anneciğin, kamu kurumlarıyla ihale görüşmeleri yapan kız kardeşlerin falan derhal bir araya gelmeli ve şu Turhan Çömez denilen adamdan hesap sormalıdır. Benim gibi bir yazarın "sudan" ve "beş para etmez" bir ironisi karşısında celallenip mahkemeye koşan, "Bu adam bizim onurumuzla oynadı... Onurumuzu ancak 5 milyon kurtarır" diye dava açan sevgili anneciğinin, Turhan Çömez'in yenilmez yutulmaz iddiaları karşısında bir tür Aliye Rona kesilip, "Hadi Abdullah'ım! Koş mahkemeye... Süründür şu Turan Çömez denilen adamı" demesi şart olmuştur... Bakalım, "Çekirdek Unakıtan ailesi" olarak, çiğnenen onurunuzu kurtarmak için harekete geçecek misiniz? Turhan Çömez'den hesap soracak mısınız? Yoksa bu vahim iddia karşısında bir "tıs" sesi bile çıkarmayacak mısınız? Sevgili Abdullah... Bilesin ki işimi gücümü bırakıp bu olayı takip edeceğim. Ahmet HAKAN- AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ'NDE SALDIRI
sayin 'karabekir' bu konu da kimlerin korundugunu bilmemek olmaz!!! milliyetci gecinen sözde milliyetci parti olan mhp bu dönemde bu partinin hatda gecmis dönemdede milliyetcilikle alakasi olmadigi artik tescillenmistir,, benim icin milli seriatci parti konumundadir!!! milli laik okullarda okuyan ögrencilere hep bu kesimden disaridan saldiri gelmistir!!! bu sahis eli silahli Üniversite disindan geliyor vede mhp ye üye ?? bunda yadirganacak taraf varmi !!! siz gecmis dönemde Üniversite icinde okuyan bir tane mhp li gördünüzmü? gecmis dönemde de hep bu sahislar Üniversite disindan gelmedimi? okuyan düsünen milliyetci insanlara saldiri nereden geldi her dönem! bu sahisda bugün aynisini yapiyorsa yadirganacak yani varmi!!!- AKP KAPATILACAK... Evet evet iddialıyım, bu partı kapatılacak...
olurmu godzii,, onlarin saraylari var A B D- 'TRT, tarikatın eline geçti' ......
üzülme geldikleri gibi gidecekler vede cepleri astarsiz sekilde cünkü o astarda milletin- AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ'NDE SALDIRI
ömer + Zülfikar ... iyi bir tespit?- AKP KAPATILACAK... Evet evet iddialıyım, bu partı kapatılacak...
yakişir,, ne işi var böyle partinin ülkemde.- iki yil icersinde Türkiye bölünür!
arkadasim dünyamiz daha evrim gecirmedi daha savaslar var paylasim savaslari var acayip sekilde nitel sicrama yapmissin,, hemencecikde dünya halklariyla yurtsever kardes olmussun.. aklima doguda daga cikanlar geldi sanki önlerindeki feodal kalintilari temizledilerde emperyalizmin kucagina atmislar kendilerini???- Atatürk’ün Sansürlenen Fotoğrafları
ya aslinda ninelerimiz cocuklarini kundakliyorlarmiş??? Aslinda bunlarin hepsini tekrar kundaga almaya gerekiyor birde ninelerimizin kundaga iliştirdikleri meme - FOTO! FOTOĞRAFLAR
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.