Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Efendi Türkler

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    5.069
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    16

Efendi Türkler tarafından postalanan herşey

  1. Bugün Tugce'in ölümünün 40. günü Anilarimizdan kalbimizden hic bir zaman silinmeyecek Tugcemizin güzel Tugcemizin, Her daim dualarimiz eksilmiyecek Tugcemize bugün dualarimiz ayri bir yogunluk daha yakininda olmak icin.. Bugün yani basinda olacagiz... Mumlarimizla ciceklerimizle dualarimizla bugün yanindayiz.
  2. Tugce´nin önemini sevgisini Alman halkinin kavradigi kadar,, Bizim halkimiz zerre kadar kavrayamadi. Bizim sözde Demokratlar... Bugün ibretle bakiyorum... Hepsi,, A sosyal demokratlar,,
  3. Tugce O bizim herseyimizdi.... Canimiz birtanemiz herseyimiz Tugce´yi kaybettik.. ,,Ich glaube an Engel,,O bizim melegimiz.
  4. İzmir'in çok güzel olduğunu düşünüyorum

    1. Radya

      Radya

      Ben artık İstanbul'un daha güzel olduğunu düşünüyorum

  5. Arkadasim kimse Atamizin yerini alamaz, Almanya veya dünyada ki bütün ülkeleri örnek verebiliriz her ülkenin benliginde tek bir lider vardir iyi veya kötü silinemez ve onun üzerine lider olmaz Gelde hitlerii sil! Aslinda insanlarin aradigi bir avuc huzur bir avuc demokrasi.
  6. Neresi güzel tespit anliyamadim,,Ruhani bir tespit olabilir! Örnek verelim Rize´de oylari kimler paylasti AKP ve saadet partisi Neden? Atatürk maskeleri olmadigi icin mi, yoksa bu yerlesik halk aclik sinirinda mi,,yoksa okullari kitaplari mi yok bu milletin. Yoksa tek partili dönemde mi yasiyoruz... Erzurum tek bir Akp ye ve MHP oy vermistir yoksa bu ülkede baska parti yokmu! Yoksa dadaslarda mi aclik sinirin da yasiyor? Antalya´yi chp neden kaybetti? Yoksa istanbul, izmiri geride birakarak dünya sehiri sevilen bir kent haline getirildigi icin mi.. Örneğin, Avrupa da böyle bir kenti 100 km civarin da yasayan herkes her yönüyle kullanir is olsun kültürel olsun sportif olsun Bir sorum olacak Asgari ücretleri belediye mi ayarliyor!!! Türkiye´de. Antalya´nin 100 km civarinda ki köyler Antalya´dan yararlanamiyor... Onun faturasi mi... Doguda.. Neden? Kürtcüler 11 ili ele gecirdiler,, Makarna yetmedi, Donmaktan kurtulduklari kömür mi az geldi? Bütün sehirleri ele almak istemiyorum.. KISADAN Yoksa oralarda sosyal demokratlar kovulmadan ayri devletler kurulamayacagi icin mi? Karadeniz biraz daha ac kalirsa inaniyorum onlarda yakinda 11 il olurlar? Gizemli Maskeler oyunu.
  7. Ben görüslerine katiliyorum, Sayin politika Evrensel kardesimiz etnik savasdan bahsetmis o savasi bekliyor.. O savas verilmis bölünmeme savasi Türk halki sagduyuyla o savasi sonlandirmistir. Türkiye genelinde kimse etnik savas beklemesin...Türk halki kendi kültürü icinde kimse böyle birseyi tanimaz,, Gelisen Demokrasi kültürü icinde gelisen olaylara göre tavrini kor ötelestirmeden,, Hak ise yerini bulur gelisen olgunlasan demokrasi hukuk cercevesi icinde Bugün Türkiye´´de var olan hükümetin bilincli olarak diktaci tutum sergilemesi halkina saldirma olayi vardir? Kendi halkina saygi duymamaktadir... KENDI inancina da saygi yoktur! Türkiye cumhuriyetine saygisi yoktur,, Osmanliyada saygisi yoktur! Bugün Türkiye cumhuriyetinde yasayan vatandaslar Dün Osmanli döneminde de gecmisleriyle var idiler.. Osmanlidan öncede,, Neden gecmisleriyle daima bu topraklarda var olmus var etmis insanlara saldiriyor!!! Dünde bu insanlarin inanclari farkliydi. Bunu tek manasi vardir bu suursuzca hareketlerin.. Dün osmanliya disardan saldiranlar.. Bugün Hükümet olmus icerden saldiriyor! Bir yazimda demistim iki üc sene önce bu hükümet Türk halkini militanlastiriyor diye,, AMA eksik yazmisim sadece halki degil poliside,, Evet bugün karsilikli catismak isteyen bir hükümet var ve catisiyor bu bir ic savastir.. Polisimiz Devletin polisi olmakdan cikmis hükümet polisidir o nun istekleri dogrultusunda catismakda dayak attirma ve dayak yedirilmektedir,,?.. Buna dikkat edelim... Bunda bir kasitlik vardir! Savaşa davet ve cesaret Simdiye kadar hic bir dönem polisimiz bu kadar aciz duruma düsmemistir,, Bu gibi durumlar sadece ic savasda olur. Bu ic savasi bu Hükümet bilincli olarak sergilemekdedir Senoryoyu vede senoryonun sonunu bilen yoktur,,
  8. Kalemi olmayan,, Türk kahve fincani.
  9. Hosbulduk degerli arkadasim, gönül isterki daima bu sayfalarda beraber olalim.. Ama birimizin sagligi bozulsa sagligi yerinde olanin ülkemizin gelecegi ve huzuru icin,, Demokrasinin gelisimi icin milyonlarin birinin eksilecegine binler üzerine konmali diye düsünerek yolumuza devam edecegiz.. Tarih boyunca demokrasiyi gelistiremeyip demokrasiyi sona erdiren ülkeleri gördük!.. Son pismanlik fayda etmiyor... Insanligin ulastigi en ileri yönetim bicimi olan demokrasi´´misi yari ciplak da olsa sahip cikacagiz!.. Demokrasi mücadelesinin kaymağını yiyen Burjuvazi utansın,, Insan sevgisinin önünde cehalet vardi feodolizm vardi epmeryalizmin gelisimiyle birlikte inanc degil inanc farkliklari öne gecti Irkcilikda bir dönem taban yapti... Inanc fakliliklari oyunu belli bölgelerde ve ortadoguda sikca kullanilir...DIS GÜCLER TARAFINDAN Ya seytanin aklina girerse bu oyun... ve oyun daima seyrettigin oyun yerli oyuna dönüsürse... B OP Plani bozguna ugrayinca... A B D yönetiminin bunlarin popo kilindan bir adim öne atamayacaginin altini cizerek Dekare etmesi... mahşerde! mel,undur Romaniyla Son care!, Demokrasiden Diktatörlüge gecmeye karar veren simdilerde tayyip görüyoruz... Romanda ne diyor mel,unda insan sevgisi aranmaz!. Dün cocuklugunda Minareler Süngü kubbeler migfer olan yapilari görmüs birisi var Türkiye´´nin karsisinda... DÜN Hitlerde dünyanin karsisinda duruyordu.. Bir benzerlik varmi son gelismelerde.. Müslüman kardesleri taniyan Tek lider kaldi dünya´da O da bizim karsimizda ki mel,un
  10. Uygarlığın öteki yüzü mü? Erdoğan’dan Berkin yorumu! Erdoğan: "Polis, orada yüzü poşulu, elinde sapanla, demir bilyeleri savuran o kişinin kaç yaşında olduğunu nereden ayıracak?"
  11. Uygarlıklardan uzak kalan kesimlerin devrimlerini Babalar tamamlayacaktir.
  12. Cumhurbaşkanı *****.. Polisi katil Hükümeti hirsiz Duygulari Dinle kör bir ülke
  13. Atatürk'e Bakış Açısı Ilk önce,, Peygamberimiz, kitabımız ve imanın diğer şartları nasil yerine geliyor.. Tanrinin peygammerin emrimi... Zekat Kul hakkını ye.. Yaradan öte öldür... Hoşgörülü olmak.. Insanlik icin degil müminler icin gecerlidir..diyen,, Koyun sütüne domuz sütü karistirilmaz diyenler... İttihad-ı İslam,Müslümanları tek fırkada zorla birleştirmek insanliga karsi savas acmakmidir..Müslümanlik...Hak din bir tane söylemleriyle öbür kitaplari görmezden gelip.. Tanrinin yarattigi yeryüzünün mirasi insan nesline karsi soykirim uygulamakmidir..Tek fırkada zorla birleştirilmesi gerekenler sadece!müslümanlar olduguna göre.. Bu yeryüzü hangi yüz? insanlara ait olduguna müminler mi karar verir,, Yoksa,, kâfire günah yoktur diyenlermi? Bu böyle uzar gider,, Kisaca demokrasiden bahsetmezler laiklik cin carpmasidir,, Tanrinin peygammerin buyruklari oda seytan carpmasidir Dincilerin ve Dindarlarin dünya mirasi insan sevgisi varmi ki??? Ülke sevsin. Atatürk Komünist dediler Irkci dediler Fasist dediler Sarhos dediler Dinsiz dediler Ona ittafda bulunduklarini uyguladilar Ama bizlerde Dünya mirasi insan sevgisi var bizlerde Demokrasi sevgisi var bizlerde laiklik var,, bizlerde,, insan sevgisi üzerine saygi esitlik var.. Toprak sevgisi var..Yaradan´dan öte Aile dost komsu arkadas sevgisi var Yasam alanlara karsi saygi var... Inanclara saygi var,, Bizler..Peygamberimiz, kitabımız ve imanın ve doganin diğer şartlarıni yerine getiriyoruz,, Atamızdan kalan miras.
  14. El kaide Okyonus ötesinde nasil üretildiyse bugün okyanus lar tarafindan kaderine terkedilmis durumda görüyoruz,,imha edilmesi gerekir kendileri basaramayacagina göre... maşası varken.. Cünkü ürettikleri Frankenstein Hic bir algiya sahip degil... Bu bitkisel otlarin dogaya zararli dünya mirasina zararli insanlarin mirasina zararli bu otlarin temizlenmesi,, insan olanlara kalmaktadir.. Balbay'in cikmasi gerekirdi cikti! Hic kimse sorguluyormu, El kaide li gencleri nasil ürettik, Avrupa´dan Türkiye´den Yüzlerce... kafa kesmeye suriye´ye nasil gönderdik AKP VE CEMAAT Bugün mahküm-edildiler.. Bu sucu islemekten. Ayni sucu isleyen bati kendini mahküm edermi? temize çıkmak Aynen böyle olur. BOP a sarilmak elkaideli gencleri yetistirmek neymis... Hesabini verirler. Mustafa Balbay' ın özgürlüğü Ne Anlama Geliyor?
  15. Bir programda Ahmet kaya´yi sapkasini cikararak kücük düsürmeye calismasi.. O gün Savaş Ay´ diye siradan tanidigim programci gazteci o günden sonra gözümden tamamen kayboldu... kaybettik... Allah rahmet eylesin allah tahsilatini affetsin
  16. Hücresindeyken sömürü düzenini polislere böyle anlatmıştı Yaşamı boyunca ülkenin sorunlarıyla ilgilenen Harun Karadeniz, 6 Eylül 1942’de Giresun’un Alucra ilçesi Armutlu köyünde doğdu. 1968-1969’da İstanbul Teknik Üniversitesi Öğrenci Birliği ...Başkanlığı yaptı. Yüksek İnşaat Mühendisi Harun Karadeniz, 11 Haziran 1971 günü “Gizli TKP davası” ve “Dev-Genç davası” nedeniyle gözaltına alındı, sonra tutuklandı. uzunca süre cezaevlerinde yattı. Yargılandığı bütün davalardan beraat etti. Kanser hastasıydı. Tedavisi geciktirildi ve 15 Ağustos 1975’de vefat ettiğinde 33 yaşındaydı. 11 Haziran 1971’de gözaltına alınıp götürüldüğü İstanbul Emniyet Müdürlüğünün üst katında “tabutluk” denen odanın yanındaki hücrede bir polisle yaşadığı olayı devrimci öğrenci lideri Harun Karadeniz özetle şöyle anlatıyor: (Harun Karadeniz) “Kaldığımız oda iki buçuk metreye altı metre kadar var yok. Gece gündüz aynı odanın içindeyiz. Bazı geceler yirmi yedi yirmi sekiz kişi oluyoruz bu kadarcık yerde. Uzanacak bir yer değil, oturacak yer bulunamıyor… İşkenceye gidecek adam deposu gibi bizim bölüm. Fakat insanın üstün yaratık olduğuna bir kere daha inanıyorum her geçen gün. İnsan kolay tükenmiyor. Şartlar ne olursa olsun insan gülüyor ara sıra. Bir gün, bir görevli odamızın kapısında belirdi. Şöyle durup etrafı süzdü. Odanın içinde çepeçevre oturmuş ve duvara yaslanmışız. Kapının eşiğinde ayakta duran görevli sırayla soru sormaya başladı: “Sen hangi okuldasın?” “Hukuk Fakültesi” “Suçun ne senin?” “Suçum filan yok.” “Vardır vardır… De bakalım hele suçun ne?” “Bilmiyorum” “Bilirsin bilirsin.” Kısa bir sessizlik. Soruya cevap verilmedi. “Söyle bakalım, sen hangi okuldansın?” “Teknik Üniversite.” “Senin suçun ne?” “Bilmiyorum.” “Bilirsin, bilirsin.” Başka birine dönerek: “Sen hangi okuldasın? Sende mi suçunu bilmiyorsun?” “Çapa Öğretmen Okulundanım. Suçum filan yok.” BENİM OKUMA YAZMAM YOK Kapıda duran görevli, herkese önce hangi okuldan olduğunu sonra da suçunun ne olduğunu soruyordu. Bugün gibi hatırlıyorum. Yedinci kişiye aynı soruyu sordu: “Sen hangi okuldasın?” Tanımadığımız bu genç cevap verdi: “Ben okuldan değilim?” “Okulu mu bıraktın? Yoksa seni okuldan attılar mı?” Yirmi beş yaşlarındaki esmer delikanlı ezile büzüle cevap verdi: “Benim okumam yazmam yok.” “Okuman yazman yok da burada ne işin var?” Görevli bu sözleri biraz da kızgın bir ses tomuyla söylemişti. Odada ağır bir sesizlik oldu. Görevli kırdığı potu kavrar gibi oldu, başka soru falan aradı bulamadı ve dönüp gitti. “Okuman yazman yok da burada ne işin var?” sorusunu öyle bir ses tonuyla sormuştu ki, sanki cümlenin sonu şöyleydi: “…Okuman yazman yoksa sen yanlış gelmişsin. Biz, okur yazarları topluyoruz.” (1969 Harun Karadeniz-Taksim) Görevli kapıdan kaybolur kaybolmaz odayı bir gülmedir aldı. Ne zaman bu olayı hatırlasam: “12 mart dönemini en iyi anlatan olay” derim içimden. Gecenin ilerlemiş bir saati. Odamızın içinde ayak basacak yer kalmadığı için, birazımızın odanın önündeki koridorda kalıyoruz. Koridorun çıkış bölümü nöbetçi dolu. Nöbetçiler akşam sekizde alıyorlar nöbeti, sabah sekize kadar. Sabah sekizde alanlar ise, akşam sekize kadar nöbet tutuyorlar. Onlarınki de sıkıcı bir iş olmalı ki ara sıra gözaltındakilerle konuşmak ihtiyacını duyuyorlar. Yine böyle bir konuşma var. Ara sıra kesilen, ara sıra devam eden bir konuşma. Derken memurlardan beni tanıyan biri, bana dönerek: “Sen mühendis adamsın, ne karışırsın bunlara da gelirsin buralara?” dedi. Ben, biraz durdum ne demeli diye düşündüm, o üsteledi: “Doğru dürüst çalışsan olmaz mı?”. Ben, fazla düşünmeden: “Olmaz”, dedim. “Olmaz ha”. Yanındakilere dönerek: “Görüyor musunuz olmazmış. Olmazsa gelirsin işte buraya.” KAÇ ÇEŞİT HİLE ÖĞRENDİK Ben, çaresiz konuştum: “Demem o ki, namuslu mühendislik yapmaya imkan yok.” “Neden yokmuş? Sizin niyetiniz bozuk.” “Bak anlatayım” dedim. Dedim ama, ne anlatacağımı hemen kestiremedim. Sonra başımdan geçen, daha doğrusu tanığı olduğum bir olayı anlatmaya başladım. “Bir gün stajyer olarak çalıştığım bir su getirme inşaatında neler öğrendim biliyor musun? Bir şehre su getirmek için açılan bir hendekte kaç türlü hile yapılabilir? Hani su borularının döşeneceği hendek. İnşaatı yapan müteahhit, kazdığı toprağın parasını alır. Bu para, toprağın miktarına ve cinsine göre azalır çoğalır. Mesela hendek yumuşak toprakta açılmışsa parası başkadır, kayalık bir araziye açılmışsa başkadır. Hele küskülük topraksa para epey dolgundur. İşin kuralı bu. Fakat gel gör ki, hendeği esas derinliğinden az kazarlar, tam kazdık diye para alırlar. Hendeği dar açarlar, geniş açmış gibi para alırlar. Biraz kayalı ya da sertçe toprağı kazarlar, küskülük toprak parası alırlar. Yumuşak toprağı makinayla kenara atıp, küskülük topraktı diye devletten alınan gereken paranın on mislini alanları bilirim. Böyle işlere göz yummayan mühendisi sürerler. Yerine gelen daha fazlasını öder müteahhide. Bir hendek kazmada bu kadar hile oluyor, ötesini sen düşün. Şimdi diyelim ki, ben namuslu iş yapacağım, iş almak için ihaleye girmem gerek. İhalede fiyatı fazla kırsam, zarar ederim. Az kırsam, iş bana kalmaz. Biliyorum ki diğerleri hile yapıyor, ona göre fiyat kırıyor. Ben, onlardan fazla kırarsam ya ben hile yapacağım, yahut birinci işte iflas edip batacağım. Sözün kısası namuslu iş yapabilmek o kadar kolay değil. Bugünkü iş adamlarımızın çoğu böyle yükünü tutmuştur. Kimi toprak hafriyatından vurdu parayı, kimi demir ve çimentodan.” Ben, sözümü burada bitirdim. Öyle dalmışız ki konuya, ben nerede olduğumu unutmuştum. Görevliler bizim başımızda nöbetçi olduklarını unutmuşlar. Sanki bir kahvede dertleşen vatandaşlar oluvermişiz. Gecenin dördü mü nedir? Fakat biz dalmışız memleket konularına, zaman filan umurumuzda değil. Benim sözüm: “Kimi toprak hafriyatından vurdu parayı, kimi demir ve çimentodan”, diye bitince, karşımdaki: “Öyleyse önce o herifleri temizlemek lazım” demesin mi? Ben de odadakileri göstererek: “İşte bu arkadaşların hepsi böyle bir şeyler yapıyorlardı” deyiverdim. Hemen uyanıverdik, biz de, sohbet eden polis de. Yerimiz konumumuz başkaydı. Kısa bir sessizlik oldu. Peşinden diğer bir nöbetçi sert bir sesle: “Yeter artık kesin bu konuşmayı”, dedi. İsteksiz başladığım konuşma orada bitti. “ Haziran 2013’de 79 il ve ilçelerinde başlayan sömürü düzenini değiştirme direnişi devam etmektedir. "YOL İÇİN CAMİ BİLE YIKARIZ" ODTÜ öğrencileri haklarına, geleceklerine, ülkelerine sahip çıkmak için eylem yaparken birisi çıktı, “Yol için cami bile yıkarız” dedi. Hendek, yol yapımında dönen yolsuzlukların neler olduğunu devrimci gençlik lideri Harun Karadeniz, 1971 Haziran ayında İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında iken polislere anlatıyor. Harun Karadeniz’i dinleyen polislerden biri, “Öyleyse önce o herifleri temizlemek lazım” diye yanıt veriyor. Seçimler yaklaşıyor. Yolsuzluk, yağma, soygun, haksızlık, hukuksuzluk, zülüm yapanları deliğe süpürüp ülkeyi temizliğe kavuşturmanın zamanı çoktan geldi de geçiyor. (Not: alıntılar: Harun Karadeniz, Yaşamımdan Acı Dilimler, May Yayınları, İstanbul, Aralık 1975, sayfa: 21’den 27’e kadar.) Turhan Feyizoğlu Odatv.com
  17. Dinimizin, Temiz düsüncelerle..yönlendirilmesine cemaatlerin hareketleri ufukda da olsa biraz yaprak kipirtalari olsa haklisiniz.. Beyaz hocamiz yasar hocalardan baskasini göremiyoruz ve o kisilerde cemaatden halk ahalisinden yeterli,küfürden baska nasibini alamiyor,, Kendisini hazirda hissetmeyen binlerce gencimiz erkek ayri okulda yurtda kizlarimiz ayni sekilde.. ve binler milyon olmasi isteniyor.. Bunun bir cinsel agir bedeli de olacaktir,, Sayginligi cemaat arasinda yogun olan kisilerin bu tür saplanti yapmalari.. Düsünmek bile istemiyorsun. Cemaatler celiskinin bataginda...
  18. Bu tür saplantilar hosgörülmesi ayri konu, hosgörülüpte reklaminin yapilmasi ap ayri konu.. Taninmaz hale gelen asiri uctaki insanlara reklam yoluyla bircok kendi deneyimini kazanamamis insanlara tuzak kurmaktir.. Onlara yanlis yöne yönlendirmeye tesviktir.. Din Adami diye gecinenlerin bu tür konularda uzak kalmasi gerekirken.. Ne yazik ki hep kendileri celiski icinde?
  19. Tengricilik Tengricilik ya da Göktanrı dini tüm Türk ve Moğol halklarının, şimdiki inanç sistemlerine katılmadan önceki inancıdır. Tengri'ye ibadet etmenin yanında Animizm, Şamanizm, Totemizm bu inancın ana hatlarını oluşturur. Tengri, bugünkü Türkçedeki Tanrı sözcüğünün eski söyleniş şeklidir.[1]Orhun Yazıtlarında ilk çözülen kelime olup yazılışı " " şeklindedir. Bu inanca göre, Gök'ün yüce ruhu Tengri'ydi. Kişiler kendilerini gök baba Tengri, toprak ana Ötüken ve insanları koruyan atalarının ruhları arasında güven içinde hissedip, onlara ve diğer doğa ruhlarına dua ederlerdi. Büyük dağların, ağaçların ve bazı göllerin güçlü ruhları barındırdıklarına inanarak dualarını bazen bu cisimlere yöneltirlerdi. Fakat bu cisimler tanrı kabul edilmezdi. Sadece onun yeryüzündeki varlığının bir göstergesiydi. Göğün ve yeraltının 7 katı olduğuna, her katta çeşitli ruhların varolduğuna inanılırdı. İnsanlar doğaya, ruhlara ve diğer insanlara saygılı davranıp belli kurallara uyarak dünyalarını dengede tutmaları ile kişisel güçlerinin doruğuna varıp dışarıya yansıdığına inanırlardı. Eğer bu denge, kötü ruhların saldırısı veya bir felaketten dolayı bozulursa, bir şamanın yardımı ya da Tengri'ye verilen bir adak ile yeniden düzene sokulması gerektiğine inanılırdı.[2][3] Bu inancın kalıntılarını bugün Moğollarda (Lamaizmle birleşmiş şekilde) ve bazı hâlâ doğa'ya bağlı göçebe yaşam tarzı sürdüren Türk Halkları'nda, örneğin Altay-Türkleri ve Yakutlarda bulmak olasıdır; ama, Tengriciliği çoktan bırakmış halklarda da bu inancın birçok parçası; İslam, Hıristiyanlık, Budizm, Musevilik ya da Taoizm ile birlikte, geleneksel kültür olarak hâlâ sürmektedir. Örnek olarak, ağaca çaput bağlama gibi gelenekler ve Türkiye Türkçesindeki "Utançtan yedi kat yerin dibine girdim" deyimi gösterilebilir. Yine, ölen birisin ardından yapılan mevlid törenleri (haftası, kırkı, elli ikisi ve yılı diye de bilinir) Şamanist dönemden Tengri dinine ondan da Türklere geçmiş bir gelenektir. Yalnızca, Müslüman Türklerde mevlit okutulur. Genel olarak, dini ne olursa olsun tüm Türk ve Moğol uluslarda Şamanist ya da Tengri dönemi gelenekleri görmek olanaklıdır.......... Vikipedi, özgür ansiklopedi.... .............
  20. Medya Cübbeli Ahmet'i tartışıyor Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen, İsmailağa cemaatinin önde gelen isimlerinden olan Ahmet Mahmut Ünlü Hürriyet gazetesinden İzzet Çapa'ya bir röportaj verdi. Röportajında eşcinsellikle ilgili açıklamalar da yapan Cübbeli Ahmet Hoca, "Eşcinseller yaptıklarının günah olduğunu bilerek yaparlarsa, imandan çıkmazlar. Bu da onların Müslümanlıklarını muhafaza etmelerini sağlar. Bunu da yapmazlarsa vay hallerine" dedi. Aynı gün kendilerini "Müslüman eşcinseller" olarak tanımlayan, "Meşcid derneği" üyeleri Cumhuriyet gazetesinden Esra Açıkgöz’e konuştu. Türkiye’deki tabulardan, baskılardan bahseden grup üyeleri röportaj sırasında sıradışı bir açıklamada bulunan grup üyeleri "Türkiye’deki dindar cemaatler aslında gizli eşcinseldir" dedi. Cübbeli Ahmet Hoca'nın röportajından ilgili bölüm şöyle: 'EŞCİNSELLİĞİN GÜNAHI ZİNA KADAR AĞIR DEĞİL'..................... ............................. Odatv.com
  21. SivilMilis Olimpik Ne demişti sayın Başbakanımız! -Sevgili hemşehrilerim. Rize'ye harem-selamlık bir olimpik havuz yaptıracağım... Onun icindir ki... 800km´lik suriye sinirlarimi elmüslümanlara teslim ettim...Askerlerimi orda hedef tahtasina oturtum kacan silivreye SivilMilis Olimpik Buyrun önüne gelen hedef tahtasinda deneme yapabilir.. Sizlerin birer milyon antrönerleriniz varsa, benim toplam 750 bin sporcum var onlari döver,, 40.binde koyun gibi bogazlayan milislerim.. Bakin,, Kosanlarim afrikadan,, Yigitlerim,, Afganistandan, und und gidinde görün suriyede nasilda kafa kopariyorlar,, Kafa kalmayinca bizim sahalara inecekler,,bunlar tam olimpik.... Vaki olaki.. Gavur... Esad gitdi bizim sahalara inecekler görün rekor neymis,, Vaki gitmedi.. Kafa koparanlar hic gitmeyecek... 800.km sinirimiz Artik olimpik baris alanidir,, Bundan büyügünüde kimse basaramadi,, KINA var isteyene.. Korkmayin gelin... 100km alanda, olimpik yapiyorsunuz yüzbinkere arama yapiyorsunuz.. Bakin bizde arama yok.. Düzmece var.. SivilMilis Olimpik
  22. Huzur ve huşu içinde yatağa girdiler Şimdi Şam’da Halep’te sanat müziği konserinde olmak da vardı, Kahire’de bir sinema festivalinde… Olmadı, beceremedik, anamızın ak sütü gibi helalimiz topraklarda şimdi tarihlerin en kanlı bombardımanları, Müslümanlar Müslümanları eşi benzeri görülmemiş vahşette yiyip kıyımdan geçiriyor. Yetmiyor sevmediğimiz Müslümanları öldürmeleri için kafirleri(!) imdada çağırıyoruz. Daha dün Mursi devrilince Amerika’ya lanetler okuyan Müslümanlar daha üç gün dolmadı aynı cemaat aynı secdede pozisyon değiştirmeden Amerika’ya gel hadi çabuk gel bizi düzüver vaziyetine geçiverdi ve şüphesiz Anadolu’da gelenektir oğlan tarafı çarşafı görmek isteyecek, gazetelerimiz birkaç güne kalmaz kanlı çocuk camii ölmüş tecavüze uğramış başörtülü müslüman kadın fotoğraflarını gösterdiğinde, Amerika’nın damatlığı kabul görüp şerefine silahlar atılacak... İşte gördünüz huzur ve huşu içinde ve kunut dualarıyla tekbir çekip Allahüekber diyerek Amerika’yla yatağa girdiler. Bundan daha i...******* utanç yoktur. Saçma sapan insanlar olduk. Tam anlamıyla bozgun.. AMERiKA NE OLUR BOMBARDIMANA BAŞLA DUASI O bu şu değil artık hepimiz ****** insanlarız. Hiç birimizin üç paralık değeri yok artık. Konuş yaz boşuna. On yıl önce medyamızın sadece liberalleri ve sadece derin AKP Irak’a Amerikan operasyonunu onaylıyordu, fırsatı da iyi kullandı, Irak’a operasyona karşı duran Türk ordusunu el birliğiyle tasfiye ettiler. Şimdi büyük küçük en sertinden en ılımlısına kadar bütün İslami yapılar yağmur duasına çıkmışlar gibi Amerika’dan ne olur bombardımana başla duasına çıktılar, şimdi kâfir babaları onların imarları maaşları için bakalım kimleri tasfiye edecek. Türk ordusu siyaset yapmasın diye on binlerce yazı yazdılar ama Amerikan ordusu pek tabii bombalasın… Delilsiz Deli Bush’tan ağzı yanmış Amerika, şöyle çocuğa bir iki tokat atıp gideceğim diyor. Herkes Rusya Suriye’yi sattı mı diyor, satması imkânsız, onlar da Suriye’ye verdikleri üstün teknolojik silahlara güveniyorlar, geleceğiniz varsa göreceğiniz de var demeye getiriyor, belki de Ruslar son on yılda dünyalıların geliştirdikleri radarları füzeleri bir antrenman sahasında izleyip test etmenin keyfini çıkaracak… Belki de Kafkasya’da kendi başına bela, her an Soçi’de milyar dolarlık kayak tesislerini basacak korkusu yaşadığı El Kaide unsurlarının da bir şekilde temizleneceğini bekliyordur, belki de bilmediğimiz tuhaflıkta bir el altından antlaşması vardır, ya da ne bilelim .mına koduğumun savaşı işte. YABANCIYLA İŞBİRLİĞİNE GİRENLER İSTER MÜSLÜMAN İSTER BABAM OLSUN DÜŞMANIMDIR Ben sizin dininizden değilim… Bu toprakların tarih boyu iki düşmanı olmuştur, biri önce Selçuklu’yu bitiren sonra Osmanlı’nın yolunu kesen Moğol sürüleridir, ki Moğol orduları Anadolu’daki Ermenilerle hep yan yana iç içe işbirliği içinde oldular… İkincisi batıdan gelen Haçlılar… Haçlılar da Moğollar da iki yüz yılı aşkın süre biri bitti biri geldi, Kılıç Aslanlar’ın amansız gücü dahi Haçlılar’ın önünü kesemedi. Urfa’ya Antakya’ya Kudüs’e yerleştirdiler. Selahaddin Eyyübi Kudüs’ü aldı ve topyekün temizleyemedi, sonra Memlük’ün ünlü Baybars’ı, Moğollar’ı tarihte durduran tek güç oldu. Ne tuhaf, köleler imparatorluk kuruyor Mısır’da, sadece Türk ve Çerkes yakışıklı köle çocuklardan asker kabul ediyor ve saraya yönetime kanla hanedanla değil kölelik şartı koyuyor. Köleler Araplar’ı yüzlerce yıl ihtişamla yönetiyor. Bu nasıl oluyor, şöyle, köleler yabancı tahakkümüne karşı koyuyor. Yabancı tahakkümüne karşı koyanlar arasında ayrım gayrım dil, din fark etmiyor. Bugünün yabancıları Moğollar’ı El Kaide’dir, bugünün yabancısı Haçlılar’ı ise aynı Haçlılar’dır. Değil Müslüman olmak hangi dinden hangi ırktan olursanız olun bu toprakları binlerce yıl ayakta tutan güç, yabancı tahakkümüne karşı koymaktır, yabancıyla işbirliği girenler ise ister Müslüman ister babam olsun, düşmanımdır. Yabancı tahakkümüne karşı koyamayanlarla aynı dinden değiliz, aynı ırktan aynı soydan aynı insanlıktan hiç değiliz. Yabancı tahakkümüne el birliği içinde karşı koyamayanlar bu toprakların insanı ruhu hiç değildir. Bu yavaş çekim bir ölüm kalım meselesidir, ya onlar bizi bitirecek, ya biz onları. Bu topraklar bir felaketin içinden geçiyor ama güzel olan bir şey de var, dost düşman ayrımı kendini açıklıkla, Allah’ın nuru işte bu, her şeyi aydınlattı. Liberallikmiş demokratlıkmış inancını yaşamak isteyen samimi ılımlı Müslümanmış, bokmuş püsürükmüş her şey vahşi canavar suratlarıyla ortada. YA AMERİKA’YI ALLAH YAPIP TAPANLAR KAYBEDECEK YA DA ADALETİ SAVUNANLAR Türkiye’de iktidar olanlar Türk ordusunu belgesiz delilsiz sahteliklerle tasfiye edip, dokuz yüz km’lik Suriye sınırında El Kaide’nin yüzlerce şubesini besliyor, talim ettiriyor, silah veriyor, şimdi de bunların hiçbiri yetmeyip dünyanın bütün kafirlerini İsrail’inden İngiltere’sine imdada çağırıyor.. Sinsilik ihanet düşmanlık tarihlerde bu kadar kendi pis şeytani suratını gösterdi mi? Olup bitenleri izleyen bir yazar bir insan olarak ne hissetmesi ne sezmesi ne öngörü hesabı, herşey canlı sarsılmaz bir gerçeklikte bütün iğrençliği ve pisliğiyle ve affedilmezliğiyle işte ortada. Ey Türkiye, ey İslam dünyası, kim kimdir öğrendin işte, şeytana tapanlar kim, kafirin .ötünü yalayanlar kim, başörtülü kızları kadınlarının namuslarını Irak’ta yüz binlerce tecavüzde gördük işte kimlere bıraktılar, öğrendin işte! Artık bu saatten sonra bu topraklarda iki ayrı millet yaşıyor, biri, her halükarda ne pahasına olursa olsun yabancı tahakkümüne karşı koyanlar, ikincileri, yabancılarla işbirliği içinde satılmış beyinleriyle hem dinen Müslümanlığı bozan hem yabancıların bombalarıyla müslümanları öldürenler, bu kadar açık, hava sahasını bilmem, ufkumuz nihayet bu kadar berrak. Şimdi bu topraklarda bu iki ayrı milletin ölüm kalım savaşı vardır. Biri iktidarda ve arkasında El Kaide arkasında İsrail arkasında Amerika… Diğeri birkaç gazetesi ve birkaç küçük ekranı olan muhalifler. Dünya asıl bu amansız savaşı seyredecek, ya Amerika’yı Allah yapıp tapanlar kaybedecek, ya da bunca sahtekârlığa karşın hukuk’u adalet’i insanlığı savunanlar. Kardeşlerim, bu kısa yazımı süsleyerek bitireyim, Sisi’ye karşı meydan okuyup bir ‘musa çıkıp gelecek’ diye feryat ettiler. Musa gelir mi bilmem, ama Musa’nın karısı Sephora geldi, büyük caddelerimizde mağazalarını açtı ünlü Sephora kozmetik firması.. Kozmetiğin mağazacılığı yani satış ve pazarlamada isim yapmıştır. Sokağınızda mutlaka vardır, gidin kokularını deneyin.. Kapıda sizi Dior’un meşhur Channel 5’i karşılayacak, görevli tezgahtar elinize bedavadan fısfıslayacak. Koklayın bu meşhur markayı, bizim ünlü hacıyağ’ının tıpkısı, sakın şaşırmayın bu kadar mı benzer diyeceksiniz. Meşhur Dior’un meşhur dünya markası Mekke’den hacılarımızın getirdiği hacıyağının tıpkısının aynısı, nasıl olur diyeceksiniz. Mekke’deki Paris’teki aynı koku. Ve başladığında Amerikan bombardımanı Mekke’deki de Paris’teki de daha ‘demokrat’ ‘daha liberal’ daha ‘sandığa bağlı’ aynı bombardıman kokusuyla daha da ‘kaynaşıp’ aynı istilacı sömürgeci imha edici ‘millet’ olacağından kuşkunuz olmasın. Kuşkunuz olmasın bu toprakları bu Dior’a ve onun kopyası özentisi hacıyağının kokusuna asla teslim etmeyeceğiz, aksine hatırınızdan çıkartmayın, güvensiz ve kararsız kalıp yabancılardan imdad isteyenler, başkasına asla tenezzül etmeyen kendine toprağına halkına güvenenler tarafından tarihin her dönemi hüsrana uğratılmıştır. Sayın Tayyip Bey, Şam'da, Gazze'de namazınızı eda etmek nasip olmadı. İnşaallah, işte yoldalar. Amerikan savaş gemilerinde huşu ile eda edersiniz, Allah kabul etsin. Nihat Genç Odatv.com
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.