Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Efendi Türkler

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Efendi Türkler tarafından postalanan herşey

  1. Başbakan’ın çakısı sünnet mi? Erdoğan’ın cebinden çakı çıkarıp, halının ipini kesmesini ilahiyatçılar değerlendirdi BaŞbakan Erdoğan’ın önceki gün Malatya’da düzenlenen AKP Gençlik Kolları toplantısında cebinden çakı çıkarıp, kendisine hediye edilen halının ipini kesti. “Dinen sünnet” diye açıklanan uygulamayı ilahiyatçılar değerlendirdi. İlahiyatçılar, “sünnet”in dini öğüt ve tavsiyeler olduğu yönünde hemfikir. Dini tavsiyeler sünnet olur Prof. Dr. Mustafa Saim Yeprem (Marmara Ünv. İlahiyat Fak.): Böyle bir sünnetin olduğunu ben bilmiyorum. Mantık olarak da olmaz pek mümkün değil. böyle bir hadis duymadım, ancak varsa bile dinde bir şey ifade etmez. Prensip olarak böyle bir şeyin dinen sünnet olması söz konusu değildir. Peygamber efendimiz iki parmağıyla yemek yemiş olsa buna sünnet denmez ki bunu bilmek gerekir. Dinen tavsiyeler sünnet niteliği taşır. Nesnenin kendisi sünnet olmaz Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu (Ankara Üniversitesi-İlahiyat Fakültesi): Peygamberimizin gündelik yaşamında ihtiyacı olan şeyleri taşıdığını biliyoruz. Yanında ayna, tarak, güzel bir koku gibi bakım malzemeleri bulundurduğu kaynaklarda yer almıştır. O dönem çakı yoktur, bıçak vardır. Konunun dini hayatla ilgisi yoktur. Sünnet nesnenin kendisiyle değil; iyi ya da kötü kullanımıyla değerlendirilir. İyi bir amaç için insan cebinde çakı taşıyorsa bunun insana zararı yoktur.
  2. Fethullah Gülen'e Yargıtay darbesi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'ndan (TMK) yargılanan Fethullah Gülen'e verilen beraat kararını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin kararına itiraz etti. A.A. Sanığın yargılamaya konu eylemlerinin eski Türk Ceza Kanunu'ndaki (TCK) "cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak ve bu teşekkülü yönetmek" suçunu oluşturduğunu ileri süren Başsavcılık, bu suç için öngörülen zamanaşımının dolduğuna işaret ederek, kamu davasının düşürülmesini istedi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazı Yargıtay Birinci Başkanlığı'na gönderdi. İtirazı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek. İtirazda, suçun niteliğinin ve tarihinin doğru olarak tespit edilmesi için dosya kapsamındaki delillerin incelenmesi gerektiği belirtildi. Bu kapsamda, Fethullah Gülen'in kitaplarından ve çeşitli konuşmalarından alıntılar yapılan itirazda, Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün 21 Nisan 1999 tarihli raporu, Genelkurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı'nın aynı dönemdeki raporları, tanık anlatımları, yurt dışındaki "Nurculuk" faaliyetleriyle ilgili Emniyet Genel Müdürlüğü'nün yazı ve belgeleri ile genel müdürlüğün "Fethullah Gülen örgütü" ile ilgili şirketler, okullar, dershaneler ve vakıflar hakkındaki tespitlerine yer verildi. -"SİLAHLI EYLEM YOK"- İtirazda, yerel mahkeme tarafından sanığın eylemlerinin bir bütün olarak 3713 sayılı TMK kapsamında olduğu kabul edilerek, kamu davasının 4616 sayılı Kanun'a göre "kesin hükme bağlanmasının ertelenmesi" kararı verildiği hatırlatılarak, "laik düzeni yıkmak amacıyla örgütlenen sanığın eylemlerinin" TMK'nın 7. maddesi kapsamında değil, 765 sayılı TCK'nın "cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak" suçunu kapsayan 313/2-4 maddelerine aykırılık oluşturduğu belirtildi. Başsavcılığın itirazında, "sanığın liderliğini yaptığı ve varlığı sübuta eren örgütün 3713 sayılı Kanun'un 1 ve 7. maddelerinde tanımlanan şekilde terörü yöntem olarak benimsediğine ve bir terör örgütü olduğuna dair delil bulunmadığı, silahlı eylemlerinin de tespit edilemediği" vurgulandı. Gerek 765 sayılı TCK'nın 313. maddesi, gerekse 5237 sayılı TCK'nın 220. maddesinde düzenlenen "cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak" suçunun, esasen "hazırlık hareketi" olduğu ifade edilen itirazda, şöyle denildi: "Yasa koyucu hazırlık hareketlerini amaçlanan suçu önlemek için cezalandırmaktadır. Suç, soyut tehlike suçudur. Suç işlemek için teşekkülün oluşturulması yeterli olup, amaçlanan suç ya da suçların işlenip işlenmemesi önemli değildir. Teşekkülün oluşturulması ile suç tamamlanmış olur. Teşekkül mensuplarının suç işlemek için anlaşmış olmaları yeterlidir. Yasa koyucunun amacı, basit bir birleşme olmayıp, kamu için tehlike yaratacak birleşmeyi cezalandırmaktır." İtirazda, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun, bu yöndeki kararlarından da örnekler verildi. Başsavcılığın itirazında, "Fethullah Gülen'in kurucusu ve lideri olduğu örgütün eylemleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS), 'toplanma ve örgütlenme özgürlüğü'nü içeren 11. maddesi kapsamında" da değerlendirildi. Kapatılan Refah Partisi'nin başvurusu hakkındaki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) 13 Şubat 2003 tarihli nihai kararından da alıntı yapılan itirazda, AİHM'in oy birliğiyle AİHS'in 11. maddesinin ihlal edilmediği sonucuna vardığı hatırlatıldı. -"FETHULLAH GÜLEN ÖRGÜTLENMESİNİN NİHAİ AMACI..."- "Şeriat düzeni getirmek amacının, Avrupa kamu düzenine aykırı olduğu gibi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 4. maddesine göre değiştirilemeyecek ve değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek olan devletin yönetim şekline ve Cumhuriyet'in temelini oluşturan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkeleri ile öngörülen Anayasal düzene aykırı olduğu" vurgulanan itirazda, şöyle denildi: "Fethullah Gülen örgütlenmesinin nihai amacı göz önüne alındığında, dosyada toplanan delillerle sabit olan 'ışık evleri' tabir edilen yerlerde toplantılar yapmaları, buralarda çeşitli örgütsel faaliyetlerde bulunmaları, ülke genelinde ve yurt dışında örgütlenmeleri ve faaliyetleri sözleşmenin 11. maddesi (toplanma ve örgütlenme özgürlüğü) kapsamında değerlendirilemez, insan hakları, demokrasiyle bağdaşmaz ve hukuktan himaye talep edemez." İtirazda, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin, sanığa atılan eylemi TMK kapsamında gördüğü ve "sanığın cebir ve şiddet kullanarak baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle Anayasa'da belirtilen Cumhuriyet'in varlığını tehlikeye düşürmek, niteliklerini ve laik düzeni değiştirmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek amacına yönelik olarak suç işlemek üzere terör örgütü kurduğu veya yönettiği yolunda mahkumiyetine yeterli kesin delil bulunmadığı" gerekçesiyle yerel mahkemenin beraat kararını onadığı hatırlatıldı. Başsavcılığın itirazında, şu tespitler yapıldı: "Laik düzeni yıkmak amacıyla örgüt oluşturan ve yöneten sanığın eyleminin 765 sayılı TCK'nın 313/2-4. maddesi unsurları itibariyle tartışılıp değerlendirildiğinde cürüm işlemek için teşekkül meydana getirilmesi suçunda aranan delillerin yeterli ve kesin olduğu görülmüştür. Sanık Fethullah Gülen'in ülke içinde oluşturup, daha sonra ülke dışında organize edip yönettiği örgütün, Türkiye'de mevcut Anayasal düzeni değiştirmek ve laiklik ilkesini de kaldırarak, yerine şeriat esaslarına dayalı devlet kurmak amacında olduğu, aşamaları, tebliğ, cemaat ve cihat temelinde, yurt içinde ve dışında dershane, okul, üniversite, yurt, hazırlık kursları ve kurduğu şirketler aracılığıyla eğitimli bir kadro ve ekonomik bir güç oluşturarak, yönetimde teşkilatlanmayı, devlet idaresini ele geçirmeyi hedeflediği, sanık Fethullah Gülen'in yurt dışına çıktığı 21 Mart 1999 tarihinden sonra da aynı amaç doğrultusunda faaliyetlerini sürdürdüğü, teşekkülün varlığını koruduğu sonucuna varılmıştır." Sanığın eylemlerinin bir bütün olarak, 765 sayılı TCK'nın 313. ve 5237 sayılı TCK'nın 220. maddesinde yazılı suçu oluşturduğu ve "cürüm işlemek için teşekkül meydana getirmek ve bu teşekkülü yönetmek" suçunun tüm unsurları ile oluştuğu ifade edilen itirazda, maddelerde öngörülen ceza itibariyle lehe hükmün 765 sayılı TCK'nın 313/2-4. maddesi olduğu kaydedildi. İtirazda, "Sanık ve oluşturduğu teşekkülün nihai amacı, yazılarında ve konuşmalarında da belirtildiği üzere cebir ve şiddet de kullanmak suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın tamamını veya bir kısmını tağyir ve tebdil veya ilga (Anayasal düzeni değiştirmek, Anayasa'nın ihlali) ile şeriat esaslarına dayalı bir devlet kurmaktır. Sanık Fethullah Gülen, suça konu örgütün kurucusu ve lideridir. Sanığın kurduğu örgütte, sürekliliğin varlığı ile üye sayısının yasada belirtilenin (üç kişi) çok üzerinde olduğunda kuşku yoktur" denildi. İtirazda, suç tarihinin temadinin son bulduğu iddianamenin hazırlandığı 31 Ağustos 2000 olduğu, bu tarih itibariyle davanın zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi gerektiği vurgulandı. İtirazın sonuç bölümünde, 9. Ceza Dairesi'nin 5 Mart 2008 tarihli onama kararının kaldırılarak, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin beraata ilişkin 5 Mayıs 2006 günlü hükmünün bozulması istendi. Bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'na göre düzeltilmesinin mümkün olduğuna işaret edilen itirazda, dava zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesi istendi.
  3. Efendi Türkler şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Gazete Haberleri Paylaşımı
    ya Sayin TARAFSIZ şu Dinimizide özelliştirsek hani diyorum senin deyiminle rayına oturmazmi... Efendi Türkler
  4. sayin TARAFSIZ birkere Avrupada nüfus azaliyor bu dogru ama ne kadar dogru yoksa bu nüfusu dengeleme sorunumu bu dengeyi tutturama sorunumu bunu arastirmakda yarar var cünkü dogum önlemi alan ve bu konuda en cok tüketim yapan bati ülkeleridir ama biz genede azaliyor yolundan cikalim azalmasinin nedenlerine gelince takatlarinin kalmadigindan degil birinci neden agirlikli olarak kisisel tercihleri!! ikinci neden cocuk olmamasi icin önlem alan Ailelerin bu önlemler yüzde yüz basarisi olmadigi icin bu önlemi yirtmasini engelleyen birde bu cografyada bulunan bazi eksik minarellerinde etkisi vardir buda demek degildirki bütün dünyada oldugu gibi insanlarin erotik hayatinda bir azalma olsun dünyanin neresinde olursa olsun insanlar kendine özgü özel erotik hayatini en mükemmel sekilde yasamaya calisir!!! bunu birkere gecelim gelelim nüfus azalmasi ve cogalmasi bu dünyanin genel anlaminda sorunudur azaldigi kadar asiri nüfus artisida basli basina sorundur konuyu bu yönden ele almakda yarar var ülkemize gelince nüfus azalmasi diye su anda böyle sorun yasamiyoruz yasadigimiz dün genc nüfusumuzla övündügümüz ülkemizle bu gün bu gencligi niteliksiz olarak öldürmemiz bugünün genclerinide yarinlarda gene niteliksiz olarak yaslandirmaya calismamiz.. hemde basbakanin agziyla bu yola sürüklenmemiz... gözü etrafi görmeyen siyasi cikarlari ugruna!!! bugün avrupada insanlar nitelikleriyle ölünceye kadar hizmet verirler !!! bizim gencligin ve yahutda halkimizin yarisi niteliksiz olarak kahve köselerinde vakit öldürür... bunlarinda ellerinde bir sigara bir kahve birde ellerine bir basbakanin ellerinle mesir macunu verilirse... görüyorsunuz ya ne nitelikli milletiz Efendi Türkler
  5. Newsweek: Türk yargısını eleştirdi "Türkiye’deki yargı darbesine Amerika müdahale etmeli" Newsweek, AKP hakkındaki kapatma davasını ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi ve şu an The Century Foundation adlı düşünce kuruluşunda görev yapan Morton Abramowitz ile Türkiye Uzmanı Akademisyen Dr. Henry Barkey ikilisinin yazdığı, “Türkiye’de yargı darbesi” ve Owen Matthews ile Sami Kohen’in kaleme aldığı, “Yargıçların saldırısı” başlıklı yorum yazılarıyla değerlendirdi. İşte bu iki yorum yazısından satır başları: Yargıçların saldırısı * Abdurrahman Yalçınkaya ilk bakışta hiç de bir devrimciye benzemiyor. Siyah takım elbisesi ve basitçe kesilmiş beyaz bıyıklarıyla 50’li yaşlarındaki Türk bürokratların bir numunesini andırıyor. * Türkiye’de iddianame için yargı darbesi yorumu yapılıyor. Ancak daha önceki darbelerden farklı olarak ordu bu kez suskun. Katı laik devleti savunma görevini yargı üstlendi. Temelde sorun Türkiye’yi kimin yöneteceği. Atatürk’ün prensiplerine fanatiklik derecesinde bağlı olan eski Cumhuriyetçi elit mi, yoksa hem Türkiye’yi Avrupa’ya götürmek isteyen hem de şüphesiz İslam’ı siyasetin içine yerleştirmek isteyen demokratik olarak seçilmiş AKP mi? * Eski cumhuriyetçi elitler misyonlarının insanları kendilerinden kurtarmak olduğunu düşünüyor. Ve kendi üstünlüklerini korumak için her şeyi yapmaya hazırlar. Buna Türkiye’nin ekonomik istikrarını bozmak, Türkiye’nin batılı müttefiklerini uzaklaştırmak da dahil. * Şimdi Erdoğan, Anayasa Mahkemesi’nin siyasi partileri yasaklama yetkilerini kaldıran önlemler ile Avrupa Birliği’nce uzun bir süreden beri talep edilen reformları bir araya getiren bir çeşit ’alakart’ reform paketini hazırlıyor. Paket 301. maddenin kaldırılması, Kürtçe yayın gibi konuları da kapsayacak. Çatışmada en önemli kart aslında ultra laiklerin en güçlüsü olan ordu... Şimdiye kadar en üst düzey generaller sessiz kaldı ancak geçmişte gösterdikleri eğilime bir kılavuz olarak alınırsa büyük bir olasılıkla Yalçınkaya’nın iddianamesini destekliyorlar. Ancak askerler, kendi popülaritesini korumaya özen gösteriyor. Yargı darbesi * Türkiye yine din ve onun politikadaki yeri konusunda kendisiyle savaş halinde... Bu kez sonuçları hem kendisi hem de dostları için çok yıkıcı olabilir. Erdoğan türban meselesini bir anda ortaya atarak hata yapmış olabilir, ama modern batıda 5 yıldır iktidarda başarılı işler yapan bir iktidar partisine kapatılma davası açılması da görülmemiş bir şey. Şimdi bu sonucu belli olmayan savaş aylarca sürebilir. Sonunda AKP kazansa da kaybetse de sonuç kötü olacaktır. Bu durumda ABD kenarda oturup bekleyemez. Türkiye’nin istikrarına yönelik tehdit çok ciddi boyutlarda ve ABD’nin çıkarlarını etkileme olasılığı da yüksek. Bu nedenle ABD ciddi bir müdahalede bulunmalı. Bunu özel olarak da yapabilir, açık olarak da... ..........................................
  6. Efendi Türkler şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    vallahi bunun milliyetci olmasindan süpheliyim olsa olsa molla takintisidir,, milliyetci insan kendi düsünen halkin beynine kursun sikmaz sonra böylelerine Avrupada milliyetci denmez fasist denir bu fasistdir fasist... zannediyorum bu dönem yargiyla gücsüzlesen Akp yeni güc kaynagi pesinde... fasistleer!!!! Efendi Türkler
  7. inanin bu durumu ben burda ögrendim aydinlattiginiz icin tesekkürler iyi ki varsiniz.
  8. Efendi Türkler şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Bir pirinç tanesinin önemi Beş yaşındaydım. Rahmetli babaannem, pirinç ayıklıyordu. Bir tane yere düştü. Babaannem eğildi ve aramaya başladı. Sağa bakıyor, sola bakıyor, bulmaya çalışıyordu. Çocukluk işte, “Aman babaanne...” dedim, “Bir pirinç tanesi için bu kadar çaba harcamaya, yorulmaya değer mi?” Rahmetli ilk defa sertleşti bana karşı, öfkeyle doğruldu, “Sen oturduğun yerden ahkâm kesiyorsun” dedi, “Hiç pirinç üretilirken gördün mü? İnsanlar ne kadar zorluk çekiyorlar. Bir pirinç tanesinde kaç insanın göz nuru, alın teri, emeği, çilesi var biliyor musun?” diye çıkıştı. Utancımdan kıpkırmızı olmuştum. İsveç’te tıraş bıçakları On dokuz yıl evveldi. Stockholm’e gitmiştim. Bir otele yerleştim. Sabahleyin, tıraş olmak için lavoboya gittiğimde, aynanın yanında ilginç bir not gördüm. “Lütfen” diyordu, “Tıraştan sonra jiletinizi çöpe atmayın. Yanda bir kutu var, oraya bırakın. Bir tek jiletle dahi olsa, İsveç çelik sanayisine yardımcı olun.” Doğrusu hayretler içinde kaldım. Çocukluğumdan beri çelik eşya denince akla İsveç çeliği gelir. Birçok eşya üzerinde “İsveç çeliğinden yapılmıştır” diye yazardı. İşte o ülke, kullanılmış bir tek ufacık jiletin bile çöpe gitmesini istemiyor, ona sahip çıkıyor, gelen turistlere rica yollu uyarıda bulunuyordu. Japonya’da tasarruf Japonlar son derece sade, basit, yalın, mütevazı yaşayan insanlardır. Evlerini mobilya ile eşya ile dolduranlar Japonlara göre ruhen tekamül edememiş, hayatın manasını anlayamamış, zavallı kimselerdir. Bir insanın gösteriş için eşyanın esiri olması ne kadar acıdır. Vaktiyle Japon ekonomisi bir darboğazdan geçiyor. İç borçlar, dış borçlar gırtlağı aşıyor. Zamanın başbakanı meclisi toplar. Kürsüye çıkar. Durumu olanca açıklığı ve tehlikeleri ile anlatır ve “Şu andan itibaren” der, “Tanrı şahidim olsun ki, Japonların iç ve dış borçları son kuruşuna kadar ödenmeden, pirinçten başka bir şey yemeyeceğim. Şu üstümdeki elbiseden başka elbise giymeyeceğim.” Dediklerini yapar, en üstten en alta bir israftan kaçınma kampanyası açılır. Japonya bütün borçlarını öder. Zalimler sınıfı gibi Gerekmediği halde elektriği yakmakla, suyu kapamadan boş yere akıtmakta, gece çamurlu ayakkabılarımızı temizlemeden yatmakla, yemek yediğimiz kapları yıkamadan bırakmakla biz de zalimler sınıfına geçmiyor muyuz? Hayat akıl almaz incelikte ipliklerle örülmüştür. Her şey o kadar birbirine bağlıdır ki, ilkokul okuma kitabımızdaki bir sözü hiç unutmadım: “Bir mıh bir nalı kurtarır. Bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu bir ülkeyi kurtarır” Bir okurdan gelen yazıyı özetledim. ......... ne yazik ki derdimiz baska dersimiz baska İşte ulemadan yeni fişler İlkokullarda öğretmenler okuma yazma öğretirken üzerinde çok basit cümleler yazılı fişler asarlar sınıflara. “Ali Topu At, Emel Eve Gel” gibi cümlelerle çocuklar hem kelimeleri seçmeyi hem de bir tam cümle görmeyi öğrenir. Eğer iktidar amacına ulaşır ve Türkiye bir “İslam Devletine” dönüşürse acaba bu okuma fişleri nasıl olur? - Börtegül başını ört, ört börtegül ört. - Bak Berkecan ne güzel sarık, sende sar Berkecan. - Hedenur yakanı kapa, kapa yakanı kapa. - Cemile mevlüte pilav yap. - Işık ılık zemzem iç. - Oruç aç Ali. - Sadık hoca iftar topunu patlat. - Mülayim minareye çık. - Tayyip Amca yasa çıkar. - Onayla Abdullah Amca onayla. - Tayyip Amca tabana oyna - Kömür dağıt oy topla - Tayyip Amca Atatürk’ün resimlerini indir. - İndir Tayyip Amca indir - Dağıt ihale dağıt - Sat sat sat - İpek başını ört - Tayyip Amca seni çok severiz. - Gül Abdullah gül. - Kapat başını kapat *****
  9. ***************** İstanbul'un simgesi: Türban 'Olimpiyat meşalesi'nin yolculuğunu anlatan kitapçıkta skandal yaşandı Türkiye Olimpiyat Komitesi, kitapçıkta yer alan türbanlı çocuk fotoğrafını kendilerinin göndermediğini açıkladı 2008 Pekin Olimpiyatları öncesi dünya turunu sürdüren "olimpiyat meşalesi" nin yolculuğunu anlatan kitapçıkta İstanbul'un simgesi "türban" oldu. Olimpiyatlara ev sahipliği yapacak olan Çin tarafından hazırlanan kitapçıkta meşalenin geçeceği kentler simge eserleriyle yer alırken; İstanbul sayfası küçük bir kızın türbanlı fotoğrafıyla yer aldı. Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Genel Direktörü Yalçın Aksoy, Cumhuriyet' e yaptığı açıklamada İstanbul'la ilgili 3 fotoğraf gönderdiklerini, ancak böyle bir fotoğrafı göndermediklerinin altını çizerek tepkisini "Çok can sıkıcı bir durum" sözleriyle dile getirdi. Olimpiyat meşalesinin ikinci durağı, önceki gün yapılan 20 kilometrelik koşuyla "İstanbul" olmuştu. "Meşalenin yolculuğu" nu anlatan tarihsel kitapçıkla bir skandala imza atıldı. "Bu rüyaya ortak olun" sloganıyla 2008 Pekin Olimpiyatları Komitesi'nce hazırlanan kitapçıkta meşalenin yakılacağı kentler tarihi eserleriyle, simge yapıtlarıyla yer aldı. İlk sayfasında Pekin Olimpiyatları Organizasyon Komitesi Başkanı Liu Qi' nin sunuş yazısının yer aldığı kitapçıkta İstanbul'a ayrılan sayfa dikkat çekiyor. Kitapçığın 3 Nisan tarihli yaprağında İstanbul, ortadaki kızın türbanıyla yer aldığı üç küçük kızın fotoğrafıyla tanıtılıyor. Çince-İngilizce basılan ve tüm dünyada dağıtılan kitapçıktaki tanıtım yazısında İstanbul, Asya ile Avrupa'yı birleştiren tek kent olarak tanıtıldı. Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Başkanı Togay Bayatlı da kitapçıkta yer alan yazısında Türkiye'nin 2020'de organizasyona ev sahipliği yapmayı ümit ettiğini yazdı. TMOK tepkili... Konuyu gazetemize değerlendiren TMOK Genel Direktörü Yalçın Aksoy, kitapçığın Pekin tarafından hazırlandığının altını çizerek TMOK olarak böyle bir fotoğraf göndermediklerini belirtti. Özellikle yazıyla bütünleşecek ve İstanbul'un simgelerinden biri olan "Boğaziçi Köprüsü" nün çok güzel bir fotoğrafıyla birlikte yine kentin simgelerinden Ayasofya ve Sultanahmet Camisi'nin fotoğraflarının gönderildiğini belirten Yalçın Aksoy, seçilen fotoğrafın editörün kişiliğini yansıttığını söyledi. Aksoy, yaşanan olayı "Çok can sıkıcı bir durum" olarak nitelendirdi. İstanbul'da 2. etabı koşulan Olimpiyat Meşalesi Koşusu sonrası olimpiyat ateşi, 3. etabın yapılacağı Rusya'nın Saint Petersburg kentine götürülecek. Olimpiyat meşalesi, gerçekleştirilecek 19 etabın ardından Pekin'e ulaştırılacak. "Dünyayı olimpiyat ateşiyle ışıklandırmak" için dolaştırılan meşalenin yolculuğunu anlatan bu kitapçık gittiği her kentte dağıtılacak. (CUMHURİYET)
  10. sayin karabekir burda dur bir dakka herkes her konuda sikayetde bulunabilir bu demek degildirki isteyen herkesin karsisindaki kisiyi sorusturma actirabilecegi!!! bu sikayetin ilk bas vurulacak yeride polistir ordada polis gerekli görürüzse tutanak tutar aksi takdirde aranizda anlasin diye kibarca zorlama yapar eger sahis israrinda devam ederse is avukata intikal eder onuda masraflarini kendisi karsilamak zorundadir avukatda gerekli bilgiyi verir davayi cok gereksiz buluyorsa kibarca izahat eder eger kisi fiziki darp a ugramissa tabiki hemen polis tutanagini tutar islem baslar olayin derecesine görede savcilik tabiki olay cok büyük boyutda olmasi gerkiyor devreye girer hani ölüm olur büyük uyusturucu ticareti olur hani bir mafya ele gecer v.s v.s ... sonra orda gecen konusmalar siyaside olsa ne olursa olsun direk kisiye siyasi hakaret yoksa o kisiyi rencide etmiyorsa o birkere kesinlikle suc degildir orda siyasi anlamda bir suclama yoktur orda idari soruşturma açılması kabaca hukuk un cignenmesi bundan ötesi degil.. sonra gelelim tebesir davasina o ögretmenin hakki yoktur bir cisimle ögrencisini tahrik etmeye en fazla zor durumda kalirsa en fazla ellerinle ögrencisini kibarca sarsabilir .. sonra o ögretmenide sorusturma actirma yanlistir hani dosyasi kabariktir buna benzer olaylardan tabikii bunada dur demenin zamani gelir bu ilk asamada acilan her idari sorusturma hukuka aykiridir !!! tabiiki sizin hukuk anlaysinizi bilemem

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.