-
İçerik Sayısı
3.724 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
30
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
GeceKuşu tarafından postalanan herşey
-
Nedir DECCAL?.. Kelime anlamı "Yalancı, fesat, dedikoducu (kimse)." demektir... Felsefeyle ilgilenenler, -babası papaz olan ve yüksek öğreniminde teoolji okuyan- "FRIEDRICH NIETZSCHE" yi bilenler arasında onun "DECCAL" isimli yazıtınıda yakından bilirler... Kitabın kapağında şunlar yazılıdır... FRIEDRICH NIETZSCHE Deccal Hrıstiyanlığa Lânet Onun ifadeleriyle kitabın önsözünde de şunlar yazılıdır. Onun bu kitabından önemli gördüğüm sayfaları, satırları aktarmaya çalışacağım bu başlıkta... Ölmeden önce "ölüm korkusuyla" yıpranan düşünsel yapılarımıza varsayımlarımız aracılığıyla vurduğumuz prangalardan kurtulmak adına... Kişisel olarak insanlığımızı sorgulayarak, insan olduğumuz üzere yarattığımız varsayımlarımızı öldürerek yeniden doğmak adına...
-
Sorumluluk "bağıl" bir durumdur ve onun olması gerektiği yerde, iki ayrı varlık ve bu varlıklar arası etkileşim süreçleri bir zorunluluktur. Tek bir varlığın ve onun dışında hiç bir şeyin olmaması durumunda yada çok sayıda ama birbirinden tamamen yalıtılmış olması durumunda sorumluluğun gereği ortadan kalkar. Evren denilende sadece "ben olsaydım veya tüm evren sadece ben olsaydı" sorumluluğun gereği kalmazdı... Çok geniş, derin ve çok boyutlu bir "Kavram" olmasına karşın, iki temel boyuta indirgeyip çözümleme yapmaya çalışmak mümkün gibi gözüküyor. A- Başkalarına karşı duruşumla ilgili sorumluluklarım B_ Eylemlerimle ilgili sorumluluklarım. işte sorun da tam bu noktada başlamaktadır. Sokağın ortasında "çiftleşen" köpekleri yaptığından sorumlu tutmayız, Ancak insanların içindeyken "Gaz yapanı" yaptığından sorumlu tutup kınarız. Ayrıca insan denilenlerin tümüne de sorumluluk yüklemeyiz. Deli, çocuk, embesil dediklerimize "yaptıklarından" sorumlu tutmayız. Tanrı ve aracıları, doğal varlıkların tümü, "çocuk-deli-embesil" denilenler "sorumluluk-ÖTESİDİR". İşte tam bu noktada da felsefe açısından iki temel soru ortaya çıkıyor... 1-Bir varlığın, yaptıklarından sorumlu tutulabilmesi için, gerek ve yeter şartlar nelerdir? 2-Kimlere, nelere karşı, "niye sorumluyuz?"
-
- Kimlere
- nelere karşı
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Nietzche'nin aşağıdaki sözleri sorulan soruya verilecek yanıtlardan biri olabilir. Sözleri o kadar açık ki yorum getirilmesine bile gerek olmadığını düşünüyorum…
-
- inanma nın psikolojisi
- Friedrich Nietzsche
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Kimileri oturduğu koltuğu itibarlı hale getirirken, kimilerinin itibarı yalnızca işgal ettiği koltuktan ibaret... İtibarını yalnızca turuncu meclis koltuklarından alanların CHP'nin duruşunu anlamalarını bekleyemezsiniz.!
- 2 cevap
-
- Üniversite sınavı
- şifre utanmazlığı
-
(ve 4 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
''Anayasa'nın 90. maddesi orada. Diyor ki 'hakime, emir veriyor, talimat veriyor, o madde zorunluluk getiriyor. Bir iç hukuku hükmüyle tutuklama maddesiyle uluslararası sözleşmenin maddesi çeliştiğinde mutlaka uluslararası sözleşmeyi uygulayacaksın' diyen Anayasa'nın 90. maddesi orada duruyor. Bütün uluslararası sözleşmeler, daha önceki genelgeler duruyor. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesinin kararı duruyor. Her şey duruyor. En son bundan 5 ay önce üyesi olduğumuz Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin Türkiye'ye yönelik kararı da duruyor. Hepsi dururken iki yargıç sözüm ona 'Hayır'. Yargıç neye göre karar verir. Anayasa'ya göre. Doğru mu?. Peki Anayasa tersini yazıyor. Peki uluslararası hukuka göre karar verir. Uluslararası hukuk tersini yazıyor. İç hukuka göre söyler. İç hukuk tersini yazıyor. Şimdi bunlar yazarken, iki hakimin veya 4 hakimin 'hayır biz Anayasa'yı da tanımayız, hukuku da tanımayız, uluslararası hukuku da tanımayız, 90. maddeyi de tanımayız size ne. Biz kendimize göre karar veriyoruz' diyebilmesi mümkün müdür? Böyle bir şey olabilir mi?.''
- 2 cevap
-
- Üniversite sınavı
- şifre utanmazlığı
-
(ve 4 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Futbolda Şike Operasyonu Dünya Basınında...
GeceKuşu şurada bir başlık gönderdi: Gazete Haberleri Paylaşımı
- 7 cevap
-
- futbolda şike soruşturması
- Dünya Basını
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Futbolda 'şike'nin cezası ne?
GeceKuşu şurada bir başlık gönderdi: Spor - Futbol - Basket -Voleybol ve Diğer Dallar
Futbolda 'şike'nin cezası ne? İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yetkilileri, bir ihbar üzerine Giresunspor eski başkanı Olgun Peker'in, ''organize suç örgütü oluşturarak, maçların skorlarını baskı ve tehdit ile etkilediği'' gerekçesiyle 2010 yılının Aralık ayında soruşturma başlatıldığını bildirdiler. Savcılığın talimatıyla İstanbul polisine operasyon için talimat verildiği, operasyon sonucu da Olgun Peker'in yanı sıra, futbol kulübü başkanı, yönetici, teknik direktör, futbolcu ile menajerlerin de aralarında bulunduğu 49 kişinin gözaltına alındığını belirten yetkililer, gözaltına alınanların emniyetteki işlemlerinin sürdüğünü bildirdiler. Fenerbahçe dışında, Karabük, Beşiktaş, Altay, Gençlerbirliği'nin geçen sezona yönelik maçlarının incelendiğini kaydeden Başsavcılık yetkilileri, Nijeryalı futbolcu Emmanuel Emenike'ye ilişkin teknik takip sonucu kayıtların bulunduğunu belirttiler. *** Futbolda şike iddialarına yönelik başlatılan operasyon, böyle bir durumun kanıtlanması halinde cezaların ne olacağını akıllara getirdi. İstanbul- 14 Nisan 2011 tarihinde yürürlüğe giren Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Yasa'ya göre; belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden kişiye 5 yıldan 12 yıla kadar hapis ve 20 bin güne kadar adli para cezası verilecek. Yasanın 3. bölümünde yer alan ''Şike ve Teşvik Primi'' başlığındaki 11. madde şöyle: Madde 11 - (1) Belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden kişi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Kendisine menfaat temin edilen kişi de bu suçtan dolayı müşterek fail olarak cezalandırılır. Kazanç veya sair menfaat temini hususunda anlaşmaya varılmış olması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur. (2) Şike anlaşmasının varlığını bilerek spor müsabakasının anlaşma doğrultusunda sonuçlanmasına katkıda bulunan kişiler de birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır. (3) Kazanç veya sair menfaat vaat veya teklifinde bulunulması halinde, anlaşmaya varılamadığı takdirde, suçun teşebbüs aşamasında kalmış olması dolayısıyla cezaya hükmolunur. (4) Suçun; a) Kamu görevinin sağladığı güven veya nüfuzun kötüye kullanılması suretiyle, b-) Spor kulübünün yönetim kurulu başkan veya üyeleri tarafından, c) Suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde, ç) Bahis oyunlarının sonuçlarını etkilemek amacıyla, işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır. (5) Suçun bir müsabakada bir takımın başarılı olmasını sağlamak amacıyla teşvik primi verilmesi veya vaat edilmesi suretiyle işlenmesi halinde bu madde hükümlerine göre verilecek ceza yarı oranında indirilir. (6) Bu madde hükümleri; a) Milli takımlara veya milli sporculara başarılı olmalarını sağlamak amacıyla, b-) Spor kulüpleri tarafından kendi takım oyuncularına veya teknik heyetine müsabakada başarılı olabilmelerini sağlamak amacıyla, prim verilmesi veya vaadinde bulunulması halinde uygulanmaz. (7) Suçun spor kulüplerinin veya sair bir tüzel kişinin yararına işlenmesi halinde, ayrıca bunlara, şike veya teşvik primi miktarı kadar idari para cezası verilir. Ancak, verilecek idari para cezasının miktarı yüzbin Türk Lirasından az olamaz. (8) Müsabaka yapılmadan önce suçun ortaya çıkmasını sağlayan kişiye ceza verilmez. Takımlara küme düşme cezası Ayrıca, şike ve teşvik primine karıştığı kanıtlanan kulüplere de Türkiye Futbol Federasyonu Futbol Disiplin Talimatı'nın 55. maddesi gereğince küme düşme cezası veriliyor. Futbol Disiplin Talimatı'nın ''Müsabaka Sonucunu Etkileme'' başlığında yer alan 55. maddesi şöyle: (1) Müsabakanın sonucunu hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde etkilemek veya buna teşebbüs etmek yasaktır. Bir futbolcuya veya kulübe teşvik primi verilmesi de bu kapsamdadır. (2) Bu hükmü ihlal eden kişiler, bir yıldan üç yıla kadar müsabakalardan men veya hak mahrumiyeti cezasıyla; kulüpler ise küme düşürme cezasıyla cezalandırılır. İhlalin ağırlığına göre küme düşürme cezasına ek olarak puan indirme cezası da verilebilir. (3) İhlalde sorumluluğu bulunan kişi veya kulüplere ayrıca para cezası verilir. -
Potanın perileri Avrupa ikincisi
GeceKuşu şurada bir başlık gönderdi: Basketbol - NBA - Avrupa - Dünya
Avrupa Kadınlar Basketbol Şampiyonası Finali'ne kadar yükselerek tarihi bir başarıya imza atan Potanın Perileri,Rusya ile oynadıkları final maçını 59-42 skorla tamamlayarak turnuvayı ikinci olarak tamamladı. Rusya ise üst üste 6. kez çıktığı finalde 3. kez Avrupa Şampiyonu olmayı başardı. Büyük bir başarı göstererek finale kadar yükselen Potanın Perileri, gümüş madalya kazanarak herkesi gururlandırdı. Bayan basketbolcularımız, daha önce sadece 1 kez çeyrek final oynadığı turnuvada gümüş madalya kazarak tarihe geçti. Olimpiyat elemesi oynamaya hak kazanan Potanın Perileri, ilk 5 sıra içinde yer aldığı için 2013 Avrupa Basketbol Şampiyonası'na da direk katılma hakkı kazandı. -
*** İnanç ve ritüellerimiz atalardan çocuklarına empoze edilerek yüz yıllardır yaşamlarımıza yön vermeye devam ediyor.
-
KÖK HÜCREDEN İŞLEYEN BEYİN DOKUSU YAPILDI...
GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Bilim Dünyası
İNSANOGLUNUN ÖLÜMSÜZLÜK HAYALİ GEREÇEKMİ OLUYOR ? Kök Hücre Nedir ? (kısa genel tanımı) Kök hücreler vücudumuzda bütün dokuları ve organları oluşturan ana hücrelerdir. Henüz farklılaşmamış olan bu hücreler sınırsız bölünebilme ve kendini yenileme, organ ve dokulara dönüşebilme yeteneğine sahiptir. Genel olarak 3 tür kök hücre vardır. Bunlar totipoent, multipotent ve pluripotent kök hücrelerdir. Bir hücrenin totipotent olması bütün vücudun tüm organ ve dokularına dönüşebilmesi anlamına gelir. Bu hücreler plasenta ve amnios kesesi zarları gibi embriyo dışı dokulara da farklılaşma yeteneğine sahiptirler. Totiptent hücreler gelişmenin ileri evrelerinde pulirpotent hücrelere dönüşebilirler. Pluripotent hücreler totipotent hücreler gibi vücudun bütün hücrelerine dönüşmezler. Pluriptent bir hücre vücudun birçok hücresine dönüşebilecek yetenektedir. Multipotent hücreler gelişmenin daha ileri evresine ait hücrelerdir ve özelleşmiş hücre tiplerine farklıklaşabilirler. Örneğin, multipotent bir kan hücresi diğer özelleşmiş kan hücrelerine dönüşebilme kabiliyetine sahiptir. Bu açıklamaya bir örnek verecek olursak, totipoent hücreler ilkokul öğrencileri gibidir, gelecekte her türlü mesleğe yönlenebilirler. Pluripotent hücreler üniversite öğrencileridir hangi okulda okuyorlarsa o mesleği yapmak üzere hazırlanmaktadırlar. Multipotent hücreler ise üniversiteden mezun olduktan sonra bir meslek gurubunda alt dallara ayrılan uzmanlara benzetilebilir. Totipotent hücreler embriyonun en erken evresindeki kök hücrelerdir. Pluripotent hücreler embriyonun blastokist evresinden itibaren ve fetusta bulunabilen hücrelerdir. Multipotent hücreler ise kordon kanı ve yetişkin kök hücrelerdir. -
Bilim dünyasında büyük heyecan yaratan çalışmayla normal işleyen beyin dokusu artık laboratuvar ortamında yapılabilecek. İlk kez kök hücrelerden, işleyen bir beyin dokusu yarattıklarını açıkalayan Japon bilim adamları insan embriyonundan alınan kök hücreleri beynin ana kontrol bölgesi olan serebral korteks dokusu yaratmak üzere kullandı. Kök hücreden üretilen bu dokular insan fetüslerinde görülen yapıya çok benzer bir şekilde dört ayrı bölgeye ayrılıyor ve elektrik sinyalleri iletmek gibi sinirsel aktiviteleri yönetebiliyor. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda kök hücrelerin farklı hücrelere ayrıştırılabileceği görülmüştü ancak şu ana kadar çalışan farklı dokulara dönüştürülmemişti. Japon bilim adamlarını gerçekleştirdiği bu ilk bilim dünyasında büyük heyecan yarattı. Zira, basit hücre nakilleriyle sadece belli sayıda hastalıklar tedavi edilebilirken dokuları nakletme aşamasına gelindiğinde çok daha ağır vakaların tedavi edilebileceği öngörülüyor. Bilim adamlarını verdiği bilgiye göre kök hücreden üretilen dokular, Alzheimer hastalığının nedeni gibi konuları araştırma ya da aşı geliştirme gibi çalışmalar için de minik organlar görevini görebilecek. Kaynak: www.cnnturk.com
-
Dindar Bir Vatan Evladı: Mustafa Kemal Atatürk
GeceKuşu şurada cevap verdi: selamgeneral başlık Mustafa Kemal Atatürk'ün Hayatı
LAİK HÜKÜMET TABİRİNDEN, DİNSİZLİK MANASINI ÇIKARMAYA YELTENEN FESATÇILARA FIRSAT VERMEMEK LAZIMDIR... MUSTAFA KEMAL ATATÜRK -
Parasızsan kız bile vermiyorlar. Eğitim Neyine...
GeceKuşu şurada bir başlık gönderdi: Düşündüren Resimler - Karikatürler
Hatırlar mısınız bilemiyorum...? Parasız eğitim isteklerini ifade eden pankart açmıştı bu gençler... İleri Demokrasimizin en özgürlükçü kanıtı olsa gerek bu Öğrencilerin başına gelenler... -
Yüreğü Olan Videolar... by tülvent
GeceKuşu şurada cevap verdi: tülvent başlık Diğer (Fragman, belgesel ve tanıtım) Videoları
Mükemmel olmuş sevgili Tülvent... Dinlerken alıp götürdü beni bir yerlere... Yanıtsız bir sorudur SEVMEK... Olmayacak bir nedeni, gelmeyecek bir gideni sevmektir SEVMEK... Sonsuz bir denize dalmak, çıkışı olmayan bir tünele girmektir SEVMEK... Ateşi güneş sanmaktır SEVMEK... Yaşanan tüm olumsuzluklara bir kez daha aşık olamaktır SEVMEK... -
-
- Metin Lokumcu
- Artvin Hopa
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Dünyanın en büyük arama motoru Google'un İcra Kurulu Başkanı Schmidt, Arap dünyasındaki demokrasi hareketlerinin, hükümetlerin internet erişimine daha ağır kısıtlamalar getirmesine neden olabileceğini söyledi. İrlanda'nın başkenti Dublin'de Google, Tribeca Film Festivali ve Dış İlişkiler Konseyi tarafından aşırıcılık konusunda düzenlenen bir konferansta konuşan Schmidt, hükümetlerin vatandaşlarının teknolojik olarak bilgilenmelerinden ve internette bilginin serbest dolaşımından giderek daha fazla sakınmaya başladığını ifade etti. Schmidt, bazı hükümetlerin televizyonda yaptığı gibi interneti de düzenlemeye çalıştığını vurguladı. Schmidt, ülkelerdeki çalışanlarını korumaları gerektiğinden Google olarak her zaman hükümetlere meydan okuyamayacaklarını da kaydetti. Google şirketiyle, vatandaşlarının internet sayfalarına erişimine sınırlamalar getirmeye çalışan Çinli yetkililer arasında anlaşmazlık bulunuyor. Google sorunu hizmet sağlayıcılarını Hong Kong'a taşımaya aşmaya çalışıyor. Schmidt, geçtiğimiz hafta Türkiye'yi ziyaret ederek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşmüş, 22 Ağustos'ta yürürlüğe girecek olan 'internete filtre' yönetmeliğinin kötü bir fikir olduğunu söylemişti. Gül de ziyaret sırasında internet filtresinin 'ailenin güvenliği' için şart olduğu görüşünü yinelemişti. *** Yasaklara kılıf çooook.... Unutulmasın ki, internete ne kadar kısıtlama gelirse gelsin ulaşım için "Back door", Arka kapılar da çoooook....
-
- İnternet yasakları
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Kentlerde yaşayanların beyni kırsal yerlerde yaşayanlara göre farklı işliyor.
GeceKuşu şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
Kentlilerin beyni farklı The Guardian'ın yayınladığı bir araştırmaya göre kentlerde yaşayanların beyni kırsal yerlerde yaşayanlara göre farklı işliyor. Bilim adamlarının yaptıkları beyin taramalarına göre, beyinde duygu ve kaygıyı düzenleyen, tehlikeyi algılayan iki bölge, stres altındaki kentli insanda aşırı faal hale geliyor. Uzmanlar, bu farklılıkların ruh sağlığı bozukluklarının kentlerde daha sık görülmesini de açıklayabileceği görüşünde. Önceki araştırmalar, kentlerde yaşayanlarda kaygı bozukluğu riskinin yüzde 21, duygu durum bozukluğu riskinin ise yüzde 39 oranında arttığını gösteriyordu. Buna ek olarak şizofreni vakalarının, kentlilerde ya da kentlerde büyümüş insanlarda ikiye katlandığı biliniyor. Almanya'daki Heidelberg üniversitesinde yürütülen yeni araştırmaya kentler ve köylerden 50'yi aşkın sağlıklı denek katıldı. Deneyler, katılımcıların performansları konusunda kaygılanmaları üzerine tasarlandı. Araştırmanın sonuçları, Nature dergisinde yayımlandı. Buna göre kentliler stres altındayken beynin ilgili bölgesi aşırı faaldi. Doktorlar, bunun beynin tehlikeyi algılayan bölümü olduğunu, bunun da anksiyete ve depresyonla doğrudan ilişkili olduğunu belirtiyor. Guardian gazetesi, 2050 yılına gelindiğinde insanların yüzde 70'inin kentlerde yaşıyor olacağı yolunda tahminlere de yer veriyor.- 2 cevap
-
- The Guardian
- Bilimsel araştırmalar
-
(ve 3 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Kılıçdaroğlu en çok neler yapabilir? CHP'nin yüzde 25'te kalmasının en büyük nedeni nedir? Sorulan anket sorularından hangi tercihleri seçiyorsunuz? Anket sorukarını oylarsanız forum yazarlarının genel görüşünü değerlendirebileceğiz...
-
-
- Hatip Dicle
- BDP
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
- 2 cevap
-
- Üniversite sınavı
- şifre utanmazlığı
-
(ve 4 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
:) Hayat zor zor... Aslında zor olan tüm suçu üzerine yıktığımız hayat değil. Yaşadığımız hayata biçtiğimiz değer ve kişisel yaşam felsefelerimiz. Ve ardından gelen bir türlü içinden çıkamadığımız çelişkilerimiz.
-
Varsayıldığı üzere "Allah hepsini görür" tamamda.... Görüpte bir şey yapmıyor, yapamıyor yada yapmak istemiyor olması nasıl açıklanacak.. Bu soruya yanıt aramak yerine, öncelikli olarak inkar etme tepkisini gösterildiği, işin içinden çıkılamadığı durumlarda ise varsayımlarımıza başvurup içinden en uygun bir kılıfı bulup çıkarıp, kendimizi kandırarak rahatlamanın iç huzuru içinde kuzu kuzu yaşandığı ise kocaman bir gerçek... Y.Yılmaz bu konusda çok haklı; Önemli olan tüm önyargı ve inançlara dayalı varsayımlarından kurtulup, "önce insanlar görüp artık bir şeylerin farkında olabilmeli..." Ama aslında, bir çok şeyin farkında olmakta yetmiyor, -farkında olabilmeye karşın- Gerçek anlamda yapıcı ve işe yarar bir şeyler yapabilecek olmamızın önüne Dinsel inançların ne kadar engel olup olmadığının değerlendirmesini yapabilmek gerekiyor.. Sayın yılmazın işaret ettiği gerçeğe bir ilave yapmak gerekiyor... "önce insanların görüp artık bir şeylerin farkında olabilmesi..." tek başına yeterli değil... Görmek ve gördükten sonra onları düzeltmek için önce kişisel duruşumuzdan başlamak üzere bir şeyleri değiştirmek için mücadele etmek gerekiyor... AMA; Yaşamın gerçekleriyle yüzleşip gerçeklerle varsayımlar arasındaki o kalın çizginin aşıldığı an, "İnançlarını yitiriyor olmanın çelişkisini" ve "İnançsızlıkla Damgalanma Korkusunu" aşmaksa bir hayli zor olsa gerek... Saygılar...