-
İçerik Sayısı
3.724 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
30
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
GeceKuşu tarafından postalanan herşey
-
Bana göre; " Evrensel İnsan Haklarına dayalı Kişisel Özgürlüklerin kullanımında engeller oluşturan Anayasa ve yasal düzenlemeleri uygulayan Hukuk Sorunları birinci sırada yer alıyor. İkinci olarak; Bir çok farklı sorunu beraberinde yaratan "Ekonomik" sorunlar yer alıyor... İnsanların yaşam standartlarının daha iyiye ulaştırılmasından çok Kârlılık üzerine kurulu bu sistemin doğal sonuçları olarak, işsizlik ve "Adaletsiz gelir dağılımı" hemen ardında yer alıyor. Devamında her ne kadar uygulanan popülist politikalarla tersi olduğu intibası yaratılmaya çalışılsa da sistem yine karlılık üzerine temellendirildiği için -Uluslar arası ilaç tekellerinin etkisi ve koruması altındaki- Sağlık politikalarının yarattığı sorunlar ve Adım adım paralı eğitime yol alan Eğitim Sorunları peşi sıra geliyor. Devamında Yukarıda belirttiğim biriken ve uygulamalarda ayrımları yaratan o sorunlar, Ülkeyi oluşturan, kişi, topluluk, camia ve etnik farklılıklar arası ittifak ve çatışmalara, üst düzeye çıktığı zamanda Terör sorununa kadar ulaşıyor... Var olduğunu kabul ettiğimiz tüm bu sorunların tepesinde rejim sorunu "Esas Sorun" olarak da kabul edilebilir ama ezilmişliğin verdiği -günlük yaşam koşullarını da kaybedecekleri korkusuyla- bilinçleri yok edilmiş insanların, rejimin düzeltilmesi ile ilgili yapacakları öyle çok şeylerde yok aslında... Bana göre; Burada "Esas Sorun", toplumu oluşturan bireylerin yararına, rejim değişikliğini kavramış ve hedefleyen, toplumsal bilinç sorunudur. Sorunun çözümü; "Evrensel insan haklarını" kavramış , -Emek veren ve Üreten olarak- sınıf bilincini kazanmış insanların örgütlü hareketinin, bireysel ve etnik kazanımlarından daha gerçekci ve evrensel kazanım olduğunu kavramalarında yatıyor...
-
*** Sizce " Türkiye’nin güncel sorunu nedir?" Anket sorularının birbiriyle bağlantılı olanlarını alt alta koymaya çalıştım... Birden fazla sorun olduğunu düşünüyorsanız, tercih edeceğiniz birden fazla seçeneği işaretleyebilirsiniz... Eğer Sorulan 10 soru içinde sizin düşüncenize göre eksik kalan ilave edilmesini düşündüğünüz bir sorun var ise en son seçeneği işaretleyerek yazacağınız iletiyle görüş ve düşüncenizi duyurabilirsiniz. Saygılarımla...
-
Sayın gaffar; Alıntı yaptığınız yazının çok daha önemli kısımlarını buraya taşımakta isteksiz davranmışsınız... O bölümleri de burada vermek gerekir ki, "Yavuz Bülent Bakilerin", İslâmiyat ciltleri serisinde aslında kafasının gerisindeki Atatürk'e ve onun dönemine ait bakış açısı daha iyi kavransın... *** Alıntı yaptığınız sitenin konu başlığı şöyle; Kemalizm; Resmî Din mi? Atatürk'e Tanrı veya Peygamber Diyenler Aslında yapmış olduğu bir devri sorgulamak değil, eleştirmek de değil... Topyekün kendi dünya görüşüne uymayan kişi ve gelişmeleri karalamak adına bukelemun gibi her dönemin şekline şemaline girebilen ve günümüzde de bolca örnekleri olan şahsiyetler üzerinden, Sinsice Atatürk'ü ve Ülkeye kazandırdıklarını din merkezli bir bakış açısıyla karalamak.... Yazınızı sonlama tekniğiniz ve tercih ettiğiniz alıntılara bakılırsa [ ))) slm.] Sizinde Y. Bülent Bakiler den farklı bir amacınızın olduğunu sanmıyorum.... Ayrıca alıntı öncesi düşüncelerinizi belirtirken kullandığınız ifadeler O kadar ilginç ki; ... Şöyle Diyorsunuz; Birileri "İnananlar", Diğerleri sevenler... Birileri layık görenler, diğerleri asla böyle bir hataya düşmeyenler... Bu "Tanrısallık" iddianıza şöyle bir soru sormak gerekir, EMİN MİSİNİZ?
- 20 cevap
-
- peygambere inananlar
- son peygamber
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Kutsallık erişilemeyenin, sorgulanmayanın üzerine giydirilen en önemli kılıflardan biridir. Bu kılıf, kutsalı daha bir korunaklı yapar; Çünkü sorgulanmayan şey kutsallık kılıfıyla zihinde yerini git gide sağlamlaştırır. Sorgulamadıklarımız arttıkça sınırlar da artar ve zihnimiz, duvarı andıran sınırlarla kaplanır. Zihni sınırlanan kişi özgür düşünceler üretemez. Özgür düşünemeyen kişi ise bireysel olarak kendini özgür kılamaz; Çünkü zihinindeki kalıplar ona yön verir. Bu noktada kutsallaştırdıklarımız bizim önümüze geçerler.
- 6 yorum
-
- 2
-
-
- Kutsallık
- özgür düşünce
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Dediğiniz gibi yanlış değerlendirme ve varsayımlama yapmışsınız.. Yapmaya çalıştığım bir iyi niyet gösterisi ya da iyi niyetimin anlaşılması değildi. Sosyal ve toplumsal oluşumlarda, sivil örgütlenmelerin -başarıya ulaşabilmesi açısından- temel kavramları ve sonuçlarına dikkat çekmekti... Saygı ve sevgilerimle ...
-
Okudum ve okuduktan sonra yazının ilk başlarının Duygusal ve İyi niyet içeren cümleler içerdiğini düşündüm. Ancak Sevgili Ahmet; iyi niyetin ve duygusallığın istenen çözümde birinci derece belirleyici faktör olmadığının artık anlaşılması gerekiyor. Biz siviller bu kanı bu şekilde durduramayız!... Kanı durdurmak için acılarda birleşmenin ötesinde ortak bilince ulaşmamız gerekiyor. Bu da, Öncelikle hangi sınıfa dahil olduğumuzun bilincine ulaşmaktan başlayıp, hakim sınıfların bizleri bir piyon, bir oy deposu, kalabalığı oluşturan yönetilmesi gereken ahmaklar olarak görüyor olduklarının farkına varmamızla ilk adımlarını atabiliriz. Anayasaya gelince; Bize sivil anayasa söylemleri ile yutturmaya çalıştıkları aslında yine okyanusun ötesine kadar ulaşan iradenin ne kadar vermeleri gerekiyorsa o kadar bize ait hakları lütfedecekleri bir değişim olacaktır. Hayır mı? Yaşayacak ve göreceğiz... Bugün Orta doğu Arap baharı ile ora halklarına Dünyaya hakim kapitalist iradenin verecekleri ile onların beklentileri ne kadar örtüşüyor yada örtüşecekse, bizimkide farklı olamayacaktır. Bu demek değildir ki sivil iradenin değişimleri kontrol edebilme gücü yoktur. Ama bir gerçek var ki sivil iradeninde "Örgütlü ve bilinçli olarak" sosyal gelişimini tamamlamış olması kontrol edebilme gücünü birebir belirler. Bu da kendine ait haklarını elde edebilmek için önce sınıf bilincini kavramış ve bu temelde örgütlülüğünü tamamlamış olmasını gerektirir. Başkalarının kuyruğuna takılarak ve duygusal yaklaşımlarla ezilen çoğunluğun kazanabileceği bir şey yoktur. Temelde bu tür örgütlenmeler sağlanabilir ve hayata da geçebilir ancak bu tür birliktelikler mücadelenin en önemli yerinde çözülür. Çünkü sınıf bilincini ve sosyal gelişimini tamamlamamış kalabalıklar gerçek hedefin ne olduğu üzerinde hem fikir olamayacakları için sonuçta örgütlü hakim irade bu birliktelikleri böler ve oluşturacağı farklı gurupları kendi kazanımları doğrultusunda örgütler ve birbiriyle çatıştırır.. *** Seni anlıyorum, istemlerini ve iyi niyetini de destekliyorum... Ama bunun hepimiz adına tek başına yeterli olmadığını, bunun hakim irade adına bizleri oyalamasının dışında gerçekci bir sonuca ulaştırmayacağının göz önünde bulundurulması gerektiğini sana ve başlığı okuyanlara hatırlatmak istiyorum.
-
Demokrasi Havarileri, Kaddafi’yi Linç Etti!
GeceKuşu şunu cevapladı bir başlık içinde Politika Bilimi
Sevgili yılmazın açtığı yoldan devamla paylaşıma açılması gereken bilgiler şu şekilde: *** ABD ve diğer kapitalist Ülkelerin Libya’yı sevmemelerine şaşmamak gerek. Gaddafi; IMF veya Dünya Bankası kredisi kullanmadı. Libya bağımsızdı, savaşın gerçek nedeni budur. Kendisi bir diktatör olabilir ama ABD işine geldiği sürece bunu asla sorun yapmaz. Ne zaman ki Gaddafi, Petrol İhraç eden ülkelere OPEC Dolar ve Euro yerine altın karşılığı satış yapmalarını önerdi. Bu altın karşılığı para basmayan Batılı ülkelerin iflasını istemek demekti… İşte o zaman ABD ve Batılı emperyalist ülkeler Onun diktatör olduğunu hatırlayıp -"ülke içinde yarattıkları işbirlikçiler eliyle ülkede Arap baharı esiyormuş görüntüsü ile tüm dünya kamu oyunu kandırarak"- Gaddafi politikalarına bir son verdiler... EVET; Hatırlayın, Bunu en son dile getiren Saddam Hüseyin idi; OPEC ülkelerine dolar karşılığı satış yapmamalarını önermişti. Hepiniz sonunun ne olduğunu biliyorsunuz: ONU ASTILAR. Libya halkının Kaddafi döneminde kazanılmış haklarını biliyor muydunuz? Bilmeyenlere Aşağıdaki alıntıda duyurulur... Arap baharının o ülkelerin halkları için gelecekte neler vadettiği ve hele Libya halkının bundan sonraki yaşamlarında yaşam koşullarının ne olacağı soru işareti... -
Başlık yazısının ele aldığı konuda yer alan yaklaşım ve düşünceler bir garip, insanlık dışı, marjinal çıkış ve tepkilerdir. Bizim üst kimliğimiz insan olmaktır. Bunun dışında "etnisite ve kimlikleri" göz önüne alarak ırkçı ve kinci yaklaşım ve düşünceler üretmek "Hasta bir ruhun psikolojisidir." *** Tespitlerinin altına imzamı atıyorum... Saygılarımla...
- 23 cevap
-
- Terör olayları
- 23 Kasım 2011 Van Depremi
-
(ve 4 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Nasıl ama?... Daha senin bu yazdıklarının üzerinden beş gün geçiverdi... Vay canına...!?.. Van da Deprem oldu ve tüm yaşananlar bir anda unutuluverdi !... Gloria'nın "çok fena unutacağız bu olanları da..." tespiti Gerçeğe Dönüştü... Unutuverdik.... ! Hatırlamak için, "Kapsamlı çözümler üretmek yerine"... Yeni intikam çığlıkları atmak için Pkk nın yeni bir eylem yapması gerekiyor şüphesiz.. Şimdilik taze... Vanda yaşananların üstünden bir kaç gün geçsin onuda anılarımızın hatırlanmayacak bir yerine gömeceğiz... Bu Alzheimer özürlü toplumun bir ferdi olarak, "Balık Hafızalarımıza sağlık olsun" diyorum...
-
Doğru Düzgün Soru Sormanın Yolları 1
GeceKuşu şurada cevap verdi: sleepwalker başlık Teknoloji ve Bilişim Dünyası
Bilgilendirme için teşekkürler... Eğer fırsat bulursanız Mesh uygulaması ile ilgili yöntem ve ayrıntıları bir başka başlık altında ele alırsanız sevinirim... Saygı ve sevgilerimle -
Bu başlığı açman çok iyi oldu sevgili "gloria".. Tam da damarıma bastın. Gizemli ve sonu süpriz olanlar, iyiki izlemişim dediğim ve en sevdiğim filmler... Arşivimde eksik kalanları tamamlamaya başladım bile... Eğer zaman zaman başlığı yeni filmleride ekleyerek güncelersen hepimiz sana minnettar kalırız... Yada başlığa bu anlamda katkıda bulunan ve bulunacak olan arkadaşlara şimdiden sonsuz teşekkürler...
- 17 cevap
-
- Sinema
- Finali şaşırtan filmler
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Doğru Düzgün Soru Sormanın Yolları 1
GeceKuşu şurada cevap verdi: sleepwalker başlık Teknoloji ve Bilişim Dünyası
Üstatlar ve bir bilenlerle ilgili olan kısımların kısa bir özetini geçeyim istedim. Ve sadece onları alıntıladım... Bay Walker; paylaşımınız için teşekkürler. Bu sadece teknoloji dünyasıyla ilgil değil sanıyorum... Bilen insan karşı tarafın bilemiyor olmasının nedenlerini kavrayamıyor ve ben biliyorum demekki oda bilmesi gerekiyor şeklinde bir tutarsızlığı varsa eh yani paranoyak her yerde ve dalda paranoyak olarak kalıyor. Ama bunun ötesinde aktardığın araştırma bence oldukça yararlı. Sanırım,internette bulunan ve bu konuyla ilgili olanlar açısından yeni bir kaynak olacaktır. Bu arada yanıtlarsanız sevinirim. Bir "USB Internet Dongle " örneğin; "Zyxel Wirelles internet adaptör" orjinal plastik koruyucusu ile mi yoksa koruyucu kılıf çıkarılırsa mı daha iyi çeker.? Neden sordum bunu yapan arkadaşlar var ve nedenini bir türlü öğrenemedim... Yanıtınız için şimdiden teşekkürler. saygılar... -
Fatih Projesinde Çocuklarımızı Bekleyen Tehlike
GeceKuşu şurada cevap verdi: sleepwalker başlık Teknoloji ve Bilişim Dünyası
Nerelerdesin sen sevgili "sleepwalker"... Yine kayboldun bir ara, umarım bu kez daha kalıcı olursun... ki senin teknoloji ve bilişim üzerine birikimlerinden daha çok yararlanırız... Yine nitelikli bir araştırma yapmışsın... Bence bu proje bir rant projesi, kim takar kullanacak olan öğrencilerde sağlık sorunları yaratacağını. Sevgilerimle- 3 cevap
-
- Tablet PC
- Sar değerleri
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
KISSALAR ÖĞÜT VERİR, AKLINI KULLANAN NASİBİNİ ALIR.
GeceKuşu şurada cevap verdi: halukgta başlık İslam ve Şeriat
Hayır atlamadım sevgili yılmaz... Özellikle Kırmızı ile belirginleştirdim. Belirginleştirdim çünkü yazılana aynen katılıyorum. Ayrıca yorum yapılmasını istemenin anlamı nedir? "Siz o satırda yazılana katılmadığınız. Önemli ve anlamlı bulmadığınız" için olabilir mi?- 10 cevap
-
- KISSALAR
- Kıssanın hissesi
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
KISSALAR ÖĞÜT VERİR, AKLINI KULLANAN NASİBİNİ ALIR.
GeceKuşu şurada cevap verdi: halukgta başlık İslam ve Şeriat
"Görünüşe ve bilgisizlerin rivayetlerine, kuruntu ve zanlarına değer verme. Ancak bilimi rehber edin." tespiti en az ifade edilen bilgenin "Bir şeyin kıymetini ancak onun değerini bilen anlar ve o değerini bilenin yanında kıymetlidir." sözü kadar değerli. Önemli ve anlamlı. *** Şimdi sardı beni bir merak... Acaba "KISSALAR ÖĞÜT VERİR, AKLINI KULLANAN NASİBİNİ ALIR." diyebilen ve takdir eden ve edecek arkadaşlardan kaç tanesi, senin bu tespitini de takdir edip nasiplenmeyi düşünecek? Bakalım gelen yanıtlardan görüp anlayacağız! *** Madalyonun öbür yüzünü de gösteren bakış açın ve en az "halukgta" kadar yararlı paylaşımın için teşekkürler...- 10 cevap
-
- KISSALAR
- Kıssanın hissesi
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Bulaşık Makinemden Memnun Değilim :(
GeceKuşu şurada cevap verdi: turkmedia başlık Teknoloji ve Bilişim Dünyası
Makinenizin kullandığı suyun çok kireçli olması buna neden. Geçen zaman içinde ilk başlarda bu sorun olmazken daha sonra bu durum ortaya çıkıyor. Suyun sertliğini azaltmak için kullanılan yapay tuzların aslında tam bir çözüm olmadığıda bununla anlaşılmış oluyor. Yapay tuzlarla birlikte bildiğimiz ucuz kaba tuzları kullanabilirsiniz. Hatta tek başına bile kullanmanız uygun. *** Sorunu çözmek için makinenizi ucuz sirke ile boşta yıkama yaptırın. Bunun için piyasada satılan 1.50 Tl ye satılan 2 litrelik sirkeler uygun. Ancak Bu işlemi yaparken makinenizi iyi tanımanız ve ilk durulamadan sonraki aşamada sirke kullanarak sıcak yıkama yaptırmanız gerekli. Çünkü koyduğunuz sirke ıstma ve bekleme aşamasına gelmeden dışarı atılacağı için yaptığınız işlem bir işe yaramaz... Ayrıca, Sireke kullanıyor olmanız kireçlenmiş ısıtıcıyıda temizler. Makinenizde eğer ıstsısı boruları altta içerden görülüyorsa onların üzerine Kireç çözücü- porçöz dökerekte çözüm üretebilirsiniz. Bu işlemleri 3 yada altı ayda bir yapmanızda yarar var. *** Bir başka sorunda makinenin altta bulunan filitre bölümünde yağ kalıntılarının filitre üzerinde birikmesi... Zaman zaman o bölümüde söküp yağ çözlerle temizlemeniz gerekli. Parlatıcı bölümüne ise kaliteli sitkelerden koymayı deneyin ve parlaklık konusunda aynı sonucu aldığınızı göreceksiniz. Tercihen Elma sirkesi kullanın hem kimyevi olmayan doğal parlatıcı. Tuz konusuna tekrar değineceğim. Piyasadan öyle pahalı kimyasal tuzlardamn almanız gereksiz. Suyunuz çok kireçli ise hepsi çözümsüz.Bildiğiniz kaba tuz aynı işi daha sağlıklı yerine getirir. İlla kimyasal olanıda kullanacağım derseniz Ucuz< olanlarla kaba tuzu karıştırarak kullanın. Kireç oluşumunu önlemek için size reklamlar yoluyla sununulan pahalı çözümler yerine bir deneyin faydalı olacağını görceksiniz. Kimyasal maddelerle temizlenmiş tabaklar yerine doğal maddelerle temizlenmiş kimyasal artıkları olmayan tabaklarla yemekler yiyebilmek dileklerimle...- 158 cevap
-
- Teknoloji Dünyası
- bulaşıklara zarar veriyor
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
İntikamını "kimden ve nasıl" misliyle alacaksınız? ... Abuk subuk saçmalayanlardan mı? Oysa işin bu tarafını hiç düşündüğünüzü sanmıyorum! *** Aslında olaylar yeni ve sıcakken bu tür intikam çığlıkları atıp, ardından balık hafızalı insanlardan olmak yerine; Yapılması gereken doğru yaklaşımları üretmeli insan. Halkının balık hafızalı olduğu için iş başında olanların laflarıyla dolduruşa gelip; Aslında -kendisi de içten içe çaresizliğinin farkında olduğu halde- bu tür boş laflar etmemeli insan... Gloria'nın şu tespiti çok yerinde bana göre... Bir katkıda bende bulunmak istiyorum "unutacağız bu olanları da" cümlesini "unutturacağız" anlamında da okumak gerekli... *** Soruyu tekrarlıyorum aklı başında oturup düşünebilmeniz için... " İntikamını misliyle "kimden ve nasıl" alacaksınız? " İlkel iç güdülerinizle mi? Yoksa aklı başında -gerçekten bu sorunu ortadan kaldıracak yöntemlerin var olduğunu da- oturup düşünerek mi? Bu tür toplumsal sorunlar intikam mantığıyla çözülemez. İntikam alarak çözüme ulaşılacağını düşünenlerin varacağı son nokta "Allhüekber" çığlıklarıyla yapacakları eylemlerdir. Belkide intikamını misliyle almaktan bahsederken anlatmaya çalıştığınız bu olabilir.
-
Sevgili Evrensel yanıtlar yazdıklarının içinde var aslında... Sanırım asıl yanıtlanması gerekenler yazının sonunda ele aldığın son üç satır... Ancak ben bir babayiğit tavrıyla yanıtlar veremeyeceğim. Çünkü; kendimi "DOĞRU CEVAP verebilecek bir yiğit" olarak göremiyorum... Ancak bu konuda araştırmalar yapar, kişisel, insani ve kültürel birikimlerimiz çerçevesinde ön görü ve düşüncelerimizi sunabiliriz... Sevgilerimle...
-
Abd Dış işleri bakanının Kaddafinin linç ediliş görüntülerini izlerken yüzü ifadesine dikkat ettiniz mi? Onun kadınsal içgüdülerle içini burkan, aslında midesini bulandıran kanlı görüntüler olsa gerek. Benim tüylerimi diken diken eden şeyse, yaralı ele geçmiş ve aciz bir insana "Allahuekber" çığılıklarıyla reva görülen vahşet görüntüleriydi... Boşuna dememiş düşünür, dünyada en tehlikeli durum "Cehaletin Örgütlü Eyleme geçmesidir." diye...
-
Hoş geldiniz sefalar getirdiniz. Ancak belirtmek gerekirse, yazdıklarınızdan çıkan anlama göre sizin anladığınız anlamda yani kabadayı anlamında "Dayı" değildir kendileri. Onun yazdıklarına en azından bu başlıktakilerden herhangi birine yanıt bile vermemişken, ayrıca daha forumda kimseyi tanımadan meydan okumaya kalkmanın anlamı nedir ki? Ya bilgi birikiminize çok güveniyor olmalısınız yada tipik bir inançlı gibi inanç değerlerinize "dayı"nın saldırdığını düşünerek ona haddini bildirmek gerektiğini düşünüyorsunuz. Hadi bakalım kolay gelsin sen sor dayı yanıtlasın. Ama ona meydan okuduğuna göre sende dayının sorularını yanıtlamak zorundasın. Kaçamak davranmak, soruları görmemezlikten gelmek yok ona göre... Saygılar sevgiler... Hoş geldin aramıza...
-
İNSAN KENDİ HAKKINDAKİ BİLGİSİYLE NASIL YAŞAMALI ? Bu sorunun yanıtı, duyular nereye yönelse; taşta, çiçekte, böcekte ve doğada, satır satır okunsun diye yazılı durmaktadır. Bu sorunun yanıtı, insanın, biricik kimliği ile gerçekleştirdiği eylemlerindedir. Bu sorunun yanıtı aranmaya devam edilecekse; insan, yaşamı boyunca ve daima kendini tanımaya yönelik , feneri kendine tutmalıdır. Unutulmamalı ki; Bencillik, nefret, intikam duygularını; Boş inanç ve bağnazlığını; çok para sahibi olma, şöhret ve mevki sahibi olma, yönetim gücünü devretmeme gibi hırslarını tanımayı başarabilen; sevginin, hoşgörünün, toleransın, bilim ve doğru bilginin ışığı ile aydınlanmış insan aklı; aydınlığını çevresine yansıtır, tüm insanlığın aydınlanmasına, mutluluğuna yardım etmiş olur. Dilerim ki; Kendini tanıyan, bilgide doğruyu, ahlakta iyiyi ve sanatta güzeli arayan; taassup ve boş inançlardan kurtulmuş, kendine yönelttiği fenerin enerji kaynağı olan; sevgi, sadakat, vefa, görev, hoşgörü, tolerans, çıkarsızlık, merhamet, şevkat ve samimiyetin ne anlama geldiğini benliğinde hisseden; maddi ve manevi değerler arasında denge sağlayabilen insanlardan oluruz.
-
İNSANIN KENDİ HAKKINDAKİ BİLGİSİ DOĞRU BİLGİ MİDİR ? İnsan, kendi hakkındaki bilginin doğru olup olmadığını; aynaya bakıp, aynadaki ben ile hesaplaşarak ve yine kendi iç dünyasındaki değerlendirmelerden sonra söyleyebilir. Bu nedenle, ara sıra günlük yaşamın kaygılarından uzaklaşarak düşünceye dalmalı, sessiz, sakin bir köşede düşüncelere dalıp vicdanın sesini dinlemekte yarar var gibi görünüyor. Böyle zamanlarda “biricik ben”in göstergesi olan aklı aydınlatan fener; kirletilmiş, karartılmış ruhları aydınlatacaktır. Yine de insan, kendisi hakkındaki bilginin doğruluğundan emin olamayabilir. İşte böyle anlarda, aynaya bakıp kendisiyle konuşabildiği gibi konuşabileceği dosta gereksinimi olur. Bu dostlar nerede diye fener yakıp çarşıda, pazarda dolaşmaya gerek yok. Onların ne zaman, nerede olacakları daima bilinir ve sezilir. Ayrıca, insanın, kendisinin de onlara dost olması gerektiği hissedilir. Bu bir gerçek. Fakat hakikat denebilir mi? Evet hem gerçek hem de hakikat denebilir. Bunun için verilen sözlere ve edilen yeminlere sadık kalarak, dinlemek, düşünmek ve ışığı, çevremizdeki ötekilere değil daima kendine tutarak özgün kimliğe bir bilgi daha katmak önemlidir. Bu yolla insan, en azından kendi hakkında daha doğru bilgiye ya da kendini tanımaya yaklaşabilir. Bildikçe, bilmediğinin farkına vararak der ki : “ Bilgi sonsuz. Kendim hakkında doğru bilgiye ulaşmada bu kadar zorlanıyorsam, diğer insanlar hakkında nasıl bilgi sahibiymişcesine onlara nasihat edebilirim, onların davranışlarını yargılayabilirim ? Hoşgörü ve tolerans’ı rehber edinmek insanın kendi hakkında doğru bilgiye ulaşmasında yolunu aydınlatacaktır. Mülkiyet . Biliyorum ki ben, Ruhumdan akıp gelmek isteyen düşünceler dışında, Hiçbir şeye sahip değilim Biliyorum ki ben, Tatlı bir sevgiyi, küçük bir sevinci tattığım anlar dışında, Hiçbir şeye sahip değilim. Goethe
-
İNSAN KENDİ HAKKINDA NEYİ BİLEBİLİR ? İnsan yavrusu fiziksel olarak dünyaya geldiğinde a piriori yaşamsal iç güdüleri doğrultusunda davranmakta; soluk alıp vermekte, yemekte, içmekte, acıkınca ağlamakta, dışkılamakta ve rahatlayınca da huzur içinde uyumaktadır. Temel bir iç güdüsü daha vardır ki, onu insan yapar. Bu meraktır. Merak eder, çevresini inceler. Ayrıca kendi dışında var olan annesi, babası, yakın çavresindeki akrabaları, arkadaşları, öğretmenleri, yaşadığı doğal çevre tarafından değişik düşüncelerle giydirilmekte ve yaşamına yön veren örf, adet ve gelenekleri ile donatılmakta ve sonuç olarak öğretilenlere göre davranmaktadır. Özünde var olan merak, düşünme ve düşüncesini ifade etme özgürlüğü, totaliter egemenlerin hukuk ve psikolojik baskıları ile yok edilmezse; Gerçeğe ulaşma isteği, ergenlik döneminden başlayarak erişkinlikte tepe noktaya ulaşır. İnsanın, basamakları çıkmaya başlamadan önce, batıl ve boş inançlardan kurtulması, kendi hakkında bilgi sahibi olması gerekmektedir. Echart’a göre, ruhsal zenginliğe ve güçlülüğe erişmenin tek çaresi, hiçbir şeye sahip olmamak, kendini “açık” ve “boş” yapmak, yani gerçeğe giden yolun önünü kapatmamaktır. Hararet nar’dadır, sac’da değil, Keramet baştadır, tac’da değil, Her ne ararsan kendinde ara, Kudüs’te, Mekke’de hac’da değil. Mevlana Her insanın içinde, yaşadığı dünyadan başka bir dünya hatta başka bir evren gizlidir. İnsan, içindeki evreni feneri ile aydınlattığında; Yıkıcı Thanos (düşmanlık, saldırganlık, paraya sahip olma hırsı, mevki kapma hırsı, ötekileri tahakkümü altında tutma hırsı, bencillik), Yaratıcı Eros (zevk alma ve verme duyguları, sevgi, şefkat, hoşgörü, tolerans, merhamet) Ve kişisel bilinç dışına bastırılmış düşüncelerin bir araya gelmesiyle oluşmuş Komplekslerin orada olduklarını biraz gayretle görebilir. Eros, Thanos ve Kompleksler sürekli olarak bilince çıkmak için çabalarlar. Diğer yandan da, çevreden öğrenilenler , örf, adet ve gelenekler ve yasalar tarafından bilinçlenmeleri yasaklanır ya da cezalandırılacakları tehdidi altında tutulur. Var olmak ya da olmamak ikilemi arasında sıkışan “biricik kimlik”, bunaltılı, sıkıntılı ve kendine yabancılaşmış hale gelir. Bunaltıdan, sıkıntıdan ve kendine yabancılaşmadan kurtulmak isteyen insan, çağdaş yaşamda var olabilmek, uyum sağlayabilmek için çeşitli maskeler takar. Her şeyi hesaplar, ölçer, biçer. Maske, gittikçe kimliği işgal eder, bireyin öz benliğinden uzaklaşmasına neden olur. Bu, onun “Persona”sıdır. İşin kötüsü bu maskeler tarafından benliği işgal edilen birey bunun farkında da değildir. “ Mağrurun vicdanı, mağdurun intikamını bir gün mutlaka alır”. Bilinç dışının, vicdanı içeren bölümü, insana; “ Söylemin ya da eylemin, insan olarak sana uygun değil” dediğinde; Maske, kendini değişik psikolojik düzeneklerle savunur. Örneğin; Bir gruba katılmış birey, birçok taahhütün altına girer, sözler verir ve yemin eder. Yine insani olan değişik nedenlerle verdiği sözü tutamaz ya da ettiği yemini bozarsa, öz benliğinde var olan vicdanının cezalandırmasından kurtulmak için savunma düzeneklerini kullanır. “ Bu grup bana bir şey vermiyor”; “Grup içinde kendini bilmezler var”; “ Grup üyeleri çocukca şeylerle uğraşıyor”; “ A kişisi, yalancı ve ahlaksız biri, yüzünü bile görmek istemiyorum”; “ Onların davranışları nedeniyle devam etmiyorum” gibi ifadelerle , Projeksiyon ve Rasyonalizasyon ( Yansıtma ve akla uydurma) mekanizmalarını kullanır. Ya da; yöneticilikte yetersizliğini fark eden insan, kendini güvende ve tüm güçlü hissettiği mevkinin elinden alınacağı endişesi ile; over-compensation ( yerini doldurma) savunmasını devreye sokarak iki yüzlü, dedikoducu ve iftiracı hale gelebilir. Ya da hata ve kusurlarını kabul etmemek şeklinde görülen denial ( inkar ) savunmasını kullanır. Bazı savunmalar vardır ki, insanın kendini geliştirmesine katkıda bulunur. Bu sublimationdur (yüceltmedir). Bilinç dışı yıkıcı dürtülerini yönlerini değiştirerek, onları kendisi ve çevresi için ahlaki ve estetik şekle sokabilir. Cehaletinin ve bilgi yetersizliğinin farkına vardığında; aşırı araştırıcı, sorgulayıcı bir tutum benimseyerek toplumun kabul edebileceği ürünler ortaya koymaya çabalar. Bütün savunma mekanizmalarına burada değinecek değilim, feneri kendimize yönelttiğimiz sürece bunları tek tek fark ederek “Biricik Kimliğimizi” doğrubaliriz gibi geliyor. Bu savunmaların bir kısmı gereklidir (olgun savunmalar), insanın gelişimine katkı sağlar.Bir kısmı ilkeldir (gelişmemiş savunmalar), insanın aklını yitirmesine neden olur.