Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

evrensel-insan

 Saygıyla Anıyoruz
  • Katılım

  • Son Ziyaret

evrensel-insan tarafından postalanan herşey

  1. Ulusal Kanal'da ilginç protesto Ezber Bozanlar programında Eren Erdem yayın yasağını protesto etti. TV HABER -Ulusal Kanal'da Ezber Bozanlar programını hazırlayıp sunan yazar Eren Erdem yasağı hem protesto etti hem de deldi. Reyhanlı'da gerçekleşen katliam sonrası mahkeme tarafından getirilen yayın yasağı, medyanın en önemli konularından biri haline geldi. Ulusal Kanal'da Ezber Bozanlar programını hazırlayıp sunan yazar Eren Erdem yasağı hem protesto etti hem de deldi. Canlı yayına ağzı siyah bantla ve göğsünde "Yayın Yasağını Protesto Ediyoruz" yazısıyla çıkan Erdem, bir yandan da Reyhanlı'ya çok sayıda canlı bağlantı yaparak, haberleri canlı yayında aktardı. Abdestli Kapitalizm kitabıyla tanınan ve Devrimci Müslümanlar grubunun öncülerinden olan Eren Erdem'in ağzındaki bantla konuşmakta zorluk çekmesine rağmen bu şekilde sürdürdüğü protestosu sanal medyada da yankı buldu.
  2. BEŞİKTAŞ’LI TARAFA POLİS MÜDAHALESİ: İNÖNÜ MEYDAN SAVAŞI
  3. Su an hayatta olmayan annemin, anne yarisi ablamin, evladi olan her turlu disinin ve basta toplumumun olmak uzere tum dunyanin annelerinin anne yarilarinin ve anne adaylarinin anneler gunu kutlu olsun; annenin karsiliksiz/cikarsiz/menfaatsiz sevgisine ve hosgorulu, adaletli, bariscil, yasam ve iliskisine saglik zindelik esenlik getirsin.
  4. Ben ortadakini sectim. Cunku olan vahim ve katliam dan sonra ve ulkemin toplumumuzun ve farkli halklarinin her turlu yasamsal geleceginden endiseli oldugum adina ve bunu yapanlarin sadece kan emicilikten ve kan akiticiliktan beslendiginin bilinc ve farkinda olarak, bu uc kisitli secenekten en uygunu ortadakidir. Su an bir insan, birey ve insanlik icin yola cikmis bir beyin olarak ilki ve soldaki olan neseli ve gulebilecek bir halet-i ruhiye'ye insanlik ve kendim adima burunmek olanagi yoktur. Yine su an bir insan bir birey ve insanlik icin yola cikmis bir beyin olarak; sonuncusu ve sagdaki saskinligi da tasiyamayacak kadar, olan olayin ne oldugunun neden ve nasil oldugunun ve uzerine getirilen yasagin; ulkenin icinde bulundugu durum ve buna neden olan kaynagin, yani iktidarin ne oldugunun bilinc ve farkinda olarak ta; saskinlik yasayamayacak kadar, bilissellige sahibim. Bu arada en son yeni avatarin hayirli olsun.
  5. Basligimizi detayli aciklamaya tasimadan once, basligi guncel bir bilgi iletimi temelinde ele alalim. Bilindigi gibi ulkemizde ve toplumumuzda oyle bir sicak oertam varki, hergun ve hatta gunde bir kac kere, yeni bir olay, soylem, eylem v.s. guncelligin basini cekiyor. Iki gun once Reyhanli'da katliama donusen patlama sonucu, Iktidar hukumet ve devleti, bir aciklama yaparak; Reyhanli'da olan bu katliam ve vahim olaydan sonra, kendine ait gerekce ile; olayin geneli hakkinda her turlu goruntu, aciklama v.s. yasagi getirdi. Burada Reyhanli'da olan bu katliama ve vahim olaya deginmek yerine, gelen yasaga deginecek ve bu iletilen bilgiyi beynin duzeysel algi bilgi degerlendirme ve iletilen bilgiye yonelik dusunce ve davranis belirleme olarak inceleyecegiz. Burada ana olarak dogal/fenomenal zihniyetin getirdigi birbirine zit iki bakis acisi vardir. Birincisi iletilen yasagi, iletildigi gibi algilama ve uygulama Ikincisi iletilen yasaga karsi algilama ve uygulama Ucuncusu iletilen yasagi degerlendirme, sorgulama, irdeleme, arastirma v.s. Ilkinden basliyalim. Bir kisi, ya da toplum; hangi durumda iletilen yasagi uygular iletildigi gibi algilar ve kabullenir? Burada en onemli nokta; yasagi ileten kaynaga guvenmek, inanmak, v.s. kisaca biat etmek temelindeki kabul uygulama ve savunudur. Ikinciden basliyalim. Bir kisi, ya da toplum hangi durumda iletilen bir yasaga karsi cikasr, muhaliflik eder ve uygulamaz? Burada en onemli nokta, yasagi ileten kaynaga; inanmamak, guvenmemek v.s. kisaca biat etmek yerine isyan etmek, bas kaldirmak ve itiraz etmek temelli kabullenememe ve karsi cikmadir. Ucuncuden basliyalim. Bir kisi, ya da toplum yasagi ileten kaynaga ve yasaga yonelik neden bir kararsizlik, caresizlik, ne yapacagini bilememe, ikircimli kalma; ya da bu yasagi ve kaynagini her turlu ne neden ve nasili ile aciklayabilecek bilgiye algiya dusunceye yonelme gosterir. Gorundugu gibi burada iki farkli dusunce, arastirma v.s. sonucu uygulanacak olan gorunurde de ya kabul ya da itiraz olarak yansiyacak davranis ve uygulama olacaktir. Bunlardan yasaga karsi bir icerik yok ise; yapilacak her turlu pasif davranis ve uygulamanin temeli suru psikolojisine dayanacaktir. Bunlardan yasaga karsi bir icerik var ise, yapilacak her turlu aktif davranis ve uygulama; birey bilincli, arastirilmis, bilgilenilmis nesi nedeni ve nasili ortaya konmus v.s. bir bilgisel bilimsel ve bilissel davranis ve uygulama olacaktir. Tekrar basa donup ilk biat algisini degerlendirirsek; bu biat algisinin nerden ve nasil geldigini soyle aciklayabiliriz. Nedir buradaki yasagin kaynagina yonelik duyulan guven ve inanc ve "bu kaynak ne yaparsa dogru/hakli v.s. yapar/soyler" algisi? Iste buradaki algi genelde bilincalti ve otomatik olarak beyni devreye sokan; ve gecmise dayanan yasagi ileten kaynak ile ayni ideolojiyi inanci paylasma, onun her yaptigini/soyledigini dogru/hakli v.s. algilama ve HIC BIR ZAMAN SORGULAMAMA.Yani ucuncu bakisi uygulamama. Ikinci karsit/muhalif v.s. algisini degerlendirirsek; bu karsitligin, isyanin v.s. nerden ve nasil geldigini soyle aciklayabiliriz. Iste buradaki algi genelde bilincalti otomatik olarakbeyni devreye sokan ve gecmise dayanan, yasagi ileten kaynak ile farkli ideolojiyi inanci paylasma onun her yaptigini/soyledigini yanlis/haksiz v.s. olarak algilama ve HIC BIR ZAMAN SORGULAMAMA. Yani ucuncu bakisi uygulamama. Maalesef ulemizin toplumu ve algisi verilen iletilen bilgiyi ve burada adi gecen yasagi HIC BIR ZAMAN SORGULAMAMA ile egitilmekte ve yetistirilmektedir. Yani birey bilinci ve beynin kritik/analitik dusunme ve dusunce uretme yetisinin egitim de ve yetistirimde olmamasidir. Iste bu nedenden temeli bilincaltina dayanan ve otomatik olarak uygulanan yasaga kaynagindan dolayi, ya biat etme ya da isyan etme olarak yansir. Kisaca toplumun suru psikolojisi temelinde kutuplasmasi, birini digerinin otekilestirmesi ve toplumsal olusan karsit ve birbirine zit iki taraflilik. Iste zaten burdan, yasagi uygulayan kaynagin; biat edene bir sey yapmamasi ve isyan edene de her turlu siddeti, teroru baskiyi, v.s. temelli korku salarak uygulamasinin nedeni de bundandir. Burada ilginc bir tarihi gercek yatar. Bu da yasagi getiren kaynagin guvenme inanma olarak ideolojik algi temelinde yer degistirmesidir. Mesela burada yasagi ileten diyelim AKP degil de, Mesela 1960'lardaki iktidar olsa idi; bu sefer ideolojik olarak toplumun kutupolasmasi tam tersi olacakti. Yani bugun karsi cikanlar, o zaman biat edecekler, bugun biat edenler o zaman karsi cikacakti. Buradan su an ulkemizde hukum surmekte olan milli ve dini iktidar farkini ornek gosterebiliriz. Iste biat ve isyan temelli suru psikolojisinin beyin ufku burada biter. Buradaki onemli bir noktada, bu biat ve isyan temelli suru psikolojisinin ucuncu farkli bakis olan KAYNAGI VE YASAGI SORGULAMA ya bakis acisi, sadece bu ufuk temelinde olacak, bu bakis acisini noncognitivizm olarak algilayamayacak, ya kendi biat/isyani ile paralel degerlendirecek, ya da kendi biat/isyani na karsi degerlendirerek; bu bakis acisini farkini algilamak yerine, ya "biz" ya da "oteki" olarak siniflandiracaktir. Cunku ufuk o kadardir. Yani ufuk ucuncu bakis acisini algilayamaz. Ayrica bu ucuncu bakis acisinin da maalesef yansi, uygulama, davranis v.s. olarak ucuncu bir goruntyusu yoktur. Ya davranis pasif temelde biat gibi algilanacak, ya da davranis isyan temelinde karsi cikis gibi algilanacaktir. Iste bu acidan, ucuncu bakis acisinin SORGULAMADAN GELEN BILGISI ACIKLAMASI IZAHI NEDENI NASILI V.S. GALE ALINMAYACAK VE GETIRILEN YASAGIN VE DE KAYNAGININ NEDEN BU YASAGI GETIRDIGININ HER TURLU ACIKLANMASI VE IZAHI BIR ISE YARAMAYACAKTIR. Sonucta ve bilhassa bu ucuncu bakisin, sorgulama temelli her turlu bilgisi, algisi ve birey bilincinin getirdigi yasagi kritik/analitik/analojik/abductive/yararci v.s. degerlendirmesi sadece kendi bireyi ile sinirli kalacaktir. Mesela sorgulamaya ornek "bu yasak neden ve nasil kondu/yasagi koyduran dusuncenin temelinde ne var? bu yasak konurken ne dusunuldu? neden yasak ile ilgili su acilama yapildi?" v.s. temelli sorgulamanin getirdigi bilgi algi dusunce v.s. nin getirdigi aciklama izah v.s. maalesef bu suru psikolojisinin biati ya da isyani acisindan algilanamayacak, sadece kendi inanci ve ideolojik siniri ile bu ucuncu bakis acisi, ya kendi inancina ya da kendi inancinin karsisina oturtulacaktir. Cunku ufuk bu kadardir. Buradan yazimizi toparlamayacalisirsak; bir yasaken basit algi ile, uzerine yasak konulan olay konu v.s. den BILGILENILMESINI ONLEMEKTIR. Iste sirf bu algi bile, beyni ucuncu bakis acisina yani yasagi ve yasaklayan kaynagi sorgulamaya yonlendirir. Sonucta SORGULAYAN BEYIN KABUL EDEN YA DA ISYAN EDEN DEGIL; SORGULADIGI OLAY, KONUDA BILGI EDINMEK ISTEYEN BEYINDIR. Iste buradan, maalesef suru psikolojisinin biati ve isyaninin da HIC BIR BILGI ICERMEDIGI sadece iletilenin karsisinda yanli ya da karsit taraf alindiginin gostergesidir. Ne yazikki bilgi sadece ve sadece ucuncu bakis acisinda vardir. Ustelik bu bilginin her turlu aciklamasi izahi ve dusuncesi de buradadir. Ama noncognitivizmin isyani ya da biati bunu algilamak yerine, kendi gibi bunu ya yandas ya da karsit ile ozdes ve bir tutar. Iste beynin bilgilenememesi, dusunememesi, dusunce uretememesi ve gelisememesi ve yenilenememesi bu bilincaltinin getirdigi otomatik uygulanan biat ya da isyanin getirdigi yerlesmis otomatiklesmis ve tek ilk ve de mutlak kilinan ideolojik inancsal izmlerin ve etik degerlerin sahiplenilmesinden ve savunusundan kaynaklanir. Iste bunun biat ya da isyan olmasi da, yasagi ileten kaynaga gecmis verilere dayanan bir ideolojik inancsal guven/guvensizlik, inanma/inanmama, kabullenme/kabullenmeme baglidir. O yuzden de yasagi biat eden kendince olesiye savunur, yasaga isyan eden de kendince olesiye karsi cikar ve toplum boylece kutuplasir ve mucadeleye girisir. Iste burda ne bir bilinc ne bir algi ne bir anlayis ne bir hosgoru ne bir bilgi ne bir izah ne bir aciklama v.s. kisaca islemeyen ve sadece hafiza kullanan bir beyin vardir. Burada ucuncu bakis acisinin temeli de zaten bu kutuplasma da yatar. Cunku yasak ile her turlu itiraz karsi cikan acisindan ortaya konur. Kutuplasmanin biat ve isyani yer degistiginde de bu sefer tekrar yasak ile ilgili her turlu itiraz karsi cikan tarafindan ortaya konur. Boylece ucuncu bakis acisi olarak ortada SORGULAMA ACISINDAN HEM LEYHTE HEM DE ALEYHTE BILGILER MEVCUTTUR. Iste bu bilgi temelinde ucuncu bakis acisi qua felsefesi ile hem biatin hem de isyanin nedenini nasilini ortaya koyabildigi gibi; kaynagi da yasagi da detaylari ile ortaya koyar. Yani BIR REHBER GOREVI GORUR VE TUM RESMI BUTUN KARELERI ILE GOZLEME SUNAR. En azindan ucuncu bakis acisinin pasif beyinleri karazrsiz, caresiz v.s. beyinleri bu Qua felsefesi acilimini degerlendirebilecek ya da biat/isyan mutlakliginda olmadigindan ve bilinci acik oldugundan algilayabilecek ya da sorgulayabilecek duzeydedir. Iste ucuncu bakis acisinin aktifi, yine ucuncu bakis acisinin pasifine bir seyler verebilme ve onu sorgulamaya yonlendirebilme durumundadir. Iste buradan ortaya konu yasak v.s. ile ilgili iletilen bilgi olartak guzel bir bilgi ve dusunce alis verisi baslar. Cunku bu pasif beyin, algilama yaninda, hosgoru, adalet v.s. ye de aciktir. Yani, UCUNCU BAKIS ACISI SORGULAMA BILGILENME DUSUNCE URETME VE PAYLASMA V.S. ACISINDAN ANCAK KENDI BUNYESINDE BEYINLERI GELISTIREBILIR, BEYINDE YER ETMISI YANLIS KILABILIR, YENILIYEBILIR. Evrensel-insan zihniyeti de dile getirim olarak en azindan bu pasif kanata yonelik bir kapi acmaktadir. Cunku beyni sabitlenmis biat/isyan mutlakliginin her turlu algi ufku noncognitivisttir. Ustelik ortada bilgi dusunce v.s. paylasimi yerine; karsilikli kendi inanilan ideoloji dogrusunu bir birine empoze etme duyusal/egosal ve akilci dayatim vardir. Ucuncu bakis acisinin pasifi buradan genelde kacar; aktifi ise kontrolu elinde tutarak bilgisini ve dusuncesini vermeye devam eder. Son olarak guncel konumuza dionersek; devletin hukumetin iktidarin Reyhanli ile ilgili ilettigi yasagin TEK NEDENI BILGILENMENIN ONLENMESIDIR. Evet isteyen buna biat eder, isteyen isyan eder. Benim istedigim de bu bilgiye ulasma adina ve olayi aciklayabilme algilayabilme v.s. adina sorgulamak, arastirmaktir. Bu da bilimsel bilgisel ve bilissel bir beyin temelinin urunudur. Insanlik adina da insan haklari evrensel hukuk ve her turlu farkli hak ve ozgurluge saygi, icsellestirme ve hak ve ozgurluk ihlaline karsi da, bu sorunu dile getirme aciklama izah etmenin urunudur. INSANOGLUNU BILGILENMEDEN ALIKOYMAK, HER HANGI BIR BILGIYE YASAK KOYMAK, INSAN HAKLARI VE EVRENSEL HUKUK OLARAK BIR HAK VE OZGURLUK IHLALIDIR. Hem bu vahim katliamin ne oldugu, nedeni nasili failleri v.s. adina, hem de yasagin nedeni, nasili v.s. adina hem de yasagin kaynagi iktidarin neden nasil v.s. bu yasagi koydugu ve acikladigi v.s. adina sorgulamak, irdelemek, arastirmak, v.s. temelli bilgilenmek ve bilgilendirmek ve de her turlu beyin jimnastigi yapmak, dusunce uretmek v.s. hem bir hak ve ozgurluktur; hem de her bir bireyin insanlik gorevidir. Hem kendi adina, hem toplumu adina, hem dunya adina, hem de bilimsellik bilissellik ve bilgisellik adina. Aslinda bu son paragraf her turlu ideolojik inancsal ve izmsel bilginin her turlu verilen etik degerin, verinin ve tabunun ve de her turlu toplumun sosyal yonlendirimi ve yaptirimi adina sosyo-psikolojisinin algilanma ve sorunlarinin ortaya konmasi adina UCUNCU BAKIS ACISININ AKTIFLIGI OLARAK UYGULANMALI VE BILGI, DUSUNCE OLARAK PAYLASILMALIDIR.
  6. Diyarbakır'da meydana gelen patlamada 1'i ağır, 3 çocuk yaralandı. Diyarbakır'da meydana gelen patlamada 1'i ağır, 3 çocuk yaralandı. Edinilen bilgiye göre, Yenişehir ilçesi Aziziye mahallesindeki boş arazide henüz belirlenemeyen nedenle patlama meydana geldi. Olayda yaralanan 3 çocuk, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Vali Mustafa Toprak AA muhabirine, çöp ve moloz yığınlarının yer aldığı alandaki patlamanın nedeninin henüz belirlenemediğini belirterek, "Patlamada 14 yaşındaki bir çocuğun eli bileğinden kopmuş. Bu yaralının durumu ağır olduğu için hastanede ameliyata alındı. Diğer 8 ve 12 yaşlarındaki 2 çocuk ise hafif şekilde yaralandı. Olayla ilgili güvenlik güçlerinin detaylı araştırması sürüyor" dedi.
  7. Reyhanlı katliamına yayın yasağı geldi! Hatay Reyhanlı’daki patlamalar sonucunda 43 kişi öldü, 53 kişi yaralandı. Yaşanan patlama sonrasında Reyhanlı Cumhuriyet Başsavcılığı, görsel, yazılı ve internet yayın organlarında, delil niteliğinde bulunan olay yerinin, yaralı ve ölülerin görüntülerinin yayımlandığının tespit edildiğini belirterek, yayın yasağı getirilmesi talebinde bulundu. Talebi değerlendiren Reyhanlı Sulh Ceza Mahkemesi, yayın yasağı kararı aldı. Mahkeme kararında şu ifadelere yer verildi: "Reyhanlı Cumhuriyet Başsavcılığının talebinin kabulü ile, Reyhanlı ilçesinde meydana gelen ve pek çok kişinin ölmesine ve yaralanmasına neden olan patlamayla ilgili söz konusu soruşturmaya ilişkin dosya ve soruşturma kapsamı içinde kalan olay yerinde ve olayda ölen ve yaralananlara ilişkin, olay içeriğine ilişkin her türlü sesli, görüntülü ve yazılı ve görsel medyadaki yayınlar ile internet ortamındaki bu kapsamdaki bilgilerin CMK madde 153 ve diğer maddeleri gereğince yayınlanmasının ve gösterilmesinin yasaklanmasına karar verildi." Neden mi "YAYIN YASAĞI.." Buyrun bakalım bu yeterli bir sebep mi..? AVRUPA BASININDA HATAY KATLİAMI - İngiliz BBC kanalı ..: "Saldırıyı El Kaide bağlantılı El Nusra cephesi üstlendi" - İngiliz ITV kanalı ..: "Türk hükümetinin desteklediği muhalifler Türkiye'yi kana buladı 116 ölü" - The telegraf ..: "Türk hükümeti şaka gibi açıklamalar yaparak hedef şaşırtmak istiyor, 140 dan fazla ölü" - The sun gazetesi ..: "Hükümet yıpranmamak için saldırıyı haber yapmayı yasakladı" - Fransız gazetesi Le monde ..: Bir Türk atasözü derki..: "Besle kargayı oysun gözünü." Türkiye'nin desteklediği aşırı dinci Suriyeli muhalifler Türkiye'yi kana buladı 120 den fazla ölü..!
  8. Son aciklamalara gore olen sayisi 42 ve yeni bir patlama daha oldu.
  9. İnönü'de biber gazı skandalı Beşiktaş - G.Birliği maçı öncesi polis ile siyah-beyazlı taraftarlar karşı karşıya geldi. Beşiktaş'ın 66 yıldır yürürlükte olan İnönü Stadyumu'na veda edeceği G.Birliği maçı öncesi İnönü'de tansiyon yüksekti.Stat içindeki çevik kuvvet yetkilileri kapalı tribündeki taraftarları sakinleştirmek isterken biber gazı kullanınca bu gerilim daha da arttı. Beşiktaş'ta takım otobüsünü bekleyen taraftarlar yolu boşaltmayınca Kazan adlı mekanın önünde büyük bir arbede yaşandı. Çok sayıda taraftar biber gazından etkilendi.Polisin bu müdahalesinden sonra Beşiktaş adeta cehennem yerine döndü. HAVAYA ATEŞ AÇILDI Meydana gelen yunus polisleri havaya ateş açarak grubu dağıtmaya çalıştı. Bunun üzerine taraftarlar polisin üzerine şişe atmaya başladı. Bir süre sonra olay yerine çevik kuvvet polisleri gelerek biber gazıyla müdahale etti. Taraftar polise ellerindeki şişeleri atarak karşılık verdi. Gaz bombasından etkilenen taraftarlar camiye sığındı. "Carsi, AKP' ye katsi" iste iki takim ve taraftarinin gordugu muamele farki.
  10. evrensel-insan şurada cevap verdi: sedelina başlık Forum Oyunları
    Bu son patlamadan sonra artikaydin olan bir sey kaldi mi, bilemiyorum.
  11. evrensel-insan şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
    Ulkemiz ve toplumumuzun en sicak gelismesi, "Reyhanli'da Patlama" olarak yansidi. Cok sayida olu ve yarali oldugu soyleniyor. RTE'nin iktidar'in otokratik ve emperyalizmin yonlendirdigi esbaskani olarak; Libya ile baslayan ve Suriye ile devam eden politikasi, TC ulke ve toplumunun tarihinde gorulmemis bir sekilde O.Dogu "batakligina" cekilisinin bir tezahurudur. Suriye muhaliflerini yataklik ve yandaslik yapmak ile basliyan bu surec; burada konuclanmakta olan Suriyeli Esad karsiti ve emperyalizm orgutlu ve destekli guclerinin; konuclandiklari bolge de estirdikleri terorun, bugunku olayidir. Daha once sinirdaki patlamaile gundeme gelen ve bulunduklari bolgelerde halka her turlu teroru estiren bu teroristlerin, ulke ve topluma actigi ekonomik getiri disinda yarattigi sosyal huzursuzluk artik gun gibi asikar. Peki bu patlamayi kim ve neden yapmis olabilir? Bunun tek cevabi, ulke ve toplumu kaos ve sicak savasim icinde tutmaktan yarar saglayanlar. Bata emperyalist gucler. Bu konudaki patlamayi yonlendirmenin adresi belli olsa bile, tetikcilerinin kimler olacagi ise O.Dogu "Batakliginda" yatmaktadir. Amac Turkiye'yi O.Dogu'daki emperyalist cikar savasimina aktif bir uye olarak cekmektir. Cunku ilk akla gelen burada, Suriye olacaktir. Ustelik bu patlama tetikcisine bakilmadan, Israil ve ABD propagandali bir Esad hareketi olarak degerlendirilecek ve Esad'i alasagi etmek adina da yeni bir boyut kazanacaktir. Dinden dem vuran bir esbaskanin, dindaslarina savas acmasi ne kadar manidar sa, hacli emperyalizme usaklik etmesi de o kadar manidardir. Evet, T.C tarihinde ilk defa, O.Dogu batakligina dogru yol aliyor. Unutmamak gerekir ki, bu bataklik ABD'yi yutabilecegi gibi, Turkiye'yi de yutabilir. Zaten Irak'ta bunu yasayan ABD artik cikarini kendi askeri ve saldirisi ile degil; Turkiye'yi bizzat ve fiziki fiili kullanarak bu amacina erisme yolundadir. Evet ulke ve toplumu, ustelik kendi ic sorunu olan PKK ile "baris" icin yola ciktigi kandirmacasi ile aldatilirken, yeni ve sonu olmayan bir batakligin icine itilerek kendi iktidari eliyle bogulak istenmektedir. Sormak gerekir "bu ne lahana tursusu, bu ne perhis"
  12. Bunlar mayo mu? Benim bildigim mayo, baska bir sey! Bir tek yarim kol, alt bacak ve gidi kismini mi gosterebilmeye cesaret etmisler, yoksa bu giysiler ile suya girerlerken, baskalarinin olmamasi mi gerekiyor.
  13. Ben, yukaridaki basligi "sosyo-psikolojik birey" olarak degistireyim. Bunun ana nedeni "spiritula, yani ruhsal" sifatinin bilimsel bir sifat olmamasi, insan kavraminin da olacak olan insanoglu turunun birini degil; tumunu kapsamasi ve insanoglu turu birinin almasi gereken birey bilincinin de tursel hedefi olmasidir. Bunun ana nedeni bu bireyin, toplumsal nicelik ile sosyal nitelik arasindaki en onemli farki, yani insanoglunu bir mal/meta ya da kul/kole olarak algilamama farkini, aksine zihniyeti olan ve her turlu zihin faaliyeti olan, bilinc sahibi ve sorgulayan bir beyin sahibi olan olarak algilanmasini ve toplum bunyesindeki her farkli sosyo-etigin ancak bilinc ve farkindalik ile algilanabilecegini ve icsellestirilerek, saygi temelinde algilanabilecegini gostermek icindir. Ayrica buradaki basska bir ana nokta da, sosyo-psikolojik bilinc ve farkindaligin getirdigi antiayrimciligin, sosyo-politik olarak dayatilan tek yonlu cikarci yonlendirim ve yaptiriminin getirdigi mikroayrimciliga ve bu tekligin diger farklar uzerindeki hakimiyet ve ustunlugune tum toplumun farkli sosyo-etik degerlerinin farkinda olarak ve kucaklayara,k karsi verilecek, her turlu insan haklari evrensel hukuk ve hak ve ozgurlukler mucadelesini tum toplumu kapsayacak sekilde bunlari ihlal etmeden icermesini de bu duzey bilissellige sahip bireye eklemek gerekir.
  14. Insanoglunun toplumsal olarak farkli sosyo-etik temelde bir arada yasayamamasinin sorunu, ilkel ve tekel toplumlardan kalma, sosyo-politik iktidar guc ve otoritenin kendi ideolojik inancsal dogrusunu tek dogru niteligi olarak ve toplumu nicelik olarak algilayarak, farkli sosyo-etik topluma zorla baski ile dayattigi ILKELLIK VE TEKELLIK sorunudur. Burada toplumu farkli sosyo-etik farklar ile bir arada yasatabilecek olan bu ilkellik ve tekellik baski ve zorlamasina karsi olan ve toplumun COKELLILIGINI tekellilikten ve CESITLILIGINI ilkelliginden kurtaracak olan yapi, yani sosyal devlet yapi ve isleyisidir. Bir yerde sosyo-psikolojik toplum yapi ve isleyisinin ve sorunun temeli iste bu sosyo-etik farki sadece iktidar guc ve otoritenin ilkel ve tek el dogrusuna zorlamasi, baskisi sonucudur. Dunyanin hic bir yerinde hic bir cografya da hic bir toplum tek ve ilk sosyo-etikten olusmaz ve buna iktidar guc ve otorite ile bunu yapan ideolojik inancsal dogru temelinde ve de sirf sosyo-politik toplumun bir kismini iceren parcasal bir baski zorlama ile toplumun butunune hitap edemez. Iste gunumuzun cagdasliginda, hic bir toplum; ilk ve tek el iktidarlarin guc ve otorite baski ve zorlamasi ile, onun sosyal dogrularina kabul ettirilemez. Burada devlet ile hukumet yani iktidar ile guc/otoriteyi elinde bulunduran kurumlarin farklilasmasi ve guc ve otorite sahibi devletin, iktidarin tek el ve ilk el ideolojik inancsal dogrularinatum toplumu zorlamasini ve baskisini onlemesi ve de toplum bunyesindeki her bir sosyo-etik farki korumasi/kollamasi gerekir. Yani sosyal devlet, herhangibir ilk ve tekele bagli olmayan ve toplumunun her turlu sosyo-etik farkini kucaklayabilen ve hukuku ile hak ve ozgurluk temelinde de koruyabilen bir yapi ve isleyistir. Eger iktidarin niteliginin toplumun uzerindeki tek el ve ilk el baski ve zorlamasi guc ve otorite olarak saglanirsa, bu toplumun sosyo-psikolojik sorunu ve bozulmasi anlamina gelir. Yani toplum tekduze bir dogruya baski ile zorlanmakta ve bu temelde nicelik olarak tekduze nitelige razi edilmeye calisilmaktadir. Iste bu zihniyet ve uygulama, hem ilkel ve ilk el yani ilk insanlardan bu yana gelen baski sistem ve duzeni hem de iktidar olma adina tek el ve tekel olma mucadelesidir. Buradaki nitelik sadece ilkellikte ve tek eller arasi mucadeledir. Toplumun farkli sosyal iliskileri ise nitelik olarak degil; toplumsal bir nicelik sayi cogunluk v.s. olarak algilanmaktadir. Yani ilkel olarak tek eller olacak ve toplum o tek ellerden birini tekel olarak kendisini yonlendirsin yonetsin v.s. olarak sececek. Yani sayi niceligi kendine tekel niteligi sececek. Iste bu zihniyet dogal ve fenomenal zihniyetin kendi ilkel dogrusunu topluma tek el olarak dayatma ve baski kurma zihniyetidir. O yuzden de sayi ve nicelik olarak degerlendirdigi toplumunu kendi tek el dogrusunu secmeye mahkum eder. Iste gorundugu gibi ilk el ve tek el niteligini topluma iktidar olarak guc ve otorite ile dayatmak ilkelliktir. Cunku toplum ne tek ne de ilk sosyo-etik olarak bir butun degildir. Toplum farkli sosyo etik ellerin varligidir ve hic bir ilk ve tek el; toplumu tekel olmaya zorlayamaz. Iste bu ilkellik taa ilk insandan beri suregelmekte ve tek nedeni niteligin sadece ilk elde olduguna ve tekel olarak hakimiyetine inanilmaktadir. Bu inanc oyle gucludur ki, tum izmlerin de sorgulanmaz imanidir. Toplumdasosyo-psikolojik bozulumu ve sorunu yaratan da budur. Nitelik sadece iktidar icin yola cikan ve guc ve otorite destekli tekelde degildir, guc ve otoritesi ile yonetmek istedigi ve ncelik olarak algiladigi tum toplumda insanoglundadir bu nitelik. Kimse kendi niteligini basskasi uzerinde baski ve zorlama olarak ta kullanamaz bu hak ve ozgurluk ihlalidir. Her bir nitelik nicelik olarak ayni toplumda birbirini taniyarak ve farklarinin birliginde ve beraberliginde yasayabilmeli toplum ilkel olarak tek el iktidarina mahkum edilmemelidir. Cunku ne bir ilk ne de bir tek dogru yoktur. Ne bir ilk ne de bir tek ideoloji inanc herkesin ideolojisi inanci degildir. ne bir ilk ne de bir tek etik deger, veri ve tabu (milli, dini, toresel, ahlaki, geleneksel v.s.) tum topluma tek degerin ustunlugu ve mutlak/kesin/sorgulanmaz v.s. hakimiyeti v.s. olarak sunulamaz ve secmeye zorlanamaz. Bu tekellik, gunumuz cagdasliginda ilkelliktir.
  15. Basta cagimizda ve gunumuzde bu iki kavram farki ve de iliskisi algilanamamis olarak, esdeger ve de ozdesmis gibi kullanilmaktadir. Aslinda bunun boyle olmasi da gayet dogaldir. Sonucta metafizik temelden yola cikan tum etik yonlendirimli ve yaptirimli ideolojik inancsal her turlu duzen ve sistem kurma temelli izmler; bu farki aslgilayamazlar ve insanoglunu sadece toplumsal bir fenomen olarak degerlendirerek, onun nitelik yani sosyal yonunu hem toplumsallik hem de kisisellik temelinde degerlendiremezler. Dolayisi ile sosyo-psikolojinin niteligini de algilayamazlar. Toplumsal olmak, nicelik olarak birlerin bir arada olmasidir. Burada birler arasi iliskiler soz konusu degil; sadece birlerin bir arada olmalari soz konusudur. Sosyal olmak ise, toplumsal olarak bir arada olan birlerin hem birsel hem de birler arasi iliskilerinin sosyal temelli nitelik iliskisidir. Iste buradaki nitelik, toplumsal olarak bir arada yasayan sosyal birlerin bir aradaki yasam ve iliskisindeki psikolojinin de getirdigidir. Bu toplumsal olarak bir arada yasayan birler, sosyal birliktelik temelinde kendilerine sunulan her turlu etik yonlendirim ve yaptirim deger, veri, tabularin altinda yasam surmek durumunda kalirlar. Iste birlerin bu sosyal yasami onlarin ayni zamanda psikolojik yasam ve iliskisinin temelini olusturur. Maalesef, toplumsal ile sosyal arasindaki bu farki algilayamayan ve gale almayan tum ideolojik inancsal izmler; iste bu temelde duzen ve sistem kurma adina, sosyalligi yonlendirerek ve yaptirim uygulayarak saglamak adina, toplumu insanoglu niteligi yerine, bir nicelik temelinde mal meta, mulk ve kul kole olarak kendi istedikleri ideolojik inancsal dogruya guc iktidar ve otorite olarak ve bunun her turlu dayatmasi olarak kanun yolu ile bir arada yasamaya zorlarlar. Burada kisaca yonlendirim ve yaptirim, bu zorlamayi yapanlarin guc otorite ve iktidar tekelindedir. Iste bu yonlendirim ve yaptirima uymak/uymamak sorunu da sosyal bir fenomen olan insanoglunun psikolojisi demektir. Bilimin bilimsel olarak, insanoglu toplumlarinin sosyal birlikteligine bakis acisi iste bu sosyo-psikolojinin gozlemi temelindedir. Burada toplumu sosyal olarak bir arada yasamaya iten bu dayatmali yonlendirim ve yaptirimlar nitelik olarak psikoloji olarak yansir. Kisaca sosyal yasamin psikolojisi hem toplumsal yasayan toplumun hem de birinin psikolojisi demektir. Toplumsal sosyal psikolojik olarak insanoglu yasam ve iliskisi duzeni sistemi ve kurumlasmasini her turlu etik/metafizik guc ve otorite temelinde yonlendirimli ve yaptirimli ideolojik inancsal izmler; iste bu temelde sadece kendilerinin niteligini one cikarirlar ve yonlendirdikleri ve uzerlerine guc ve otorite uyguladiklari insanoglunun niteligini sosyalligini ve psikolojisini goz ardi ederler. Cagimizin zihinsel insanlasmadaki dusunce ve davranis yasam ve iliski duzen ve sistem olarak her turlu kurumsallasmasi adina, bu baslik ve kavramlar ve her turlu farklarinin algilanmasi v.s. cok onemlidir. Cunku bu onem insanoglunu mal meta kul kole gorerek insanoglu oldugunun algilanamamasi, birey bilisselligi ve kendilik bilisselliginin tursel butunlugu acisindan cok onemlidir. Sonucta her turlu madde ya da kul toplumsal yasayabilir, ama onun sosyalligi ve psikolojisi nicelik degil; nitelik konusu ve sorunudur. Bu da en temel hali ile evrensel hukuk insan haklari hak ve ozgurlukler ile, saygi ve vicdandir.
  16. Galatasaray taraftarinin sampiyonluklarini Taksim'de kitlesel olarak kutlayabilmis olmasi; olgusal ve gozlem olarak, Taksim Meydani'n da herhangibir kutlama yapilabilecegini gostermistir. Eger devlet ve polis elele 1 Mayis'i Taksim'de yasaklamis ve kutlamalarda her turlu teroru estirmis ise; buradan cikan tek sonuc, "Taksim'de kutlama yapilabilir, ama bu 1 Mayis kutlamasi olamaz" algisidir. Zaten seneye de Taksim'de baska insaat calismalarinin olacaginin soylenmesi, acikca; bundan boyle Taksim'de 1 Mayis kutlamalarina izin verilemeyecegi ve bunda israr edilirse, muamelenin devlet ve polis elele teroru olacagi da acik bir tehdit ve diktadir. Ayrica taraftarlar I Mayis'ta rahat bir kutama yapabilsin diye, polisin orada her turlu insaat kazasini onlemek icin tedbir almasi da baska bir konudur. Kisaca devlet ve polisi, ayrimcilik yapmis ama kendi dedigi" taksim'de kutlama olmaz, insaat tehlikesi var" ni kendi yalanlamis ve demogoji yaparak "1 mayis baska, sampiyonluk kutlamasi baska" gibi kendini savunurken bile, sadece kendi dedigine belki kendi inanmistir.
  17. Birincisi, den dan eki; yani ismin den, dan hali. ekin eklendigi "kokten gelme" anlamini tasir. Yukaridaki ornekte "citinin evden geldigi" anlami vardir. Yani citi ev kokeninden olusmustur. "Sudan sebepler" ise maddi anlamlandirmanin yaninda, manevi bir icerik vardir. Bu da "ortaya konan sebeplerin bir onemi degeri ehemmiyeti v.s. yoktur" anlamindadir. Mesela yukarida evden cikti demis olsaydik, ismin den halini ortaya koymus olurduk. Ali' den geliyorum. Ali' den hediye. Havadan sudan konustuk. Goruldugu gibi ilkinde ismin den hali olarak, nerden gelindigi aciklaniyor. Ikincide hediye'nin kimden geldigi aciklaniyor Ucuncude konusmanin hem tek bir konuya dayanmadigi hem de onemsiz gereksiz luzumsuz bir icerikte oldugu aciklaniyor. Bu temelde den dan eki; ana temel olarak yapim ve cekim de degismiyor. Sadece kullanim olarak anlam ve icerik degisimi gosteriyor.
  18. 19 MAYIS PROGRAMI AÇIKLANDI. HEDEF ANKARA Yıl 2013 Mayıs'ın 19'u Ankara'ya çağırıyoruz... Bu çağrı uzaklardan değil, hemen yanı başından... Yangınlara sürükleniyor vatan. ... Türk Milleti'ni yalnızca Anayasa'dan değil, tarihten silmeye kalkıyorlar. Adına bile tahammül edemedikleri T.C.'yi korumaya çağırıyoruz. Ortadoğu'yu kana bulayan Amerikan emperyalizminin güdümünde, 'barış' yalanlarıyla Türkiye'yi bölmeye; Türk'üyle, Kürt'üyle Türk Milleti'ni birbirine düşürmeye çalışıyorlar. Bu çabaları boşa çıkarmaya çağırıyoruz. Türk Milleti'ni ayaklar altına aldırmamaya, emek ve gelecek hırsızlarını durdurmaya, hakkımızı almaya çağırıyoruz. Bizi mahvetmeye çalışan emperyalizme karşı; bölücü ve gerici anayasa tuzağına geçit vermemeye, bağımsızlığımızı ve gün geçtikçe kısıtlanan özgürlüğümüzü sağlamaya, birliğimizin harcı olan kardeşliğimizi savunmaya çağırıyoruz. Cumhuriyetimiz için, başı dik ve bağımsız, bilimin ışığıyla aydınlanmış bir Türkiye için, 19 Mayıs saat 11.00'da Ankara Sıhhiye Alanı'na çağırıyoruz. VATAN CUMHURİYET VE EMEK BİRLİKTELİĞİSee more
  19. evrensel-insan şurada cevap verdi: sedelina başlık Forum Oyunları
    Herkese saglikli hafta sonu.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.