evrensel-insan tarafından postalanan herşey
-
Türkiye'deki Kürt nüfusu açıklandı
Farkinda olabilme adina, cumleni aciklar misin? Ya da neyi kast ettigini v.s.?
-
Türkiye'deki Kürt nüfusu açıklandı
Iste gor ulkenin halini. Kimde neyin bilinci varki, onun olsun. Cunku herkes kendisine verileni aliyor ya da karsi cikiyor. Kimse neyi neden aldiginin ya da oldugunun ya da karsi ciktiginin farkinda degil. Hersey olmayan birey bilinci ile bagintili.
-
Fazil Say 10 Ay Cezaya Carptirildi
Cok guzel. Yalniz sadece kurtcu ile mucadele yetmez, turkcu ile de mucadele gerekir. Yoksa bir kisinin turklugunu ve de kurdlugunu ortaya koymasi, zaten onun hak ve ozgurlugudur ve farkli milliyetler ancak birbirlerinin milliyetini icsellestirir ve saygi ile karsilar. Cunku hak veozgurlukler herkesin hak ve ozgurlugudur ve kimsenin kimse uzerinde fark baskisi yapma hak ve ozgurlugu yoktur. Su anda gozlem veren, acik bir kurdculuk ve radikal sunniciliktir. Burada onemli olan turklugun hak ve ozgurluk olarak bir ihlali soz konusu oldugunda, ayni kurdluk gibi ona da karsi cikmak gerekir. Cunku TURKCULUGE ACILAN SAVAS, KURDCULUGUN ONE CIKMASI VE DE/ YA DA TURKLUGUN YOK EDILME SAVASINA donusdugunde, iste orada hak ve ozgurluk sorunu baslar.
-
Halk bunları soruyor
''Akil İnsanlar'' en çok ''Apo çıkar mı, Türkiye bölünür mü?'' sorusu ile karşı karşıya kaldı. ANKARA - Yedi ayrı bölgede temaslarını sürdüren ve halkla buluşarak paneller düzenleyen ‘’Akil İnsanlar’’ en çok ‘’Apo çıkacak mı? Türkiye bölünür mü ?’’ sorusu ile karşı karşıya kaldılar. Vatandaşlar çözüm süreci çerçevesinde Akil İnsanlara, tereddütte oldukları konuları sordular. Heyetlerin temaslarında Ege, Marmara, Akdeniz, Trakya ve Karadeniz bölgelerinde tereddütlerin daha fazla olduğu ancak tüm bölgelerden sürece destek geldiği vurgulandı. Vatandaşlar, Akil İnsanlara en çok şu soruları sordu: * Sürecin sonunda, Öcalan dahil herkes için bir genel af mı çıkarılacak ? * Öcalan, önce ev hapsine çıkacak, sonra da serbest mi kalacak ? * Federasyon mu gelecek, Türkiye bölünür mü ? * ''Türk, Türkiye Cumhuriyeti, Türk halk'' gibi ifadeler neden tartışmaya açıldı? Bu kavramlar Anayasa’dan çıkarılacak mı ? * Bu süreçte bayrak ve T.C neden tartışılıyor ? * Cumhuriyetin kazanımları ve değerleri yeni bir yapıya mı oturtulmak isteniyor ? * Örgütün geri çekilmesi karşısında ne tavizler veriliyor ? * Bu süreç Başkanlık sistemine geçmek için mi kullanılacak ? * AKP ile BDP işbirliği Anayasa’yı değiştirmek için gereken en az 330 oyu bulma amacına mı yönelik ? Başbakan Erdoğan başkanlığında toplanan AK Parti MKYK toplantısında da, Akil İnsanlar'ın çalışmaları değerlendirildi. Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan’ın Akil İnsanlar'ın 10 günlük çalışmalarına yönelik olarak hazırladığı raporda, çözüm sürecine desteğin arttığı en az desteğin ise Ege ve Karadeniz’de olduğu vurgulandı.
-
Türkiye'deki Kürt nüfusu açıklandı
Türkiye nüfusunun yüzde 17,7'si olan Kürt nüfusu 13 milyon 400 bin. Çözüm süreciyle birlikte Türkiye'deki Kürt nüfusunun sayısı merak konusu oldu. Araştırma şirketi Konda bu konuya açıklık getirdi. KONDA'nın araştırmasına göre Türkiye nüfusunun yüzde 17,7’sini bulan Kürt nüfusu toplam 13 milyon 400 bin olarak hesaplandı. Akil insanlar heyetinde yer alan yazar Tarhan Erdem'in sahibi olduğu KONDA'nın güncellediği araştırma sonuçları Radikal'in manşetinde yer aldı. 2006 ve 2010 yılı sonuçlarını veren Erdem, son nüfus sayımı ile birlikte güncellenen verilere dayanarak nüfusun etnik gruplara göre dağılımın sonuçlarını köşesinde açıkladı. Hesaplamalarda KONDA araştırmaları bulguları, TÜİK tarafından yayımlanan, nüfus sayımları ve 2007’den bu yana sayım yerine geçen adrese dayalı nüfus kayıt sistemi sonuçları kullanıldığını belirten Erdem, Deneklere 2006’dan beri etnik kökenini öğrenmek için araştırmalarında “Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız ama değişik etnik kökenlerden olabiliriz; siz kendinizi, kimliğinizi ne olarak biliyorsunuz veya hissediyorsunuz” sorusunu yönelttiklerini söyledi.
-
''Bazı 'Akil'leri Öcalan önerdi''
''Bazı 'Akil'leri Öcalan önerdi'' 63 kişilik Akil İnsanlar heyetine alınan bazı isimleri, Öcalan’ın önerdiği açıklandı. ANKARA - Bazı illerde tepki gören ve Kayseri'de de ''Defolun gidin'' denilen Akli İnsanlar heyetinden bazı isimleri, Abdullah Öcalan'ın önerdiği açıklandı. BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, Öcalan’ın devlet heyeti ile yaptığı görüşmelerde bu isimleri gündeme getirdiğini belirterek, ''Bazı isimleri zikretti. Önerdiği kişiler de, genel olarak komisyona alındı'' dedi. Öcalan ile gerçekleştirdikleri 5. toplantının ayrıntılarını anlatan Buldan, konunun üç aşamalı olduğunu vurguladı ve ''Birinci aşamada akil insanlar komisyonu ve Meclis komisyonu ile geri çekilme meselesi var. Sayın Öcalan, Meclis’teki komisyona CHP'nin mutlaka milletvekili vermesi gerektiğini ifade ediyor'' dedi. TMY VE YOL TEMİZLİĞİ ''İkinci aşama'' diye adlandırılan süreçte yasal ve anayasal değişiklik isteyen Buldan, bu konuda da şunları söyledi: ''Yol temizliğinin gündeme alınması gerekiyor. Terörle Mücadele Kanunu’nun kaldırılması ve TCK’de bazı değişikliklerin yapılması gerekiyor. Seçim barajının indirilmesi, hazine yardımı gibi konular var. Bunlar geri çekilme tamamlandıktan sonra konuşulabilecek konular. Demokratik Türkiye şekillenecekse ikinci aşamadaki süreçte şekillenecek.''
-
Bangladeşte İslamcılar Ateist Blogcular için Ölüm Cezası İstiyor
Bangladeş'te, yüz binlerce İslamcı "ateist" internet blogcularına karşı bir protesto yürüyüşü yaptı. . Blog yazılarının küfür olduğunu iddia eden protestocular bu denli "dinsiz düşünce ifadelerine" karşı ceza öngören bir yasa oluşturulmasını talep ettiler ve bu yasanın, İslam veya Peygambere hakaret eden blogcular için ölüm cezası da içermesi gerektiğini istediler. Dakka şehir merkezinde ise binlerce öğrenci karşı protesto düzenlediler ve bu protestoda çatışmalar oldu. Olaylara müdahale eden polis ilk raporlarda yaklaşık 200 yaralı olduğunu söyledi. İslamcılar ve ateistler arasındaki gerilimler şubat ayında bir bloggerin öldürülmesi ile doruk noktasına ulaşmıştı. O zamandan beri anlaşmazlıklar daha da tırmandı. Yetkililer sözde küfür içeren bir çok blog sitelerini kapattılar. Bir grup internet aktivisti ülkede muhafazakar dini partilerin popülerlik kazanmasını eleştirdi. Blogcular devletten baskıcı uygulamalardan vazgeçmesini talep etti.
-
GÜNAYDIN
@@Radya Hem sana hem tum siteye hem de tum dunyaya. Gerci dunya zaman olarak 24 saati yasiyor da, neyse!
-
GERCEKTE TANRI YOKTUR
Evet bilissel bilim, insanoglu yasam ve iliskisindeki her turlu dusunce ve davranisini gozlem olarak veriyor ve burdan; sosyo-psikolojik yapi ve isleyisin ve de insanoglunun zihinsel insanlasma sorunlarini olusturan nedenler ortaya cikiyor. Bilim neden mucize yaratsin ki! Mucizeyi sadece akil yaratir. Ya da mantiksal olabilirlikolasiligi olmus olani mucize olarak niteler.
-
GERCEKTE TANRI YOKTUR
Bir yere mi goturmesi lazim.
-
Fazil Say 10 Ay Cezaya Carptirildi
"Allahci" Allah kavramini kullanarak ondan kendine her turlu cikar saglayan beyinler icin kullanilir. Yani "Allahli" demek degildir. Allahli "Allahi olan" demektir. Dindarlar Allahlidir, ama dinciler allahcidir. Allahci "Allah'i politik ve ekonomik cikari icin kullanan" demektir. Hakaret mi, peki bunlar nedir? ( araf 179) Andolsun, cehennem için cinlerden ve insanlardan çok sayıda kişi yarattık(140) (hazırladık.) Kalbleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler. Bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha aşağılıktırlar. işte bunlar ****** olanlardır. furkan suresi 44. ayet; Yoksa sen onlardan çoğunun söz dinlediğini, yahut aklını çalıştırdığını mı sanıyorsun?Doğrusu onlar yolu şaşırmada davarlar gibi, hatta daha da şaşkındırlar. tevbe suresi 28. ayet; Ey iman edenler! Müşrikler bir pisliktirler. Artık bu yıldan sonra Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer yoksulluktan korkarsanız Allah sizi dilediğinde lütuf ve ihsanıyla zenginleştirecektir. Allah gerçekten alîmdir, hakîmdir. bakara suresi 65. ayet; Andolsun, sizden cumartesi (günü) yasağı çiğneyenleri elbette biliyorsunuz. işte Biz, onlara: "Aşağılık maymunlar olun" dedik. maide suresi 60. ayet; de ki: "allah katında cezası bundan daha kötü olanları size haber vereyim mi? onlar, allah'ın lanetlediği ve gazabına uğrattığı, içlerinden maymunlar ve domuzlar çıkardığı kimseler ile şeytanlara tapan kimselerdir. işte bunların yeri daha kötüdür ve onlar doğru yoldan daha çok sapmışlardır." cuma suresi 5. ayet; Kendilerine Tevrat yükletilip de sonra onu taşımayanların durumu, kitaplar taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah'ın âyetlerini yalanlayanların durumu ne kötüdür. Allah zalim toplumu doğru yola iletmez. bakara suresi 171. ayet; O kafirlerin durumu, sadece bir çağırma ve bağırmadan başkasını duymaz bir kulakla haykıranın durumuna benzer. Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, akıl da etmezler. Kuran yazildiktan bu yana tarihte kimleri ve nasil yargilayacagimizi sorgulayalim; ne dersiniz?
-
GERCEKTE TANRI YOKTUR
Hayir ben bunlarin hic birini zannetmiyorum. Ben dusuncenin serbeste erdirebilinecegini soyluyorum. Ortada bir mahkumiyet yok. Ya yasamini kendin bilincli yasarsin, ya da verilenlere teslim olur onlar eliyle yasatilirsin. Insanoglu tanriyi konusmaya, tanrilastirma ihtiyaci duydugu surece devam eder. Boyle bir ihtiyac bittiginde de tanrilastirma eylemine ve tanri kavramina da gerek kalmaz. Bilim bilimsel olarak sadece bilir ve bildirir. Bu da surekli suregelen ve yenilenilen bir surectir. Bilmesi icin de onagozlem veren bir fenomen tabani gerekir ki algilasin ve bilgi turetsin.
-
GERCEKTE TANRI YOKTUR
Tanri, eger zihin tanrilastirirsa yaratilir. Ya da tanriya ihtiyac duyarsa inanilinir. Özgür irade, kişinin eylemlerini, arzu, niyet ve amaçlarına göre kontrol altında tutabilme ve belirleme gücüdür. Kişinin belli eylem ya da eylemleri gerçekleştirmede sergilediği kararlılık; belli bir durum karşısında, gerçekleştirilecek olan eylemi, herhangi bir dış zorlama ya da zorunluluk olmaksızın, kararlaştırma ve uygulama gücü; eyleme neden olan eylemi başlatabilen yetidir.
-
GERCEKTE TANRI YOKTUR
Ben aramiyorum ki bulayim. O yuzden benim zihnimin boyle bir sorunu yok. Cunku ben tanri kavraminin insanoglu zihninin bir urunu oldugunun bilincinde ve farkindayim. Benim de boyle bir zihin urunune ihtiyacim yok.
-
GERCEKTE TANRI YOKTUR
Tamam iste sadece dusunuyorsun, yani zihninde yaratiyorsun ve yarattigini da inanarak kendine dogrulamaya calisiyorsun. Ya da aklinda yarattigini bir fenomen ile ozdeslestiriyorsun, yani = tanri yapiyorsun.
-
GERCEKTE TANRI YOKTUR
Ben boyle bir sey dusunmuyorum. Tum sinirlari belirleyenin insanoglu oldugunu ve bu konuda alternatifsiz oldugunu soyluyorum.
-
GERCEKTE TANRI YOKTUR
Bilimsel olarak gerekli olan gozlemdir. Gozlem de ancak gozlem veren bir fenomen, madde, nesne, somut v.s. bir algi varsa vardir. Iste bu temelde gozlem veren bir tanri yoktur.
-
PAST CONTINUOUS TENSE (WAS/WERE+Ving)
Once zamanlari kavramak gerekir. Uc ana zaman vardir. Simdiki gecmis ve gelecek. Bir de surekli zaman vardir, yani genis ve gecmiste ve de gelecekte sure iceren. Ingilizce de yardimci fiiller zamani belirten kelimelerdir. am, is are, was, were, has, have, had, being, been Burada to be fiilinin halleri disinda, has ve have ayni zamanda fiilin yerini de alirlar. To be fiili ise fiil olarak kullanilir. Butemelde bilhassa has ve have ve de gecmis hali had; bir cumlerde hem fiil hem de yardimci fiil olarak kullanilir. Turkce'deki zamanlar ne kadar iyi kavranirsa, ingilizce ya da baska bir dildeki zamanlar da o kadar iyi kavranir. Zamani ortaya koyan 4 cesit cumle vardir. Olumlu-duz Olumsuz Soru Olumsuz Soru En guzeli basit bir cumleyi ele alip, onu her sahis her cesit cumle ve her cesit zaman kullaniminda cekimini yapmak. Ben buraya bir fiil bir de yardimci fiil vereyim. Sen de dene. Gitmek-to go ac olmak-to be hungry Tabi burada fiillerin ikili gecmis halini de bilmek gerekiyor. Ayrica bazi zamanlarda alacagi eki ve de zaman olarak kullanimlarini.
-
GÜNAYDIN
@@Admin Yeni avatarin hayirli olsun.
-
Fazil Say 10 Ay Cezaya Carptirildi
Eeee ne diyelim. Iste bu AKP'nin "ileri" diktatorlugu. Kimin ne kadar ve kimlerce ugradigi haksizliginin dile getirilmesi de, kitleye mal olmuslugunun duzeyi.
-
Fazil Say 10 Ay Cezaya Carptirildi
Dedigim karikatur bu;
-
Fazil Say 10 Ay Cezaya Carptirildi
Hak ve ozgurlukler ile, kisilere degerlere yonelik hakareti karistirmamak lazim. Basta hak ve ozgurlukler kisiseldir ve baska bir kisinin hak ve ozgurlugu ile sinirlidir. Mesela bir kisinin inanci onun hak ve ozgurlugudur, ama; bu inancini baskasina empoze etmesi zorlamasi ve baski kurmasi, hak ve ozgurluk ihlalidir. Bunun disinda ifade ve dusunce hak veozgurlugu kisilere yonelmeden, her konu ve kavram hakkinda herkesin dusuncesini dile getirebilmesidir. Yani muslumani degil de muslumanligi dusunce ve ifade olarak elestirebilmek hak ve ozgurluktur. Bir kisiyi namaz kiliyor diye elestiremezsin, ama namaz kilmayi dusunce olarak elestirisel ifade edebilirsin. F.Say olayinda ise durum farklidir. Birincisi F.Say'in soyledigi kendine ait degil; 900 yil onceki yasamis bir sanatkarin eseridir. Yani olani tekrardir. Burada herhangibir sorun olamaz. Ayrica 900 onceki siire geldigimizde, bu zaten tarihe ve kitleye mal olmustur. Siirde de kimse hedef degil; sadece islam dini ile ilgili dusunceler uzerine yazilmistir. Ayrica eger inanirtlar her firsatta boyle dusunurlerse, tum kuranin inanmayanlar ile soyledigi hersey bir hakaret ve hak ve ozgurluk ihlalidir. Bunu en guzel bir karikatur anlatmaktadir. Bir inanir elindeki hac ile ateiste vurmakta iken bir sorun yoktur, ne zaman ateist onun hacini alir ve kirar, inanir baslar inancina satasildigini soylemeye. Iste bu temelde hak ve ozgurlukler karsiliklidir. Nasil bir inanir kendi degerlerine saygi bekliyorsa; ayni saygiyi kendisi de inancsiza gostermelidir. TEK TARAFLI HAK VE OZGURLUK OLMAZ.
-
İsveç'te Çöp Bitti
Geri dönüşüm, güneş enerjisi ve daha birçok sürdürülebilir uygulamada tüm ülkelerin başını çeken İsveç, şaka gibi bir sorunla karşı karşıya. Elektrik ve ısınma ihtiyaçlarının büyük kısmını çöplerden elde eden ülkede çöp bitti. 250.000'in üzerinde evin elektrik ve ısınma ihtiyacını çöplerin yakıt olarak kullanılmasından sağlayan İsveç hükümeti, ülkede üretilen çöpten daha büyük kapasiteli çöp dönüştürme tesisine sahip. Bu durum da İsveç'i komşusu Norveç'ten çöp ithal etmek durumunda bıraktı. İsveç bundan böyle Norveç'ten yılda (başlangıç olarak) 80.000 ton çöp satın alacak. 9,5 milyon nüfuslu ülkede çıkan atıkların yalnızca %4'ü geri dönüşmez durumda. Vatandaşların geri dönüşüm konusunda bu denli duyarlı olması da İsveç'in yakıt olarak kullanabileceği çöpün tükenmesindeki ve komşu ülkelerin çöpünü geri dönüştürür hale gelmesindeki ana etken. Mevcut senaryoda Norveç, İsveç'e fazla çöplerini yok etmesi için para ödüyor. İsveç de üzerine para alarak elde ettiği bu çöpleri geri dönüştürerek vatandaşlarına elektrik ve ısınma sunuyor. Yani elektrik ve ısınmayı bedavaya getirip bir de üzerine para kazanıyorlar. İsveç'in bir sonraki planı ise Norveç'tense Balkan ülkeleri, İtalya, Romanya (belki de biz) gibi geri dönüşüm altyapısı olmayan ülkelerden çöp satın alarak onların kirletilmiş alanlarını azaltmaya çalışmak. Geri dönüşümü marifet olarak görmeyen herkese bu hareketiyle tokat gibi bir cevap veren İsveç'i kutlarız. Deniz Aytekin
-
İki parti Atatürk'ü çıkardı
İki parti Atatürk'ü çıkardı Anayasa Uzlaşma Komisyonu, yeni Anayasa’nın başlangıç bölümünde de uzlaşamadı. AKP ve BDP başlangıç metninde, Atatürk'e yer vermedi. ANKARA - Anayasa Uzlaşma Komisyonu, yeni Anayasa'nın başlangıç bölümünde de anlaşamadı. 4 siyasi parti farklı metinler hazırlarken, AKP ve BDP, Atatürk'e yer vermedi. CHP ve MHP ''Atatürk’ün öncü'' karakterini metinlerine yansıtırken, bugünkü Anayasa'nın başlangıç bölümünde de ''Atatürk milliyetçiliği'' konu ediliyor. Üç parti ''Türk milleti, Türk Ulusu, Türk vatanı'' ifaderine yer verdi. BDP ise ''Türkiye halkı'' demeyi tercih etti. Siyasi partilerin ortak bir metinde anlaşamadıkları Anayasa’nın başlangıç bölümü için önerileri şöyle: AK PARTi: Herkesin insan haysiyetinden kaynaklanan evrensel hak ve hürriyetlere sahip olduğu inancıyla her türlü ayrımcılığı reddeden, kültürel zenginliğimizin kaynağı olan etnik ve dini farlılıklarımıza saygı duyarak müşterek tarihimiz ve değerlerimiz etrafında birlikte yaşama arzusuyla hareket eden biz Türk Milleti; demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne dayanan bu Anayasayı egemen irademizin ifadesi olarak kabul ve ilan ederiz. CHP: Çatalhöyük'ten bu yana toprağı yoğurup, uygarlığı inşa eden, bin yıldır dostlukla yaşayan; Balkanlardan, Kafkaslardan, Orta Asya'dan, Mezopotamya'dan yollara düşen, Anadolu'da buluşan kadim uygarlıkların mirasçısı olan Türkiye Cumhuriyeti Ahalisi; Çanakkale'de, Sakarya'da, Afyon'da, 'İstiklal Destanını' dünyaya haykırmış, mazlum uluslara rehber olmuş; Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde her türlü ayrımcılığı reddederek, farklılıkları ve kültürel çoğulculuğu, ulusal bütünlük anlayışı içinde zenginliklerin kaynağı olarak kabul eden eşitlik anlayışıyla ve 'Türk Ulusu' adıyla; insan onuruna, insan haklarına, hukukun üstünlüğüne, sosyal adalete, katılımcı ve çoğulcu demokrasi anlayışına dayalı laik Cumhuriyetin kurum ve kurallarını düzenleyen; tarihi ve kültürel mirasımızla çevre değerlerimizi koruma ve yaşatma amacı taşıyan bu Anayasayı ortak iradesi ile oluşturmuş; köken, dil, cinsiyet, inanç ayrımı yapmaksızın, bize yadigar olan, 'Türkiye' adıyla andığımız bu güzel ülkeyi yurt edinmiş nesiller olarak; 'Ay yıldızlı' bayrak altında; egemen irademizin ve Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün 'çağdaş uygarlık hedefi' ile 'ebedi barış idealine' bağlılığımızın ifadesi olarak; seçilmiş temsilcilerimizle birlikte, bu Anayasayı kabul ediyor, ilerleyen bilimin ışığında, sürekli değişen dünyanın gereklerine uygun olarak, yurttaşlar arasında dayanışma ve gönüllü birlikteliğe dayalı bir anlayışla; gelecek kuşakların özgürlüğü, huzur, refah ve mutluluğu için; bu Anayasa'ya sahip çıkacakları ve meşruiyetini yitirmiş herkese karşı direnme hakkını kullanacakları inancı ile gelecek kuşaklara emanet ve tevdi ediyoruz. MHP: Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde yapılan Kurtuluş Savaşı ile kurulan Türk Devleti’nin, ezelden beri hür yaşamış Türk Milleti’nin ve Aziz Türk Vatanı'nın ebediyen varlığı, bağımsızlığı, bölünmez bütünlüğü ve egemenliğin kayıtsız şartsız millete aidiyeti ilkeleri üzerinde inşa edilen bu Anayasa; Türk vatandaşlarının insan şeref ve haysiyetine dayalı temel hak ve hürriyetlerini, herkesin hukuk önünde eşitliğini ve hiç kimseye hiçbir sebeple ayrımcılık yapılamayacağını hukuk devleti ve demokratik toplum düzeni gereklerine uygun olarak teyit eder. Bu anayasa özü ve sözü ile birlikte yorumlanır ve uygulanır. Bu anayasa, inşa ettiği kültür ve medeniyet değerleri ile insanlığın evrensel değerlerine katkıda bulunan Türk Milleti’nin gelecek nesillerine, milli birlik ve kardeşlik duygusuyla ve sadakatle bağlı kalmak üzere emanet edilir. BDP: Türkiye halkı olarak bütün bireylerin ve halkların, evrensel insan hak ve özgürlüklerine sahip olduğu inancını taşıyoruz. Irk, dil, din, mezhep, cinsiyet, cinsel yönelim, etnik köken ve benzeri hiçbir ayrım yapmaksızın herkesin eşit olduğunu kabul ediyoruz. Türkiye'de yaşayan tüm farklı kimlikler, kültürler, diller ve inançlar bu anayasanın güvencesi altındadır. Farklılıklarımızı, toplumsal bütünlüğümüzün harcı görüyoruz. Bütün eylemlerinde adaleti gözetmesini ve her durumda insanların hak ve özgürlüklerini güvence altına almasını devletin temel görevi sayıyoruz. Ebedi barış idealini taşıyan bireyler ve topluluklar olarak meşru müdafaa halleri dışında savaşı ve başka halkların özgürlüğüne karşı güç kullanmayı reddediyoruz.İnsan onurunu, hukukun üstünlüğünü, özgürlüğü ve eşitliği esas alan, doğanın dengesini koruyarak doğayla uyumlu bir birlikteliği gözeten ve herkesin mutlu bir şekilde yaşamasını hedefleyen demokratik bir düzen kurmayı hedefliyoruz. Bu anayasayı da bu değerlere bağlılığımızın ve birlikte yaşama irademizin bir beratı olarak kabul ve teyit ediyoruz.
-
AKP'de çözülme başladı! Her yerde istifa dalgası var
Sevgili okurlar; ana gündemimiz “barış!” süreci geçen haftaya da damgasını vurdu ister istemez. Ancak gözlediğim kadarıyla işler başladığı gibi gitmiyor. İktidarın giderek oluşmaya başlayan tepkiler karşısında kara kara düşündüğü gözlerden kaçmıyor. AKP’de çözülme Sahte anketlerle sanki halkın “barış!” süreci başlatan iktidarın arkasında olduğu baskısı yapılmak isteniyor ama gerçeğin bu olmadığı da kesin. Ciddi kamuoyu araştırma şirketleri iktidar partisinin söylenenin tam tersine düşmekte olduğunu gözler önüne seriyor. Örgütten istifalar Medyaya pek yansımıyor ama, AKP’nin pek çok yerdeki teşkilatlarında gözle görünür bir istifa dalgası var. Başbakan’ın “Türk milliyetçiliğini ayaklar altına aldık” sözleri özellikle genç AKP’lilerde şaşkınlık ve öfke yarattı. AKP Gençlik Kolu’ndan kopuşlar hızlanıyor. TC tepkisi İktidarın sadece Kürtlerden söz etmesi, bundan yararlanarak Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine yönelik giderek artan çökertme çabaları da halkın tepkisini çekiyor. Bakanlıklardan ve kamu kuruluşlarından TC rumuzunun çıkarılması da öfkeyi daha artırıyor. 10 milyon TC Bunun en somut örneği sosyal medyada adeta patlama şeklinde gelişti. 10 milyona yakın Facebook ve Twitter kullanıcısı profillerinin önüne TC rumuzu koydu. Bu da “sayısal” çoğunluğa güvenen iktidar ve yandaşları için herhâlde çok ciddi bir tehlikenin işaretidir. Akillere güvensizlik İktidar, aralarına halkın çok sevdiği bazı sanatçıları da katarak oluşturduğu “akil insanlar” heyetine çok güveniyor. Ancak, halkta bu isimlere karşı olan tepki de giderek derinleşiyor. Akil denilenlerin bir süre sonra insan içine çıkamaz hâle gelmeleri şaşırtıcı olmaz. Dikiş tutturamaz Akil denilenlerin güneydoğu illeri dışında dikiş tutturabilmeleri, halkla karşı karşıya gelerek ikna çalışmaları yapmaları çok zor. Bu heyettekiler gittikleri her yerde protestolarla da karşılaşacaklardır. Kimse buna “provokasyon” demesin. Bu bir etki-tepkidir. Düşmanlık yaratmak Bu nedenle akil denilenlerin piyasaya sürülmesi sorunun çözümüne değil tam tersine bugüne kadar hiç yaşanmamış olan düşmanlıkların, kin ve nefretin filizlenmesine yol açacaktır. Medya da iktidar baskısıyla akillerden yana tavır alacaktır, ama nereye kadar? Yol yakınken Akil denilenler arasında birkaç “iyi” unsur da var elbette. Onların da aklını başına alması ve bu oyundan henüz yol yakınken çekilmesi en “akil” tutum olacaktır. Bu anlamsız kurgunun içinde olmalarının kendi şöhretlerine de yararı olmayacaktır. Türk-Kürt kavgası Sevgili okurlar; hafta içinde Dicle Üniversitesi’nde bir dizi olaya tanık olduk. Ne yazık ki medyamız bunu “karşıt görüşlerin” çatışması diye sundu. BDP de taraf olunca çatışmalar kamuoyunun bir bölümünde sanki Türk-Kürt çatışması yaşanıyormuş gibi algılandı. İki taraf da Kürt Oysa “karşıt görüşlü” denilenlerden biri PKK sempatizanları diğeri ise yine ağırlıklı olarak Kürtlerden oluşan Hizbullah adlı aşırı dinci bir örgüt. Dicle’de çatışanlar bunlar. Oysa kamuoyu Hizbullah’ı sanki Türklerden oluşuyormuş gibi anlıyor. Bu büyük yanlış. Temel çelişki PKK Hizbullah çatışması ilk kez gerçekleşmiyor. 90’lı yıllardaki “faili meçhul” cinayetlerin arkasında bu örgüt vardı. PKK laik anlayışı temsil ederken Hizbullah bir “şeriat özlemi” içindedir. Temel çelişki Kürt halkı üzerinde kurulmak istenen egemenliktir. Özerk bölge olursa Şurası bir gerçek ki, eğer söylendiği gibi bir “Kürt özerk bölgesi” kurulur ve bölgesel seçimler yapılırsa burada hâkimiyeti PKK değil, şeriatçı akımlar ele alacaktır. Bölgenin demografik yapısı “kimlik”ten önce “din” ağırlıklıdır çünkü. Bu gerçeği kamuoyu pek bilmiyor. Şeriatçı bir çevre Durumu sadece Kürt özerk bölgesi olarak ele almak da yanıltabilir. Çünkü yeniden oluşturulacak bölgede, Irak, Suriye ve İran’dan da bazı parçaların koparılması öngörülmekte. Bunların temel benzerliği, hepsinin “Sünni” şeriatçı özerk bölgeler olacağıdır. Amerikan politikası İsrail bir süre önce Orta Doğu’da İran’a karşı bir “Sünni hilal” oluşturulmasından söz etmişti. Bu Amerika’nın Büyük Orta Doğu Projesi’nin temel direğidir. Amerika “barış! sürecini” Türkiye’nin hayrına değil kendi çıkarları gereği bu kadar hararetle desteklemektedir. Oyunu görelim Türkiye’de kan akmasını, anaların ağlamasını kimse istemez. Ama iktidarın içeriği boş bir süreç başlatıp kamuoyu üzerinde vicdani baskı kurmasındaki oyunu da herkesin görmesi gerekir. Türkiye bir uçurumun kenarında, bunun artık fark edildiğini hissediyorum. Hepinize iyi haftalar dilerim... CAN ATAKLI / VATAN