Karmaşık bir iş bu, hiç beklenmedik dönüşler, düşüşler, çıkışlar içeriyor. Neden öyle olduğunu anlamadığınız bir çok olayı yaşıyorsunuz, belki de anlamamak için çaba sarf ediyorsunuz kim bilebilir. Sonuçta birlikteliğiniz devam ediyor ve çok mutlu hissediyorsunuz.
Birden üstünüzdeki ilginin bıkkınlığını yaşıyorsunuz. Yaşadığınız bıkkınlık, anlatılmaz bir hal alıyor. Öyle ki baktığınız her yerde o ilgiyi görüyorsunuz.
O gün geliyor: yatağa yaklaşırken onun vücudunun çok kıvrak bir yılan
Dün ayakkabıların hakkından zor bela gelen ben, bugün dağları devirdim desem yeridir.Bayram ruhunu, hamaratlığını, anaçlığını bana mı yolladın Şengül'üm.
Tatlının şurubunu az önce döktüm.Hani sen bir işe başlarken "benim elim değil, fatma anamızın eli" derdin hep.Ben de bugün "benim elim değil anneciğimin eli" deyip başladım her işime.Senin yaptıkların gibi güzel olsunlar istedim.Tatlı güzel görünüyor.Sen en hasta zamanında bile babamı tatlısız bırakmazdın.Üzülme emi, babam tatlı yiyecek.Gerçi
Bugün üçüncü kez Tony Gatlif’in Transylvania isimli filmini izledim. Tuhaf duygularımın filmidir bu film… Güzel anlarımın filmidir. Ve aynı zamanda kötü anlarımın da… İçimin sessizliğe gömüldüğü anların filmidir ve bağıra bağıra ağlamak istediğim anlarımın…
İlk izlediğimde her şey yolundaydı, güzeldi hayat benim için ve bu film o kadar da yakmamıştı canımı… Diğer tüm Tony Gatlif filmlerini izlediğimden, bunu da izleyeyim dediğimden izlemiştim… En az diğer Tony Gatlif filmleri kadar güzeldi
Her zamanki gibi kirmizi isiga yakalanmistim. Gun batmisti. Gokyuzu kipkirmiziydi. Arabanin lambasini yakmadigimi farkettim. Herkesinki yaniyordu. Yandaki arabadakilere baktim, guluyorlardi. Arkadaki yanlizdi benim gibi. Ben herzamanki gibi radyodaki sunumu dinliyordum. Lady gaga cikmisti. Cok severim kendisini sesi cok acikti. Yan koltukta oglusa aldigim universitemizin adi yazili olan kazak vardi. Cok cok guzeldi, kokusu bile geliyordu ya da bana oyle geliyordu...
Butun bunlardan sonra yesil
Ayakkabı odasını düzeltecektim bugün.Oda dediğime bakmayın, ufacık bir yer.Eh o ufacık yere ayakkabı hariç önüne gelen bişeyler koyarsa, bazen kapıyı açtığınızda tepenize bişeyler düşmesi çok mümkün.
Evi toparladıktan sonra kararlıydım o odaya girecektim.Tam evi toparladım geliyorum ayakkabılarrr derken; kızımın şu telefonuma yüklediği sohbet zımbırtısının mesaj uyarısı öttü:
"anne arkadaşlarımın çoğu okula gelmedi gel beni al"
kısa ve net:
"gelemem çok işim var"
olduuu, özel
Kutsallık erişilemeyenin, sorgulanmayanın üzerine giydirilen en önemli kılıflardan biridir.
Bu kılıf, kutsalı daha bir korunaklı yapar;
Çünkü sorgulanmayan şey kutsallık kılıfıyla zihinde yerini git gide sağlamlaştırır.
Sorgulamadıklarımız arttıkça sınırlar da artar ve zihnimiz, duvarı andıran sınırlarla kaplanır.
Zihni sınırlanan kişi özgür düşünceler üretemez.
Özgür düşünemeyen kişi ise bireysel olarak kendini özgür kılamaz;
Çünkü zihinindeki kalıplar ona yön verir.
Bu noktada ku
Askim hasta bir haftadir. Oksurmekten geceleri uyuyamiyor. Vucudu cok sicak ama o usuyor. Yanina gittim, basini bacaklarimin uzerine koydum, cok terlemisti ama hala usuyordu. Ona dokunmami istemedi ellerim cok sogukmus. Yuzu terden yaglanmisti, saclari sakallari birbirine girmis hic bu kadar bakimsiz gormemistim onu. Burnunun uzerindeki yag bezeleri cok belirgindi. Gozunde gozlugu yokken gozleri daha tatli geliyordu. Direk goz temasindan nedense hep kacar, zaten arkasinda oldugumdan goremiyordum
Biraz canim slkkin aslinda, pek mutlu olamiyorum su siralar. Dun kendi kendime oyle oglusun fotograflariyla oynadim. Kafami dagitti birazda olsa, herifin soylenmelerini duymamaya calistim.. Küstüm ona, hemde birdaha hic konusmayacagim onunla...
Dun bir yandan dersimi yapip bir yandan da kapiyi calan cocuklara cips cikolata veriyordum. Oglus Halloween'den sanirim korktu, kapiya gelen bin cesit canavari gorunce kacti. Bende cadi oldum, sari elmamla... Sonra da, bodrumumuza birakilan kostumlerd
Bilindigi gibi onumuz Halloween, bende dun aksam cocugu eve firlattigim gibi alisverise gittim. Gerekli malzemeleri aldim, daha fotograf cekmedim cekince eklerim, ama harika bir sey yaptim... Yaraticiligim sinir tanimiyor. Kendimle gurur duydum aslinda... Tabi bizim adamin, cok guzel ayni seni gordum demesi pek de hos olmasada... Hevesimi kimse bozamadi...
Buda hayatimin aski... Herseyim... Cookk cok cok ama cook seviyorum seni....
Nasıl bir yorgunluktur bu böyle anlamıyorum, bu akşam erkenden nakavt olup uyumuşum.Aslında vücut yorgunluğundan çok beynim yorgun galiba.Zaten unutkanlığımda korkunç boyutlarda:
İki gün önce sabah eşimin kahvaltısını tepsiyle salona getirdim masaya koydum.Bende kahvemi alıp sabah haberlerini izlemek için koltuğa tv'nin karşısına geçtim.Eşim; "didem sen kahveni kaç şekerli içersin? (hala bilmiyor!) Ben çayımı üç şekerli içerim de" dedi.Ben bana bir şeyleri dümdüz söylemek yerine ima ederek
Depreme cok uzuldum. Ozellikle depremden sonra insanlarin insanligini kaybetmis oldugunu gormek daha da uzucuydu... Insanlikti aslinda gocuk altinda kalan. Baska insanlarin olumunden zevk alabilmek cok ..... birsey ( noktalari dolduracak kelime bulamiyorum ) Orada bebekler, cocuklar, kadinlar, yaslilar, herkes vardi... Kusbeyinli o iki spikerde cabasi... Insanlarin boylesine irkciliga itilmesi cok yanlis... Gunlerce depremi yakindan izledim... Ders bile yapamadim. Azra bebegin cikarilmasini goru
Sanirim hayatimin en zor anlari dogumdan sonra evde gecen gunlerimdi. Bunu simdi anladim. Ufak capta depresyonlarimi sevgili esimin destegiyle fazla farketmesemde aslinda icten ice cok bunalmisim... Anneligi uzun sure benimseyemedigimi itiraf etmem lazim...
Oglusa bakiyordum, emziriyordum, ama oynamak istemiyordum, onu sucladigim, pisman oldugum, neden yaptim dedigim anlarim da oldu, ama sonrasinda sanirim icimden bin kere ozur diledim...
Eve kapanmak, soguk, kis, kar, okula ara vermem, ald
O benim...
Butun mutfak dolaplarinda cocuk kilidi oldugu halde sadece birinde yoktu ve biz onu aylardir tamir etmedik...
Iki tane merdiven baslarina koymak icin gate aldigimiz halde 3 aydir takmadik...
Oglus, ben mutfakta yemek yaparken, ve sadece bir dakika ona arkam donukken, dolabin oradaki mutfak robotuyla tirnagina cizik atti... Ama ne cezik, ortalik kan golune dondu... Esim geldi... Iki kisi bir yasindaki kucucuk bir cocugu zapdedemedik... Doktora gittik. Neyse, doktor bizim yumuzdek
Burnumda o lanet olasıca kokun var
ve gitmiyor aklımdan bir türlü yüzün
dünya gözlerimde parlak
ama kalbim kapkaranlık
sözlerim dilimde pişmanlık
düşünceler boğucu, yoğun
ve yeşile boyalı sabahlarım
korkulu yaklaşımlar zamanı
endişe veren ayrıcalık
yaralayan suskunluk damalarımızda akıyor
hatıralar hala yeni
ve yaralarımız hala açık
kaybetmenin verdiği hırsla daha saldırganlaştık.
rüyaların getirdiği ağlayış
ve seslerin yarattığı hüzün
sarıya boyalı gecelerim
yakınlık yakıcı,tehl
Hani kimi aşklar vardır. Başladığınızda çok güzel gelen, daha sonra bittiğinde içinizdeki sevgi de dahil sizi yok ettiğinde, herşeye ürkek bir şüpheyle baktıran türden.
Bitmez göz yaşlarınız, sel olur akar durmaksızın ta ki durgun bir denize dönüşünceye kadar. Alıştım sanırsınız.
Ama en zor bölüm daha yeni başlamıştır. Yaşlar göllenir akamadan buharlaşır, hatıralarınızın sıcaklığında, kar olur yağar ruhunuza tekrardan. Donmuş kalbiniz istemeseniz de durmaz atar yeniden cılızca.
He
Uzun zaman oldu yazmayalı oğlum...
Büyüdün, geliştin sağlıkla...
Kalp atışlarını duydum,
Elini, kolunu, güzel yüzünü gördüm...
Daha bir bağlandım varlığına
Tekmelerin daha güçlü artık...
Dışardan bile belli oluyor
Bazen canımı yakıyorsun ama olsun
Hepsi bana mutluluk veriyor...
Geceleri uyutmuyorsun farkında mısın
Çok hareketlisin, inanamıyorum bu haline
Baban neler yaptı senin için bir bilsen...
Harika bir odan var oğlum
Mavi bir dünya, aydınlık ve temiz...
Güzel uykular
İtiraf etmeliyim ki ben tembel bir insanim. Oldum olasi bu boyledir. Ama yapincada abartirim. Kahvalti hazirlamaya usendigimden oglene kadar ac kaldigim olur, ya da kahvalti hazirlamak zor gelir kahve icerim, karnim doyar... Ama farkettimde bu tembellikler hep bana yonelik. Isin ucunda minigim olunca kaplan kesildigimi farkettim. Ve yine itiraf etmeliyim bizim adamada cookk hergun kahvalti hazirliyorum denmez... Zaten sabalari oglusla bogusurken nasil hazirlayabilirimki...
Tembellik sorun o
Seni ne zaman düşünsem ellerin düşüyor aklıma... Sen çok güzel bir kadındın, aynanın önünde makyaj yaparken seni nasıl hayranlıkla izlerdim. Pırıl pırıl simsiyah saçların, uzun kirpikli güzel gözlerin, biçimli dudakların kadar ellerini de beğenirdim. Uzun biçimli tırnaklarına hemen hemen hep aynı renk ojeyi sürerdin.
Geçenlerde tırnaklarıma o renk sürdüm de, Alp hemen fark edip "Anneannemin renginden sürmüşsün" dedi. O renk asla sende durduğu gibi bende durmadı ki. Zaten ellerimde seninkiler
Yeniden buyumek boyle bir duyguymus. O ne yaparsa hayranlikla, hayretle bakar olduk esim ve ben. Simdilerde bizi taklit ediyor. Duydugu ilginc seslerin benzerini yapmaya calisiyor. Bana duskunlugu cok hosuma gidiyor. Geceleri babasi uyutunca bagirip, beni istiyor. Esim sinir olsada ben burnu havada fransiz Düşeşleri gibi kendimi oglumun yanina birakiyorum
itiraf etmeliyim, yoruluyorum bu aralar. Herseye yetismek cok zor. Aksamlari onu uyuturken ben ondan once ruyalar alemine gidiyorum. Esimle
Yeniden buyumek boyle bir duyguymus. O ne yaparsa hayranlikla, hayretle bakar olduk esimle. Simdilerde bizi taklit ediyor. Duydugu ilginc seslerin benzerini yapmaya calisiyor. Bana duskunlugu cok hosuma gidiyor. Geceleri babasi uyutunca bagirip, beni istiyor. Esim sinir olsada ben burnu havada fransiz Düşeşleri gibi kendimi oglumun yanina birakiyorum
itiraf etmeliyim, yoruluyorum bu aralar. Herseye yetismek cok zor. Aksamlari onu uyuturken ben ondan once ruyalar alemine gidiyorum. Esimle askim
Dun ilkkez Oglumu krese biraktigim gibi okul oncesi spora gittim. Normalde aksamlari giderdim. Cok kalabalikti. Hic okadar kalabalik olduguna sahit olmamistim. Guzel guzel sporumu yapiyordum. Spor yaparkende aletteki televizyona bakiyordum. Tanzanie'yle ilgili bir belgesel vardi. 6 cocuklu bir kadin, cocuklarindan ikisi acliktan olmus. Babalari birakip kacmis. Kadin cocuklarini doyurmak icin nasil cirpiniyordu. Sonra kendimi dusundum, biz ne yapiyoruz, yemekleri, marketten alip beyenmediklerimiz
1) Oglum bugun babasiyla tam tamina 4 saat yanliz kaldi ve ben aksam 10'a kadar kutuphanede ders calistim... Cok mutluydum...
2) Uzerimden giden 13 kilodan sonra deli gibi alisveris yaptim. Yeni botlar, elbiseler aldim... Cokk mutlu oldum... Esime cok calis bana cok elbise al dedim Alnima kondurdugu tatli bir opucuk beni cok mutlu etti.
3) Oglum buyuyor, yaramaz oluyor, canavar oldu aslina. Beni surekli isiriyor. Fare diyorum bu aralar ona. Esimle zaman cok eylenceli geciyor artik. Evde
UNUTMA!yüreğinde bir ismin imzası var
ve sen onu silemezsin
söküp atamazsın ne kad...ar uğraşsan da
seninle beraber büyür ıcındekı sızı
ilk önce onu hissedersin
başkasına dokundugunda. ..
unutma!
bir kere sevdin mi
uzun uzun yanarsın
sitemler.. öfkeler birikirken ıcınde
sen azalırsın.
dilinde küfür elinde kadeh eksik olmaz
günler böyle geçer. alışırsın...
unutma!
sabahlar artık gecikir.
ister sağa dön ister sola
gözüne uyku değil gidenin hayali gelir...
kendini şi
Küfrüm Edebimi Aştı Bu Gece
Sen benim gözümde bir hiçsin artık,
Nefretim aşkımı aştı bu gece
Bugün ki sözlerin söz müydü artik
Son sözün sabrimi asti bu gece
Kolayca bitsin bu diyemedin de
Salladin savurdun basiretsizce
Hiç mi ders almadin onca gezdik de
Yagmurun rahmeti asti bu gece
Yürümeyen neydi, iliskimiz mi?
Günüm bombos deyisimiz mi?
Sensiz yasayamam çeliskimiz mi?
Yalanin dogrunu asti bu gece
Evlenmek hayali kapimda idi
Giris kat evimin boyasi yeni