Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Mevlana 'dan Sözler


kaan_bebeto

Önerilen İletiler

Çok anlamsız bir söz. Dikenin güle hiç bir zararı yok, faydası vardır. Bülbülün dikenine rağmen gül aşkından vaz geçmemesi dese anlardım. Bir anlamı olur ve güzel bir söz olurdu. Kedi tırnakları olduğu için sabredip haline razı oluyor demek ne kadar saçmaysa, gül dikenlerine razı demek de aynı derecede saçma. Gül dile gelse dikenleri olduğu için çok memnun olurdu.

 

Bunlar mistik anlamsız sözler. Bilimle, gerçekle bir alakası olmayan uydurmalar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çok anlamsız bir söz. Dikenin güle hiç bir zararı yok, faydası vardır. Bülbülün dikenine rağmen gül aşkından vaz geçmemesi dese anlardım. Bir anlamı olur ve güzel bir söz olurdu. Kedi tırnakları olduğu için sabredip haline razı oluyor demek ne kadar saçmaysa, gül dikenlerine razı demek de aynı derecede saçma. Gül dile gelse dikenleri olduğu için çok memnun olurdu.

 

Bunlar mistik anlamsız sözler. Bilimle, gerçekle bir alakası olmayan uydurmalar.

Cevizi kırıp özüne inemeyen, cevizin hepsini Kabuk zanneder 'İmam Gazali' Bilmem anlatabildim mi...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben hiç cevizin içi de kabuğu gibidir zanneden kimse görmedim. Yok öyle biri... Tık, bir darbeyle anlaşılan ve herkesin bildiği bir şeyi derin bir sır ile benzeştirmek de yanlış olmuş. Gazali de iyi laf söyleyememiş...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Can kendisi devaya, ilaca muhtaç. Nasıl başkaya çare olacak? Celalettin yine boş boş konuşmuş...

 

Ne olursan ol yine gel sözünü gerçekten söylemişse, bu tabii iyi bir söz. Buna diyecek lafım olamaz. Eğer gerçekten Celalettin söylediyse tabii. Bazı aksi duyumlarım oldu. Ona atanmış, demediği bir söz diyorlar. Ama demiş olabileceği bir söz. Ben buna bakarım. Demeyeceği, demesi olasılığı olmayan bir söz değil. 

 

Yani, bir dergah kurduğuna göre çekebildiği kadar insanı dergahına çekmesi lazım. Normal öyle demesi yani... Şimdiki tekkeciler de ayyaşını, depresyondakini, intiharın eşiğinde olanını, ne varsa çekmeye çalışıyorlar. Doğal yani, bunda bir keramet yok. Onlar daha iyi kul köle olurlar. Aklı başında olanın dergahta tekkede ne işi var zaten?

 

Bir de kim deli kim veli belli olmaz diye bir safsata atmışlar ortaya, sömür de sömür milleti...

 

Dinin imbiklenmiş, saflaştırılmış ve uyuşturucu etkisi güçlendirilmiş halidir tasavvuf. Din afyonsa, tasavvuf eroindir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Her ne olursan ol, bizim dergahımıza(tekkemize) gel" diyen, Mevlana da olsa, bir başka birisi de olsa, sonuçta kendi inanç ve ideolojisini benimsetmek için çağrıyorsa, bu yine kabullenilecek bir davet değildir.

 

Farkların farkındalığını bilen, kabul eden bir duruşun daveti kabul edilirdir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"O’nu buldun mu
başkasını beklemezsin gayri,

Ortada görünüp duran da O’dur.
Gizli olan da O..."

Mevlana

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Olmayan şey nasıl bulunur? original.gif 

 

Demek hayal aleminde halisünasyon görün diyor. Gerçek dünyadan kopun, uyuştukça uyuşun, mistikleştikçe miskinleşin, hiç bir şey görmeyin, sadece hayalden başka diyor.

 

Daral gelir bana daral... Hayatta mistiklere bir saniye tahammül edemem. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gizli olan, nasıl ortada duran olur? Mantık mı şimdi bu?

Buradaki "gizli" buldugun her ne ise onun, sence henuz bilinmeyen yonleri ile ilgili olabilir. Yani bir seyin goruntusunu elde etmek, onun ne dusunup nasil bir zihniyete sahip oldugunu da elde etmis olmak anlamina gelmez.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Asıl konu, olmayan bir şeyin ve ona bağlı bir çok şeylerin hayal aleminde halisünasyon görerek var edilmesi. 

 

Din tümüyle, tasavvuf ise aşırı biçimde halisünasyona, rüyalara, hayal alemlerine, uydurmalara dayalı. Gerçeklik yitimi, kişilik yitimi, paranoya riskini şiddetli biçimde getirirler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Ağzımı kapatıp seninle sessizliğin yüz farklı şekliyle konuştum" Mevlana

 

 

Halisünasyonlarım, rüyalarım, hayallerim ve uydurmalarım wub.png

 

km1p.jpg

 

8m36.jpg

 

h963.jpg

 

zky8.jpg

 

Evreni kaplayan bir örümcek ağı ...

Ağın bir köşesinde yapacağınız titreşim tüm ağı titreştirecektir. Aslında etkinin nereden geldigi görülmese de bir sebebi oldugu aşikardir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"O’nu buldun mu başkasını beklemezsin gayri, Ortada görünüp duran da O’dur. Gizli olan da O..." Mevlana

Buradaki "gizli" buldugun her ne ise onun, sence henuz bilinmeyen yonleri ile ilgili olabilir. Yani bir seyin goruntusunu elde etmek, onun ne dusunup nasil bir zihniyete sahip oldugunu da elde etmis olmak anlamina gelmez.

Yukardaki Mevlana'ya ait deyişin anlamı mealen şöyle. Ben mi yanlış anlıyorum yoksa?

 

"Onu buldun mu başkasını beklemezsin gayri."

 

Onu bulunca başka şey bekleme. O sana yeter. Bu bilimsel değil. Zira bulunan her şey yeni sorulara,yeni bulgulara yol açar.

 

"Ortada görünüp duran da O’dur. Gizli olan da O..."

 

O bulduğun şey hem ortada durur hem de gizlidir. Bu da bilimsel değil. Bulunan şey neden gizli olsun. Bulunmuş ve gözlemleniyor.

 

Democrossian arkadaşımızın dediği gibi, bu deyişe mistik anlaşılmaz hava verilmiş göya.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yukardaki Mevlana'ya ait deyişin anlamı mealen şöyle. Ben mi yanlış anlıyorum yoksa?

 

"Onu buldun mu başkasını beklemezsin gayri."

 

Onu bulunca başka şey bekleme. O sana yeter. Bu bilimsel değil. Zira bulunan her şey yeni sorulara,yeni bulgulara yol açar.

Evet bir seyi kesinlestirmek bilimsel degildir. Bilgi de gozlem de algi da kavram da sonlandirilamaz. Sonlandirilirsa AKLIN DOGMASAL INANCI olur.

 

"Ortada görünüp duran da O’dur. Gizli olan da O..."

 

O bulduğun şey hem ortada durur hem de gizlidir. Bu da bilimsel değil. Bulunan şey neden gizli olsun. Bulunmuş ve gözlemleniyor.

Burada benim dedigim insanoglu acisindandi. Mesela sen bir kisiyi ancak onun dusunce ve davranisindan gozlemlersin. Bu da sanas o kisinin tum dusunce ve davranisini sundugu asnlamina gelmez. Iste bu ikici kisim, henuz gozleme gelmeyen kisimdir. Mantiksalolabilirlik olasiligi olarak ta yeni bir kavram ve konuda gozleme dusunce ve davranis olarak gelebilir. Yani ben burada tasavvufun, varolus temelli inanci ile degerlendirmedim.

 

Democrossian arkadaşımızın dediği gibi, bu deyişe mistik anlaşılmaz hava verilmiş göya.

Tum insanoglunun fenomene numenal yeti yuklemesi ve ona kendini teslim etmesi ya da kendini onun bir parcasi olarak gormesi, zaten birey bilinci onundeki en buyuk engeldir.

 

Iste tasavvuf ve varolustaki "varolus bir gizemdir, bir sirdir" cunlesi buna yonelik. Mevlana ise burada tanrisindan yani Allah'tan bahsediyor.

 

Zaten ERISILMEZLIGIN BIR TEMELI DE SADCE AKLIN ALMAMASI DEGIL; AKILDA YARATILAN GIZEM VE SIIRIN SONA ERMEMESI VE KALICI OLMASIDIR.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

boş insandan hikaye akılı inşadan hayatı öğrenirsin

 

ne olursa ol GELME beni germe ben MEVLANA değilim ya pisikriyatiye git yada olduğun gibi görün

 

HAYALLERİ OLAMAYAN İNSANLAR HAYALLERİ OLAN İNSANLAR İÇİN YAŞAR

 

HAYATINDA BİRŞEY YOLUNDA GİTMİYORSA AĞAÇ DEĞİLSİN YERİNİ DEĞİŞE BİLİRSİN

 

AKIL VEREN DEĞİL PAR VEREN LAZIM ABİİİİ

 

ÜLKEMİ SEVİYORUM HER YÖRESİNİ HER İNSANI

 

İLAHİ ADALETE ZAMAN AŞIMI YOKTUR

 

MUTLAK HESAP GÜNÜ BULUŞACAĞIZ

 

KİM KİMİ BULDU SEN BENİ BULDUN BENDE OLMAZ DEMEDİMKİ...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet bir seyi kesinlestirmek bilimsel degildir. Bilgi de gozlem de algi da kavram da sonlandirilamaz. Sonlandirilirsa AKLIN DOGMASAL INANCI olur.

 

 

Burada benim dedigim insanoglu acisindandi. Mesela sen bir kisiyi ancak onun dusunce ve davranisindan gozlemlersin. Bu da sanas o kisinin tum dusunce ve davranisini sundugu asnlamina gelmez. Iste bu ikici kisim, henuz gozleme gelmeyen kisimdir. Mantiksalolabilirlik olasiligi olarak ta yeni bir kavram ve konuda gozleme dusunce ve davranis olarak gelebilir. Yani ben burada tasavvufun, varolus temelli inanci ile degerlendirmedim.

 

 

Tum insanoglunun fenomene numenal yeti yuklemesi ve ona kendini teslim etmesi ya da kendini onun bir parcasi olarak gormesi, zaten birey bilinci onundeki en buyuk engeldir.

 

Iste tasavvuf ve varolustaki "varolus bir gizemdir, bir sirdir" cunlesi buna yonelik. Mevlana ise burada tanrisindan yani Allah'tan bahsediyor.

 

Zaten ERISILMEZLIGIN BIR TEMELI DE SADCE AKLIN ALMAMASI DEGIL; AKILDA YARATILAN GIZEM VE SIIRIN SONA ERMEMESI VE KALICI OLMASIDIR.

Buradaki "gizem/sir" algisinin herhangibir algi olmamasi cok onemli.

 

Yani inananca adi konmusun "gizemi/sirri" Mesela mevlana icin "Allah'inin" Varoluscu icin de "varolusun"

 

Mevlananin inandigi soyutun gizem/sirri; Varolus ise somutun gizem sirri.

 

Iste mistisizm algisida burdan geliyor. Mesela evren=tanri yapan panteizm de gizem/sir yok. Ya da madde=tanri yapan hyloteizm de.

 

Bu da deizmin, deity sinin; ozdeslestirdigi tanrisinin hem fenomenal hem de numenal oldugunu gosteriyor.

 

Iste deizm o yuzden, ortaya atilmis ve tum toplumu tamamen tek yonde yonlendiren dini uygulama ve degerlere karsi oluyor.

 

Aslinda deizm deki din, KENDINI YA BIR SOYUT YA BIR SOMUT ILE OZDESLESTIREN AKLIN O OZDESLESTIRDIGI ILE KENDI KURDUGU BAG/ILISKI.

 

Buna neden din denilmedigi ayri bir tartisma konusu. Yalniz MURITLERI VE CEMAATLERI TARIKATLARI var.

 

Sadece kendi ile inandigi tanrisi arasinda MESELA KURAN GIBI BIR ARACI YOK. Yalniz inanilana nasil erisilebilecegine ya da sukredilecegine dair uygulamalar var, mesela Mevlana'daki donme gibi.

 

Burada da amac; KISININ INANDIGI TANRISI ILE OZDESLESMESI VE KENDI BENLIGINI YOK ETMESI. Bir cesit Osho ya da yoga.

 

Halk deyimiyle "dunyadan elini etegini cekmek/transa gecmek" v.s.

 

Ustelik burada dindeki gibi yasam sonrasi da yok. Yani inanilan tanrisi ile bulkusma YASAMDA.

 

Tabiki her bir inananin inanc temelinde inandigi Allahina ne anlam ve icerik verdigi ya da onun ile nasil KENDI BENLIGINI YOK EDEREK BULUISTUGU konusu da bunu ortaya atan ve m uritler ya da tarih bunyesinde ayni temeldeki farklilasan yeni muritkler olarak degisime ugruyor.

 

Mesela "vahdet-i vucut/kamile ermek" iste genelde bu KISININ BEDENININ TAMAMEN YOK EDEREK INANDIKGI TANRISI ILE BUTUNLESMESI.

 

Varolusculuktada ayni mantik gecerli. Sen yoksun, sen sadece varolusun bir parcasisin. Ustelik burda tasavvuftaki gibi, kendi benligini kaybetmek icin bir uygulama yok. Inanmak yeter.

 

Tum bunlar birey bilinci ile taban tabana zit. Kisaca teolojinin hr bir farkli gorusunun ortak noktasi; NE INSANOGLU OLARAK NE DE BIREY OLARAK BIR VARLIGA SAHIP OLMAMAK. 

 

Iste materyalizmdeki insanoglunu madde ile ozdeslestirmek te ayni sey.

 

Kisaca insanoglunun kendi disindaki bir varliga kendini inandirarak teslim etmesi hangi izm temeline dayanirsa dayansin, AYNI AKLIN AYNI URUNU. Sadece uygulamasi erisimi v.s. degisik.

 

Iste nihilizm ile birlikte tum bunlar sekteye ugrarken, VAROLUSCULUGUN BURDAN CIKMASI KACINILMAZDI.

 

Ayni evrim yuzunden tanrinin akilli tasarimciya transferi gibi.

 

Kisaca insanoglu kendi tursel ve birsel varligini baska seylerle ozdesletirdikce ve kendini onma FIZIKSEL YA DA ZIHINSEL KADERCI kildikca; dogal/fenomenal zihniyet kacinilmaz oluyor.

 

Bu bir boyunduruk tutsakligi.

 

Buradaki boyunduruk OLMAYAN KENDILIK BILISSELLIGI tutsaklik ta KENDINI BIR INSANOGLU DISI GUCE AKIL INANCINI DOGRULAYARAK TESLIM ETMEK.

 

Burada unutulmamasi gereken ise; TUTSAKLIKTAN KURTULMANIN BOYUNDURUKTAN KURTUNULDUGU ANLAMINA GELMEDIGIDIR.  Mesela ateist agnostik ya da ignostik v.s. olarak kendini bir insanoglu disi guce akil inancini dogrulayarak tgeslim etmeye bilirsin. Yalniz bu sadece BOYUNDURUGUN FARKINA VARMAMAK VE SAHTE KURTULUS DEMEKTIR.

 

Cunku boyunduruk, ancak kisi eliyle boyundan cikarilir. Bu da KENDILIK BILISSELLIGININ ONCE BIRSEL SONRA  TURSEL BILISSELLIGI DEMEKTIR.

 

Iste o zaman OLMAYAN BOYUNDURUGUN TUTSAKLIGI DA OLMAZ. Ama tutsakliktan kurtulmak sadece BOYUNDURUGUN BILINCINDE VE FARKINDA OLMAMAK DEMEKTIR.

 

Mesela gevsedirsin, bogazini s1kmaz.

 

Bunu ben boyunduruk tutsakligi-Algilama basliginda acikladim.

 

http://www.turkish-media.com/forum/topic/291570-siginak-psikolojisi/

 

Basliktaki ikinci mesaj. Ilkini okuman da zarar vermez. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Iste materyalizmdeki insanoglunu madde ile ozdeslestirmek te ayni sey.

 

Kisaca insanoglunun kendi disindaki bir varliga kendini inandirarak teslim etmesi hangi izm temeline dayanirsa dayansin, AYNI AKLIN AYNI URUNU. Sadece uygulamasi erisimi v.s. degisik.

 

Bu bir boyunduruk tutsakligi.

Diğerleri tamam da, materyalizmdeki madde ile insanoğlunu özdeşleştirme anlaşılmadı. Elbette madde ile özdeştir, maddedir insan. Farklı olan tarafı, düşünme, sorgulama yetisinin olması. Hangi maddenin bir birinden farkı yok ki?

 

Ayrıca materyalist bir insanın maddeye tutsak oluşuna bir örnek verebilir misin?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ne olursa ol GELME beni germe ben MEVLANA değilim ya pisikriyatiye git yada olduğun gibi görün

 

biggrin.pngBu iyi olmuş!

 

Celaleddin'in bu "ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol" sözünü ele alalım. Kısmen doğru. Ama ıskaladığı konular yok değil. Olduğun gibi görün kısmına hiç itirazım olamaz. Ama göründüğü gibi olmak iyi değil. İnsan vardır canavar gibi görünür ama altın bir kalp taşıyabilir. Madem canavar gibi görünüyorum, o halde canavarlık yapayım dememeli. Şrek filmi bu konuyu işliyor öyle değil mi? 

 

"Duygu ve düşünce dünyan ne ise, dünyadaki eylemlerin de aynısı olsun" deseydi çok daha iyi olurdu. Göründüğün derken kendini tanıttığın biçimi kastediyor elbet ama yanlış anlaşılabilir.

 

"Kendini toplumsal aynaya olduğun gibi yansıt" da diyebilirdi. Göründüğün gibi olmak zorlamadır. Bunu kabul edemem. Varlıklı bir aileden geliyorsun, ailen parayla sana en iyi eğitimi aldırmış, ama kartvizitin bostanda yetişiyor! Kendini kibar ve görgülü mü göstereceksin olduğun gibi, yani iyi eğitimli görüneyim diye?

 

Seçenek sunması iyi olmamış. Bu konuda seçenek yok. Tek seçenek var olduğun gibi görünmek.

 

Eveeet, bu konu böyle. 

 

Sevgili Radya, alıntıladığın fotoğraflar üzerinde biraz daha durmak isterim. 

 

Milyarlarca yıllık evrimin ürünleri hakkında yorum yapmayacağım. Adı üstünde, milyarlarca yıllık eşsiz benzersiz bir evrim serüveninin hayranlık uyandıran harikaları... Ben bunların altında bunu görüyorum. O canlıların hepsini öz be öz soyumuz bir kardeşlerim olarak görüyorum. 

 

O desenlere ise fraktal deniliyor ve Kaos bilimcileri bunlarla fena halde ilgileniyorlar. Matematiğin zirvesi bu şekiller ve formülize etmek için kafayı yiyecek gibi olanlar oldu. Tabii bu desenleri yapmak kolay da, bu desenlerin kendiliğinden ortaya çıkması konusunda... Süper bilgisayarlar fraktal desenlerin bir planlama olmaksızın karmaşadan çıkabildiğini kanıtladı. 

 

Sorun, karmaşa halinde iken çıkacak deseni öngörmek. Henüz bilgisayarlar yokken Henry Poincare saatlerce köprünün üstünde durur, suya bakardı. Girdapların öngörülebilirliğine bakıyordu. Herkes onun kafayı yediğini sandı. Ama o modern determinizmin temellerini atıyordu. Çünkü determinizmin üç ilkesinden biri belirlenimciliktir. Örüntüyü öngöremiyorsan üç ayaktan biri olmayınca determinizm çöker. Tam değil ama olanaklar kadar tatmin edici bir belirlenim olması gerekir. 

 

Poincare'ın bilgisayar olmaksızın formülize ettiği karmaşık denklemlerin ve fraktal çizimlerinin modern determinizmin temeli olduğu sonradan anlaşıldı. Laplace klasik determinizmden modern determinizme geçişin kapısını aralamıştı. O kapıdan ilk giren Poincare idi. 

 

Süper bilgisayarlar halen karmaşadan çıkacak fraktal deseni tam olarak öngörecek kadar süper değil. Daima beklenenden farklı bir desen ortaya çıkıyor. Nano bilgisayarlar ve nano evrenin keşfi gerekiyor.

 

Eğer illa İslam dünyasından bir bilge gösterilecekse Farabi derim. Farabi'nin yolunun yolcusu olmak bana onur verir. İbni Sina da bu yolun yolcusudur. Bu adamlara saygım sonsuz. Bu adamların aydınlığını Gazali karanlığı boğmasaydı, millet Gazali'nin masallarını değil Farabi'nin gerçeklerini dinleseydi islam dünyası bugün bu halde olmazdı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

ne olursa ol GELME beni germe ben MEVLANA değilim ya pisikriyatiye git yada olduğun gibi görün

 

 

 

 :)

 

Ek bilgi diye yazmak istedim. "Ne olursan ol gel" sözü Mevlana'ya ait değil. Orta Asyalı  sufi Ebu Said Ebu'l Hayr'ın. Mevlananın hiç bir eserinde bu söz geçmez. En azından ben, Mesnevisini ve fih-i ma fih'i okudum.Böyle bir söze rastlamadım. Ama uzun bir süre, belki diğer eserlerinde geçmiş olduğunu düşünerek, bu sözün Mevlana tarafından söylendiğine açıkçası ben de inandım..Tasavvuf edebiyatında uzman Prof. Dr. İskender Pala ile Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç ,bu sözün Mevlana'nın hiç bir kitabında yer almadığını belirttiler.Ayrıca tarihçi İlber Ortaylı hoca ile Murat Bardakçı da bu sözün Ebu Said  Ebu'l Hayr'ın bir şiirinde  yer aldığını  açıkladılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Diğerleri tamam da, materyalizmdeki madde ile insanoğlunu özdeşleştirme anlaşılmadı. Elbette madde ile özdeştir, maddedir insan. Farklı olan tarafı, düşünme, sorgulama yetisinin olması. Hangi maddenin bir birinden farkı yok ki?

 

Ayrıca materyalist bir insanın maddeye tutsak oluşuna bir örnek verebilir misin?

Neden bir dusunce ya da davranis kendi niteligini tek nitelik olarak diger insanoglunu nicelik yerine koyar ve ona kendi niteligini aklinin inandigi ve kendine dogruladigi bir gerceklestirme olarak bu ideolojiyi guc ve otoriteye dayanarak tum topluma dayatir?

 

Insanoglu eskiden alinip satilmiyor muydu? Bugun bile en ufak bir cikar ugruna ya da bir etik deger ugruna yasami elinden alinmiyor mu?

 

Sen bana tek bir ideolojik inanc gosterebilirmisin ki, kendi niteligini baskasina dayatacagina onun da bir niteligi oldugunu algilasin.

 

Ayrica insanoglunun kendini madde ile ozdeslestirmesi, hem insanoglu varligini hem de birey varliginin farkindaligini onleyen bir algi.

 

O yuzden de insanoglunu ustelik kendisi de bir uyesi oldugu halde,, gozlem algi ve kavramsal bilgi temelindeki altgernatifsizliginin algilayamiyor.

 

O yuzden insanoglunu kendi disinda baska bir deger ile ozdeslestirmek, onun numenal yeti ve her turlu niteligini es gecmek sadece bir guc ve otorite temelinde o gucun kendi ideolojik inancsal niteligine mahkum etmek ve zorlamaktir.

 

Kisaca insaboglunun her turlu teslimiyeti fiziki ya da zihni dogal/fenomenal zihniyetin bir urunudur.

 

Materyalizmin zihniyeti de fenomenal bir zihniyettir. O yuzden insanoglunu bir madde mal mulk olarak algilar ve bir ideoloji pesinde suruklemeye calisir. Cunku nicelik olarak yani sayi yigin kitle olarak degerlendirir. En ufak bir cikar ugruna da ya da etik deger ugruna da harc ar.

 

Kisaca dogal/fenomenal zihniyette insanoglu algisi da degeri de yoktur. cikar ugruna harcanan bir metadan mulkten farksizdir.

 

"Adalet mulkun temelidir" cumlesindeki mulk nedir? Adalet kime lazim insanogluna degil mi?

 

Oyuzden insanoglu madde de mal da mulk de kul da kole de hayvan da degildir. Insanoglu insanogludur ve zihinsel degisim devrim ile insanlasacaktir.

 

Ayrica insanoglu bir fenomendir ve gozlem verir. Bu gozlem isnsanoglunu ayrilmaz bir uclu yapar. Fenomenonumeno kavramsal ve biyososyo psiko fenomen.

 

Churchill ne demis "Bir damla petrol, bir damla insan kanindan daha degerlidir" demis. Neden acaba?

 

Ayrica fenomen=madde bilimsel degildir. Bu fenomeni her yonuyle noktalamak ve sinirlamak demektir. Madde bir fenomendir, ama fenomen sadece bir madde degildir.

 

Bu daha once de konustugumuz gibi, metafizik varliksal ontolojik bir tabanin indirgemeci ve determinist kendini inandirdigi ve kendine dogruladigi bir ideolojisidir.

 

Digerleri de idealizm ve pozitivizimdir.

 

Bilimin temeli ise epistemolojiktir, yani varliga degil; bilgiye dayanir.

 

Var, ol ve inan kokenlerinden yola cikan beyinlerde, ne insanoglu varligi farkindaligi ne de birey bilinci yoktur. O yuzden insanoglunu ozdeslestirecek teslim edecek illa baska bir fenomen ya da guc arar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sen bana tek bir ideolojik inanc gosterebilirmisin ki, kendi niteligini baskasina dayatacagina onun da bir niteligi oldugunu algilasin.

 

Bu ve bu iletideki diğer konulara "Mevlana'dan sözler" başlığını daha fazla meşgul etmemek adına, "Evrensel-İnsana sorular" başlığında cevap verdim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Beynim yandı yemin ederim...huh.png

 

Emek verip uzun uzun yazmışsınız hepinize teşekkürler..smile.png

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Beynim yandı yemin ederim...huh.png

 

Normal... Kaos bilimcisi Feingebaum kuramlarını geliştirirken öyle dalgındı ki, polis tarafından şüpheli olarak görüldü. Ardından ABD hükümeti boş işlerle uğraştığı gerekçesiyle bilimci olmaktan doğan bazı haklarını iptal etti. 

 

Fraktal girdapları öngörmek için birtakım sıvıları cam depolara doldurup karıştıran ve bilgisayarla analiz eden bilimciler sonu olmayacak bir uğraşa girmek ve ödenekleri boşa harcamakla itham edildiler.

 

Fakat sonuçta "Pekin'de kanat çırpan bir kelebeğin, Florida'da kopan fırtınada katkısı vardır" sözünü insanlık tarihine kaydettiler. Bu söz artık insanlık belleğinden hiç çıkmayacaktır ve tarihin ünlü sözleri arasında yerini almıştır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.