-
İçerik Sayısı
2.202 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
9
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
yam_yam tarafından postalanan herşey
-
Güneş sisteminin dokuzuncu gezegeni ....
yam_yam şurada cevap verdi: Yayamaz Kayımca başlık Bilim Dünyası
Hadi ama, görmemiş olamazsın sevgili Yarasa.. Hiç Superman filmi de mi izlemedin? Örneğin Kripton gezegeni kristal bir gezegendi. -
Güneş sisteminin dokuzuncu gezegeni ....
yam_yam şurada cevap verdi: Yayamaz Kayımca başlık Bilim Dünyası
"Kütle" ile "Hacim" i karıştırmayın.. Elbette kütleye göre yorum yapacağım; adı üzerinde "Kütleçekimi".. Bir maddenin kütlesi ne kadar büyük ise, çekim gücü de o denli büyüktür. Bir karadelik hacmen Güneş'ten küçük olsa da, kütle açısından çok çok daha büyüktür. O yüzden de çekim gücü Güneş'ten çok daha fazladır. -
Güneş sisteminin dokuzuncu gezegeni ....
yam_yam şurada cevap verdi: Yayamaz Kayımca başlık Bilim Dünyası
El insaf... Hem gezegenin şu an için amatör gözlemciler tarafından görülemeyecek kadar uzakta olduğunu söyleyeceksiniz, hem de bırakın Dünya'yı, Güneş'in kendi kütlesinden yaklaşık 300.000 kez küçük olan bu gezegenden, bu uzaklıktan etkilendiğini iddia edeceksiniz. Sanırım sizin de garajınızda bir ejderha var... -
Güneş sisteminin dokuzuncu gezegeni ....
yam_yam şurada cevap verdi: Yayamaz Kayımca başlık Bilim Dünyası
Ufolar ve uzaylılar konusunda da dayanağınız buydu değil mi? Yani yetkililer insanlardan gizliyorlar... Peki gökyüzü gözlemi yapmak yalnızca "yetkililer" in tekelinde mi sayın lena? Önceki iletilerinizden teleskop sahibi olduğunuzu ve gözlem yaptığınızı söylediğinizi hatırlıyorum. Öyleyse gökyüzündeki pek çok keşfin, amatör gözlemciler tarafından yapıldığını da biliyor olmanız gerekir. Gökyüzüne çevrilmiş irili ufaklı binlerce teleskop ve gökyüzünü tarayan binlerce amatör gözlemci varken, kim kimden neyi saklayacak? Böyle bir şey mümkün olabilir mi? Hele ki Dünya büyüklüğünce bir gezegenden bahsediyorsanız... Kendinizi komplo teorilerine fazlaca kaptırmışsınız.. -
Güneş sisteminin dokuzuncu gezegeni ....
yam_yam şurada cevap verdi: Yayamaz Kayımca başlık Bilim Dünyası
Umarım 2012 yılının sonlarına doğru her ikimizde buralarda oluruz sevgili lena... Açıkçası Marduk'un gelmediğini görünce ne tepki vereceğini çok merak ediyorum. Şöyle bir hesap yapalım istersen: PlUton'un yörünge uzaklığı 29 ile 49 AB (1 AB=150 milyon km) arasında değişiyor. Pluton'un yörüngesindeki Güneş'e en uzak konumu 7,35 milyar km. Bu Marduk denen gezegenin yörünge hızını, Dünya'nın yörünge hızı ile aynı olduğunu kabul edersek, saatte 100.000 km hızla Güneş Sistemi'nin içine doğru yol aldığını söyleyebiliriz. Marduk şu an Pluton'un Güneş'e en uzak konumu olan 7,35 milyar km. ötede olsa dahi, bu hızla 8 yıldan önce buraya gelemez. Eğer Marduk daha yakın bir konumda olsaydı, şimdiye kadar çoktan gözlenmiş olacaktı. Kaldı ki ilk defa 2003 yılında gözlenen Sedna, hem çok daha küçük, hem de yörünge uzaklığı Pluton'un yaklaşık 3 katı kadar.. Sözün özü; Marduk'u bekleyenler daha çok bekleyecekler.... -
Güneş sisteminin dokuzuncu gezegeni ....
yam_yam şurada cevap verdi: Yayamaz Kayımca başlık Bilim Dünyası
Uluslararası Astronomi Birliği (IAU) 2006 yılında yapılan kongrede "gezegen"in yeni tanımını yaptı. Buna göre bir gökcisminin gezegen olabilmesi için ; 1- Kendisi de bir yıldız ya da bir gezegenin uydusu olmamak koşuluyla bir yıldızın çevresinde dolanıyor olacak, 2- Kütlesi, onun yuvarlak bir biçim alması için yeterli olacak, 3- Yörüngesi civarını "temizlemiş" olacak (Başka gökcisimleri arasında dolanmıyor olacak). Pluton bu kriterlerin ilk ikisine uyuyor; ancak Pluton gibi pek çok gök cismi daha uyuyor. O yüzden üçüncü kriter konuldu. Pluton, Charon ve Eris gibi gökcisimlerinin yörüngeleri sayısız gökcisminin arasından geçiyor. Pluton ve benzer gökcisimleri "cüce gezegen" diye adlandırılıyor. -
Bu haberi (!) dün Hürriyet'in internet sayfasında gördüm. Maalesef son zamanlarda medya bu tür safsatalara çok sık yer vermeye başladı. Daha önce de yapıyorlardı; ancak asıl rahatsız edici olan, artık bu safsatalara bilim insanlarını da alet etmeye başladılar. "Bilim insanları şokta... Mars'ta yaratık tespit edildi" gibi bilim insanlarını bile hayrete düşürecek kadar ipe sapa gelmez başlıklar atabilecek noktaya getirdiler işi. Şimdi de bakıyoruz, bir illüzyon gösterisini fizik kurallarının alt üst edilmesi gibi gösterip, yanında da bilim insanlarının bunu açıklamada aciz kaldıklarından falan bahsediliyor. Bu tiraj kaygısı falan değil, resmen ve alenen okuyucu ile alay etmektir. "Bizim insanımız saftır, ne verirsen yer" gibi bir anlayış içerisindeler. Ne yazık ki, eleştiri olarak yazdığımız yorumları da kasıtlı olarak yayınlamamaktalar. Şimdi asıl kimi eleştirmemiz gerekiyor ; okurunu **** yerine koyan medyayı mı, yoksa bunun gerçek olabileceğini düşünüp buna prim veren insanları mı? Kimi?
-
Bir dahaki sefere de köpüklü bir susurluk ayranı isterim sevgili maraba..
-
Sevgili birce ve sevgili gloria; Geç görülmüş mesajlar için çok çok özür dilerim.. Dilerim beklentileriniz hep gerçek olur.. Teşekkürler..
-
Siz Doyurmazsanız Şeytan Doyurur............................
yam_yam şurada cevap verdi: nazli64 başlık Dini Konular - Din - Dinler
Bir gün 'kadı'nın huzuruna tecavüz zanlısı bir adamı getirmişler. Adam suçunu itiraf edip "Şeytana uydum" deyince, kadı : "********************** Teistler bazı konularda topu şeytanlara,cinlere atmaya bayılırlar. Bir nevi rahatlama biçimi.. Kocası eşini aldatıyordur; ilk akla gelen kocaya 2.kadın tarafından büyü yapıldığıdır.. Adam bir süredir iktidarsızlık sorunu yaşıyordur; "Abi 2 gün önceye kadar hiç bir şeyim yoktu..Kesin büyü yaptılar" olur.. Çocuk ağır menenjit geçirip akli ve fiziki yetilerinin bir kısmını kaybeder; hemen "cin çarpması" diye nitelenir.. Kardeşim hırsızın hiç mi suçu yok? -
Forumları biraz takip etseydiniz, "Erke dönergeci" ni en çok eleştirenlerin yine bilimle az çok ilgilenenlerin olduğunu görürdünüz...
-
Demek bilimsel keşifler Allah'ın lütfuyla yapılabiliyor... Bana bugüne kadar yapılmış bilimsel keşiflerde Allah'ın zerre kadar payını gösterebilir misiniz?
-
Bir Masumu Öldürmek, Bütün İnsanları Öldürmek Gibidir
yam_yam şurada cevap verdi: Muallim-i Âli başlık Dini Konular - Din - Dinler
Konu başlığındaki anahtar kelime "masum"dur... Kim masum, kim değil neye göre ayırt edeceksiniz? Eğer bunu belirleyecek olan kriteriniz Kur'an ise, boşverin gitsin... -
İki tip karadelik vardır ; birisi Güneş'ten daha büyük kütleli yıldızların içlerine çökmesi ile oluşan yıldız kütleli karadelikler, diğeri de çok büyük gaz bulutlarının çökmesiyle ya da gökadaların son derece kalabalık merkezlerindeki yıldız ve gaz kütlelerinin birleşmesiyle milyonlarca, hatta milyarlarca güneş kütlesindeki“süperdev kütleli karadelikler” dir. Karadeliklerin merkezi "tekillik" olarak adlandırılır. Ne yazık ki Big Bang anında olduğu gibi tekillik için de bildiğimiz fizik yasaları geçerli değildir. Ancak kütleçekiminin zamanı etkileyen bir faktör olduğunu biliyoruz. Kütleçekimi arttıkça zaman yavaşlar. Karadeliklerin uzay zamanda dipsiz kuyular oluşturduğunu göz önüne aldığımızda, tekillik noktasında bir zamandan söz etmek de anlamsızlaşıyor. Bunun için "tekillik noktasında zaman işlememektedir" diyebiliriz; ta ki aksini gösteren bir fizik kuralı geliştirene kadar. "bir kara delige dogru yaklasilirken butun canlilarin hizi azalir" ifadesi tam olarak doğru değildir. Ancak bir gözlem yapacaksanız, kara deliğe yakın olan cismin bulunduğu ortamda zaman daha yavaş aktığından, gözlemci için yavaş hareket ediyormuş gibi algılanır.
-
Higgs beklenen kütlede (protonun kütlesinin 190 katı) bulunursa Standart Model'in eksik halkalarından biri tamamlanmış olacak. Fizikçilere göre eğer deneyde Higgs'den başka herhangi bir şey bulunamazsa, bu durum Planck ölçeğine kadar yeni bir fiziğe ihtiyacımız olmadığı anlamına geliyor.
-
Bu dünya bir Meryem'i daha kaldıramaz...
-
Freud şöyle der ; "Zamanın akışı içinde insanlık, bilimin ellerinden gelen darbelerle iki kez, öz sevgisinin incinmesinin acısını yaşamak zorunda kalmıştır. Birincisi, Dünya'nın evrenin merkezi olmadığını, akıl almaz büyüklükte bir dünyalar sistemi içinde bir nokta olduğunu anladığında.. İkincisi, biyolojik araştırmalar özel yaratılmışlık ayrıcalığını elinden alıp soy kütüğünü hayvanlar alemine düşürdüğünde..." Bilim size pek çok şey için inancınızın söylediğinin aksi yönünde kanıtlar göstermektedir. Önemli olan, bu kanıtları inancınızla mukayese edip edemiyeceğinizdir. Eğer bunu yapabilirseniz bize İslam'ın tanrısını değil, olsa olsa deizmdeki tanrı modelini savunacaksınız. Bilim size evreni Yunan mitolojisindeki Zeus'un yarattığına dair kanıtlar sunamaz; ya da, okyanus üzerinden gelen şiddetli kasırgaların aslında Poseidon'un gazabı olmadığını da kanıtlayamaz; ya da Vezüv Yanardağı'nın altında demirci tanrı Vulcanus'un olmadığını... Size yanardağlardan püsküren lavların müsebbibinin demirci tanrı Vulcanus olduğu söylenmiş, siz de buna inanmışsınız. Şimdi de bilimden bunun aksini ıspat etmesini bekliyorsunuz.
-
Ne zaman yukarıdakine benzer sözler duysam aklıma hemen bir fabl fıkra gelir. Kısaca ; Ormanda canı sıkılan aslan, kendine eğlence olsun diye, yanından geçmekte olan tavşanı çağırır ve sorar "hani senin şapkan ?" "Benim şapkam yok ki" cevabını alınca da "neden yok" diye bir güzel döver. Ertesi gün yine tavşan geçmektedir ve bir önceki gün yaptığından pek keyif alan aslan, tavşanı yine yanına çağırır ve aynı gerekçe ile yine döver. Ertesi gün tavşanı yine dövecektir ama kendince bahanesinin değiştirmek ister ve tavşana sigara aldırmaya karar verir. Tavşan filtreli alırsa "neden filtresiz almadın", filtresiz alınca da "neden filtreli almadın" diye dövecektir. Tavşanı yanına çağırır ve kendisine sigara alıp getirmesini ister. Parayı alan tavşan bir kaç adım attıktan sonra geri döner ve "peki filtreli mi, filtresiz mi olsun?" diye sorunca, planı bozulan aslan "Hani ulan senin şapkan" der ve tavşanı yine döver. Bu sondaki "Hani ulan senin şapkan" kısmını bizim teist arkadaşlarımız çok sık kullanırlar. Çok farklı bir konuyu tartışıyorsunuzdur, bakar ki başa çıkamaz, birden "Peki canlılık nasıl oluştu?" ya da "Big Bang'den önce ne vardı?" gibi sorulara geçer. Zira artık elinde bir tek o kalmıştır. Gerçi artık bilim canlılığın nasıl oluştuğu konusunda kesin cevaplar vermese de, en azından tanrı müdahalesi olmadan nasıl oluşabileceği hakkında önemli ipuçları vermektedir.
-
Teorik olarak bu deneyde oluşabilecek bir "kurt deliği", bir toplu iğne ucundan milyonlarca kez daha küçük ve çok kısa bir süre için (saniyenin çok çok altında) var olacak. Bu deliği makro ölçülere getirebilmek ve daha uzun süre varolabilmesini sağlamak için gereken enerjiyi tahayyül bile edemeyiz. Kaldı ki, farzedelim bu enerjiyi sağlayarak makro ölçülerde bir kurt deliği oluşturdunuz ve bu delikten geçtiniz. Çıkacağınız yer, bulunduğunuz yerin geçmişteki bir zaman dilimi değil, evrenin herhangi bir yeri olacaktır. İlgili haberlerin, medyanın her zamanki abartısı olduğunu düşünüyorum. Zaten bu deneyin amacı zaman yolculuğu değil, Big Bang'in ilk anlarını anlamamıza olanak sağlayacak ipuçları elde etmek ve deneyde sağlanacak enerji düzeyinde bilinenlerin dışında başka parçacıklar (özellikle Higgs parçacığı) olup olmadığını öğrenebilmektir.
-
Ateistler,Hristiyanlar ve Müslüman olmayanlar.
yam_yam şurada cevap verdi: BlueWader başlık Dini Konular - Din - Dinler
Biz de müslümanlara soralım bakalım ; Dünya görüşü olayını bir kenara bırakalım, tanrı bugüne kadar sizin için ne yaptı sizden onun cevabını alalım. Basitçe... "Allah'a inandım şöyle huzur buldum, böyle rahatladım" gibi soyut ifadelerden bahsetmiyorum. Sizi koruyup kollayan Allah'ın bugüne kadar sizin için somut olarak ne yaptığını öğrenmek istiyorum. Şu an bulunduğunuz konumda sizden bağımsız olarak tanrının payı nedir? Var mı bir cevabı olan? -
Yeni yılla inandığım ve varlığına emin olduğum Yaratıcımızın,merhametinin ve sevgisinin üzerine olması dileğiyle... Huzur ve sevgi seni kuşatsın.Sevgimle...
-
Bu içten ve samimi temennilerin için çok teşekkürler sevgili sardunyam... Umuyorum yeni yıl senin için de umut ve dileklerinin gerçekleştiği, sağlık ve huzur dolu bir yıl olur. Nice yıllara....
-
Carl Sagan bir eserinde yapılan araştırmalara göre ABD nüfusunun %95'inin bilim cahili olduğunu söylemişti. Bunun nedenleri arasında da ezbere dayalı eğitim sistemi, popüler kültür ve popüler kültüre bağlı olarak medya kuruluşlarının rating kaygısı ile hitap ettikleri kitleye yalnızca duymak istenileni aktarmasını göstermişti. Burada anahtar kelime "duymak istenilen" dir. Zira toplumun büyük çoğunluğu duymak istenilene hemen inanır. Aynı zamanda H.Y'nin bu kadar çok taraftarı nasıl olup da topladığının yanıtıdır "duymak istenilen". Toplumun duymak istediği şey, evrimin gerçek olmadığıdır. Zira eğer evrim gerçekse, o zaman toplumun şimdiye kadar inandıkları altüst olacak. Toplumun büyük çoğunluğunun duymak istediği şey, insanoğlunun Adem ve Havva'dan türemiş olduğudur. Bunun aksini iddia eden her türlü veriye aksi yönde takınacağınız tavır, yine toplumun büyük çoğunluğu tarafından sorgusuzca destek görecektir ; üstelik sağlam bir dayanağınız olmasa bile.. Neden? Çünkü ne yazık ki bizim toplumumuzun %99'u bilim ********.
-
Dinden kaynaklanan sorunlarla karşılaştığımızda, kabahat her zaman uygulayandadır; uygulatanın asla ve asla kusuru olamaz... 1400 yıl önce bedevi bir toplum için kurban kesmek sorun olmuyordu. Zaten bir çoğu hayvancılıkla uğraştığından hemen herkes kasap... Günümüze bakıyorsun, ehliyetsiz ve becereksiz insan güruhu, ellerinde koca koca bıçaklarla korumasız hayvanlara girişiyorlar. Dini bir ritüeli yerine getirmek için, insanoğlu adına binlerce yıl önce geride kalması gereken vahşet (maalesef bu kelime yapılanları anlatmak için yetersiz kalıyor) tablolarını her yıl sergiliyorlar. Kendilerine göre bu tablonun müsebbibi duyarsız vatandaşlardır. Peki bu duyarsızlıkta telkin edenin hiç mi suçu yok? 4 gün içinde kesilmesi gereken milyonlarca hayvan için kasap mı yeter, kesimhane mi? Telkin eden bugünleri hiç mi düşünememiş de bir alternatif sunmamış? Şimdi her kurban bayramında izlediğimiz vandalist görüntülerin müsebbibleri, bir önceki iletimde yaptığım "zombi" benzetmesine uyuyor mu, uymuyor mu? Hakim olamadığı hayvanı yere yatıramadığı için elindeki satırla zavallı hayvanın bacaklarına bacaklarına girişen bir mahlukâtı bu hale getiren nedir? Şimdi diyeceksiniz ki, "Dinimiz kurbanda hayvana eziyet edilmesini yasaklamıştır." Ben de size olmayan külahımı göstereceğim...
-
Binlerce yıl önce tanrı adına yapılan barbarlıkların bugün hala kabul görüyor olması insanlık adına büyük utançtır. Yeri geldiğinde kız çocuklarının diri diri gömülmesinin islam tarafından sonlandırıldığından dem vuran hazret-i şahaneler, ne hikmettir ki, aynı derecedeki (ne aynı derecesi...beteri) barbalığın tanrı tarafından hüküm kılındığını söyleyebilmektedirler. Konunun asıl trajik olan kısmı ise, bu hükümlere uyulduğu takdirde insanlığın barış ve refaha ulaşacağının iddia edilebiliyor olmasıdır. İnsanlık tarihinin gelmiş geçmiş en başarılı telkin yöntemi olan din, ne yazık ki 21.yüzyıl insanını bile insanlıktan çıkarabilmiştir. Çağın hastalığı artık "din"dir; insanı zombileştirecek kadar da güçlü bir hastalıktır. Bakıyorum da, zina suçunu (!) işledi diye bir insanı taşlamak için toplanmış bir topluluğun, korku filmlerindeki insanlara saldıran zombilerden bir farkı yok.. Bu yapılanı olağan karşılayanın da bir farkı yok... İnsanoğlunun binlerce yılda oluşturabildiği medeniyet bilincini, bir taşla yerle yeksan edenlere selam olsun...