Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

FUZULİ

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1.980
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    5

FUZULİ tarafından postalanan herşey

  1. Tabiki kendi gerekçelerinizle bir düşünceye katılmadığınızı savunma hakkınız var, benim de sizin düşüncelerinize kendi gerekçelerimle katılmama hakkım olduğu gibi.60 sonrası ordumuzun Kemalist olamadığı düşüncesi sizin algınız,ordumuzun kendini sizin dediğiniz gibi Kemalistikten uzaklaşıp yoz Atatürkçü olarak görmemesi yaptığı işleri Atatürkçülüğe yani Kemalistliğe dayandırması ordumuzun algısı, düşüncesi, ordumuzun kendini nitelerken kullandığı Atatürkçü(Kemalist) tabirnden hareketle ordumuzu Kemalist sıfatla kendi anlayışından hareketle nitelemek benim algım efendim.Sizin görüşünüze temel olan gerekçelerin doğruluğu sizinle sınırlı yanılıyor muyum, dolayısıyla benim yargıma yanlış demenize katılmıyorum. Ordumuzun hangi Atatürkçülük ilkelerine yani Kemalistliğin içinde yer almayan düşünceye ters bir davranış sergilediğini yorumsuz, tartışmasız, olasılıksız ortaya koyun ben de ''Hım, ordumuz Kemalistliğin şu ilkesine ters davranmıştır, Atatürkçü değildir.'' diyeyim, diyelim... Ben Atatürkçülüğü değerlendirirken kimin Atatürkçülüğünü hareket noktası kabul edeceğim?Altı ok ortada da altı oktan yorum yapan kadar Atatürkçülük var ortada değil mi efendim?Aklıma Kuran'ın tek kitap olup da uygulama da İran Müslümanlığı, Arabistan Müslümanlığı, Suriye Müslümanlığı, Türkiye Müslümanlığı, Afganistan Müslümanlığı gibi farklı din anlayışlarının olması örneği geldi. CHP'nin Denizbaykallı yorumu farklı, Kemal Kılıçdaroğluy'la da farklı bir yorum kazandı, ordumuzun size göre 60 sonrası yorumu faklı bu yorum size göre yoz Atatürkçülük.Tek Parti döneminde uygulanan Atatürkçülük var bir de hani Milli Şef dönemi...DSP de Atatürkçü sol bir parti değil mi Rahmetli Ecevit'in de Atatürkçülük anlayışı farklıydı... Atatürkçü olmak Deniz Baykallı Atatürkçü mü olmak demek, Deniz Baykal'ın Atatürkçülüğüne karşı çıkmak Atatürkçülük karşıtı olmak mı demek, Atatürkçü olmak demek Kemal Kılıçdaroğlu'nun Atatürkçülüğünü mü savunma demek, Kılıçdaroğlu'nun Atatürkçü CHP'sine karşı durmak Atatürkçü olmamak mı demek? Muhabbetle...
  2. Şimdi Sayın demirefe'nin HEPAR'ı apayrı bir yere koyması ve daha ne yapacağı belli olmayan bir parti için olasılıksız yapacaklarına dair kesin inanç beslemesi hangi kavramla, hangi bilimle açıklanır epey bir ben de merak ettim.Ben diyorum efendim insanız her insanda farkında olmasa da doğmatiklik vardır, doğmatiklik sadece bir dine inananda olmuyor diye...Bu düşüncem yanlışsa savunulan düşüncenin doğmatik olmadığının kanıtlanması lazım, bilimsel olarak... Muhabbetle...
  3. CHP sömürü düzeni yandaşı mı diyorsunuz?Siz Atatürkçü düşünceye sahip biri olarak CHP'nin Atatürükçülüğüne karşı çıkıyorsunuz bu durumda?HEPAR gerçek Atatürkçü düşünceye sahip bir parti mi sizin gözünüzde? Muhabbetle...
  4. Efendim biri kendine mümin diyorsa ben onu tanımlamak için ''Mümin'' tabirini kullanıyorum Mümin olup olmadığı ayrı konu.Ordu kendine Atatürkçü diyorsa ben de bunu karşılayacak başka bir tabir olan ''Kemalist'' tabirini kullandım siz içeriğine girdiniz yargı yanlış dediniz.Tabir doğru olmakla birlikte kullanılan kavramın yozlaştırıldığını söylemeniz daha doğru bir tabir olurdu.Kemalistliği Atatürkçülükten ayırdınız bir de yozlaştırılmış Atatürkçülük tabiri çıkardınız karşı çıkarken.Ordumuz kendisi için kullandığım ''Kemalist'' tabirine herhalde '' Ne diyorsun sen ağzını topla, ben Kemalist değil Atatürkçüyüm!'' mü diyerek karşılık verecek?Deniz Baykallı CHP de kendisine Atatürkçü diyor şimdi kalkıp da CHP'yi tanımlarken ''Atatürkçü veya Kemalist CHP'' dediğimde hayır bu tanım yanlıştır, CHP'yi tanımlarken yoz Atatürkçü dememiz lazım mı diyerek karşı çıkacağız veya ''Evet, yargı doğrudur; ama gerçek Atatürkçü değildir.'' diyerek mi konunun içeriğini dile getirip,düşüncemizi savunacağız? Zaten bu kavramları kullanırken dahi kavramları sahiplenenlerin ideolojik tavrının , kavramları sahiplenenlere karşı oluşan algının karmaşıklığı, farklı yorumlanması mevzu bahis olan ideolojinin ne kadar da rayından saptırıldığının, yozlaştırıldığının göstergesi.Biz anlaşamadığımız için değil gerçekten de kimin gerçek Atatürkçü, Atatürkçülüğün gerçekten de ne olduğunun hala netleşmemiş olması birçok insanın aklında hala muamma oluşturuyor.Size göre gerçek Atatürkçülük nedir ve bugün bunu temsil eden kimdir? Muhabbetle...
  5. Ziyadesiyle kavram kargaşası oluştu efendim bana göre.Kavramların anlam özelliklerinin ayrı konu olması yanında bu kavramları sahiplenen ve icraatlerinde atıfta bulunanların verdiği görüntü ayrı değerlendirilmeli belki de.''Kemalizm ve Atatürkçülük'' kavramlarını aynı kavramlar olarak kabul ettik.Ordumuz kendini Atatürkçü olarak nitelendirir amenna buna da ve 1960'tan sonra yine kendini Atatürkçü çizgide olarak nitelemiştir;lakin sizin değerlendirmenize göre bu ABD tanımlı yozlaştırılmış Atatürkçülük başka bir ifadeyle yozlaştırılmış Kemalizm değil mi efendim, sonuçta ikisi de aynı kavram.Siz ordumuzun 60'tan beri Kemalist olmadığını buna karşılık yozlaştırılmış Atatürkçülüğü benimsediğini söylediniz.Şimdi bu noktada Kemalistlik yozlaştırılmamış bir de Atatürkçülük var ordumuz da yozlaştırılmış Atatürkçülüğü mü savunmuştur diyeceğiz?Ordumuz kendini 60'tan sonra da Atatürkçü olarak nitelemiştir, yani Kemalizmle aynı anlama geliyorsa ben de bundan hareketle ''Kemalist ordu'' dersem yanlış mı yapmış olurum?Siz bu noktada şunu diyebilirdiniz:Evet ordumuz Kemalist ya da başka bir ifadeyle Atatürkçü'dür ama 60'tasn sonra yozlaştırılmış Atatürkçü veya Kemalisttir.Ordumuzun Kemalist kavramı yerine Atatürkçülük kavramını kullanması Kemalistlikten ayrı bir kavramdan bahsettiği anlamına gelmiyor galiba?Ordumuz 1960'a kadar Kemalist tabirini kullanmış da 60'tan sonra mı kavram değiştirerek kendini ''Atatürkçü'' olarak nitelemiştir?Ordumuz ''Atatürkçüyüm...'' dediğinde demek ki Kemalist değil sonucunu mu çıkaracağız? 'Ben ''Kemalist ordu'' derken siz buna tekrar edeyim ''Kemalist'' olmamıştır, yozlaştırılmış Atatürkçü olmuştur diyerek yanlış yargı, dediniz.Aynı tabirlerse bu tabirler ha ''Kemalist demişim ha Atatürkçü'' demişim fark eder mi?Atatürkçülük Kemalizm'den ayrılıyorsa elbet fark eder.Ama aynı kavramlar olduğunu siz de söylediniz.Demek ki ordumuz 60'tan beri Atatürkçüdür veya Kemalisttir ama savundukları Atatürkçülük ya da Kemalistlik yoz olandır.Bu sonuçtan sonra dönüp '' Hayır 'Kemalist ordu' yargınız yanlıştır 'Atatürkçü ordudur.'' demek ne anlama geliyor ki?Ben ordumuz Atatürkçülük yerine aynı anlama gelen ''Kemalist'' kavramını kullanıyor demedim ki!Ben Atatürkçü demedim de aynı anlama gelecek şekilde Kemalist dedim anlam mı değişti?60'tan bu yana da Atatürkçüyse yani Kemalisttir.Bu ideolojinin özüne uygun olup olmadığı ayrı konu ordumuzun 60'tan bu yana kendini Atatürkçü(Kemalist) olarak nitelendirmesi başka konu. 60'tan bu yana ordumuz Kemalist olamamıştır, ama yoz Atatürkçüdür, demek Kemalistlik kavramının Atatürkçülükten ayrı olduğu anlamına gelir ve başka bir tabir olan Atatürkçülük kavramının olduğu anlamı çıkar bunun da bir de yoz olanının olduğu.Bu çıkarımlardan sonra ''Aslında ikisi de aynı kavramdır.'' düşüncesiyle bu cümleyi yan yana getirdiğimizde ortada bir garipliğin olduğunun anlaşılması için profösör olmaya gerek yok efendim...Ben de diyorum ki ordumuz 60'tan bu yana da ''Kemalisttir'' Kemalist(izm) tabirini Atatürükçülüğü kastederek kullandım ki aynı anlama geliyorsa kullanabilirim burada karşı çıkılacak tabirle ilgili mevzu ne efendim?Kemalist değil yoz Atatürkçüyse ''Kemalistlik'' ne Atatürkçülük ne, yoz Atatürükçülük ne? Muhabbetle...
  6. Vallaha o genç içinde din olan bir doğmanın esiri olmasaydı bile başka bir doğmanın esiri olmaması için hiçbir sebep yok...Dünyaya şöyle bir baktığımızda insanların çoğu bir doğmanın esiri olacak kadar akla sahip, bizim de önyargılarımız var, zamanla farkına varıyor,zamanla değişiyor, gelişiyor insan.Herkes aynı oranda değişmiyor, aynı zihin keskinliğine, derinliğine sahip değil, yaratılış meselesi...Bizde de akıl var ama gelin görün ki Einstain, Nevton değiliz işte...O çocukta doğmanın esiri olmasına engel olacak zeka yapısı neden yok sizce?Sizi ondan farklı kılan zekayı, bakış farklılığını size kazandıran kim?Ne diyorum ben ya??? Yani diyeceğim o ki herkesin zeka düzeyi,algısı farklı...Garip bir dünya...
  7. Bence de köylere elektrik,su, yol,internet, sanatçı ve bilumum alt yapı hizmeti götürmek lazım.Birileri sizi köyünüzden kovmak mı istiyor efendim,kim bunu yapmaya çalışıyorsa bunları da kınıyorum... Eeeee ne demişler:''Akılları pazara çıkarmışlar,herkes kendi aklını almış.''
  8. Efendim bir yazınızda ben ordumuzu ''Kemalist'' olarak nitelediğim için siz buna karşılık yanlış olduğunu ordumuzun 1960'tan beri ''Kemalist'' olmadığını vurgulamıştınız.Şimdi bu yazınızda da ''Atatürkçülük''le ''Kemalistlik''in aynı olduğunu söylüyorsunuz.Ben ordumuz için ''Kemalistlik(izm)'' tabirini kullanırken aynı zamanda ''Atatürkçülük'' ü kastetmiştim.Diyebilirdiniz ki ikisi de aynı anlama gelir ordumuz 1960'tan beri yozlaştırılmış ''Atatürükçülük ya da Kemalizm''i savunmuştur.Bunu demediniz önce karşı çıktınız söylemime, sonra aynı olduğunu savundunuz.... CHP'nin 27 Mayıs'a bakışına gelince, ben, sizin baktığınız gibi 27 Mayıs'a yapılış amacı olarak ABD destekli bu yönü kabul edilemez olmakla birlikte sonuçları itibariyle olumlu olmuştur gibi bir bakış açısıyla baktığını görmedim.CHP'nin bu darbe için tek düşüncesi DP'nin darbe şartlarını oluşturmuş olması ve darbenin ordumuzun salt sistem kaygılarından dolayı yapmış olması.Yani işin içinde sadece ordumuz var ABD yok...Bu bağlamda CHP de içi boşaltılmış ordumuzun yorumladığı ''Atatürkçülük''ü savunduğunu, benimsediğini söylemek mantıksız olmasa gerek.Siz CHP'nin gerçek Atatürkçü veya Kemalist olduğunu söylediniz.Ben CHP'nin ordumuzun ''Atatürkçülük''ünü veya ''Kemalist'' anlayışını sizin gibi ABD odaklı içi boşaltılmış ''Atatürkçülük''ü savunduğu gerçek Atatürkçülük'ün bu olmadığı yönünde bir eleştiri getirdiğini görmedim.Ordumuz sistemin korunması için ne yapmışsa ve bunu da Atatürkçülük''e bağlamışsa CHP de aynı fikirde olduğunu her daim dile getirmiş, bu yönde bir tavır sergilemiştir...28 Şubat için de ABD güdümlü olduğunu söylediniz, ben CHP'den bu yönde bu anlama gelecek dolaylı bir söz duymadım yani yine bu işi de salt ordumuz Atatürkçülük adına yaptığı için aynı fikirdedir.Daha dün ''E muhtıra'' da dahi kendisinden bekleneni yapmış kimseyi şaşırtmamıştır. Şimdi ordumuz zaman zaman gerçek Atatürkçü zaman zaman sanal Atatürkçü mü olmuştur, CHP ordumuzla aynı düşünceyi paylaşırken de mi gerçek Atatürkçü'ydü efendim?Şimdi yepyeni bir anlayışla karşımıza çıkmaya hazırlanan bir CHP var, bu anlayış da Atatürkçülük değil mi, bundan öncekiler neydi peki?ABD şimdi de Ilımlaştırılmış Atatürkçülük'le mi karşımızda öbür yandan Ilımlaştırılmış İslam'la hani karşımızda ya? ABD ordumuzn Atatürkçülük yorumunu yozlaştırırken bu arada CHP'ye hiç dokunmadı onlar gerçek Atatürkçü kaldı ama ne hikmetse gerçek Atatürkçüler olarak ordumuzun Atatürkçülüğüne hiçbir laf etmediler...İlginç...Sizce de değil mi? Şunu da söylelyeyim halkımızın büyük kısmı CHP'nin ve ordumuzun Atatürkçülüğü'nü benimsemiyor...Benimsemiş olsaydı bu kadar darbe yapılmazdı CHP çok iktidar olurdu, AKP gibi partiler de bu kadar güçlü olmazdı... Muhabbetle...
  9. Hamdım,pişmeden yanıyorum, olmadan ölüyorum ona yanıyorum... Muhabbetle...
  10. ''Kemalistlik''le ''Atatürkçülük'' arasındaki fark nedir ve fark varsa kim ''Kemalist'' ideolojinin temsilcisi kim ''Atatürkçülük''ün temsilcisidir?CHP'nin 27 Mayıs'a darbe değil de devrim demesinin sebebi nedir, ben yanlış görmüyorsam CHP 27 Mayıs'ı yapanlarla hem fikir düşüncelere sahiptir.Yani yapılan darbe meşrudur,olması gerekiyordu, yapması gerekenler yapmıştır ki bu forumda da bu düşünceyi paylaşan çok Atatürkçü ya da Kemalist arkadaşa rast geldim...CHP Atatürkçü mü Kemalist mi veya Atatürkçü'yse ABD'nin içini boşalttığını söylediğiniz görüntüde Atatürkçü yayında bilmem neci mi ne, açıklarsanız sevinirim... Yerleştirilmeye çalışılan ideolojiye AKP bundan sonra ben gerçek Atatürkçüyüm, yaptıklarımız da Atatürkçülük müdür diyecek böyle deyip de ''Deeeeeeer mişim...'' le tamamlayıp şaka yaptığını mı söyleyecek?Olur ama her şey olur, yarın bir gün de CHP biz gerçek dindarlarız ahan da bu AKP dini kullanan dindarlıkla uzaktan yakından alakası olmayan arkadaşlardır.Bu milletin yüce dinini AKP'ye karşı biz koruyacağız, onlar Ilımlı İslamcı; biz Ilımlı Olmayan Gerçek İslamcılarız, içiniz rahat olsun, derse de şaşmam... Muhabbetle efendim...
  11. Allah şu dindar olmayanlardan razı olsun, eksikliğini vermesin ve başımıza iktidar etsin en kısa zamanda ki bize verilmeyen paralarımızı bize döndürsün, cebimizi şişkinleştirsin...(Amin!) Paramızı çalanları rengine, evinin kaç katlı olduğuna, arabasının markasına kaç çocuğu olduğuna, imanına imansızlığına bakmadan ayrım yapmadan buradan kınıyorum...
  12. Yargınızın ölçütü ne efendim, siz misiniz?Hangi makaleden ya da hangi bilimsel teoriden aldınız bu yargıyı?PKK daha mı az zarar verdi bu ülkeye örneğin?AKP'nin siyaseti 35 bin insanımızın katledilmesinden daha tehlikeli diyorsunuz yani?ABD'nin Irak'ı işgali gibi ülkemizi de işgal etseydi AKP'nin iktidar olmamasına tercih eder miydiniz bu durumu?Olmasın temennisinde bulunayım da bir deprem oldu 50 bin can gitti 50 bin canla AKP de iktidardan gitti hoşunuza gider miydi?Velev ki AKP'nin iktidardan indirilmesi için kargaşa ortamı oluşturuldu bu ortamda 5 bin can gitti ve AKP de iktidarından oldu, AKP'nin gidişi anısına pasta yaptırıp mum üfler miydiniz?
  13. Diyorsunuz ki darbe şartları olgunlaşmadı daha sabır Allah'ım sabır!!!?Elden giden bir şey yoksa sorun da yoktur o zaman niye sorun üretmek için elinizden gelen çabayı harcıyorsunuz?
  14. Doğru demokrasinin değerleri neyse uygulanmalı herkesin özlemi bu.Sorun şu, ülkemizde askerimiz de dahil herkes demokrasi hayranı, demokrasi savunucusu, demokratik düşünceli lakin gelin görün ki ortada demokrasi yok ki herkes de kendi dışındaki için demokrasi demiyor, olursa benim demokrasim olsun benim borum ötsün anlayışında...Böyle olunca da yaşadığımız demokrasi ortada.Demokrasi daha önce de söylemiştim bir kültürdür, önce zihinlere girer, duygu haline gelir ve yaşama geçirilir, demokrasi sonrasında hakim olur...Biz öğrenemedik demokrasiyi sebebi çok özellikle ülkemize has birçok sebep var...Demokrasi bilincinin bizde oluşması uzun zaman alıyor alacak da...Öncelikle farklı fikirlere tahammül etmeyi öğrenerek başlamamız lazım değil mi efendim.Demokrasiyi insandan hareketle savunabilmemiz lazım, herkes için, insan için.Ülkemizde her kitlenin farklı kaygıları var.Bu kaygılar o derece kesin ayrışmalara yol açabiliyor ki gel de içinde herkese yer veren demokratik ortamı tesis et edebilirsen...Seçim barajı ve dokunulmazlık kaldırılmalı bence de...Dokunulmazlık özündeki amaca hizmet etmekten çok mübarekler bu hakkı kendilerine kalkan olarak kullanıyorlar... Muhabbetle...
  15. Dokunulmazlık kalkarsa Mecliste kimse kalmaz ki hemen hemen hepsi mahkemeye gidip gelmekten Meclis'e uğrayamaz olurlar...%10 barajı kalkarsa da şimdi yirmi parti varsa yirmi daha kurulur 40'ı da meclise girer bir beş parti varsayalım hükümeti oluşturdu oluşan hükümet hükümetsizlikten daha az zarar verir bu ülkeye.Bunlar düşünülmüş taşınılmış ona göre ortaya konmuş,uygulanmış düşünceler...AKP'nin işine gelmez, kaldırırsa bu kadar güçlü iktidara gelemez.Kimin işine gelir, muhalefetteki partiler bu durumdan hükümete yüklenerek bu durumu oya tevil edebilme imkanından faydalanabilmek için bu alan işe yarar.Başka bir parti iktidar olsaydı bunu bugün yapar mıydı, o kadar da salt demokrasi hayranı bir parti varsa gösterin de bakalım ne nasıl görünüyor?AKP en başta tutamayacağı sözü vermemeliydi...Söz verdiysen kaçışı göçüşü yok...Yapamadın, sözünde durmadın, eleştirilirsin doğal olarak... Türkiye şartları işte neylersiniz.Meydanlarda nutuk atıp da Meclis'e girdiğinde söylediklerini yapamadığı için halkından özür dileyen, başarılı olamadım diyen birilerini gördünüz mü siz?Bu zamana kadar kim ne dediyse yapmıştır, herkes başarılıdır... Demokrasi kültürünün aşağıdan yukarıya yukarıdan aşağıya herkeste olması lazım ki demokrasi iklimi hakim olsun...Demokrasimiz de arızalı ve demokrasimiz biz kadar demokratik...Dokunulmazlıklar da baraj da kalkar da ne zaman olur bu bilmiyorum... Muhabbetle...
  16. Ben sizin düşüncelerinizden hareketle düşüncelerinizin na kadar tutarlı olup olmadığıyla ilgili sorular soruyor cevaplar bekliyorum.Ordumuzu ''Bak kardeşim şartlar oluştu,neden müdahale etmiyorsun?'' diye suçlamıyorum, benim düşüncemde ordunun ortada sistem dururken, biri çıkıp da anayasayı lagvetmemişken gelip kendi kaygısına, anlayışına göre müdahale etmesine, iki de bir devlet benden sorulur anlayışını hatırlatmasına karşıyım.Ben darbe ya da buna benzer bir müdahalenin beklentisi içinde değilim, sizin savunduğunuz düşünce sizi bu yönde beklentiye itiyor olmalı düşüncelerinize bakıldığında... Her şey halk için lafına gelince kusura bakmayın bu ülkede '' Vallaha ne yapıyorsam halk için yaptım yapıyorum,kendim için yapıyorsum namerdim!'' demeyen farklı görüşlerden siyasetçi, devlet yöneticisi ya da millet adına birileri bir şey yapmışsa bu düşüncenin dışında yaptığını söyleyen var mı? Yazdığınız yazı sorularıma cevap mı bence değil...Madem tutarlı düşünceleriniz var AKP'ye yönelttiğiniz eleştirilerde, ordumuzun görev alanına giren sorumluluğu yerine getirmiyor oluşu durumunu sizin düşüncenizden hareketle ciddi ciddi eleştirmemiz gerekiyor değil mi?Size göre ülke elden gidiyor ordumuz halkımıza saygı duyuyor, sesini çıkartmıyor bunun neresi mantıklı, neresi tutarlı? Muhabbetle...
  17. Diyorsunuz ki ordumuzun işi demokrasiyle ülke siyasetle elden gitmiş gitmemiş onunla ilgilenmez?Ordumuzun demokrasiye açık bir tehdit belirdiğinde sırf demokrasiyi koruma kaygısıyla hareket ettiği düşüncesine katılmak için safdil olmak lazım...Ha şunu söyleyebilirsiniz kendi bildiği demokrasinin tehlikeye girmesi... Şu ana kadar AKP'nin ABD'yle olan bağlantısı üzerine ülkemizin bölünmesi, demokratik sistemin yok edilmesi, yerine ılımlı İslam bilmem ne sisteminin getirilmesi anlamına gelen sayısız tesbitte bulundunuz, fikir beyan ettiniz. Ordunun tavrını da demokratik Cumhuriyet'i, vatanı korumak olarak olarak nitelendirdiniz ki bundan hareketle siyasete müdahalesini meşrulaştırdınız.Bu düşüncelerden hareketle ordumuzun hala bekleneni yapmıyor olmasını nasıl halka saygı olarak nitelendirebiliyorsunuz?Ya ordumuz sizin gibi düşünmüyor ya da sizin gibi düşünüyor benim dediğim gibi içinden geleni ortaya koyacak gücü nereden bulduysa artık bulamıyor? Ben hala anlamış değilim hem durum içinden çıkılamayacak siyasetle hallomayacak kadar vahim anlamına gelen tesbitlerde bulunuyorsunuz hem ordunun bu durumlarda bu zamana kadar yaptığı görevi doğru buluyorsunuz, bugünkü yapması gerekeni yapmayışını daha önce halka göstermediği saygıya bağlıyorsunuz. Ordumuz sizin tezinize göre bugün siyasete yani iktidara müdahale etmiyorsa etmemişse herhangi bir sorun yok demektir, bu ordumuzun AKP'yle siyasetini onaylıyor anlamına gelir...Siz niye bu kadar vahim bir tablo çiziyorsunuz?Sizin bildiğinizi ordumuz bilmiyor mu?Biliyorsa niye duruyor?Tabloyu sizin gibi okumuyorsa siz yanlış görüyorsunuz demektir. Muhabbetle...
  18. Ordumuzun son sekiz yılda hiç de alışık olmadığımız derece eleştiriliyor olması herkesin baktığı yerden farklı algılanıyor bence.Farklı kesimlerin ordumuzun siyasetteki yeriyle ilgili farklı bakış açıları var.Genel söyleyeyim ordumuzun eleştirilebiliyor olması demokrasilerde olması gereken bir durum olarak algılanıyor bir kesim tarafından ve ordunun siyasetteki etkisinin azaltılması gerektiğinden hareketle ordumuzun bugün eskisi gibi aklına geldiğinde siyasete müdahale etmiyor olması siyaseten normalleşme, demokrasi açısından ilerleme olarak değerlendiriliyor. Ordumuzun eleştiriliyor olması, ordumuzun siyasete müdahale etmiyor olması siyasetten uzak kışlasına çekilmiş görüntü vermesi demokrasi,hukuk açısından sıradışı,olumsuz karşılanacak bir durum değil.Demokratik bir ülkede, demokratik bir sistemde olması gereken bu, hiçbir kurumun, hiç kimsenin eleştirilmeme,dokunulmama gibi bir hakkı olamaz ya da ben öyle biliyorum. Ordumuzun siyasete müdahaleci Kemalist duruşunu benimsemeyen bir kesim var muhafazakar kesim bu düşüncede yanlış gözlemlemediysem.Ha bu kesim ordumuzun güçsüzleşmesini,ülkemizi koruyamayacak,caydırıcı güç olarak görülmeyecek bir yapıda olmasından,ordumuza düşmanlıktan yanalar mı?Ben bu düşüncede değilim.Ordumuz güçlü olsun,caydırıcı güç olsun ama şu, devlet bizden sorulur,siyaset bizim istediğimiz çerçevede yapılır anlayışına karşılar benim fikrim. BDP anlayışından gelen eleştiri ise yıllardır doğuda ve güneydoğuda askerimizin başrol aldığı uygulanan PKK'yla mücadele siyasetinin oluşturduğu olumsuz,nefret içerikli algı.Bu algının doğru yanları bir yana bunun dışında bir de ordumuzun gerçekten gücünün zayıflatılması bu cenahın istediği bir durum görünen o ki.Bazılarının planlarının uygulanabilmesi için gerekli bir istek bu tabi ki... Bunun dışında kendini özgürlükçü olarak nitelendiren, liberal bir kesimin ordunun siyasetten uzaklaşması, kışlasına çekilmesi, yönünde geliştirdiği ve ordunun da eleştirilebilir olması gerektiği yönündeki eleştiri kanadı var galiba. Kendini Atatürkçü olarak nitelendiren,ordumuzla organik bağı olan ordumuzun yaptığı siyasetle kol kola olan bir kesim daha var.Bu kesim bu vakte kadar ordumuzun hiçbir yanlışını görmüyordu,daha doğrusu ordumuzun siyasi düşüncesiyle, duruşuyla ilgileniyordu, yaptığı işin yanlışı doğrusu önemli değildi ve siyaseten duruşu doğruydu...Bu kesim bugün ordumuzdan beklenen o bilindik tavrı göremediği için bazen sesli bazen de içinden ordumuzun vazifesini yapmadığını düşünerek eleştiriyor gözüm,aklım ve hislerim beni yanıltmıyorsa. Bu bakış açılarının olması ayrı olmakla birlikte bir de ordumuzun bu derece siyasetten birden bire ne olduysa uzaklaşması, Ergenekon davasıyla birçok komutanın içeri alınabiliyor olması ve ordumuzn bu duruma beklenmedik ölçüde seyirci kalıyor olması durumu var.Bu durum hakikaten de garip?Siyasete müdahale gücünü biri mi vermişti de aniden böyle elinden veren geri aldı acaba? Yoksa AKP halktan aldığı oyun desteğine güvenerek Ergenekon davasına kalkışamaz, o kadar da askeri içeri alamazdı adım gibi eminim...Tablo net değil, kulisteki sahnede olan oyuncuları oynatan gerçek yönetmeni/yönetmenleri bilmiyoruz....Bilen varsa söylesin...ABD ya da ''A''yla başlayan başka bir ''B'' dendiğini duyar gibiyim. Bu tabloda ''ordumuz yıpratılıyor'' kelime grubu nitelendirmesi bana göre tam da tabloyu yansıtmıyor, kapsamıyor,tabloyla uygunluk göstermiyor. Birilerinin müdahalesinden uzak düşündüğümüzde (düşünmesi bile zor!!!) ordumuzun içinde olup bitenlerin yani göreviyle ilgili hataların, eksikliklerin tartışılıyor olması, daha güçlü bir ordu için hataların düzeltilmesi, görevini kötüye kullananlardan arındırılması, daha güçlü bir ordunun oluşturulması, bir devlet kurumu olarak duruşunun nasıl olması gerektiğinin tartışılması garipsenmemeli. Ama gelin görün ki mesele bu kadar basit olmadığı için ''ordumuz yıpratılıyor'' tabiri de bu durumu açıklamadan çok uzak kalır... Muhabbetle...
  19. ''... bir partiye kul olmak'' la nitelendirilmek benim için hakarettir ve bu tabirinizin söyleniş biçimi de ayrı...Bir partinin siyasetindeki yanlışları görmek ya da görmemek göreceli bir kavramdır.Sizin AKP için gördüğünüz yanlışlar bu ülkede herkesin aynı şekilde sizin gibi düşünülmesi gereken yanlışlar mı efendim?Ben bağnazca bir partiyi savunuyor olsaydım, hiçbir yanlışı yok ,yanlış yapmıyor bu parti derdim, her zaman da bunu savunurdum bağnazca.AKP'nin kendi siyasi anlayışı, kendi duruşu var diğer partiler gibi, iki dönemdir iktidardalar, ben ülkemizde demokrasi dört dörtlük oldu, hukuk devleti olduk,işsizlik azaldı, hiçbir sorunumuz yok şeklinde nerede bir cümle beyan ettim? Benim söylediğim ülkemizin şartları dahilinde sorunlarına çözüm önerisinin olması, bu bağlamda en azından bir gayret içinde olması, kötünün iyisi olması anlayışıyla sizin diğer parti savunmalarınıza karşı AKP diyorum.AKP'nin karşısında da AKP gibi siyaset üretebilecek güçte şu an bir parti görmüyorum, keşke olsa da alternatifler çoğalsa, güçlü bir muhalefet olsa da AKP'yi çalışması, iyi işler yapması hususunda zorlasa.Nerede? CHP'nin bırakın güçlü bir siyaset üretebilecek,bunu ülkenin bütününe yayılarak uygulayabilecek algı oluşturmasını bende, bendeki CHP algısı konusunda yabana atılmayacak şüphelerim var.Hangi düşünce temeline oturmak istediğini daha anlayamadım...Daha kendi içinde kendi yenilenmesi nasıl sindirilecek göreceğiz, taban ne diyor bakalım bu çizgisinden kaymasına?Eski CHP kadrosunu tasviye ettiler sonuçta, yeni bir anlayış oluşturmaya çalışıyorlar... Bir partinin kulu olmaya gelince tekrardan partilerin kadrosunu oluşturan kendi partilerinde hiçbir yanlışın olmadığını söyleyen zat-ı muhteremler buna parti genel başkanları da dahil sizin düşünceniz bağlamında kendi partilerinin kulları oluyorlar...Sizin desteklemeyi düşündüğünüz parti de kullar yok mu efendim? Muhabbetle...
  20. Sayın Canraşit yazıma karşılık daha önce yazdığınız şimdi cevap olarak gösterdiğiniz yazının ana düşüncesi nedir ve yazınız hangi düşünceme karşılık gelmektedir efendim?ABD,AB'nin ülkemizdeki siyasete,yönetimimize olan etkisini nasıl engelleyeceğimiz hususunda ben bir düşünce göremedim.Ekonomik olarak güçlü olmamız gerekiyor ki hem içeride hem de dış siyasette etkili olalım bu konuda sıkıntı yok da ekonomik olarak nasıl ve hangi partiyle güçlü olacağız konusunda yine bir cevap bulamadım. Hem ülkede olup bitenleri tamamıyla dış odaklara ABD'ye,AB'ye bağlayalım ve bu güçler karşısında nasıl durulacağını hiç sorgulamayalım, bu güçlerin ülkemizde bir partiyi iktidar yapacak kadar etkili olduklarını düşünelim akabinde de mevcut partiden hareketle ABD'ye,AB'ye karşı bir partinin kafa tutacağını savunalım yok mu bu düşüncede bir çelişki efendim? Açıkça merak ediyorum CHP veya MHP ABD,AB karşıtı velev ki(ya da bu güçlerin çıkarlarımıza karşı eylemlerine karşı koyacaklar), tekrar soruyorum bu partilerden biri iktidar olduğunda olmayan hangi güçle nasıl bir siyaset üretecekler?ABD'yi Iraktan mı kovacaklar,Orta doğudan mı uzaklaştıracaklar?Ülkenin bağımsızlığı,bölünmezliği,ekonomik yönden güçlenmesi eyvallah kim buna hayır der, peki nasıl,hangi gerçekçi siyasetle,hangi güçle? AKP'nin bu şartlar dahilinde yaptığı bu güçlerin gücü altında ülkenin gücü ölçüsünde kendi siyasetini yapmaya çalışmak.Ben de ABD'nin AB'nin dünya siyasetindeki etkin rolüne karşı AKP'nin ''Hayır kardeşim,senin borun ötmez ben varım burada benim dediğim olur,hemen Irak'tan çıkıyorsun ya da Irak'a girmeden önce Irak'a girersen karşında beni bulursun,İsrail aklını başına al, aklına her eseni yapma ben varım burda, AB'ye de beni birliğe almıyorsan alma benim seninle işim olmaz ben başka bir birlik kuruyorum ve kendi dünya siyesetimi kendim üretiyorum...'' demesini çok isterim...İstemek ayrı dünyada işlerin böyle işlemiyor olması, ülkemizin hal-i pür melalinin ortada olması ayrı... Daha düne kadar CHP kendi halkıyla uğraşıyordu bugün bundan vazgeçtiğini kanıtlamamın peşinde bir de dünya güçlerine karşı siyaset üretecek hakikaten de üstünde hiç düşünülmeyecek bir konu...CHP bu işi halleder, neyle ulusalcı olduğunu bilmemiz yeterli galiba... Muhabbetle...
  21. Kullandığınız tabirlerin ağır olduğunu anlamanız için neyi ispatlamam gerekiyor, ne demek efendim bir partinin kulu olmak tabiri?Doğru bir üslup şekli mi bu?Tabiri kullanan sizsiniz, bir partinin kulu olmak ne demek buyrun siz açıklayın,siz ispat edin iddianızı?Soğan yemedim ki ağzım koksun efendim,algınızın kerameti kendinden menkul...
  22. Benim adıma kendi algınızı benmişim gibi sunuyorsunuz Sayın yılmaz....Kul hakkına önem veriyorsanız benim için bulduğunuz sıfatın beni karşılamadığını söyleyeyim,üslubunuzdan rahatsız oldum...Size kolay gelsin...
  23. Bu yazdığınız cümle sizi sizde yüceltmiştir eminim...Tarafsızlığınıza,bağımsızlık anlayışınıza,kul olmayan duruşunuza hayran kalmamak gibi tarafsızlık,bağımsızlık,özgür olma hakkım var mı bunu da sormuş olayım, efendim?
  24. Bunlar istemeseydi gelemeyecek olduğunu kabul ediyorum...Sanki ülkemizde sadece AKP'yle ilgili bu adamlar iş çaviriyorlar ya da AKP'yle birlikte iş çevirmeye başladılar.Bu adamlar AKP'yi götürmek isteselerdi, darbe v.s olmasını isteselerdi yine yaparlardı, bu adamlar derin ulusalcı(!) derin yapılanmayla yollarına devam etmek isteselerdi ne Ergenekon'u görürdük bugün ne de AKP'yi...Demek ki efendim Sayın Profosör Süheyl Batum'un da zikrettiği gibi kağıttan askerler meselesi(Kendisi başka bir amaç güderek bu cümleyi zikretti tabi...) hiçbir güç gücünü kendinden,ülkesinden almıyor demek ki ülkemizde... Madem tablo bu seçim meçimle uğraşmanın ülkenin kurtuluşunu seçimlere bağlamanın ne mantığı ne gerçekliği var?Hem ülkemizi dış mihraklar yönetecek, bir parti iktidar olacaksa bunu onlar belirleyecek, bir darbe yapılacaksa bunlardan bağımsız olmayacak CHP, MHP ya da başka bir parti hangi güçle hangi bağımsızlıkla bu adamlardan kurtulmayı düşünüyor ya da siz söyleyin bunu hangi güçle yapacaklar,kaynakları ne, ''Benim adım Kemal Kılıçdaroğlu...'' yeterli mi sizce veya Sayın Devlet Bahçeli'nin meydanlarda attığı nutuk mu korkutup kaçıracak bu adamları? Muhabbetle...
  25. Efendim yazdıklarınızı biraz gülerek epey bir de manidar bularak takip ediyorum.Kime mi diyorum, AKP karşıtlığı noktasında, AKP karşıtlığından vatanın kurtarılması gerektiği hususunda tartışmasız hem fikir olanlara lakin vatanın nasıl kurtarılacağı, bunu hangi partinin yapacağı konusunda ayrışan,aynı partiyi savunurken,desteklerken dahi ayrıntıda boğulan siz değerli arkadaşlara... Yazdığınız yazıların tümünden şunu çıkarmak yanlış olmasa gerek.AKP dışında bir parti velev ki iktidar olsa bizi bize bırakmayan, bizi çok seven o dış mihraklar da velev ki bizi bize bıraksalar iktidar olacak partinin bu ülkeyi hangi değerler,hangi kadrolarla nasıl yöneteceği konusunda çok büyük soru işaretleri var.Mübarekler bir türlü bu ülkeyi yönetebiliriz, bizim aklımız,tecrübemiz, anlayışımız,duruşumuz buna yeter görüntüsü nasıl verilmez, halka nasıl güven verilmez çok güzel bir çalışmayla ortaya koyuyorlar...Siz değerli arkadaşlar da aynı görüntüyü yazdıklarınızla teyit ediyorsunuz... Zaten sorun da bu.AKP ne kadar yanlış yaparsa yapsın yaptığı yanlışı ortaya koyacak, bunu anlatacak olan partilerin kendi yanlışları AKP'ninkenden daha fazla görüntü verdiği için ki böyle zaten AKP'nin yanlışlarına mukabil yaptığı doğrular az veya çok ön plana çıkıyor,diğer partiler bu durum karşısında AKP'yle mücadele edemiyor.Adamlar daha muhalefeti doğru düzgün yapamıyorlar bir de ülkeyi yöneteceklerini anlatmaya, kendilerini inandırmaya çalışıyorlar. AKP'nin ne kadar yanlışı varsa bunu anlatmaya çalışanların basit siyasetleri,güven vermeyen duruşları sayesinde bu yanlışlar güme gidiyor...MHP mi iktidara güçlü bir aday olacak,MHP bildiğimiz değişime kapalı,halkın büyük kısmına kendini kapatmış milliyetçilik temelinde,kuru söylemler üzerinden siyaset yapan ülkenin sorunlarına uzak olduğunu hissettiren,düşündüren bir parti. CHP'ye bakıyorsun kendisiyle ilgili halkın nazarında gerçekliği bazı arkadaşlarca başkaları tarafından oluşturulan- buna CHP kendisi de inanıyor-olumsuz halka yabancı, devletçi,baskıcı algılardan kurtulmaya çalışan,yenilendiğini,değiştiğini anlatmaya çalışan bunu yaparken de hem kendi tabanını küstürmemeye çalışan hem de kendisine uzak kaldığı halkı kendisine çekmeye çalışırken garip görüntüler veren, hangi CHP olduğu, olmak istediği,hangi değerleri savunduğu,bundan sonra ne yağacağı konusunda derin şüpheler uyandıran ama Kılıçdaroğlu'nun kişiliğinden gelen sevimlilikle dikkat çeken görüntüde bir parti... HEPAR'dan bahsetmek isterdim ama siyasetteki hangi boş alanı dolduruyor daha emin olamadım,bahsedemeyeceğim... Ve Tayyip Erdoğan'lı iki dönemdir seçilen AKP... Bu siyasi görüntü içinde AKP yine bir adım önde bütün yanlışlarına rağmen... Ha bir de ABD,AB meselesi var siyasetimizin yönlendiricileri arasında, zaten konuya bunları da dahil edince işin içinden hiç çıkamıyoruz, siyasetimizde bunlara rest çekecek parti arıyoruz rest çekecek partinin bunlarsız başa gelmesi mümkün değil tesbiti hepimizin ortak kanaati sonra bir bakıyorsun havanda su dövdüğümüzü anlıyoruz, sonra da anlamamış gibi yapıyor devam ediyoruz... Muhabbetle...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.