Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

FUZULİ

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1.980
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    5

FUZULİ tarafından postalanan herşey

  1. FUZULİ

    Darbe olsa...

    Cumhuriyetçi, demokratik, ilerici kardeşlerimiz kendi kafalarındaki şartlerın dışına çıkıldığında nasıl ağızlarından bir çırpıda, pervasızca ''darbe''kelimesini çıkarıyorlar şaşıyorum.Bir beyinde demokrasi ve darbe kelimeleri ancak bu kadar yakın durur ve ancak birbirine bu kadar alternatif gösrerilebilinir.Nasıl bir beklentidir bu yahu nasıl bir beklenti?Hangi Cumhuriyet sürekli darbelerle anılıp medeniyet yolunda ilerlemeyi başarmıştır?Hangi darbe Cumhuriyet'e hizmet edip onun yerleşmesini sağlamıştır?Hangi Cumhuriyet varlığını,devamlılığını darbelere bağlayabilir?İlericilik adı altında Atatürk adı altında nasıl gericilik yapılıyor çok güzel kanıtlıyor arkadaşlarımız. Darbelerden medet umuluyorsa hala bugün Biz nerdeyiz biliyor musunuz?Biz hala 1920'lerdeyiz.Hakikaten de öyleyiz.Bir maya çalındı bu göle, tutmadı bu göl birçok sebeple. Bir ülkenin halkı demokrasiyle yönetilip en son noktada bu millet *****, bu millet bir şey bilmiyor, demokrasiden anlamıyor, yanlış kişileri seçiyor, yapılanları görmüyor denilebiliyorsa bu kimin suçudur yaahu soruyorum, bu kimin suçudur? Bu ülkede hangi ideoloji hakimdi de bu sonuçları doğuruyor birazcık düşünmek lazım!Niye istediğiniz olmuyor bu ülkede oturun bir düşünün? Atatürk'ü Atatürk olmaktan çıkarın, demokrasiyi kendi demokrasiniz olarak yorumlayın,istediğiniz gibi kullanın,gerçek dinini öğretmeyin kalka her türlü etkiye açık hale getirin, halkı yönetebileceğiniz oranda ideolojik olarak eğitin ondan donra da bu halk ***** yahu,bunların yerine biz doğrusunun biliyoruz şunu yapalım bunu yapalım deyin, söyleyin de söyleyin kardeşim...Konuşmaya devam,halkı suçlamaya devam, darbe edebiyatı yapmaya sevam, daha bildiğiniz birçok doğruya devam...Muasır medeniyete bu düşüncelerle, bir türlü anlayamadığınız bu halkla daha çok ulaşırsınız ve hep beraber ulaşırız...(Bu ülkede olup bitenlerin hepsi ''Ancak bu kadar olur!!!'' detirten cinsten ve iç acıtıcı, yazık ki ne yazık!...) MUHABBETLE...
  2. Etiketle etiketle ayır kardeşim.Bir de şunu söylemeniz yok mu dini o beğenmediğin dindarlardan iyi biliyormuşsun gibi dinde türban yok, saçı kapatma yok şu öyle değil, bu böyle değil... Sen nerden biliyorsun bunları?Amacın insanların dini yanlış yaşadığını görüp içinin el vermemesi mi, bundan dolayı bu yanlışı düzeltmeye çalışmanın mücadelesi mi?Sen kimin savunduğu dine inanıyorsun inançlı kardeşim? Örtünmeyle ilgili ayetleri söyleyeceğim ama baştan yok saydın zaten artık senin içn kanıt olmaz.Biz aynı dine inanıyoruz da ayrıştığımız tek nokta başörtüsü mü?
  3. Bilim canlı mı yarattı?Din yapamazsın derken?
  4. Bilim dinle uğraşamaz öyle mi?Din de büyük bir olguysa niye şu vakte kadar ispatlanmış bir teori getirmedi tamamen dinle ilgili.Bilim hayatın her yeri diyorsun insanların yaşamında büyük yer eden din olgusu bilimin dışında kalıyor, önemsemiyor garip bir mantık.Hani her şeyi çevreliyordu bilim?Yanlışlığı ispatlanana kadar inanmaya devam mı; yada ispatlandı da bu kadar dünya insanının haberi mi yok hala inanmaya devam ediyor? SAYGILARIMLA... Hala aynı şeyleri söylüyorsun.Soru soruyorum cevapları yuvarlayıp gönderiyorsun.Bilimin hangi söylediği dinin tersi?Bugünkü tartışma diyorsun kendi kafanda kurguladığın dini çürütüyorsun.Benim inandığım neyi çürüttü o araştırma. Ve o araştırma sonucu şu soruyla mı başlatılmış:Din her şey yoktan var edildi diyor.Antitez hayır yoktan varedilmedi zaten vardı. Nedir bulunan?
  5. Hangi araştırmanın sonucu dini yalanlamıştır.Hem dönüp bakmaz diyorsun hem de yapılan araştırmalar sonucunda bilim dini yok etti diyorsun.Bunu bilim mi diyor sen mi diyorsun?
  6. Ben o saydığın bilimlerin hangisine karşıyım da sorumun cevabı bilim dallarıymış gibi sunmuşsun.Açık ve net söylüyorum. Psikoloji ve sosyoloji dediğin o bilimler diğer bilimler gibi olgurı inceliyor bilinenleri buluyor bilinenden hareketle sonuç çıkarıyor.İnsan psikolojisi buymuş, toplum sosyolojisi buymuş diyor.Buna da kimse bir şey demiyor zaten.İnancım araştırmalara inanma demiyor.Onları araştırma demiyor.
  7. Bilim dinin yalan olduğunu mu ispatladı?Bilimsel düşünmek için dinsiz mi olmak gerekir?Bir dine inananlar bilimle mi savaşıyor?Din bilimle uğraşma mı diyor?Ben inançlı biriyim ve de bilimin bulduğu hiçbir şeye bu olamaz dinim böyle demiyor demedim.Dinim de bulunanlara inanma hiç demiyor.Yer çekimi kanunu yok, suyun kaldırma kuvveti yok,dünya dönmüyor demiyor...
  8. Bilim hayatın her alanını doldurabilecek bir yapımıdır?Hayatın neresindedir?Sosyal bir hayat,insani ilşkiler, duygular adına ne söyleyip bu alanda hangi boşluğu dolduruyor?Bilim insan yaşamını tümüyle kapsayan bir olgu mu yoksa var olandan sonuçlar çıkaran var olanı ortaya koyan bir şey midir?İnsanın ruh yönü hayatında ne kadar etkilidir?Bu anlamda her doğruyu bilim sunuyorsa sevgi,cesaret,birliktelik,asabiyet v.b. duyguları hangi anlamda çözümleyip neye göre doğru demekte,hangi gerçek menevi bakış açısını geliştirmektedir? Saygılarımla...
  9. Bence İngilizce yazalım.Sunduğun mantığa göre İngilizce daha çağdaş bir dil öyle değil mi? Daha çağdaş oluruz böylece. Mantıki bakış açına örnek olsun diye küçük bir örnek... SAYGILARIMLA...
  10. Benim Fuzuliliğim senin anladığın cihetten değil saygıdeğer kardeşim.''Edep olmadan ilim olmaz.''der bir düşünür. Önce samimice o yazdığın ilk cümleye bak ne anlama geliyor hangi duyguyu içeriyor hangi bakış açısını yansıtıyor biraz düşün! Sen benim ne yazdığımı anlamamışsın, hakkında yazdığım kişinin de ne anlatmak istediğini anlamamışsın, kendi anladığını da benim senin gibi anlamam gerektiğini çağdaşlık, evrensellik diye beyan ediyorsun.Evrensellik, çağdaşlık bayağı değişmiş örenmiş oldum sağol arkadaşım...
  11. GECE KUŞU kardeşim dediğinden hareketle sen de Türk genci olduğunu iddia edemezsin. İnsan ne dediğini ne savunduğunu önce düşünmeli sonra savunmalı! Yorumsuz: GURUR:Arapça HAK:Arapça HAKLI.Arapçadan Türkçe CUMHURİYET:Arapça(Buna dikat!) TAŞERON:Fransızca HEM FİKİR:Kelime grubunda ''fikir''kelimesini kullanmışsın(Benden duymamış olmanı o kadar isterdim ki!) SAMİMİ:Arapça GURUR:Arapça Okumak kendini bilmektir önce,der Yunus Emre...
  12. FUZULİ

    İŞTE BİLİMİN ZAFERİ

    Albert Einstein'in ''İzafiyet Teorisine'' göre zaman göreceli bir kavramdır.Bunu da birçok bilim adamı kabul ediyor.Geçenlerde Nasa'nın yaptığı bir deneyde bunun doğrulandığı vurgulanıyor.Bunu Kur'an- Kerim 1500 yıl evvel söylemiş. Kur'an da ... Gerçekten, senin Rabbinin Katında bir gün, sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir. (Hac Suresi, 47) Gökten yere her işi O evirip düzene koyar. Sonra (işler,) sizin saymakta olduğunuz bin yıl süreli bir günde yine O'na yükselir. (Secde Suresi, 5) Melekler ve Ruh (Cebrail), O'na, süresi elli bin yıl olan bir günde çıkabilmektedir. Diyeceksin ki bunlardan zamanın izafiyeti sonucu mu çıkıyor.Her bakan başka bir sonuç çıkarmakta, başka anlam yüklemekte özgür. Bu sonucu çıkardık varsayalım.Bu sefer neyi kanıtlamış oluruz bir düşün? İnanmak için kanıt istiyorsan bir dünya kanıt var Kur'an da birçok hususta. Dünyanın dönmesini mi dersin, tatlı suyla tuzlu suyun karışmadığını mı(alt ve üst deniz akıntısı, bulunma zamanı binlerce yıl evveline dayanmaz), dağların Dünya için hangi önemle yaratıldığını mı dersin. Bana inanma aç oku.Savaştığın düşmanını tanımış olursun daha iyi savaşabilmen açısından... Muhabbetle...
  13. FUZULİ

    İŞTE BİLİMİN ZAFERİ

    Aleyküm selam!Tebrik ederim Dini yerle bir etmişler.Bilim adamları yoktan bir şey var etmiş bravo.Dinin söylemi yerle yeksan oldu, ne olacak şimdi?O kadar inanan bu zamana kadar yanlış yapmış eh zararın neresinden dönersen kardır artık. Bilim ilerledikçe zaten dünyada çözülmedik sorun kalmadı,yakında ölüme de çare bulurlar, Cennet-Cehennem de tarihe karışır artık.Akılın elinden bu zamana kadar hangi sorun çözülemeden kaçmış ki zaten?Bilim çağında yaşıyoruz.Hiçbir sorunumuz kalmadı.Cevaplanmadık sorular cevaplananlar arasında devede kulak kalıyor değil mi? Bu inanma dürtüsü de insanlar tarafından türetildi.Yani öğrenmeyle oluyor değil mi? Öğretilmese böyle bir ihtiyaç doğmayacak değil mi?Bilim böyle mi diyor inanç hususunda? Bak bilim adamları çalışmışlar, didinmişler var olan bir şeyden başka bir şey türetmişler.Dikkat et yoktan var etmemişler? Sence bu alemi hangi bilim adamı yapmıştır hiç düşündün mü?Hani bilime göre ortada bir sonuç varsa onu ortaya koyan bir sebep ve güç vardır.Yani kendiliğinden bir şey meydana gelmez bilim adamlarının yaptığı gibi. Acaba o üretilen organizma yoktan var edilmediyse ilk nasıl ortaya çıkmıştır arkadaşım bir zahmet bilimsel temelli bir cevap verirsen ben de bilmediğim bir şeyi öğrenmiş olacağım? Bunu yaparken de bilmediğim bir şey söylersen daha çok memnun olurum.Orasını bilim de bilmiyor,bilim görüneni, var olanı inceliyor, ötesine geçemiyor deyip de geçiştirme, beni de daha çok mutlu etme! Dağınık vaziyette olan alemdeki her şey ne hikmetse bir anda canlı,evren ve de sistem oluşturdu kendi kendine düşünerek, doğrusunu da kendisi bilerek öyle mi? Gaz bulutu, yogunlaşma, biğbeng sonrasında bu da yetmez canlının yaşayacağı bir Dünya ve büyük bir düzenli sistem.Bu da yetmez ilkel canlılardan evrimleşe evrimleşe mükemmel canlılar ortaya çıktı hayret edilecek bir vaka, sence de öyle değil mi? Aklımız nelere kadir değil mi?Önce mükemmelleştik, sonra bu nasıl oldu diye mükemmelleşen aklımızla hala bu nasıl oldu kendiliğinden oldu diye onu araştırıyoruz. Bilim ayrıca o kadar ilerledi ki mana aleminin gerçekliğini de görmeye başladı, gücünü de,Görünenin ötesinde görünmeyeni de algılamaya başladı.Bunu da araştırırsan fikirlerini savunurken sana yardımcı olur küçük bir tavsiye. AKIL GÖNÜLLE BÜTÜNDÜR.HER EYLEM NE SADE AKLIN ÜRÜNÜDÜR NE DE SADE GÖNLÜN.
  14. FUZULİ

    MHP-AKP uzlaştı

    Ne güzel fikirler öne sürmüşsün güzel kardeşim.Bu ülkede senin düşündüğün gibi çağdaşlığı savunanlar %30-35'i oluşturuyor.Diğerleri gerici sence %65-70.Ve sonra diyorsin ki milletim onların heveslerini kursağında koyacak.Ortada bir çelişkili istek yok mu bir baksana.Medet umduğun kesim senin gibi düşünmeyen kesim, senin tabirinle çağdaş olmayan kesim,Atatürk düşmanı olan kesim.Bu milletin yüzde yüzü senin savunduğun çağdaşlığı niye savunmuyor acaba hiç düşündün mü?Devlet(hakim olan güç) bütün gücünü istediği gibi düşünen, istediğini seçtirebilecek,istediği çağdaşlığı kabul ettirecek insan tipi oluşturmak için harcarken, insanını böyle eğitmeye çalışırken niye kendisine bu kadar zıt insanlar,gruplar oluşuyor acaba düşünülmesi gereken bir soru.Hakim güç bir yerlerde yanlış yapıyor ama yanlışı milletinde arıyor her nedense, çok ilginç.İstenilen insan tipi bir türlü yetiştirilemiyor neden acaba? Aynı ideolojik eğitimden geçmemize rağmen bir taraf hiç asimile olmuyor doğruyu bulamıyor nedense? Daha bir dünya olgu ve soru birazcık düşünene ve görene. ''Her bakan göremez, her gören gördüğünü bilemez.''(Her gören kendi gözüyle görür.Benim gördüğüm de bu, sana göre yanlış olabilir bana göre doğru.) İLİM, İLİM BİLMEKTİR. İLİM KENDİNİ BİLMEKTİR. SEN KENDİNİ BİLMEZSEN, YA NİCE OKUMAKTIR? YUNUS EMRE MUHABBETLE...
  15. Benim anlamadığım nokta şurası:Türban bu değildir diyorsun; peki nedir diye soracağım , bu nokta da gayr-ı ciddi davranıp olayı alay zemininde dile getiriyorsun. Kendi tanımını yapıyorsun kendi yorumunu yapıyorsun bu diyorsun.Söylenmiş bir yalan diyorsun kim yalan söylemiş Kuran mı?Ayetlerle sabit olan bir şeyi birileri kandırıldı üslubuyla söyleyip rencide ediyorsun.Ortada sorun varsa görüş sunulacaksa üslubu bu mu olmalı?Ya da olmayan bir türban Müslümanlık diye sunuluyor olsun.Yani yanlış olsun bu üslupla mı doğruyu gösterecek ve kabul ettireceksin?Küçük görerek, alay ederek, dışlayarak,gerici sıfatını kullanarak mı başörtüsünü başlardan çıkaracaksın. Biz başörtüsüne karşı değiliz bizim ninemiz de takıyordu; biz simge olan türbana karşıyız diyenlerden misin? Bağlama şekli değişti, kılıç gibi keskinleşti önüne geleni kesiyor biçiyor, bugün yapmasa da yarın kesinlikle böyle olacak, zinhar bu örtü takılmasın, takılırsa da bizim istediğimiz gibi takılsın(bu hakkı da artık size kim verdiyse?)demokrasiyi,Cumhuriyet'i korumak adına bu yapılmalı oh ne ala, demokratik bir Türkiye!Gözlerim yaşardı çağdaşlıktan,demokrasiden valla.Umarım sadece bizim ulaştığımız demokrasinin son noktasına diğer ülkeler de ulaşır da onlar da refaha erer.Dünya devletlerine demokrasi öncülüğü yapıyoruz ya.Biz bulduk bunu hatta çağdaşlığı.Herkese örnek olsun bu analyışımız ki; Onlar da Cumhuriyetlerine bu düsturla sahip çıksınlar. Bizden olmayanlar bizim var olmamız için yok olmalıdır,öyle mi?Ben çağdaşım, ben demokratiğim, ben laikim,ben doğruyu bilirim gel bana sor, senin ne düşündüğün beni ilgilendirmiyor, zaten ne düşündüğünü biliyorum ve kesinlikle yanlış düşünüyorsun, yanlış yaşıyorsun, seni düzeltmek için doğru yola sevk etmek içn her yol mübah vay be!Allah'tan herkes böyle düşünmüyor.Düşünselerdi birilerinin dağa çıktığı gibi insanlık dışı yol seçerlerdi nihayetinde taş üstünde taş kalmazdı bu vatanda.En azından susup oturanlar mücadelesini insan gibi kırmadan, dökmeden bölmeden yapanlar var.
  16. Soruma o arkadaşın söyledikleri hakkında görüşümü eklemediğim için farklı bir boyutta algılamışsın.''Cumhuriyet Kadını''yazısını yazan arkadaşımız kendi Cumhuriyet kadını görüşünü kullanmış.Sen de onun dışında başka bir Cumhuriyet kadını kavramını kullanmışsın.İkiniz de aynı kavramı kullanıp farklı anlamlar yüklemişsiniz.Bir de başka kavram var.Özellikle Cumhuriyet kadınıyım, Cumhuriyet cocuğuyum diyenlerin kullandığı.Yani olmayanlar.Bu kavramı kullanıyorsan bir de başka grup vardır o zaman?Eğri oturalım doğru konuşalım.Televizyonlarda çok görüyoruz.Bir konu hakkında yoruma başlamadan önce vurgulanır Cumhuriyet kadını ve Cumhuriyet cocuğu olmak.Bu nasıl bir kullanımdır?Gerçekten öğrenmek istiyorum?Yazıyı yazan arkadaşımız ne olduğunu kendince söylemiş yukarıda söyledim.Sen de söylemişssin;lakin dediğim gibi bu ülkede herkes senin yaşam şeklinle yaşamıyor.Onlar ne kadını ve hangi sistemin çocuğu? Öğrenme niyetim olmasaydı o yazıyı yazan arkadaş sınırını çizerek yazmış cevabı burda derdim? Ayrıca sorunun cevabını alabilecek ,anlayabilecek düzeyde değilmişiz.Sen benim insanları örtülü-örtüsüz şeklinde ayırdığımı nerden biliyorsun ve de bunu ben böyle düşünüyorsam ben niye bilmiyorum bunu?Ben hangi kanıya sahip olduğumu, hangi soruları sorabileceğimi ve bunun sınırlarını bir başkasına mı sormak zorundayım? Sen fikrini söylersin ben fikrimi söylerim bilmediğim yanlış bildiğim bir şey varsa fikir tabularım da yoksa söyleneni kabul ederim.Bu da bana kalmış bir şey izin verirseniz!...
  17. Hepimiz sitemkarız muzdarip hallerden.Her şey iyi olsun,kimse sıkıntı yaşamasın,milletçe refaha erelim diyoruz.Bunu hepimiz söylüyoruz.Olanlara bakıp sadece konuşuyoruz, sadece kendimizi düşünüyoruz.Bu çaresizlikleri,dertleri ortadan kaldırmak için ne yapıyoruz.Uzaylılar mı getirdi bizi bu hale? Hepimiz demokratız, demokrasi için insan öldürürüz; hepimiz laikiz, laiklik için binlerce madur üretebiliriz,hepimiz vicdana sahipiz kimsenin aç kalmasına gönlümüz razı olmaz, daha nasıl fazla para kazanırız diye kafamızı buna yorarız,reynalarda bilmem ne diskolarında şampanya dökeriz baştan aşağı.Kendi geleceğimiz, menfaatimiz için bir başkasının tepesine çıkmaktan onu ezmekten gocunmayız. Gerekirse işimize yarayacaksa olmayan sıkıntıların dahi hasıl olmasına sebep olur sonra da çözmeye çalışıyormuş gibi yaparız. Biz vatanseveriz, biz insanseveriz, biz laikiz, biz Atatürkçüyüz, biz Müslümanız, biz çağdaşız, biz akıllıyız, biz hukuk devletiyiz, biz sosyal devletiz... Bu kadar güzel vasıflarla bu kadar sorunlar nasıl bir arada duruyor, bu güzel ilkeler, anlayışlar bu kadar sorunu nasıl üretiyor şaşmamak mümkün değil... ''AYNASI İŞTİR KİŞİNİN, LAFA BAKILMAZ!'' ZİYA PAŞA
  18. Affına sığınarak düşüncelerinden hareketle bikaç sorum olacak: 1.Cumhuriyet kadını kimdir, özellikleri nelerdir ve Cumhuriyet kadının dışında başka kadın grubu mu vardır? 2.Birileri senin gibi değilse, senin yaşam anlayışının dışında yaşıyorsa yani Cumhuriyet kadını değilse onlara bakışın nasıldır ya da bakış nasıl olmalıdır? Aydınlatırsan sevinirim...
  19. Arkadaşım senin anlayışına göre yanlışlık milletin bu seçimde gösterdiği eğilimde.Senin kabul edeceğin bir hükümet gelseydi hiç bir yanlışlık, yozlaşma olmazdı.Ben genel bir görüntü çizmişim, getirmişin konuyu ben de aynı mevzudan bahsediyormuşum gibi şu andaki yönetime,İslami medyaya dayandırmışsın.Bu ülkenin tek sorunu iktidar koltuğu mu?Millet cahillik yaptı, medya bütünüyle İslami hassasiyetleri olan bir medya, gitti destek verdi.Nasıl düşünürsen öyle bakar ve de öyle görürsün.Her olay da bu kadar basit değil... Seçimde medyanın rolü çok büyüktü ve de bundan sonra da büyük olacak buna kimse bir şey diyemez. Dar manada bu mevzuyu da tartışmak isterim ama ben başka bir şeyden bahsediyorum. Ayrıca medyanın bir dünya yalan haberle,oyun yönünü mitinglerle istediği yöne çevirmek için bir dünya takla attığını görmemek garip bakış açısı gerektirir.Sen bunları görme ondan sonra sonuçlara başka sebepler ara... Bugün bunlar var yarın başkaları.Kimse baki değil bu makamda.Bu hükümeti buraya getirenleri de yani halkı tamamen cahil görmek, istenilen olduğu zaman akıllı görmek neyle açıklanır bilmiyorum!... MUHABBETLE...
  20. Fazla dikkatli bakmaya gerek yok zaten.Görünürde yasa var, hukuk var özgürlük var. Yani varoğlu var demokrasi adına.Bu sorunları ortadan kaldıracak toplumda huzuru tesis edecek yasalar var da niye huzur yok?Yasa dediğin insan için vardır ve de evrensel hukuğa dayanır.Yasalar birinin isteğiyle değil toplumda düzeni sağlamak, toplumun ihtiyaçlarına çare olmak için milletin gönül desteğiyle çıkarılır ve toplum ona sahip çıkar.Beğenmezse de demokrasi var diyorsan deiştirir.Hukuk, yasalar kimsenin tekelinde değildir.Sahipleri ne bir partidir ne de bir kurumdur.Her isteyen elimde güç var diye hukuk yorumu yapamaz, hukuğu yasayı kendi fikri için kullanamaz.Hangi görüşe sahip olursa olsun. Niyet önemlidir kardeşim bir problemin çözümünde.Niyetlerde amelleri doğurur.Kimse kimsenin fiile dönüşmemiş fikrini ,niyetini yasaları da temel göstererek mahkum etme tamamen yanlış görme hakkına sahip değildir. Birileri fantazileri elden gitmesin diye basbas bağırıyor görüyoruz.Hatta bunun için hukuk bile hiçe sayılabiliyor çok yaşadık bunları.Bir sorunun sorun teşkil etmesi için bu sorunun da çözülebilmesi için ne lazım Allah aşkına birileri akıllıca iyi niyetle söylesin de ben yanlış düşünüyormuşum diyeyim!... Dayatmadan bahsediyorsun söylermisin kim kime açık ve net olarak hangi düşünceyi dayatıyor.Bu ülkede kendini bu ülkenin tek sahibi görenler mi hüküm sürüyor yoksa dediğin dayatmacı Müslümanlar mı? Muhabbetle...
  21. Ben sadece kendi penceremden gördüğümü ifade ettim.Siz de bu ifademi onların yönlendirmesi olarak yazmışsınız.Ben kendi Müslümanlığımı kendi öğrendiğim anlayışla yaşıyorum.Bu da birilerine göre yanlış olabilir.Bu hususta kesin yorumlar yapmışsın ve de kesin doğru bunlardır demişsin fikrindir amenna.Peki sence onlarla ilgili ne yapalım senin çözümün nedir, onlar İslam'ı kullanıyor veya hizmet ediyor.Onlar bu alandaki boşluğu dolduruyorsa diğer insanlar İslam bağlamında bu boşluğu bu birlikteliği sağlayacak ne yapıyorlar. Zulüm kelimesinin hangi anlama geldiğini çok iyi biliyorsun.İçinde zorlama, zorla kabul ettirme, kaba kuvvet manaları vardır.Onların hangi alanlarda zulüm yaptıklarını açıklarsan aydınlanmış olurum ve de memnun olurum bir bilgi daha öğrenmek adına. Mustafa Kemal'e kim ihanet etmiş, bugün hangi manada bedel ödüyoruz onu da açıklarsan doğruyu görmem adına sana müteşekkir olurum. Muhabbetle...
  22. Günümüzde medya o kadar güçlü bir yönlendirici pozisyonuna geldi ki savaşların ilk temel ayağını bu organ oluşturur oldu.Her eve girebilen, herkese kolayca ulaşabilen medya araçları, gücünün farkına varan devletlar tarafından, şirketler tarafından, örgütler tarafından etkin bir şekilde istenen sonucu verebilecek oranda kullanılıyor. Düşünmeyen bir toplumu,düşünmesi istenmeyen bir toplumu istenilen kalıba sokmak, istediğini yaptırmak için ideal bir araç olarak ülkemizde de çok büyük bir güç olarak kullanılıyor. Toplumumuzun kültürel yozlaşmasında, bu kadar sorunun ortaya çıkartılıp kargaşa yaratılmasında, tüketici toplumu haline getirilmesinde, istenilen fikirler doğrultusunda yönlendirilmesinde en önemli unsur bugün medya. Birileri bunu planlı yapıyor birilleri bilerek maşa oluyor,birileri bilmeden buna hizmet ediyor.Toplumun şekillenmesinde medyanın gücünü eğitim kurumlarının gücünün üstünde kat kat üstün görüyorum ve de yaşıyorum. İnsanımız okumuyor,düşünmüyor dizilerle ,filmlerle,abuk sabuk yarışmalarla, tek taraflı haber programlarıyla, magazin programlarıyla oyalanıp, şekillendiriliyor.Tam anlamıyla eğitimli olamadığımız için ne program seçip izleyecek durumdayız ne de o programların niyetini algılayabilecek idrake sahibiz. Özümüzden uzaklaştırılıyoruz, kendi topraklarımızda kendimize yabancılaştırılıyoruz.Birilerinin istediği kıvama, şekle sokuluyoruz ve zararlarını hep beraber yaşıyoruz gaflet içnde.Televizyonda ne görürsek, gazete de ne okursak(gazete de okumuyoruz ya!) hangi duygumuza hiatp eiyorsa oradan yakalanıyoruz sorgusuzca. Aklı başında,idraki kamile ermiş bir kısım insanımız bunun farkında ama sesi ve de gücü yetmiyor kurgulanmış bu düzene. Modernlik adına,isteyen istediğini izler ben de istediğim programı yaparım gibi sakat bir düsturla aklımız birilerinin himayesi altına giriyor maalesef. Bu hususta eğitim sistemimize, kurumlarımıza ,aydınlarımıza büyük sorumluluk düşüyor ama oralarda da işler hiç iç açıcı gitmiyor.Allah sonumuzu hayır etsin....Düşünen,okuduğuyla amel eden kullarından eylesin ne diyeyim kelimeler kifayetsiz kalıyor bu gidişe...
  23. Cemaatin içinde bilfiil hiç olmadım ama içinde olan arkadaşlarla muhabbet dolayısıyla ve çevremdeki faaliyetleri,diğer takip ettiğim faaliyetleri ölçüsünde cemaat hakkında fikir sahibiyim.Çok sistemli, düzenli ayağı yere basan özünü Said Nursi İslam anlayışı temeliyle oluşturan, bu temelinde yayılmasında eğitim,bilim, insan psikolojisi araçlarını çok iyi kullanan aşikar anlanda zararlı olmayan zarar vereceği noktaları kişilere göre değişen bir cemaat. Faaaliyetlerinde para bağlamında aşırıya kaçan,İslamın özünün dışına çıkan beğenmediğim yönleri var.Kendi anlayışları doğrultusunda çok muazzam bir mücadeleleri ve çalışmaları var.Bir kere İslam'ın yayılması için çalışıyorlar kimilerine göre samimi kimilerine göre değil.Bu anlamda çalışmalarını takdire şayan buluyorum.Kaba kuvvete başvurmuyorlar,günlük sığ politikaların peşinde değiller.Bütün sorunlara İslami temelli yaklaşıp(kendi İslami anlayışlarıyla) sevgi boyutunda, hoşgörü ikliminde fikirlerini anlatarak(Buna, asimile etmek diyenler de var.) bu anlayış etrafında toplamaya çalışıyorlar. Yaptıkları, savundukları doğru mudur; İslam'ın neresindedirler, zararlı mıdırlar, herkesin kendine has bu konuda kendi penceresinden görünen manzarası farklıdır...
  24. Kutuplara bölünmüş, sevginin gönüllerde yeşermediği, insani değerlerin değer olmaktan çıktığı, aklı selimin, iyi niyetin idrakine varılamadığı bir toplumda hangi sorunu gerçekten sorun olarak görüp, sorunlara gönül birliğiyle,iyi niyetle yaklaşıp çözebilirsiniz?Hala geçmişte yaşıyoruz şucusuyla bucusuyla.Hesaplaşmalarımız geçmişe dönük ve geçmişten günümüze gelen.Bu hesaplaşmalar her sorunda su yüzüne çıkıyor farklı kılıflarla.Gerçekleri dillendiremiyoruz, üstü kapalı görünürde gerçeklerin kılıfında görünmeyen zihnimizdeki fikirlerin mücadelesini veriyoruz.Ne demokrasiyi tam anlamıyla idrak edebilmişiz ne de yürüdüğümüz yolu.Mücadelesini verdiğimiz fikirlerin farklı farklı kaynak temelleri var.Aynı kaynaktan beslenen; lakin birbiriyle buluşamayacak kadar ayrı düşünen o kadar insanımız var ki! Bu bağlamda büyük guruplar halinde ayrı düşünüyor, ayrı yaşıyor, ayrı yollar çiziyoruz.İnsan olmanın gereği her insan aynı düşünmek zorunda değil tabi ki.Ama bir milletten bahsediyorsak millet olmanın gereği ortak paydalar vardır herkesin buluştuğu.Ortak kederler ortak sevinçler vardır herkesin paylaştığı.Ortak fikirler vardır milletçe savunulan.Aynı duygularla çarpan yürek bütünlüğü vardır. Bizim bugünkü yaşadığımız ve yaşamaya da devam edeceğimiz birçok sorun millet olmanın vasıflarını bir yerlerde bir şekilde zayıflatmış olmamızdan ya da o vasıfları tesis edememiş olmamızdan.Bizim milletimiz böyle değildi.Bu kadar ayrı düşmemişti yakın tarihe kadar.Tarihteki sayısız devleti bizim yürek birlikteliğimiz, kültür birlikteliğimiz kurmuştu.Bugün kiminle niçin mücadele ediyoruz?Dışarda o kadar düşman içerde o kadar maşa varken oturmuşuz birbirimize kesin doğru dediğimiz fikirleri, yaşam koşullarını kabul ettirmeye çalışıyoruz, didişiyoruz.Birileri bize bakıp ne kadar mutlu oluyor kendi istediklerini kendilerini yormadan gerçekleştirdikleri için... Halet-i ruhiyemiz benim penceremden böyle görünüyor bakmak ve bunları yaşamak içimi acıtsa da. Herkes huzur istiyor ülkede ne hikmetse huzursuzluk doğuyor bu istek nihayetinde.Herkes kendi felsefesinin huzur getireceğini düşünüyor(!)-kendi düşüncesi de değil öğretilen aslında- ayrı düşünene kabul ettirmeye çalışıyor kendi düşüncelerini .Bu tarz yaklaşımı en fazla uygulamaya çalışan ve bu hususta her yolu mübah sayan bayağı etkili bir topluluk var bu ülkede.Diğer büyük grup ise bunun karşısında fikirlerini demokrasiyle bazen demokrasinin dışında ama tamamen tahakküm uygulamadan savunuyor mücadelesini veriyor. Sorunlarımız ayrılık bağlamın da Tanzimat dönemiyle başlıyor bence.Ülkeye farklı bir biçim verme farklı bir yol çizme anlayışıyla yollar ayrılıyor.Malum savaşlar, kurtuluş ve Cumhuriyet.Yeni bir anlayış yeni bir devlet.Yeni devletle yeni bir toplum oluşturulmaya çalışılıyor zorlamalarla devrimin gereği.Cumhuriyet'e karşı çıkanlar oluyor(Kurtuluş mücadelesini vermiş büyük komutanlar dahi Kazım Karabekir gibi...).O şartlarda devrim mücadelelerle, Cumhuriyet'i tesis edecek kurumlarla yerleştirilmeye çalışılıyor.Mustafa Kemal bu hususta eğitime çok önem veriyor keskin zeka ve ileri görüşlülüyle.Toplum yeni devletin fikirleriyle donatılmaya çalışılıyor.Bunu yaparken özünü reddetmiyor, tarihi yok saymıyor, milletin kültürel temeline dayanarak Cumhuriyet'i temellendiriyor.Buna mukabil yeni toplum oluşturulurken zararlı olduğu düşünülen, Cumhuriyet'e zarar veren birçok olgu zorlama da yapılarak ortadan kaldırılmaya çalışılıyor.Bu noktada halkın bir kısmı Cumhuriyet'i, geçmişi redetmediği ölçüde, özüne çok ters gelmeyen zorlamalar olmadığı ölçüde kabulleniyor olması gerektiğine inanıyor.Bir kısım halk kesinlikle ne olursa olsun Cumhuriyet'i istemiyor, eski düzenin aşkıyla yanıyor ve mücadeleye başlıyor.Mustafa Kemal bunlarla tavizsiz mücadele ediyor. Gel zaman git zaman, zaman geçiyor Cumhuriyet yerleşmeye başlıyor.Yerleşmeye başlıyor ama hala topyekün bir sahiplenme tam başarılamıyor.Mücadele daha da ağırlaşarak, yollar iyice ayrılarak ve gruplar büyüyerek devam ediyor.Öyle bir noktaya geliniyor ki özellikle Atatürk öldükten sonra, Atatürk'ün çevresinde Cumhuriyet'in kuruluşunda yer alan çevre Cumhuriyet mücadelesini verirken eskiyi tamamen reddetmeye,hiçe saymaya, milletin harcını oluşturan değerleri yok saymaya vardırıyor bu mücadeleyi.Tahammülsüzlükler başlıyor.Bu noktada geçmişe dair hangi noktada bağlılığa hizmet eden öge varsa düşmanı olunuyor.''Laiklik''ilkesi Cumhuriyet'in kendisi oluyor, farklı anlamlar yükleniyor ve halkın geçmiş kültürüyle bağından, özünden kaynaklanan sorunlar(!) ''Laiklik''e bağlanıp her şey düşmanlaştırılıyor.Laikliğin ötesinde Cumhuriyet'e gerçekten düşman olanlar da mücadelesine devam ediyor,tamamen eski düzeni istiyorlar.Bunu isteyenlere ''irticacı(gerici anlamına geliyor ama bu kavrama da tek anlam yüklendi)yani şeriatçi'' yaftası yapıştırılıyor. Didişmeler, tahammülsüzlükler, düşmanlar çoğalıyor.Cumhuriyet'e yüklenen, demokrasi anlayışı, Cumhurit'i sadece kendilerinin savunduğunu düşünenlerin anlayışı Atatürk'ün fikir çizgisinden de çıkıyor başka bir boyuta varıyor.Birçok fikir Atatürk'e dayandırılıp kalıplaştırılıyor, tabulaştırılıyor.Demokrasi adına demokrasi yerle bir edilebiliyor, kendi Atatürkçülük anlayışları doğrultusunda kendileri gibi düşünmeyenler dışlanıyor, hor görülüyor sindirilmeye çalışılıyor.Fikirler zoraki kabül ettirilmeye çalışılıyor.Kendi anlayışları doğrultusunda kendilerine her zaman bir düşman yaratılıyor bulunuyor. Din bu noktada büyük rol oynuyor ve ülkenin temel ayrılığında başı çekiyor.Halkımızın büyük bir kısmı Müslüman ve bunun sonucunda inancını kendi anlayışında özgürce yaşamak istiyor.Geçmiş kültürünü terk etmeden,bağını koparmadan reddetmeden Kendi anlayışında Müslümanlığının temelinde modernleşiyor.Müslümanlar arasında çok büyük bir oran kendi hayat anlayışını Cumhuriyet'i reddetmeden yaşamak istiyor.Küçük bir kısmı günümüzde Cumhuriyet'in düşmanı olarak görülen kesim ise(Bugün hiç ayrım yapmadan dinle ilgisi olan herkes bu gruba dahil ediliyor.) hayatını bu sistemde devam ettirmek istemiyor. Sonrasında her şey birbirine karışıyor.Kim gerçek Müslüman,kim gerçekten Atatürkçü,kim Bu ülkede Din istemiyor,kim demokrasiyi savunuyor belli olmuyor.Ayrışma hat safhaya varıyor.Bu karmaşa sorun olmayacak olguları dahi sorun haline getiriyor. Ne doğru ne yanlış birbirine giriyor.Herkesin kendi doğrusu,herkesin kendi Atatürk'ü, laiklik anlayışı,Cumhuriyet'i, demokrasisi,dini,milliyetçiliği,modernlik anlayışı,Avrupa anlayışı ortaya çıkıyor. Ortada ne samimiyet kalıyor ne iyi niyet kalıyor, ne Atatürk kalıyor ne de din kalıyor... Böyle bir ortamda gücü yeten gücü yettiğince kendini kabul ettirmeye fikirlerini tesis etmeye çalışıyor. Birilerinin bunlar hiç umrunda değil ortamdan nasıl nemalanırım diye vatansız tüccar misali kasasını düşünüyor. Daha çok acı çeker bu millet bu gidişle.Birileri mucize bekliyor....Yazık yazık vallahi yazık...Kendi kuyumuzu kendimiz kazıyoruz birilerinin istediği gibi ya kanıma dokunan bu oluyor...
  25. Nerden başlarsın, nasıl başlarsın, başlarsın da başlangıcı bilmeyene buna mukabil her şeyi bildiğini düşünene, bunu düşünmek zannedene,kendi gibi düşünmeyene değer vermeyene adına da bilimsellik diyene neyi nasıl anlatırsın?Vay ki bu halimize vay!...Birileri her şeyin en doğrusunu biliyor, birilerinin dediği her zaman en doğru, birileri bu vatanın tek sahibi, birileri bu vatanı tek başına kurtardı,birileri Atatürk'ün tek sevdalısı,birileri en çağdaş ve tek çağdaş,birileri hep ilerici.... Birileri diğer birilerini hiç, biri olarak görmek istemiyor.Bu birileri çok üstün özelliklere sahip ne hikmetse.Bünyesinde barındırdığı güzellikleri(!) nasıl ve nerden yüreğiyle bulup,yüreğine yerleştirdiyse.Bu yürekle nasıl diğerleri yüreksiz görünüyorsa şaşıp şaşıp kalıyorum.İnsan bu olsa gerek diyorum...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.