Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

FUZULİ

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1.980
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    5

FUZULİ tarafından postalanan herşey

  1. FUZULİ

    KANALTÜRK SATILDI

    Çağdaşlıktan kastınızı anlayamadım Sayın Efendi Türkler!Çağdaşlıktan kastınız şehirde aynı apartmanda yaşayan insanların dahi birbirini tanımaması hangi halde olduğunu sormaması,modern giyimli modern soyguncuların olması,gece kulüplerinin bolca olması sabaha kadar içki banyosu yapılması(Kimseyi ilgilendirmez tabii özellikle vurgulayayım da başka anlam çıkarmayın...),şehir insanın daha çok buhran yaşamaya meyilli olması vs. vs. bunlardan bahsetmiyorsun değil mi?Bunların hiçbiri köylerde yok da.Bakın köylülerimiz de çağa ayak uydurmak için köyünden sıkılıyor şehre geliyor.Köyde takip edemiyorsun çağı.Sizin türban dışında başka değerlendirme ölçütünüz yok galiba?Şehirde çağdaşlık o kadar hat safhadaki üniversiteye girebilmek için bile türbanlıysan(!) çağdaş olduğunu eğitimi hak ettiğini göstermek için çağdaş,anlayışlı,özgürlükçü,demokrasi hayranı çağdaşlığın mihenk taşı büyüklerimize kanıtlamak zorundasın.Başı örtülülerden değil aklı örtülülerden kork demişti biri...Başı örtülü olanın aklı örtülü olabilir başı örtülü olmayanın da aklı örtülü olabilir... MUHABBETLE...
  2. Siz dine göre dünyanın niçin var edildiğini hayatta bu kadar olumsuzlukların niçin olduğunu dinin dışında dine uzaktan bakıp, görülenleri hislerinizin yönlendirdiği düsturla değerlendirdiğiniz için düşündüğünüz sonuçlara ulaşıyorsunuz.Allah, ben herkesi -verilen örnekten hareketle- dünyada mutlu edeceğim gibi bir taahhütte bulunmuyor.Dünyada kötülüğün olması Tanrı olsaydı bunlar olmazdı o zaman yok çıkarımı önermelerin kendi mantığının dışında olmasından başta yanlışlık içeriyor.Size göre Allah'ın varlığının kanıtı dünyanın güllük gülistanlık olmasıyla mümkün..Dünya güllük gülistanlık olsaydı Cennet'e ve Cehennem'e ne gerek vardı?Dünya Ahiret'in imtihan sınıfı.Şartlarını,sınav sorularını bize verilen imkanları sen varsan niye bu şekilde yaptın diyerek Yaratı'ya sual sorup sonra seni kabul etmiyorum demek abesle iştigalden öteye gitmez. Mevzu gerçekten derin.Allah'ın varlığını yokluğunu eleştirmek ve daha doğru bir kanıya varmak istiyorsan aç oku Kur'an'ı.Mantığını bir kavra.Ondan sonra hayata bak ve değerlendir.Kabul etmesen bile değerlendirmelerin daha sağlıklı ve derin olacaktır.Ayrıca bu tarz sorulardan da vazgeçeceksindir,sorulacak soruların bu alanda da olsa farklı olacaktır göreceksin...İnan ondan sonra değerlendir demiyorum eleştiri getirdiğin alan eleştirilerine ne söylüyor temelde onları bilerek değerlendir diyorum.
  3. Elinize ve yüreğinize sağlık hakikaten güzel olmuş... MUHABBETLE...
  4. Dinimiz senin orda yazdıkların gibi olsaydı ve de Müslümanlar bunu yapsaydı bunları yazacak biri olmazdı bugün burda.Diğer insanlardan korkacağına önce kendinden kork derim bir düşün.
  5. ''ce'' ekiyle ilgili olarak ''Kraliçe,Tanrıça'' kelimelerinde kullanılan ''-ca,-ce''ekleri Eski Türkçedeki yanlış hatırlamıyorsam Azeri Türkçesinde ''ece''olarak kullanılan bir kelimedir.Ek değildir yani.Bayan için kullanılan bir kelimedir.Tanrıça=Tanrı Ece(Kadın Tanrı) Kraliçe=Kral Ece(Kadın Kral) ''Tanrı'' kelimesine gelince manası ''İlahlar'' olduğu için mi bugün Müslümanlar bu kelimeye rağbet etmiyor.Yukarda da verilen bilgilerden hareketle ''Tanrı'' Göktürk yazıtlarından öğrendiğimize göre de çoğul değil tektir.Türklerde hiçbir zaman tanrılar(Totemler hariç,onlara da tanrı denmemiştir zaten.) olmamıştır dolayısıyle tekil mana içerir. Günümüzdeki kullanımına ve de kullananlara baktığımızda kelime ideolojik bir kılıfın içine sokulmuş bir anlayış doğrultusunda sahiplenilmiştir.Sol kesim bugün yaratıcıdan bahsederken sürekli Tanrı kelimesini kullanır.Bu kullanım Arap düşmanlığından mı kaynaklanmaktadır yoksa Allah olarak bilinen yaratıcının dışında başka bir vurgu mu yapmaktadırlar bilmiyorum.Tanrı kelimesinin Müslümanlarca kullanılıp kullanılmaması onun yerine Allah kelimesinin kullanılması Arap hayranlığı gibi dar ve ayrıştırıcı bir temelde değerlendirilmesi bir ideoljiyi savunuyor olmanın tepkileridir. Arapça'da Tanrı kelimesi olmadığı için ve de İslam'da en çok yaratıcının isimleirnden Allah kelimesi kullanıldığı için Tanrı kelimesini yerini İslam'ın yaratıcı için kullanmamızı istediği kelimeler bırakmıştır.Nitekim dilimizde bulunan ''Allah razı olsun,Allah kolaylık versin,Allah zihin açıklığı versin,Allah versin vs. vs. kelime grupları '' tanrı kelimesiyle ifade edilemeyecek manalar içerir.Bunun Araplıkla Türklükle ilgisi yoktur.İslam'la birlikte doğal olarak İslamın terimleri de kelimeleri de dilimize girmiş hayatımıza yerleşmiştir.Osmanlı döneminde Arapça ve Farsça'nın dilimizi hakimiyet altına alması Türkçenin ötekileştirilmesi konusu da başka bir konudur.Arapça ve Farsça kelimelerin hiçbirini kullanmayalım demek de apayrı bir konudur. MUHABBETLE...
  6. FUZULİ

    Cevaplayinda Görelim

    1.Sen burda yazı yazarken internete girdim diyorsun değil mi,internetin içinde misin?Ekranda gördüklerin beyninin bazı bölgelerinde görünüyor değil mi?İnternet senin içinde.Aynı yoldan gidersen sorunun cevabını bulup faydalı bir şekilde kullanabilirsin.En azından zihni çalıştırmaya yönelik vasıta bir soru sayın ihgg. 2.Şu an o kelimeyi dünyada olarak görüyorum evet var karşımda duruyor. 3.Hayır diyemeyiz.Akise madde dersek ''akis''kelimesi ortadan kalkar.Başka bir kelime bulmamız lazım gelir o vakit. 3.Bak ben vardır diyorum, diyebiliyormuşum demek ki diyemeyedebilirsin, demeyedebilirsin.Tahmin edilenin tamamıyla tahmin ettiğin gibi olduğunu söylüyorsan o da artık tahmin değildir,tahmin olmaktan çıkmıştır ki gerçeği görüldükten sonra tamamıyla aynı diyebilesin... Biraz nükte, biraz düşünme, biraz sohbet, affola sayın ihgg. MUHABBETLE...
  7. FUZULİ

    KANALTÜRK SATILDI

    Yukarıdaki alıntıların hissettirdikleri ve de ordaki öğütlere çok güzel demenin dışında başka söze ne hacette ama...işte burası benim için önemli.İnancın kendi içinde ortaya çıkmış farklı felsefi(!) yorumları var.Yukardaki bakış açısı da onlardan biri.Ne söylüyor bana.Şekilci olma amenna.İyi de şekilci olma derken inancın her türlü maneviyatı oluşturan şekillerini tatlı cümlelerle es geçiyor.Yorumdur tabi.Okunacak en büyük kitap insan diyor,paki Kuran için ne diyor.Kuran insanı okunacak kitap olarak görmüyor mu ki bir anlayışın cevabıymış karşılığıymış gibi söylenmiş.Benim Kabem insandır diyor,sizin kabeniz şekildir cevabını veriyor ilginç.Şekli Kabe insana önem verme demiyor ki...Dinine dizlerinle değil kalbinle bağlan diyor.Namaz şekildir diyor.Kuran da namaz Allah'a kalble bağlanmanın en önemli yoludur diyor.Amaç aynı da amaca ulaşacak yollar faklı gösterilmiş...Orda söylenenler hasıl olur inşaallah Sayın Sardunya yürünen yollar farklı olsa da... MUHABBETLE...
  8. FUZULİ

    bir sorum olacak

    Kitabı okudun ki yorum yapıyorsun Sayın Muki!Kitabı okuduktan sonra düşünce yetini mi kaybettin, kitabı okumadan öncemi düşünmeye gerek görmüyordun affına sığınarak yanlış anlama diyerek küçük bir soru sorabilir miyim? MUHABBETLE...
  9. Bir kitabı ortasından okumaya başlayıp ordan sorular çıkarıp başını okuyan birine sorduğunuzda sorduğunuz sorular alacağınız cevaplar ne kadar sizi tatmin ederse ki bu alanda da bu yöntemle niyetinize bağlı sorular ve cevaplar sizi o kadar tatmin eder.Bütünü algılamadan bütüne yönelik algılama çabaları eksik ve faydasız kalacaktır. Kuran'da dolaylı söylüyorum yukardaki sorunuzla ilgili iyiliği de kötülüğü de Allah yaratır.Şeytanın yeri,insanın yeri yaptıklarımızın bunlarla bağlantısı inanmak istiyorsan tek tek anlatılmıştır.Ameller niyetlere göredir.Şeytan denen varlık hep bir şeyler ister.Bunun da nefs(ilkel benlik)le ilgisi vardır.Bu noktada Allah yapmak istediklerinin iyi olup olmadığına bakmaksızın yaratır.Zina mı yapacaksın,hırsızlık mı yapacaksın yaparsın.Ama şunu söyler Allah.Bunları yap bunları yapma irade verdim,akıl verdim sana.Bu dünyada kısa bir süreliğine yolcusun yolun sonunda sorgulanacak,hesaba çekileceksin.Sana verilmiş bir müddet var. Yok dersen ki ben bunlara inanmıyorum.Bu durumları başka düşünce temelleriyle açıklayabilirsin din dışında.Sonuçta bunlar olgusal vakalar.Başka düşünce temelleri senin idrakini ne kadar tatmin ediyorsa ne kadar sana fayda sağlıyorsa,seni mutlu ediyorsa onu da artık sen bilirsin.Anlayarak inandığın zaman açıkta hiçbir şey kalmadığını göreceksin.İnanç akıl ve gönül birliğinde güzeldir. MUHABBETLE...
  10. İspat hasıl olana kadar sürecek tartışmalar,arayışlar...İspat hasıl olunca göreceğiz nasıl olacak hallerimiz... MUHABBETLE...
  11. FUZULİ

    KANALTÜRK SATILDI

    Nasreddin Hoca evlenmiş.Evleneceği kadının yüzünü o zamanlarda kimse göremiyormuş.Evlendikten sonra ilk gece görebiliyormuşsun fıkra bu ya.Evde hanım yüzünü açmış ki ne çirkin.Hocaya sormuş:''Hoca, yüzümü kime göstereyim kime göstermeyeyim?'' diye.Hoca da ''Bana gösterme de kime gösterirsen göster!'' demiş.
  12. Tesbitler güzel.Bütün bunlardan hareketle irticanın varlığını tescilledik.Peki tehlike nerden geliyor?Bu tehdit algısında halkın konuçlandığı yer neresi?Halkın büyük kısmının Müslüman olması irtica potansiyeli taşıdığını mı gösteriyor?Düşman kim söyleyebilir misiniz?İrtica var da kiminle var?Halk irticacı mı yoksa?Yok irticacı değilse korkumuz münferit olaylardan mı?Nurculuk gücüne güç katan bir durumda bugün?Niçin rağbet var buna?Bütün okullarını temsilcilerini ortadan kaldırdığınızda geçecek mi gördüğünüz tehlike?Başörtülüleri üniversiteye almadığınızda irticacı(!) olmaktan vaz mı geçecekler?Bütün bunlar rağbet görüyorsa Müslüman=irtica=halk mı?Ne nedir ne değildir bilen biri varsa lütfen söylesin?İrticanın varlığını kanıtladınız sonrası...Darbe mi olsun,Cumhuriyet mitingi mi yapılsın ne yapılsın? MUHABBETLE...
  13. FUZULİ

    19 mayıs 1919

    İdrakinizin keskinliği ve şiirin kullanılmasıyla ilgili yapmış olduğunuz tesbit hakikaten takdire şayan.O şiiri Atatürk düşmanı biri olarak kullanmadım;ama sürekli Ben Atatürkçüyüm,ben laiğim,ben vatanseverim,ben halkçıyım diyenlere orda anlatılanların hangilerini yapmışlar ve de eleştirilen hallerin hangilerini sergiliyorlar bir daha düşünsünler manasında bir emare olsun düşüncesiyle kullandım.Kim kullanırsa kullansın orda anlatılanlar yapıldı mı yapılmadı mı önemli olan o. Son cümlenizde de sığındığınız bahane ne kadar gerçekci ve de mantıklı naçizane biraz düşünün derim.Sürekli bu soruyu sormaktan ve de sizin o söylediğiniz cümleyi görmekten gınaa geldi.Gerçek Atatürkçüler başa geçmedi.Tamam da niçin geçmedi?Halk seçmiyor tamam da niçin seçmiyor?Şu sence de komik değil mi?Halk gerçek Atatürkçüyüm diyenlere rağbet etmiyor sözde Atatürkçüyüm diyen din hassasiyetli anlayışları başa getiriyor.Şunu da düşünmek lazım gelir acaba o başa geçenler niçin sözde de olsa Atatürkçü olduklarını söylüyorlar?Bunun gereği ne?Hakikileri dururken?Kime karşı bunu söylemek zorunda kalıyorlar halka karşı mı?Halk hakiki Atatürkçülere iktidarı reva görmüyorsa acaba hiç mi suçu yok onların? Bütün bunları ''Gerçek Atatürkçüler başa gelmedi...''gibi bir cümleyle açıklamak tatmin edici mi,gerçekci mi sorarım size? MUHABBETLE...
  14. FUZULİ

    19 mayıs 1919

    Ne oldu zaman makinesi mi icat ettiler?Bana dünyadan bir örnek versene gerçek demokrasiyle yönetilmiş demokrasinin tadına varmış bir ülkenin insanları bundan sıkılıyorlar ve kendilerini geriye götürmesini istedikleri bir anlayışı başa getiriyorlar.Veya şöyle diyeyim geriye götürmeyeceğiz diye geliyorlar ama asıl niyetleri ortaya çıkıyor halk nerde bu arada cevap hakkı mı alınıyor elinden?Artık geriye gittikleri için demokrasi ortadan kalktığı için seçim yapılmıyor mu?Peki bu arada halk niye hakiki demokratları desteklemiyor yoksa halk sevmiyor mu demokrasiyi?Diyeceksin ki din olgusu var onu kullanıyorlar e sende doğruları anlat halkı aydınlat elinden mi alıyorlar?Halk hakiki demokratları inanmıyorsa bu halkın suçu mu?Demokratlar halkın güvenini sarsmak için bir şeyler yapmış olmasınlar.Suç kimde bir düşünsek mi?Nedense ''halk''da diyenler geliyor aklıma.Söyleyenler kimler demokrasi bekçileri.85 yıllık Cumhuriyet'te halk niye inanmadı bugün demokrasi bekçisi,halk sevgilisi olduğunu söyleyenlere?Süre mi az geldi?Niçin halk 85 yıl sonra dinci tabir ettiğiniz rejime düşman dediğiniz bir partiyi başa getiriyor?Halk işte neylersin deyince sorunlar çözülüyor mu?Demokrasinin tadını alamadık galiba ki değerini bilmeyip sahip çıkamıyoruz.Demokrasinin tadını demokratlar niye halka tattırmazlar burası da ilginç geliyor bana.Halkı suçlamaya,halkı rejime karşı düşman görmeye devam.Halka halkın değerleriyle inilir,halka doğruyu göstereceksen halktan biri olacaksın.Önce dışla sonra suçla...Devam edebiyata... MUHABBETLE...
  15. Vermiş olduğunuz bilgilerden dolayı yüreğinize ve elinize sağlık arkadaşlar...
  16. Bırakın yabancı ürün almama hassasiytini kendi ürettiğimiz ürünlerin isimlerini dahi yabancı kelime markalarıyla satıyoruz.Üstünüzdeki giysilerin isimlerine,sokaktaki tabelaların isimlerine şöyle bir göz atın.******** kompleksini içimize o kadar güzel işlemişler ki kendi dışımızdakilere o kadar çok benzemek için uğraşıyoruz ki yerli ürün kullanma hassasiyetini gösterelim.Önce kendimiz olalım sonra kendimizi korumak için hassasiyet gösterecek idrakimiz zaten uyanır.Kapitalizm tüket diyor ama benim ürettiğimi tüket diyor biz de tüketiyoruz...Bu arada tükeniyoruz tüketirken tükendiğimizde anlarız artık... MUHABBETLE...
  17. FUZULİ

    DOĞA SIĞINILACAK LİMAN MI?

    Uhrevi inançlara,Allah'a inanmayanların limanıdır madde ya da doğa.İnançsızım ama diye başlayan cümlelerin son durağı madde inancıyla nihayete erer sonunda.Tam da bu noktada aklıma bir soru takıldı:İnsanın ruhunda acizliğinden dolayı bir güce inanma bir inanca sığınma var değil mi?Uhrevi inançlara inanmayanların inançlılar için acizliklerinden dolayı hayali inanç üretiyorlar sözlerinde olduğu gibi. Eğer bizi bir şekilde doğa dediğimiz şey meydana getirdiyse meydana getirdiği canlıyı inanç bağlamında tatmin edecek kendisine inanılacak başka bir inanç arattırmayacak ruh halini,düşüncesini insana niçin yerleştirmedi doğa?Uhrevi alemlere inanç fikrini doğa insanın içine yerleştirmedi de insanlar mı türetti yoksa? Uhrevi inançlar insan aklının ürünüyse ve de yeni çıkmadıysa geldiğimiz teknoloji çağında sekülerlerin dediği gibi de maddeye dönüş hala olmadıysa her bilim adamı inancını yitirip sonra bilim adamı olmuyorsa ya da bilim adamı olan herkes ben buldum inanacağım şeyi bu ''madde'' demiyorsa nasıl bir aklın ürünüdür ki bu uhrevi inançlar?Haşa aklı veren doğa niçin böyle düşünen bir akıl vermiştir insana?Doğa bunu bilmiyor muydu yoksa? MUHABBETLE... MUHABBETLE...
  18. FUZULİ

    19 mayıs 1919

    ATATÜRK'TEN SON MEKTUP Siz beni hâlâ anlayamadınız, Ve anlayamayacaksınız çağlarca da, Hep tutturmuş "yıl 1919, Mayısın 19'u" diyorsunuz, Ve eskimiş sözlerle beni övüyor, övünüyorsunuz. Mustafa Kemal'i anlamak bu değil, Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil. Bırakın o altın yaprağı artık, Bırakın rahat etsin anılarda şehitler, Siz bana neler yaptınız ondan haber verin, Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin, Mustafa Kemal'i anlamak yerinde saymak değil, Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil. Bana muştular getirin bir daha, Uygar uluslara eşit yeni buluşlardan; Kuru söz değil iş istiyorum sizden anladınız mı, Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle yazdınız mı, Mustafa Kemal'i anlamak avunmak değil, Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil Hâlâ o acıklı ağıtlar dudaklarınızda, Hâlâ oturmuş 10 Kasımlarda bana ağlıyorsunuz, Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın, Uluslar, fethine çıkıyor uzak dünyaların. Mustafa Kemal'i anlamak göz boyamak değil, Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız, Laboratuvarlarda sabahlayın, kahvelerde değil, Bilim ağartsın saçlarınızı, kitaplar, Ancak böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar. Mustafa Kemal'i anlamak ağlamak değil, Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil. Demokrasiyi getirmiştim size, özgürlüğü Görüyorum ki hâlâ aynı yerdesiniz hiç ilerlememiş; Birbirinize düşmüşsünüz halka eğilmek dururken, Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen, Mustafa Kemal'i anlamak işitmek değil, Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil. Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla, Bilime, sanata varılmaz *********, Bu vatan, bu canım vatan sizden çalışmak ister, Paydos öğünmeye, paydos avunmaya, yeter, yeter, Mustafa Kemal'i anlamak aldatmak değil, Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil. Halim Yağcıoğlu Bu şiir yabancı dilde yazılmadı özbe öz Türkçe ve basit kelimelerle yazılmış anlaşılır bir üslupla.Şiiri muhatap almayanlara bir şey denmez de şiiri muhatap alanların haline ne demeli? Başbakan katılmıyor o ruhu anlamıyor anladık,o ruhu yaşıyanlara da yaşamayan insanların verdiği mutluluk yetiyor da artıyor galiba.Biz ondan daha Atatürkçüyüz tesellisine ve de gülmeye devam... MUHABBETLE...
  19. İnsana, insan haklarına gösterilen saygıya dünya arenasında baktığımızda gelinen nokta ve yaşanılan vahşetler açısından iç burkan bu mudur modernlik Müslümanlık dedirten vakaların,savaşların modern sermaye diktatörlerinin oyununu izliyoruz,birileri de bu oyunun içinde vahşetin çemberinde kıvranıyor. Amerika modern dünyanın bir numaralı demokrasi bekçisi aynı zamanda silah satıcısı.Demokrasi götürmek için demokratik olmayan insanları katlediyor.Ne adına sözde demokrasi adına.Guantanamo Hapshanesi,Ebu Gureyp Hapsenesi ve camide öldürülen insanlar,yıkılan minareler.Avrupa'da ve Amerika'da suçluyu kovalayan polisler gözlerini kırpmadan insan öldürebiliyorlar.Sorgusuz sualsiz zenci olduğu için karakolda bir insanı komaya sokup ölümüne sebep olabiliyorlar. İsrail,- güçlü devlet- gücünü göstermek için çoluk çocuk demeden bomba yağdırabiliyor insanların üstüne.Önce savaş başlatıyorlar sonra silah satıyorlar ve insanlar ölüyor.Bunları yapan kim İslam ülkeleri mi?Hayır modern,demokratik insan hakları savunucusu devletler. Başka birileri de Allah adına yükleniyor bombayı çıkıyor sokağa çekiyor pimini.Ne oldu Allah adına masum insanlar öldü.Şeriat adına suçlu bulunan insanların idamını üzerleinde insanların gözü önünde bomba patlatarak gerçekleştiriyorlar.Şeriat kimin şeriatı Allah'ın şeriatı mı Allah adına yaptığını söyleyen insanların şeriatı mı?Modernlik yukardaki modern ülkelere onları mı yapmalarını söylüyor?İslam ülkelerine Allah, kendi adına vahşet mi yapmalarını söylüyor? Çağ nerdeki çağdaş ülkeler nerde çağdaş olmayan Müslüman ülkeler nerde?Dünyayı kan gölüne çeviren Müslüman ülkeler mi birazcık düşünmek lazım.Müslüman ülkelerin bulunduğu durumu da düşünmek lazım. Kapitalist çağın kapitalist müritleri olma yolunda hızlıca ve habersizce ilerliyoruz.Müslüman ülkeler de sözde Müslüman özde çok çağdaş ülkeler.Çağın gereklerini yerine getiriyorlar.Sebepler ayrı olsada vahşetler denk... Eeee problem din mi,dinde mi Müslüman ülkelerde?Çağdaş
  20. Amaç üzüm yemek olmayıp da bağcıyı dövmek olunca dilin de kemiği yok zaten hamasetin de sınırı yok mangalda da kül kalmadı... Uç noktalarda yaşamayı,her hususta hemen genelleme yapmayı ne çok seviyoruz...Bizim derdimiz sorun çözmek değil kafamızdakileri ortaya çıkarmak için olumsuzlukların olmasını beklemek ve de buna sevinmek...Gerekirse kafamızdakilerin doğruluğunu ispatlamak için seneryo yazar oyun oynarız... Bu arada gerçek olanla gerçek olmayan, doğru olanla doğru olmayan birbirine karışır ortada ne doğru kalır ne eğri...Kimsenin de umrunda değildir doğrular ve yanlışlar...Yeter ki kafamızdaki ''izm''e fırsat doğsun,mühim olan odur. Haydi genelleme yapalım her Müslüman Hüseyin Üzmez'dir ve de tehlikelidir.Birileri Müslümanlık adına yolsuzluk yapıyor haydi genelleyelim bütün Müslümanlar yolsuzluk yapmaya meyillidir.İslam mı söylüyor bunları?Git insanları kandır, çal, çırp vur kır?İslam sonra bunlara sahip mi çık diyor? Haydi genelleme yapalım.Başörtülülerin bazıları sizinde dediğiniz gibi geçmişi özlemektedir o zaman başörtülülerin hepsi tehlikelidir üniversiteye almayalım.E diyeceksiniz ki başörtüsü bir başlangıçtır gerisi gelir.E o zaman başka neler başlangıçtır?Kim ne düşünüyor kim ne yapmak istiyor ayıramıyoruz ya sorunu temelden halletmek için bir kelime bir genelleme bir etiket sorun çözüldü.Bizim öyle bir sorunumuz yok, bitti mi?Devletin kuralları var.Devlet kim?Milletinden ayrı müstakil bir canlı mı?Milletin kurallarıyla devletin kuralları farklı mı?O devletin kurallarını kim yapıyor?Millet yapıyorsa niye millet kabul etmiyor? Devletimizle milletimizin barıştığı günleri görürüz umarım.Devlet ayrıtelden millet ayrı telden çalıyor.Devlet milleti kendi telinden millet de devletini kendi telinden çaldırmak için mücadele ediyor ilginç. Özünden sapmamış hiçbir değerimiz kalmadığı için hangi değerin mücadelesi veriliyor o da belli değil. Gerçek Müslümanlık bu değil,gerçek laiklik bu değil,gerçek Atatürkçülük bu değil,gerçek vatanseverlik bu değil gerçek modernlik bu değil laflarını herkes birbiri için ağız dolusu dillendiriyor?Bir bakıyorsun herkes inançlı birbirine sen inançsızsın diyor,herkes laik sen laik değilsin diyor,herkes demokrat sen değilsin diyor Herkes Atatürkçü bir başka Atatürkçüye sen değilsin diyor diyor da diyor.Siz ne diyorsunuz sizin dediğiniz mi tek doğru yoksa?Herkes birilerinin dediği tek doğruyu kabul etmek zorunda mı değilse güç bende kabul edeceksin başka şık yok mu? Biz önce insani değerlerimizi bir bulalım sonra ''izm''lerle uğraşmak daha zevkli ve daha faydalı olur. İsminin önünde profosör ünvanı olup tartışma programlarında tartışma adabından yoksun tek doğru benimki üslubuyla birbirine giren bilimadamlarının bulunduğu bir ülkede halktan doğru şeyler beklemek abesle iştigal olur. MUHABBETLE...
  21. Laikliğin dinsizlik olmadığını bir bizim ülkedeki laikler(!) anlayamadı zaten...Laiklik mi sekülerlik mi?Buyrun halkımızı eğitelim devletimiz sahip çıksın da halkımız tarikat şeyhlerinin dediklerine inanmayacak ya da söylediklerini sorgulayacak olgunluğa erişsin...Buyrun dinimizi hurafelerden kurtaralım...Neler hurafedir kime soracağız?Hangi profösöre danışacağız?Modern Müslüman profösöre mi,tersini söyleyen gerici(!) prosöre mi? MUHABBETLE...
  22. Başörtülüleri üniversiteye almayalım,dinini daha iyi öğrenmek isteyenlere İmamhatip kapandı güle güle diyelim okullardan namaz görüntüleri verip namaz kılmak isteyenleri devlete düşman görelim velhasıl kelam hem milleti her yönüyle ve de özellikle dini yönden eğitmeyelim,okumayan,düşünmeyen dindar (Dinimiz cahilin dini olmaz diyor...)bir toplum olalım,milleti açlıkla,yoklukla cebelleştirelim dine düşman görünmesi için devletin, elimizden geleni ardımıza koymayalım sonra da din tacirleri zavallı dindar halkımızın halisane duygularını sömürüyor halkımız farkında değil diyelim...Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Okumayan, uyutulan sürekli bir devlet güdümünde kıvama getirilmeye çalışılan açlık sınırında yaşayan millet Yaşar Hocanın kitabını alacak parayı nerden bulsun?Okumanın kıymetini bilen,doğruyu,güzeli bulmaya çalışan düşünen bir millet mi yetiştirdik ki parası olduğunda da gitsin parasını kitaplara versin!Kim istedi bunu,kim yaptı bunu?İslam mı bu ülkeyi bu hale getirdi?İslam bu hale getirmediyse Mustafa Kemalde görse bu halimizi ben size bu milleti bu hale getirecek bir yol mu gösterdim diyerek ızdırap çekecekse sorun nerde ve de kimde sorarım size? MUHABBETLE...
  23. Mevzuyu sadece başörtüsüne indirgemeniz ya da indirgemek zorunda kalmanız asıl mevzuya girmeyi asıl söylenilmesi gerekenleri söylemenize engel oluyor.Bakış açınıza göre baş örtüsü orda olmasaydı ya da bu kadar baş örtüsü vurgulanmasaydı hem imajımız itibarlı olacak hem de laiklik-şeriat tartışması yapılmayacaktı intibasını veriyorsunuz.Başörtüsüne takıldığınız nokta da ilginç.Arap geleneği olması hasebiyle karşısınız size göre.Yani dinimizin hakikati değil.Bu bağlamda hangi noktada duruyorsunuz?Problem dine hurefelerin karışması mı bu bir dindar olarak sizi rahatsız mı ediyor?Yoksa bende Müslüman'ım ama...diyenlerden misiniz?Bu cümleler o kadar çok o kadar ilginç insanların ağzından döküldü ki kıymeti harbiyesi kalmadı artık.Hani dindar olup da ''Ben de laiğim...''diyenlere siz ne kadar inanıyorsanız''Ben de Müslümanım ama...''diyenlere de o kadar inanılıyor...Ne ''Ben de Müslümanım ama...'' diyenlerin Müslümanlığı dindar görülenlerin Müslümanlığıyla aynı, ne de ''Ben de laiğim ama...''diyenlerin laikliği laiklerin laikliğiyle aynı...Herkes kraldan daha kralcı olmuş...Bu mevzuları daha çok tartışır bu mevzularda daha çok vakit öldürürüz...Mevzu tarihi bir mevzu.Kimliğimizle ilgili,geçmişimizle ilgili...Millet bir türlü istenilen kıvama gelmiyor her iki taraf içinde nedense...Biz birbirimizle uğraşaduralım ki bizi biz gibi görmek istemeyenlerin istediği kıvama gelelim ve de geldik...Devlet halkıyla mı uğraşsın,halk devletiyle mi uğraşsın!Başka uğraş alanımız yok zaten...Labaratuarlarımızda laik-antilaik(şeriatçı) çalışmaları devam ediyor...Bilim adamlarımız gecesini gündüzüne katmış çalışıyor...Dünya bilim litaratürüne gireceksek bu alandaki yeni buluşlarımızla gireceğiz... Hepimize kolay gelsin... MUHABBETLE...
  24. SEN DE HAKLISIN!Kadilik yapmakta olan Hoca davaliyi dinler, "Haklisin!" der. Davaci hemen atilir ve olayi uzun uzun anlatir. Dikkatle dinleyen Hoca ona dönerek, "Sen de haklisin!" deyince, yardimcisi Hoca'ya, "Hocam ikisine de hakli dediniz, bunlardan biri haksiz olmali." Hoca düsünür ve yardimcisina, "Dogrusu sen de haklisin!" diye karsilik verir. MUHABBETLE
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.