
FUZULİ
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
1.980 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
5
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
FUZULİ tarafından postalanan herşey
-
Helal olsun kardeşim...Bilirsin ki''Hakkını helal et!''tabiri sadece savaş durumlarında kullanılan bir tabir değil...Birinin kalbini kırdıysanız,onu herhangi bir şekilde üzdüyseniz,hakkını gaspettiyseniz bunları kime yaptıysanız helallik dilemeniz gerekiyor...Bir kelime dahi söylesem karşımdakine onun hakkı geçmiş olabilir bana... Malumun üzereAllah kul hakkıyla gelmeyin karşıma diyor.Her şeyi affederim ama kul hakkı hariç...Kimin hakını yediyseniz ondan af dileyiniz diyor... Velhasıl kelam savaşa gitmiyoruz ama savaş bizden uzakta değil zaten içimizde... MUHABBETLE...
-
Bir güce inanma, sığınma duygusu insanın fıtratında vardır...Sürekli merak,sürekli arayış içinde olma sonradan öğrenilen değil doğduğumuzda bizde var olan,bize verilen duygulardır... Klasik bir tabir vardır:İnançsızlıkta bir inançtır... Dinin varlığı bilimsel kanıtlanabilirliğine bağlı değildir... Bugün bilimin bilmediği,inceleme alanına giremediği birçok mevzu vardır...Bugünkü bilim bugün için doğrudur... Bir dine inanmak için bilimin onun varlığını kanıtlamasına ihtiyaç yoktur ki bugün bu hala böyledir... Kimi bu devasa düzenin kendiliğinden oluştuğunu düşünür,kendi kendi var ettiğine inanır,inançlı olanda Yüce Allah'ın bu düzeni var ettiğine inanır. Ortada bir düzen olduğu kesindir...Bunda herkes hemfikir... Ben şunu söyleyeyim:Dinin dışında önyargısız bir bakışla baktığımızda insanı ele alalım. İnsanoğlu şu devasa alemde incelendiğinde bir hiçtir.Uzaysal bağlamda ha vardır ha yoktur... Hayatımıza baktığımızda hayata müdahale alanımız o kadar azdırki dışımızdaki düzenin içnde... Bir sıvı parçasından oluşup dünyayaya geliyorsun...Büyüyorsun, yaşıyorsun...ölüyorsun... Bir yerden gelip bir yere gidiyorsun...Nedir bunun anlamı? Şu anki yaşadığın anın dışında geriden zaman,yaşam anlamında hiçbir eser yok...Hem şu an varsın hem şu an yoksun... Dünyanın gerçekliği de duyu organlarımızın algılaması ölçüsünde gerçektir...Yani duyularımız olmasaydı yaşasaydık dahi her şey yokmuş gibi gelecekti... Yani sanal bir alem...Gözün sağlamada gördüğün kadar gerçek alem...Dokunma duyun sağlamsa dokunabildiğin kadar gerçek bu alem... Yani duyularımız kadar bu alem...Her şey hissetmekten ibaret...Sahip olduğumuz hiçbir şey yok... Yaşam bir o kadar gerçek bir o kadar da yalan... Kurulu bir düzenin parçasıyız... İster birinin kurduğuna inanın,isterseniz kendiliğinden olduğuna... Geldik gidiyoruz...Bir varmış bir yokmuş gibi...(İnançlı biriyim ayrıca) MUHABBETLE...
-
Engin Ardıç'ın köşe yazısı Tuncay Özkan, Zonguldak’ta konuşma yapmış, CHP’ye çatmış. Demiş ki: Eğer kendini yenilemezsen, gençleştirmezsen, yeni fikirlere kucak açmazsan, ben yeni bir parti kuracağım, ne zaman yapacağım bunu, kurultaydan hemen sonra, nisan ayında yapacağım, kardeşim aklınızı başınıza toplayın, halkla kucaklaşın... Tuncay Özkan önemli bir adam değil, önemli bir gazeteci hiç değil, öyleyse ben bu yazıyı neden yazıyorum? Elim “mouse”u kavrayamıyor, tuşlara diğer parmaklarla vurmak kolay ama başparmak davul gibi sarılı, maymun parmağı gibi diğerlerinden ayrı duruyor... Gidip gidip yanlış yerlere “tıklıyorum”, beddua tuttu, yazı yazmak bugün eziyet oldu, sinirim bozuldu, ondan mı? Hayır. Tuncay Özkan’ın ancak bir mizah dergisi kapsamında ciddiye alınacak sözleri, önemli bir “örnek” de onun için. Bir “kafa yapısının” örneği. Özkan konuşmasını Zonguldak’ta yapmış, adı var kendi yok DSP’ye de çatmış, eh, “Ecevit’in memleketinde kömür emekçilerini gıdıklayacak”, azıcık oy çalacak falan, onları geçelim. Özkan, gerek CHP’nin gerek DSP’nin “yeni fikirlere kucak açmadıklarını” söylüyor. Gençleştirmeyi falanı da geçelim, bu terane artık sökmez. On yıl kadar önce genç gazeteci arkadaşlar bana gelmişlerdi, “ağabey, Cemiyet seçimlerinde bizi destekle, yönetimi devirelim, artık bu işi gençlere bıraksınlar”... Ben de “programınız nedir, yani, yaş baş bir yana, neden onlara değil de size oy vereyim” diye sordum, apıştılar kaldılar. Programları falan yoktu. Özkan “yeni fikir” istemiş. Fakat kendisinin yeni fikirleri nelerdir, bilen yok! Kendisi de bilmiyor. O çevrelerde hiçkimse de bilmiyor. İşte bu yüzden, tipik bir örnek. “Çiğ Kemalizm”, şanlı ordu, yaşasın bürokrasi, vatan millet Sakarya, sağdan sola soldan sağa salla bayrağı, dağ başını duman almış, uyan uyan Gazi Kemal, Ankara’nın taşına bak, kamutay bugün doğdu, saltanatı boğdu, sevinin çocuklar, övünün büyükler, falan filan. Bütün bu “fikirler” CHP’de “mebzul miktarda” zaten var. “Halkla kucaklaşma” ayağından halkın kılığına sövüp sayma, ohohooo, istemediğin kadar... Özkan, kimsenin seyretmediği bir televizyon kanalıyla seçmeni etkileyeceğini, “memleketi kurtaracağını” sanmıştı, elde ettiği sonucu herkes biliyor. Şimdi de, “ileride verilecek reklamlara mahsuben” Deniz Baykal’dan aldığı paralara nankörlük ediyor, onu da geçelim. “Biz kaç kişiyiz?” diye bir hareket başlattı, kaç kişi olduklarını saymışlar, bir milyon iki yüz bin kişi çıkmış, öyle diyorlar. Yaklaşık otuz milletvekili eder. Özkan da bu kafayla parti değil, ancak çadır kurar. Turşu kurar demedim, onu başkaları yapıyorlar, hem de başarıyla. Özkan’ın Zonguldak’tan bir güneş gibi doğması (Samsun’un kuş uçuşu beş yüz kilometre kadar doğusundadır), bana bir Galatasaray Kongresi’ni hatırlattı. Sınıf arkadaşım ve de çok sevdiğim Turgay Kıran, önce Özhan Canaydın’a atmış tutmuş, adaylığını koymuştu, bir de baktık, Canaydın’ın listesinden yönetime girivermiş! Malum, kongrenin Öztürkçe’si kurultay oluyor... Seni selamlıyorum, yeni fikirli, eğer Baykal yutarsa CHP Genel Sekreteri adayı, değerli meslekdaşım! Uyanık adamsın, meclise başka türlü giremezsin ama bakalım gelecek seçimde CHP meclise girer mi? (Akşam)
- 152 cevap
-
- Yazarlar
- Çeşitlemeler
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Kardeş sorması ayıp bundan sonra hep bunlar mı iktidar olacak acaba?Yasalarına bunuda mı koydular yoksa? Gelecekle ilgili kesin yargılarda bulunuyorsunuz!Görünen köyün ötesini de görmeye başlamışsınız? Bu ülkede bu kadar ileri görüşlü insan vardı da hem de devlet kurumlarının hakim yapısında bu ülke niye her iyi hususta geride...İlerinin gerisindeyiz hak yemeyelim... MUHABBETLE...
-
Birincisi o özdeyişin anlamı mesnetsiz yorum yapmak,bilmeden konuşmakla alakalı değil... İlimli,kültürlü olmakla bunun davranışa yansımasıyla ilgili...Bilen insan,karşısındaki insanın düşüncesine saygı gösteren insandır... Düşünceler eleştirilir,eleştirilmelidir amenna...İnsan bilgi sahibi oldukça kendini üstün görmesi bir o kadar artıyorsa,diğer düşüncelere kendi anlayışıyla tamamen yanlış yaftası yapıştırıyorsa bu da ilimin kuru tarafıdır. Bir konuda gülmek küçümsemek anlamına da gelir ... ''Bunu söylememiş ol!''hangi ruh halinin,hangi bakış felsefesinin göstergesidir bunun yorumunu da sana bırakıyorum... Ben sana gülerek bunu söylememiş ol,şunu söylememiş ol desem ne algılarsın...Öyle düşünme, düşünemezsin demenin başka bir üslupla ifadesidir... Şimdi size Onların Atatürkçü olduğunu,laik olduğunu anlatmam için Atatürkçülük hususunda bir temel belirlememiz lazım gelir ki ölçütlerden hareketle bu irdelemeyi yapabilelim... Baştada dediğim gibi onlar başka Atatürkçü...Şu bağlamda refarans aldıkları noktalar var,kabul etmedikleri noktalar var... Bir kere laikler,lakin İslami çerçevede.Atatürk'ü de bu bağlamda algılıyorlar... Devlet dine karışamaz,bütün dinlerin yaşaması için ortam hazırlar...Al sana laiklik....Onlar Atatürk'ün laikliğini böyle anlamışlar,başörtüsüne de bu bağlamda bakıyorlar... Kesinlikle sizin dediğiniz düzeni şu an savunmuyorlar...Sizin algıladığınız Şeriat düzenini...Bir zamanlar savunmuşlardı... Şimdi yöntem değiştirdiler içleri yine aynı diyeceksiniz...Müslümanlık ve yönetim anlamında çok büyük bir değişim geçirdiler...Bazen bunların yaptığına Müslümanlık adına şaşıyorum...Muhafazakarlığın ötesine geçiyorlar... Demokrasi yandaşılar Atatürk'e atıfta bulunuyorlar bu hususta ama mevcut düzene demokrasi bağlamında karşılar,demokratik bir düzen olmadığı için... Cumhuriyet rejimini savunuyorlar temelinde,bu noktada Atatürkçüler lakin bugünkü Cumhuriyet düzeninin dışında başka bir Cumhuriyet...(Hemen İslam Cumhuriyet'i der gibisiniz!) Aslında şu çok önemli:Bugün içnde yaşadığımız düzen,bize dayatılan düzen ne kadar Atatürkçü,Ne kadar Cumhuriyet'le örtüşüyor, ne kadar demokratik iyice irdelenmesi lazım... Ben de laikliği savunuyorum,Atatürk'ü seviyorum ama CHP veya bir başkasının Atatürkçülüyle,laiklik anlayışıyla benimki arasında dağlar kadar fark var... Şimdi bugün gerçek Atatürkçülüğü savunan kim?CHP'mi, ona çoğu zaman karşı çıkan Cumhuriyet gazetesi mi,bir başka duruş sergileyen Sarıgül'mü, Atatürk'ü yeniden yorumlayan Tuncay Özkan mı,bir başka açıdan bakan liberaller mi, saf Atatürkçü olduğunu ifade eden dinsizliği savunan, buna Atatürkçülük diyen ateistler mi? Sen bunların cevabını ver kim Atatürkçüymüş öğrenelim! KİM OKURDU,KİM YAZARDI, BU DÜĞÜMÜ KİM ÇÖZERDİ, KOYUN KURT İLE GEZERDİ, FİKİR BAŞKA BAŞKA OLMASA. AŞIK VEYSEL MUHABBETLE....
-
Atatürk'ten Son Mektup Siz beni halâ anlayamadınız. Ve anlamayacaksınız çağlarca da... Hep tutturmuş 'Yıl 1919, Mayıs'ın 19'u' diyorsunuz. Ve eskimiş sözlerle beni övüyor, övüyorsunuz. Mustafa Kemâl'i anlamak bu değil, Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil. Bırakın o altın yaprağı artık, Bırakın rahat etsin anılarda şehitler. Siz bana, neler yaptınız ondan haber verin. Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin? Mustafa Kemâl'i anlamak yerinde saymak değil. Mustafa Kemâl'in ülküsü, sadece söz değil. Bana, muştular getirin bir daha, Uygar uluslara eşit yeni buluşlardan.. Kuru söz değil, iş istiyorum sizden anladınız mı? Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle yazdınız mı? Mustafa Kemâl'i anlamak avunmak değil, Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil. Halâ, o, acıklı ağıtlar dudaklarınızda, Halâ oturmuş, 10 Kasımlarda bana ağlıyorsunuz. Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın! Uluslar, feşine çıkıyor, uzak dünyaların.. Mustafa Kemâl'i anlamak gözboyamak değil, Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.. Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız; Laboratuvarlarda sabahlayın, kahvelerde değil. Bilim ağartsın saçlarınızı.. Kitaplar.. Ancak, böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar... Mustafa Kemâl'i anlamak ağlamak değil, Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil. Demokrasiyi getirmiştim size, özgürlüğü.. Görüyorum ki, halâ aynı yerdesiniz, hiç ilerlememiş, Birbirinize düşmüşsünüz, halka eğilmek dururken. Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen? Mustafa Kemâl'i anlamak itişmek değil, Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil. Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla. Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla. Bu vatan, bu canım vatan, sizden çalışmak ister, Paydos övünmeye, paydos avunmaya, yeter, yeter! Mustafa Kemâl'i anlamak aldatmak değil, Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil... Halim Yağcıoğlu Sizce bunu yazan ne kadar Atatürkçü? MUHABBETLE!
-
İslam Cumhuriyeti Anayasasıyla yönetileceksek bundan sonra türban dışında hangi maddeler var bu anayasada açıklarsan memnun olurum... Onlar da değiştirilemeyecek dört madde koymuşlar mı Anayasalarına ilerde sorun çıkmasın diye? Seçimler yapılacakmıy mış bundan sonra da? Yapılacaksa seçimlere sadece Müslüman partiler mi girecekmiş? Kadınlara oy kullandırılacakmıymış? Bundan sonra üniversitelerimiz bilim üretmekten yoksun mu bırakılacakmış? Artık yeni buluşlar yapamayacak mıymışız? Genel evler kapatılıp insanımız bundan mahrum mu bırakılacakmış? İçki içenleri asmasınlar bundan sonra... Allah'ım nedir bu başımıza gelen? Ne yaptık da bizi böyle imtihan ediyorsun? Herkes bize düşman Yarabbi!AB,ABD,AKP,ABS,ABC,ANS... Bilimsel bir deney yapıp deney bu hususta ne diyor bakmak lazım...Bunu çözse çözse bilim çözer... Artık bilimsel deney de yapamayız bunlar izin vermez valla...Bari son deneyimizi yapsaydık da ne yapacağımızı görseydik! ALİM,BİLMEDİKLERİNİN BİLDİKLERİNDEN ÇOK OLDUĞUNU BİLENDİR. '' BİLDİĞİN YANILDIĞINA YETMEZ.'' ATASÖZÜ
-
Şu yaklaşım tarzı her zaman beni düşündürmüştür:Ben de buna evet diyorum:ama bu olmaz. Ben de başörtüsüne karşı değilim;ama başörtü meselesi başka mesele arkasında başka şeyler var. Ben de Atatürkçü'yüm;ama senin gibi Atatürkçü değilim, oldu mu? AKP'de Atatürkçüve de laik;ama diğer lerinin savunduğu gibi değil. O diğerleri de Müslüman;ama Akp'ninki gibi değil, modern Müslüman. Kim Müslüman ,kim Atatürkçü,kim özgürlükçü, kim samimi,kim kötü niyetli diye bir soru sorsam: Siz hakiki Müslüman,daha doğrusu akılcı,modern Müslüman.Siz hakiki Atatürkçü,hem en doğru en iyi bileninden.Siz bu ülkenin en çok sahibi,savunucusu en kralından. Siz Çağdaş düşüncenin,laikliğin timsali,heykeli mdikilecek savunucuları... Ha diğer basit cevaba gelelim:Sizin gibi düşünmeyenlerin hepsi,yukarda söylediklerimin tersi...değil mi? Özgürlük kapasitesini kim kısıtladıysa bu ülkede,kapasitesini niye artırmadıysanız siz... Mantık aynı:Bu halkla bu demokrasi yürümez.Halk demokrasinin zararlı yanlarını bilmiyor. Bu ülkede demokrasi adına yapılanları bir zamanlar krallar kendi adına yapmış... Padihşahlığa,krala,despotluğa karşı çıkanlar bugün kendi demokratik krallığının despotluğunu yapıyorlar... Saygılarla...
-
Takıldığın nokta Müslümanlık mı, Türkiye'ye Müslüman ülke demem mi?Avrupa için nasıl Hıristiyan terimi kullanılıyorsa ve bu kimseye komik gelmiyorsa Türkiye'ye de Müslüman ülke demem ne kadar yanlış ve komik bir zahmet açıklarsan memnun olurum...Madem bu düşünce kendi yorumum sen de genel kabul gören düşünceyi söylede doğruysa o temelde tartışalım mevzuyu güzel kardeşim...Başörtüsünü, bu bağlamda özgürlüğü tartışıyorsak tartışdığımız ülkenin genel kabul dinini de söylemek zorundayız herhalde...Yoksa Türkiye bu mevzuyu Hıristiyanlık temelinde mi tartışıyor?
-
İslam adına hiçbir yönetici Osmanlı'da daha önceki devletlerde Bir Lenin'in,Stalin'in,Hitler'in yaptığını yapmamıştır. İslam hiçbir zaman despotluğu,tahakkümü yol olarak göstermemiştir.Bu tarz anlayış, davranış İslam'ın özüne aykırıdır... Fatih Sultan İstanbul'a girdiğinde:''Hiç kimsenin yaşamına dokunulmayacaktır.Şu ana kadar nasıl yaşıyorsanız bundan sonrada öyla yaşayacaksınız,ibadetlerinizi özgürce yapabilirsiniz.''demiştir... 2.Mahmut:''Ben Müslüman'ımı camide,Hıristiyan'ımıkilisede,Musevi'mi Havra'da görmek isterim.''demiştir... Osmanlı İslam'ı bu hoşgörü anlayışıyla algılamış,bu anlayış temelinde halka yaklaşmıştır... Peki niye din adına sürekli bir yerlere girmiştir,diyebilirsiniz.Bu anlayış da Türklerin İslam öncesindeki cihan devleti anlayışının İslam'la bütünleştirilmiş bir tezahürüdür. Bu hoşgörü gayrı müslümlerin oluşturduğu kültürel değerlere hiç dokunmamıştır ki yabancıların tarihi mirasları günümüze kadar gelmiştir... Osmanlı İslam'ı dört dörtlük mü yaşamıştır?Hayır birçok yanlışı vardır,tartışılır...Ki 600 yıl her devlete nasip olmaz... Oluşturduğu medeniyet ortadadır,yanlışıyla doğrusuyla... Osmanlı da miadını doldurmuş ve tarih sahnesinde yerini almıştır... Türban meselesi hangi zeminde tartışılmalıdır burası önemli!Bu ülke Müslüman bir ülkedir bu bir kere bir olgu... Dini talepler özgürlük kavramının ne kadar içindedir ve devlet buna nasıl yaklaşmalıdır konusu bence tartışmanın zeminini oluşturmaktadır... Türkiye'mizde her konuyu kendi zemininin dışına ideolojik bakışla çıkardığımız için tartışmalarımız,çekişmelerimiz,hesaplaşmalarımız,ayrışmalarımız sürekli devam etmekte bir türlü akl-ı selim orta yol bulunamamaktadır... Türban dini devlet kurma ideolojisinin göstergesi olarak algılanmakta diğer cenah tarafından bu bağlamda irdelenmektedir... Türbanı savunanlar ise karşı cenahı inandığı dinin düşmanı olarak görmekte mücadelesini bu bağlamda yapmaktadır... Her iki algılamaya sebep olacak birçok örneğe,uygulamaya ülkemizde şahit olunmuştur... Burda sanki İslami düzeni savunanlarla,laik(!) düzeni savunanların mücadelesi vardır... Tartışmamız güven,samimiyet zemininin dışında yapılmaktadır maalesef... Bir grup bu ülkede dinin her şeyine gerçekten de karşıdır... Bir grup da bu ülkede mevcut yönetim şekline tamamen karşıdır... Biz hala nasıl yaşamak istediğimizi,ne şekilde yönetilmek istediğimizi halk olarak açıkca ortaya koymuş değiliz... Aslında ideoloji bağlamında halkın tartışmanın bu boyutuyla pek de fazla bağlantısı yoktur... İdeoloji devlette sert bir şekilde tartışılmaktadır... Türkiye bu anlayışla ancak kendine zarar verir,veriyorda... Peki sorumlusu kimdir bu durumun? El cevap:BİZİZ... Daha birçok konuda, daha çok ayrılığa düşeriz bu eğitimle,bu yaklaşımla, aydın olmayan aydınlarımızla... İLİM İLİM BİLMEKTİR. İLİM KENDİNİ BİLMEKTİR. SEN KENDİNİ BİLMEZSEN, NİCE OKUMAKTIR? YUNUS EMRE MUHABBETLE...
-
İslam:''Bir insanı öldüren, bütün insanlığı öldürmüş gibidir.''buyuruyor.Biri ancak canına, malına,namusuna kastettiğinde kendini korumak bu değerleri savunmak için insanı öldürmeye izin vermiştir.HZ. Ali bir savaştayken bir müşriği yakalıyor ve yere yatırıyor,öldürmek için.Müşrik HZ. Ali'nin yüzüne tükürüyor.HZ. Ali öldürmekten vazgeçiyor.Müşrik soruyor:Niçin beni öldürmekten vazgeztin?HZ. Ali: Seni ilk anda davam için(Allah izin verdiği için...)öldürecektim.Sonrasında bana tükürdün ve ben sinirlendim o an.O an öldürmüş olsaydım kendi nefsim için, sinirlendiğim için öldürmüş olacaktım,diyor... İslam hiçbir zaman Allah'a inanmayana kılıç zoruyla, baskıyla, ölüm tehtidiyle inanacaksın dememiştir.Allah adına,inanmayanı öldür,içki içeni öldür,namaz kılmayanı öldür,açık giyineni öldür şeklinde bir anlayış İslamın özüne aykırıdır.İslam'a göre biz dünyada imtihandayız malumunuz üzere...İslam'ın kurallarına inanan inanır, inanmayan inanmaz...İnsanlar bu noktada baskı altında tutulamaz...Her insan yaptığıyla, inandığıyla hesap verecektir...Bu bağlamda özgürlük sunulmuştur ki imtihanın özü bunu gerektirir...İnanıp inanmama,yaşam şekli, düşünme şekli insanın iradesine bırakılmıştır.İnanırsan şunlarla karşılaşacaksın, inanmazsan bunlarla karşılaşacaksın denilmiştir... Kimse yukarıdaki bahsettiğiniz sebepten dolayı Allah adına birinin canına kıyamaz,Müslümanlıktan bahsediliyorsa kıymamalı,kıyıyorlarsa da o başka bir düşüncenin tezahürüdür,İslam'la alakası yoktur... İslam adına birçok yanlış uygulama yapılmamış mıdır, yapılmıştır.İslam adına yanlış işler yapan yok mudur vardır.HizbuAllah,El Kaide vs... Kötü örnek örnek teşkil etmez...Bir olay yorumlanırken olayın dayanak noktasının özü iyi bilinmeli,genel anlayışına bakılmalı,kişiden hareketle değil anlayıştan hareketle olay irdelenmelidir... Eeee bak orda öyle oluyor yarın kesin burda da böyle olur demek ne kadar doğru bir yaklaşımdır? Biz İran'mıyız,Afganistan mı,Arabistan mı?İslam'a bu kadar hizmet etmiş bir millet diğer Müslüman ülkelerden genel İslam kültürü bağlamında etkilenmiştir.Hiçbir zaman onlar gibi olmamıştır...Onlar gibi olmaya çalışanlar yok mu, var. Tartışmayla ilgili olarak niyet ve amaç önemlidir.Müslüman olan İslam adına yapılan hatayı görür, düzeltmeye çalışır.Yok o örneklerden hareketle İslam'a karşı çıkmaksa amaç o da başka bir fikrin tezahürüdür...
-
Bugünkü Ortamın Tek Suçlusu Atatürk'tür ..!
FUZULİ şurada cevap verdi: Yayamaz Kayımca başlık Güncel Konular
Tam da bu nokta da sıkıntılar başlıyor Politika.Olgunun tesbiti doğru.Demokrasi ya da özgürlükler sınırsız değildir amenna...Demokrasinin sınırlandırılması hususunda hangi kurallar geçerlidir bu belli değil...Her ülke kendi toplumunun refahı için, huzuru için nereye kadar sınırlama yapacağını bulmuş...Hangi konular demokrasi adına sınırlandırılır üç aşağı beş yukarı belli...Eğer sınırlandırılmış demokrasi toplumda huzursuzluk oluşturuyorsa bu da demokrasi değildir...Demokrasi malumun üzere halk için vardır...Toplumda toplumsal, bireysel huzuru tesis ettiği ölçüde demokrasi anlamlıdır... Mühim olan şu ki demokrasiyi hangi güç ne adına sınırlandıracak ve de şekillendirecektir?Demokrasi bir düzenin devamı için mi sınırlandırılmalı yoksa sınırlandırılmayan durumlarda toplumda sıkıntı yaratttığı için mi?Ayrıca buna karar verecek kimdir? Bugün ülkemizde hakim güç neyse onun demokrasisi ve sınırlandırması var...Biz demokrasiyi fikirlerimiz içn araç olarak kullanıyoruz...Amacımız demokrasi için, halk içİn demokrasi değil; fikir için düzenimizin devamı için demokrasi... Düzenimizde aykırı sesler mi yükseldi!Demokrasi rafa...Niçin rafa...Mevcut düzenin tekrar tesisis için.. Bunu kim istityor...Demokrasinin sahipleri....Bir başkası da başka bir demokrasi savunuyor... Demokrasi halkın kendi kendini yönetmesi değilmiş.Okullarımızda yanlış öğretiliyor...Yaşadığımız bu değil... Demokrasi bir kültür meselesi... Anayasada yazmayla demokratik olunmuyormuş... İran Cumhuriyeti...Suudi Arabistan Cumhuriyeti... Avrupa'nın ki Avrupa Cumhuriyeti...Bizimki de Türkiye Cumhuriyeti... -
ÜNİVERSİTELERİMİZİN, AFFEDERSİNİZ YÜKSEK LİSELERİMİZİN HALİ!
FUZULİ şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
Düşüncelerin özgürce tartışıldığı,ülkenin aydın insanlarını yetiştiren, toplumun sorunlarına çözüm arayan,bilimsel faaliyetlerin ocağı olarak tarif edilen üniversiteye ülkemizde pek rastlanmıyor ne yazık ki! Üniversitelerimiz hiçbir şey yapmıyor değil, lakin çok şey yapıyor da değil...Ülkemizdeki birçok sorunun çözümü hususunda biz üniversitelerimizden neden hiçbir açılım göremiyoruz? Neden dünyanın ilk beş yüz ünüversitesi arasında bir tane-o da yakın zamanda girdi(ODTÜ galiba)-üniversitemiz giriyor. Üniversitelerimiz bırakın ülke sorunlarına çözüm bulmayı,kendi alanında tam donanımlı insan dahi yetştiremiyor. Öğretmenlerimizin kalitesi düştü,doktorlarımız birçok olumsuzluğa imza atıyor(iyi olanları tenzih ederim...),mühendisimiz şöyle,memurumuz böyle kötü sözleri sık sık aydınlarımız tarafından dillendiriliyor. Üniversitelerimizi birçok olumsuz manşetle medyada görüyoruz:Rektör ihaleye fesat karıştırdı,zimmetine üniversitenin parasını geçirdi,üniversite için ayrılan parayı kendi düşüncesi yönünde amacı dışında kullandı,öğretim üyeleri düşünceleri yüzünden işinden oldu,daha çoğaltabileceğimiz birçok başlık... YÖK sistemine sağından da solundan da bugün eleştiri geliyor.Bu sistem bilindiği gibi 1982'de belli bir amaca hizmet için kurulmuştu.Kimse dokunmasın,siyaset etkilemesin diye özerk bir yapıda.Ama devletin hakim siyaset çatısını oluşturuyor YÖK...Sanki devletin ideolojisinin bir kalesi...Tamam siyaset etki etmesinde ordaki siyasete kim etki edecek...Orda olanları, yapılanları kim düzeltecek...Birilerinin çiftliğine dönüşmüş vaziyette mübarek bilim yuvaları... Hangi ülkede üniversite hocaları konu ne olursa olsun şu cümleleri kullanabilir, ya da üniversite hocasından beklersiniz: ''Kapısını kapatır giderim,gerekirse öğrencinin notunu düşürürüm, üniversiteden içeri onları almayız...'' İlim tezgahından geçmiş, yüzlerce kitap devirmiş, yol gösterecek olan insanların bir konuyu savunurken dilinden sert bir üslupla bu cümleler mi dökülmeli? Üniversitelerimiz birilerinin kendilerini üniversitenin sahibi olduğunu düşünen ben bilirim,ben yaparım diyen bu insanlara mı emanet? Bu zihniyet mi bilim üretecek, bu ülkenin sorununu çözecek?Her ne şekilde olursa olsun bu üslubun üniversite de büyük bir savunucusu olmamalı...Olaylara , sorunlara isminin başında Prof. ünvanı olan insanlar nasıl böyle katı,yargılayıcı,asabi bakabilirler sorarım size? Bunlar mı Atatürkçülüğü anlatacak,Cumhuriyet'imizi ilerletecek, Türkiye'mize aydınlık yol gösterecek? Bir olaya ilkokul mezunu nasıl yaklaşıyorsa, görüldü ki üniversite hocalarımızın birçoğu da öyle yaklaşıyor...Tek farkla... Sokaktaki insanın sadece kendi sorumluluğu var...O hocalarımızın ülke sorumluluğu var... Ülkemizin başka sıkıntısı yok mu diye bugün bağıran o hocalarımız bu sıkıntılar dün ortaya çıkarken bu kararlı duruşu, bu savunmayı niye yapmadılar...Yoksa ortaya çıkıp bağırılacak tek sorun olarak görülen ''laiklik' mi? Başka hususlar da enerji harcamaya değmez herhalde!... İLİM İLİM BİLMEKTİR, İLİM KENDİNİ BİLMEKTİR. SEN KENDİNİ BİLMEZSEN NİCE OKUMAKTIR... YUNUS EMRE MUHABBETLE... -
Bugünkü Ortamın Tek Suçlusu Atatürk'tür ..!
FUZULİ şurada cevap verdi: Yayamaz Kayımca başlık Güncel Konular
Birileri reynada, laylada gününü gün ederken birileri çöplüklerde, barakalarda yaşam savaşı veriyorsa açlıktan kıvranıyorsa bunun suçlusu kimdir? Parası olmadığı için hastane kapısında birileri ölüyorsa Anayasamızda sosyal devlet yazıyorsa bunun suçlusu kimdir? İnsanlar düşünüyor diye sağcısı solcusu hapse atılıyor, hatta öldürülüyorsa bunun suçlusu kimdir? Gücü olanlar deveyi hamuduyla götürüp cezalandırılmıyorsa ekmek çaldığı için insanlar hapiste çürüyorsa bunun suçlusu kimdir? İnsanlar üniversitenin kapısında bekliyorsa, mezun olduğunda iş bulamıyorsa bunun suçlusu kimdir? Çeteler bu ülkede cirit atıyorsa,adam öldürüyorsa ve bunlara bir şey olmuyorsa bunun suçlusu kimdir? Eline fırsat geçtiğinde çalıp çırpmaktan insanımız utanmıyorsa bunun suçlusu kimdir? Bir mevkiye gelebilmek için birilerini tanımak gerekiyorsa onlardan olmak gerekiyorsa bunun suçlusu kimdir?(Bunu her görüşe sahip grup yapıyor...) Krizler çıkarılıp birileri bundan nemalanıyorsa bunun suçlusu kimdir? Cumhuriyet'in tesisi için demokrasiden vazgeçiliyor, insanlar asılıyorsa arkasından bir yirmi yıl geriye gidiliyorsa bunun suçlusu kimdir? Bana oy verirsen Cennetliksin denilip insanımız da safça buna inanıyorsa bu durumun asıl suçlusu kimdir? Medyadan tüketici toplumu olma yolunda düşünceler zerk ediliyorsa, toplumu aydınlatma, eğitme adına hassaslık gösterilmiyorsa, kültür yozlaştırılıyorsa bunun suçlusu kimdir? İnsanımız güdülmeye hazır bir eğitimden geçirilip,sonra düşünmesine izin verdirilmiyorsa bunun suçlusu kimdir? Hukuk devleti ilkesi Anayasamızda yazıpta birilerinin gerek gördüğünde hukuksuzluk devletine dönüştürülüyorsa bunun suçlusu kimdir? O kadar üniversitemiz olmasına rağmen toplumun hiçbir sorununa yönelik araştırma yapılmayıp,bilim dünyasına hiçbir katkıda bulunulmayıp bir ideolojinin kalesi gibi kendini her zaman savunmak için tetikte bekliyorsa, enerjisini bu alanda kullanıyorsa suçlusu kimdir? -
Her insan inandığı gibi yaşar.Nasıl düşünüyorsan öyle yaşarsın.Kuran inanma, yaşama hususunda kimseye zorlama yapamazsın, baskı uygulayamazsın , diyor, DİPNOT kardeşim...İnanan inanır, inanmayan inanmaz...Kimsede inandığı fikirden ötürü horgörülemez,aşağılanamaz...En azından Kuran Müslüman böyle olmalı diyor... Herkesin fikri kendini bağlar... ******** Önce saygı, hoşgörü bence kardeşim...
-
Düşüncelerine tamamen katılıyorum arkadaşım.Bu sorunun bu hale gelmesinde iki taraflı suçluyuz.Demokratik yapımız sadece bu sorunun oluşmasına değil birçok alanda sorun oluşmasına sebep oldu.Hala demokratikleşme yolunda milim milim ilerlemeye çalışıyoruz.Bu bağlamda bütün ülke insanının iyi niyetli, samimi olması birçok sorunu beraberce çözmemizde öncelikli zemindir.Özellilkle bu meselede soruna açılım getirecek anlayışın önünde PKK ve DTP barikat gibi duruş sergilemekte,çözüme engel görüntü içindedir.Dağdaki PKK kararlılıkla kesinlikle bitirilmelidir.PKK'nın Güney doğudaki baskısı, etkisi, bağlantısı koparılmalı.Bu noktada askeri önlemler önem arz etmektedir. DTP bugün PKK'nın siyasi ayağı gibi Mecliste, bölgede çığırtkanlık yapmaktadır.Dediğin gibi arkadaşım ne istediklerini, neyi savunduklarını bir kere açıkca belli etmelidirler bu sorunun çözümünde.Bu bayrak altında, bu vatanda beraberce yaşamaktan yanaysa mücadeleniz PKK gibi ayrılıkçı, onu temsil edici,ayrıştırıcı söylemler, hareketler bu mücadelenin başka bir mücadele olduğunu göstermektedir.Güneydoğu halkı bir kere bu anlayışın ayrılıkçı,huzur bozucu,kışkırtıcı olduğunu anlamalı bu anlayışa karşı durduğunu göstermelidir. Bütün bunların ötesinde birileri kötü amaçlar içn o bölgede çalışsada ordaki kardeşlerimizin yalnız olmadığını devletimiz hissettirmelidir.Ekonomik, kültürel,sosyal önlemler alınmalı gerekli hizmetler ciddi bir anlayışla oraya götürülmelidir ki o insanları kandıranların elinden kandırma dayanakları alınabilsin...
-
Olguları halka doğruca anlatmak, halkı aydınlatmak düsturuyla hareket etmesi gereken medyamız sağolsun kendi ideolojilerinin silahıymış gibi beyinlerimize kurşun sıkmakta hiç tereddüt etmiyor.Her gazetenin,kanalın farklı farklı görüşü vardır onu savunur amenna.Lakin bu görüşü savunurken doğruları çarpıtmak, olanın dışında kendilerince olması gerekeni oluyormuş gibi göstermek, kafa bulandırmak hangi ahlaki ilkelerin tezahürüdür?Türban meselesiyle ilgili yorumların dışında bazı olayları türban meselesiyle ilişkilendirip öyleymiş gibi göstermek ne kadar doğru?Bir mevzu savunulurken, bir hak aranırken bu yöntem mi seçilmeli?Neyi kanıtlamaya çalışıyorsunuz?Bir fikir savunulurken ahlaki ilkeler bu kadar mı geriye itilir? Ak Merkezde namaz, vapurda namaz,mini etekli bayanlara mini etekli oldukları için(!) şırıngalı saldırı,Diyarbakır'da içki yasağı,Yezidi bir genç kızın Müslüman bir erkeğe kaçtığı için linç edilerek öldürülmesini Müslümanlıkla ilişkilendirip,Müslümanların bir genç kızı linç etmesi şeklinde haberin değiştirilip verilmesi daha birçok haber... Bütün bu haberlerin mahalle baskısı,irticanın tezahürleri şeklinde baş örtüsüyle ilişkilendirilip baş örtüsüne karşı çıkılmalı mantığını teyit eder bir düsturla sunulması neyle açıklanabilir? Görüldüki bütün bu haberlerin sunulduğu gibi olmadığı ortaya çıktı.Böyle olmadığını röportajlarla,olayın failleriyle görüşmelerle kanallar ve gazeteler gösterdi.Namaz kılanın Arap turist olması, şırıngalı saldırganın söylendiği sebepten dolayı değil de akli dengesinin olmaması sebebiyle bunları yapıyor olması,linç etme meselesinin tamamen tersi şeklinde gerçekleşmesi gibi... Başörtüsüne karşı çıkabilirsiniz, gerici faaliyetler başladı diyebilirsiniz, laiklik elden gidiyor şeklinde düşünebilirsiniz kimse de buna baskı uygulayamaz,size herhangi bir kısıtlama getiremez, getirmemeli.Tam tersi düşünenler içinde bu böyle olmalı. Fakat bu düşüncelerin kanıtlanması için,bunlara örnek göstermek için bu kadar basitce, ilkesizce yol seçmek ne kadar doğru.Bunu bugün sol medyamız çok güzel yapıyor.Sağ medyayı da eleştirebiliriz birçok hususta. Lakin mevzu yalanla, dolanla,olmayanla bir fikri halka benimsetmek...Gerginlik ortamı denilen ortam yok halkın arasında. Zoraki gerginlik varmış gibi gerginliği tetikleyen haberler çıkıyor medyada.Niçin çıkıyor bu haberler?Savunulan düşüncenin kanıtlanabilmesi için.Gerginlik yoksa da olmalı ki düşüncenin temeli olsun. Başörtüsü böldü mü bizi, evet böldü.Bu zamana kadar bütündük de başörtüsü mü böldü?Anketlerde %70 başörtüsü serbest olsun;%30 olmasın diyor.Bölünme bu işte.Bölünmeden de kasıt ne acaba onu da iyice anlamak lazım... Darbe çığırtkanlığı yapanlar, fitne tohumları, gerginlik tohumları ekenler, yalanın bininin beş para olduğu bu cihette fikirlerinin kabul görmesini nasıl bekliyorlar?İnandırıcılık olmazsa en aşikar bilinen doğrular dahi şüpheyle karşılanır. Benim üzüntüm şu ki bu yayınları yapanlar kendilerini Atatürkçü,çağdaş, laik, demokratik olarak niteliyorlar.Atatürk fikrini böyle mi savun dedi sana?Bu değerleri kullanan insanların bu işlerin içinde olması insanları o insanlarla birlikte o değerlere de güvensizliğe itiyor.Dini savunup dinin dışında iş yapanların güvenini kaybetmesi ve dinin yara alması gibi aynı şekilde.Bu mudur bilimsellik, nesnellik,çağdaşlık, Atatürkçülük? Bu bakış açısıyla hareket eden insanlar hangi olumlu, güzel sonuçların doğmasına vesile olurlar biri bana anlatsın lütfen? Bulanık suda balık avlamaktan başka nedir bu?Amaç nedir?Bunun bize ne faydası vardır?Amaç doğruları göstermek mi,istenilen şekilde düşündürtmek mi?
-
Taha Akyol'un dediği gibi:''Hangi Atatürk?'' Birileri Atatürk düşmanı, birileri Atatürk sevdalısı(!).Mustafa Kemal'i niye anlatamadınız diyorum millete,dediğiniz gibi Atatürkçü felsefeden uzaklaşıyorsa bu ülke yavaş yavaş(!) millet niye görmüyor diyorum?Cevap geliyor:Gerçek Atatürkçü yönetimler gelmedi,onlar yönetmedi veye Atatürkçüyüm diyenler yanlış yaptı, deniyor.Peki Atatürkçü eğitim sisteminden geçen halk niye Atatürkçü yönetimleri başa getirmiyor diyorum?Cevap: Halk anlamıyor, gerçekleri görmüyor, kandırılıyor, deniyor.E o zaman okul devletin okulu,devlet kurumları Atatürkçü niçin halkı eğitmiyorsun gerçekleri göstermiyorsun?Bakın devlet kurumlarımızın isteği dışında hiçbir şey başarılamıyor bu ülkede.550 Milletvekili olsa bile devletin felsefesine, Cumhuriyetin kazanımlarına karşı herhangi bir zıt durumu gerçekleştirmek ne kadar zor. Devletin bu kadar Atatürk'ü savunma anlatma, benimsetme gücü varken bugün o istemediğiniz fikirleri savunanlar niye bu kadar çok bu ülkede?Atatürk düşmanı dediğiniz insanlar nasıl oluyorda en tepeye kadar geliyorlar acaba, halkın desteğiyle?Her zaman Atatürk düşmanları mı yönetti bu ülkeyi de insanlara da okullarımızda alttan alttan başka ideolojiler anlatıldı, benimsetildi insanımıza?Halk Atatürkçü felsefeden yoksun mu yetiştirildi bilmeden?Yoksa bütün millet İmamhatip mezunu mu acaba?Yoksa Fetullah Hoca'nın okullarında mı eğitim aldı bu halk? Peki bütün bunlar olurken halk böyle böyle derken değerli Atatürkçü kardeşlerim siz nerdeydiniz?Bir anda mı geldik bu hale?Hayır!Hani yavaş yavaş karşı devrim oluyor diyordunuz ya!Siz ne yapıyordunuz bu arada?Bunlar olurken ben kimseyi sokaklarda görmedim ''Türkiye laiktir, laik kalacak,İran'a dönmeyecek!''diye bağıranı.Türkiye bu günleri yaşamasın diye çalışıyordunuz değil mi,kimse bilmeden, görmeden, gece gündüz sessizce...Hatta bunu halk bile görmemiş ki Atatürk düşmanlarının kendisi için çalıştığnı düşünüyor safça değil mi?Halbuki siz çalışıyordunuz bu ülke için sadece.Halkımız okusun cahil kalmasın, Atatürk'ü tanısın,bilsin, sevsin onun yolunda yürüsün diye...Bu millet niye hiç düşündürülmüyor acaba?Buna kim izin vermedi ki?Bu halkı bu hale kim getirdi sorarım size?Sürekli din istismarı yapan o gruplar bilmem dış güçler diyecekseniz, siz hiç savaşmadınız mı onlarla?Bakın demokrasimiz, yolumuz ne zaman şaşsa balans ayarı yapıp(darbe), gerçek rayına oturttuk ülkeyi!Darbe hususunda çok çalıştık ve de çalışmaya devam ediyoruz...Darbesiz demokrasi olur mu? Halk yanlış kişileri seçiyorsa ilk başta tepedekileri bir indirmek lazım demokratik darbeyle.Sonra ne yapmak lazım?Hiçbir şeye gerek yok halk düşünmüyor zaten, bunlar Atatürk adına yapılıyor, demokrasi adına yapılıyor hatta halk adına yapılıyor yola devam...Halka hatalı olduğunu , yanlış yaptığını göstermeye, anlatmaya gerek yok.Halkı eğitmeye gerek yok...Onların yerine bu devletin, toprakların sahibi, savunucuları var, onlar düşünür her şeyi...Halk devletin sahibince istenilmeyeni başa getirince çözüm kolay:Darbe...Ters istikamete götürmeye çalışan başbakanı, bakanları,bilimum her türlü zevatı asalım, keselim...Ya halkı ne yapacaksınız sorarım size?Darbeleri eleştiriyorsanız onları kim yaptı?Atatürkçü, Cumhuriyetci zinde güçlerimiz...Sonrasında yine aynı senarya...Dini istismar eden geçmiş özlemiyle yanan Atatürkçülük düşmanı bir yönetim başta halkın seçimiyle maalesef! Halk niye bu yönetimleri hep başa getirdi hiç düşündünüz mü acaba?Halk bu kadar sakat fikre, düşman fikre sahip insanları kendine nasıl yakın görüyor acaba hiç düşündünüz mü?Bu insanlar halka ne söylüyorda halkı kandırıyor? Din istismar ediliyor diyorsanız, demek ki istismar edilecek kadar çok güçlü bir olgu din bu ülkede.Din istismarını önlemek için halka ne anlatıldı bu ülkede.Anlatılmadı bir dünya yasakla bu iş halledildi mi diyeceksiniz yoksa! Bu halk niye Atatürkçü olduğunu,ülkenin bekasını savunduğunu her yerde söyleyen güzide partilerimizi niye iktidar yapmıyor acaba?Bu partiler başta değilse, bunun düşmanları baştaysa şu sonuç mu çıkıyor: Millet Atatürkçü değil, gerici...Biz hiç tek başımıza iktidara gelmedik ülkeyi bu hale getirdiler söylemi, gerçekten de çok bilimsel...
- 200 cevap
-
- TEHLİKENİN FARKINDAMISINIZ
- bölücü terör
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Sonunda gerçek yüzümüz ortaya çıktı.İnsanın içini acıtan, yüreğini kanatan, düşmanı güldüren, işlerin iyi gitmediğini aşikarca ortaya koyan bir ortam hasıl oldu.Yazık ki ne yazık!Bu millete, bu topraklara hiç mi hiç yakışmadı bu hallerimiz. Ne Atatürk'ü tam anlayabilmişiz, ne dinimizi öğrenebilmişiz.Sorunlarımızı tartışıp çözüme kavuşturacak samimiyetten, konuşabilecek, tahammül edecek hoşgörüden bu kadar uzak olduğumuzu bir türban(!) kavgasıyla görmek halimizi tescilledi. Biz konuşmayı dahi bilmiyormuşuz, biz dilimizi dahi iyi konuşamıyormuşuz yazık! Ortalık toz duman.Herkes ağzına geleni düşünmeden, karşısındakine hiç değer vermeden pervasızca söyledi ve de söylüyor.İnsanların kendini bildiği ortamlarda,saygının, hoşgörünün,vicdanın hüküm sürdüğü iklimlerde muhabbet edilir,birlikte yaşanır, sorunlar çözülür.Ne yazık ki biz ilk başta kaybetmişiz.Böyle bir iklimden uzak olduğumuz gün gibi ortada ne yazık ki!Hangi konu olursa olsun, hangi sorun olursa olsun tartışma adabı bu olmamalıydı.Kırmamalıydık birbirimizi.Pervasızca dilimize geleni söylememeliydik.En azından iyi niyetli olduğumuzu bu vatanın parçası olduğumuzu, kardeş olduğumuzu unutmamalıydık. İnsanlığımızı kaybetmişiz.Kültürümüzü kaybetmişiz.Vatanını milletini seven Atatürk'ü bilen,kendini bilen,bu vatan için çalışmayı yüreğinde hisseden,aklı başında insanlar yetiştirememişiz.Eğitememişiz insanımızı. Ülkemizde ideolojik anlamda çok büyük problemler var.Bu bağlamda herkesin kendi safı var.Mücadelemiz kendi aramızda, savaşımız kendi içimizde. 85 yıllık, Cumhuriyet'le(!) yönetilen, yönetilmeye çalışılan Müslüman bir ülkeyiz.Sorumuz bugünlük değil, geriden gelen hesaplaşmalarımız var...Ülkemizin bir kuruluş ideolojisi var.Atatürk'ün temelini attığı devletçe de her vatandaşa benimsetilmeye çalışılan Atatürkçülük ideolojosi.Sorunumuz, ayrılığımız tam da bu noktada başlıyor.Biz okullarımızda bu ideoljiyi benimseyen, onu kendine yol edinen insanlar yetiştirmeye çalışıyoruz.Yani devletimizin felsefesine uygun toplum oluşturmaya çalışıyoruz.Eğitim sistemimizin hali ortada.Ezberden öteye geçmeyen, düşünmeyen,bildiğinin ne anlama geldiğini bilmeyen, maneviyatı olmayan insanlar yetiştişriyoruz.Bunu ancak bir ülkeye başka bir düşman ülke yapar, biz kendi kendimize yapıyoruz.Yani istenen insanı yetiştiremiyoruz. Aynı ideolojik eğitimdem geçip de bir dünya başka ideolojilerin safında yer alan verilmek istenen şeklin dışına çıkan insanlar grubunun bu kadar fazla olması büyük bir hata olduğunun göstergesi herhalde. Devletin hakim ideolojisini, bu ideolojiyi savunduğunu söyleyenler halkı gerçekten de tanımıyorlar.Devletin ideolojisinin istediği ortada aslında.Bu ideolojiye hakim grup düşünen insan istemiyor.Benim dediğimi yapan, benim istediğim gibi yaşayan toplum olsun diyor.Bu ülkenin tek sahibi olarak kendini görüyor.Çağdaşlığı ,Atatürk'ü , dini , yaşam şeklini , giyim şeklini de ben belirlerim, ben bilirim diyor.Sonuçta devlet ideolojisi bağlamında benim dediğim olur diyor.Demokrasi de, Cumhuriyet'te, laiklik de benim anladığım ölçüde doğrudur diyor.Benim anlayışımın dışındaki düşünceler bu ülkenin kuruluş felsefesine düşmandır ve de bu düşünceler yok edilmelidir, bu insanlarla savaşılmalıdır diyor. Gerekirse bu hususta güc kullanılır, demokrasiden vazgeçilir, baskı uygulanır,insanlar sindirilir.Türban meselesinde darbeden, savaştan, demokrasiden vazgeçmekten bahsedenleri çok gördük ve duyduk, duymaya da devam ediyoruz. Halkın ne istediği, ne düşündüğü umrunda değil bu zümrenin.Halk düşünecekse de böyle düşünmeli buna destek vermeli bu şiara göre. Baskıyla,zorlamayla insanları istediğin şekle sokamazsın.İnsanlara istediğini yaptıramazsın.Gücün olduğu sürece baskı altında tutabilirsin ya sonrası!...İnsanlar ölebilir ama fikirler asla.Fikir ne olursa olsun... Bu bakış açısı insanları Atatürk'e, devlete düşman ediyor farkında değiller.Bir felsefe bu şekilde kabul ettirilemez.Hangi düşünce halkın desteğinden yoksun ayakta kalabilmiştir. Sorun şu:Atatürkçü felsefeyi devlet milletine benimsetecekse,bu felsefeyle halk hayatını şekillendirecekse bu millete nasıl anlatılmalı, nasıl benimsetilmeli.Bugünkü hakim zümrenin anlayışı iflas etmiştir.Bu ideolojide milletin dinle olan, kültürüyle olan bağında ne değişmeli?Millet bunu benimserken kültürüne, anlayışına, dinine düşman olmadığını nasıl anlamalı? Biz doğu toplumuyuz, Avrupalı değiliz fakat o yolda yürüyoruz.Geleneklerimiz, köklü bir geçmişimiz, derin bir din bağlılığımız var.Bu olgular kesinlikle gözardı edilmemeli.Bizim Avrupalı olmamız istenirken nasıl olunmalı?Atatürkçü olurken dinimizi nasıl yaşamalıyız?Dinin hayata yansıması olmamalı mı, din vicdanlarda mı kalmalı?İnsanlar dini yanlış anlayıp, yanlış yorumluyorsa,yanlış ideolojiler üretiyorsa bu nasıl yapılmalı?Atatürk'ü nasıl anlamalı, onu nasıl kabul etmeliyiz? CHP'nin ve onu savunanların mı Atatürk, çağdaşlık, Cumhuriyet, din anlayışı doğru?Bu mu benimsenmeli?Farklı düşünenler varsa onlara ne yapılmalı?Hangi Atatürk, hangi din, hangi demokrasi, hangi Cumhuriyet, hangi çağdaşlık doğru? Halk bunları nasıl algılıyor düşünülmeli...
-
İrtica ve terör nasıl da teşhis koyduk hemen soruna ha bir de emperyalist güçler unutmamak lazım... Uyanık olalım ''karşı devrim ''başladı,''laiklik''elden gidiyor...Bağıralım:''Türkiye laiktir,laik kalacak!''.Ata'nın huzuruna çıkalım şikayet edelim emperyalist güçlerle iş birliği yapan bu ülkeyi İran'a çevirmeye çalışan irticacıları!Ha duaya falan gerek yok, dua dediğin nedir ki!Boş laflar...Bilimsel beyinlerin ürettiği çağdaş,akıllı laflar, duaya benzese de değildir,mucize oluşturur bizim bağırmamız yeterlidir. ''Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir.'' ama millet ********, bir şey bilmez irticacıları,Atatürk düşmanlarını hükümet yapar.O kadar Atatürk'ü, vatanı, milletini sevdiğini her yerde bağıra bağıra söyleyen bu ülke için canını dişine takıp gece gündüz çalışan, bilimsel çağdaş kimlikli nadide iki partimizden birini nedense tek başına iktidar yapmaz ne kadar ilginç bir çelişki bu Yarabbi!Neden böyle oluyor? Halbuki bu millet devletin okullarında Atatürkçü eğitim sisteminin tornalarından çıkıyor.O okullardan irticacılar çıkıyor, emperyalist uşakları çıkıyor halk bunları ne hikmetse görmüyor hükümet yapıyor... Tepki oylarıyla geliyorlar, mağdur rolü oynuyorlar halk hemen kanıyor böyle yapanlara...Ha medya da hepten yeşil sermayenin elinde, hep onları destekliyor bütün gücüyle ne hikmetse.Ne kadar okumuş bir okadar da ***** halkımız var değil mi?Sen Atatürkçülük eğitimi ver okullarda onlar irticacılara kansınlar.Neden halk Attatürk'ü her seferinde vurgulayan, çağdaşlığa gönül vermiş, laiklik neferleri olan Cumhuriyet gazetesinin tirajını bir numara yapmaz, Cumhuriyet Halk Partisini iktidar yapmaz? Cumhuriyet mitinglerine 70 milyon tek yürek katılmaz? Bir sorun varsa Ne Cumhuriyet gazetesinde ne de Cumhuriyet Halk Partisi'nde!Seçim sonrasında CHP.lilerin dediği gibi sorun halkta değil mi? Dine karşı değiliz ama din vicdanlarda kalsın.Din problemleriyle laik devletin karşısına nasıl çıkarsın.İmamhatipler irticacı yetiştiriyor kapatılsın.Dinini dışarda bırakıp öyle eğitim alacaksın dinle bilim zıtlaşır.Evrim teorisini nasıl kabul etmezsin sen, yobazsın...Başörtüsü dinimizde yoktur ama dini simgedir başörtüsü laikliğe çekilen kılıçtır, zaten başörtüsünü Sümerlerde bilmem neler takardı bak fetvayı da veriyorum ey halkım sen bilmiyorsun ben anlatayım.Üniversitelerin kapısını kapatırız babamdan kaldı üniversite bana valla, onlara notlarını vermeyiz valla, bu gericiliktir ya bu çağda başörtüsü din...İnanacaksan dinin bilim olmalı.Giyineceksen benim gibi çağdaş giyineceksin gerici.Düşüneceksen benim gibi çağdaş düşüneceksin örümcek kafalı...Seveceksen Atatürk'ü benim gibi seveceksin, benim gibi laik benim gibi çağdaş olacaksın senin aklın ermez bunlara... Biz gece gündüz bilimle uğraşıyoruz,dinimizi dışarda bırakıp, çağdaş giysilerle. Türküymüş, sanat müziğiymiş gerici...Yabancı müzik, pop müzik, senfoni dinleyeceksin...Tango yapıp, bale izleyeceksin elinde şarapla...Geride kaldı halk oyunları gerici. Atatürk Avrupayı gösterdi sen ne anlarsın.Bilimi dışında çalışkanlığı, de mokrasisi dışında her şeyini alabilirsin, almalısın ki çağdaş olasın... Atatürkçü 70 milyonun nasıl başörtülü Cumhurbaşkanı olur, akıllara zarar. Bak biz elimizden geleni yaptık, partisiyle gazetesiyle,yöküyle, anayasa mahkemesiyle,mitinglerle 70 milyon arkamızda ama olmadı, yenilmedik savaşacağız marstan gelen Cumhurbaşkanıyla,başbakanla,milletvekilleriyle.İran yaptırmayacağız bu ülkeyi''Laiklik''i yıktırmayacağız. Değerli rektörlerle,az sayıda olan gazetelerimizle(!), Cumhuriyet'in kalesi partimizle,Cumhuriyet kadınlarıyla,Anayasa mahkememizle gece gündüz çalışıyoruz,bilimle uğraşıyoruz... Cumhuriyeti biz kurduk,bu ülke bizim, biz çağdaşız,ilericiyiz,biz Atatürkçüyüz, biz laikiz, biz laikliğin kalesiyiz,biz kültürlüyüz,bizim gibi düşünenler bilim yapabilir ancak bırakın geri kalmış dini safsataları, gelenekleri!Bizim tarihimiz Cumhuriyetle başlar gerisi orta çağda kalmış tarihdir ne gerek var öğrenmeye, anlamaya Atatürk Türk Tarih Kurumunu kursa bile Türk tarihini bütün görse bile siz geriye özlem duyuyorsunuz,Atatürk'ü bizden öğrenebilirsiniz ancak... Bugüne kadar bu anlayıştaki insanların hakimiyeti vardı ülkede...Parti marti savunmuyorum anlayış sorguluyorum.Bundan sonra şu parti gelirse şaha kalkarız demiyorum...Prangalar var ayaklarımızda içimizdekilerin bağladığı.Örtüler var akıllarımızda(başımızda değil!) çağdaşlık bilmem ne adına örtülen. Geldiğimiz nokta ortada.Eğitilmiş diplamalı cahiller topluluğu,ne olduğunun bittiğinin çoğu zaman farkında olmayan parça parça olmuş bir halk.Birkaç kuru bilgisiyle, yorum yapmayan, saçma sapan düşünen, her türlü düşüncenin rüzgarına az bir teşvikle hemen kapılan,düşünmeden birilerinin peşine giden manevi değerlerinden yoksun bırakılmış koca bir topluluğuz şimdi...Bravo toplum mühendislerine... Ne Atatürk'ü anlatabildiniz bu insanlara birkaç cümlenin dışında,ne de doğru dinini öğrettiniz bu halka... Siz daha çok suçlu bulursunuz içinde kendinizin olmadığı bu toprakta.Daha çok sorun tesbit edersiniz zehir gibi akılla. Hakim güç siz olun istediğiniz felsefeyle eğitim verin,istemediğiniz bir şeyi yaptırmayacak kadar güçlü olun bu ülkede sonra bir dünya sorunla karşı karşıya sorunun içinde hiç payınız olmasın ondan sonra.Suçlu bulalım haydi.***** halk, destek verdikleri bizim okullarımızdan çıkan, üniversilerimizde okuyan siyasi iktidarlar,ABD'ye, AB'e kucak açan halk ve iktidarlar... Müslümanız deyip Müslümanlığı yaşamayalım,Atatürk'ü çok seviyoruz, Cumhuriyetimizi çok seviyoruz deyip çağdaşız deyip kültürümüze yabancılaşalım, halkı yabancılaştıralım, Avrupa'dan giyinip, Avraupai müzik dinleyelim, bunları yapmayanlara gerici diyelim,şehirliler diskolarda, köylüler kahvelerde sabahlasın,medyamız Atatürkçülük, çağdaşlık adına beynimizi yıkayıp tükecitici toplumuna çevirsin,AVrupa kültürü pompalasın, okullarımız düşünmeyen,papağan gibi ezberleyen insanlar yetiştirsin, dine soğuk bakıp içini boşaltalım sonra da suçlu arayalım ne ala...Yok ABD, yok AB,yok irticayı savunan partiler, dağa çıkan Pkk... Nerden çıktı bunlar kardeşim, niye cirit atıyor emperyalist güçler bu ülkede,halkımız niye her şeye kanıyor, niye... '' AYNASI İŞTİR KİŞİNİN LAFA BAKILMAZ'' ZİYA PAŞA ''OKUDUYLA AMEL ETMEYEN KİTAP YÜKLÜ **********.'' KUR'AN-I KERİM GÖREN VER GÖREN VAR, VEYSEL GİBİ GÖREN VAR. GÖZÜ AÇIK,AKLI KÖR OLAN VAR...
- 200 cevap
-
- TEHLİKENİN FARKINDAMISINIZ
- bölücü terör
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Cumhuriyetçi, demokratik, ilerici kardeşlerimiz kendi kafalarındaki şartlerın dışına çıkıldığında nasıl ağızlarından bir çırpıda, pervasızca ''darbe''kelimesini çıkarıyorlar şaşıyorum.Bir beyinde demokrasi ve darbe kelimeleri ancak bu kadar yakın durur ve ancak birbirine bu kadar alternatif gösrerilebilinir.Nasıl bir beklentidir bu yahu nasıl bir beklenti?Hangi Cumhuriyet sürekli darbelerle anılıp medeniyet yolunda ilerlemeyi başarmıştır?Hangi darbe Cumhuriyet'e hizmet edip onun yerleşmesini sağlamıştır?Hangi Cumhuriyet varlığını,devamlılığını darbelere bağlayabilir?İlericilik adı altında Atatürk adı altında nasıl gericilik yapılıyor çok güzel kanıtlıyor arkadaşlarımız. Darbelerden medet umuluyorsa hala bugün Biz nerdeyiz biliyor musunuz?Biz hala 1920'lerdeyiz.Hakikaten de öyleyiz.Bir maya çalındı bu göle, tutmadı bu göl birçok sebeple. Bir ülkenin halkı demokrasiyle yönetilip en son noktada bu millet *****, bu millet bir şey bilmiyor, demokrasiden anlamıyor, yanlış kişileri seçiyor, yapılanları görmüyor denilebiliyorsa bu kimin suçudur yaahu soruyorum, bu kimin suçudur? Bu ülkede hangi ideoloji hakimdi de bu sonuçları doğuruyor birazcık düşünmek lazım!Niye istediğiniz olmuyor bu ülkede oturun bir düşünün? Atatürk'ü Atatürk olmaktan çıkarın, demokrasiyi kendi demokrasiniz olarak yorumlayın,istediğiniz gibi kullanın,gerçek dinini öğretmeyin kalka her türlü etkiye açık hale getirin, halkı yönetebileceğiniz oranda ideolojik olarak eğitin ondan donra da bu halk ***** yahu,bunların yerine biz doğrusunun biliyoruz şunu yapalım bunu yapalım deyin, söyleyin de söyleyin kardeşim...Konuşmaya devam,halkı suçlamaya devam, darbe edebiyatı yapmaya sevam, daha bildiğiniz birçok doğruya devam...Muasır medeniyete bu düşüncelerle, bir türlü anlayamadığınız bu halkla daha çok ulaşırsınız ve hep beraber ulaşırız...(Bu ülkede olup bitenlerin hepsi ''Ancak bu kadar olur!!!'' detirten cinsten ve iç acıtıcı, yazık ki ne yazık!...) MUHABBETLE...
-
Etiketle etiketle ayır kardeşim.Bir de şunu söylemeniz yok mu dini o beğenmediğin dindarlardan iyi biliyormuşsun gibi dinde türban yok, saçı kapatma yok şu öyle değil, bu böyle değil... Sen nerden biliyorsun bunları?Amacın insanların dini yanlış yaşadığını görüp içinin el vermemesi mi, bundan dolayı bu yanlışı düzeltmeye çalışmanın mücadelesi mi?Sen kimin savunduğu dine inanıyorsun inançlı kardeşim? Örtünmeyle ilgili ayetleri söyleyeceğim ama baştan yok saydın zaten artık senin içn kanıt olmaz.Biz aynı dine inanıyoruz da ayrıştığımız tek nokta başörtüsü mü?