Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

gloria

Φ Süper Üye
  • İçerik Sayısı

    10.252
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    157

Blog Yorumları gönderen: gloria

  1. Sevgili Gloriasmile.gif

     

    Çok eglenceliydi kalenime sağlıkk....

     

    Ben kurtuldum vampir olsanda kan degerlerim çok

     

    düşükwink.gif ilaçlarım bitsinn agzına layık bir yem

    olabılırım ama şimdilik bana dokunmaatongue.gif ...

     

    Allahım yaa....Harikasın...

     

    Harika insanlar vampir olmak isterler mi sence :) ben kendimi harikadan ziyade dehşet buluyorum :huh: burada niye bir vampir smileysi yok ki allammmm yaaaaaaaaa sad.gifchris.gif

  2. Vayyyy beee, aynı hayali ben de kurmak istedim şimdi :) Babacı Market süper bir fikir... Bayıldım... İleride kesin olur bunlardan :)

     

    Gerçi şu anda da var buna benzer bişi ama onlar sadece bebek düşünenler için... yani sperm bankaları... Babacı marketler açılınca sperm bankalarını da babacı marketlerin içine kurarız artık....İlaçlar bile markette satıldığına göre babalar ve spermler neden satılmasın ki :D

     

    Saçmalamış olabilirim çünkü saçmalama özgürlüğüm var ve şu anda onu kullanıyorum :)

     

     

  3. Azın kıymetini bilmedik, hep daha çok olsun istedik

    Eskinin kıymetini de bilemedik... yenilensin kolaylaşsın dedik

    Eskiler yenilen di, hızlandı, coğal dı

    Kolaylaş dı evet bircok şey, sanıl dı ki zaman dan kazanılacak... oysa ki zaman daha bir hiz ile herşeyi alıp götürüyor

    Önceden yenilikleri bizler takip ederken, ulaşalım derken...

    Şimdi yeniliker bizi geciyor, coğundan bile habersizsiz..zamana ayak uyduramıyor yetişemiyoruz kimi zaman.

    Hani amac zaman dan kazanmak tı smile.gif

    Yenilikler herşeyi alıp gidiyor, tek iste kalan hatıralar

     

    Hatıralar dedim de gloria, bir şarkı geliverdi aklıma... smile.gif Hatıralar la yaşıyorum..

    Tabi ki o da unutulmadık ca.

     

    keşke hatıralara geri dönebilseydik değil mi Sevgili Birceciğim, belki o zaman ozon tabakası da henüz delinmemiş olurdu :(

  4. Köylü müsün :o:huh: yook be "CİX"sin kızım sen :D KARŞIYAKALI RADYA :D

     

    O Starwars'daki :ayakvur: sallanan kırık koltuk var ya siz kendisinin o koltuga bu kadar laf ettiğine bakmayın, koltuk onu uzerinden atmaya bikaç kez yeltense de "Benimmmmmm koltugummmm" der gibi ona yapışmasını bir görseydiniz, ne kadar yorulduğunu anlardınız :) Garibim çok yoruldu bütün gün, kıyamadımmm ona da erken uyumasına izin verdim :) Gerçi ben izin vermeyecek olsam da birşey farketmezdi, sabaha kadar oturmuş gibi bir hava yaratmış olsa da burada kendisi ilk fırsatta sızdı kaldı :sleeping:

     

    Ama seni daha şimdiden özledim...

     

    Ha bu arada seni yorduk ettik ama bu güzelim havada en azından eve tıkmadık, ben İzmir'e geldiğimde iki gün sokağa çıkma yasağı varmış gibi eve tıkıldığım günlerimi unutmuş degilim... :grin: Sonuç itibaiyle her haliyle güzeldi, benim de tadı damağımda kaldı, ben bunu bilir bunu soylerim...

     

    Doyamadım gerçi ama...

  5. :) sen de benim akordion u çok sevdiğimi biliyor muydun? bilmiyordun dimi? En sevdiğim sestir akordion... Eğer benden once gidersen bu dunyadan nergis olacaksın emin ol... Ben senin nergis olabilmen için elimden geleni yapacağım... Ve eger ben senden önce gidersem papatya olmak istiyorum...Karanlığı değil, aydınlığı çağrıştıran papatyalar olmak... hani var ya iri iri beyaz beyaz olanlarından...

     

    papatyaresimleri05km71yde3.jpg

  6. Bunu ne zaman yazdın yahu... Ben daha yeni gordummm :( Ne kadar actım arayı, epeydir gelemiyorum, giremiyorum foruma :( Sen benim arkamdan aglar mısın Didem :) Ben senin arkandan aglamam, aglamak istemem canım, cunku ben hiçbir sevdigimin benden once olmesini istemiyorum... Senin de benden once ölmeni istemiyorum...

     

    Gunumun şiirini yollayayım madem bu yazının ustune sana... Sana ithaf ediyorum canım :)

     

    Ben,

    senden önce ölmek isterim.

    Gidenin arkasından gelen

    gideni bulacak mı zannediyorsun?

    Ben zannetmiyorum bunu.

    İyisi mi,beni yaktırırsın,

    odanda ocağın üstüne korsun

    içinde bir kavanozun.

    Kavanoz camdan olsun,

    şeffaf, beyaz camdan olsun

    ki içinde beni görebilesin

    Fedakarlığımı anlıyorsun

    vazgeçtim toprak olmaktan,

    vazgeçtim çiçek olmaktan

    senin yanında kalabilmek için.

    Ve toz oluyorum

    yaşıyorum yanında senin.

    Sonra, sen de ölünce

    kavanozuma gelirsin.

    Ve orada beraber yaşarız

    külümün içinde külün

    ta ki bir savruk gelin

    yahut vefasız bir torun

    bizi ordan atana kadar...

    Ama biz

    o zamana kadar

    o kadar

    karışacağız

    ki birbirimize,

    atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz

    yan yana düşecek.

    Toprağa beraber dalacağız.

    Ve bir gün yabani bir çiçek

    bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse

    sapında muhakkak

    iki çiçek açacak :

    biri sen

    biri de ben.

    Ben

    daha ölümü düşünmüyorum.

    Ben daha bir çocuk doğuracağım

    Hayat taşıyor içimden.

    Kaynıyor kanım.

    Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok,

    ama sen de beraber.

    Ama ölüm de korkutmuyor beni.

    Yalnız pek sevimsiz buluyorum

    bizim cenaze şeklini.

    Ben ölünceye kadar da

    Bu düzelir herhalde.

    Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?

    İçimden bir şey :

    belki diyor.

     

    NAZIM HİKMET

     

    Ben de ölümden korkmuyorum canım hiç korkmuyorum hem de :) Çünkü ben öldükten sonra çiçek açacağım :D:D Ben öldükten sonra ölü olmayacağım, çiçek olacağım :)

    Yazdım...

    Mavi'm çaresizlik, karabasan gibi değil mi?

    Konuşmak istersin, bağırıp, çağırmak, hareket etmek, çırpınmak, tepinmek ama hiçbirisi olmaz.

    Nefes alamaz insan çaresizken dimi?

     

    Ama biliyor musun bence insanların kendilerini en çaresiz hissettikleri zamanlar en güçlü oldukları zamanlarıdır. Fakat sanırım sen şu an bunun farkında bile değilsin :( Kimse farkına varmaz aslında, sanarlar ki çok güçsüzüm,... Sen de kendini zayıf sanıyorsun ama değilsin, sen güçlüsün önce bunu bil sonra çaresizliğin de kalıcı olmadığını... Geçecek canım...

     

    Öğretilmiş, öğrenilmiş birşey çaresizlik, ikna olmamak ama buna rağmen kabul etmek durumu gibi yani...

     

    Bir sevdiğim vardı benim, bir de defterim... Senin sevdiğini sevdiğin kadar severdim ben de sevdiğimi... Uzaktık, ayrı illerdeydik, o zamanlar cep telefonu, webcam vs. de yok.. Sadece ev telefonundan konuşabilirdik... Sabahları arardı beni, 10 dakika kadar konuşur sonra da kapatırdık... Çok severdik, çok özlerdik, çok güzeldik biz yaaa çooooook güzeldik...

     

    Bir de defterim var demiştim... O başka bir ilde, ben başka bir ildeyiz malum, Konusacak zamanlarımız kısıtlı; ama birbirimize anlatacaklarımız çok... Her gece yatmadan önce butun günümü paylaşırdım defterle, dolayısıyla aslında O'nunla da... Sonra bir gün gelirdi, buluşurduk, kavuşurduk... Defterimi ona verirdim... Onun da vardı bir defteri, o da bana verirdi.. Kendi şehirlerimize döndüğümüzde artık ben onun defterine yazmaya başlardım, o da benimkine devam ederdi... Böyle böyle her defasında değiştirirdik defterlerimizi... En son bende kalmıştı onun defteri... Bir gün yine her sabahki gibi aradı, "yarın da ararım canım" dedi ama bir daha da hiiiç aramadı...

     

    Öğrenci evinde kalıyordu, telefonu yoktu, anlamışsındır zaten o aradığında konuşurduk, ben onu arayamazdım bile... Aylar geçti tek bir haber alamadım, mektuplar gonderiyordum cevap bile yook... Yaşayıp yaşamadığından bile emin olamıyordum... Sadece kötü haber tez gelir, öyle olsa bilirdim diye umut ediyordum... Hep yazdım.... Her hece yazmaya devam ettim... Asla vazgecmedim... Aşkımı yazdım, özlemimi, umutsuzluğumu, çaresizliğimi yazdım, nefretimi yazdım kimi zaman da...

     

    Sonra cep telefonları çıktı piyasaya... Bir yolunu buldum, telefonunu öğrendim... Aradım, sesini duydum; düşünsene yıllar sonra ilk defa onun sesini duymuştum... Bende emanetin var, gelip vermek istiyorum dedim, sesimin o anda buz gibi olduğunu hatırlıyorum... 14 saatlik bir yolculuk yaptım ve sonunda olduğu yerdeydim...

     

    Üç, dört saat kadar oturup bir cafede konuştuk, hiç sormadım neler olduğunu, neden böyle yaptığını... Ağlarım sanıyordum ama hiç ağlamadım da... Defteri verdim, bu senin dedim; sonra yerimden kalktım, vedalaştık ve terminale gittim...

     

    Otobüste giderken, cama yansıyan yuzumu gordum, gülümsüyordum, huzurluydum... Sonunda özlediğim huzur gelip içime yerleşmişti...

     

    ...diye birşey işte Mavi'ciğim. Geçecek yani biliyorum...

    Yazdım...

    Yaş***ın yazamıyorum diye üzülmüyorum artıkın B)

    Güzel bir kızım diye her zaman güzel yazılar yazacak değilim ya tabi :islik:

    KAhretsin sabah sabah yine mütevazliğim üstümde :P

    Hatırlatmaa desemm :P Alarm mı çalsam :P

     

    Canımmmm, o kadar guzelsin ki yazamıyorum, gözlerim kamaşıyor... Yazamayacağım :D

    Yazdım...

    Herkes ne güzel birşeyler yazıyor bir ben kaldım,yaz-a-mıyan diye zaman zaman üzülüyordum.Şimdi sevinmem mi lazım,yoksa benim gibi yaz-a-mayanlara bir teselli mi bu ?

     

    Bazen sadece yazarsın, bazen de kusar gibi yazarsın... Çünkü bişeyler vardır, seni zehirler, gücünü azaltır, takatsiz bırakır, öldürür, o zaman atmak zorunda hissedersin o içindeki zehiri... Yazmak mecburi olur yani...

     

    Kusacak zehirin yoksa içinde ne guzel, ne mutlu sana... Böyle teselli et kendini... Çünkü ben çoğu zaman yazanlardan değilim, kusanlardanım...

  7. Yahu ayıptır,günahtır ve de yazıktır kızlar!Hep gavurları saymışınız :huh:

    Bizim ki Türk erkeklerimizin namı Dünya'ya yayılmıştır :rolleyes::P

     

     

    "Yerli malı Türk'ün malı herkes onu kullanmalı" diyom ben :w00t: (iç ses:amannnn salla radya nassa yeterince irezil oldun gari)

     

     

     

    O zaman ben biraz Nejat İşler kullanmak isterim... :w00t:

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.