Zıplanacak içerik

gloria

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

gloria tarafından postalanan herşey

  1. WHEN THE TIGERS BROKE FREE When The Tigers Broke Free; Roger Waters tarafından The Wall için yazılmış ancak albüm yerine albümün filmi olan Pink Floyd: The Wall filminde kullanılmış ve single olarak yayınlanmıştır. Şarkı daha sonra The Final Cut albümünün 2004 yeni basımında kullanılmıştır. Şarkı Pink Floyd ve Roger Waters tarafından konserlerde çalınmamıştır. Şarkı filmde iki bölüm olarak yer almaktadır. Şarkının ilk bölümü Roger Waters'ın da babasının yer aldığı İngiltere ordusunun bir bölümünün Alman askerleriyle karşı karşıya gelmesi, çekilme isteklerine rağmen generallerin buna izin vermemesi ve Waters'ın babasının ölümü anlatılmıştır. İkinci bölümde ise Waters'ın İngiltere Kralından gelen bir mektupla bunu öğrenmesi ve bu olaya karşı üzüntüsü ve nefreti anlatılmaktadır. Alıntıdır. WHEN THE TIGERS BROKE FREE (Türkçe Sözleri: © ZTB) Kara 44' ün [1] çok kötü bir sabahı, Şafak vaktinin hemen öncesiydi.[2] Askerler geri çekilip çekilemeyeceklerini sordular, Komutan onlara yerlerinde kalmalarını emretti. Ve askerler düşman tanklarını -sadece bir süreliğine - geride tuttukları için generaller buna şükretti . Ve birkaç yüz sıradan hayat pahasına Anzio[3] Köprübaşı savunuldu. Yaşlı ve nazik Kral George[4], Babamın savaşta öldüğünü öğrenince Anneme bir mektup yazdı. Hatırlıyorum da, Her yanı altın varakla süslenmiş Tomar şeklinde sarılı bir kâğıttı. Ve onu birgün eski fotoğrafların saklı olduğu bir çekmecede buldum. Majestelerinin mührünü o mektuba basışını düşündükçe Hala yaşarır gözlerim. Her taraf karanlıktı. Yer buzla kaplıydı. Kaplanlar[5] serbest/başıboş bırakılınca Kraliyet Donanması C Bölüğü’nden hiç kimse kurtulamadı. Hepsi arkada bırakıldı. Çoğu öldü, geri kalanlar ise ölmek üzereydi. Başkomutan babamı benden işte böyle aldı… _____________________________________ [1] Kara 44: İkinci Dünya Savaşı’ndan bahsedilmektedir. [2] Günün en karanlık zamanı şafaktan hemen öncesidir. (It’s always darkest before dawn) [3] Amerikalılar 22 Ocak 1944 de Anzio’ya çıkarma yaparlar. Ancak tuttukları köprübaşı, Alman 14. Ordu tarafından saldırıya uğrayınca Amerikalılar büyük kayıplar verirler. [4] 6. Kral George ; tam adı Albert Frederick Arthur George, (D.14 Aralık 1895.Sandringham, Norfolk - Ö. 6 Şubat 1952.Sandringham, İngiltere, 1936-1952 arasında Birleşik Krallık hükümdarı ve 15 Ağustos 1947' ye değin Hindistan İmparatoru ) [5] Tiger: İkinci Dünya Savaşı’nda Almanlar tarafından yapılıp, kullanılmış olan savaş tanklarına verilen addır. Tiger ismi Ferdinand Porsche tarafından konulmuştur. Zamanındaki en iyi tanklardan birisidir. Çok sağlam bir zırha ve iyi bir topa sahip olduğu için düşmanların korkulu rüyası haline gelmiştir.
  2. VALLAHİ BEN YAPMADIM = C'est Pas Moi, Je Le Jure! (It's Not Me, I Swear!) IMDB: 7.5/10 Yapım: Kanada, 2008 Yönetmen: Philippe Falardeau Senaryo: Philippe Falardeau Görüntü Yönetmeni: André Turpin Kurgu: Frédérique Broos Yapımcı: Luc Déry , Kim McCraw Müzik: Patrick Watson Oyuncular: Antoine L’Écuyer, Suzanne Clément, Daniel Briére, Catherine Faucher, Gabriel Maillé "Kardeşimin tek arzusu normal bir aileye sahip olmaktı. Ben hayatımda normal hiç bir şey göremiyordum. Hayatta da normal hiç bir şey göremiyordum. O her şeyi nasıl bu kadar 'normal' görüyor, anlamıyordum." Bu cümleler Leon’a ait. Leon’u daha film başlar başlamaz kendisini boynundan iple ağaca asmış olarak görürüz. Bu onun deyimiyle ara sıra başına gelen ölümcül kazalardan sadece birisidir. Ve gerçekten de tek arzusu normal bir aileye sahip olmak olan Jerome çıkar sonra sahneye. Önce Leon’un kendisini astığını görür ve sonra panik halinde Leon’u kurtarması için annesine haber vermeye gider. Ardından anne gelir. Anne’nin hayattan beklentileri farklıdır. Çocuklarını seviyor olması mutlu olmasına yetmemektedir. Sonunda bir karar alır ve yeni bir hayata başlamak üzere ailesini terk edip, Yunanistan’a yerleşir. Eğlenceli ama bir o kadar da insanı üzen dramatik bir havası var bu filmin. Absürt, ironik… Kesinlikle izlemelisiniz. Filmin gösterildiği festivaller ve ödülleri: 2008 Atlantik Film Festivali: En İyi Kanada Yapımı Film, En İyi Erkek Oyuncu (Antoine L’Écuyer) Toronto Film Festivali 2009 Berlin Film Festivali: Generation Kplus-En İyi Film CPH: PIX Kopenhag: Politikens-İzleyici Ödülü Jutra Ödülleri: En İyi Görüntü Palm Springs Film Festivali Cleveland Film Festivali Léon is ten years old, has lots of problems and an overly fertile imagination. Of course, there is mom and dad who are always fighting, and those annoying neighbors who get to spend the summer at the beach. And then, there's Léa, the exasperating girl who's always right about everything. In the summer of '68, when mom decides to leave everything behind to start a new life in Greece, Léon is prepared to do anything to kill the pain. Destroy the neighbors' house, become a professional liar and even, why not, fall in love with Léa. Together, they will overcome the pain of growing up when you feel abandoned
  3. En basit olan buymuş ama en zor da bunu buldum, hiç tahmin etmedim bu renklerde bir kedi olabileceğini... Bir de şu çamaşır askılığının üzerinde olan garfield e benziyor ya (ya da ben benzettim bilemiyorum ) ona da takıldım biraz ondan sanırım bulmam gecikti
  4. Yüzü aynı tavşana benziyor bunun, bu tavşan dimi, şu angora tavşanı denilen tavşanlardan? Kediyi mi soruyorsun yoksa tavşanın kendisini mi bulmamızı istiyorsun? Burada bu tavşan dışında ayrıca bir de kedi mi var?
  5. Evet yaaa, buradaki köpek şu mavi havlunun üzerine kafasını koymuş, orada öyle mışıl mışıl uyuyan tatlımsı ve beyaz renkli şey... ama ciddi çoook tatlı...
  6. ben bu alttakini bulacağım diye neredeyse kafayı yiyordum... Ne biçim saklanmış alla allaaaa bunları bulabildim şimdilik ama diğerlerinden ümidi kesmiş değilim. Yalnız o köpek diye aradığımız aslında o havlunun üstünde yatan kocaman beyaz şey değil mi? Bildiğin köpek işte mavi havlunun üzerine başını koymuş kıvrılmış uyuyan yaniii... O köpeğin kendisi değil mi zaten?
  7. Kırmızı çitin üstünde dalların altında bir tekir gördüm ben
  8. Yukarıdaki bulmaca içinden bulduğun İLK 5 KELİME seni temsil ediyor, hadi bakalım ilk hangi kelimeleri bulacaksın?
  9. Bunlar da beynimizi zinde tutmanın daha kolay yolları: Değişiklik beyni besler yani monotonluktan uzak durun. Çeşitli konularla uğraşıp, yeni bilgilere açık olun... Sağ elinizi kullanıyorsanız arada sol elinizi kullanmaya çalışın. Mesela işe giderken kullandığınız yolu arada değiştirin, başka yollardan iş yerinize ulaşmayı deneyin. Dinlediğiniz müzik türü hep aynıysa arada başka türde de müzikler dinlemeye gayret edin. Farklı bir dil öğrenmeye çalışın. Hem yeni bir diliniz daha olmuş olur hem de beyninizi ekstra bir işe zorlamış olursunuz. Lavanta kokusu konsantrasyonu artırır. Konsantrasyonunuzun düşük olduğu zamanlarda lavanta koklayın. Mesela sınavlara çalışırken lavanta kokusunu yanınızdan eksik etmeyin. Öğle aralarından sonra, çalışmaya başlamadan önce dikkatinizi yeniden toplamak için lavanta kolonyası kullanabilirsiniz. Sakız çiğnemek beyne giden kanı %20 oranında artırır. Sakız çiğneyin. Beynimizin %80'i su içerir. Su içmezseniz beyniniz küçülür, bu yüzden günde 1,5 - 2 litre arası su için.
  10. İyiki de erkek değilim, erkek olsaydım kesinlikle vicdani redçi olurdum, eğer vicdani redçi olsaydım asker kaçağı sayılır sonra hapse atılabilir ve bonus olarak vatan haini vb. tarzdaki çeşitli hakaretlere maruz kalabilirdim. Benim kesin param da olmazdı hani param olsa bedelli olarak askerliği reddedebilirdim falan ama o da mümkün olamazdı... Neyse banane zaten, hem ben erkek değilim... Siz kendi aranızda tartışın bu konuyu, ben arada ne konuşmuşsunuz falan bi göz atarım Haydi iyi tartışmalar...
  11. Vicdani red bir insan hakkıdır (çünkü insanlar din, vicdan ve düşünce özgürlüğüne sahiptir ama bizim ülkemizde sadece din özgürlüğü vardır o da her konuda değil sadece müslümanlık konusunda) bedelli askerlik ise zengin olanların askerliği reddidir. Parası olan askerlik yapmaz ve buna kimse birşey demez, kimse onları vatan hainliği ile suçlamaz oysa ideolojisi olanın, vicdani olarak askerlik yapmak istemeyenin askerliği reddi kolaylıkla vatan hainliği olarak değerlendirilebilir. Bu ülkede herşey parayla, paran yoksa hakkın da yoktur. Bu iki yüzlülükten başka birşey değildir. Başbakan Erdoğan'ın vicdani red konusuna açıklık getirmiş,demiş ki; “Vicdani ret olarak adlandırılan bir düzenleme Hükümetimizin gündeminde asla olmamıştır. Bu konuda çıkan haberler spekülasyondan öte bir anlam ifade etmiyor. Askerlik bu milletin, bu topraklar için en kutsal vazifelerden biri olarak kabul edilmiştir. Biz askerimize 'Mehmetçik' derken bunun bir anlamı var; bu “Küçük Muhammed” anlamındadır. Biz askerliği Peygamber Ocağı olarak görmüşüz. Tabii birçok spekülasyonlara neden olmuş şeyler olmuştur, olabilir." Yani Küçük Muhammedler siz askere gideceksiniz, size vicdan micdan yok; Büyük Muhammedler de versin parayı askerlikten muhaf olsunlar işte demiş... Malumunuz onlar 30 yaşından gün aldılar çünkü.. Hem eğer vicdani red serbest olsaydı o zaman büyük Muhammedler de vicdani red yaparlardı, böylece oradan gelecek olan parayı da kaybederdik.. O halde vicdani red namümkün, yaşasın bedelli askerlik!
  12. şu küçük resimde gördüğün sarı ile işaretli yerdeki o beyaz şey kedi... Zorla buldum, hemen yanıbaşında bir köpek de gördüm ona odaklanınca kediyi bulmam iyice zorlaştı... ama buldum sonunda...
  13. kasnaklı şanzıman ne yaw? ben onu da bulamadım
  14. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Yabancı Sinema
    Bu film inanılmaz şık bir filmdi Diyalogları da kesinlikle çok iyiydi...
  15. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Yabancı Sinema
    TABANCA = REVOLVER Fragman: http://www.youtube.com/watch?v=evfx0MgOYFY
  16. OUR IDIOT BROTHER Fragman: http://www.youtube.com/watch?v=CfyHY58lqCk
  17. AH SALAK KARDEŞİM - GERİZEKALI KARDEŞİM - OUR IDIOT BROTHER / My Idiot Brother Yapım: 2011, USA Tür: Komedi Yönetmen: Jesse Peretz Senaryo: Davd Schisgall, Evgenia Pretz Yapımcı: John Hodges, Aleen Keshishian, Marc Turtletaub, Anthony Bregman, Caroline Jackzo, Stefanie Azpiazi, Peter Saraf Süre: 100 dak. Oyuncular: Paul Rudd, Elizabeth Banks, Zooey Deschanel, Elizabeth Banks, Nick Sullivan, Konusu: Öncelikle bu filmin son zamanlarda izlediğim en tatlı komedilerden birisini söylemek istiyorum. İzlerken inanılmaz iyi vakit geçirdim çok eğlendim ve kesinlikle öneriyorum. Konusuna gelince; Ned, oldukça saf, iyi niyetli, dürüst ve organik tarımla uğraşan genç bir adamdır. Polise uyuşturucu satmak suçuyla yakalanır ve hapse girer. İyi hali nedeniyle hapisten erken çıkar ve sevgilisiyle kaldığı çiftliğe döner. Fakat Ned’in sevgilisi onun yokluğunda kendisine yeni bir sevgili bulmuştur ve Ned bu nedenle çiftliği terk etmek zorunda kalır. Evsiz kalan Ned, annesinin ve kız kardeşlerinin yaşadığı şehre döner. Bir süre annesiyle yaşar ve orada rahat edemeyince sırasıyla kız kardeşlerinin yanında yaşamaya başlar. Kız kardeşleri Ned’in geri zekâlı olduğunu düşünmektedirler ve onu hayatlarında istememektedirler. Zaten Ned de bir süre sonra kız kardeşleri olan Miranda, Natalie ve Liz'in yaşam düzenlerini alt üst etmeye başlayacaktır. Ned lived a happy life growing organic vegetables on a farm with his hippie girlfriend and his dog named Willie Nelson, but an unadvised incident with marijuana at a farmer's market lands him in jail. When he gets out of jail, he is off to live with his sisters. While Ned is still happy, his sisters are much less so after he manages to screw up one marriage, one job opportunity, one budding relationship and one domestic partnership. He sees those problems as breakdowns in communication, but his sisters see him as an idiot.
  18. gloria şurada bir başlık gönderdi: Yabancı Sinema
    TABANCA = REVOLVER IMDB: 6.3/10 Yapım: 2005, Fransa Tür: Dram, Gerilim, Gizem, Suç, Psikolojik Yönetmen: Guy Ritchie Senaryo: Luc Besson, Guy Ritchie Yapımcı: Virginie Silla Süre: 115 dak. Oyuncular: Jason Statham, Ray Liotta, Vincent Pastore, Andre Benjamin, Mark Strong Konusu: Jack Green’in hapiste geçirdiği süre boyunca iki hücre komşusu olmuştur. Bunlardan birisi dahi bir satranç ustası, diğeri ise dolandırıcılığın üstatlarından birisidir. 7 yıllık hücre hapsi boyunca bu kişileri hiç görmemiş ama onlardan gelen notlar, kitaplar aracılığıyla hem satrancın hem de dolandırıcılığın tüm esaslarını öğrenmiş ve kumarda yenilmez hale gelmiştir. Hapis cezası biten Jack Green hapisten çıktıktan sonraki 2 yıl boyunca kumardan inanılmaz paralar kazanır. Daha sonra hapis yatmasına neden olan Dorothy Macha’dan intikamını almak ister. Ne yazık ki Macha onun hapisten çıktığını haber almayla peşine en iyi katilleri takar ve Green’i öldürmek için elinden geleni yapar. Green bu arada iki tefeci olan Avi ve Zach’la tanışır, bütün parasının karşılığında onların koruması altına girer. Peki Jack Green, düşmanını yok edebilecek midir? After seven years in solitary, Jake Green is released from prison. In the next two years, he amasses a lot of money by gambling. He's ready to seek his revenge on Dorothy (Mr. D) Macha, a violence-prone casino owner who sent Jake to prison. He humiliates Macha in front of Macha's lieutenants, leaves, and keels over. Doctors tell him he has a rare disease and will die in three days; Macha also puts a hit out on him. Loan sharks, Zack and Avi, demand Jake's cash and complete fealty in return for protection. Jake complies, and through narration and flashbacks, we watch him through at least three days of schemes, danger, and redemption. Who is his greatest enemy?
  19. gloria şurada bir video gönderdi: Kısa Film Videoları
    STRUCK YAPIM YILI:2007 Oyuncular: Bodhi Elfman-Beth Riesgraf-Nancy Cartwright-Jason Dohring-Marisol Nichols-Jenna Elfman-Kelly Preston-Jennifer Aspen-Erika Christensen- Ethan Suplee Senarist:Milena Ferreira Yapımcı: Nathan Lorch Yönetmen: Taron Lexton ÖDÜLLER: Rhode Island International Film Festival Winner 2008 Breckenridge Film Festival Winner 2008 Big Bear Lake International Film Festival Winner 2008 Mammoth International Film Festival Winner 2008 California Indie Film Festival Winner 2008 Santa Clarita Valley Film Festival Winner 2009 Toofy Film Festival Winner 2008 South Dakota Film Festival Winner 2008 Long Island Int. Film Expo Winner 2008 Atlanta Film Festival 2008 Palm Beach Fılm Festival 2008 Cannes Online Film Festival 2008 Be Film Undergrund Fılm Festival 2008 Worldwide Shorts Film Festival 2008 Seattle Film Festival 2008 St. Louis İnt. Film Festival 2008 South Africa Int. Film Festival 2008 Berlin İnt. Short Film Festival 2008 Lake Country Film Festival 2008 San Diego Film Festival 2008 Calgary Int. Film Festival 2008 St. Johns Int. Womens Film Festival 2008 Beloit İnt. Film Festival 2008
  20. AŞKIN FORMÜLÜ YOK = I rymden finns inga känslor Fragmanı için:
  21. AŞKIN FORMÜLÜ YOK = I rymden finns inga känslor IMDB: 6.7/10 Yapım: 2010, İsveç Tür: Romantik, Komedi Yönetmen: Andreas Öhman Senaryo: Jonathan Sjöberg, Andreas Öhman Oyuncular: Bill Skarsgård, Martin Wallström, Cecilia Forss, Sofie Hamilton Konusu: Filmi tanıtmadan önce söylemek isterim ki; cidden çok ama çok tatlı bir film... İzlerken yüzünüzden gülümseme eksik olmuyor, hoş ve eğlenceli bir vakit geçirmek istiyorsanız kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim. Fragmanını izleyin, o bile yetecektir bu filmi izlemek istemenize... Simon, Asperger Sendromlu bir gençtir. Asperger yüzünden insanlarla iletişim kurmakta zorlanır. Hislerinden ve empati kurmaktan yoksundur. Hayatı tamamıyla döngü, rutin ve kurallardan oluşur. Hayatında yer alacak ufacık bir değişiklik onun tüm düzeninin bozulmasına ve kaygılarının artmasına sebep olur. Simon’un iyi iletişim kurabildiği tek kişi abisi Sam’dir. Bu nedenle Sam ve kız arkadaşı Frida ile birlikte yaşamaktadır. Sam ve Frida’nın, Simon’la birlikte yaşaması demek, Simon’un kurallarına uyarak yaşamak demektir. Bu kurallardan en önemlisi de “Sam yemekleri hazırlar, Simon masayı kurar, Frida da bulaşıkları yıkar.” kuralıdır. Bir gün Frida’nın Sam’i terk etmesi üzerine Simon’un bütün düzeni alt üst olur çünkü artık bulaşıkları yıkayacak birisi yoktur. Simon, eski düzenine yeniden kavuşabilmek için Sam’e yeni bir sevgili bulmaya karar verir. Simon aşkın ya da duyguların ne olduğunu bilmediğinden Sam’e sevgili bulma işini tamamen bilimsel yöntemlerle yapacaktır. When Sam's girlfriend breaks up with him he becomes depressed. To cheer him up, and get things back to normal, his socially awkward brother Simon (Skarsgård) decides to set out on a quest to find Sam a new, perfect, girlfriend. Struggling with his own Asperger Syndrome, the quest is more difficult than Simon first expected?
  22. gloria şurada cevap verdi: Radya başlık Güncel Konular
    Van'da 5.6 büyüklüğünde yeni bir deprem daha olmuş. 2 tanesi otel olmak üzere 18 bina çökmüş ve 100'den fazla kişinin enkaz altında olduğu belirtiliyormuş. Yıkılan iki otelin de dolu olduğu ve özellikle deprem nedeniyle bölgeye giden kişilerin bu otellerde kaldığı söyleniyor. Büyük depremden sonra bu otellerin hasar almış olmaları lazım ki daha az şiddetli bir depremde yıkılmış olsunlar değil mi? O halde bu kadar insanın bu otellerde kalmasına neden izin verilmiş? İlki doğal afetti ama bu düpedüz ihmalkarlık... Çok can sıkıcı... Çoook...
  23. VALIDATION = ONAY IMDB: 8.2/10 Yapım: 2007, USA Yönetmen: Kurt Kuenne Senaryo: Kurt Kuenne Oyuncular: T. J. Thyne (Hugh Newman), Vicki Davis (Victoria Donner) Süre: 16 Dakika Bir otoparkta araç sahiplerinin onay işlemlerini (validation) yapmakla görevli Hugh Newman, tüm insanların gülümsemesini istemekte ve bu gülümsemeyi insanların yüzünde görmek için her şeyi yapmaktadır. İşte bu amaçla tüm müşterilerine onların dış görünüşleri ve karakterleriyle ilgili güzel yorumlar yapmaya başlar. Müşteriler bir süre sonra sırf onun onayını almak için onun çalıştığı otoparka arabalarını park etmeye başlarlar. Fakat bir gün Hugh Newman ehliyet fotoğrafı çektirmek için gittiği motorlu taşıtlar departmanında fotoğrafçılık yapan Victoria’yı görür ve ona aşık olur. Ne var ki Victoria hiçbir şekilde gülümsememektedir. Hugh Newman ne yaparsa yapsın, ne derse desin Victoria’yı gülümsetmeyi bir türlü başaramaz. Bu film 34 film festivalinde gösterime girmiş ve toplamda 17 ödül almıştır. *** An amazing and inspiring short film about the importance of acknowledging and validating people. This film is much needed pick-me-up that will inspire you during the holiday season and afterward. This 16 minute short film shows the magic of looking for the best in people. Validation the short movie has played at 34 film festivals worldwide and won 17 awards.
  24. Rose çok güzel bir kadındı evet. Ben de film boyunca hep bunu düşündüm. Ne kadar hoş, ne kadar kibar bir güzelliği var diye... Ve evet Lili film boyunca en çok güldüğüm kahramanlardan birisiydi. Hele uçağım kalkacak, herkes beni akşam yemeğine bekliyor diye bağırıp durduğu o an cidden eğlenceliydi. Polis de yakışıklıydı dimi ama? Şaşkınnnn Bu filmi iyi ki önermişsin bana Admincim gerçekten çok sevdim. Çok sıcak çok samimi bir film Yüreğine sağlık
  25. Filmin Tanıtım Linki: http://www.turkish-media.com/forum/topic/252674-karamel-caramel-sukkar-banat/ KARAMEL = CARAMEL (SUKKAR BANAT) IMDB: 7.0/10 Yapım: 2007, Fransa, Lübnan Tür: Romantik, Komedi Yönetmen: Nadine Labaki Senaryo: Rodney El Haddad, Jihad Hojeily Yapımcı: Anne-Dominique Toussaint Müzik: Khaled Mouzannar Oyuncular: Nadine Labaki, Yasmine Elmasri, Joanna Moukarzel, Silhame Haddad, Aziza Semaan

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.