Zıplanacak içerik

gloria

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

gloria tarafından postalanan herşey

  1. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Karikatür
    ayyy bunu biliyordum hahahahaha Bak Stalkes haberin ola; Sipirmin elmeş (Gülmemeliyim )
  2. gloria şurada bir başlık gönderdi: Televizyon ve Radyo
    SHERLOCK IMDB: 8,6 Yapım: 2010, İngiltere Tür: Polisiye Gerilim, Gizem, Suç, Komedi Yönetmen: Paul McGuigan Müzik: David Arnold, Michael Price Görüntü Yönetmeni: Steve Lawes Senaryo: Arthur Conan Doyle (kitap), Steven Moffat, Mark Gatiss Yapımcı: Beryl Vertue, Mark Gatiss, Steven Moffat, Sue Vertue Oyuncular: Benedict Cumberbatch, Martin Freeman, Rupert Graves, Vinette Robinson, Zoe Telford, Gemma Chan, Loo Brealey,Una Stubbs Konusu: BBC One kanalından yeni mini dizisi olan SHERLOCK'un şu an sadece 1. sezonu oynanmıştır. Sezon 90 dakikalık 3 bölümden oluşmaktadır. İlk sezon Temmuz 2010'da gösterime girmiştir. Dizinin IMDB puanı olan 8.6 kesinlikle onun ne kadar iyi bir dizi olduğunun da ayrıca bir göstergesidir. Peki SHERLOCK bence izlenmeli mi? İzlemek ne demek bu diziyi yutmak gerekir, öyle güzel, öyle lezzetli bir dizi ki inanın anlatılmaz, izlenir ve hatta yutulur Yani dostlar, eğer polisiye seviyorsanız kesinlikle kaçırmamanız gereken bir dizi... Ayrıca sadece 3 bölümden oluşması ve her bölümün bir film tadında olması ise damağınızda bir sinema izliyormuş tadı bırakacaktır. Unutmadan başrol oyuncusu olan Benedict Cumberbatch ve diğer rollerdeki herkes tam anlamıyla doğru seçimler... Daha iyisi olamazdı kesinlikle Ve tabii müzikleri de ayrı bir güzel olmuş... Hadi bakalım! Hani yani aranızda "şimdi ne seyretsem acaba" diye düşünenler varsa "SHERLOCK seyredin ne duruyorsunuz" demekten kendimi alamayacağım şu an In this modernized version of the Conan Doyle characters, using his detective plots, Sherlock Holmes lives in early 21st century London and acts more cocky towards Scotland Yard's detective inspector Lestrade because he's actually less confident. Doctor Watson is now a fairly young veteran of the Afghan war, less adoring and more active.
  3. Selam tanışalım lütfen Ben Gloria aranıza İstanbul'dan katılıyorum, çok heyecanlıyım, yarışmacı arkadaşlarıma başarılar dilerim
  4. İKİ CAMİ ARASINDA AŞK Yazar: Mirvet Sarıyıldız Yayınevi: Mola Yayınları Sayfa: 255 Arka Kapak Tanıtım Yazısı 18 yaşında kendi arzusu ile devşirilip payitahtta getirilen Sinan, Karaboğdan Seferi sırasında gördüğü Mihrimah Sultan'a aşık olur. Bu aşk, Sinan'a önce Prut Nehrini on üç günde geçilecek köprüyü yaptırır. Payitahtta dönüşte Mihrimah Sultan'ın evlendirilmesine karar verilir. Sinan ve Rüstem Paşa aday olur. Hürrem Sultan, siyasi nedenlerle kızı Mihrimah'ı Rüstem Paşa ile evlendirir. Elli yaşında ve evli olan Sinan, bu evlilik üzerine kendini sanatına verir. Sarayın baş mimarı olur. Aşkını payitahtta yaptığı hanlar, hamamlar ve camilere yansıtır. Özellikle de aşkını Edirnekapı ve Üsküdar'da yaptığı iki cami arasına gizler. Dünyaca ünlü mimar, Mimar Sinan'ın ve büyük aşkı Mihrimah Sultan'ı anlatan sürükleyici bir roman. Kitap Hakkındaki Düşüncelerim: Kitabı henüz okumadım ama en kısa sürede okumak istediğim kitaplardan birisi... Ahmet Ümit "İstanbul Hatırası" adlı kitabında da Koca Sinan'ın büyük aşk duyduğu Mihrimah Sultan için inşa ettiği bu iki camiden bahsetmişti. Hatta kitapta o bölüm şu şekilde anlatılmıştı: "Kimileri Mimar Sinan'ın Mihrimah Sultan'a aşık olduğunu söyler. Ama bir mimar parçasının sultan kızına gönlünü kaptırması olacak iş değilmiş. Zavallı mimar da aşkını kalbine gömmüş, içinde yanan bu gizli ateşi kimseye belli etmemeye çalışmış. Bu arada Kanuni Sultan Süleyman, çok sevdiği kızını Rüstem Paşa adında biriyle evlendirmiş. Başına devlet kuşu konan adam, bir anda saltanatın önemli bir sadrazamı olup çıkıvermiş. Ama sadrazam olunca da işleri artmış tabi. O işlerin çokluğunda adamcağız karısına nasıl vakit ayırsın? Hadi o vakit ayıramıyor, Mihrimah Sultan kocasından kime dert yansın? Çaresiz kalan Mihrimah Sultan kendini hayır işlerine adamış. Kimsesizlerin kimsesi olmaya çalışmış, yoksullara yardım etmiş, şehrin imarı için çaba harcamış. İşte içindeki aşkı dile getirme fırsatını o zaman yakalamış Mimar Sinan. Çünkü Mihrimah Sultan ondan bir cami yapmasını istemiş. Ve Sinan büyük maharetini göstererek, Üsküdar iskelesinin karşısındaki camiyi yapmış ama bu yetmemiş, ikinci bir cami daha istemiş güzel sultan. Bunun üzerine Sinan ikinci Mihrimah Sultan Camii'ni de Edirnekapı'ya yapmış. Ama bu iki caminin Mihrimah Sultan'ın ismine gönderme yapan bir özelliği varmış. Mihr, güneş demekmiş, mah ise ay, yani sultanın ismi güneş ve aymış. Sinan güneşin battığı yere bir cami, ayın doğduğu yere bir başka cami yaparak sultana olan sevgisini en anlamlı biçimde dile getirmiş. Ve Mihrimah Sultan yılda bir kez, günbatımında, Edirnekapı'daki caminin minaresinin arkasında güneş batarken Üsküdar'daki caminin minarelerinin arasından doğan ayı izlermiş. Hatta aynı söylenceye göre, Mihrimah Sultan burada yattığı için kendi türbesini de Süleymaniye'ye yapmış Sinan." (Ahmet Ümit-İstanbul Hatırası adlı kitaptan alıntıdır.) İnsan merak ediyor, Ahmet Ümit sadece bir paragrafla dahi bir aşkı ancak bu kadar güzel özetleyebilmişti, Mürvet Yıldız bunu romanının konusu yaparak nasıl bir başarı elde etmiş olabilir diye... Okuyan varsa fikirlerini almak isterim
  5. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Karikatür
    Yaaaaa ama bunu ben görmüştüm ve buraya eklemiştim bugün... Sen eklememiştin
  6. GİZLİ ANLARIN YOLCUSU Yazar: Ayşe Kulin Yayınevi: Everest Sayfa: 432 Tür: Roman Arka Kapak Tanıtım Yazısı: Uzun zamandır çıkmadığı yollarda kaybolanların hikâyesi... Ayşe Kulin yeni romanında aşkın değiştirdiği ve bir daha hiç aynı olmayacak hayatları anlatıyor… Çağdaş edebiyatımızın en sevilen yazarlarından Ayşe Kulin, Gizli Anların Yolcusu ile bir kez daha okurlarını şaşırtıcı gerçeklerle yüzleşmeye zorluyor. Bu kitap yerleşik ve düzenli hayatlarımızın nasıl da pamuk ipliğine bağlı olduğunu, bir anda yıkılıp gidebileceğini gösteriyor bize... Acı bir kaza... Bir anda ağızdan kaçan bir söz... Ansızın yayınevine gelen bir dosya... Birbirine dolanmış eşarplar... Bütün bunlar, aykırı bir aşkın başını ve sonunu belirlemeye yeter mi? Gizli Anların Yolcusu, pek çoğumuzun anlamakta zorlandığı, yargılamakta ısrar ettiği bir aşkın romanı. Ayşe Kulin her zamanki ustalığıyla yaklaşmaya korkulan bir konunun üstüne giderek tabuları yıkmayı deniyor. Bu romanda sadece aşkı değil, toplumun zorladığı hayatları, harcanmış çocuklukları, kendi içindeki sırlarla en yakınlarını yaralayan ailelerin öykülerini soluk kesen bir tempoyla okuyacaksınız. Benim Kitap Hakkındaki Düşüncelerime Gelince Öncelikle Kızgınım diyerek başlıyorum: Öncelikle söylemek isterim ki şaşırtıcı... Şaşırdım yani... Ayşe Kulin'in tarzına çok uzak bir eser bu, genellikle tarihi veya biyografik romanlar yazan Ayşe Kulin bu sefer daha kurgusal bir tarz benimsemenin yanı sıra çoğu kişi tarafından tabu sayılacak eşcinsel aşk konusunu ele almış. Her ne kadar cesurca bir hareket gibi görünse de eleştirilecek noktaları da bir o kadar fazla bu kitabın; Bu kitabı okuyunca yazarın da aslında eşcinselliğe karşı bir önyargıya sahip olduğunu söylemek yanlış olmaz mesela; Çünkü kitabın eşcinsel karakteri aslında yaşadığı cinsel taciz ve tecavüzlerin ardından eşcinsel olmayı tercih ediyor. Yani yazar bunu biyolojik bir durum olarak değil de psikolojik bir durum olarak değerlendiriyor. Bu anlamda Vikipedi'den alıntıladığım şu bilgiyi eklemekte yarar görüyorum; "Amerian Psikiyatri Bilimi (APA), 1973 yılında eşcinselliği, "Akıl Hastalıkları Teşhis ve İstatistikleri Klavuzu"ndan çıkarmıştır. Günümüzde APA'nın pozisyonu, objektif ve iyi planlanmışbilimsel çalışmalar ve klinik literatür doğrultusunda eşcinselliğin insanların cinselliğinin "pozitif ve normal" çeşitlerinden biri olduğudur. APA'ya göre eşcinselliğin geçmişte bir akıl hastalığı olarak görülmesinin nedeni, akıl sağlığı alanında çalışan profesyonellerin ve toplumun bu konuda taraflı şekilde bilgilendirilmiş olmasıdır. 1 Ocak 1993 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü (WHO) eşcinselliği "Uluslararası Hastalıklar Sınıflandırması"ndan çıkarmıştır. ICD-10 maddesi "cinsel yönelim, tek başına, bir rahatsızlık/hastalık olarak kabul edilemez" şeklindedir." Ana karakterin eşcinselliği tecavüze dayandırılırken, ilişki yaşadığı diğer karakterin ise daha önce hiçbir eşcinsel deneyimi olmamış. Benim gözümde bir anda aslında neredeyse ruhsuzca başlamış bir ilişki bu... Romantik bir an yaratmaya çalışmışsa bile olmamış sanki... Ayşe Kulin bu kitabı yazarken bence hiç araştırmamış, öylesine çalakalem yazmış gibi... Akıcı mı evet, konu olarak ilginç mi evet ama kurgusu daha iyi oluşturulabilirdi, daha aklıselim bir araştırmanın neticesinde yazılabilirdi. O zaman gerçekten de işte tanıtım yazısında da denildiği gibi pek çoğumuzun anlamakta zorlandığı, yargılamakta ısrar ettiği bir aşkın romanı olabilirdi bu ve tabuları yıkmayı da ancak o zaman denemiş sayılırdı... Bu arada bilmiyorum farkettiniz mi Kitap ismi olan "Gizli Anların Yolcusu" kelimesinin baş harfleri GAY... Bu da biraz ucuz bir gönderme olmuş sanki... Peki siz ne düşünüyorsunuz?
  7. gloria şurada bir başlık gönderdi: Karikatür
    Kıyamammmmm, ayak parmakları bile var : Yiğit Özgür sen çok yaşa emi Koptum gülmekten akşam akşam...
  8. gloria şurada bir başlık gönderdi: Karikatür
    Hahahahaahaha Son zamanlarda en çok güldüğüm karikatür ve tabii en çok kullandığım iki kelime: Tişikkirler Sipirmin
  9. Gerçekten çok iyi yazarların kitapları çıkmış bu ay.. Mutlaka takip etmek lazım derim... KOVBOY KIZLAR DA HÜZÜNLENİR (Even Cowgirls Get the Blues) Yazar: Tom Robbins Çevirmen: Sona Ertekin Yayınevi: Ayrıntı Yayınları, 2012 Sayfa: 388 s. Konusu için: http://www.turkish-media.com/forum/topic/263962-tom-robbins-kovboy-kizlar-da-huzunlenir/ BÜTÜN İSİMLER (Todos os Nomes) Yazar: Jose Saramago Çevirmen: Nesrin Akyüz Yayınevi: Kırmızı Kedi, 2012 Sayfa: 256 s. Konusu için: http://www.turkish-media.com/forum/topic/263963-jose-saramago-butun-isimler/
  10. gloria şurada bir başlık gönderdi: Roman Forumu
    1998 yılı Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Jose Saramago'nun daha önceleri Gendaş Yayınları'ndan çıkan BÜTÜN İSİMLER isimli bu romanının baskısı tükenmişti. Nihayet Kırmızı Kedi Yayınları bu kitabı yeniden basmış. Bu arada özellikle eklemek isterim ki; bu kitabın Gendaş'tan çıkan baskısının çevirmeni olan Serdar Çelik son derece başarılı bulunmuştu. Umarım Nesrin Akyüz de aynı başarıyı yakalabilmiştir. Ben eğer bulabilseydim Gendaş'ınkine sahip olmayı kesinlikle tercih ederdim yine de... BÜTÜN İSİMLER (Todos os Nomes) Yazar: Jose Saramago Çevirmen: Nesrin Akyüz Yayınevi: Kırmızı Kedi, 2012 Sayfa: 256 s. Konusu (Arka kapaktan alıntılanmıştır.) Don José, yirmi beş yıldır Nüfus Kayıt Merkez Arşivi’nde çalışmaktadır. Sağların ve ölenlerin kayıtlarının tutulduğu, hiyerarşik bir düzenin uygulandığı Arşiv’de, günlerini doğum, evlilik, boşanma ve ölüm belgeleriyle geçirir. Ancak Don José’nin herkesten sakladığı bir tutkusu vardır: Gazete ve dergilerden kestiği, ünlü kişilerle ilgili kupürleri biriktirmek. Koleksiyonuna eklemek için Arşiv’den gizlice aldığı dosyaların arasına meçhul bir kadının fişinin karışmasıyla Don José’nin sıradan hayatı yön değiştirir. Don José, bu kadının hayatıyla ilgili her şeyi öğrenme isteğiyle yanıp tutuşur. Neredeyse saplantıya dönüşen bu tutkudan çılgına dönen Don José, bilinmezlerle dolu, karanlık bir yola sapar. Araştırmaya devam ettikçe meçhul kadınla ve kendisiyle ilgili sarsıcı şeyler öğrenir. Nobel Edebiyat Ödülü sahibi José Saramago, bu absürd, ürpertici, gerçeküstü ve büyüleyici metinle, okurlarına, insanların yalnızlığını, tesadüflerin gücü ve etkisini, yaşayanlarla ölüler arasındaki o ince çizgiyi özgün bir anlatımla aktarıyor. “Kışkırtıcı bir roman, değişken ve tedirgin edici, metaforik labirentlerle ve okuru yanıltan ipuçlarıyla dolu.” The Herald S
  11. Bugün görünce bu haberi hemen paylaşayım istedim. Ağaçkakan, Parfümün Dansı gibi müthiş kitapların yazarı olan Tom Robbins yeni bir kitap daha çıkarmış... Kitabın adı: KOVBOY KIZLAR DA HÜZÜNLENİR... Bakalım bakalım nasıl bir kitapmış... Bu arada Parfümün Dansı isimli kitabı okumadıysanız mutlaka okuyun... Hele parfüm meraklısıysanız kaçırmayın derim... KOVBOY KIZLAR DA HÜZÜNLENİR (Even Cowgirls Get the Blues) Yazar: Tom Robbins Çevirmen: Sona Ertekin Yayınevi: Ayrıntı Yayınları Sayfa: 388 s. Konusu: (Arka kapak yazısından alıntılanmıştır.) Oyunculuk uçarılık değil bilgeliktir" diyerek, paradoks ve çelişkiler üzerine kurulu oyuncul romanların yazarı Tom Robbins’in başyapıtı sayılan Kovboy Kızlar da Hüzülenir’de kendine özgü neşeli üslubuyla karşıkültürün sözcülüğünü yapıyor. 1970’lerin anarşizan hippi kültüründen esinlenen uçuk ama eleştirel bir hikayedir bu kitapta anlatılan. Aştan cinsel özgürlüklere, siyasi isyandan hayvan haklarına, bedene, doğaya, dine, hayata dokunan, dilin sınırlarını zorlayan Kovboy Kızlar da Hüzünlenir 1993 yılında Gus Van Sant tarafından sinemaya aktarıldı. Anatomik bozukluğunu bir avantaja çeviren bir kadının tuhaf hikayesidir bu. Sissy Hankshaw muazzam büyüklükte bir başparmakla doğmuştur. Bu sayede çok iyi otostop yapabildiğinden bütün ülkeyi dolaşır. Sonra model olmaya karar verir. "Kontes" lakaplı bir transeksüel için çalışırken reklam filmi çekimleri için Kaliforniya'ya gider ve kovboy kızlarla tanışır. Bu kızlardan kafa dengi Bonanza Jellybean ve II. Dünya Savaşı sırasında Amerika’da kurulan Japon toplama kampından kaçan The Chink ile birlikte yeni bir hayat kurmaya çalışır. Ama dikkat, amiplerden uzak durun çünkü “kesin olan bir şey var ki amipler durmaksızın bölünerek çoğaldıkları, sahip oldukları tüm özellikleri aktardıkları ve kendilerinden hiçbir şey kaybetmediklerine göre dünyaya gelen ilk amip bugün hâlâ hayatta. İster dört milyar ister sadece üç yüz yaşında olsun, bugün hâlâ bizlerle beraber.” Vahşi Batı’nın yalnızca kızlar tarafından yürütülen en büyük çiftliğine, Rubber Rose’a hoş geldiniz… Bu o özel romanlardan biri, sihirli, sıcak, komik ve çılgın, yanınıza alıp uzaklara, gün batımlarına gitmek isteyeceğiniz. Thomas Pynchon
  12. Kitaptan Kareler
  13. gloria şurada bir başlık gönderdi: Roman Forumu
    KAPTAN DÜŞÜKDON'UN MACERALARI Yazar: Dav Pilkey Tür: Macera, Komedi Yayınevi: Altın Kitaplar 8-10 Yaş 1) Kaptan Düşükdon'un Maceraları Dünya gezegeni için karanlık ve belirsiz bir zamandı. Kötü adamla, sokakları ele geçirmiş ve dünyadaki tüm süper kahramanlar kötülükle savaşamayacak kadar yaşlanmıştı. İşte tam o sırada ekstra güçlü, yeni, gelişmiş bir süper kahraman ortaya çıktı: Kaptan Düşükdon. O, hızlı bir kemerden daha hızlı, boksör şortundan daha güçlüydü. Kaptan Düşükdon, adalet, dürüstlük, çekmiş ve pamuklu her şey için savaşarak gece-gündüz şehri gözledi. Kaptan Düşükdon ve Profesör Paçalıdon'un Hain Planları George ve Harold, kötü çocuklar değiller. Sadece, “etrafı neşelendirmeyi” seviyorlar. Maalesef, bu “düşünceli” şakaları yüzünden başları FENA HÂLDE derde girebiliyor. Ve Profesör Paytak P. Paçalıdon, yeni fen öğretmenleri olduğunda... George ve Harold neredeyse, tüm gezegenin dev bir robot giysisi içindeki çılgın bir bilim adamı tarafından ele geçirilmesine neden oluyorlardı! Paçalıdon’un tehlikeli planına kim engel olacak?! Bu, tam Kaptan Düşükdon’a göre bir işe benziyor! SİTE Kaptan Düşükdon ve Mor Tuvalet Kabini İnsanlarının İnanılmaz Muzırlıkları Acaba George ve Harold’a ne olmuştu? Seyyar Mor Tuvalet Kabini sayesinde kendilerini bir anda cennet gibi bir yerde bulurlar. Öğ-retmenlerinin hepsi şeker gibidir. Kafeteryada leziz yiyecekler vardır. Ayrıca Bay Krupp onların çok komik olduklarını düşünmektedir. Ama bu işte bir tuhaflık vardır... ve oğlanlar sevgili biyonik Hamster’ları Sulu ile uçan dinozor Kraker, George ve Harold’ın kötü yürekli benzer-leri tarafından kaçırılınca işler daha da tuhaflaşır. George ve Harold en amansız düşmanlarıyla, yani kendileriyle yüzleşmek zorundadır. Yoksa muhteşem Kaptan Düşükdon’u yeni bir macera mı beklemektedir? Kaptan Düşükdon ve Sümüklü Biyonik Çocuğun Büyük Savaşı 1. Bölüm: ****** Sümüklüler Gecesi Kaptan Düşükdon’la tanışmayanlar için işte yeni bir fırsat! George ve Harold bu defa gerçekten zor durumdalar. Son düzenledikleri hınzırca oyun, okulun kendini beğenmiş öğrencisi ukala Melvin Sneedly’yi çileden çıkarır. Melvin, arkadaşlarının kendisine oynadıkları oyunun acısını çıkarmak için planlar yapar. Ama kendini biyonik güçlü süper çocuğa çevirmeye çalışınca işler çığırından çıkar. Ve sonunda Biyonik Sümüklü Çocuk doğar! Acaba Kaptan Düşükdon bu sümüklüyü yenebilecek mi, yoksa tüm dünya bu ********* burun akıntısının içinde boğulacak mı? Mendilleri hazırlayın lütfen! Sİ Kaptan Düşükdon ve Sümüklü Biyonik Çocuğun Büyük Savaşı 2. Bölüm Tam kurtulduklarını düşünürken, kendilerini tekrar olayların içinde buldular. Kahramanlarımız Sümüklü Biyonik Çocuğu bozguna uğratmışlardı, ama kurnaz Tuhaf Robot Sümükler’i unutmuşlardı. Haydi! George, Harold, Bay Krupp, Melvin Sneedly ve Biyonik Hamster Sulu ile birlikte uzayın derinliklerine gidelim. Sonra zamanımızın henüz keşfedilmemiş esrarengiz dünyasında, dünden bir gün önceki maceralara dönelim! Canavarezen, robot dövüştüren, kafa uçuran, burun karıştıran bu zaman yolculuğunda neşeli dakikalar! S Kaptan Düşükdon ve Külotkapan Kötü Kadın'ın İntikamı George ve Harold bu kez gerçekten yaptılar... Bir CANAVAR yarattılar! Dünyanın şimdiye kadar gördüklerinden daha hızlı, daha akıl-lı ve çok daha kötü; onun adı, Külotkapan Kötü Kadın! Korkunç robotlarının ve korkunç saç modelinin yardımıyla, Külotkapan Kadın dünyayı ele geçirmek için önüne çıkan herkesin külodunu çekiyor Kaptan Düşükdon dahil. Külotkapan Kadın’ın hain yöntemleri üç kahramanımızın sonu mu olacak? Bunu öğrenmek için kitabı okumalısınız. Ve bu arada... arkanızı kollayın! S
  14. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Roman Forumu
    Kitaptan Kareler
  15. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Roman Forumu
    Kitap Kapakları
  16. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Roman Forumu
    Ulysses Moore Kimdir? (Zaman Kapısı kitabının içinden alıntıdır.) Ulysses Moore bu hikâyeyi niye yazdı, kendisi hayatta mı değil mi, çocukları bile bile mi tehlikeye attı, aslında Nestor olanları en başından engelleyebilir miydi bilmiyorum! Ulysses Moore'un gerçek adının bu olduğundan bile şüpheliyim; fazla gezgin ve ütopik! Ama defterlerin orijinalini görmek şansım olmadığından, Doğan Egmont Yayıncılık'a ve Pierdomenico Baccalario'ya güvenmek zorundayım.
  17. Aslında hoştan da ziyade oldukça başarılı isimleri var... Zaten kitapların bu kadar çok tutulmasındaki en önemli etkenlerden birisi bu kitapların ismi... Çok satıyor ve çok okunuyor...
  18. gloria şurada bir başlık gönderdi: Roman Forumu
    ULYSSES MOORE Yazar: Pierdomenico Baccalario Yayınevi: Doğan Egmont 10 Yaş üştü 1) Zaman Kapısı - 2006 « Eğer dört tanesi birini açıyorsa bahtına, Dördün üçü parolayı gösterir Dördün ikisi götürür ölümün peşine Ve dördün biri aşağı indirir. » 2) Unutulmuş Eski Haritalar Dükkanı - 2006 « Yönünü bulmak için iyi şansa ve talih yıldızlarına ihtiyacın var. Dört değnekli kuledeki haritayı ara. » 3) Aynalar Evi - 2006 « Tek başına bıraktılar kralı, Oyunu kaybedecek olanı. O ki, kazanmak için üçünü kullanmıştı, ve karşılığında üçünün de hayatını alacaktı. » 4) Maskeler Adası - 2007 « Rüyalarda biz hepimiz basit birer denizciyiz Kumandanlar, çapalar ya da tekneler değiliz Daha güzel limanlara giden yolu bilen Gemilerin tayfalarıyız. » 5) Taşların Muhafızları - 2008 « Gezgin Dostum, seyahat etmek istiyorsan, yarısı kumlarla ve yarısı rüzgarla dolu olan kalbini ardında bırakmalısın ve arkadaşlarını, inan bana, en azından yüz tane olan. » 6) İlk Anahtar - 2009 « Sonunda bütün esrar aydınlandığında, Onun kimliğini fedakarca koru. Benim dileğim şu ki; senin rüyalarında, Sonsuza dek özgür kalsın Kilmore Koyu. » 7) Saklı Şehir - 2009 « Balıkçının meşesi altında yitirirsem beyazı İkiz köknarlar yetişir yardımıma Ve siyahtır binlerce sesin yankılandığı evin duvarları, Çivit rengi götürür beni kıyılarına » 8) Yıldırımların Efendisi - 2010 « Üç sütun otların yoluna, Ulaştırır seni suyun hudutlarına. Demir parmaklıklı kapı kapalıysa, unutma imkansızdır onu çalmak Görgüsüzlük değildir gene de, sadece suyu kapatmak. » 9) Gölgeler Labirenti - 2010 « Üç çocuk kaybuldu Diplerde, kaçacak yerleri yok, Koridorlar sır dolu Kilmore Koyu’na giden yol yok. » 10) Buzlar Ülkesi - 2011 « Bağladılar umudun sicimlerini, Senin denizci gözlerine acı dolu günlerine Şimdi aç gözlerini, terk et evini, Ey Kaptan, yeniden kavuş denizlerine » 11) Kül Bahçesi - 2011 « Mürekkepten kanatlar ve ziftten gemiler, Hayali limanlar arasında gezip tozmak sessizce. Fakat denizin ya da Zamanın Dostları yerine, Bulacaksın korkuyla çalınan bir kapı kendine... »
  19. SAFTİRİK GREG'İN GÜNLÜĞÜ Yazar: Jeff Kinney Seri adı: Wimpy Kid 9-11 Yaş Yazar ve illustratör Jeff Kinney'in tüm dünyada çok satan kitapları Saftirik Greg'in Günlüğü özellikle 9-11 yaş grubuna hitap etmektedir. Serinin ilk iki kitabı olan "Saftirik Greg'in Günlüğü" ve "Rodrick Kuralları" sinemaya uyarlanmış ve izleyicisi tarafından da beğenilmiştir. Yazıların büyük puntolu ve sayfaların resimli olması, özellikle okumayı sevmeyen çocuklar için kitabı daha çekici hale getiriyor. Birinci kitabı okuyan çocuk ise diğerlerini de mutlaka okumak istiyor. Serinin Kitapları: 1) Saftirik Greg'in Günlüğü: Arka Kapak Epsilon Gençlik Kulübü okuyucularını çok eğlendirecek Saftirik Greg’le tanıştırıyor. Yazar ve illüstratör Jeff Kinney’in kahramanı Greg yazmak zorunda kalınca ortaya hem gençlerin hem de büyüklerin gülerek okuyacakları bir günlük çıkıyor. Çocuk olmanın ne zordur değil mi? Gelişimini henüz tamamlamamış ufaklıklarla, her gün tıraş olmak zorunda olan azmanların aynı sıralarda oturmak zorunda kaldığı ortaokulda okuyan Saftirik Greg’in Günlüğü bir zamanlar benzer şikâyetlerle dolu olan yetişkin okuyucuları ve halen aynı sıkıntıları çeken gençleri oldukça eğlendirecek. Sayfa Sayısı: 220 Baskı Yılı: 2008 Dili: Türkçe Yayınevi: Epsilon 2) Saftirik Greg'in Günlüğü: Rodrick Kuralları Arka Kapak Epsilon Gençlik Kulübü okuyucularını çok eğlendiren Saftirik Greg ikinci günlüğüyle tatilden dönüyor! Ama siz ne yaparsanız yapın, sakın Greg Heffley'ye yaz tatilinin nasıl geçtiğini sormayın. Çünkü bu konuda tek kelime etmek istemiyor. Greg yeni okul yılına başlarken yazın yaşadığı her şeyi, özellikle bir olayı, ardında bırakmakta kararlı. Ancak ne yazık ki ağabeyi Rodrick tüm olanları biliyor. Zaten bütün sırlar bir gün açığa çıkar. Hele işin içinde bir de günlük varsa. Yazar ve illüstratör Jeff Kinney'in kahramanı Wimpy Kid Greg'in yeni günlüğünü okumaya ne dersiniz? Sayfa Sayısı: 216 Baskı Yılı: 2009 Dili: Türkçe Yayınevi: Epsilon 3) Saftirik Greg'in Günlüğü: Türünün Son Örneği Arka Kapak "Çekil Harry Potter! Artık çok satan çocuk kitapları listelerinden inmeyecek yeni bir dizi var. Üstelik bunlarda 'fantezi' de yok. " Andrea Yeats - NPR-All Things Considered "Müthiş bir kahraman ve inanılmaz bir mizah..." New York Times Epsilon Gençlik Kulübü okuyucularını çok eğlendiren Saftirik Greg üçüncü günlüğünü okurlarına açıyor! Artık şunu kabul edelim: Greg Haffley saftirikliğinden kurtulamayacak. Birinin bunu Greg'in babasına anlatması gerek! Frank Haffley oğluna çekidüzen vermeye ve onu adam etmeyeçalışıyor. Onu spor yapmaya, kendisine faydalı olacak etkinliklere teşvik ediyor. Sayfa Sayısı: 216 Baskı Yılı: 2010 Dili: Türkçe Yayınevi: Epsilon 4) Saftirik Greg'in Günlüğü: İşte Şimdi Yandık Arka Kapak Yaz tatili… Hava harika, bütün çocuklar dışarıda eğlenip tatilin tadını çıkarıyor. Peki Greg Heffley nerede dersiniz? Evde, panjurları indirip bilgisayar oyunları oynuyor. Greg, kendi deyimiyle "ev kuşu" için yaz tatili, "sorumluluklardan ve kurallardan uzak olmak" demek. Oysa Greg'in annesinin farklı bir tatil anlayışı var. Dışarıda gerçekleştirilen etkinlikler ve "ailece geçirilen zaman" olmazsa olmaz! Sizce kimin dediği olacak? Yoksa Heffley ailesine yeni katılan biri her şeyi değiştirecek mi? Sayfa Sayısı: 216 Baskı Yılı: 2010 Dili: Türkçe Yayınevi: Epsilon 5) Saftirik Greg'in Günlüğü: Kendin Yap Kitabı Arka Kapak Bir kere şunu söyliyim: Bu bir GÜNLÜK, hatıra defteri diil İçinde bütün orijinal ve yeni görsel malzemelerin bulunduğu KENDİN YAP KİTABI sana kendi hikâyelerine ve karikatürlerine yer vermen için boş sayfalar ve konuşma balonları sunuyor. Bu kitapta en sevdiklerini ve sevmediklerini listeleyebilir, kendi günlüğünü tutabilirsin. Ama ne yaparsan yap, bitirdiğinde, kitabı güvenli bir yerde sakla. Çünkü zengin ve mutlu olduğunda, bu kitap bir servet edecek. Sayfa Sayısı: 216 Baskı Yılı: 2010 Dili: Türkçe Yayınevi: Epsilon 6) Saftirik Greg'in Günlüğü: Ama Bu Haksızlık Greg Heffley bir an önce büyümek için sabırsızlanıyor. İyi de büyümek iyi bir şey mi gerçekten? Greg birdenbire kendini kızlı-erkekli partilerin sorunlarıyla, artan sorumluluklarla, hatta büyümenin getirdiği sevimsiz değişikliklerle baş ederken buluyor. Üstelik bütün bunlar olurken en yakın arkadaşı Rowly de yanında değil! Ama bu haksızlık! Greg her şeyin üstesinden tek başına gelebilecek mi? Hem yazı hem de çizim sanatında kusursuz ayrıntılar yakalanmış. -Publishers Weekly Saftirik çılgınlığı dünyayı sarsıyor. -Time dergisi Bugüne kadar yayınlanmış en başarılı çocuk dizilerinden biri.-Washington Post Eğer çocuklarınız okumaya seviyorsa ve özellikle okumayı sevmiyorsa, bu kitap tam onlara göre. -Whoopi Goldberg, The View Sayfa Sayısı: 218 Baskı Yılı: 2011 Dili: Türkçe Yayınevi: Epsilon 7) Saftirik Greg'in Günlüğü: Panik Yok! Greg'in başı dertte. Okul malına zarar verildi ve bir numaralı şüpheli de bizim Greg. Ama işin tuhaf yanı, Greg masum. En azından, masum sayılır. Herkes onun üzerine giderken, birden şiddetli bir kar fırtınası patlak veriyor. Heffley ailesi de evde mahsur kalıyor. Greg, karların erimesi halinde başına gelecekleri biliyor ama hangi ceza tatil boyunca ailenle eve hapsolmaktan daha kötü olabilir ki? OKUYUCULAR, SAFTİRİK GREG'İN GÜNLÜĞÜ'NE BAYILIYOR! USA Today, Publishers Weekly, Wall Street Journal ve #1New York Times çok satanlar listelerinin vazgeçilmezi olan seri ile ilgili övgüler: "Saftirik serisinin yaratıcısı Jeff Kinney, kitapların sihirbazı." -Parade dergisi "Saftirik Greg'in Günlü¤ü serisi, günümüzde yayıncılığın büyük balığı." -The Hollywood Reporter "Saftirik çılgınlığı dünyayı sarsıyor." -Time dergisi "Bugüne kadar yayınlanmış en başarılı çocuk dizilerinden biri." -The Washington Post Sayfa Sayısı: 224 Baskı Yılı: 2011 Dili: Türkçe Yayınevi: Epsilon
  20. DORIAN GRAY'İN PORTRESİ : ALINTILAR "Güzel şeylerde güzel anlamlar bulanlar kültür ve zevkleri gelişmiş kişilerdir. Bunlar için umut vardır." "Biçim açısından tüm sanatların en üstün örneği müzikçinin sanatıdır. Duygu yönünden en üstün olansa aktörün sanatıdır." "Kendimizdeki kusurları başkasında görmeye hiçbir zaman dayanamayız." "Şimdilerde insanlar özbenliklerinden korkuyorlar." "Küçük keyiflere bayılırım ben. Karmaşık ruhların son sığınağıdır onlar." "Var olan en kusursuz şeyin ardında acılar gizliydi. Sanki dünyaların acı çekmesi gerekiyordu ki en sıradan bir çiçek açabilsin..." "Gerçeğe giden yol paradokstan geçer. Gerçeği sınamak istiyorsak ilkin cambazın ipi üstünde görmemiz gerekir." "Bilimin avantajı duygusal olmamasındadır." "Çağı etkileyen ilkeler değil, kişilerdir." "İlginç ve çekici olan topu topu iki tip insan vardır: Her şeyi bilenlerle, hiçbir şey bilmeyenler." "İyi niyetlerde bir uğursuzluk vardır. Her zaman çok geç kalırlar." "Geçmişin tek çekiciliği geçmiş olmasındadır." "Kader bizlere önceden haberci göndermek huyunda değildir. Bunu yapamayacak kadar bilgedir o, ya da acımasız." "Bilmek her şeyin sonu olur. Çekici olan bilememektir. Sis her şeye harika bir güzellik katar." "Yaşlılığın trajedisi insanın ihtiyarlaması değil, genç kalmasıdır." "Liberaller, her şeyin fiyatını bilir ama hiçbir şeyin değerini bilmez…" "Tecrübe, herkesin hatalarına verdiği isimdir." "Mutluluk; ulaşılacak bir istasyon değil, yolculuğun ta kendisidir." "Ciddiyet, sığlığın tek sığınağıdır." "Ziyan olmuş hayat yoktur, sadece gelişimi durmuş hayatlar vardır." "Gelişimi engellenmiş hayattan daha kötüsü yoktur." "Erkekler kadınların ilk aşkı, kadınlarsa sonuncusu olmak isterler." "Evliliğin en çekici yanlarından biri, yalan söylemeyi eşler için gerekli kılmasıdır." "Erkekler yorgunluktan, kadınlar meraktan evlenirler. Sonunda ikisi de hayal kırıklığına uğrar." "Evlenmenin gerçek kusuru, insanı bencillikten alıkoymasıdır. Oysa bencil olmayanlar renksiz kişilerdir." "Kadınlar bizde şaheser yaratmak istemini uyandırırlar fakat onları gerçekleştirmemizin durmadan önüne geçerler." "Güzel kadınların kocaları, adam öldürenlerle birdir." "Kadınlar, eksiklerimizden dolayı severler bizi. Yeteri kadar kusurluysak her şeyi bağışlarlar bize, zekamızı bile…" "Ilımlılık kötü bir şeydir, yeter dediğimiz yavan bir yemek, aşırı dediğimizse bir şölendir." "Bağışlatmak elde değilse, unutmak elimizdedir." "İnsan hayatı, başkalarının yanılgılarını yüklenecek kadar uzun değildir." "Tanımlamak, sınırlamaktır." "Her gösterişli hareketiyle insan, bir düşman kazanır. Sevilmek için bayağı olmalı." "Her yolun sonu birdir; hayal kırıklığı." "Suç, aşağı sınıfların malıdır." "İnsanın sık sık yaptığı her şey, bir zevk haline gelir." "Hayatı sanat açısından ele alan adamın kalbi; beynidir." "Yaşlılığın acı yanı; insanın yaşlanması değil, genç kalmasıdır." "Kendimi ele verdim mi içimden bir şeyler eksilmiş gibi. İnsan hayranlığını sözlerle anlatmaya kalkışmamalı." "Tatsız, tuzsuzdur kır hayatı! Yapacak işleri çok olduğu için erken kalkıyorlar, düşünecek işleri olmadığı için de erkenden yatıyorlar." "Başkaları hakkında iyi düşünmemiz, kendimizden korkmamızdan ötürüdür. İyimserliğin temeli yılgınlıktır." "İnsan aşık oldumu, işe kendini aldatmakla başlar, başkalarını aldatarak da bitirir." "İnsanlar en çok kendilerine lazım olan şeyi, başkalarına vermeye pek düşkündür." "İnsanların ahlaka aykırı dediği kitaplar, utançlarını yüzlerine vuran kitaplardır." "Saklarsan, en bayağı şey bile çekici bir nesne haline gelir." "Bilinçle, korkaklık aynı şeydir." "Herkesi seviyorsan, hiç kimseyi sevmiyorsun demektir." "Eksikliklerimizi, kendilerinde gördüğümüz kişilere tahammül edemeyiz." "Güzellik, dehanın başka bir çeşididir." "Evrenin gerçek sırrı görünmeyende değil, görünendedir." "Başkalarının toplayacağından korkmasak, atacağımız bir yığın şey vardır." "Bütün sanat eserleri, bir yüzey ve sembolden ibarettir. Yüzeyin ötesine geçmeye kalkanlar kendilerini büyük tehlikeye atarlar." "İki dünya vardır; biri kendinden sözedelim ya da etmeyelim ‘gerçek dünya’, öbürü de sözedilmezse varolamayan ’sanat dünyası’." "Sanat eseri ile tabiat eseri arasındaki fark; sanat eseri daima tektir, tabiat ise yarattıkları kaybolmasın diye aynı şeyi tekrarlayıp durur." "Vatanseverlik, gaddar insanların erdemidir." "Ruh, bedende ihtiyar olarak doğar. Beden, ruhu gençleştirmek için ihtiyarlar. Platon, Sokrates’in gençliğidir…"
  21. DORIAN GRAY'IN PORTRESİ Yazar: Oscar Wilde Konusu: Dorian Gray'in Portresi, İrlandalı ünlü yazar Oscar Wilde'ın yayınlanan tek romandır. Romanın kahramanı olan Dorian Gray son derece iyi niyetli, utangaç genç bir adamdır. Çok güzel bir yüze sahiptir ve bu güzelliğiyle etrafındaki bir çok insanı etkilemektedir. Bunlardan birisi olan Ressam Basil Hallward Gray'in güzelliğini ölümsüzleştirmek için onun bir portresini yapar. Dorian Gray ve Basil Hallward'ın iyi bir dostu olan Lord Henry, Dorian'a resimdeki güzelliğin sonsuz kalacağını ama Dorian'ın güzelliğinin bir gün yok olacağını söylemesi üzerine Dorian bunun tam tersini diler ve bunun için gerekirse şeytan'a ruhunu bile satacağını söyler... Dilek gerçek olur. Lord Henry hazcılığı benimsemiş bir karakterdir ve kendisinin yaşamak istediği ama yaşayamadığı her türlü hazzı Dorian Gray'in tatmasını istemekte ve ona sürekli bunu öğütlemektedir. Nihayetinde Dorian Gray, Lord Henry'nin bu isteklerini yerine getirmeye başlar ve amacı sadece zevk almak olan bundan başka hiçbir şeyi umursamayan, günahlarla dolu bir hayat yaşamaya başlar. Yaşadığı bu hayatta Dorian Gray'in işlediği her günah, gördüğü her zarar portrenin üzerinde bir yaşlılık belirtisi olarak işaretlenirken Dorian Gray aradan geçen onca zamana rağmen portrenin yapıldığı günkü kadar genç bir yüze sahip olmaya devam eder. Portre artık Dorian Gray'in ruhunun temsilidir; Dorian Gray ise portrenin... "Herkes Dorian Gray'de kendini günahını görecek." Oscar Wilde
  22. Zaman Yolculuğu ünlüleri ile ilgili kısa bir bilgi de paylaşmak iyi olur diye düşündüm F. Scott Fitzgerald: İrlanda asıllı amerikalı yazar (1896-1940) Zelda Fitzgerald: Yazar aynı zamanda F. S. Fitzgerald'ın eşi. (1900-1948) Ernest Hemingway: Amerikalı yazar ve gazeteci (1899-1961) Gertrude Stein: Amerikalı yazar (1874-1946) Thomas Stearns Elliot (T. S. Elliot): Şair, oyun yazarı, eleştirmen (1888-1965) Cole Porter: Amerikalı besteci, müzisyen (1891-1064) Josephine Baker: Amerikalı dansçı, şarkıcı ve oyuncu (1906-1975) Pablo Picasso: İspanyol ressam (1881-1973) Salvador Dali: Katalan, sürrealist ressam (1904-1989) Man Ray: Fotoğrafçı, ressam (1890-1976) Henri de Toulouse-Lautrec: Fransız ressam (1864-1901) Paul Gaugin: Fransız ressam (1848-1903) Edgar Degas: Fransız ressam, heykeltraş, çizer (1834-1917) Luis Bunuel: İspanyol yönetmen ve senarist (1900-1983) Jean Cocteau: Fransız Yönetmen (1889-1963) Juan Belmonte: İspanyol matador (1892-1962)

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.