gloria tarafından postalanan herşey
-
Közmatik ile Sebze Közlemek, Kestane Pişirmek Çok Kolay
Bu közmatik denen aleti size tanıtmak istedim çünkü hem inanılmaz pratik ve kullanışlı hem de çok ucuz... Benim mutfakta vazgeçemeyeceğim aletlerden birisi kendisi.. Önce bir resmini ekleyelim: Semt pazarlarından rahatlıkla alabilirsiniz ki ben öyle yaptım. Fiyatı 2 TL falan... Adı üstünde kendisi közde pişirilen herşeyi sizi hiç ugrastırmadan pişiriyor. Mesela patlıcan biber közleme, kestane közleme gibi... Bazıları kumpir bile yapıyor ama ben kumpir yapmayı henüz denemedim. Mısır da közlenebilir ayrıca tabii.. Nasıl kullanılıyor: Közmatiği ocağınızın en büyük gözüne yerleştirin ve eğer patlıcan biber közleyecekseniz iğneyle 5,6 yerine delik açarak közmatiğin içine dizin. Arada çevirerek her tarafını pişirin. Göreceksiniz hem patlıcanların içleri kararmayacak, bembeyaz çıkacak, hem de közlenmiş tadını hissedeceksiniz... Kestanelerin kabuğunu + şeklinde çizin ve közmatiğin üzerinde tahta kaşıkla ara ara karıştırmak suretiyle pişirin. Kabukları yansın endişe etmeyin, içi yanmadan pişecek... Karartma yapıştırma yok, teflon gibi aynen... Ocak da temiz kalıyor ama yine de ben ocağı aliminyum folyo ile kaplıyorum ki toz falan dökülmesin... Bu arada mangal üzerinde de kullanılabiliyor. Bence eğer bir közmatiğiniz yoksa bu hafta semt pazarına gittiğinizde hemen bir tane edinin Yaz da geliyor şimdi, tam da patlıcanların biberlerin közlenme mevsimleri... Mmmhhhhh Ne güzel tanıttım be : ))) Aferin bana
-
Puşkin'in Gizli Güncesi
"İnsanın en iyi arkadaşı dahi çıplak bir ruhu kabullenemez, benim bile kendi yazdığımı tekrar okuyacak gücüm yok." demiş. Henüz okumadım ama okumak istedim, merak ettim. Bir ara okurum herhalde... Ruhunu çıplak bırak demişsin bana, ben de sanırım senin için aynısını söyleyeceğim, bu yazı asıl anlatmaya niyetlendiklerini anlatmamış, vazgeçmişsin sanki... Şey gibi hani kendine itiraf edemedikleri vardır ya insanın, kendine bile itiraf edemedikleri; işte buraya onları itiraf etmeye gelmişsin ama sonra yine itiraf edemeden gitmişsin gibi..
-
Bir Shapeshifter Hikayesi
İçimde bir yazma, kağıda dökme ve olanı biteni ölümsüzleştirme ihtiyacı var. Gözümün önünde harfler uçuşuyor, bir araya geliyor sonra kelimeleri oluşturuyor, daha sonra onlardan da anlamlı cümleler meydana geliyor… Ve ben şu an sadece gördüklerimi yazıyorum. Yazdığım hiçbir şeyden mesul değilim yani… Gördüğüm her şeyden mesulüm de diyemeyeceğim çünkü şu an gördüklerimi yaratan ben değilim… Başka bir şey o, Belki Tanrı, belki anı, belki o, belki bu, her neyse işte takılmıyorum zaten ben o kısma… Bir sigara yakalım önce, mis kokan şu kahveyle yudumlayalım.. Kahve ve sigara… Bir de Oruç Aruoba olsa fena gitmez sanki… Ancak arada bir gerçekten yaşayacaksın : duygusal olarak "unutulmaz bir an" denen yaşam aralıklarından birinde, tam kendin olarak, tam kendisiyle yüz yüze geldiğin bir başka kişiyle birlikte, bir şey yaşadığında (bir sevinç, bir acı...) -- o zaman gerçekten yaşarsın. ama bu "an"ları son derece seyrek yaşarsın (kimi insanlar --çoğunluk?-- bunları hiç yaşamaz belki); son derece de kısa... gene de, bunların sağladığı anlam yoğunluğu, yaşamının bütün geriye kalan çölünü yeşertmeye yetecek. de ki işte / yaşam(ki) 22 (s. 60) “Ancak arada bir gerçekten yaşayacaksın…” tek başına bile yeterli aslında bu “şu anki ben”i ifade etmeye… Yani yaşadığın her şeyi gerçek sanacaksın ama sonra öyle bir an gelecek ki hepsini yalan edecek ve sen sadece o anın gerçek olduğunu fark edeceksin… Diyeceksin ki mesela; bu an için yaratılmış, bu an için yaşamışım. Hımmm, başarılı… Peki insan tek başına insan mıdır, yani ben mesela sadece bir insan mıyım? Yoksa ben ben miyim? Arada bir, balığa, kuşa, suya, çiçeğe, böceğe dönüşür müyüm? Ya da aynı anda bunların hepsi olur muyum? Daha da ileri gidiyorum hepsinden bir ben olur muyum? Neden ve nasıl ve kimle ve nerede ve ne zaman ve saire ve saire ve saire… Yormayayım kafanızı cevaplayayım en iyisi; Olurum, balık olurum, kuş olurum, kaplan olurum, börtü böcek olurum, çiçek olurum, ben olurum, insan olurum, o anın Tanrısına bir kul olurum, köle olurum hatta sonra tanrıça olurum, olmuşken bir de Ömer Hayyam olurum (Onu da es geçmek istemedim şimdi), şarap dahi olurum, sigara olurum, kahve olurum, bir kahve yudumu olurum, damağından süzülürüm, zattırı zutturu… Oldum yani, oldum ama bir daha olur muyum bilemem, sen olabilir misin? Onu da bilemem… Ama önce “duygusal olarak "unutulmaz bir an" denen yaşam aralıklarından birinde, tam kendin olarak, tam kendisiyle yüz yüze geldiğin bir başka kişiyle birlikte, bir şey…” yaşamalısın. Ardından bilincin yok etmelisin, çünkü sen sen olarak, sana sahip olan ya da ne bileyim işte senin sahip olduğun normal bilincinle bunu başaramıyorsun… Bilincini yok ettiğin o anda dönüşümün başlıyor… Ben önce balık oldum mesela… Ardından bir kuş, sonra bir kaplan sonra bir sürü başka bir şey… Özgür oldum sonunda… Bilinçsiz ama özgür… Her şeyin formu değişti, gözümün gördükleri bu dünyanın gösterdiklerinden farklı artık… Atladım sanki, yüksek sivri, tehlikeli ama tanıdık bir kayalıktan önce koca bir boşluğa ve sonra o boşluğu bitiren diğer yüksek ve sivri, tehlikeli ama tanınmadık başka bir kayalığa doğru… Bana artık bir şey olmaz… Yani daha da bir şey olmaz… Bir daha olmaz… Ama biliyordum, eninde sonunda kendimi o diğer kayalığın tepesinde bulacağımı… Sadece izlemem gereken yolu bilmiyordum, ben olarak oraya nasıl ulaşılacağını bilmiyordum.. Zaten “ben” olarak ulaşamazmışım oraya, bir “şekil değiştiren” olmalıymışım… Her neyse siz bu yazdıklarımdan ne anladınız bilemem ama ben “şu anki ben”i tüm bu yazdıklarımla ölümsüzleştirdim aslında … Hem demiştim zaten size en başında “yazdığım hiçbir şeyden mesul değilim” ben diye… Aynısını yaşadığınızda anlarsınız galiba… O halde sizlere “bilmukabele” diyor ve cümlelerimi burada bitiriyorum… Sağlıcakla kalın…
-
Nazan Öncel - Pollyanna
Nazan Öncel – Pollyanna duvarlarla konusmalar kendinle kakışmalar ararsam yuh olsun derken tükürdügünü yalamalar deliriyorum pollyanna ahhh görüryorsun ya pollyanna ahh böyledir dünya bu kadar ceza senide bozar beni de bozar herkezi bozar bu kadar acı yaza da yeter kışa yeter kapına yeter deliriyorum çok cocuksun çooooook git oyna cocuksun çok cocuksun cooooook git oyna cocuk mutluluk oyunların, sırların, yorumların içindeki çocugu rahat bırak takılsın duvarların aglama çocuk pollyanna ahhh görüryorsun ya pollyanna ahh böyledir dünya bu kadar ceza senide bozar, beni de bozar, herkezi bozar bu kadar acı yaza da yeter kışa da yeter topuna yeter unutma çocuk !
-
Nazan Öncel / Nereye Gitti Bu Adam
Nazan Öncel – Nereye Gitti Bu Adam bu bir ayrılık sanılmasın kesin gözüyle bakılmasın olur böyle şeyler olur dedim Bekledim kara listede sakın ona birşey olmasın dedim o benim yaşama nedenim dedim sor anneme, sor besteye Sor dedimde ekledim bildiğim bütün yollar taksime çıkar istesin yeterki bir taksiye bakar nereye gitti bu adam ne kadar sürecek bu dram ben onun yalancısıyım kaderi çıkarın aradan nereye gitti bu adam ne zaman dönecek o zaman bu yolun yabancısıyım kaderi çıkarın aradan sana bir düzlük lazım dedim mutlu olmaya bak oglum dedim bu senin en tabi en hakkındır dedim dedim de dedim bildiğim bütün yollar taksime çıkar istesin yeterki bir bilete bakar nereye gitti bu adam ne kadar sürecek bu dram ben onun yalancısıyım kaderi çıkarın aradan nereye gitti bu adam ne zaman dönecek o zaman bu yolun yabancısıyım kaderi çıkarın aradan Yazık oldu yazık herşeye yazık Sonunda anladık hemde nasıl yazık
-
Mitoloji ve Semavi Dinler: TARİHİN ARKA ODASI / Gönül Tekin
Tarihin Arka Odası Program Tarihi: 21 Ocak 2012 Konu: Mitoloji ve Semavi Dinler Konuk: Gönül Tekin Süre: 03:12:03
-
7'n Bitirdin / Nazan Öncel
7'n Bitirdin Acı hatıraların odasını terkettim Ötekine geçtim Gözyaşlarım orada kaldı Ne evlere sığıyorum ne sokaklara Karşıdan karşıya geçerken havalara bakıyorum Üstüne yürüyorum arabaların Daha ne söyleyeyim bilmem ki Bu dudaklar artık seni öpmeyecek Bu kalp senin için çarpmayacak Senin için yaşamayacak Ölmeyecek Senle aynı ağaca adını yazmayacak Sende gittin ya İçim boş odalar boş Boşlukta yüzüyorum Boğuşuyorum kendimle Bir batıp bir çıkıyorum Beni başka biri keser mi kesmez Bu da birgün geçer mi geçmez Yabancı yataklarda uyumaya mı alışayım Elimden geldiği kadar yaşamaya mı çalışayım Beni yedin bitirdin Kırdın geçirdin Böyle bitirdin Çok çok çok kötü geçirdin Burnumdan getirdin Yedin bitirdin Her gece her gece ölünmüyor iki kere Şu sıralar çok yalnızım Kendimle konuşuyorum Hüzünlü kitaplar okuyup hüzünleniyorum Sibirya'dan beter bir yatak Yattım mı başlıyor panik atak Ağlıyorum sanıyorsun sadece Ne uyku var ne dur durak Sen kendine müslüman Bu aşk değil bu tekme tokat
-
Kedi Dostuna Ödül Yağıyor
KEDİ DOSTUNA ÖDÜL YAĞIYOR Geçtiğimiz günlerde özel haberde Marmaris’te bir grup kedinin otobüs yolu beklediğini duyurmuştuk. İlçeye aralıklarla sefer yapan bu otobüsün Marmaris’e girmesiyle otogara hücum eden kedilerin bu görüntüleri sosyal paylaşım sitelerinde de büyük ilgi gördü. Marmaris Televizyonu’nun haberi tıklanma rekorları kırdı. Otobüs firmasının telefonları da hayvan severlerden gelen telefonlarla kilitlendi. Otobüs firması, şoförün duyarlılığına kayıtsız kalmadı. Kedi dostu Ekrem Demir’e örnek davranışı nedeniyle plaket verildi.
-
OKUL SÜTÜ PROGRAMI TEKELLERE Mİ YARAYACAK...
RedHack, Milli Eğitim Bakanlığı’nın süt dağıtım projesinde öğrencilerin zehirlenmesine de sessiz kalmamış. Kızıl Korsanlar, süt ihalesini alan Gülsan Gıda adlı şirketin internet sitesini hacklemiş. Redhack'in açıklaması şu şekilde:
-
5 Mayıs'ta Gökyüzüne Dikkat
5 MAYIS 2012 GÜNÜ GÖKYÜZÜNE DİKKAT! 5 Mayıs Cumartesi günü Ay, bu yıl Dünya'ya en yakın olduğu konuma gelecek. Ay'ın Dünya'ya en yakın olduğu bu günde asıl dikkat çeken durum ise Ay'ın dolunay konumunda olması ki bu durum gökyüzü gözlemcileri için büyük bir şans olarak yorumlanıyor. Bu günde %16 oranında daha büyük ve çok parlak olarak gözlemlenecek olan Ay, ufka en yakın olduğu anlarda en iyi şekilde fotoğraflanabilecek. Bu evrede Ay "Süper Ay" olarak adlandırılıyor. Peki Bu Durum Depremi Tetikler mi? Amerika’daki kimi astronomi siteleri, ayın yakınlığının dünyadaki depremleri ve şiddetli gelgiti tetikleyebileceği yönünde yorumlar yaparken; uzmanların büyük bir kısmı da 5 Mayıs günü ayın uzaklığının aslında çok da büyük olmayacağını bu yüzden Dünya'ya herhangi bir etkisinin olmayacağını savunuyorlar. Accuweather meteorolojik tahmin sitesi yazarlarından Daniel Vogler ise Washington Post gazetesine yaptığı açıklamada daha çok kıyı bölgeleri için endişelenmek gerektiğini, böyle zamanlarda gelgitlerin %25 oranında artış gösterebileceğini belirtmiş. Bu gün içinde kıyı şeridinde seller ve hatta 1962 yılında olduğu gibi kıyı şeridi fırtınaları olabileceğini de sözlerine eklemiş. .
-
OKUL SÜTÜ PROGRAMI TEKELLERE Mİ YARAYACAK...
- Gürsel Tekin (CHP Genel Başkan Yardımcısı) istifa etti.
Melih Gökçek'in bu istifa haberi ile ilgili attığı tweetler: "KK TAKMAYINCA GT İSTİFAYI BASAR. AMA İŞİN ESASI (VE AYNI ZAMANDA BENİM ÖNERİM) GT PARTİDEN AYRILIP MUSTAFA SARIGÜL İLE PARTİ KURACAK." "GÜRSEL BEYİN EN ÇOK KARSI OLDUGU KONULARDAN BİRİDE CHP'DE KK'NIN MEZHEPSEL YAPILAŞMAYA ÇANAK TUTMASI.CHP'YE HAYIRLI OLSUN " Yani anlaşılan o ki Melih Gökçek'e göre; Gürsel Tekin Şişli Belediye başkanı Mustafa Sarıgül ile parti kurma hazırlıklarındaymış...- Gürsel Tekin (CHP Genel Başkan Yardımcısı) istifa etti.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun masasına istifasını koydu CHP kulislerinden alınan bilgilere göre Kemal Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin dün bir saat kadar süren bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede Tekin’in MYK’daki bazı isimler ile son dönemde il kongrelerinde ismi geçen bazı partililere yönelik eleştirilerde bulunduğu “Ben onlarla aynı MYK’da bulunmayı, aynı yönetim anlayışıyla hareket etmeyi kabullenemiyorum” diyerek istifa dilekçesini sunduğu ve Kılıçdaroğlu'nun da istifayı kabul etmediği belirtiliyor. İlerleyen saatlerde düzenlenecek olan MYK toplantısına Gürsel Tekin’in katılması ve istifasını geri alması beklenirken; Tekin'in MYK toplantısına katılmayarak genel merkezden ayrılmaya hazırlandığı belirtiliyor.- Einstein'in Düşleri
Einstein'in Düşleri Orijinal isim: Einstein's Dreams Yazar: Alan Lightman Çeviri: Algan Sezgintüredi Yayınevi: Aylak Kitap, 2012 Sayfa: 120 Tanıtım kitabın arka kapağından alınmıştır. Alan Lightman'ın modern klasikler arasında sayılan ve otuzdan fazla dile çevrilen çoksatar romanı Einstein'ın Düşleri dünyanın birçok yerinde tiyatroya, dansa hatta müziğe uyarlandı, ressamlara esin kaynağı oldu. Italo Calvino'nun büyüleyici ve şiirsel diline benzer bir üslupla anlatılan hikayeler Einstein'ın 1905'te İsviçre'de bir patent bürosunda çalıştığı sıralarda zamanın doğasına dair kurduğu düşlere dayanıyor. Her bir düş zamanın bildiğimizden farklı aktığı olası dünyalara açılan bir kapı... "Bu dünyada zaman dairesel ve insanlar sevinçlerini ve kederlerini tekrar tekrar yaşıyorlar..." "Bu dünyada iki zaman var. Biri mekanik zaman, diğeri bedenin zamanı. İki zamanın karşılaştığı yer, umutsuzluk. İki zamanın ayrıldığı yer, hoşnutluk..." "Büyüleyici dünyalar... Kışkırtıcı, etkileyici, enfes..." -Michio Kaku-New York Times- "Büyüleyici..." -Washington Post Book World- "Kışkırtıcı... keyifli bir okuma..." -Wall Street Journal- "Lightman tablosunda boya yerine zaman kavramını kullanıyor... Zamanın doğasına dair eğlenceli ve tahrik edici bir keşif..." -Los Angeles Times- "Sonsuz derecede etkileyici... Zamana dolanmış insan yaşamının doğasının kuramsallıktan uzak büyülü bir anlatısı..." -The Boston Globe-- Einstein'in Düşleri
Bu kitap hakkında Sabit Fikir isimli dergide hoş bir eleştiri yazısı okudum. Fırsttan istifade hem bu yazıyı sizlerle paylaşmak hem de kitabı tanıtmak istedim. Bana ilginç geldi, alıp okumak istiyorum ama çekincelerim de yok değil nedenini yazıyı okuyunca siz de anlayacaksınız Yazıyı copyright hakları nedeniyle buraya ekleyemiyorum o yüzden linkleyeceğim,i mutlaka okumanızı tavsiye ederim... EINSTEIN ILE ZAMANDA YOLCULUK Alan Lightman tarafından yazılmış olan bu kitabın, adından yola çıkılarak Albert Einstein ile ilgili bir biyografik roman olduğu düşünülebilir fakat değildir. Kitabın konusu "zaman"dır. Zaman olasılıkları üzerine bir takım varsayımlardan yola çıkarak okuyucuyu düşünmeye sevk eden bu kitap basıldığı andan itibaren edebiyat, bilim dünyası, tiyatro, sinema gibi bir çok alana ilham kaynağı olmuş, kitaptan esinlenilerek oyunlar yazılmış, müzikler bestelenmiş ve resimler yapılmıştır. Bu varsayımlara birkaç örnek vermek gerekirse; "Farzedin ki zaman kendi üzerine bükülen bir çember ve dünya hiçbir değişikliğe mahal vermeden sürekli kendini yineliyor…" "Neden ile sonucun düzensiz olduğu bir dünya burası. Neden bazen sonuçtan önce, bazen sonra geliyor" "Kasabanın her bölümü ayrı bir zamana bağlanmış." "Zamanın durakladığı bir dünya burası" "Bu dünyada insanların bellekleri yok." "Bu dünyada zaman düzenli değil, kesintili akıyor ve bunun sonucunda insanlar gelecekten parçalar görüyor." "Bu dünyada zaman tersine akıyor." "Diyelim ki insanlar fani değil; ebediyen yaşıyorlar." "Bu dünyada hiç kimse geleceği hayal edemiyor." "İnsan ömrünün tek bir gün sürdüğü bir dünya hayal edin." Adı geçen makalede kitapla ilgili bir de şöyle bir eleştiri vardı ki benim de kitaba çekinerek yaklaşmama neden oldu: "Türkçesinden yola çıkarak değerlendirdiğimizde bu kitabın bir, çok satar olması biraz ilginç. Konu, kurgu, üslup açısından akıcı, keyifli bir anlatı değil, en azından Türkçe çevirisi ile. Dolayısıyla ABD basınında çıkan değerlendirmelerden alıntılanan "büyüleyici, kışkırtıcı, nefis" gibi tanımlamalara iştirak edemiyoruz. Tam tersine okuma süreci kesik kesik, zorlukla, okumaya devam edebilmek için yoğun olmasa da bir miktar dikkat sarf edilmesi gereken bir süreç olarak gerçekleşiyor"- İSKENDER PALA: Od - Bir Yunus Romanı (Cd'li)
Kitabı aldım, okuyorum ve severek okuyorum... Bitsin tekrar görüşürüz- AYIN KİTABI
Aldım okudum beğendim Üstelik kitabı okuyacak olanlara bir de güzel tavsiyem var benim: Maeve Binchy'nin bu kitabındaki karakterlerin büyük bir kısmı daha önce yazdığı RUH VE YÜREK isimli kitabındaki karakterlerdi. Sanki bu kitap, Ruh ve Yürek isimli kitabın devam kitabı gibi olmuş. Devam kitabı derken tabii diğer kitabın kaldığı yerden devam ediyor anlamında demek istemedim. Yani ikisi birbirinden bağımsız da okunabilir ama önce RUH ve YÜREK isimli kitabı okursanız, karakterlerin en az yarısını tanımış olursunuz ki o da gerçekten güzel bir kitaptı. Sonra da AŞK ve ÇOCUK isimli kitabı okursanız sanki eski tanıdıklarınızla karşılaşmış gibi olursunuz. Bu da mis olur Madem öyle ben de RUH VE YÜREK ile ilgili bir tanıtım yazısı ekleyeyim aşağıya RUH VE YÜREK Kitap adı: Ruh ve Yürek Yazar adı: Maeve Binchy Çeviren: Filiz İnceoğlu Öztürk Yayınevi: Doğan Kitap Basım yılı: Şubat 2010 Tanıtım arka kapaktan alınmıştır: Doktor Clara Casey için bundan daha kötü bir zamanlama olamazdı. Kocasından ayrıldığı sırada ve iki kızının sorunlarıyla boğuşurken aldığı iş teklifi, tüm özel sorunlarını rafa kaldırmasını gerektiriyordu. Sıfırdan kurduğu kalp kliniği tüm zamanını ve enerjisini alsa da, kendisi ve çevresindekiler için yepyeni, umut dolu bir başlangıç olabilir miydi? “Hikâye anlatmakta Binchy’den iyisi yok.” Sunday Express “Son derece iyi gözlemlenmiş harika karakterlerle etkileyici, neşeli ve iyimser bir roman.” Daily Mail- Efsane mi Gerçek mi / National Geographic Belgesel Dizisi
EFSANE Mİ GERÇEK Mİ National Geographic Açıklaması: Bilimsel gerçekleri boş inançlardan ayırmaya çalıştığımız bu programda ilginç sırları ve olağanüstü olayları yakından inceleyin. Genellikle normal ötesi olarak nitelenen şeylere hemen inananlar vardır, bir de sadece bilimsel olarak kanıtlanabilen şeylere inananlar. Biz, şüpheciler ve çabuk inananlarla birlikte, uyurgezer katiller, stigmata, ufak insanlar ve gerçek olup olmadığını bile anlayamayacağınız korkunç kan emici gece yarısı avcıları hakkındaki hikaye ve gerçekleri ortaya çıkarıyoruz. Efsane mi Gerçek mi: UFO'lar Onlar insanlık tarihi boyunca uzaydan bilgelik taşıyıp üstün bir teknolojiyle indiler yada en azından öyle deniyor. Uzay gemileri filme alınıp durdu ama bunlar hiçbir zaman tamamen ikna edici görüntüler değildi. Ufo tarafından kaçırıldıklarını idda eden binlerce Amerikalıya göre şimdide dünya vatandaşlarını kaçırıp ağıza alınmaz şeyler yapıyorlar. Efsane mi Gerçek mi: Bermuda Şeytan Üçgeni Gizemli Bermuda Şeytan Üçgeni'nde gemiler ve uçaklar iz bırakmadan gözden kayboluyorlar. Bunun nedenini bulduklarına inanan bir grup insan var. Efsane mi Gerçek mi: Rusya'nın Kocaayağı Gerçekten kocaman bir primat dünyanın en vahşi yerlerinde dolaşıyor mu yoksa Koca Ayak bizim hayal gücümüzün bir uydurması mı? Efsane mi Gerçek mi: Torino Kefeni Torino Kefeni kutsal sayılıyor ve ona tapan binlerce insan var. Fakat bu, 14. yüzyılda yaşamış birinin zeki bir aldatmacası da olabilir. Efsane mi Gerçek mi: Su Canavarları Loch Ness canavarının varlığı henüz kanıtlanmadı. Uydu görüntüleri ve fotoğraf analizleri sonucu efsane ve gerçek açığa çıkıyor. Efsane mi Gerçek mi: Nostradamus Etkisi Geçmişimizi kaydettiğimiz kadar geleceğimizi de tahmin etmeye çalışıyoruz. Gezegenlerin hareketlerinden, hayvanların iç organlarından yada efsavi bir rönesans mistiğinin düşüncelerinden. Çoğu kişi başardığımıza inanıyor. Efsane mi Gerçek mi: Hayalet Gemiler Gece denizlerinde gezinen bu karanlık ve korku dolu gemilere hep beraber gidelim, tüm olayları “Efsane mi, Gerçek mi?”nin yardımıyla çözelim. Efsane mi Gerçek mi: Şeytan Kovma Bu medeniyetin kendisi kadar eski bir olgu. Şeytan çıkartma yani iblislerin zabdedildiği yerlerden kovulma ayini.Bu günlerde şeytan çıkarma ayinleri dünyanın dört bir yanında görülmeye başlandı. Acaba iblisler güçleniyor mu? Yoksa işlediğimiz suçları içimizdeki şeytana mı atıyoruz. Efsane mi Gerçek mi: Atlantis İ.Ö. 4. yüzyılda Eflatun, iz bırakmadan kaybolan Atlantis adında bir ütopyadan bahseder. O zamandan beri aranan bu kayıp medeniyet gerçek mi? Efsane mi Gerçek mi: Ekin Çemberleri Son Helcin ülkesinde sona gelen biz gizem var. Şakacı insanlar ortaya çıkıp ekin çemberlerini kendilerinin yaptıklarını itiraf ettikten çok sonra bile olaylar insan üstü boyutlara ulaşıp tüm dünyaya yayılıyor. Bunlar uzaylıların iniş pistleri mi ? Daha zeki varlılklardan mesajlar mı? Bir çeşit hava olayı mı? Yoksa tarihin en büyük aldatmacası mı? Efsane mi Gerçek mi: Mucize Tedaviler Günümüzde 'mucizevi tedavi' deyimi kırışıklık kremleri veya vitamin haplarını pazarlamada kullanılıyor. Peki ya Tanrı vergisi mucizevi tedaviler? Efsane mi Gerçek mi: Da Vinci Şifresi Da Vinci şifresi heryerde. Herkes kitabı okumuşa benziyor. Peki ama bu kitap neden bu kadar populer? Neden bu kadar cok insan bu kitaptan böyle büyüleniyor. Bi saçmalık mı yoksa gerçek ortayamı çıkıyor. İsa ve Mecderli Meryem evlenmiş ve çocukları olmuşmuydu? Soyları yer yüzünde hala devam ediyor mu?- Nazım Hikmet
Özlemin azı çoğu olmaz ! ağırdır işte..- GAME OF THRONES = TAHT OYUNLARI Soundtrack Listesi
Filmle ilgili ayrıntılı bilgi için: GAME OF THRONES 1.VİDEO: Main Title (Intro) 2.VİDEO: North of the Wall (Prologue) 3.VİDEO: Good Bye Brother 4.VİDEO: The King's Road 5.VİDEO: The King's Arrivial 6.VİDEO: Love in the Eyes 7.VİDEO: A Raven From King's Landing 8.VİDEO: The Wall 9.VİDEO: Things I do for Love 10.VİDEO: A Golden Crown 11.VİDEO: Winter is Coming 12.VİDEO: A Bird Without Feathers 13.VİDEO: Await the King's Justice 14.VİDEO: You'll Be Queen One Day 15.VİDEO: The Assassin's Dagger 16.VİDEO: To Vaes Dothrak 17.VİDEO: Jon's Honor 18.VİDEO: Black of Hair 19.VİDEO: You Win or You Die 20.VİDEO: You Win or You Die- Game of Thrones = Taht Oyunları
Game of Thrones ya da Türkçe adıyla Taht Oyunları, George R.R. Martin'in çok satan "A Song of Ice And Fire" yani "Buz ve Ateşin Şarkısı" isimli serinin ilk kitabından uyarlanmış bir HBO dizisidir. Senaryosu David Benioff tarafından yazılmıştır. Dizinin ilk bölümü 17 Nisan 2011 tarihinde yayınlanmaya başlamış, ilk sezon onuncu bölümün ardından 19 Haziran 2011 tarihinde sona ermiştir. 2. sezonuna 1 Nisan 2012 günü yayınlanan ilk bölümüyle başlamış olan dizi halen devam etmektedir. Game of Thrones benim bu zamana kadar dizi dediğim tüm dizileri geride bırakarak ilk sıraya yerleştirdiğim, tek bir saniyesini bile kaçırmadan izlediğim güzel ve hatta şaheser olarak tnaımlayacağım dizim, kesinlikle izlenmeli ve hayranlarına hayran katılmalıdır. Dizinin kitap tanıtımları için tıklayınız.- Nazım Hikmet
İnsan, Ya hayrandır sana, ya düşman... Ya hiç yokmuşsun gibi unutulursun Ya bir dakika bile çıkmazsın akıldan... Nazım Hikmet Ran- Yarom Bia / Kiosk, Mohsen Namjoo
Mohsen Namjoo eşliğinde Kiosk'un söylediği Yarom Bia isimli bu şarkının klibinde Emeni yönetmen Sergei Paradjanov, 1968 yapımı Sayat Nova (Narın Rengi) isimli filmden imgeler kulanmış. Aslen Şiraz yöresine ait bir halk türküsüdür. Şarkının nakaratı; ey yarom bia (gel yarim) deldarom bia (gel sevgilim) del meil-e to dareh (gonlum seni arzuluyor) sezavarom bia (seni hakettim, gel artik) In this videoclip Mostafa Heravi used and adjusted images of the beautiful film The Color of Pomegranates by Sergei Parajanov (Soviet Union, 1968). Mostafa was inspired by this film and the fact that the song " ay Yarom Bia " ( Ayy Yorum Biyo ) originally comes from the Tajikistan (Badakhshan) singer Muboraksho . Heravis intention was to create an artistic videoclip that merges the content of the song and film. This videoclip has no commercial purposes whatsoever.- Başbakan Erdoğan: "İmam Hatipler Göz Bebeği Olacak"
Başbakan Erdoğan, İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği'nin (ÖNDER) Kutlu Doğum Haftası dolayısıyla Abdi İpekçi Spor Salonu'nda düzenlediği kutlamada imam hatip okullarının yeniden açılmasıyla ilgili olarak şu sözleri söyledi: "2012 yılı Kutlu Doğum Haftası'nı çok farklı bir heyecanla, çok farklı bir coşkuyla idrak ediyoruz. Bildiğiniz gibi yaptığımız yasal düzenlemeyle, alemlere rahmet olarak gönderilmiş Resulü Ekrem'in mübarek hayatını, yani Siyer-i Nebi'yi, Kur'an-ı Kerim dersiyle birlikte seçmeli ders olarak okullarımıza kazandırdık, öğrencilerimizin ve ailelerimizin tercihine sunduk. İsteyen her öğrenci, erken yaşlarda öğrenilmesi daha kolay olan Kur'an-ı Kerim'i artık okullarda öğrenebilecek. Sadece Müslümanlar için değil doğumuyla, tüm hayatıyla, hatta vefatıyla insanlık için eşsiz bir emsal olan Peygamber Efendimiz'in hayatını, artık okullarımızda isteyen her öğrenci derinlemesine öğrenme imkanı bulacak. Bir baskı ve zulüm neticesinde kapatılan imam hatiplerin orta kısımlarını, yaptığımız bu düzenlemeyle yeniden açtık. Bizlere, bunu nasip ettiği için de Rabb'ime şükrediyorum."- "Göremediğimiz Türkiye" Sergisi - National Geographic'in Türkiye'ye özel sergisi
Zir Vadisi - 1929 - Gürsel Tekin (CHP Genel Başkan Yardımcısı) istifa etti.
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.