gloria

Tabii ki @@dennise gönderirim ama var ya çok güzel yeşiller Ben seviyorum onların o yeşil hallerini Gerçi değerlerini yok ediyorlar ama ne yapayım...

Gümüş parayla ilgili bazı yerlere takılmıştım düzeltme yaptım o yazıda haberin olsun. İlk bilgide biraz yanılmışlığım olmuş.

Bu kadar olabiliyor benden: Bu para da Kostantiniye yani İstanbul darphanesinde basılmıştır. paranın tura tarafında da 20 yazıyor. bu para tarih olarak; 1255/20 olarak gösterilir Mecit 1255/20 bakır 40 para şeklinde adlandırılıyor. Sultan I. Abdülmecit'in saltanatı 1255 yılında başladığına göre bu para onun onun saltanatının 20. yılında basılmıştır. 40 para 1 kuruş anlamına gelmektedir. (100 kuruş da 1 lira ediyordu bu arada ama bunun konumuzla ilgisi yok) Dediğim gibi para bakır bir paradır kullanılan bakır oranına göre de paranın kahverengilik oranı değişir. Koruma için hava geçirmez bir kartonun ya da plastiğin içinde saklanması tavsiye edilir. Aksi takdirde parada yeşilden maviye doğru çeşitli renklerde paslanma görülebilir. Bende bir tane yeşil var mesela

Dur bekle ugrasıyorum henüz, paslanmışım azıcık bu arada gümüş olan parayla ilgili bir küçük dipnot: Bu paralar zamanla kararırlar ama gümüş oranları yüksekse temizlenip yeniden parlatılabilirler de... Yani senin elindeki de temizlenebilir bir gümüş para... Fakat temizlemek asla tavsiye edilmez çünkü gümüş temizlenirken incelir ve değerini kaybeder, nümismatikte para asla temizlenmemelidir.

Gümüş olan II: Mahmut parasıyla ilgili her şeyi çözdüm de şu birinci bakır olan Abdülmecit parasına tekrar bakmak istiyorum bakalım arkasındaki yazıları çözebilecek miyim.

Üzerindeki tarih: 1223 e denk. Bu da miladi takvime göre 1808/1809 yıllarını gösteriyor. Bu durumda para 2. Mahmut dönemine ait bir paradır zaten ön yüzdeki tuğra da ona aittir. Bu paranın değerine tekrar tekrar bakıyorum ama göremiyorum. Muhtemelen bugün bizim altını çeyrek-yarım-tam gibi adlandırmamız şeklinde onlar da bu dönemde bu parayı öyle adlandırıyorlardı. O nedenle paranın çapı burada önemli oluyor. Paraya değer biçebilmek için paranın çapını bilmek gerekiyor sanırım. Ön yüzünde II. Mahmut'un tuğrası vardır. Arka yüzünde yukarıdan aşağı şöyle yazmaktadır. 27 darebe fi (durube fi) Kostantiniye 1223 yazmaktadır. 1223 yılı II. Mahmut Saltanatının başladığı yılıdır. 27 rakamı bu paranın saltanatın 27. yılında basıldığını gösterir. Basım yeri Kostantiniye darphanesidir.

Bu paraya gelince üzerindeki mühür Sultan Birinci Adülmecid'e ait olduğunu gösteriyor. Bu galiba ikinci eklediğin paranın tura kısmı değil mi? BU durumda çok fazla anlatmama gerek yok sanırım.

Osmanlıcam var ama üzerinden epey zaman geçti o nedenle yavaş yavaş çözmeye başlayalım önce bu Bunlar osmanlı'nın kullandığı rakamlar Buna göre bu para 1255 yılına ait bir paradır yani miladi takvime göre 1839/1840 yılına tekabül eder. Bu Bakırdan yapılmış bir Osmanlı parasıdır. Paranın değer 40 paradır. Bu da ortada yazan ters E harfine ve noktaya benzeyen işarete bakarsan zaten anlaşılıyor. Dönem Abdülmecit dönemidir.

Cine-5: Ejderin Öpücüğü - 21:40 Kanaltürk: Aşk Yönetimi - 20:40 TV2: Ölüm Fısıltısı - 19:30 TV2: Meleğin Düşüşü - 17:50

Kızılırmak Deltası Köy muhtarı ile yapılan görüşmede muhtar, kanalın kendi istekleri ile temizlendiğini açıkladı. Su papatyalarının olduğu yere dolgu yapıldığı ve papatyaların yok olduğunun söylenmesi üzerine ise “N`olmuş ki, derdiniz papatyaysa ben size bulurum” diye cevap verdi.

Her zaman şu soru sorulur: Doğa mı insana hükmeder, insan mı doğaya hükmeder? "Ben şahsen hep doğa insana hükmeder" düşüncesindeydim çünkü doğanın insan tarafından asla alt edilemeyecek güçleri vardır, hani felaketleri düşünün, depremler, volkanik patlamalar, tsunamiler, fırtınalar vs. Hep derler ya doğa verdiğini mutlaka geri alır diye.. Buna hala inanmak istiyorum, doğa verdiğini hiç hesap sormadan geri alsın, gerekirse insanlığı yok etsin. Çünkü benim gözümde üstün olan insan değil, doğanın kendisidir. Doğa yaşam kaynağıdır. Olmazsa yaşayamayacağımız... Ama görüyorum ki insanın doğaya hükmü, eziyeti de yok sayılamayacak kadar büyüktür, sanki doğa yeniliyor ve birilerinin onu savunması, onun için mücadele etmesi gerekiyor artık. Bunu anlatmak için daha terminolojik, ağır bir dil kullanabilirdim belki o zaman yazım daha ciddi olabilirdi kimbilir, yani şu yukarıda söylediklerimi hanginiz düşünmüyor, bilmiyor ya da kabul etmiyorsunuz, bunlar basit söylemler ama hayat bazen basittir, basit olmalıdır, anlaşılır... Fazla söze gerek yok, basitçe anlattım... Doğa yok edilemez bir şey değildir, doğa müdahale etmezsek yok edilebilir... İşte örnekleri: Yıldız Dağı Taş Ocakları Katliamı

Hahhahaha eşi meşgul amerikayı keşfediyor

Devam edelim, bunlarda başka görüşmelerden örnekler:

Aslında bu konuyu güncel başlıklar altında açabilirdim nitekim konuyu anlatmak için daha iki gün önce (16 Mayıs 2013) gerçekleşen Obama ve Erdoğan görüşmesinden fotoğraflar kullanacağım. Ama başlığı güncel konular altında değil beden dili ile ilgili başlıkların bulunduğu bu kariyer sayfası forumu yayınlamak daha mantıklı geldi. Çünkü anlatmak istediğim Obama ve Erdoğan arasında yapılan bu görüşmeden ziyade bu görüşmede kullanılan Obama ve Erdoğan arasındaki aynalama tekniğidir. Başlayalım bakalım; AYNALAMA Aynalama karşımızdaki kişinin beden dilini tekrarlamak ona bir çeşit ayna olmak yani onun yansıması gibi hareket etmek demektir. Amacı aynalama yaptığımız kişiyle ilişkilerimizi ve iletişimimizi güçlendirmek, ona seninle aynı taraftayım ve yaptıklarını onaylıyorum, bunlardan hoşlanıyorum mesajı vermektir. Aramızda bir çatışma olsun istemiyorum demektir. “Beden diliyle uyum sağlamak, karşıdaki kişinin dünyasına girmenin güçlü bir yoludur.” Şimdi bahsettiğim konuyla ilgili fotoğraflara bakalım: Eller, kollar, bacak duruşu, hatta giyilen kıyafetler ve seçilen renklere dikkat: Atılan adım ve kolların tutarlılığı

Her sabah yataktan kalktığımda illa olması gereken şey benim için "hayat" tır... Onsuz yapamam doğal olarak Hayat varsa gerisi gelir zaten deeermişimmmmm..

Bu durum sosyal medyada da gündemden düşmüyor dünden beri... Habere Dikkat ‏@HabereDikkat17 sa Emine Erdoğan'a anlamlı hediye: Diktatörlüğün Psikolojisi! baweraünnehir ‏@bawerito20 sa Emine Erdoğan kendisine hediye edilen “Diktatörlüğün Psikolojisi” kitabını alırken nasıl da mutlu. pic.twitter.com/Fm13zgYEdx Odatv ‏@odatv20 sa Emine Erdoğan'a hediye edilen kitap çok konuşulacak: DoktorErolKöse ‏@drerolkose21 sa Başbakanın Abd gezisinde eşi Emine hnma "Diktatörlüğün Psikolojisi"kitabı hediye edilmiş. Bence saygısız bir hareket! TerbiyesizHerif ‏@TerbiyesizHerif21 sa Georgetown Üniversitesinde Emine Erdoğan'a "diktatörlüğün psikolojisi" adlı kitap hediye edilmiş. Subhanallah ibretlik bir hediye! Tufan Türenç ‏@tturenc22 sa "Diktatörlüğün psikolojisi" kitabında diktatörlüğü sürdürme ve geliştirme araçları anlatılıyor. CHP Halkla İlişkiler ‏@CHPHalk42 dk RT @HuseyinAygun62 Amerikalılar Türkiye başbakanın eşine 'Diktatörlüğün Psikolojisi' kitabını hediye etmiş. ++ y_d_n ‏@y_d_n1 sa emine erdoğana amerikada "diktatörlüğün psikolojisi" adında kitap hediye etmişler. Türkiyede hediye etseler dava açılırdı ama orası amerika. T.C.HOMERO..(ZNS) ‏@homeronuk1 sa AKP'li sosyalistler ve AKP Avrupa temsilcisi Swoboda Emine Erdoğan'a hediye edilen "diktatörlüğün psikolojisi" adlı kitabın yorumunu yapsın. Elmas Funda SARI ‏@elmasfs2 sa diktatörlüğün psikolojisi ???? vs. vs.

Emine Erdoğan'a 'Diktatörlüğün Psikolojisi' Kitabı Hediye Edildi Georgetown Üniversitesi ve Türkiye İş Kadınları Derneği ortaklığında düzenlenen “Barışın inşası ve gelişmede iş kadınlarının rolü” toplantısında yaptığı konuşmanın ardından İranlı Prof. Fathali Moghaddam, Emine Erdoğan'a 'Diktatörlüğün Psikolojisi' adlı kitabı hediye etti. Ben bu yüzdeki gururu çözemedim, acaba kendisi aldığı hediyenin ne ifade ettiğini bilmiyor mu, yoksa bir diktatörün eşi olduğuna dair yapılan imayı farketmiyor mu, ya da herşeyin farkında da ondan mı böyle gülüyor.. Monalisa Smiles...

Bakalım bakalım milletimizin aklına Reyhanlı denilince ne geliyormuş... Sokak röportajlarını dinlemek için tıklayabilirsiniz. İşte bunlar duymuyor, görmüyor ve konuşmuyorlar... 3 maymun!

CNBC-E - 22:00 - Kusursuz Dünya Kanaltürk - 22:00 - Kelebek Etkisi TV2- 21:30 - İncir Reçeli Flash TV - 17:00 - Doktor TRT Avaz - 15:35 - Kitap Dünyasına Seyahat

İncir reçeli bu akşam saat 21:30 da TV2'de gösterilecek, izlemeyenlerin izlemek isteyenlerin bilgisine diyelim

Bana da hep öyle oluyor, yarın iş yoksa bugün de uyku yok, süperrrrr... Sabahlar olmasınnnnn amaaannnnnn

Hahhahaha ben de gördüm kendisini çok kilo almış ve 3 tane de çocuğu olmuş ha bir de eskiden o bence dünyanın en yakışıklı erkeğiydi ama şimdi niyeyse bana az yakşıklı geldi, daha da doğrusu pek yakışıklı gelmedi ... Çok şaşırdım acaba küçükken ben zevksiz miydim yoksa bu çocuk çok zekiydi ya ben onun zekasından mı etkileniyordum?