gloria

Taş Ocaklarının Yıldız Dağı Katliamı Burası ’Trakya’nın akciğeri’ konumundaki Yıldız Dağları ormanlık alanı... Daha önce de Ergene'deki hava kirliliğini havadan görüntüleyen paraşüt sporcusu Tekirdağ Doğa Sporları Başkan Yardımcısı Arslan Hamza Algül bu sefer de Yıldız Dağlarındaki bu taş ocağı katliamını havadan görüntüledi. Arslan Hamza Algül, "İstanbul'un bazı semtlerine ve bölgedeki yerleşim yerlerine su sağlayan Yıldız Dağları'ndaki ormanların nasıl yok edildiğini havadan görüntüledim. Amacım bu görüntülerle çevre duyarlılığını ön plana çıkarmak. 1 haftalık çalışma sonunda 10'a yakın taş ocağını havadan görüntüledim. Taş ocaklarının bazılarının Ergene Nehri'nin doğduğu bölgeye birkaç kilometre mesafede bulunuyor. Bazıları ise bölgedeki köy ve beldelere içme suyu sağlayan su kaynaklarına çok yakın mesafede bulunduğunu gördüm. Aynı zamanda yer yer bazı ocaklardan çıkan malzemelerin ağaçlık alanların üzerine döküldüğünü gördüm. Bazı ocaklarda ise çıkan tozların yeşil çam ağaçlarını beyaza bürüdüğüne şahit oldum" diye konuştu.

7 Mayıs 2013 Kobra “Cobra” Y: George P. Cosmatos O: Sylvester Stallone, Brigitte Nielsen, Reni Santoni / 1986 AKSİYON İMDB 5.3 Bir faşistin liderliğindeki bir çete insanların evlerini ve arabalarını soymaktadır. Bu çetenin bazı üyeleri bir marketi ele geçirip rehineler aldığında teğmen Marian Cobretti olay yerine gönderilir. 19.30 TV8 Koruyucu “The Defender” Y: Dolph Lundgren O: Dolph Lundgren, Jerry Springer, Shakara Ledard / 2004 AKSİYON İMDB 4.8 Tüm dünyada terör hüküm sürmektedir. Birleşik Devletlerle çatışma halinde olan Mohammed Jamar isimli terörist en tehlikeli olanlardan biridir. Başkan, Jamar’ın canlı olarak ele geçirilmesini istemektedir. Bunun için özel bir operasyon düzenlenmesini ister. 19.50 KANALTÜRK Aile Bağları “The Family Stone” Y: Thomas Bezucha O: Claire Danes, Diane Keaton, Dermot Mulroney / 2005 KOMEDİ DRAMA İMDB 6.2 Everett Stone, kız arkadaşı Meredith’i Noel tatilinde ailesiyle tanıştırmaya götürür. Noel günü evlenme teklif etmeyi planlamaktadır. Meredith ise Everett’in ailesi ile tanışma konusunda oldukça gergindir. Özellikle aile bireylerinin bağımsız ve asi karakterleri kafasını bir hayli karıştırır. 21.00 SinemaTV 8 Milimetre “8 MM” Y: Joel Schumacher O: Nicolas Cage, Joaquin Phoenix, James Gandolfini / 1999 POLİSİYE SUÇ İMDB 6.4 Ölen kocasının mülkiyetinde şaşırtıcı bir ****** film bulan Bayan Christian, özel dedektif olan Tom Welles’i tutar. ****** filmde genç bir kız öldürülmektedir ve Tom bunun gerçek bir olay olduğunu kavrar. 21.15 TV8 Devlet Başkanı “Head of State” Y: Chris Rock O: Chris Rock, Bernie Mac, Dylan Baker / 2003 KOMEDİ İMDB 5.2 Kız arkadaşı tarafından terk edilen ve işinden kovulan meclis üyesi Mays Gilliam’ın şansı, partisinin başkan ve başkan yardımcısı adayları ölünce değişiyor. Gilliam, bir anda kendini başkanlık seçimi yarışında bulurken bu kirli oyunu kuralına göre oynamayı da en âlâ şekilde öğreniyor. 22.00 CNBC-e

YULAF KEPEĞİNDEN YAPILAN BASİT TARİFLER Yulaf Kepeği Krep 1.5 yemek kaşığı yulaf kepeği (atak evresinde en çok bu kadar kullanabilirsiniz.) 6 yemek kaşığı kadar yağsız süt Çok az tuz 1 adet yumurta akı Yapımı: Yulaf kepeğini şişmesi için 3-4 saat evvel süt ve biraz suyla ıslatıp bekleyin (çok sulu olmayacak şekilde, krep hamuru kıvamında) Unutmayın ne kadar beklerse kepek o kadar şişiyor. Kıvamına gelen yulaf kepeğini yumurta akıyla karıştırın. Tavaya bir damla zeytinyağı damlatın ve peçeteyle yağı tavanın tabanına yayın. küçük bir kepçe yardımıyla karışımı tavaya döküp arkalı önlü kızartın. Yulaf kepeği Gevreği Malzemeler: -3 yemek kaşığı yulaf kepeği -1 çay bardağı su (bardak ajda olmasın normal çay bardağı işte) -1 yemek kaşığı toz tatlandırıcı -1/2 tatlı kaşığı tarçın Yapımı: Malzemeleri iyice karıştırıp bulamaç haline getirin. Yağlı kağıt üzerine incecik yayın. (Önemli olan şekilli olması değil ince olmasıdır. Sonuçta bunlar küçük küçük parçalara bölünerek bildiğiniz kahvaltılık gevrekler haline gelecekler) Önceden ısıttığınız 180 derecede ısıtılan fırında 15 dakika kadar iyice kıtırlaşana dek kızartın.

Hatırlayacaksınız Vali Mutlu çekilen görüntülere baktıklarında Dilan Alp'in elinde molotof kokteyl olduğunu iddia etmişti. Oysa daha sonra yapılan ayrıntılı incelemelerde Dilan'ın elindekinin molotof kokteyl olmadığı, sirke şişesi olduğu ortaya çıktı. Sirke biber gazına karşı nefes almaya yardımcı olup, gözleri açık tutabilmeye yaradığından ve gösteriye giden kişiler az çok neyle karşılaşacaklarını bildiklerinden o gün zaten yanlarında sirke limon gibi malzemeler taşıyorlardı. Ayrıca İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu yaptığı açıklamalardan birinde de Dilan Alp’in militan olduğunu ve kaydının kendilerinde olduğunu iddia etmişti. Alp’in babası Ali Ekber Alp ise Vali Mutlu’nun açıklamasına tepki göstererek, “Araştırsınlar. Kayıtlardan çıkmayınca tükürdüğünü yalayacak mı Vali?” demişti. Baba Alp, Valinin yaptığı yanlışı düzeltmesini isteyerek, özür beklediğini ifade etti. Tabii ki Dilan'a ait bir sabıka kaydı da çıkmadı... Konuyla ilgili videoyu da buradan izleyebilirsiniz. http://youtu.be/8usK69hfIhc vs. vs. işte böyle... Aslında bazen hatanı anlamak, özür dilemek en büyük erdemdir... Erdemli bir insansan tabii..

1 Mayıs'ta kafasına gaz bombası atılması nedeniyle kafatası kırılan Dilan Alp'in babası Ali Ekber Alp, Vali için suç duyurusunda bulunduğunu açıkladı. Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na gelen baba Alp önce avukatı ile birlikte açıklama yaptı. Baba Alp, "Vali, yalan yanlış beyanda bulunup, şahsımı, ailemi ve gururumu incitti. Gelip çocuk hakkında bilgi almadan yalan, yanlış beyanda bulunup bunu da kamuoyunda paylaştı. Vali basın açıklamasını bir gün sonra yapıp, gerçek gerekçelere dayandırabilirdi. Bir ailenin bir babanın gururunu incitti. Çocuğum hakkında yalan yanlış beyanda bulunan Vali hakkında suç duyurusunda bulunuyorum" diye konuştu. Avukatı aracılığıyla verilen dilekçede Vali Mutlu hakkında "İftira, görevi kötüye kullanma, suçu ve suçluyu övme, suç işlemeye tahrik ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlarından işlem yapılması istenildi.

"Everything will be allright in the end... If it's not allright then it's not the end" Herşey sonunda yoluna girer, eğer yolunda değilse daha son gelmemiş demektir. Çok sevdim bu sözü

Tabii ki O (onun henüz kim olduğunu bilmiyorsunuz ama yazıyı okuyunca öğreneceksiniz) istediği zaman ölüp, istediği zaman dirilmez ama buna yakın birşeyler yapar... Ne demek istediğimi ancak aşağıdaki yazıyı okuyunca anlayacaksınız. Şimdiiiii ben sizi ilginç bir başlık açarak buraya kadar çektim, e o zaman artık sıra sizde... Buyrun iyi okumalar... *** Antarktika’nın gerçek yerlileri aslında ne pelikanlardır ne de penguenler, onlar scottnema lindsayae isimli nematodlardır (bir tür kurt-solucan)... Onları ancak bir mikroskopla görebilirsiniz. Antarktika gibi çok uç koşullarda yaşayabilmenin dışında çok önemli başka bir özelliği de karbon yakalayıp depolamaktır. "Toprak bilimi uzmanı Profesör Diana Wall bu mikroskopik iplik kurduna “Rambo” adını yakıştırmış. Nedeni, bu aşırı soğuk ortamda yaşamayı becerecek kadar gözü pek olması. Yaşamını sürdürmek için pek çok yöntem geliştirmiş bu nematod. Havalar soğuyunca bedeninin donma ısısını düşürebiliyor. Isı daha da düşer ve yaşamasına gerekli su kalmazsa, bedenindeki tüm suyu boşaltıp kendini kurutabiliyor. Ve yeniden yağışlar başlayana kadar yaşamla ölüm arasında bir noktada kendini tutabiliyor. İlk yağmurda canlanıp bıraktığı yerden hayata devam ediyor. Bu minik kurt, Antarktika’da karbon yakalayıp depolayan tek mikroorganizma. Başka kıtalarda, bir avuç toprak bile milyonlarca farklı bakteri ve kurt içerdiği için, bunların karbon yakalama ve depolama işlevlerinin çevreye etkisini saptamak oldukça zor. Ama Antarktika’da, Scottnema lindsayae’nin çevreye katkısını ve iklim değişimine bağlantısını birebir incelemek mümkün. Ve bu öğrenilenleri, başka kıtalarda, mikroorganizmaların karbon yakalama ve depolamalarını sağlamak için kullanabilmek söz konusu. Çalışmalarından dolayı Profesör Wall’a bu konudaki en önemli ödüllerden biri olan Tyler Prize for Environmental Achievement ödülü verilmiş. Bu iyimser öykünün bir de pek iyimser olmayan bir uzantısı var. En sert iklim koşullarının bile durduramadığı bu gözü pek nematod, son yıllarda ciddi bir yok olma tehlikesiyle karşı karşıya gelmiş. Giderek yükselen sıcaklıklar ve eriyen buzlar, bu nemli ortamı seven yeni bir nematodu getirmiş Antarktika’ya. Eudorylaimus glacialis isimli bu yeni minik kurt, bizim Rambo’nun varlığını tehdit etmeye başlamış. Son yıllarda Scottnema lindsayae nüfusu %65 oranında bir gerileme göstermiş. İklim değişimi, başka bölgelerde de karbon yakalayıp depolayan mikroorganizmaları yok ediyorsa, bunu durdurmaya çalışmamız gerek, diyor Profesör Wall. Çünkü bu canlılar olmazsa atmosferdeki karbon miktarı hızla yükselecek. Scottnema lindsayae bu süreçte önemli. Bu minik kurdun Antarktika’da yaşamını sürdürme çabası, bize topraktaki canlıların karbon yakalama ve depolama işlevlerini nasıl korumamız gerektiğini öğretecek." Tahsin Çorat / Yararlanılan kaynak: Jane O’Brien, BBC, 26.4.2013

HAYATIMIN TATİLİ - The Best Exotic Marigold Hotel Öncelikle söylemek isterim ki 'The Best Exotic Marigold Hotel' ya da Türkiye'de gösterime giren adıyla 'Hayatımın Tatili' son derece sıcak, samimi ve hani şöyle izledikten sonra insanın yüzünde hoş bir gülümseme bırakan türden bir film. Öyle hayatın içinden, sakin ve huzurlu... 31. İstanbul Film Festivali'nde de gösterilen film, Hindistan'daki Marigold Hotel'inde tatilini geçiren bir grup İngilizin 52 gününü anlatıyor. Birbirini hiç tanımayan bu insanları Marigold Hotel'de birleştiren tek şey hepsinin yaşlı olmasıdır çünkü Marigold Hotel sadece yaşlı ve yabancı insanlara hizmet vermektedir. Fakat daha da önemlisi Marigold Hotel'in muhteşem özelliklerinden bahseden bir broşürün onları okudukları anda bu tatile ikna etmiş olmasıdır. Nitekim Marigold Hotel hiç de broşürde bahsedildiği gibi değildir... Yönetmen: John Madden Senaryo: Ol Parker, Deborah Moggach Oyuncular: Judi Dench, Bill Nighy, Dev Patel, Maggie Smith, Tom Wilkinson, Yapım: 2011 / İngiltere Süre: 111 dk. Seven elderly Britons, for a variety of reasons, respond to an online ad and travel to Jaipur, India, where they find run-down hotel with a young, exuberant, and optimistic host. Evelyn, newly widowed, wants low-cost experience, Graham seeks a long-ago love, Douglas and Jean have lost their pension in a family investment, Muriel needs cheap hip surgery, Madge seeks a rich husband, and Norman is chasing women. India affects each in different ways, enchanting Douglas and Evelyn while driving Jean deeper into bitterness. Their host, young Sonny, has dreams but little cash or skill; he also has a girlfriend whom his mother dismisses. Stories cross and discoveries await each one

Haydi tebrikler yavrucum

Hoş geldin arkadaşım