Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

GeceKuşu

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

GeceKuşu tarafından postalanan herşey

  1. - Dipnot.tv - http://www.dipnot.tv/4334/4304/Kibrisli-bir-gencin-feryadi.aspx
  2. GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Güncel Konular
    Can Dündar, Değerli Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a yalancı mı dedi! *** Yıllardan 2011, Aylardan Şubat... Şunun sırasında seçimlere de kalmış bir kaç ay... Duyduk duymadık demeyin... Tayyip Erdoğan ziyaretine gelen Cumartesi Annelerine; “1979’da ben de işkence gördüm” diyerek gözaltı sürecinde gördüğü muameleyi aktarmıştı. Hepiniz hatırladınız öyle değil mi? Haydaaa!... Derken, derken Can Dündar belgeselci olduğunu kanıtlayarak, Başbakan’ın iddia ettiği gibi işkence görmediğini yazılan kitaplarla ortaya koydu... Hayır hayır, düşündüğünüz gibi değil... Kitapları yazanlar Tayyip Bey’in muhalifleri değil; Biri eski basın danışmanı olan ve mebus yaptırdığı Hüseyin Besli, Diğeri de kankası Star yazarı Mehmet Metiner... Evet ne yazık ki, Tayyip Bey’in çok çok yakınlarının yazdığı bu kitaplara göre; değil işkence yapılması, Bahsedilen olayda Erdoğan’ın görevli komutanla şakalaştığı bile yazılıyor. Dahası güya işkence gören gençler o süreçte müsabaka yaparcasına eğlenmek için güreş bile tutmuşlar, yani ona bile izin verilmiş. Vay canına... "Yalancının mumu sahura kadar yanar" saflığında bu kitapların yazıldığı unutulmuş olmalı ki... Değerli Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Hiç olmayan şeyi yani işkenceyi var ve olmuş gibi anlatıyor "Cumartesi Annelerine". Aaa... Acaba NEDEN? Şimdi soralım kendi kendimize; Değerli Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, ona yapılmayan bir işkenceyi durduk yerde uydurmasını nasıl izah etmeliyiz! Eğer yine mağdurları oynamak, acındırmak ve siyaseten istismar için yaptıysa yine bunu... "Böyle bir şeye tevessül eden bir kişilik siyasi amaçları için neler yapmaz!" diye bir sonuca varmamız mümkün müdür?
  3. KKTC yönetimi için durum artık bu saatten sonra çok ama çok zor. Ya normal demokrasiden vazgeçip bizde olduğu gibi ileri demokrasiye geçecekler. Ya da Başbakan'ın bitmek bilmeyen öfkesinin sonuçlarına katlanacaklar. Biz aradan geçen bunca zamanda buna alıştık artık, bakalım Yavru Vatan ne kadar sürede alışacak?
  4. GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Güncel Konular
    Yavru Vatan KKTC yönetimi ‘İleri demokrasi' ye geçebilecek mi? Değerli Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nu aramış ve gösterilerde Türkiye aleyhine pankartlar açanlar için, “yargı sürecinin başlatılmasını” istemiş. *** Kıbrıs'ta bunun nasıl yapılabilecekler onların çok zorlanacakları ortada. Çünkü Yavru Vatan'ın “normal” bir demokrasisi var. Ne yazık ki oralarda bizim burada olduğu gibi başbakanların hoşuna gitmeyen gösteriler için kolayca dava açmak, Göstericileri dövmek, taşıdıkları pankartların sopalarını kafalarında kırmak pek mümkün olamıyor. Eğer ‘İleri demokrasi' mizin mucudi, savunucusu ve uygulamacısı Değerli Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla bu işler olabilirse... Dünya siyaset tarihinde de bir ilk yaşanacak. Türkiye, “ileri demokrasisini” Kıbrıs'a ihraç etmiş olacak! Biliyorsunuz “ileri demokrasilerde”, Devlet büyüklerini sinirlendirecek işler yapmak kesin olarak yasaklanmış, kurallara bağlanmıştır. Başbakan'ın bir kaş-göz işareti, Davaların açılmasına, heykellerin yıkılmasına, göstericilerin dövülmesine yeter de artar bile! Yani KKTC yönetimi için durum artık bu saatten sonra çok ama çok zor. Ya normal demokrasiden vazgeçip ileri demokrasiye geçecekler. Ya da Başbakan'ın bitmek bilmeyen öfkesinin sonuçlarına katlanacaklar. Biz aradan geçen bunca zamanda buna alıştık artık, bakalım Yavru Vatan ne kadar sürede alışacak?
  5. GeceKuşu şurada cevap verdi: politika başlık Güncel Konular
    yanlış konuşuyorsunuz sevgili dostum. Bu ordu daha dün Suriye sınırına yığınak yapıp savaş tehdidinde bulundu ve Şam'ı dize getirdi. Şam bölücübaşını ülkeden kovdu. Gelinen noktada ise bırak komşu bir devleti, komşu bir devlet taslağının meydan okumalarına boyun eğmek zorunda bırakıldı. Bakın boyun eğdi demiyorum, zorunda bırakıldı diyorum. Bir de başına çuval geçirildi, bir de kozmikleri ipe sağa gelmez akıl dışı suikast iddiaları ile didiklendi. Sevgili demirefe; Sanırım o cümlede anlatmak istediğimi tam ifade edemedim... Sizin ele aldığınız değerlendirmeler benim kastım değildi... Biraz daha bütünlüğü sağlamak amacıyla alıntıları birleştirdim... Üzerinde durduğum... Ordunun içinin Oyulması ve... "AKP'nin ve ABD'nin ordusudur hatta NATO ORDUSUDUR" tespiti... Ordunun Kağıttan Kaplan olduğu üzerine bir yaklaşımım yok öyle değil mi?... Bence daha da gerilere gidilmesi gerekir "Bırakın Orduyu, ülkenin içinin oyulması" tespitini ele alıp değerlendirmeye çalışırsak eğer. Koreye Asker göndermek ve Nato üyesi olmakla başlıyor aslında bir şeyler... Elbetteki, Üye olmak ve Asker göndermek bunun belirleyici faktörü değil. Mesele Ulusunun çıkarında taraf olmak yerine emperyalizmin gücünün güdümünde davranmayı meziyet sanan o günden bugüne ülke yönetiminde söz sahibi olan "Güdümlü Yönetenlerimizin" bu güne kadar ne yapıp yapmadıklarında... Aynı şekilde Devletin çeşitli kademelerinde bir üstüne hizmet üreten -Valisinden Emniyet Müdürüne, Ordunun en üst kademesinden Kuvvet komutanlarına, vs..vs..vs diğer seçilmişlerin Neyi, Ne için ve Hangi bilinçle yaptıklarının değerlendirilmesi konunun geçmişten günümüze nasıl geldiğinin anlaşılmasında yararlı olacaktır... 1970 li yılları bilirsin... Hatta 12 Mart muhtırasını... Ulusun Ordusunun içine çöreklenmiş Cuntanın "Neyi, ne için" yaptıkları o günde belliyken bunu dile getirenler işkencelerde ve dar ağaçlarında misafir edilirken bugün aynı gücü kullananların dilinde istismar amaçlı seçim propagandası olarak kullanılabiliyor... 1976 ve 1980 arasını da bilirsin ve 12 Eylül 1980 i... Yine Ordu içinde çöreklenmiş Cuntanın yaptıklarını... Özetle El birliğiyle içini ve içimizi oya oya günümüze kadar geldik... Ve hala ne yazık ki, bize gösterilen fotoğraflar üzerinden değerlendirmeler yapıyor, Sürekli bir şaşırtmaca ve görüntülerin yansımaları üzerinde politikalarla cebelleşip örgütsüz, parça parça kişisel tepki duymaktan öteye gidemeyecek olan karşı duruşlarla oyalanıp duruyoruz. "AKP'lisi, MHP'lisi, CHP'lisi, Vs..vs'lisi" Halk kitleleri olarak, "net, tutarlı ve öngörülü bir rehberlerin olmadığı ortamda" kafaları karışmış bir oyana bir bu yana savrulup duruyoruz hep birlikte... Neyse dediğin gibi neyse... Anlayana SİVRİSİNEK SAZ... İçimiz öylesine OYULMUŞ ki; Anlamayana "Sazı Soksan AZ" Saygı ve Sevgilerimle
  6. GeceKuşu şurada cevap verdi: politika başlık Güncel Konular
    Sayın Politika; Yazdıklarınızda yakın geçmiş ve bugün arasında ikdidar sözcülerinin yaklaşımlarında açığa çıkan çelişkileri vurgulamışsınız. Size katılıyorum. Ama bu görünen yaşanan bilinen yaklaşımlar onların günlük ve yerleşmiş politik yaklaşımları.. Sağduyulu herkes bunun farkında... O halde bütün bu çelişkili yaklaşımlar kime karşı ve ne amaçla yapılıyor? Gerekli tespitlerin yapılarak neye, nasıl ve nerede karşı durulması gerektiğinin belirlenmesi için, Üzerinde durulması gereken noktanın bu olduğunu düşünüyorum... Bu adamlar her şey, aynı zamanda da hiçbir şey yapmıyorlar... Bir bakıyorsunuz ileri demokrasinin savunucuları.. Arkalarından sürüklenen ufku dar demokratlar ama gerçekte baskıcı bir rejimin söylemleriyle uygulamalar yapıyorlar... Bir bakıyorsunuz bunlar açılımcı, Alevi ve Kürt açılımı yaptıklarını dile getiriyorlar... Arkalarından sürüklenen "yetmez ama evet" safsatasına kapılmış ileri demokratlar ama gerçekte seçim furyası geçince bir bakıyorsunuz her şey unutulmuş söylenenler rafa kalkmış... Özetle; önceden belirlenmiş yol haritaları çerçevesinde uygun adımlarla ilerliyorlar. Gerçek şu ki yol haritasının ne olduğu üzerinde kimsenin bir bilgi ve hem fikir olamadıkları bir ortamda yaşıyoruz. Sürekli bir şaşırtmaca ve görüntülerin yansımaları üzerinde politika yapan muhalefet. Halk kitleleri de kendilerine net, tutarlı ve öngörülü bir rehberlerin olmadığı ortamda kafaları karışmış bir oyana bir bu yana savrulup duruyorlar. *** Diyorsunuz ki; "TSK artık Türk ulusunun değil AKP'nin ve ABD'nin ordusudur hatta NATO ORDUSUDUR" İlk bakışta haklı olduğunuzu düşündürüyor ve hatta isyan ederek ayağa kalkıyor insan... Ama gerçek şu ki, bu durum yeni değil ki, 1970 li yıllara dayanan bir geçmişi var bunun. sayın Fuzulinin belirttiği gibi "Kurulu olan bu sistemin içinde yer alan yeni aktör AKP de bugün bu sistemin verdiği gücü kullanıyor" Ve yıllardır bize seçtirdikleri iktidarlar eliyle bunu kabul ettirmeye çalışıyorlar. Bunu kabul ettirerek genel amaçlarına ulaşmanın yolunun, ordunun ve bizlerin içinin bu tür düşünce ve kabullerle rahatça oyulabileceğinin bilincindeler. Bu durum karşısında bizim bilincimiz ne olmalı diye oturup düşünmemiz gerekmiyor mu? Gereçek şu ki, Başkalarının belirlediği gündem ve politikaların ardından sergilemeye çalıştığımız karşı duruş, sürekli savunmada olan boksörler gibi suratımızı korumaya yönelik aldığımız gard nedeniyle görüşümüzü engelleyen eldivenlerin izin verdiği ölçüde görebiliyoruz ancak çevremizi, ringi, hakemi ve rakibimizi... *** Dediğiniz gibi... "Böyle bir komedi olabilir mi? ama oluyor burası TÜRKİYE VE UCUBELER DİYARI..." Oynanan bir komedi var. Evet. Ama gerçek komedyenler kimler?.. Bizi yönetenler mi? Yönetenlere destek atlarla develerle "Tahrir Meydanına" girenler mi? Yoksa her şeyin farkında olduğumuzu dillendiren ama örgütsüz, ama ufku dar politikalara gebe "Biz yönetilmeye aday olanlar mı?"
  7. Sizin yazdıklarınız Hz.Muhammedin Allahı tanımlamalarından daha tutarlı olmuş... Ha gayret... Doğal seçilimi farklı bir üslupla anlatmayı seçmiş olsanızda... Allahın canlıların yaşamı üzerindeki etkisi ve işlevi, Bilim ve bilişim teknolojileri ilerledikçe sektördeki yerini çok daha farklılaşarak ve daha da anlaşılır bir şekilde alacak gibi görünüyor...
  8. GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Güncel Konular
    Okuma yazma bilmeyen bir insana hangi kitabı okuyacağını sormak..?! " Cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi, hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. Sadece seçim yaptığını zanneder. Cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır! Böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir!" Friedrich Nietsche
  9. GeceKuşu şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
    ‘Yoksulluğa yolsuzluğa son’ diyen bir partinin iktidarda olmasına karşın... ‘Harcama Esaslı Göreli Yoksulluk’ rakamlarına göre Türkiye’de 2002’den bu yana yoksulluk azalmamış, tersine artmış. Bu durumu yeşil kart sahiplerinin sayısındaki artışı da destekliyor... Bir yandan ülkede yoksulluğun azalmıyor, aksine artıyor olması... Bir yandan ‘Yoksulluğa yolsuzluğa son’ diyerek iktidar olan partinin oyları azalmayıp artıyor olması birbiriyle açıkça çelişiyor. İktisadın ve istatistiklerin alanından siyasetin alanına geçtiğimizde de çelişkiler sürüyor, hatta daha da çarpıcı hale geliyor: Bu durumu nasıl açıklayacağız? Milletimizin kendine eziyet etmeyi sevdiği ve kendine eziyet edenleri daha da çok sevdiği sonucunu mu çıkaracağız? Gel çık işin içinden bakalım "Bu millet mazoşist mi?"
  10. Aaaa.. Gerçekten Zaman ne çabuk geçmiş... "Sırasımı şimdi"... "Yetmez ama evet" derken... 2011 olmuş... Sekiz yıl geçmiş... Şunun sırasında seçimde yakın... “Tamam ama şimdi sırası değil.” deyip bir dört yılı daha su gibi akıp geçirecek miyiz dersiniz? Şimdiki kılıf belli "Sivil Anayasa"... Laf mı tükeniyor Liberal aklı evellerde, oysa zaman su gibi akıp geçiveriyor... Ardından kalıyor baki yalakalık... Ve tarihin çöp tenekesi...
  11. Eh ne diyelim Darısı Bizimkilerin başına ...
  12. GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Güncel Konular
    Yıllardan 2011, Aylardan Ocak... Şunun sırasında seçimlere de kalmış bir kaç ay... Başbakan Erzurum’da öğrencilere yaptığı konuşmada hukuka büyük önem verdiklerini, Yüz elliden fazla adalet sarayı yaptıklarını, bunun hukuka verdikleri önemin kanıtı olduğunu söylemiş. Aman ne iyi çok sevgili sayın başbakanımız; Aman ne iyi de; Hukuku rafa kaldırdığınız bir ülkede muhteşem adalet sarayları yapsanız ne olur, yapmasanız ne olur? *** Yıllardan 2011, Aylardan Ocak... Şunun sırasında seçimlere de kalmış bir kaç ay... Başbakan Erzurum’da öğrencilere yaptığı konuşmada, "Yüze yakın üniversite açtıklarını da övüne övüne anlatmış." Aman ne iyi çok değerli sayın başbakanımız; Aman ne iyi de; Bilimsel özgürlüğün, çağdaş eğitimin yok edildiği içi boş üniversiteler ne işe yarar? Oralardan ancak sorgulamayan, eleştirmeyen, bilimsel düşünemeyen, tutucu dünya görüşüne sahip insanlar çıkar. Bu üniversiteler, sizin karşınızda uslu uslu oturan, eleştirmeyen, demokratik haklarını bile savunamayan öğrenciler yetiştirir... *** Başbakan, karşısında, soran, sorgulayan, itiraz eden, eleştiren, özgür üniversite diyen öğrenciler görmek istemiyor. O, söz dinleyen, eleştirmeyen, sorgulamayan, büyüklerin karşısında konuşmayan, uslu uslu oturup kendisini dinleyen öğrenciler istiyor. Tıpkı Erzurum’dakiler gibi... Erzurum’da seçilmiş öğrencileri masalara oturtan Başbakan onlara nutuk atıp, nasihatler verirken... Bu kurgulanmış toplantıyı protesto etmek için Erzurum’a otobüslerle giden öğrenci grupları kente bile sokulmadılar. Aynı saatlerde Ekranlarda bizim polisler, Mısır polisinden aşağı kalmayacağını isptalarcasına... Başbakan Erdoğan’ı protesto etmek amacıyla Yıldız Üniversitesi’nden Dolmabahçe’ye yürümek isteyen öğrencileri dağıtmak için gösterici gençleri kıyasıya copluyor, gençlere sille tokat girişiyordu. *** Bilenler bilir, geçmişle ilişkisi balık hafızası olmayanlar da hatırlar... Başbakan eylem yapan işçi de istemiyor. Uslu işçi, uslu sendika, uslu medya ve uslu gazeteci, uslu yazar, uslu bürokrat, uslu şarkıcı, türkücü, uslu sanatçı istiyor. Dahası var: Uslu bilim adamı, uslu doktor, uslu mühendis, uslu Danıştay, uslu Yargıtay, uslu Anayasa Mahkemesi, uslu savcı, uslu yargıç, uslu işadamı ve uslu bir toplum... Ucube heykeller, ecdada ciddi saygısızlık yapan diziler de istemiyor. Herkes uslu ve saygılı olacak, herkes Başbakan’a ve AKP’ye biat edecek. Etmezlerse ne olacak?... *** Bir kısa anektod: “Siz aydınlıktan korkuyorsunuz” demişti İsmet İnönü... Meclis kürsüsünde kendisini konuşturmak istemeyen, onun için bağırıp çağıran Demokrat Parti milletvekillerine... AKP iktidarı da aynen öyle... Onlar da aydınlıktan korkuyor. Herkes uslu ve saygılı olsun, herkes Başbakan’a ve AKP’ye biat etsin istiyor... *** Etmezlerse ne mi Olacak... Bugün son olarak Mısır da neler oluyor dersiniz?
  13. GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Güncel Konular
    BÜLENT Arınç şöyle demiş: “Hayat alkol ve seksten ibaret değildir”. Ardından da eklemiş: “Hukuk devletinde her şeyin bir ölçüsünün olmaması, özgürlüklerin sınırsız olması söz konusu değildir”. Sonra “Bu da size kapak olsun” der gibi şöyle demiş: “Çağdaşlığı içki kadehlerinde aramak ve orada bulmak isteyenlere ithaf olunur”. *** Nasıl da yargılayıcı değil mi? Sanki “Hayat alkol ve seksten ibarettir” diyenler varmış gibi... Nasıl da sınırlama heveslisi değil mi? Sanki “içki içme özgürlüğü” üzerinde titizlenmek, sınırsız özgürlük talep etmek anlamına gelirmiş gibi... Bülent Arınç gibi bu zamana kadar hep; “Benim hayatıma ne karışıyorsunuz kardeşim? Bırakın, dileyen dilediği gibi yaşasın” demiş bir akımın çocuğundan bunları duyunlar gülümsemişler midir? Gerçi bu tür işine geldiğince ahkam kesen şahsiyetlerin bu yaklaşımları karşısında; "Yuh olsun bana, bu kadar yandaş olmak kişiliklere zarar." diyebilmek... Ve azıcıkta empati yeteneğine sahip olmak gerekiyor gülümseyebilmek için... *** Demokrasiyi Trene benzetip işine gelince inip binenlerin, Bu Espirili yaklaşımlarına hadi birazda acı acı gülümseyelim ne dersiniz? “Ah ARINÇ ah” “Kendi hayatına karışılmayacak bir ortamı yakalayınca nasıl da başkalarının hayatlarına karışmaya başlıyorsun. Güç elinde değilken güçlülerin senin hayatını yargılamasına, sınırlamasına isyan edersin. Ama gücü eline geçirince bu sefer sen başkalarının hayatını yargılarsın, sınırlamaya çalışırsın. Üstelik hukuku da kullanarak”. *** Şimdide kafamızı kaşıyıp az düşünelim derim... Ha bu arada Arıncın bu Ahkamları karşısında; Geçmişte olduğu gibi, Demeokrasi çığlıkları atarak, "Yetmez ama EVET" ... "Devam et sevgili Arınç Devam et." Diyebilecek destekçilerin var olduğunu aklımızdan hiç çıkarmıyalım derim... Kulakları Çınlasın her birinin...
  14. Aman Tayyip Bey Duymasın... Belli mi olur belki bize de kızar. Neme lazım bakarsın çıkarlarımıza da zarar gelir... Diye durum ve konum belirleyenlerin yer aldığı basın erbabının içinde bulunduğu zorlu koşulları anlamak için ve... Yıllar öncesinden dersler çıkarmak adına şu giriş bölümü önemli... "Dilimin altındaki baklayı çıkarıyorum:" diye devam etmiş "Ahmet HAKAN" bugünkü köşe yazısının devamında...
  15. GeceKuşu şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
    Bugün UĞUR Mumcu'nun katledilişinin 18. yılı... ‘Mumcu Suikastı’ düzenleyicilerinden yargı karşısına çıkarılamayan suçun asli failleri ve azmettiricileri hakkında yürütülen soruşturma ve kavuşturmada ihmali görülen yetkililer hakkında bugüne kadar ne yapıldı..? *** Yıllardır içinde bulunduğumuz ay içerisinde, ağırlıkla faili meçhul cinayetlere yer verildi. Konuşulması ya da yazması zevk verdiği için değil. Unutulmasın, hatırlansın ve de sorumlulardan hesap sorulsun diye. Bu cinayetlerin failleri bulunmadığı sürece güvenli bir memleket değil burası. İleride yeni cinayetlerin olmamasını ancak bu cinayetlerin çözülmesi sağlayacak... *** Sürekli karşımıza çıkan aymaz kafaların ürünü olan "Cinayetle öldürülmüş insanları onlar demokrasi şehidi falan değil " diyebilen yorumlara hak vermeyi beceremiyorsanız eğer.., Yok o kafalar gibi düşünüyorsanız da bir parça boş vaktiniz varsa aşağıdaki alıntıyı okuyun lütfen... Çok şey kaybetmez hiç kimse, aynaya bakıp kendi suretini görmekten kimseye zarar da gelmez... Özgür Mumcu'nun babasıyla ilgili yazısı: Okuyanlardan çok özür dileyerek aşağıdaki bölümü ayırarak buraya alıntılamak istiyorum... Adı geçen şahsiyetin tüylerimi diken diken eden kokuşmuş beyin yapısının perde arkası daha net anlaşılsın diye...
  16. Koşulların uygun, şartların tamam olduğunu değerlendirilmiş olmalıkı, hadi demişler ona sıra sende... Ve...Döktürmüş sayın can... Ve bu adam üstelik "Doç. Dr.", Cumhuriyetin kuruluş yılları anayasasını "onların çıkarlarına hizmet edilmek üzere üretildi" diye ele alıyor. Onlar dediği kimler?.. Bu bir eleştiri olmaktan öte geçmişten bu yana var olan cumhuriyetin temel değerlerine karşı duruşun onun dilinden açığa çıkışı... Anlaşılan o ki; anayasaların çıkarlara hizmet eden bir şeymiş gibi ifade eden zihniyetlerin yapmayı planladığı anayasanın cumhuriyetin değerlerine mi, cematlerin çıkarlarına göre mi yapılacağının göstergesidir bu tespitler...
  17. Sosyolojik olarak; "Kişilik, insanın maddi ve manevi varlığının 'Ben' bilinciyle bütünleşmesi…". Karakteri ise; "Aynı uyarıcılara karşı aynı tepkiyi vermek olarak" tanımlanır. Bu açıdan “Mantık ve Felsefi” olarak; "Kişiliksiz insan yoktur, ama karaktersiz insan olabilir" * * * Beden insanın kişiliğinin önemli bir parçasıdır. Bir insanın bedeninin, cinsel amaçla ellenmesi ya da öfkeyle saldırıya uğraması ne kadar alçaltıcıdır... O anda "benliğiniz" yani kişiliğiniz zedelenir... Çocuk da olsanız, yetişkin de, büyük bir travma yaşarsınız. Dünyanın her yerindeki cinsel bakımdan aç ve ilkel erkekler kadınlara elle sarkıntılık eder. Kimi zaman bundan dolayı ceza görür, bazen dayak yer, kimi zaman da yaptıkları yanına kâr kalır. Türkiye'de nedense turist kadınlara sarkıntılık etmek bir alışkanlık haline gelmiştir. Tabii kalabalıklardan yararlanıp yerli, yabancı ayırt etmeden bütün kadınlara sarkıntılık etmek de... * * * Son yıllarda medyada yer aldığı için Taksim'de yaşanan olaylar hala hafızalarımızdadır. Taksim'deki ve Nişantaşı'ndaki yılbaşı kutlamaları da, Böyle sarkıntılık olayları için 'ilkel ve cinsel açlık çeken erkeklerin' en sevdiği olayların başında gelir. Taksim'deki kutlamalarda bu yıl yine bazı sarkıntılık olayları meydana geldiğini ve gelişmeleri izledik. Fakat bu yıl geçmiş yıllara göre farklı bir gelişme var. İlk kez bir hakim çıktı, Taksim'de yakalanan 13 yılbaşı tacizcisi için TCK 102'yi işletti. Eskiden tacizciler ceza yasasının 105'inci maddesine göre yargılanır, komik para cezalarıyla salınırdı. Şimdi hepsi 'vücut dokunulmazlığını ihlal ‘den 7 yıla kadar hapisle yargılanacak. Belki bu cezayı fazla bulanlar olabilir... Belki haklı da olabilirler... Ama çelişkiler tam bu nokta da açığa çıkıyor... * * * "ilkel erkeklere, 'kadına', 'kadın vücuduna' saygı duymayı nasıl öğreteceğiz?" * * *
  18. Hani devlet içindeki çeteler çökertilmişti! HRANT Dink öldürüleli 4 yıl olmuş. Sanki dün gibi. Aradan 4 yıl geçmiş. 4 yılda bir arpa boyu yol alınmamış. Dink Ailesi'nin avukatı Kemal Aytaç, önceki akşam Teke Tek'te, "Şimdi dava çocuk mahkemesine gidiyor. Bu kararın alınmasının üzerinden iki ay geçti, hâlâ bir gelişme yok. Şimdi yeniden ifadeler, dosyanın ele alınması. Dava sonuçlanmadan 5 yıl dolacak ve Ogün Samast da serbest kalacak" diyordu. Doğru. Aynen böyle olacak. Çünkü çökertildiği söylenen devlet içindeki çeteler, Ogün Samast gibilerini korumaya devam edecekler. Bu cinayet bir yandan bir terör örgütü davası gibi görülüp uzatılırken, diğer yandan teröre sokulmayarak tutukluluk süresi uzatılmayacak. Ogün Samast yeniden aramıza dönecek. Ve belki yine birileri, hapisten çıktığı gün Ogün Samast'ı Türk bayraklarıyla karşılayıp birlikte pozlar verecekler. Türkiye'nin bir bölümü onunla gurur duyduğunu söyleyecek. 4 yıl önce O gün; "Kanı yerde kalmayacak" diyen en yetkili ağızlar, bugün daha önemli koltuklarda oturup olan biteni izleyecekler. *** Hani devlet içindeki çeteler çökertilecekti? Yetmez ama evet diyenlerin, yaşanan bu tür her gelişmenin ardından... O günlerde ön gördükleriyle bugün yaşananlar arasında var olan tutarsızlıklar karşısında... Referandumu dayatan zihniyetin; Demokrasi, Hukuk, özgürlük ve haklar konusunda ne kadar samimi ve duyarlı oldukları üzerine... Verebilecekleri aklı başında bir yanıtı var mıdır dersiniz?..
  19. GeceKuşu şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Güncel Konular
    "Protesto edenleri stada almayacağız." demiş... Galatasaray'ın başkanlık koltuğunu işgal eden zat-ı muhterem... Yok ya!.. Babanın stadı da mı almıyorsun... *** Telaş ve korkunun yarattığı yalaka sağırlığı... Zatı muhteremin ağzından çıkanı, kulağının duymasına engel olmuş olsa gerek... Dik durmayı ve biat etmemesi gerektiğini hatırladığında... Şunları da kavraması gerekiyor. 1- Protesto bir haktır... 2- O stada herkes girer... 3- Nedeni ne olursa olsun "Spora siyaseti karıştıranların" kuyruğunda dolaşılmaz. 4- Orada haykıranlar salt muhalefet oldukları için değil, Aşağılandıkları ve küçümsendikleri için protestolarını yapmışlardır. *** Sayın zatı muhterem, NEDEN; "ISLIK TEPE" Arena da, protestoda bulunan Akp'li Galatasaraylılar kadar duyarlı olamamış... Ve Her seferinde olduğu gibi yaşanan krizleri yönetme yeteneğinden yoksun olanların tutum ve davranışlarından korkup... Bu aymaz konuşmayı yapmak gibi bir gaflette bulunmuş olabilir? "Aslan Tepe"nin protesto sonrası "Seyran Tepe" olarak dillendirildiği için mi? Bence Bu kadar telaş etmesine gerek olmamalı... Kim ne derse desin Halkın dilinde ve gönlünde oranın yeni ismi... " ISLIK TEPE " olarak yerini almıştır. Ve Şanlı -"Aslan TEPE" Arena- olarak gönüllerde ve dillerde yerini almaya devam edecektir.
  20. Napoleon'un bir sözü... Şöyle diyor..; "Dünyanın çok acı çektiğini görüyorum. Ama bunun nedeni, kötü insanların uyguladığı şiddet değil, iyi insanların suskunluğu."
  21. CHP Parti Meclisi Üyesi Mahmut Tanal’ın Başbakan Tayyip Erdoğan hakkında, İsmet İnönü’yü Hitler’e benzeten sözleri nedeniyle açtığı ve kazandığı tespit davasının gerekçeli kararı tamamlandı. Şişli 1’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 3 sayfalık gerekçeli kararında, şu tespitler yer aldı: Kahramandır İsmet İnönü, CHP’nin Atatürk’ten sonraki 2’nci genel başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 2’nci Cumhurbaşkanıdır. Ulusal Kurtuluş Savaşı’na komutan olarak katılmış, büyük yararlılıklar göstererek, ‘Ulusal Kurtuluş Savaşı Kahramanı’ sıfatını kazanmıştır. İnönü’nün devlet adamı olarak da ülkeye büyük hizmetler yaptığı tartışmasızdır. İnönü’nün politikalarını eleştirirken, onun kişiliğini ve Türk insanı üzerindeki etkinliğini, siyasi itibarını zedeleyecek sözlerden kaçınmak gerekir. Saygısızlık Davalı, İnönü’yü Hitler’e benzetmiştir. Hitler, 20’nci yüzyılın canisi olarak bilinen, milyonlarca insanın en canice yöntemlerle öldürülmesine neden olmuş bir kişidir. İnönü’nün böyle bir kişiye benzetilmesi, hatırasına saygısızlık teşkil ettiği gibi milleti oluşturan bireylerin her biri için de kişilik haklarını ihlal edip incitmiştir. Davalının sözlerinin bir tepki niteliğinde olduğunun söylenmesi, İnönü’yü Hitler’e benzetmesi için bir mazeret değildir. Zarar verir Tarihi şahsiyetlerin günlük siyasi polemiklere konu edilmesi hem tarihimize, hem milletimizin değerlerine, hem de geleceğimize zarar verir. Bugünün koşullarında tarihimize daha fazla sahip çıkmak ve ulus bilincimizi güçlendirmek zorunda iken, tarihi şahsiyetlerimizi günlük siyasi çekişmelere konu yaparsak, bizi ayrıştırmak, ulusal kimliğimizi yok etmek ve değerlerimizi dejenere etmek isteyenlerin istediği gibi davranmış oluruz. *** Osmanlı ya haremine laf söyletmeyenler... Yakın tarihimizdeki kurtuluşumuzu özgürlüğümüzü sağlayan insanlara karşı aynı saygıyı göstermeyi becerbildiler mi? Atamızsa hepsi atamız değil mi? Anlayana.. SİVRİSİNEK SAZ... Anlamayana.. DAVUL ZURNA AZ... Dememiş miydi ATALARIMIZ...?

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.