democrossian tarafından postalanan herşey
-
Uyumak Ve Yellenmek Abdesti Bozar mı
Aman aman şakirt videosu mu... En sinir gittiklerim... Onu izlemek anca sinirimi bozar. Kapattım. Bir bunlara, bir de "A! Dokuz! Yok! İkiz!" var ya, en fitil olduklarım. Gerçi hangisine olmazsın da, neyse...
-
Uyumak Ve Yellenmek Abdesti Bozar mı
Yo, hafif olmasa da alışkınım. Çok zaman oldu ama şu "hak yedim ne yapayım" diyen çocuk muhabbetini mutlaka anımsayacaksındır. Kulak ameliyatına kadar filan gittiydi iş... Amanın amanın o geceki kadar eğlendiğim hiç olmamıştı forumda! Hâla aklıma gelince güldüğüm olur. Yani antidogmatik olarak tam bana sorulacak soruydu haaa! Hiç fırsatı kaçırır mıyım! Çocuğu ele aldım tabii. Demek hak ha... Dur sen dedim... Yalnız "çocuğun kulağını çekseydin bari" deyinceeeeee... Koptu kızılca kıyamet! Ya ne muhabbetti o öyle... Gecenin kaçını bulmuştu... Neyse verdiğin linkteki videoyu izleyeceğim. Çevre sayfasına da ilk fırsatta uğrarım söz. Yalnız şunu ekleyeyim: Tarihte ormanları en hızla azalan iki bölge varmış. Biri Anadolu, diğeri İran... Sonra Lübnan geliyormuş. Bu ülkenin bayrağına sembol olan sedir ağacının ormanları, maalesef çok azalmış.
-
Uyumak Ve Yellenmek Abdesti Bozar mı
O kadar haklısın ki, ne diyeyim... Konuyu buraya getireceğinden emindim zaten. Benim aptesi ne bozar ne bozmaz hiç umrum elbette değil. Herkes kendine bir hedef seçmiş. Ben yaşanan her ne sorun varsa dogmatik düşünceden kaynaklandığını düşündüğüm için hedefimde her daim dogma var. Fırsat buldukça çocuklara gençlere sokak hayvanları için su koymalarını söylerim. Özellikle kedilerin temiz su bulmadan içmediklerini anlatırım. Fakat geçenlerde camiye gidip gelen bir amca var, onun bir çocuğa böyle bir şeye gerek olmadığını, onları yaratan allahın rızıklarını da vereceğini söylediğini duyunca öfkelenmeyi de bir kenara bıraktım, üzüldüm. Bir de "sen allahtan daha mı merhametlisin?" demez mi? Ben bu dogmatik düşünceye ifrit oluyorum, ya çıldırıyorum resmen, ömrümde bu kadar hoşlanmadığım başka bir şey daha yok...
-
Uyumak Ve Yellenmek Abdesti Bozar mı
Yerlere, toprağa kayalara heralde tanrı öğretmiştir, madem yarattıysa öğretecek. Valla ben şimdi gidip Everest tepesine aptes öğretmeye çıkamam kusura bakmasın! Kim yarattıysa o öğretsin bana ne! Yalnız maalesef kendilerini temizleyemiyorlar, çünkü temizleyebilecekleri miktardan çok fazla kirletiyoruz. Az önceki şakaydı, bu da madalyonun gerçek yüzü...
-
Uyumak Ve Yellenmek Abdesti Bozar mı
Aptessiz yere basmayın diyorsun... Ben aptessiz yere basmam. Yerler hep apteslidir. Çünkü su bulunmayınca teyemmüm aptes yerine geçiyor ya. O yüzden deniz, göl, dere aptesli zaten ama, su olmayan toprak, kaya da hep teyemmümlüdür. O da aptes yerine geçtiği için hiç aptessiz yer yok. Dolayısıyla aptessiz yere hiç ayağımı basmam! Haaa, su kirlidir, yer kirlidir, basmaaam. Hiç aptessiz yere basılr mı?
-
Kuran-ı Kerim'de Evrim Teoirisi Var Mı? Mevlana'nın Bakış Açısı
Bunlar kaale alınacak sözler değil. İnsan türü şeker mi bal mı glikoz mu bilmem ama elbette günümüz maymunları ile insanlarının ortak atası olan bir türden çoğaldı. Dünyada birbirinin akrabası olmayan herhangi iki canlı hiç yoktur. İlk insan, ilk tavşan, ilk güvercin ilk ...... diye bir şey yoktur. Her canlının geçmişi, başka bir canlı ile milyarlarca yıl önce de olsa mutlaka kesişir. Herhangi iki canlıyı ele alın, bu ikisi x milyon yıl önce aynı atada birleşirler. Evangelist kaynakların neden evrim karşıtı açıklamalar yaptıklarını belirttiğim için tekrar etmeyeceğim.
-
Gezi'den Adeviye'ye Ulusları Bölme Sanatı
Muhammed'in bir veda hutbesi verdiği ve bu hutbeyi binlerce kişinin dinlediği iddia edilir. Tamam hadi doğru olsun. Kabul ettik. Binlerce kişi Muhammed'in veda hutbesine geldi. Peki bu binlerce kişi Muhammed ölünce nereye buharlaştı? Bana bir rivayet göstereceksiniz ki, binlerce kişi Muhammed'in cenaze namazını kıldı diye. Muhammed'in cenazesine sıradan bir adamın ölüsüne gösterilecek saygı bile gösterilmemiştir. Yatağında öylece bırakılmış ve kokmaya başlayınca gece aceleyle yatağının yanına gömülmüştür. Çünkü kullanılmış ve işi bitince ondan kurtulmuşlardır.
-
İslam'da Kuran'ın gezegen ve uzay bilgisi
Bilinmeyen diye bir şey yoktur. Çok iddialı bir söz gibi gelebilir ama açıklayayım: En geçerli bilme aracımız adı üstünde, bilimdir. Bilim tabii ki her şeyi bilmez. Hakkında somut kanıt bulamadığı konuları felsefeye havale eder. Felsefe bu işi akıl ve mantıkla çözümler. Fakat somut verilerle çalışmadığı için felsefe bağlayıcı değildir. Kimse felsefenin vardığı sonuçları benimsemek zorunda değildir. Felsefe sadece olası çözümleri ortaya koyar, isteyen istediğine yine inanır. Örneğin bilim, evrenimizi gözlemliyor ve çözümlüyor ama, tek evren bu mudur? Bu soruya yanıt teşkil edecek bir veriye ulaşmak olanaksız. O zaman felsefe olası önerileri düşünecek. Gereği düşünüldü: Tek bir evren olması olanaksızdır. Çünkü evren başlangıçlı ve sonlu bir varlık. Bir şey yoktu, pat! O ne? Evren ortaya çıktı. Böyle bir şey olanaksızdır. Yokken durduk yerde niye bir evren ortaya çıksın? Dolayısıyla çoklu evren kuramları ortaya çıkmıştır. Bunlar felsefi kuramlar. Önce paralel evrenler modeli Hugh Everett tarafından ortaya atıldı. Bu adam gerçek bir dâhi idi. Bilimci idi ama emekliliğinde felsefeye kendini adadı. Düşünceye müthiş ufuklar açtı. Daha sonra kabarcık evrenler modeli ortaya atıldı. Bunun belli başlı bir yaratıcısı yok sanıyorum. Felsefede anonim olarak ortaya çıkmış bir fikir. Buna göre sonsuz uzayda evrenler gazoz kabarcıkları gibi oluşup genişleyip yok oluyorlar. Kısacası bilinmeyen aslında yoktur. Akıl her sorunu çözer. Çünkü mantık diye bir şey var. Mantığı kullandıkça her sorun çözülür. Çözmeyi bilen için... Bu ikili denklemde (bilim-felsefe) dine hiç yer yoktur. Din hiç bir çözüm sunmaz. Hayaller, efsaneler, halisünasyonlar, yanılgılardan başka hiç bir şey vermez.
-
Uyumak Ve Yellenmek Abdesti Bozar mı
Son derece itici bir dogmatik saplantı. 21. yüzyılda hâla kurban bayramı diye bir şeyin olması utanç verici. Kurban, bir de bayramı! Olacak bir iş değil bu! Yıl içinde en hoşlanmadığım günler bu kan ve vahşet günleri. Böyle bir şeyin olabilirliği yok. Tam bir yüz karası...
-
Bazı hayvanları İnsan evcilleştirdi, peki o zaman İnsan nasıl evcilleşti?
Maalesef dinler insanlara katliam, düşmanlaşma, inanca dayalı ötekileştirme ve yok etmek için çabalama, cehalet bataklığında boğulmadan başka hiç bir şey vermemiştir. Bilimden başka hiç bir gerçek yol gösterici yoktur. Atatürk'ün bize bıraktığı en değerli mirası bu anlayıştır. Bu anlayıştan saptığımız anda sömürülür ve yok ediliriz.
-
Hz. Mehdi (as)'ın Çıkacağı Ortamın Özellikleri
Muhammed sağlığında kendisine allahtan geldiğini iddia ettiği sözleri derletip kitap haline getirtmemiş bir adam. Mısır'dan gelen cariyeyi kabul edeceğine ve eşlerini birbirine düşüreceğine, "cariye istemem, bana bir top papirüs gönderin, Kuranı derleteceğim" deseymiş madem o kadar geleceği filan biliyormuş. Muhammed hiç bir şey bilmeyen bir adamdır. İktidarı ele geçirmek ve yarımadayı Araplaştırıp kaynaklarına el koymak isteyen muhalif ekip tarafından kullanılmış, işi bitince zehirletip ondan kurtulmuşlardır. Cesedini öylece bırakmış, kokmaya başlayınca gece vakti gömmüşlerdir. Allahtan geldi dediği sözlerde mehdiden en küçük bahis yok. Mehdi uydurmasını sıkıntıya düştükçe medet arayan insanların ürettiklerini göremiyorsanız, yapacak bir şey yok. Masallarla uyutulmaktan başka durum gözükmüyor...
-
Kuran-ı Kerim'de Evrim Teoirisi Var Mı? Mevlana'nın Bakış Açısı
Neandarthal kesinlikle bir insan türüdür. Üstelik daha bir çok insan türü vardır. Aynen günümüz primatlarının goril, şempanze, orangutan türleri olduğu gibi... Anatomik yapıları Homo Sapiens olan türümüzden karakteristik özelliklerle ayrılır. İki iskelet olsun, biri Homo Sapiens, biri Neandarthal, hemen bakar bakmaz bu Homo Sapiens, bu Neandarthal dersiniz. Karıştırılmaları olanaksız derecede ayrı anatomik yapıdadırlar. Bu konunun tartışmaya, tereddüte açık bir yanı yoktur, kesindir. Neandarthal maymun insan filan eğildir, basbayağı insandır. Ama farklı bir insan türüdür. Çok daha eskiden nesli tükenmiş Cro Magnon türü de basbayağı insandır. O da maymun insan filan değildir. Ama Homo Habilis derseniz maymuna epeyce benzeyen bir insan türüdür. Bu gerçekleri evangelistler ve onların dümen suyundan milim ayrılmayan, onlarla emperyalist çıkar işbirliği yapan müslüman cemaatlerden başka kimse inkar etmez. Bu cemaatler çıkar için şeytanı bulsalar işbirliği yaparlardı. Ara geçiş fosilleri tamamen gerçektir. Tabii ki kemiklerden başka organlar fosilleşmez. Tabii ki iskeletten yola çıkarak diğer yapılar tahmin edilecek. Bunun sahtekarlıkla filan hiç alakası yok. Kafatasına yüz giydirme diye bir teknik var. Bulunan bir kafatasına tahminlere dayalı plastik yüz giydirilerek kim olduğu ortaya çıkarılıyor. Kim olduğu anlaşıldıktan sonra eğer sağken çekilmiş fotoğrafı varsa, karşılaştırıldığında aynı yüzün plastikten gerçeği ile tam uyumlu yapılabilmiş olduğu ortaya çıkıyor. Yakınları plastik yüze baktıklarında hemen tanıyıp teşhis ediyorlar. Bilimle savaşmak gerilik, sömürülmek, kullanılmak, emperyalist oyuncağı olmaktan başka bir getiri sağlamaz. Hayatta tek yol gösterici bilimdir. Başka yollara sapanlar sömürülür, kullanılır, posası atılır çiğnenir geçilir. Bilimden uzak kalmak, hele bilimi inkar etmek, insan için yaşanabilecek en büyük felakettir. Dogma bataklığında boğulup yok olup silinip gitmekle sonuçlanır. Ben evangelist önderlerin yaptıkları propagandalara kendilerinin inandıklarını hiç sanmıyorum. Bu dogmatik saçmalıkları müslümanları uyutmak ve sömürmek için kasıtlı üretiyorlar. İçlerinden saf müslümanları amma işletip sömürüyoruz diye güldüklerinden adım gibi eminim. Bulmuşlar dümen suyundan ayrılmayan sadık köleleri, madeni işlettikçe işletiyorlar. Sadece dini gündemde tutmak ve yaşatmak, müslümanların bölünüp parçalanıp birbirlerini öldürmeleri için yeterlidir. Başka bir şey yapmaya gerek yok. Laikliği rafa kaldırttır, dini gündemde tut, yeter. Birbirlerini öldürmelerini önce seyret, sonra gel rahatça sömür. Bunun için yapacakları tek şey dini gündemde tutmak... Başka tezgaha gerek yok.
-
Kuran-ı Kerim'de Evrim Teoirisi Var Mı? Mevlana'nın Bakış Açısı
Neyse şimdi konu evrime kaydı da, biraz da sadede gelsek... Bu Mevlana diye anılan kişinin bir felsefesi de mi varmış? Gerçekten mi? Felsefeden anlar mıymış? Hiç bilmiyordum. Celaleddin Rumi ve felsefe... Bana hiç alakalı gelmedi. Bu adamın felsefeden anlayacak kapasitede biri olduğuna hiç ihtimal veremiyorum...
-
Kuran-ı Kerim'de Evrim Teoirisi Var Mı? Mevlana'nın Bakış Açısı
Shipman her kimse sözleri akıl alır gibi değil! Bir insanın evrim konusunda bu kadar bilgisiz ve inatçı olabilmesi nasıl olabiliyor, hayretler içindeyim. Bunun tek açıklaması beynin dogma ile kaplanması ve dumur olması. Nasıl ki bir çamaşır makinasını kireç kaplarsa normal çalışamaz, acayip sesler çıkarmaktan başka bir işlev görmezse, bu acayip ve akıl dışı sözler de aynısı. Beyin dogma ile kaplanmış. Anlamsız gürültüden başka hiç bir şey üretemiyor. Dogmanın beyinlerde yaptığı tahribatın büyüklüğünün en açık göstergesi. Dogma bir beyni istila ettiğinde o beynin işi bitmiştir. Kanıtı Shipman her kimse, onun sözleri... Ne kuşların dinozorlardan evrimleşmemesi, dünyada tek bir canlı yoktur ki diğer canlılarla akraba olmasın. Bu son derece kesin bir bilimsel gerçektir. Biz insan türü, Antarktika'da Vostok gölünün derinliklerinde yaşayan bir bakteri ile akrabayız. Bakteri ile aramda hiç bir benzerlik göremiyorum mu diyecek dogmatikler? Yeryüzünde akraba olmayan iki canlı gösteremezsiniz, yoktur! Ne kuşların dinozorlardan gelmemesi yahu? Yeryüzünde yaşamış ve yaşayan her canlı, istisnasız hepsi birbiri ile akrabadır. Dünyada bundan kesin bir gerçek olmadığı gibi, bundan güzel bir gerçek de yoktur. Bu son derece enfes bir gerçektir. Bana bu kadar büyük haz veren, bu kadar bilmekten onur ve kıvanç duyduğum bir gerçek daha yok. Tanrı safsataları bu enfes ve büyük gerçeğin yanında bir hiç kalıyor. Yerde adımlar atan küçük böcek benim akrabam... Ne kadar enfes ve büyük, ne kadar yüksek bir gerçek! Bu düşünce kadar büyük haz aldığım ve beni duygulandıran bir gerçek daha yok. Tanrı uydurması ise bana hiç ama hiç bir şey ifade etmiyor...
-
Kuran-ı Kerim'de Evrim Teoirisi Var Mı? Mevlana'nın Bakış Açısı
İyi de bu hayvanın uçabilip uçamadığı önemli değil ki? Önemli olan kanat uçlarındaki parmak kalıntıları. Bunlar fosilde net olarak gözleniyor. Bir de dişlerinin olması. Kuş yapısında ama ağzında dişleri var. Uçuyor uçamıyor onu belirlemek zor. İlerde tavuğun fosili bulunsa nerden bilinecek uçuyor mu uçamıyor mu? Aslında uçabilirdi ama uçmuyordu. Ara geçiş fosili çok. Sürüngen balık Tiktaalik var. Ayaklı balina benzeri Ambulocetus var. Yürüyen balina diye anılır. Odontochelis var, dişleri olan kaplumbağa. Günümüzde hiç bir kaplumbağa türünde diş yoktur. Balinalarda ayak kemikleri halen vardır. Hatta işlevsiz arka ayakları olan balina görülmüştür. Yılanlarda bile işlevsiz küçük ayak kalıntısı kemikler vardır. Anchiornis Huxleyi var, tüylü dinozor. Böyle elli kadar ara geçiş formu fosili ismi verebilirim. Ara geçiş formu fosilleri yeterince boldur ve yenileri bulunmaya devam ediyor. Evrim kesinleşmiştir. Evrimin olmadığını düşünmek için bir neden hiç kalmamıştır.
-
Kuran-ı Kerim'de Evrim Teoirisi Var Mı? Mevlana'nın Bakış Açısı
Neandarthaller soyu tükenmiş bir insan türüdür. Biz ve Neandarthaller aslan ile kaplan gibi, goril ile orangutan gibi, balina ile yunus gibi ayrı türleriz. Belirgin farklı yapıları vardır. Sokakta yürüyen bir iri insandan farksızdılar diye bir şey yok. Yanlış anlaşılmış. Antropologların söylediği şudur: Bu gün bir neandarthal insanı bulsak ve bizim giysilerimizi giydirsek, sokağa bıraksak, insanlar onun başka bir insan türü olduğunu kolaylıkla anlayamazlardı. Kalabalığa karışmayı ve dikkat çekmemeyi başarırdı. Yeryüzünden bir çok insan türü geçmiş ve nesilleri tükenmiştir. Son tükenen insan türü Neandarthal insanıdır. Kesinlikle çok belirgin anatomik farklılıkları vardır. Şempanze ile gorilin ayırt edildiği gibi bizden ayırt edilirler. Uzun süre onlardan bize gen geçişi oldu mu diye araştırıldı. Ulaşılan sonuca göre, evet. Türümüz Neandarthal geni taşıyor. Gen geçişi olmuş. Neandarthallerin soykırıma mı uğratıldığı da çok tartışıldı. Türümüz bu iri ve kaba görünüşlü insanlardan korkmuş ve düşman bellemiş olabilir. Bugün bir neandarthal olsa ve karşınıza çıksa panik olurdunuz. Neandarthallerin kış uykusuna yatabildikleri de iddialar arasında. Bizlerde kış uykusu genleri var ama aktif değiller. Bu güçlü insanların kış uykularında soykırıma uğratıldıkları iddia edildi. Bu olabilir ama nesillerinin sadece bu nedenle tükenmiş olması biraz zor. Başka etkenler de eklenmiş olabilir.
-
Hz. Mehdi (as)'ın Çıkacağı Ortamın Özellikleri
Sayın Archi... Maalesef bir ateiste Kuran ayetini kanıt gösteremezsiniz. Ben yaşadıkları çağın bilgi düzeyinin bile altında olan adamların söylediği sözlerde ne keramet göreceğim de bana ayet gösteriyorsunuz? Onların ilim sahibi dediği milleti allahla aldatıp sömüren adamlar. Onların ilim anlayışı bu. Eskilerin masallarını tekrarlayan kişilere onlar alim diyor. Bu bütün islam tarihinde de böyle gitmiştir. Kim eskilerin masallarını, dini efsaneleri, Arap, aslında İbrani mitolojisini ezberleyip tekrarlıyorsa alim o olmuştur. İslamda alim budur. Bu alim anlayışı ile bilim anlayışı arasında en küçük benzerlik yoktur.
-
Bazı hayvanları İnsan evcilleştirdi, peki o zaman İnsan nasıl evcilleşti?
Bu ıslak su demek gibidir. Aydınlık din anlayışı diye bir şey yoktur ki karanlık din anlayışı diye bir şey olsun. "Sahte peygamber" demek de böyledir. Peygamber diye bir şey yok ki sahtesi, gerçeği olsun? "Gerçek ejderha" diye bir şey söyleyebilir misiniz? Söyleyemezsiniz, çünkü olmayan bir şeyin ne sahtesi olur, ne gerçeği. Din özü, doğası, icat ediliş amacı bakımından zaten dogmadır. Dogma karanlıktır. Aydınlık dogma olmaz.
-
Gezi'den Adeviye'ye Ulusları Bölme Sanatı
Bir karıştırma yapmadığınızdan emin misiniz sayın Süheyla? Bir bildiğiniz elbette olabilir ama, benim tahminime göre Muhammed'i eşi Ayşe zehirleyerek öldürmüştür. Çocuk yaşta yaşlı ve çok eşli bir adama verilen bu kızcağız, intikamını böyle almıştır diye düşünüyorum. Öldürtenler ise İslam'ı yaratan ve Muhammed'i de peygamber diye lanse eden Mekke'nin muhalif ekibidir. Amaçlarına ulaşıp Mekke'yi yani iktidarı ele geçirince Muhammed'e ihtiyaçları kalmadı. Onu önce Medine'ye gönderdiler, sonra da zehirlettiler. Hayatını yaşayamayan zavallı Ayşe bu işi zevkle yapmıştır. Ölürken kağıt kalem getirmelerini istedi, onu bile getirmediler. Ölür ölmez rahat bir nefes alıp ölüsünü öylece bıraktılar ve kim halife olacak görüşmelerine başladılar. Muhammed'in toplu olarak cenaze namazı bile kılınmadı, öylece yatağında kaldı. Kokmaya başlayınca da gece vakti aceleyle yatağının yanına gömüp ondan ebediyen kurtuldular... Kullandılar, işi bitince yok edip işlerine baktılar. Hamza'yı da bu ekip öldürtmüştür diye tahmin ediyorum. Çünkü Hamza deli dolu dobra kişiliği ile her an her şeye itiraz edebilecek ve Ömer dahil kimsenin gıkını bile çıkaramayacağı bir adamdı. Onu derhal yok edip önlerinden kalkmasını sağlamaları şarttı. Öyle de yaptılar...
-
Hz. Mehdi (as)'ın Çıkacağı Ortamın Özellikleri
Bu kesinlikle mümkün değil. Dinin aslını astarını iyice bilen bir kişi dine asla dönmez. Din bilmeden inanılan bir şeydir. Bilince artık inanılmaz. Ben ise dini son derece iyi bildiğimi her platformda iddia ederim. Doçent, meal yazarı kişilere bile bunu kanıtlamışımdır. İlahiyatçıların hemen hepsi içten ateisttir. En azından deisttir. Çıkar için müslümanız derler. Bunu yakinen biliyorum. Dini bilen bir kişinin ona inanması olanaksızdır. Mehdi diye bir tek ayet vermişsiniz, onun da mehdi ile hiç bir alakası yok. Mehdi diye birisi islam nazarında bile yok...
-
İslam'da Kuran'ın gezegen ve uzay bilgisi
Anlayamadım. Doğduğunda daha az gelişmişken, hatta zigot hücresi iken basit, büyüdükçe gelişiyor işte... Tanrının var olduğunu neye dayanarak iddia ediyorsunuz? Evrenin karmaşık, düzenli ve gelişkin yapısından öyle değil mi? Bu yapının bir akıl tarafından tasarlanmış olması gerekir diyorsunuz. Tasarlanmadan böyle bir yapı oluşamaz diyorsunuz değil mi? Halbuki tanrı olsaydı evreni tasarlamak için evrenden daha üst bir yapı olması gerekirdi. O zaman da tasarıma o daha çok muhtaç olurdu. Onun da tasarlanmadan ortaya çıkamaması gerekirdi. Peki tanrıyı ondan da daha üst bir yapı olan Yanru mu tasarladı? Onu da Kenru mu tasarladı? Kenru'yu da... Uzatmayalım, bu akıl çıkmazıdır ve olamaz. Demek ki tanrı yoktur. Evren tasarlanmamış, evrimleşmiştir. Evrim tanrının yokluğunun kanıtı olduğu için böyle demiyorum. Önce tanrının olmadığını kanıtlıyorum. Sonra tanrı yaratmadıysa evren nasıl oluştu? nun yanıtını veriyorum. Sanırım anlaşılmış olması gerek. Tek bir evren olması aklen imkansızdır. Neden birden bir evren ortaya çıksın? Evrenler canlılar gibi doğar, yaşar ve ölür, evrenler de evrimleşir. Evrenler nesli sonsuz biçimde sürüp gider. Başlangıç ve son biçemeyeceğimiz için süreç sonsuzdur. Çünkü biçmek aklen olanaksızdır. Biçtiğimiz başlangıç ve son neye göre biçilecek? Başlangıç ve son yoktur, bunlar bizim atadığımız izafi kavramlardır. Doğmamıza başlangıç, ölmemize son dememiz gibi. Böyle başlangıç ve sonlar sadece bizim düşüncemizde vardır. Hepimiz ve her şey sonsuzdur. Çünkü başlangıç ve son biçmenin akli bir yolu ve dayanağı yoktur. Sonsuz olmak için tanrıya ihtiyacımız yok, zaten sonsuzuz, çünkü sonlu olmanın bir yolu yok...
-
Hz. Mehdi (as)'ın Çıkacağı Ortamın Özellikleri
Sayın Haneke, Kuranda adı sanı bile geçmeyen efsaneleri savunabilmelerine olanak yok. Hayır, madem bu kadar önemli bir şahısmış bu Mehdi, neden Kuran'da geçmez? Bunu açıklayabilecek tek müslüman hayatımda hiç görmedim. Açıklayamazlar, çünkü açıklanması olanaksız. Bunu tabii Kuran'da yazsaydı doğru olurdu anlamında söylemiyorum. Kuran'da yazan doğru bir şey yoktur. Kuran'da yazan tek doğru sözler, müşriklerin Kuran hakkında söylediklerinin aktarıldığı ayetlerdir. Örneğin "eskilerin masalları dediler" yazar. Çok doğru söylemişler. Kuran'da yazan doğrular sadece bu gibi müşriklerden aktarılan sözlerdir. Müşrikler teşhisi akıllıca koymuşlar. Fakat bu kadar önemli saydıkları konuların Kuran'da yazmaması müslümanlar için büyük handikaptır. Ben müslüman olsam bu çözümü olanaksız işten nasıl sıyrılırdım bilemiyorum. Çetin mesele... Allahları kolaylık versin, ne diyelim... Tabii sizin de müslüman olduğunuzun farkındayım, lütfen gücenmeyin. Fakat gördüğüm kadarıyla makul ve en önemlisi laik bir insansınız. Bu özelliğinize güvenerek hoşgörünüzden ümitli olduğum için gücenmeyeceğinizi umuyorum. Yapabileceğim bir şey yok, ne Allaha, ne Kurana, ne İslama inanmıyorum. Benim inancım da böyle ve inancımı ifade etmek zorundayım. Aksi halde özgür ve tam bir insan olamam...
-
Kuran-ı Kerim'de Evrim Teoirisi Var Mı? Mevlana'nın Bakış Açısı
Aynen öyle... Bu halk eninde sonunda laikliğin, Atatürk devrimlerinin değerini anlayacak. Endişem, bu anlamanın acılara, katliamlara, savaşlara malolmaması... Aklımızın başımıza emperyalist tokadı yiyerek gelmemesi. Yoksa gerçekler ebediyen elbette gizlenemez. Gezi başkaldırısı olmasa belki de Suriye ile bir mezhep savaşına sokulacaktık. Atatürk gençliği uyandı ve başkaldırdı. Bu başkaldırı ülke için bir milattır. Mustafa Kemal'in askerleri artık Atatürk devrimlerine sahip çıkacak ve kazanımlarını ilerletecektir. Gezi bizim ölmek üzere olan umutlarımızı diriltti, adeta yeniden hayata döndük. Ömrümde o muhteşem direniş günleri kadar mutlu ve umutlu olmamıştım. Bu bir diriliş oldu, Atatürk gençliğimize minnet ile doluyum.
-
Kuran-ı Kerim'de Evrim Teoirisi Var Mı? Mevlana'nın Bakış Açısı
Ahfeş anlatsın... Bende Ahfeş sabrı yok. Laftan anlayan biri sorarsa yazarım.
-
Kuran-ı Kerim'de Evrim Teoirisi Var Mı? Mevlana'nın Bakış Açısı
Gel de bu dosdoğru cümlelere katılma. Tabii ki çok doğru. Ama bu algının düzeleceğini ben hiç umut edemiyorum. İslam reforma çok kapalı bir din. Kuran çoktandır sabitlendi, değiştirmenin bir yolu yok. Eğip büküp düzeltmekle de düzelmez. Çünkü apaçık inanmayanları, münafıkları, dinden dönenleri öldürme emirleri yazıyor. Bunları nasıl eğip büküp düzelteceksin? (Not: Müslümanlar genelde mürtedin katlinin Kuranda yazmadığını, hadiste geçtiğini iddia ederler ama yazar.) Örneğin İncil epey revize edilmiştir. Tevrat da Kuran gibi değişime tamamen kapalıdır ve çok katıdır. Kuran'dan da çok daha katı hükümler içerir. O yüzden dinde reformu ancak batılılar başarabilmişler. Bir daha da o devir geçti, reform filan yapılamaz. Batılılar fırsatı kaçırmamış, reformu zamanında yapmışlar. Bilginin milyonlarca kaynakta sabitlendiği, kaybolmadığı bilgi çağında dinde reform olanaksızdır. Tek çare laikliktir. Din tamamen kişiselleşmeli ve hiç bir işe karışmamalı, karıştırılmamalıdır. Tek çare bu...