democrossian tarafından postalanan herşey
-
Post Mortem (Ölümden Sonra) Fotoğraflar
İşin sırrı olinde. İki kere rafine...
-
Post Mortem (Ölümden Sonra) Fotoğraflar
"Nedir bunun sırrı" olur, başka ne olur? Neyse Gloria, sohbetine doyum olmaz, yarın pazar ama ben maalesef pazarları da çalışıyorum. Pazar günü çalışmak rezalet bir şey olsa da böyle. Biraz daha fazla kazanmak için katlanıyorum. O yüzden bana müsade... Çözme yahu şu ölü aparatının sırrını! Bak ben kazara bir göğüs otopsisi gördüm, bir hafta göğsüm sızladı. Tamam o ölü de ben henüz ölmedim yani...
-
kader
Hayır efendim, uydurulmuş tabii. İlk kim uydurmuş ben nerden bileyim? Yani insan bir durup düşünür bu masala inanmadan önce. Deniz yarılsa, ikiye ayrılsa, o duvar gibi suların arasına deli bile girmez yahu! Bunun uydurulmuş olduğu her halinden belliyken, yok firavun bulunmuş da, secde ediyormuşmuş da diye rivayetler çıkmaz mı bir de! Öyle dizleri çekik bir sürü mumya var. Lahitlere koyma geleneğinden önceki zamanlarda, mumyaları küpe koyarlar ve dizlerini o şekilde bükerlerdi. Olay sadece bu. Bunun fotoğraflarını çekip dergilerde yayınlayıp propagandalar yapmalar... Artık ne diyeyim. Bu resmen sahtekarlık. Bu kadarı da olmaz. Din ticareti insanları bu hallere getiriyor.
-
Post Mortem (Ölümden Sonra) Fotoğraflar
Ha yani "marifet yaptım sanmasın budala" dedin. E haklısın. Belki de bir düzine kadın resmi dizin, bakın hepsini tanımazsam bana da uzman demesinler diye havalara filan girecektim!
-
Post Mortem (Ölümden Sonra) Fotoğraflar
Yok yahu, ne kaçırması? Tabii aparatların çizimlerini inceledim. Ama bak ben teknikten acayip anlarım. O çizimler teknik açıdan bir hiç. Onlara eskiz bile denmez teknik resimde. O çizimlerde kesinlikle ayrıntı yok. Bu aparatın bedeni nasıl tuttuğu ile ilgili bir ayrıntı hiç yok. Daha kötüsü, mengene değil de kaburgaların arasına saplanan kancalar da olabilir. Nasılsa toprağa gitmeyecek mi bu?
-
Post Mortem (Ölümden Sonra) Fotoğraflar
Yok, "sen böyle her kadını hemen şıp diye nasıl tanıyorsun, konunun uzmanı mısın" filan deseniz de azıcık kasılsam yeterdi! Fakat bu arada benim aklıma kötü bir şey geldi. Bu cesetler öyle sıradan bir aparatla böyle dik tutulamazlar. Omurların gergin tutulması lazım, boyun ile bel arasında. Eğer elbisenin içinden bir kayışla bağlasalar vücut deforme durur. Yoksa... Aparatın ucunda omurları sıkıca kavrayan mengene gibi bir şeyler mi var? Ölü için sakıncası yok da, bu işle uğraşanlar iyice duyarsızlaşmış olmalılar...
-
Post Mortem (Ölümden Sonra) Fotoğraflar
Yok yahu, olur mu! Yani olur da, çok ender olarak, Kate öyle değil. Benim resmin üstünde yakın plan resmi var ya! Bu arada kimse "aaa sen de her kadını şıp diye tanıyorsun" demedi... Neyse kabahat bende. Bu resimdeki kızı tanıdım, o Kate demeliydim. Ondan sonra farklı resmini koymalıydım. Yahu kasvet dağılsın diye güzel resimleri koyduk, gene getirip doldurdunuz ölü resimlerini. Üstelik bunların ölü olduğu çok belli. İnsan kızın gözlerinin altındaki morlukları pudralar, bir şey yapar yahu!
-
Dinsiz sevgiliniz mi var?
Konuları kişiselleştirirsek bu sefer de kişi islamı temsil etmez denir. E yani doğru da olur. Bir kişiye bakıp nasıl islam bu diyebiliriz ki? Tabii ki genelde müslümanım diyenler nasıl, ona da bakmak zorundayız. Zaten bununla da yetinmeyiz. Ana kaynağında ne yazıyor, müslümanlar onları yapıyor da olsalar, yapmıyor da olsalar, bu da önemli. Ne oluyor ne olmuyor kadar, kitabında ne yazdığı da önemli. İster uygulasınlar, ister uygulamasınlar. Yani bir konu bir kaç değişik açıdan incelenir. İşler böyle yürüyor...
-
kader
Olmayan bir şeyden hiç bir korkum yok. Elle gelen düğün bayram. Onu geçelim. Darwin'in öjeni ile bir alakası yoktur. Darwin "doğal seçilim" den bahseder. Öjeni ise yapay seçilimdir. Darwin öyle bir öngörüde bulunmamıştır. Doğada da yapay seçilim yoktur. O yüzden Darwin'in öyle bir şeyden bahsetmiş olması olanağı yok. Eğer "Türlerin Kökeni" nden sonra "Irkların Gelişimi" diye bir kitap yazsa ve doğal seçilimi yapay seçilime çevirse, haklı olurdunuz. Öyle bir kitap yazmadığına göre suçlamanız haksız. Ha tabii firavun masalı da düzmece. Öyle bir şey yok. Hiç bir aklını yitirmiş, yarılmış sulara girmez. İnsan masal uydururken bir mantığı olan bir şey bari uydurur. Bu masalda mantığın izi bile yok...
-
Dinsiz sevgiliniz mi var?
Fakat benimki kişisel bir eleştiri değildi ki @@nizamarslan? Kişisel yanıt vermemen, benim yazdığım gibi genele yönelik, dünyada, müslümanlarda gözlemlediğimiz haller üzerine yorum yapman gerekirdi. Abdülmuttalip öyküsünü sen uydurmadın. Bu sana anlatıldı ve sen de inandın. Bu noktada sana yönelik tek eleştiri bu var. İnanmadan önce daha ayrıntılı düşünmeliydin. Bu kadar eleştiri de herhalde olacak. Eni konu farklı düşünce ve inançta kişileriz. Bu durumda bu kadar eleştiri doğal. Asıl eleştiri, bu çelişkili öykünün bu kadar yaygınlaşması müslümanlar arasında. Bu çelişkiyi birilerinin görmesi gerekirken, kimse kral çıplak diyemiyor. Sorun bu. Yazın makineli tüfek ateşine benzediği için okumak çok zor. Daha serinkanlı ve düşünerek, bölümlere ayırıp fikrini geliştirerek yazmalısın...
-
Dan Brown Cehennem Kitabında Bahsedilen Sanat Eserleri ve Tüm Yerler
Olmamış olayları olmuş farzederek pek bir yere varılmaz. Ben buna doğmamış çocuğa don biçmek derim ama... Fikir eksersizi olarak senin gibi art niyetsizce merak eden insanlarla olmamışı da tartışmak olası Gloria... Fikrimi söyleyeyim: Değişen hiç bir şey olmazdı. Dünya yine şimdiki gibi olur, bir kaç yerin ve bir kaç şeyin isimleri farklı olurdu o kadar... Diğer yandan kaos teorisi hiç göze çarpmayan nedensellikte gömülü nedenlerin, hiç tahmin edilemez süreçleri başlatabileceğini söyler. Konu çok karmaşık ve saatlerce üzerine konuşulabilir. Bu yazarak hallolacak bir konu değil. Bu ancak bir beyin fırtınası konusu. Beyin fırtınası denilen şeyi mutlaka biliyorsundur. Hızlı satranca benzer. Düşünmeden ve planlamadan ilk akla gelen düşünceleri söyleyerek hızlı şekilde fikirden fikire geçiş yapılır. Konunun nereye varacağı da kestirilemez. Bu konu tam beyin fırtınalık bir konu ve bunu yazarak yapmak olanaksız. Bu karşılıklı konuşarak olacak bir şey...
-
kader
Evrim böyle bir şey değil. Evrim bir seferde pat diye oluveren bir olay değil ki böyle olsun. Evrimde değişim ve seçilim vardır. Çok da uzun süre ister. Başarısız bileşenler eleniyorsa ve başarılı bileşenler seçiliyorsa evrim olur ve işe yarar sonuçlar ortaya çıkar. Yeterince uzun sürede başarılı bireyler oluşur. Canlılarda bu hayatta kalma rekabeti şeklindedir. Evrende ise, sayısız seçenek arasında dünya uygun şartları sağlamıştır. Uygun şartlara sahip olamayan sayısız gezegende hayat olamamıştır. Evren de oluşmuş tek evren olamaz. Bunun için hiç bir neden olmadığı gibi, durduk yerde niye belli bir anda evren olsun? Evrenler de canlılar gibi doğar, büyür, ölür ve evrimleşir. Bu döngü sonsuzdur. Başı sonu yoktur. Var edilmedik ve yok da edilemeyiz. Süreçler sonsuz biçimde tekrarlar. Başı sonu yoktur. Çünkü olamaz. Var edilmediğimiz, yok da olamayacağımız için tanrı olmadığı gibi, tanrıya ihtiyacımız da yok...
-
GERCEKTE TANRI YOKTUR
Niye kine? Alaka gözükmüyor. Hayır ama anlatmasam neyse de, tanrı niye olamaz anlattım yani. Üstelik forumda kaybolmaz yazılanlar. Defalarca anlatırsam abes olmaz mı?
-
Post Mortem (Ölümden Sonra) Fotoğraflar
Eveeet, bu güzel de Kate Bosworth. Superman' da oynamıştı. Masum yüzlüdür. En fettan baksa ancak bu kadar bakabilir:
-
Dinsiz sevgiliniz mi var?
Ama din tacirleri "din elden gidiyor" diye çığırdıkları zaman ""bana ne dinin sahibi allah" denmiyor. Bir Muhammed resmi yapıldı diye cam çerçeve bırakılmıyor. Böyle çelişkili anlatımlara nasıl inanılabiliyor ben şaşıyorum. Kuranda sürekli allah yolunda savaşmaktan bahsediliyor. Hatta savaştan kaçınanlar münafıklıkla suçlanıp ölümle tehdit ediliyor. Tamam Abdülmuttalip Kuran yokken yaşadı ama, bu allah için hiç bir şey yapmamak anlamına gelmez. En azından müslümanların bu hikayeyi böyle anlatmaktan kaçınmaları gerekir. Müslümanlar sürekli "hamiyeti diniye" diye bir şeyden bahsederler. Bunu dini savunma gayreti olarak tercüme edebiliriz. Bu öykü bu anlayışa aykırı ve kötü bir örnek, müslümanlar açısından tabii. Dolayısıyla apaçık şekilde çelişkiye düşülmüş oluyor. Yok yani, tabii din elden giderse gitsin, zaten gitmesi gerekiyor da, çelişki nasıl görülmüyor, o acayip oluyor. Şimdi öyle mucizeler yok, iş başa düştü deseler ayrı çelişki. O zaman niye vardı? Onların mucize görmek için ayrıcalığı ne, bizden esirgenmesi için bizim suçumuz ne? İşin doğrusu mucize hiç bir zaman olmadı. Bu hikayeler de uydurma. Ama insan bari tutarlı bir şey uydurur.
-
Dan Brown Cehennem Kitabında Bahsedilen Sanat Eserleri ve Tüm Yerler
2012 filminde her yer yıkılıyor, izlemiş olmalısın. Vatikan, Paris, New York, Londra, buralardaki bütün o eserler yerle bir oluyor. Zaten bir felaket olsa hemen Hürriyet Heykeli bir yıkılır. O kesin. Filmde aslında Kabe de yıkılıyormuş. Öyle ya canım, her yer yıkılıyor, kıyamet bu! Fakat yönetmen Roland Emerich son anda bu sahneyi filmden çıkarmaya karar vermiş. Müslüman tepkileri ile uğraşmaktan kaçınmış. Yani filmde kıyamet kopsa bir Kabeyi yıkamıyorsun! Değil Muhammed'i canlandırmak! Bu bir utanç artık, yorum yapmaya gerek yok... Bu utançtan insanlığın kurtulacağı gün, bir insanlık devrimi olacaktır.
-
Dinsiz sevgiliniz mi var?
İlk sakalım çıktığında bir uzasın bakayım nasıl oluyormuş bu sakal dedim. Çok doğal tabii. Neymiş görelim de keseceksek de keseriz değil mi? Mahallenin abisi beni görünce öyle kafama göre sakal bırakamayacağımı, eğer bırakacaksam duasının okunmasının gerektiğini, duası okununca ise artık kesemeyeceğimi, günah olacağını söyledi. Bu işin Türkçesi, ondan izin almadan sakalımı bıraktığım için hata etmişim. Ona sormalıymışım. Hemen sakalı kesmek için beni berbere yönlendirmeye kalkışmaz mı bir de? Şiddetli bir tepki verdim. Çekil yolumdan babalık, işim var benim deyip yürüdüm. İfadeyi tam böyle kullanmamışımdır ama buna benzer bir şey söyledim ve öfkelendiğim çok belli oldu. Yüzüm filan öfkeden kıpkırmızı olmuş olabilir. Çok sinirlendim çünkü. Öylece dondu kaldı, değil söz söylemek, hareket bile edemedi. Çok kırıldığının farkındayım ama paramparça etsem daha iyi olurdu. Kırılmasını zaten istedim. Kalbi ikiye ayrıldıysa çok sevinirim. Bir daha insanlara diktede bulunmamayı öğrenmiştir. Bir daha bana tek kelime etmedi. Ben de gönlünü almak için hiç bir girişimde bulunmadım. Oymuş, öyle rahat ettim ki, o sahne aklımda canlandıkça ne iyi yapmışım diye seviniyorum. Bu benim için ileriki yıllarda bir sembol oldu. Bu tavrı hiç bırakmamam gerektiğini düşündüm. Nerde bir din empozesi, tak, red! Bu kadar... Bunlara af, sessiz kalma, aman kırılmasın gücenmesin asla yok. Bu din empozesi belası yok oluncaya kadar...
-
Post Mortem (Ölümden Sonra) Fotoğraflar
Ben olayı çözdüm. Sarışın kız Ruhat Mengi'nin kızı Nazlı Mengi arkadaşlar... Ruhat hanım çok sevdiğim bir insandır, kızı da yüzü gibi güzel bir insandır mutlaka. Her ikisine saygılar, sevgiler... Yanlışlık ise şurdan kaynaklanıyor: Aysel Gürel Müjde Ar'ın Bodrum'daki evinde Ruhat Mengi ile görüşmüş. Bu sırada Nazlı Mengi ile tanışmış. Bu haber magazin basınında çıkınca böyle bir yanlışlık olmuş. Tabii Aysel hanıma da müziğe katkılarından dolayı saygılar yollamayı ihmal etmeyeyim bu arada...
-
RİVAYETLER İNANCIMIZI YÖNLENDİRİNCE
Zor olan tanrısızlığı ve dinsizliği seçmektir. Cesaret, kendine güven, çıkarlara, kolaycılığa sırtını dönme gerektirir. Dini seçmek en kolay ve çıkarcı seçim. Cemaatten şifreleri alır, sınavı kazanırsın. atamanı da yaptırırlar. Allah adına diye dünya para toplar, denizdeki feneri bile kasana atarsın. Kimse de seni yargılamaz. Cemaat her yerde seni korur, kollar. Esnaf olsan müşteri hazır, cemaat din kardaşımız diye sana gelir. Ateistlik, tüm bu çıkarları elinin tersiyle itmektir.
-
Dinsiz sevgiliniz mi var?
Bunlar son derece mistik ve platonik düşünceler. Bir kere sanal diye bir şey yok. Herkes biliyor ki bu yorumları sanal bir bot yazmıyor. Hepsini gerçek insanlar klavyeyi tıkırdatarak yazıyor. Ortamın sanal olmasının bir önemi yok, fikirleri gerçek insanlar düşünüyor ve ortama aktarıyor. Müslümanlar bu bilgisayar teknolojisi, sanal ortamlar çıkalı, birden Platon felsefesine merak saldılar. Mistik duygu ve düşüncelerine bir destek zannediyorlar bu bilgisayarlarla yaratılan sanal dünyayı. Fakat hayatlar komple sanala aktarılıp simüle edilse, hepimiz birer sanal bot olsak bile, yine bunu yapmak için devasa bir bilgisayar sistemi gerekecek. Enerji almak için bir güneş gerekecek. Yani madde yine gerekli. Ruhlar alemi diye maddesiz, tül gibi sanal botların uçuştuğu bir yer yok... Böyle bir iddianın Kuranda zaten olmadığını, müslümanım dedikleri halde Kuranı okumadıkları için müslümanlar bilmiyorlar. Ben her zaman müslümanlara, inandıkları dini ben öğretmek zorunda kalmaktan yakınırım. Gına geldi artık dinini bilmeyen müslümanlardan. Bilmiyorlar. Kuranı hiç anlayarak okumamış, bütün olarak değerlendirmemişler. Dinini ateistten öğrenmek zorunda olan insanların haline ben ne diyeyim... Çok fena...
-
kader
Müslümanların işi gücü insanları ayrıştırmak, ötekileştirmek. "Sen allahtan bahsetme, sen Kuranı eleştirme, sen fikrini söyleme, çünkü sen inanmıyorsun!" Fakat bu mümkün değil. İnsanları öteki yapmanın gerçekte bir yolu yok. En azından hepimiz aynı atmosferi soluyoruz. Aynı suyu içiyoruz. Kuran ayetleri ve allah inancı da sadece müslümanları etkilemiyor. Tüm insanları etkiliyor. İnanç ve ifade özgürlüğümüze zarar veriyor. Dolayısıyla bizi etkileyen, yaşantımıza olumsuz etkileri olan bu etken konusunda elbette söz söyleme hakkına sahip oluyoruz. Bu olumsuz etkiler olmasa, dinden allahtan Kurandan tek kelime bahsetmezdim. Aklıma bile gelmezdi.
-
GERCEKTE TANRI YOKTUR
Zincirin geçmişe doğru daha karmaşığa gidemeyeceğini anlatmaktan dilime epilasyon yaptırmam gerekmesini hiç istemiyorum. Bu deyimi kim bulduysa hay dilini tutsaymış. En kötü deyim adayım. Hiç kullanmam ama, yeri geldi. Elli kere anlatmışımdır artık, daha da Davos'da konferansa da çağırsalar gidip anlatmam!
-
Post Mortem (Ölümden Sonra) Fotoğraflar
Vaaav! Bu resimdeki sarışın Aysel Gürel ha? Bakışları donukmuş monukmuş, boşver. Pencüse. Severler güzeli gencise...
-
Dan Brown Cehennem Kitabında Bahsedilen Sanat Eserleri ve Tüm Yerler
İlginç olduğu kadar çok da önemli bir konu. Bu reform ve rönesansın başarısının anahtarı. Çok geç kalmış olsa da öyle böyle islamın tabuları da yıkılacak, bir filmde Muhammed rolü oynayacak biri çıkacaktır. Bu kaçınılmaz. Bu nereye kadar ertelenebilir? bu bir gün mutlaka olacak ve her tabu gibi bu anlamsız ve geri tabu da yıkılacak. Bundan sonuna kadar kaçınmaları asla mümkün olamaz. Bununla hoşlanmaya hoşlanmaya önce yüzleşecek, sonra istemeye istemeye alışacaklar ve gerisi çorap söküğü gibi gelecek. Bu çağda böyle bir tabu, utanç yani, yüz kızartıcı...
-
kader
Bir insan bir insana kendisiyle aynı fikirde olmadığı için "dayanmış kereste" derse, bu ağır bir hakarettir. Hiç bir insanın hiç bir insana böyle deme hakkı olduğunu kimse düşünmez. Herkese göre bu söylenemeyecek bir sözdür ve bunu her kim söylerse hakaret kendine geri döner. Gel gelelim, bu sözü bir allah yaratıp o söyledi bana diye söylersen, bir çok bilgisiz kişi hikmetli bir vecize duymuş gibi sallanmaya başlar. Hatta vecde gelip "allaaaah" diye bile bağırabilir. Meczupta akıl olmaz. Hiç düşünmez ki bunu allahın söylediği yalanını uydurmak, bunu söyleme hakkını vermez. Bunu düşünecek kapasite yoktur. İşte bu durum, allah uydurmasını bazı uyanıkların tepe tepe iyice sömürmesine yol açıyor. Biz diyoruz bunu deseler, kimse takmayacak. Ama allah diyor dedikleri zaman bilgisizler etraflarında pervane olacak, bunu çok iyi biliyorlar. Sömürmenin en iyi yolu, allah uydurması ile aldatmaktır. Kuran'da cin suresi adı verilmiş bölümde ise benim söylediklerimi yanlışlayan bir şey göremiyorum. Görünmeyen, yanı başına sokulduğunda haberinin olmadığı akıllı varlıklar düşüncesi ister istemez korkutucudur. Buna inananların korkmaması için bir yol göremiyorum. Görünmezlik iksiri keşfedilmiş, birileri bunu içip tamamen görünmez oluyormuş, dibine gelse göremiyormuşsun diye bir söylenti yayılsa, korkutucu olmaz mı? Olur. Bir farkı yok.