Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

democrossian

Φ Üyeler
 Profile Göz at  Eylemlerine göz at

  • İçerik Sayısı

    1.954

  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    24

 İçerik Tipi 

democrossian tarafından postalanan herşey

  1. democrossian
    @@İNTERLOCK sen yine "erişilmez ikon" gibi konuşmaya başladın... Tarzına tabii ki saygı duyarım. Tabii ki fena etmedin.
  2. democrossian
    Hay yaşayasın @@İNTERLOCK. Ben de o oturumda dört kişi vardı, üçünden bahsettim, birinden hiç bahsetmemek, yoktu gibi yapmak olmadı diye düşünmüştüm ama başka konulara yanıt vermekten fırsat bulamadım. Müjdat Gezen'de bana aykırı bir durum görmedim. Aslında sorduğu soru da yerinde. Bu Ece hanımı ilgilendiren bir soru da değil. Çünkü CHP zaten heyet gönderdi Şam'a. Ece Zereycan'ın Gezen'in gündeme getirdiğinden rahatsız olduğunu sanmıyorum. Bir de, esed siyah anlamına da geliyor. Esved kara. Bu yüzden de yandaş medya esed diyor ısrarla.
  3. democrossian
    @@İNTERLOCK sen pek tartışmalara katılmazdın? Erişilmez ikon sayfaların vardı, tekerleme tarzı çelişkileri vurgulardın. Demek çelişkileri hallettin ki artık tartışmalara katılıyorsun. Bazı ikon sayfalarını zekice bulduğum için okumuştum. Bazı çelişkileri yansıtmıştın. Tabii, dünya çelişkili bir yer ve bunlar bizim iç dünyamıza da kaçınılmaz olarak yansıyor.
  4. democrossian
    Son kez sordum demiştim. Bir daha sormam. Hangi dediğimi yanlış bulduysan söyleyeceksen söylersin, neresi yanlışmış bakarız.
  5. democrossian
    Pamuk forumla fena halde ilgili! Okuyor gibi ekrana dikkatle bakıp cevap yazacak gibi klavyeye atlıyor! Ya öleceğim gülmekten. O değil de enteresan oldu. Marketten sokak kedilerine koymak için mama aldım. Gece tam mamayı koydum gidiyordum acı acı yardım istedi. Mamayı ona almışım gibi oldu. Hava çok soğuktu, kurtuldu garibim. Çok küçük, annesi var mı bilmiyorum. Koştur tekrar markete, kum almaya, kapanmış. İnşaattan kum çalmak zorunda kaldım. Kumunu hemen öğrendi. Çok da uyanık, mutfağa gittiğimde peşime takılıyor, ama mutfaktan çıktığımda hiç oralı olmuyor!
  6. democrossian
    Çok klasik olacak ama Pamuk düşünüyorum. Beyaz ve pamuk kadar yumuşacık. Başının üstü ve kuyruğu gri sadece. Bir kaç gri benek de sırtında var. Bulut gibi. Bulut da olur ama eskiden çocukken çok akıllı Pamuk diye beyaz bir kedim vardı. Okul saatimi bilir, tam vaktinde uyandırırdı. Annem odama girmesinden endişe duyar, gece ben uyuyunca kapıyı kapatırdı ama Pamuk kapıyı açar, girerdi. Tabii ben tekrar kapatırdım ve annem anlamazdı. Uzun zaman sonra kedinin kapıyı açtığını anlayınca hayretler içinde kalmıştı. Onun anısına Pamuk ismini düşünüyorum. Bundan önceki kedim tümüyle simsiyahtı ve adı Kadife idi. Onu alıştığı mahalleden koparmak istemediğim için komşu çocuklara emanet etmiştim. Arada haberini alıyorum, çocuklar yavruladı, her gün süt veriyoruz, hiç merak etme diyorlar. Doğrusu çocukların anneleri kara kedi şöyledir böyledir diye çocukları korkuturlar diye endişe etmiştim. Yine dişi... Bir kere erkek yavru kedi buldum, sarmandı. Onu da mahallenin berberi sahiplendi, ona bırakmıştım. Dükkanda maskot gibi otururdu. Hay yaramaz... Yine iletiyi mahvetti... Bir dahaya yazdığı iletiyi göndereceğim. Bu ne böyle demeyin...
  7. democrossian
    E yani ben de fikrine katılmadım sadece... Sakıncası var mıydı yoksa? Sanırsam olmaması lazım...
  8. democrossian
    Ben bilgi vermem, ben bilgi yorumlarım. Bilgi herkese açık. Son kez söylüyorum: Ne yanlış söylemişsem düzeltirsin. Ben de bakarım neresi yanlışmış diye. Bilgi senin de kabul ettiğin üzere bir tıkın ucunda. Bir bilgisayarda başka, diğerinde başka da çıkmıyor. Akılsal ve mantıksal çıkarımlar maddi bir nesne üzerinde yapılmayan, düşünce deneyi sonucu ulaşılan mantıksal sonuçlardır. Bu olmasa felsefeye gerek duymaz, bilimle yetinirdik. Felsefe vazgeçilmezdir. Bilimle ulaşamadığımız somut sonuçlara felsefe ile ulaşmaktan başka çare yoktur. Örneğin başka bir gezegende hayat var mı sorusuna SETİ programı ile yürüttüğümüz bütün çalışmalara rağmen yanıt bulamadık. O halde yanıtı felsefe yoluyla vermek zorundayız. Aynı şekilde evren tek bir seferde oluşmuş bir yapı mı, bunu da bilimle çözemiyoruz. Yine felsefeye başvuruyoruz. Durum açık ve anlaşılmayacak bir tarafı yok. Son derece net konuşuyorum. Daha açık nasıl konuşulur, bilmiyorum.
  9. democrossian
    Aman çok komikmiş!!! Ne var da iki iletim alt alta alıntılanmış, hiç bir şey anlayamadım. Bir anlayan varsa açıklasa bari!
  10. democrossian
    Ya bu kedi çok yaramaz! İletilerimi mahvetmekten zevk alıyor. Üstüme tırmanıp klavyeye atlıyor ve bilgisayarın abuk sabuk şeyler yapmasına yol açıyor! Bilgisayarın ne komut verildiğini şaşırıp çökmesi an meselesi!
  11. democrossian
    "Bu daha başlangıç, mücadeleye devam"!!! Erdoğan da "emri ben verdim" diyerek suç işlediğini açıkça itiraf ettiğini söyleyen ve savcıları göreve davet eden Osman Pamukoğlu'ya dava açmış! Tabii dava nedeni bu değil. Pamukoğlu'nun "siyasi dilenci" demesi. Sözde davayı bunun için açıyor. Halbuki Pamukoğlu bunu daha önce de defalarca söylediği halde dava açmamıştı. Şimdi açmasının nedeni tabii ki suçunu bilerek panik olması. Demek polislere gaz kapsüllerini nişan alarak kafaya sıkmaları, yerde yatan insanları tekmelemeleri ve plastik mermi ile taramaları, sivil polislerin insan öldürmeleri, palalı saldırganların serbest bırakılması emrini de polislere kendisi vermiş. Bunlar ise insanlık suçu. Yargı da yandaş yargıya dönüştürüldü ama, insanlık suçu peşi bırakılacak bir suç değildir. Halk da verdiği oylarla bu suça ortak olacak mı, insanlık tümüyle bitecek, geri bir yobaz ülke olmaya devam edecek miyiz, bunu göreceğiz.
  12. democrossian
    Al benden de o kadar @@gloria ... Bu adam bir yerde bir falso verecek diyordum, yazılarını çok beğeniyordum ama, kaba biri olduğunu duyuyor, duymazlıktan geliyordum. Ya Ece Zereycan gibi bir hanımefendinin zerafetine saygı bari duyar insan ya... Gazetecilik başarısından dolayı heyecanlı ve tedirgin olduğu gözden kaçmıyordu. Genç, atak, güzelliğiyle etkileyici, parlak bir televizyoncu yani, pırıl pırıl bir insan. Büyük abilerinden bir takdir, bir övgü beklerken adamın yaptığı çok terbiyesizceydi. Uğur Dündar toparlamasa çok üzülecektim. İyi ki oradaydın, iyi ki varsın Uğur abi... Sana minnettarım. Ece hanımı onore ettiğin için çok teşekkürler...
  13. democrossian
    Hayır şimdi, iktidar tüm basın yayını tehdit ile, baskı ile ya hapse attırmış, ya esir almış, ya yem borusuna bağlamışken, bir iki tane televizyon çıkıyor, baskılara, kapatma tehditlerine, para cezalarına karşı direnerek halkın televizyonculuğunu yapıyor, penguen belgeseli yayınlanan saatlerde halkın haberlerini veriyor. Tüm o paralar, tehditler, medya devleri paçavraya dönüyor, bu bir kaç kahraman televizyoncu biber gazı altındaki meydanlara, plastik mermilerin uçuştuğu yerlere giriyor, habercilik yapıyor. Onların ellerini öpmek dururken, onlara kaba saba hitaplarda bulunmak... Ayıptır ya... Ayıp. Beni kendinden bu kadar soğutmayacaktın Özdil... Sana olan saygımı yitirdiğime çok üzülüyorum...
  14. democrossian
    Olur mu yahu! Çok iddialı bir söylem olmuş... Katılamadım maalesef @İNTERLOCK ... Ayrıca bir fikir platformunu etiketlemek doğru olmaz. Bir platformda her tür fikir olabilmelidir.
  15. democrossian
    Ben Yılmaz Özdil'i düne kadar çok severdim. Hakkında bazı duyumlarım olsa da önemsemiyordum. Bu kadar zekice yazılar yazan bir kişinin ufak tefek kusurları olabilirdi. Fakat Halk TV de izlediğimde maalesef kendisinden soğudum. Ece hanım Suriye'ye kadar gitmiş, bir devlet başkanı ile röportaj gerçekleştirmiş ve güzel, hepimizin merak ettiği sorular sormuş, ayrıntılı yanıtlar almış. Yılmaz Özdil ise bu gazetecilik olayına küçümseyici bir yaklaşımla yorum yaptı. Ece hanım gibi çok güzel ve zarif bir hanımefendiye kaba sözler söyleme densizliğinde dahi bulundu. Ece hanım zerafeti ile onun düzeyine düşmedi ama üzüldüğü açıkça belli oldu. Neyse ki Uğur Dündar usta televizyonculuğunu derhal gösterip Ece hanımı onore eden sözler söyledi ve gazetecilik başarısını tebrik etti. Bu kadar kaba saba bir adam olmasına inanamadım Özdil'in. Kendisine olan saygım maalesef kayboldu, o enfes yazılarını eskisi gibi zevkle maalesef okuyamayacağım. Ece hanım gibi zarif bir hanımefendiye öyle kaba hitapları çok yakışıksızdı. Kınıyorum. Aslında ne demek istediğini anladım, söz anlatımı yazı anlatımı kadar güçlü değil. Ama söylemeye çalıştığı şey doğru olsa da, üslübu bence çirkinliğe varan bir düzeydeydi. Doğrusu üzüldüm. Kendisine olan saygımı yitirmekten hiç hoşlanmadım ama yitirdim. Ece hanım bunu haketmedi. Hiç üzülmesin, yaptığı iş elbette bir gazetecilik başarısı idi ve Beşar Esad ile ben röportaj yapsam, ben de aynı soruları sorardım. Ece hanımı kutlar, başarılarının devamını dilerim. Kendisi meydanlarda biber gazı, plastik mermi karşısında görev yapmış saygın bir gazeteci ve zarif ve güzel bir hanımefendi. İyi ki varsınız Ece hanım...
  16. democrossian
    Yanlış varsa söylersin, doğrusunu öğreniriz. Beni sınava sokmaya çalışman yersiz. Bir tıkın ucunda olduğunu madem kabul ediyorsan, nesini soruyorsun. Ordan da bir tıkın ucunda, burdan da... Ansiklopedik bilgiden fazlasına ihtiyacımız var. Değerli olan bilgi vermek değil, bilgiyi yorumlamak, hayatına katmaktır.
  17. democrossian
    Gerçek romanının ilk cildini bir solukta okudum. Çünkü ikinci cildinde ne olduğunu öyle merak ediyordum ki, ona geçmek için birinciyi hemen bitirmem lazımdı. İkinci cildi daha rahat ve özümseyerek, dikkatli okudum. Çocukluğumda benim kişiliğimi Oscar Wilde masalları oluşturmuştu. Çocukken Oscar Wilde gözümde ilah gibiydi, bu adama tapıyordum. Benim kişiliğimi Oscar Wilde biçimlendirmiştir. Lise dönemimde Agatha Kriste'in o ince ve hayranlık uyandıran zekasından etkilenmiştim. Bunun bana ne faydası oldu, dahi kadınların olmadığı şeklinde toplum tarafından empoze edilen tabuyu yıktı. Yoksa fikir anlamında direk etkisi tabii olmadı. Sonrası arayış ve Farabi'yi araştırırken determinizmi bulmam. Fakat Oscar Wilde hâla ilk temel harcını koyan yazar. Bir de üniversitede Suriye hanım diye bir hocam vardı. Ona gizli bir hayranlığım vardı. O anladı ve bana özel ilgi gösterdi ama ben ondan etkilenmeyi reddettim. Bu eşşekliği niye yaptığıma ömrüm boyunca hayıflanacağım. Hayatta yaptığım en eşşekçe davranıştı. Bu yüzden kendimi hiç affetmiyorum. Şimdi geriye baktığımda Suriye hanım benim fikir mimarım olmuş da benim haberim yokmuş. Tabii ki ateistti. Hiç açıkça söylemedi ama ben tabii ki biliyordum. Suriye hanım, size ulaşmam mümkün olursa, kulağımı mı çekeceksiniz, ne yapacaksanız yapabilirsiniz. Size belli etmedim ama size hayrandım. Hâla hayranım. Benim idolümsünüz... Sonsuz saygılar ve sevgiler, saygıdeğer ve çok sevgili, layık olamadığım Suriye hocam benim...
  18. democrossian
    Eğer yanlış bir tanım yaptığım düşünülüyorsa, nerde yanlış yaptığım ve doğrusu açıklanır. Şu nedir bu nedirle ben uğraşamam. Burda bedava konferans vermiyoruz. Açar nedir ne değildir öğrenirsiniz. ben öğretemem. Ben yorum yaparım, bilgi vermem. Bilgi bir tıkın ucunda...
  19. democrossian
    Ateistleri suçlamaya herkes nedense bayılır! Bir ateisti suçlamak kadar kolay bir uğraş yoktur. Çünkü ortaya nadir çıkarlar. Çoğu kendini ele vermez. Harbi ateistin bin katı gizli ateist vardır. Örneğin ilahiyatçıların büyük çoğunluğu bence gizli ateisttir. Dinin gerçeğini bilip de dindar kalmanın bir yolu yoktur. Ateistlerin kedi kurban ettiğinden, kedi kanı içtiğinden tutun, akla hayale gelmeyecek abuklukta türlü suçlamalara kadar sıralanır. Yok ateizm de bir dinmiş, yok illüminati hizmetkarlarıymış, yok masonların ortakçılarıymış, yok bilmem ne... Bunun nedeni abası nasılsa kalın, vursan da bir şey olmaz, vur sopayı gitsin anlayışına bağlıyorum. Yani ateizmin argümanları öyle güçlü ki, kırmak olanaksız. Sıradan saldırılarla bir şey yapılamıyor. Standart bir suçlama da ateistin aslında teist olduğudur. Bunu en çok aralarında anlaşamayan dogma karşıtları kullanır. Yok merafizik düşünüyormuş, yok teist gibi düşünüyormuş, yok dogmaları varmış, yani kısaca ateisti hep teist ile özdeşleştirmeye çalışırlar. Bunun mantığı, zıddına giderek, en çok karşı olduğu şeyle suçlayarak onu sinirlendirmek. Başka türlü bir ateistle başa çıkmak olanaksızdır.
  20. democrossian
    Akılsal, mantıksal kanıtlar soyut kanıtlardır. Devam etmekte hiç bir sakınca görmüyorum. Bunun metafizikle hiç bir alakası yok. Akıl ve mantık, metafizik olgular değiller. Ama somut olgular da değiller. Felsefede düşünce deneyleri vardır. Hiç bir laboratuar ve alet gereç gerekmez. Tamamen akıl yürüterek yapılır. En ünlü bir kaç örnek, Einstein'in görelilik düşünce deneyi (bir ışık hüzmesi üzerine binmiş gözlemci) Şrödinger'in kedisi düşünce deneyi ve Maksvel'in cini düşünce deneyleridir. Metafizikle bağıntı kurmak için bir neden yok. Ben ne söylediğimi bilirim.
  21. democrossian
    Bilim somut kanıtlarla çalışır. Felsefe ise soyut kanıtlarla. İkisi de kanıttır. Somut kanıt bulamayışımız, somut kanıtları gözardı etmemizi gerektirmez. Akıl, mantık, kıyas, muhakeme gibi soyut kanıtlarla çalışmak zorunludur.ç Felsefe zaten bunun için var. Somut kanıt bulamadığımız konular için. Şu var ki somut kanıtların toplumsal sonuçları olur. Soyut kanıtlara dayanılarak ise hiç bir bağlayıcılık üretilemez. Örneğin bir yargı kararı verilecekse somut kanıt şarttır. Çünkü yargı eylemleri yargılar, fikirleri değil. Eylemin ise gerçekleştiğinin somut kanıtı olması ön koşuldur. Meteoroloji bir bilimdir. Ama çok fazla şarta dayalı olguları inceleyen kaotik bir bilimdir. Suyun üç kaynama şartı gibi kesin olmayışı bundandır. Az değişkenli sonuçlar kesin belirlenebilirken, çok değişkene bağlı olgularda belirlenim zorlaşır. İnsan davranışları da karmaşık ve kaotiktir. Sosyal olaylar da... Bunlar psikoloji ve sosyolojiyi bilim olmaktan çıkarmaz. Sadece çok fazla değişken olduğu için belirlenim zordur. Bugün meteoroloji, ileri tekniklerle yüzde doksan başarıları yakalayabiliyor. Hiç fena değil. Yüzde ellinin üzeri tahmin başarı kabul edilir. "İnançsız" yaftalamasından vaz geçmelisiniz. Bu, nihilist bir tutum ve teist yaftalaması. İnançsız diye bir kimse olamaz. Herkesin inançları vardır. İyi ve doğru inançlar da vardır. Teistlerin ekmeğine yağ sürmeyin. İnanç özgürlüğünü savunmak, ateistlerin en büyük kozudur. Ateizm bundan başka yol ile düze çıkmaz.
  22. democrossian
    İnanılır. Mereoroloji yarın yağmur yağacak der, inanırsınız. Bilgi edinilmiş de olur, yanınıza yağmurluk alırsınız.
  23. democrossian
    Bilim agnostik olamaz. Bilim inançlarla yürümez. İnanç, felsefenin işidir. Bilim tanrı yok da var da demediği için çıkarımların geçersiz. Ateistler ise tanrının olmadığını bilimle değil, felsefe ile kanıtlarız. Nasıl diye sormayın yine, yazıyorum yazıyorum, elli kere yazıyorum yine aynı şey soruluyor: "Sahi mi, nasıl kanıtladınız bunu?" E dön baba dönelim oynamıyoruz. Bir şey de elli kere yazılmaz.
  24. democrossian
    Yüzlerin zamanla silikleşmesinden, ayrıntıların bulanıklaşmasından ben bazen dehşete kapılıyorum desem abartma olmaz. İnsan belleğinin anıları yapılandırmasından, yeniden düzenlemesinden ve yaptığı değişiklikleri kendisinin yaptığını gözardı edip, hatırladığının gerçeğin aynısı olduğunu zannetmeye başlamasından gerçekten dehşete kapılıyorum. Bazen kendimi gözlemlerim. Bir anıyı ele alır, bunun hatırladığım şekli ile oluş şekli arasında ne farklar olabileceğini, bilinç altımın hatta bizzat bilincimin bu anıda ne gibi revizyonlara gittiğini ayıklamaya çalışırım. Genelde restorasyonları belirlerim. Fakat bazen ne kadar uğraşsam bazı şeyler gerçekten o şekilde miydi, yoksa bunu ben mi değiştirdim, bunu belirleyemiyorum. Beni dehşete düşüren, belleğin bu esnek yapısı. Bu bellek esnekliği yüzünden bir masuma katil diyebiliriz. Bir katile masum diyebiliriz. Bundan dehşete kapılıyorum. Bu yüzden bir adli cinayet işlenebiliyor. Tipi hoşuna gitmeyen masum bir kişiyi bir tanık "teşhis ettim, katil buydu" deyip hapse gönderebiliyor. Gerçek katil o sırada sinsice gülümseyebiliyor. Bence korkunç... Hemen Emile Zola'nın "Gerçek" adlı romanı aklıma gelir. Bu kitap, bilemiyorum... Benim adeta kişiliğim... Emile Zola'nın hayranıyım...
  25. democrossian
    İnançsızlık diye bir şey yoktur. İnançsız diye bir kimse olamayacağı için yoktur. Yarın yağmur yağacağına veya yağmayacağına inanılabilir. Atatürk ilkelerini sonsuza kadar yaşatmaya inanılabilir. İlkeleri uğruna ölenlerin aslında ölmediğine inanılabilir. Bunlarda hiç bir sakınca yok. Ateizm de bir felsefi düşünce, dolayısıyla inançtır. Din gibi ateizm de ideoloji haline getirilemez. Kişiseldir, kişiyi bağlar. Toplumu bağlamaz. Toplumu sadece ve sadece bilim ilgilendirir. Başka ilgilendirecek bir şey yoktur. Felsefe bilimden destek aldığı için, ateizmin bilimsel dayanakları elbette var. Evrim teorisi gibi. Bu, bilimin ateist olduğu anlamına gelmez. Bilim böyle felsefi işlerle ilgilenmez. Bunlar felsefenin işidir. Bilim ne tanrı var der, ne de yok der. Bu sorun felsefidir. Bilimin işi değildir.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

  Kabul Ediyorum