Zıplanacak içerik

evrensel-insan

 Saygıyla Anıyoruz
  • Katılım

  • Son Ziyaret

evrensel-insan tarafından postalanan herşey

  1. Dedim ya sana gosterilen her belge senin bilincalti yonlendirimli inancindan geri doner. Evrim "agzi ile kus tutsa" da senin inancinin inadi icin fark etmez. Bunun temeli bilissel noncognitivizmdir. Bu konuda baslik var. Kisaca teizmden farklilasan bir beyin teizmin bilincine varmis ve sorununu algilamistir. Teist duzeyinde olan bir beyin teizm bilincinde degildir, dolayisi ile onun icin sorun da yoktur. Mesela ben sana neden bir maymun cinsinin insanogluna fiziksel olarak benzedigini ama bir kopegin daha az benzedigini sorarsam; senin Allah'in bu soruda sana ne cevap verdirir? Neymis ateizmin "bilimsel dayanagi?"
  2. Kusura bakma ama yazistigimiz her baslikta bilimselligin ne oldugunu sana cesitli acilardan acikladim. Ama sen bilincalti olarak evrimi kabulunun inancini sarsacagini dusunuyor ve inancin sarsilmasin diye de yine bilincaltiolarak bunu inkar ediyorsun. Oyuzden ben sana beyazi gostersem her yonden beyaz oldugunu aciklasam da, fark etmeyecek. Cunku senin onun beyaz oldugunu algilaman ve kabullenmen; seni inasnc bosluguna dusureektir. Son bir caba harciyorum. Evrim olabilme olanaginin olmuslugunun verdigi gozlemden yola cikar. Inanc ise bu gozlemi sirf inanci ugruna red eder ve kendini kandirir. Gozlem otobus duragina bakar ve uc kisi var der ve ekler bu gozlem ile yanlislanabilir. Nitekim birt kisi gider sayi ikiye duser, ya da bir kisi gelir sayi 4'e cikar. Inanc ise gordugu halde orada uc kisi yok ve olamaz, cunku durak ancak iki kisi alir, der. Ve boylece iki kiside sabitlenir.
  3. Anladim. Ayrica gunde en az 3-4 fincan kahve icerim.
  4. Bilmem, yoktur herhalde. Yani yapiliyim, kilolu degilim. Neden, kahve kilo mi yapiyor? Benim bildigim uyku kacirir. O da benim icin gecerli degil.
  5. Ben onu bana getiririm.
  6. Sagol. Aslinda bu teknik konularinda biraz gonulsuzum. Oglumdan gerekli oldugunca yardim aliyorum.
  7. Bende bu sabah; simit surulen peynir, tavuk salami, siyah zeytin, domates yedim. Ah bu bilgisayar ozurluluk. Ben sizler gibi gorsellige tasiyamiyorum. Sadece kuru yazi olarak kaliyor.
  8. Bilimin zamani varda, senin zamanin yok. Cunku yazdiklarin zaten bilimselligin algilanmadigini gosteriyor. Epistemolojik-anlik gelinen bilgi siniri. Olgusal-gecerlilik Gozlemsel yanlislanabilirlik Teori-test edilebilirlik Yani bilimin bilimselliginde ne kesinlik ne de suphe mevcut degildir. Sadece gecerlilik vardir. O da degiskendir.
  9. Iste tam da bu nedenden gozlem olarak insanoglu diye yine insanoglunun adlandirdigi fenomenin zihniyet davranis yasam ve iliski v.s. olarak insanlasmasi gerekir.
  10. Basta bu soruyu yanitlayabilmek icin; Birincisi soruyu soranin tanridan ne algiladiginin ve tanrisina ne anlam ve icerik verdiginin bilinmesi. Ikincisi bu soruya verilecek yanit ne olursa olsun; ancak tanri kavramini olumlu degerlendirdikten sonra sonra olacaktir. Ucuncusu bu sorudaki tanrinin mustakil var olan varlik olarak sinirlarinin belirlenmis olmasi gerekir ki, "kendinden guclu/kendi altinda kalacagi" nin ne oldugu ve kavramlastirilmasi olanakli olsun.
  11. Zaman insanoglunun yapilandirdigi, algiladigi, kavramlastirdigi somuta tasidigi ve vazgecilmezi oldugu bir olgudur.
  12. Bu aksam hem sizlerleyim. Hem de mac var.
  13. Simdi ancak nal topluyorum. Yalniz saglamlik ve her turlu dayasniklilikta yeni nesile "tas cikartirim." Uykusuzluk, aclik, yorgunluk v.s. gibi.
  14. Benim 100 metre rekorum var. 11.4 sn. Senesini yazmayayim.
  15. Oh be gozum gonlum acildi. Cocuklugumu ve kapis "kavgalarimizi" hatirladim. Ben kaptigimda kimse beni yakalayamazdi. O yuzden kimse bana kaptirmak istemezdi.
  16. Vallahi zahmet senin zahmetin, ben ne diyebilirim ki; sadece "ellerine saglik" demekten baska.
  17. Ben hemen egosal bir bencillik yapip, birini kapayim. "Sona kalan dona kalir." Hala bir tane var, var mi taliplisi; kapanin elinde kaliyor, gel okur gel; ilk alan kazaniyor. Eline emegine saglik. Huuuup oh, cok guzel olmus. Ilkinde bencillik yaptim zaten, biz onu paylasiriz. Ikinciyi de baskasina birakayim. Hani "biri icer biri bakar, kiyamet ondan kopar" Gercigecenlerde kiyamet kopmadi da, neme lazim!
  18. Bak cumle burda. "Ruh nasil tanimlanirsa tanimlansin, gozlemi yoksa bilimsel degildir." Olmek ile yasarken fiziksel sorun yasamak ayni seymi? Buradakullandigin algi zaten yasayan icin gecerlidir. Olen bir kisi kendi yasamini nasil algilasin? Ben kendi olumum ve senin kendi olumun adina bunu diyorum. Yani olum yasamin yasayan acisindan sonudur. Bunlarin hepsinin gozlemi insanoglu ya da canlinin yasam ve iliski izdusumu uzeriundedir. Konu bilim degil, bilimsellik. Bu da olgusal gecerlilik ve gozlemsel yanlislanabilirliktir. gozlem veren bir sey inanc degildir, onun oyle oldugudur. Tabiki bilimin bilimselligi epistemolojiktir yani anlik gelinen yerdir. Iste bu yer surekli suregelen bir surecoarak yenilenir, degisir ve gelisir. Bilimsellik nokta degil; virguldur. Yani gecerlilik herkesi yanlislanabilene kadar baglar. Gecerlilik yanlislandiginda da yeni gecerlilik soz konusudur. Iste bu surekliligin bir siniri ve sonu yoktur. Cunku fenomen de gozlemi de, algisi da kavrami da bilgiside sinirsizdir; sadece gecerli kilinir o da yanlislanabilene kadar. Buradaki yanlislanma ancak gozlem ile mumkundur. Bilimde ve her dalinda henuz gozlem vermeyen teoriler vardir. Buradaki temel de gozleminin mantiksal olabilirlik olasiligi ya da olmuslugudur. Inanc olmusu akla tasir ve arkasinda baska bir akilarar. Bilim ise olmusu gozlemler ve izah eder. Bu konuda yazdiklarinin hic biri bilimsel gecerlilik tasimasz. Sana bir daha diyorum "ev rim bir olgudur" basligini oku.
  19. Zaten yukaridaki cumlen turk olmayanlara yonelik "bir meydan okumadir" Ayni AKP'nin "ulkeyi begenmeyen ceker gider" demesinden farki yoktur. Iste tamda emperyalist zihniyetin istedigi bu otekilestirmedir. Cunku otekileseni elde etmesi icin otekilestiren su "meydan okuma" mesaji; emperyalizmin eline istedigi kozu vermektedir. Ayrica Taurkiye bir devlet degildir. Dunya cografyasinda yerini almis bir cografi alandir. O yuzden devlet bu alan olamaz. Devlet bu alan uzerinde yasam surenlerin her turlu farki ile devleti olmalidir. Yani toplumun ve farkli halklarinin devleti. Benim buraya kadar yazdiklarimda siyasi hic bir yan yoktur. Yazilanlar cografi ve insan haklarinin hak ve ozgurlugunun evrensel hukuk temelidir. Yani yerine gelmemesi insanlik sucudur.
  20. Savasimin adi terorist degildir, bunun ismi olan teror ve de izmi olan terorizmdir. Teroristle yapilan savasin, terorizm kaldikca bitmeyecegi aciktir. Sonucta vucut olarak ne kadar oldurursen oldur, beyin ve zihniyet olarak tureyecektir. O yuzden teror terorizmin hareketi terorist de uygulayanidir.
  21. Iste buradaki sorun, o anayasanin; kurdun hayatini ve iliskilerini bir kurd gibi yasamasina izin vermez. Dolayisiyle kurd'un kurtlugunun hak ve ozgurlugu sadece soylemde kalir, bu da politik kandirmacadir. Cunku bu kandirmaca mikroayrimci emperyalizm tarafindan da gayet iyi bilinir ve kullanilir. Turkiye devleti turkiye cografyasi ve turkiye toplumu sadece turk'e indirgenemez. Ayrica bu aciklamalarin bilimsel degil; ideolojik inancsaldir. Soyle dusun ve empati yap. Kendini bir an bir kurd olarak dusun ve bir kurdu de turk olarak dusun. Yani sen ikincil o birincil konuma gecsin. Yine boyle mi dusunecektin?
  22. "Kahveler" de sadece bir kahve var, kime yetecek? Zaten kapilmis bile.
  23. Katilim icin, tesekkurler. Aslinda tanti ve tanrilastirma iki turludur. Somut ve soyut. Tarihselolarak budha'ya kadar soyut tanri yoktur. Iste hristiyanligin karanlik cag "basarisi" ikisini de icermesidir. Yani insanoglu ile tanri arasinda somut ve insanoglu olan isa bagi vardir. Yani isa eliyle tanriya ulasabilirsin. O yuzden de hristiyanlarda olenler anilmaz. Yani mevlid, mezar ziyaretleri v.s. yoktur. Cunku onlar olenler ile yasayanlarin ortak bir duinyasi olacagina ve yasayanin olene erisecegine inanmazlar. Ustelik bunu oleni rahatsiz etmek v.s olarak algilarlar. Iste Isa'nin "Tanrinin oglu" lakabi burdan gelir. Burada Isa eliyle/yoluyla tanriya ulasabilmenin yaninda, ogul olan Isa'nin babasi olan tanri'nin meryem ile olan iliskisi de ortaya cikar. Bilindigi gibi Meryem bakiredir. Iste bu temelde hristiyanlik tanriya ulasimda hem somut hem de soyutu icerir. Islam ise tamamen soyut ve budha temelli samanizm icerir. Yani tanriya erisilmez ve muhammed sadece bir elcidir. Yani muhammed kendi adina degil; tanrisi adina konusur ve kisiyi tanriya eristirmez, sadece kisiye tanridan mesaj iletir. Iste o yuzler islam imani bir yerde tanriyi ya muhammed-kuran ya da kendi agzindan konusturur ve kendi ya da muhammed'in konusmassinin tanrinin konusmasi olduguna kendini inandirir. Bir yerde Dennisse lakapli yazar arkadasin yaptigi gibi. Aslinda bu bir cesit sorumluluk ve yukumluluk almama ve kendi varliginin farkindasizligidir. Aslinda burada olan KISININ KENDI KENDISINI KENDI ANLAM VE ICERIK VERDIGI TANRISINA TESLIM ETMESI OLUR. Bunun bilinc ve farkinda degildir. Cunku kader yolu ile kendisini tanrisinin konusturdugunu sanar. Neyse burada keseyim. Yeni bir acilim olursa devam ederim.
  24. evrensel-insan şurada bir başlık gönderdi: Sanat Felsefesi
    Dun N.Hikmet'in dogum gunuydu. Dunyaca unlu sairimiz ulkesine hasret vefat etti. Kimdi bunun sorumlusu? Gerci bu bizim toplumumuzun bir ozelligi dunyaca unlu beyinlerimizesahip cikamamak ve ulkeden kacirmak ya da iceri atmak. Ataturk devrinde, kendisine kominist, sosyalist v.s. diyenler ve tarih ile yuzlesmek isteyenler adina N.Hikmet'e yasatilan her turlu insanlikdisi muamele tarihimizin bir yuz karasidir. Bugun bakiyorum da, eski komunistler, sosyalistler v.s. bir yerde ya Ataturk ve ulusalcilar tarafinda yer almakta, ya da liberal etiketiyle AKP yaninda yer almaktadir. Bugunun durumu da her nasilsa N.Hikmet ve onun gibi poitik gorusu olanlara ulusalcilar ve Ataturk'te birlesenler "sahip" cikmaktadir. Peki bu sahip cikanlar; Ataturk'un devrinde sosyalist, komunist goruslu kisilerle gecinememesini ve hatta onlarin gordugu her turlu insanlik disi muameleye sessiz kalmasini nasil acikliyorlar? Bakin, N.Hikmetin yargilanmalari. Davaları 1925 Ankara İstiklal Mahkemesi Davası 1927-1928 İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası 1928 Rize Ağır Ceza Mahkemesi Davası 1928 Ankara Ağır Ceza Mahkemesi Davası 1931 İstanbul İkinci Asliye Ceza Mahkemesi Davası 1933 İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası 1933 İstanbul Üçüncü Asliye Ceza Mahkemesi Davası 1933-1934 Bursa Ağır Ceza Mahkemesi Davası 1936-1937 İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası 1938 Harp Okulu Komutanlığı Askeri Mahkemesi Davası 1938 Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesi Davası Hepsi de TC ve Ataturk doneminde. Gerekce; 1925 yılından başlamak üzere şiirleri ve yazıları yüzünden birçok kere yargılandı. 1938 yılında orduyu ayaklanmaya kışkırtmaya çalıştığı gerekçesiyle 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Nedir bu gerekce, kimin elinde bu gerekce ile ilgili nasil birdelil var. Bu da ergenekon tertibi gibi bir tertip olmasin. 1950 yılında bir af yasasıyla salıverildi. Ancak sürekli izlendiği ve çürüğe ayrıldığı halde 48 yaşında yeniden askerlik yapmaya çağrılması ve öldürüleceği yolundaki duyumlar üzerine yurtdışına kaçtı. 1950'de iktidar kimde, Ataturkculerde mi-CHP yoksa Menderes'te mi? 48 yasinda bir kisi curuge ciktigi halde, nasil askere cagrilir. Neden ve kimler tarafindan oldurulmek istenir? Memleket dışında geçirdiği yıllarda Bulgaristan, Macaristan, Fransa, Küba, Mısır gibi dünya memleketlerini dolaştı, buralarda konferanslar düzenledi, savaş ve emperyalizm karşıtı eylemlere katıldı, radyo programları yaptı. Budapeşte Radyosu ve Bizim Radyo bunlardan bazılarıdır. Bu konuşmaların bir kısmı bugüne ulaşmıştır. Burada onun che tipi bir savasim vermisligi var. Neden bu savasimi ulkesinde veremedi? 1950 yılında Stalin yönetimindeki Sovyetler Birliği'ne giden Nazım, 25 Temmuz 1951 tarihinde Bakanlar Kurulunca Türkiye vatandaşlığından çıkarılmasının ardından, büyük dedesi Mustafa Celaleddin Paşa (Konstantin Borzecki)'nın memleketi olan Polonya'nın vatandaşlığına geçerek Borzecki soyadını aldı. 3 Haziran 1963 tarihine gelindiğinde ise, Nazım Hikmet geçirdiği bir kalp krizi neticesinde hayata gözlerini yumdu. 5 Ocak 2009 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile Türkiye vatandaşlığı iade edildi. 2009'a kadar devletin, hukumetlerin akli neredeydi? Simdi birileri bana, Ataturkculerin, kemalistlerin, ulusalcilarin v.s. neden N.Hikmete Ataturk'te birleserek "sahip cikmak" istediklerini, nasil aciklayabilir? Ataturk'u ve onda birlesenleri nasil "sosyalizm/komunizm yanlisi" ilan edebilir. Asil soru, bir zamanin solcu adi altindaki sosyalistleri komunistleri; nasil ve neden bugun ulusalci Ataturkcu olabilir? Evet kim ve nasil N.Hikmetin Ataturk doneminde suclanmasini ve Ataturk ile sosyalizmi/komunizmi birlestirebilmeyi izah edebilir? Aslinda butun bunlar kendisine aydin, elit, devrimci, ilerici v.s. diyenlerin dedikleri bilincte olmadiklarini ve aslinda kendilerinin de ne olduklarini kendilerinin bilmediklerini ve bukalemun gibi tarihin donemlerinde saf degistirdiklerini; en acisi bu anlamdaki mucadelenin bir "moda/gosteris" oldugunu dusunmektedirler. Yoksa elde edilmis bir mucadele bilinci bu kadar kabuk degistirmez. Ya da sirf birseyleri savunu adina tum tarih red edilmekte ya da unutulup yeniden yazilmaktadir.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.