Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

evrensel-insan

 Saygıyla Anıyoruz
  • Katılım

  • Son Ziyaret

evrensel-insan tarafından postalanan herşey

  1. Kime neye gore yanlis, senin materyalizmini gore mi/maddeye gore mi? Varligin tanimini yapar misin? Maddenin tanimini yapar misin? Ikisi arasindaki farki aciklar misin? Insanoglu disinda hic bir fenomen numenal deger tasimaz. Insanoglu fenomene numenal degeri verir. Benim mantigim ne diyalektiktir ne demateryalisttir. Epuistemolojik mantiktir ve yapilandirmaci bilgidir. Dedigim gini farkli kulvarlasrdayiz. Benimki bilgi, senin ki varlik. Bilim bilimsel olarak VARLIGI ORTAYA KOYMAZ, GOZLEMINI ORTAYA KOYAR. Varlik ile ilgili her bir ortaya koyum, metafizik ontolojik teolojik ideolojik inancsal ve dogrusaldir. Bilimin gozlemi ise olgusal ve onun soyutu olan teori uzerinedir.
  2. Zaten hic bir akil kendince inancini kendine dogrulamazsa, zaten inanamaz ki? Onemli olan bu dogrulamanin bilimselligidir. Yani olgu olmasi ve gozlem vermesi. Iste bilissel ve bilimsel olarak tum soyutlarin gozlemi insanoglu uzerinden onun davranislaridir. Ama demokrasi oyle mi: Bir fasistin ideolojik olarak inandigi demokrasiyi dogrulayarak gerceklestirmesi ile bir sosyalistin ki bir midir? tabiki degildir. Mesela su an AKP'ye gore olan demokrasi, ulusalcilara gore yoktur. Eeee demokrasi var mi/yok mu? ne diyecegiz. Butun soyut kavramlar ona inananca dogrulanarak gerceklesir. Ayni kisinin dusunce ve/veya davranisi icin bir kisi iyi bir kisi kotu diyebilir, ee hangisi gecerli. Ayrica tum soyutlar uzerine tarihlerdir kitaplar yazilmistir ve etik en temel soyutlarin felsefesidir, ama bilimsel degildir. Iste o yuzden varliklarda farklilasir. Kitap-somut varliktir. Demokrasi-soyut varliktir ama duzen/sistem olarak ideolojik inancsal dogruya gore somutlastirilir. Allah soyut varliktir, ama inananca kuran somutu ile ozdeslestirilir. Ayni mesela guzelin bir kisi cicek fikir v.s. ile ozdeslestirilmesi gibi. Dolayisiyla kavramlar ya bir somut ya da bir soyut varlik ile ozdeslestirilir, ya da soyut bir kavram somutlastirilir. Kisaca ya ideolojik inancsal olarak akilda soyutu yaratir ve somuta tasirsin; ya da bilimsel olarak somutu gozlemler soyuta tasirsin. Bilimsel olan ikincidir. Ilki kalici mutlak v.s. ikincisi degisken ve yanlislanabilir olandir. Fikir bilgiye tureyendir. Mesela camiyi soyutta tasarlarsin, somut olarak ta insa edersin. Orucu soyutta tasarlarsin, somut olarak uygularsin. Ayrica bilimin soyutlari da fikirdir. Yani teoriler, hipotezler, tezler v.s. Fikir-idea yani id'in disa vurumudur. Id de ego ile ozdestir. Kisaca; Ya bir somut yansir kavramlasir-dunya Ya bir soyut yansir kavramlasir-tanri Ya bir soyut yansir kavramlasir ve somuta tasinir-kuran Ya bir soyut yansir kavramlasir ve ya soyuta ya somuta tasinir. dusuncenin dogrulugu/yanlisligi ya da davranisin dogrulugu/yanlisligi demokrasinin varligi/yoklugu. Bu temelde insanoglu soyutlamasi; fenomen uzerinedir, fenomenlestirilir/somutlastirilir, numen uzerinedir, soyutlastirilir. Numenal yeti ile numenal deger de farklidir. Her soyutlama bir numenal degerdir. Numenaldeger soyutlamasini da numenal yeti yapar. Dusunce bir numenal yeti iken, dogru bir numenal degerdir. Iste o yuzden fenomen varliktan farklidir. Cunku gozlem verir, halbuki soyut bir deger de varlik olabilir.
  3. Peki soyutlari ne yapacaksin "iyi/kotu, guzel/cirkin/dogru/yanlis duygu his sevgi saygi nefret kin hirs namus demokrasi hak ozgurluk v.s. saymakla bitmez. Aslinda insanoglu soyutlar ile yasiyor. Yani yonlendirim ve yaptirimi veren soyutlar uygulayan somut vucutlar. O yuzden "varlik" eger yansitilan ise; sadece soyut degildir. Degil. Cunku insanoglu ortaya cikmadan bilgiyi ortaya koyan bir varlik yok. Mesela dinazorlar devrinde dinazor algisinda olan ne varlik ne de bilgi. Insanoglu ile birlikte kavram ve bilgi ortaya cikti. "Algiya gozlem veren var miydi?" ya da "algiya gozlem veren ne idi?" diye sorarsan, insanoglu oncesi bu sorunun yaniti yoktur. Cunku algi insanoglu algisi degildir. Dinazor algisidir. Insanoglu ile dinazor arasinda da bir dialog yok. Sadeceinsanoglu temelli bir monolog var. O da insanoglu icin, dinazor icin degil. Ayrica metafizikte iki farkli varlik dali vardir. Mustakil var olan varlik ve gercek varlik. Iste buradaki "mustakillik" bilimsel olarak ne indirgeme ne de toparlama olarak ortaya konamaz. Gercek varlik ise neyin gercek olarak taban almasi temelinde tartisilir. Ayrica gercegin ne oldugu bile tartismadir. Cunku inancin dogrulanmasi gercektir. Aslinda soyle izah edeyim. "Insanoglu oncesi mesela dunya var miydi?" Birincisi bu sorunun kendisi ve yaniti sadece insanoglu varligindadir. Ikincisi soruya verilen zamansal yanit insanoglu oncesidir, yani 4.5 milyar yil. Ucuncusu dinazorlarda belki dunyayi algiliyordu, ama bu algi onlara aitti ve insanoglu ile bir dialog yok. Bu durumda evet dunya zamansal olarak insanoglu tarihinden once vardi. Mekansal olarak ise insanoglunun dunya fenomenini algilamasi ile varlasti.
  4. evrensel-insan şurada cevap verdi: sedelina başlık Forum Oyunları
    Baktim "gunaydin" demenin pek belirgin bir saati yok. Eee ne de olsa sitemiz tum dunya cografyasi. Benden de bir "gunaydin, gonul aydin."
  5. Bilgi bir turevdir. Bilginin soyut/somut varligi ortaya koyani-inancsal/ideolojik mutlak tek ilk ve dogrusal Bilginin varligin adini, tanimini tarifini ortaya koyani-dilsel Bilginin varligin gozlemini olgusunu ortaya koyani- bilimseldir. Ortaya konmus bilginin bilinci farkindaligi sorgulanmasi siniflanmasi algilanmasi v.s.-bilisseldir. Epistemoloji demek, yani her turlu bilginin felsefesi;inanc ile gercek arasinda kurulan dogrulama koprusudur. Yani inanci dogrulayarak gerceklestirmek.
  6. Bilgi, insanoglu kavraminin duyusal ve duyumsal algi birlikteliginin ve bu algiya gozlem veren fenomen ya da akila yansiyansoyutun insanoglu eliyle, adina, ait ve icin olarak yine kendine bildirdigi ve belirttigidir. Referans kaynagi gozlem ve yansi verenin (insanoglu dahil soyut/somut hersey) yansitilmasidir. (sadece insanoglu) Bunu defalarca konuştuk. Ben de şunu defelerca sordum net bir cevap alamadım. Bana insanoğlunun bir ürünü olan bilginin referans kaynağını açıklarmısın? Yani insanoğlunun ürettiği bilgi neyi kavramlaştırıyor? O soyut bilgiyi ne ile özdeşleştiriyor. Özdeşleştirdiği o "şey" olmazsa bilgi olabilir mi? Bir aydır bunu tartışıyoruz. Lütfen cevabın kısa ve net olsun. Sağlıklı okumuyorsun. Ben "insanoğlu yokken bilgi vardı" mı dedim? Kisaca INSANOGLUNA YANSIYANIN KENDI DE DAHIL YANSITILMASIDIR. Kavram bilgiye donusuyor. Kavramda insanogluna gozlem veren somut yansiyan soyut ile ozdeslestiriliyor.Ozdeslestirdigi sey hem kendi hem de kendine gozlem veren ve yansiyan hersey. O olmazsa da insanoglu olmazsa da bilgi olmaz. Cumlen su "Bilgi olmadan varlık vardı. Insanoglu varligi olmadan bilgi olamaz. Dolayisi ile bilgi olmadan hangi varlik vardi, kime/neye gore?
  7. Zaman (kendi yaptığınız düzenleme dahil): 26 Şubat 2013 - 18:11 Evet duzelmis eline saglik.
  8. 29-30 Eylül 2012 tarihlerinde ODTÜ Biyoloji ve Genetik Topluluğu'nun Ankara'da gerçekleştirdiği 7. Ulusal evrim konferansı' videolari.
  9. Gecenlerde Basbakan ulkenin ve toplumunun basinda bilincalti sorgulanmazlar olan iki ana etikdegerden biri uzerine yorum yaparak, tarafini iyice ortaya koydu. "Dindar/Kindar nesil yetistirme" olarak yola cikan ve di degerleri milli degerlerin onune alan basbakan diger deger olan milli degerde kesin konustu. "Her turlu milliyetciligi 'ayaklar altina' alacagiz." Bu once kendi tarafindan yanki buldu, eski futbolcu simdiki AKP milletvekili olan, Hakan Sukur; acikladi "Ben Turk degilim." Burada oynanmak istenen oyunu cok iyi algilamak gerekir. Her turlu milliyetciligi "ayaklar altina" alacak olan basbakan her nedense, kurd milliyetciligini korukluyor ve turk milliyetciligini de "yok etmeye" yoneliyor. Nedir buradaki oyun, sudur: BOP direktifli esbaskan olan basbakanin her zaman oldugu gibi esbaskanligi basbakanligindan onde gidiyor ve esbaskanligi uyguluyor. O yun nedir, oyun ise BOP temelinde Orta Dogu'nun her turlu ekonomik politik ve dipolomatik yonlendirim yaptirim ve yonetimini emperyalizmin teslim almasi ve iktidarin da bu yolda bir piyon olarak en onde kullanilmasi ve cikar bittiginde de ayni bolunme politikasinin turkiye cogrfafya ve toplumuna uygulanmasi. Her zaman soyledigim bir sey vardir. Toplumumuza dogustan verilen hic bir etik degerin bir kokeni temeli yoktur ve bu yokluk ayni zamanda bilincde de vardir. Zaten o yuzden ulke disina cikan toplumumuzun ferdleri zamanla bulundugu ulkeye ayak uydurarak her turlu degerlerini koruyamayip asimiliye olurlar. Iste bu son basbakanin aciklamasi Turkiye'deki toplumun TURK MILLIYETCILIGININ ASIMILASYONU na yoneliktir. H.Sukur orneginde ve medyada cikan kisilerin kendi milliyetini sorgulama temelli yazilardan da anlasilacagi uzre, bu asimilasyonses vermektedir. Burada aslinda milliyetsiz kalan ve kendine turk diyen toplumun Osmanli temelli muslim ve gayri muslime donusturulusu planlanmakta, ilk hedef 2023 olarak Cumhuriyetin sonu ve ikinci hedef te 2071 olarak turklugun sonudur. Aslinda 2071 hedefi sadece turklugun degil, muslumanligin da sonudur. Gerci teokrat gidisatin F.Gulen/A.Gul ve cemaat kanadinin hedefi evengalizm olarak bu yonde olsa da, Erbakan/Esbaskan temelli polis devletinin hedefi ise malezya/Iran usulu seriattir. Su an ulkemiz ve toplumumuz bu iktidar cekismesi yolunda ilerlemektedir. Cumhuriyeti, Laikligi, evrensel hukuku insan haklarini parti ve polis devleti ya da otokrat devlet olmak istemeyeni bekleyen gelecek, budur; duyurulur. Aslinda esbaskanin da bilmedigi BOP'un sadece milliyetciligi degil; muslumanligi da "ayaklar altina almak" istedigi ve 1071 Anadolu'suna donmek istedigidir. Aslinda esbaskan zaten yaptigi her turlu icraatle zaten Osmanli'dan gelen muslumanligi "ayaklar altina" almistir. Din onun her turlu uygulamasinda sadece ve sadece oy kandirmaca aldatmaca ve duygu somurusu, muslumanligin su istismaridir. Sahi Anadolu 1071 oncesi etik temelde kavim ve din olarak neydi ve nasildi?
  10. Zaman (kendi yaptığınız düzenleme dahil): 27 Şubat 2013 - 01:03 -GMT
  11. Aslinda fark etmiyor, cunku yazdigim yazi o saate gore cikmasi gerekiyor. Buna gore 8 saat bir ileri fark var. Yani su an saat 16 mesajin saati 24
  12. Bugun yeryuzunde ateizm iki ana teizmden sonra kitle olarak ucuncu sirada yer almaktadir. Ateizmin insanoglu ile olan iliskileri acisindan iki temeli vardir. Ilki toplumsal olan sosyalizm ve materyalizm; Digeri bireysel olan nonteizm ve antiteizm. Once ilkini ele alalim. Bilindigi gibi materyalizm insanoglunu da bir madde olarak degerlendirmek te, dolayisi ile her turlu iliskide meta mal olarak algilamakta ve her turlu etik/metafizik/ideolojik inancsal degeri insanoglunun yasaminin onune koymaktadir. Bu temelde ki en gozlem veren ornek tarihteki Lenin sonrasi kurulan SSCB ve bu birligin dine yanasimidir. Buradaki en buyuk hata bilinclenmek/bilinclendirmek egitmek/ogretmek yerine dinin ustune yasaklarla gidilmesi ve dinin her turlu yasam ve iliskisel antipropagandasidir. Tarih bize yasak ve baskinin geri teptiginde dinin eskisinden daha guclu geldigini gostermistir. Digeri ise genelde ulkemiz ateistlerinin durumudur. En basta teistler otekilestirilmektedir. Ikinci olarak "muslumanliklari olculmekte" musluman olmamak ile suclanmakta" kazanilmak yerine, dincilerin kucagina itilmektedir. Bunun disinda polemige cekilmekte, her turlu karsi cikilmakta ve otekilestirilerek karsiya alinmaktadir. Aslinda bu sekilde bir ateistin teiste yanasimi, bir cesit misillemedir ve bilinc icermez. Ateizmin bilinc ve farkindalik temelli olani ise, bir teisti dusunce ve bilgisi ile bilinclendirmek olmali otekilestirmek yerine, onun ile dialog kurmaya yasamda birlikte yasamaya ve onun her turlu dini kimlik degerlerine saygi gostermeye ve boylece de saygi gormeye calismalidir. Bir ateistin bireysel olarak yasam ve iliskisi kendi acisindan din ve tanri icermemeli, din ve tanri icererek yasayanlara da saygi gostermelidir. Bir ateist cagdas, evrensel hukuk ve hak ve ozgurlukler temelinde etige ve ahlaka bilimsel bilgisel ve bilissel olarak yanasmali. Toplumun kabul edemeyecegi hic bir dusunce ve davranisi ahlak temelinde uygulamamalidir. Ateist hem kendinin hem de inanc farklarinin bilinc ve farkinda olarak, birlikte yasam ve iliskide bireysel dusunup davranmali saygi gostermeli ve saygi gormelidir. Bu temelde metafizik varliksal ve etik olarak materyalizme ve yasanan sosyalist tecrubeye yonelik bir ateizmin dusunce ve davranis olarak insana ve insanliga saygisi yoktur. O yuzden ateizmin temeli insan ve insanlik olmali ve her turlu din felsefesinin ve teolojik durusun insanogluna getirdigi sosyo-psikolojik sorunlari dile getirmeli. Teizm ile hem tanri hem de din bazinda verdigi mucadeleyi dusunsel ve bilgisel vermelidir. Aksi bir yanasim polemik, distalama, otekilestirme ve hatta kutuplasarak satasma, atisma ve her inaniri ayni kefede degerlendirme ve bilinclendirmek yerine, dini uygulayamamak ile suclayarak dincilerin kucagina itmektir. Bu temelde ateizmin insan temelli ve insanlik veren ve uygulayan tabani materyalizm de degil; humanizmin cikarsiz egosuz yanasiminda yatmaktadir. Unutmamak gerekir ki, herkesin etik metafizik degerleri kendine ve onun kimlik degeridir ve uygulamasi da hak ve ozgurlugudur. Buradaki sorun hak ve ozgurluk sinirini asarak baskasinin hak ve ozgurlugune baski yapmaktir. Insanoglu oyle bir yaratiktir ki; degersiz yasayamaz. Ustelik cogu deger sahipligi ve savunusu da bilincalti ve sorgulanmazdir. Bu temelde bir kisinin kendini bilincsizce deger bosluguna dusurmesi, onun ya canavarlasmasi ya da bananecilesmesi ya da pasifist olmasini getirir. Ben degerlerini bilincsizce kaybetmis ve insanoglunu bir cikar kullanimi olarak goren ve bu cikar icin kullanan harcayan bir ateiste; bilincalti sorgulamadan iman olarak inanmis ve bu inancinin degerlerinden dolayi kimseye zarar vermeyen bir teisti tercih ederim. Sonucta teist ya da ateist, onemli olan insan ve onun insanligidir. Her iki birbirine zit dini ve teolojik yanasimda da ideoloji inanc ve dogrularin insan ve insanligin onune gecmesi ve bunun dusunce ve davranisi; ayni insanlik sucu ve ihlalidir. Bu suc ve ihlal ister madde ister kul ozdeslestirimli insan icin islensin, fark etmez. Sonucta butun ideolojik inancsal dogrular, kendi dogrularini insan ve insanligin onune deger olarak cikardiklarinda bu ideolojik inancsal dogrunun ne oldugunun ve de baska bir dogruya ters oldugunun bir anlami yoktur. Sonucta insan ve insanlik baska degerlere tercih edilmekte ve kullanilip harcanmaktadir. Insanoglunun yasamindan daha degerli hic bir etik metafizik ideoloji inanc ve deger, veri tabu olamaz. Olur diyenler ve bu deger ugruna hem kendini hem de baskalarini harcayanlar; insan ve insanlik adina tekrar oturup dusunsunsel. Degher verdikleri ideolojik inancsal dogrulari ile kime yarar kime zarar sagliyorlar? Kimi neden ve nasil kendi dogrularina zorluyorlar?
  13. Zannedersem saat de yanlis. Su an Turkiye'de saat 17:17 olmasi gerekirken, biraz once yazdigim mesajin saati; Gönderi Tarihi: Bugün, 23:10 olarak cikmis. Yani, 6 saat ilerde.
  14. Hoca bir arkadasina borclanmis. Belirli bir zaman odeyemeyince de, arkadasi "kapisini asindirmaya" baslamis. Bir gun Hoca'dan borcunu istemeye gelirken, kapidan hocanin ciktigini gormus ve takip etmis. Bakmis hoca pazara gidiyor. Kendi kendine "Hoca'nin pazarda harcayacak parasi varsa, bizim borcu da oder" demis ve takibi birakmis. Ertesi gun solugu dogru Hoca'nin yaninda almis ve parasini istemis. Hoca "su citi goruyormusun?" diye sormus. Adam merakla "Eee, goruyorum, n'olacak?" diye sormus. Hoca baslamis konusmaya " Burdan her gun gunde iki kez bir giderken bir de gelirken koyun surusu gecer. Iste o koyunlar gelir/giderken yunleri citlere takilacak, ben o yunleri alacagim, hanim onlari ipe egirecek. Ben o ipleri alip, pazarda satip; senin borcunu odeyecegim." Bu garip teklif ve ticaret hakkinda saskinligini gizleyemeyen arkadasi, baslamis kahkahalarlas gulmeye. O gulerken, Hoca araya girmis ve "seni koftehor seni, pesin parayi gorunce nasil da gulersin!" demis.
  15. Bizim seksist ve erkek sovenist bir deyimimiz vardir, sac/kadin konusunda "saci uzun, akli kisa" Buradaki "kisa" kimin neyin neye gore olcumudur, bilinmez!
  16. "Kestane kebap, yemesi sevap" o soba ustunde pisirilen ve disarida el yakan ve dumani tuter halde kesekagidinda satilan kestaneleri hatirladim.
  17. Bilgilendirme icin, tesekkurler. Herkese gecmis olsun. Benim kendi acimdan hatirladigim cesitli basliklarda yanit olarak yazdigim, en az ona yakin mesajim buhar oldu. Ne yapalim teknigin onunde "boynumuz kildan ince, kilictan keskin." Mesajlarimi hatirlarsam, tekrar yazacagim.
  18. Dun belirli bir saatten sonra yazilanmesajlar silinmis. Ben son mesajimi c/p yapmistim. Aynen buraya alintiliyorum. Hersey maddeden uremez. Insanoglu dabir maddedegildir. Soyutlama ve soyut insanoglundan urer. Bilgi de insanoglunun bir urunudur. Buradaki metafizik, felsefenin varlik dali ile ilgilenen bransidir. Materyalizm de varlik uzerine gorus belirtir ve metafizigin ontolojik bir bakis acisidir. Dogru ve gerceklerini ontolojiye dayandirir Benim felsefemin bilimselligi yapilandirilmisligindan gelir. Bilimsel felsefe yapilandirilmis bilgi felsefesidir. Materyalizmin ne bilim ne de bilimsellik ile bir bagi yoktur. Sadece varliksal/ontolojik bir bakis acisidir. Bilimsel olmakinanc/ideoloji tarafindan dogrulanmis gercege (reality/truth) degil, olguya (fact) dayanir."Her sey" ve ne oldugu sadece bir determinist inanctir, olgu degildir. Senin rastlayip rastlamaman, degerliliginin olcutu degildir. Degeri uygulanabilirlik ve olabilirlik temelindedir. Benim kulvarim, var ol ve inan kokeni degil; bil kokenidir. Kime neye gore acik ve net. Bana gore acik ve net ki yaziyorum. Acik ve net bulmayanlar neden ve neresini bulmadiklarini ortaya koyarlarsa, koyan icin acik ve netlestirme olanagi olur. Yoksa bunun genellemesi olmaz.Sonucta yazan olarak bana gore acik ve net. Pes etmek algimin da nedeni senin olumsuz yanasimindi. Cunku hem konu disina ciktin, hem de azdiklarindan yanit yazmayacagini algiladim. Ama tabiki konu ve kavram olarak ilgini ceken onemsedigin ve etkilendigin basliklarda yanitini bekler ve alirsam sevinirim. Hayir insanoglu yokken bilgi yoktu. Varligi da kendini de her algiladigini da insanoglu kavramsal bilgisi ile ortaya koydu. Insanoglu disinda insanogluna yansiyan bir gerceklik vardir, yalniz bu gercekligin ne oldugu,tanimi, tarifi, anlam ve icerigi insanoglu bilgisidir ve bu da yapilandirmaci bilgidir. Simdi yine belki hosuna gitmeyecek ama, ben bunu "metafizik varliksal tartismanin sonu" basliginda acikladim.
  19. Dun belirli bir saatten sonra yazilan mesajlar ve acilan basliklar silinmis. Yonetici arkadaslarin bundan haberi var mi? Teknik bir sorun mu? Bilgilerinize.
  20. Erkeksel Disilik Basliktan da; anlasilacagi gibi; insanoglunun dogal dusuncesinin, hic te dusunce siniri icine sokulamayacagi bir baslikla, sizlere; bu basligin ne anlam ifade ettigini ve bu basligin dogal dusuncenin evrensel temeldeki; ctetolojik koken ve yapisinin tam sinirlarini ve sorunsal cikmazini ortaya koymak istiyorum. Once elimizde olan dogal dusunce kavramlarini siralayalim. Iste basligimizin icerdigi kavramlar bunlardir. Bu ne anlama gelir. Dogal dusuncenin koken ve yapisinda; erkek ve disinin sadece goruntusel (fiziksel) olarak var oldugu, ama dusunce de yer almadigi; disiselligin ise; hic bulunmadigi "yok" sayildigi ve/veya gozardi edildigi ortaya cikar. Erkeksel disilik ne demektir? Dusunce kokeni olarak erkeksel disilik. Dusuncenin erkeksel, yani X karakterini, ozunu; karsitlik ve ikilem ve goruntusel ve sey olarakta; Y sekillenisi, olusumunun uclemini, yani em-pozitif, tek ve nokta nin noktasal goruntusunu dusunce de, davranisa sunmaktir. Iste bu temelde; dusuncenin ozunde; ne erkek, ne de disi vardir; onun yerine erkeksel karakterli disiligi simgeleyen insanOGLU mevcuttur. Bu insanoglunun ozu bir ikilem; insan ve erkek; insan ve disi; ve de karsitliktir;erkek ve disi. Buradaki bir ikilemde; erkekte gorulur; kendi ve baba; disi de de; anne ve kadin. Ikilem ile karsitlik farkinin daha iyi algilanmasi icin, ikilemin ayni fiziksel yapidan kaynaklandigini; karsitligin ise; iki farkli fiziksel yapidan kaynaklandigini belirtebiliriz. Buradan once, Y uclem goruntusunun nasil olustugunu veya sekillendigini ortaya koyalim. Em pozitif; karsitliklari veren Y nin alt ucudur. Yani, pozitif ve negatifin, cikis noktasi ve de kaynagi em-pozitiftir. Ornek; Hak (em-pozitif) hakli veya hakki (pozitif), haksiz veya hakki degil (negatif) Buradaki em kokeninin, pozitifi, syn,sym yada davranistaki pro; em kokeninin negatifi, anti ya da davranistaki contra. Simdi de ikilemin, nasil teke indirgendigine bakalim. Bu A dir, veya bunda A vardir. Ilkinde, isaret ile (bu) kesinlik (dir); ikincide de; yine isaret ile (bunda) kesinlik (dir) ortak olarak A yi ortaya koyar. Iste A ikilemin teke indirgenmis sekillenisi ve olusumudur. Buradaki A yerine "hak" kelimesini koyabilirsiniz. Iste; tek ve em- pozitif olarak kesistirilen A da; noktadir. Dilin kulak ve noktalama koken ve temeli; bu karakter ve gorunusu olusturmus vesekillendirmistir. Dolayisi ile kontrol yaparsak; A noktasi, A ve Karsi A olarak; karsitligi. A var ve A olmak olarak ikilemi verir. Iste bu izahi verebilen ve dogal dusuncenin bunyesinde olmayan ve dogal dusunceyi ortaya koyabilen dusunduren dusunce, yani disisel oz ve karakterdir. Bu karakterin ortaya konmasinda; ne bir erkeksel karakter, ne de bir bu karaktere sahip olan disilik olusum veya sekillenisi yoktur. Hem erkek ve disi gorunum farkinin farkindadir, hem disinin kadin-anne ikileminin, hem de erkegin baba versiyonunun farkindadir. Erkeksellik ve disilik soz konusu degildir. Erkek/disi ayrimi soz konusu degildir. Anne/kadin ayrimi soz konusu degildir. Erkegin babaversiyonu soz konusu degildir. Tek bir sey vardir soz konusu olan, insan ve onun farkli versiyonlarinin esitligi, birligi, ve beraberligi uzerine yurutulecek dusunce ve davranis, yasam ve iliski, sistem ve duzen. Iste bu tip bir dusunduren dusunce uretimi, INSANIN DISISEL URETIMIDIR. Not: Bu yazi tamamen bir dalalet, aykirilik ve terslik iceren bir dusunce urunudur. Mumkunse; ayni icerikte degerlendirilebilip, algilanmasi istenendir. Erkegin "Disilik Cikmazi" Tarihin ilk donemlerinden beri, erkegin; insanoglunu acisindan; bir cikmazi vardir. Bu cikmaz disi ve onun disiligi cikmazidir. Erkegin yasam ve iliskisinde; yarattigi, iki ayri disi turu vardir. Bunlardan birisi kadin, digeri ise annedir. Erkek icin; disi genelde ve gorunuste sadece bir kadindir. Ama, oz ve ozele gelindiginde ve bilhassa aile kavraminin da getirmesiyle goruntudeki kadin, anne olmustur. Bir erkek, eger bir disiyi algilarken; onu anne olarak algilarsa; kendisinin ve neslinin tamamlayicisi olarak gorur. Dolayisiyle onu korur, kollar ve hatta el ustunde tutar. Eger, bir erkek; bir disiyle bu ozellikte bir bagi yoksa; o zaman disiyi kadin olarak gorur. Hem duygulari, hem dusuncesi, hem davranisi; kisaca yanasimi tamamen farklilasir. Daha, sonralari bu aile iliskisi; teyzeleri, halalari, kiz kardesleri, ablalari, esleri, baldizlari, yengeleri, kayinvalideleri,nineleri v.s. getirmistir. Tarihte, sadece anaerkil toplum; erkegin, disiyi; doguran, kendisini ureten ve anne olarak gordugu bir toplumdur. Onun disinda ve bilhassa aile mevhumundan sonra, erkegin disiyi genelde; bir kadin olarak gormesi; sadece ozelde bir anne ve akraba olarak gormesini getirir. Sizlere soruyorum. Erkegin zihniyetinde yer eden ve dusuncesinde yarattigi; disinin bu iki farkli ozelliginin kokeni ve temeli nedir? Neden, birini korumus, kollamis ve kendisinin devami ve tamamlayicisi olarak gormus; digerini ezmis, kolelestirmis, karsisina almis ve "gun yuzu gostermemistir" Erkegin; disiye yanasimindaki bu farkliligin kokeni ve temeli nedir? Bu ayrimsal farki korumasi; genelde insanoglunu ne gibi bir dusunce ve davranisa itmistir? Bu farkin; disi uzerindeki karmasik etkisinin rolu nedir?, yani "ben disi olarak bir annemiyim?, yada erkegin ozel ve ozsel yakinimi?, yada ben bir disi olarak, kadinmiyim?, yani erkegin geneli goruntu olarak algiladigi ve "horgordugu" Sizce, insanoglunun; insan olma mucadelesinde; erkek, disiyi nasil gorur ve ozde algilarsa; bu ayrim ve fark ortadan kalkar? Erkek, bu ozel ve genel yanasimini; nasil dengelemelidir ki; insanoglu; insanlik iceren ve insan olan, bir dusunce ve davranis uretiminin yasam ve iliskisini sursun? Erkegin, disilik uzerinde, uyguladigi "ikiyuzlulukte, acaba disinin rolu nedir? Disinin; kadinlik ve annelik dusunce ve davranislarini, nedenleyip sorguladigimizda, acaba; disiligin kendi icindeki; dusunce ve davranis uyusmazliginin da, acaba algisina varabiliyormuyuz? Bir kadin, erkegin eliyle ezildigini gorur ve yasarken; nasil olurda, anne olunca bir erkek evladi kendisini ezen bir zihniyetle yetistirir ve destekler? Neden, bir kadin anne olunca; dogal dusuncenin erkeksel karakteristigini kadina nazaran, daha on plana cikarir? Dolayisiyle; disinin bu kadinin ezilmesindeki; annelik dusunce ve davranisindaki erkeksel karakteristigin rolu, neden bu kadar belirgindir? Bir disi, anne olduktan sonra; acaba, kadinlik yonunumu unutur? Neden, erkeksellik karakterinin erkegi;disinin kadinini ezebilirde,disinin annesini ezemez. Yoksa; ezmesi icin bir neden mi yoktur? Ozaman disiligin temeli; erkeksel karakteristigin ortaya koyusuna gore; fiziksel olarak annede yansidigi icin mi korunur? Ya da dusuncedeki, disilik erkeksel karakteristigin ortaya koyusuna gore, sadece kadinda mi vardir? Erkeksellik, disilik uzerindeki dusunce ve fizikteki bu anne-kadin ayrimini neden uygulamaktadir? Erkeksel karakter; hangi disiligi korur kollar, hangisini kullanir ezer? Erkekselligin; koruyup kolladigi disilikteki-ki dusunce olarak annelik, fiziksel dogum olarak annelik, dogurucu olarak kadin- fark ile; ezdigi ve kullandigi disilikteki-erkek olmayan cins, cinsi beraberlik, erkek icin yaratilan kole, hizmetci v.s. fark; nasil aciklanir? Disinin erkeksel karakter kokenli erkek egemen topluma karsi verdigi mucadelede; kadinlik mi annelik mi, yonu ortaya cikmalidir? Disi hangisidir. Fiziksel olarak; kadin mi?, annemi?, dusunsel olarak; kadin mi?, anne mi? bu erkeksel karakteristikli tek dusuncenin varliginda, disi hangisidir? kadin mi?, anne mi?, dogal dusuncenin erkeksel karakteristiginin dusunen dusuncenin insansal karakteristigine donmesi adina, disi; hangi yonunu one cikarmalidir; kadin mi?, anne mi? Bu temelde; hangi disi erkegi egitmelidir; annemi?, kadin mi? Disi hangisidir/ hangisi olmalidir/disinin bu ikili butunlugu nasil saglanmalidir/erkek bu konuda nasil egitilmelidir/insansal olan hangi disidir, kadin mi-anne mi? hangisi dusunen dusuncenin yonlendiricisi olmalidir? Bir erkegin, insanoglu olarak; kendisi icin bictigi uc farkli karakter yapisi vardir. Bir erkek dogum ile olum arasi bu uc farki da; yasar ve belirli bir donem sonra ucunu birarada yasar. Bir erkek hangisidir? Evlat mi?, es-koca- mi?, babami? Bir erkek icin; bu ucunden hangisi onun bakis acisini ve dusunsel ve davranissal yasam ve iliskisini belirler? Evlat; bakima, kollanim ve korunuma, yetistirilmeye, egitilmeye ve ogretilmeye; kisaca yasam ve iliskiye hazirlanmasi gereken erkektir. Bizim toplumumuzda, birey yetismediginden de; bu alginin yasi ve duzeyi yoktur. Bir ebeveyn icin evlat evlattir. Koca, yani es; evinin erkegi olmaya, eve ekonomik getirim saglamaya, esini; koruyup kollamaya ve evinin duzenini saglamaya gorevli bir erkektir. Baba ise; ailesinden sorumlu, ailesinin refahi ve huzuru icin calisan; onlarin herturlu yasamsal sorunlarina gogus geren, ailesinin koruma, kollama egitim-ogretim gorevini hem maddi; hem manevi olarak ustlenen erkektir. Buradaki, tanimlar; Anadolunun; tarihsel birikim, deneyim ve bilinc temeli goz onune alinarak verilmistir. Her iki yone de genisletilebilecek tanim icerikleri-modern ve gerici- verilebilir. Ama bunlar Anadolu'nun gercekci yapisina uymaz ve istisna olur. Evet, bir erkegin; evlat mi, es mi, baba mi, olarak hayata bakis acisi; insansal ve antiayrimcidir? Bir disinin, tercih ettigi erkek dusunce ve davranis tipi, hangisidir? ve neden? Disi bu tercihi, hangi bakis acisi kisiligiyle yapar? Kadin mi?, Anne mi? Kadinin "ezilmisliginde" Disinin Rolu Nedir? Insanoglunun tek koken ve temelli dusunce yapisinin ortaya koydugu, iki tane ve birbirine zit fiziksel gorunumu vardir. Erkek ve disi. Tarih boyu bir konu one cikmistir. Erkek her nedense; disinin hep annelik yonunu one cikarmis, buna saygi duymus; ama, disinin kadin yonunu de; "ezmis, ikinci plana itmis, kolelestirmis ve kullanmistir" Ayni fiziksel bedende ayrimlastirilan bu farkta; acaba disinin rolu nedir? Ayni disi bedende; butunlesen annelik ve kadinlik, erkek acisindan, neden bu kadar farkli ve ayrimci bir dusunce ve davranis yaratir ve sistemlesmede rol oynar? Buradaki disinin rolu nedir? Eger bir disinin; bir anne olarak; insanoglunu yetistirdigi ve bilhassa erken caglarda egittigi dusunulurse; bu egitim ve yetistirimi almis, bir kiz veya erkek cocugu; nasil olurda; buyuyunce; kadina baska bir gozle bakar? Eger bir disi, anne olarak kadinliginin "ezilmisligini" istemezse; nasil olurda; erken yaslarda yetistirip egittigi evladi, kadina ayrimci bakarak dusunur ve davranir? Disinin, bu celiskisi nereden gelmektedir? Yoksa; disi de; anne olsa bile sadece tek evrensel dusunce kokeninin karakteristigi olan erkeksel yapi ve tabiatli dusuncemi uretmektedir? Ya da bunun baska bir izahi varmidir? Buradan da; cok net aciga cikmaktadirki; bir disisel dusunce ve davranis sekli mevcut degildir. Olanda dogal dusunce de; erkeksel disilik dusuncesi ve davranisidir. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evensel-Insan Zihniyeti
  21. Insanoglu; herhangibir seye ulasmak icin; bir yanasim-yaklasim gosterir. Bu yanasimin temeli; vucudu vasitasiyle, dusuncesinde kavram uretmek ve bu kavram ile, ulasacagi seye yanasmaktir. Buradaki yanasim; dogal dusunce de, sahiplik ve elde etme olarak algilanir. Halbuki yanasimin amaci; iletisim kurmak, kullanmak ve paylasmaktir. Insanoglunun iki turlu yanasimi vardir. Birinci yanasimi kendi ile ilgile ve kendisini ifade edisi ile ilgilidir. Ikinci yanasim ise; ulasmak istedigi olgu ile ilgilidir. Her iki durumda da, insanoglunun yanasimi; kendisine dogumdan itibaren veriler sayesinde, ve bu verileri sahiplenme temelindedir. Bu veriler genelde; ideolojik inancsal dogrular ve bu dogrularin kisiyi yonlendirecek ve yonetecek olan, yasam ve iliskisinin sekillenisidir. Bir kisinin yanasimi; kendini veya ulasmak istedigi olguyu ifade etme amaci tasirken; iletisini dogrulttugu, baska bir kisinin, bundan pek de haberi olmamaktadir. Ayrica, buradaki iletiyi yapan kisinin amacinin; sadece kendi gorusunun dogrusunu ortaya koymakmi, karsidakini kendi dogrusuna ikna etmekmi, yada konuyu tartismaya acmakmi, ya da bilgi, bilinc, deneyim ve gozlem alisverisi yapmakmi v.s. oldugu; genelde, ne iletiyi ileten; ne de uzerine ileti iletilen acisindan pek te bilinmemektedir. Yanasim, konumuzu orneklersek; ornek olarak; kisilerin kisilik ve kimliklerini olusturan ana degerlerden biri olan milliyetciligi ele alalim. Kisi iki turlu milliyetci yanasim gosterir. Birincisi; kendi milliyetciligini ifade etmek icindir. Ikincisi; konuya yanasimi, milliyetci yanasim oldugu icindir. Her iki halukarda da; kisi, milliyetciligi; kendi gelismislik duzeyinin paralelinde olarak; kendisi icin, sabitlemis ve sahiplenmistir. Bu sahiplenme; bir ideolojik inancsal dogrudur. Yukarda aciklandigi gibi, kisinin ne amacla milliyetci yanasimi bilinmemekle beraber; karsidaki kisinin de yanasiminin milliyetci olup olmamasi onun, algisi temelindedir. Burada ya, yanasimlar, uyusur; ya da uyusmaz. Uyusmaz ise; iletisini milliyetci yanasim ile yapan kisinin, rahatsizligi soz konusudur. Eger uyusur ise; bu seferde sorun, ne duzeyde bir milliyetcilik yanasimina baglidir. Bu da dusunsel, kisisel , duygusal/mantiksal, ovunucu/yerici, aciklayici/ortaya koyucu v.s. temelde olabilir. Konunun dusunsel/mantiksal/ortaya koyucu v.s. temelde olmasi, ideal olandir. Ama, hic bir zaman da "kazin ayagi oyle degildir". Bu da; konuya farkli ideolojik/inancsal/dogrularla yanasimdan ve de konunun sahiplenilip, ikna etme-olmaya yonelik olmasindan ve karsilikli dogru kabul ettirme tartismasindan kaynaklanir. Yanasimlara ornek verirsek; Yaratilissal/tanrisal/inancsal/ideolojik/bilimsel/felsefi/dini/milliyetci/sosyal-siyasal-toplumsal/ekonomik/tarihsel/cografi/hukuki/hak ve ozgurluksel/ v.s. nin yaninda; kisisel/genel/duygusal/mantiksal/oznel/nesnel/ ve nedensel/izahsal/sorgusal v.s. olarak ta cesitlenebilir. Yanasim; hem bir adres, hem bir yol-yontem; hem de bir varis/kavusmaya yoneliktir. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evensel-Insan Zihniyeti
  22. Kullanimbilim ve onun yontembilimini algilama adina, olan degisimin degiskenliginin degismezligini soyle aciklayabiliriz. Insanoglu, henuz dunyada yokken, hersey ayniydi. Insanoglunun, gelisiyle birlikte; ayninin, kavram eliyle; farka degisimi, insanoglunun dunyaya kattigi bir katkidir. Peki, bu degisim; nasil bir tabiata, oze, icerige sahiptir? Bu sorunun cevabini; ornekle aciklayalim. Insanoglu, yansisini aldigi ve ayristirarak farkli kildigi seyi, madde olarak kavramlamis ve algilamistir. Dolayisiyle artik, maddenin; bir dusunce olarak algilanmasi ve kavramlanmasi dusunulemez. Herseyden once bu; insanoglunun kurallari ile birlikte yarattigi dilin; nokta ve noktalama yapisina terstir. Madde, konu kapanmistir. Ikinci bir durum da; insanoglunun; sezgi olarak algiladigi ama madde gibi yansimayan ve ayristirarak- ki buradaki ayristirma aynidan, farkli kilma da maddeden- farkli kildigi seyi; inanc olarak kavramlamis ve algilamistir. Ayni, yukaridaki nedenlerden dolayi; inancin da; madde olma olanagi yoktur. Inanctir ve konu kapanir. Iste, ayninin ayristirilarak; farka degisiminin, degismez degiskenliklerinden biri kavramsal degisim budur. Yani, degiskenlik;kavram degismezinin madde ile inanc arasinda-veya dusunce arasinda-kisitlanmistir Iste bu degisimin; degismez degiskenligidir. Ornek verirsek; insanoglunun ayniyi ayristirarak degistirdigi kavram hak olsun. Hakkin degismez degiskenligi; hakli-haksiz yada hakki var-hakki yok, yada hakka sahip-sahip degil; degismez yapisinin degiskenligi-ki iki birbirine zit uctan biri-dir. Buradaki; degismezligin bir ayagida; seyin hakki, yani ikilem-dir. Degisimin, yani ayninin ayristirilarak farkla esitlenmesinin ve bu farkinda kavramlasmasinin-degismez-ikilem ve karsitlik- degiskenligi-karsitligin herhangibir ucuna-digerine nazaran-noktalama, yani belirtme-budur ve bu degisimin olusumu da-ikilem ve karsitligin; tek pozitif ve nokta olarak noktalanmasi, yani uclem-budur. Bunu var kavrami ile aciklayabiliriz. Var degismezinin degisken ikilemi; seyi var ve sey vardir, yani varlik ve olmasi-varolus. Varlik temelli degismezin degisken ikilemi varligin ne oldugu ve varliga inanc tir. Varlik temelli degismezin degisken karsitligi var kilinanin, varliginin varligi ve yoklugudur. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evensel-Insan Zihniyeti
  23. evrensel-insan şurada bir blog başlığı gönderdi: evrensel-insan'in Blogu
    Yukarida sizlere; evrensel kullanimbilim sembolleri olan X ve Y den bahsedilmisti. Bu yazida da; insanoglunun kendi turunu, kendi icin kullanmadaki yontembilimi aciklanacak. Bunu aciklamadan once bir seyi hatirlayalim. Eger, bir kuram, teori, ideoloji yanlislanabilirse bilimseldir. En gecerli teori de, epistemolojik olarak;yanlislanabilen, curutulebilen, kuram, teori ve ideolojidir. Iste yontembilim, insanoglunun biribirini kullanmasi temelinde, tamamen bilimsel olmayan bir yontembilim kullanir. Bu bilimsel olmayan yontembilimin, temeli; insandisi ogelere dayanir. Bunun iki ayagi vardir, birinci ayagi; tanrisal yontemdir. Ikinci ayagi da; maddesel yontemdir. Insanoglu madde veya tanri uzerine ortaya attigi, her yanlislanamiyan ve epistemolojik olarak curutulemeyen, kuram, teori ve ideolojiyi; kendi turunu; yasam ve iliskide; ayirmak, cikar saglamak, iktidar olmak, guc kullanmak, korku yaymak, surude tutmak, dusundurmemek, bencil kilmak, yonetmek yonlendirmek v.s. icin ortaya atmistir. Epistemolojik gercekcilik degilde; ideolojik, kuramsal inancsal dogrusallik tasiyan, ve tum tarih boyu geliserek, degiserek, sosyal-siyasal-toplumsal ve etiksel degerleri sistemlestirerek, duzenlestirerek; kendi turunu kendi icinde idare etmistir. Bu su anlama gelir; bu temeldeki herhangi bir deger sunan ideoloji veya kurami ortaya atarak ve bu kuram icin mucadele edenlerin sayesinde; tum yiginlari, toplumlari, ulkeleri yonlendirmis ve yonetmistir. Iste bu yontembilim sayesinde; bugun dunyada mevcut ve biribirine zit, o kadar cok izm veya kuram, ideoloji teori vardirki; bunlar kendi aralarinda; dogruluk savasi verirken, bu savasa yiginlarida kendi dogrularina yonelik cekmekte, yani; bu dogru savasi icin, hem kendilerini kullandirtmakta, hem de yiginlari kullanmaktadirlar. Iste hem yiginlarin kullanilmamasi, hem de onlari bilincsiz olarak; kendi dogrularina cekerek kullananlar; nezaman; uygulanan bu yontemin bilimsel ve epistemolojik gercekcilige uymadiginin bilincine varirlarsa; iste o zaman, hem bu insandisi kokenli kullanim; hem de bu kullanimi saglayan yontembilim curutulmus olur. Bu curutum, ayni zamanda insanlikdisinin da; curutumu anlamini tasir. Ustelik bilime cesitli dallardan hizmet goturenlerde; bu kullanimin ve yontembiliminin bilincine varirlarsa; hem kendilerini kullandirtmazlar, hem bilimi bu kullanima alet etmezler, hem de bu yontembiliminin curumesine katkida bulunmus olurlar. Bir kisi olarak; bu kullanimbilimini ve onun yontembilimini farkedebilmek; ancak madde ve tanri koken ve temelli; yanlislanamayan tum ideoloji, kuram ve teorilerden ve bu teorilere inancsal dogrusallik temelinde dogru olarak sahiplenimlerini, sorgulamak ve nedenlemekten gecer. Bunun bilincine ve farkina varmak; hem kisisel veya kisilerin kullanilarak yonlendirildigi toplumsal kullanima bir son vermek; hem herturlu insanlikdisi verinin bilincine varmak ve bu verilerden kurtulmak veya arinmak icin mucadele vermek, hemde bu kullanimbiliminin yontembilimini algilamaya ve kavramaya vakif olmak ve tedbir almak, ve de epistemolojik gercekciligin getirdigi bilimsel siniri algilamak ve kavramak ve bununla yetinmek v.s. Kisaca; kendini ve yasam ve iliskisindeki dusunce ve davranisiyla; toplumunu, insanlastiracak ve evrensellestirecek mucadelenin baslamasina vesile olur. Iste anca, bu farkindalik, algilama ve kavrama; ancak, bu kullanima ve onun yontembilimine bir alternatif ve insanlasmanin, hem bireysel, hem de toplumsal yayilimla; evrensel bi halkaya donusebilir. Epistemolojik gercekci olalim ve bunun siniriyla zamansal olarak yetinirken; bu siniri asmayida bilimsel-insansal-evrensel icerikte elden birakmiyalim. NE TURUMUZU, AKILCI INANCSAL DOGRULAR UGRUNA KULLANALIM, NE DE KENDIMIZI AKILCI, INANCSAL DOGRULAR UGRUNA KULLANDIRTALIM. Bu da; insansal-evrensel yontembilimidir. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evensel-Insan Zihniyeti

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.