evrensel-insan tarafından postalanan herşey
-
Kullanimbilim -Ornek-
"Kullanimbilim" in ne oldugunu algilayabilmek icin, bir ornek vermek istiyorum. Tanri'yi ele alalim. Tanri kavraminin; evrensel kullanimbilim olarak belirlenmisligi ve islerligi nedir? Bir kisi; tanri kavramini yasam ve iliskisinde kullanmak ve bu kullanim sayesinde, yasam ve iliskisinde tanriya yer vermek isterse; kullanimbilim sunu der. "Birincisi, tanri kavramini; inanc veya varlik temelinde ifade edeceksin. Tanri kavramini ifade edebilmek icin ise; hem inancin hemde varligin, kullanimbilimce sabitlenmis karsitliklarina bas vuracaksin. Bu karsitliklar, inanc icin;inanma-inanmama; varlik icin ise; var-yok ifadeleridir. Maalesef, ikisibirbirine zit olan terimi ayni anda kullanamazsin. Cunku, dilin kulaga hitapeden ve noktalama ozelligi tasiyan yapisi buna izin vermez. O yuzden; inanci; ya olumlu ucuna, ya da olumsuz ucuna tasiyacaksin ve kullanimi sahipleneceksin. Ayni sey varlik icinde gecerli. Tasidigini, sahiplendigini, benimsedigini; tasimadigin karsi tarafa karsi tartisarak savunacak ve karsi tarafi kendi tarafina ikna etmeye calisacaksin. Ya da; tartisirken; karsi tarafin savunusunu benimseyecek ve ikna olarak, taraf degistireceksin. Bu arada; kendi tarafini savunabilmek icin; kendini inandiracak ve bu inancla mucadele edeceksin. Genelde; kullanimbiliminin kullanimindan ziyade, bu bilimi kullanana yonelecek ve onu kisisel olarak karsina alacaksin. Eger, tartistigin kisi, seninle ayni ucu paylasiyorsa; o zaman da tartisma bitecek. Butun bunlari yapmadan once, ya bilincli ya da bilincsiz olarak; tanri kavramini; ya bir nesnelle, ya da bir oznelle, ya bir somutla, ya da bir soyutla; inanc olarak ozdeslestireceksin. Senin kavram olarak, ozdeslestirdigin inanc; ya seni inandiracak, ya da inandirmayacak. Bu durumda, hangisinde karar kilarsan; inanc olarak o nu sececeksin. Sen, butun bu sabitlestirilmis, evrensel kullanimbilimini kullanirken; Tanriyi, inanci, varligi sabit tutacak; sadece zit uclarindan birini tanri-inanc ikileminde ortaya koyabileceksin. Degisiminde; sadece ortaya koydugun uctan; diger uca gecis yaparsan mumkun olacak." Iste, evrensel temelde sabitlestirilmis ve insanogluna sunulmus, kullanimbiliminin sekillenisi ve isleyisi budur. En buyuk sorununun, ayni noktadan cikilmis olsa bile; uclarinin ikiliginden ve zitligindan; sanki farkli yerlere varilmis izlenimi vermesidir. Bu kullanimbiliminde; kisiye yer yoktur. Kisi sadece kendisine sunulan kullanimbiliminde; sadece ve zorunlu bir secim hakkina sahiptir. Bu kullanimbilim; kisiyi "yok"saydigi gibi; kisiler arasi tartisma ve ikna icerigi tasidigindan, dusunceden ziyade; kisileri tartistirir. Bu tartismanin dozaji da; yerine gore; hem ego, hem cikar, hemde "ustun gelme" temelinde, insanlikdisi dusunce ve davranislara donusebilir. GUNUMUZDEKI, EVRENSEL KULLANIMBILIM; HEM INSANDISI, HEMDE INSANLIKDISIDIR. AYRIMCI, BENCIL, CIKARCI, ERKSEL, BIR ICERIGE SAHIPTIR. BU ONUN CTETOLOJIK TEMELINDEN KAYNAKLANIR. DIL OLARAK, EMIRSELDIR. HAK, OZGURLUK, ESITLIK v.s. YERINE; AYRIMCILIK, KAYIRICILIK, BOLUCULUK, IKTIDAR SAVASI VE HIYERARSININ OTORITESINI ICERIR. Ben, sadece Tanriyi kullanimbilim olarak; kullanmayi isledim. Isteyen, bu kullanimbiliminin sabitlestirilmis kullanimini; baska soyutlara, milliyet, demokrasi, ideolojiler, baska inanclar v.s. tasiyabilir. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evensel-Insan Zihniyeti
-
Aykiri dusunce-Kullanimbilim
Bir dusuncenin, aykiri, yani alisilagelmis, dogal, dogru, normal v.s. olabilmemesi icin; Kullanimbilimin-Pragmatizm- evrensel kullanimbilim isaretlerini, yani X ve Y yi, ortaya koyabilmesi gerekir. Dusuncenin aykiriliginin temel ve kokeninin altinda; ctetolojik kokenin, tamamen ortaya konabilmesi yatmaktadir. Aykiri dusuncenin, kullanim biliminin otesi dusunce tarzini bir kac cumleyle soyle izah edebiliriz. ZITLIKLAR DISI-IKILEM OLMAYAN IKILEM DISI-UCLEM NOKTALAMA DISI-CIZIMSEL USTLEME DISI-YANLAMA POZITIF DISI-NOTR ICERDENLIK DISI-DISARIDAN SAHIPLIK DISI-OZGUR CTETOLOGY DISI-NEONATOLOJI SAVUNU-RED EDIS DISI-ORTAYA KOYUS X VE Y KULLANIMBILIM DISI-EVRENSEL SORUNUN ORTAYA KONUMU INANC, DIN, TANRI, MILLIYET, IDEOLOJI KULLANIMBILIM DISI-SERBEST DUSUNCE Bu listeyi gerci uzatmak mumkun. Yalniz, insanoglunun tarihinde ilk defa X ve Y nin, evrensel kullanimbilm isaretlerinin oldugunu ilk defa bir makale de, hemde bundan 9 gun once, 04/03/2009 tarihinde resmi olarak "Kuramsal Aykirilik" adi altinda anlatimi; dunya tarihine tanistirilmistir. Bu makale ingilizcedir. Ingilizce bilen yazarlar, makalenin "universal pragmatics" bolumunden okuyabilirler. Pragmatigi ilk ortaya atan, fakat hic kitap yazmayan ve sagligida da fazla taninmayan babasi:C.S.Pierce'dir. Kendisi belkide en buyuk Amerikan filozofu olarak tanitilmaktadir. Pragmatigi asil dunyaya tanitan, John Dewey'dir.(1859-1952) Systematik pragmatigi-kullanimbilim felsefenin tum dallarina;epistemoloji, metaphysics, ethics ve aesthetics tasimistir. Daha sonra, Richard Rorty (1931- ), neo-pragmatizmi ortaya atmistir. Linkini verdigim makalede ise, ilk defa; "universal pragmatics"-evrensel kullanimbilimler-basligi altinda, X ve Y tanitilmaktadir. Anlasildigi kadariyla, makaleyi yazan, evrensel kullanimbilimi ortaya koyabilmis, ki qua felsefesi yanasimiyla, ama; henuz disina cikamamistir. Bunu da, makaleyi veren site basliginin "speculative heresy", yani kuramsal kullanimbilim olusundan algilayabiliyorum. Artik rahatca, bu konuda; evrensel kullanimbilimi, sadece ortaya koymakla kalmayan, ama bunun bir sorun oldugunu da; evrensel kullanimbilimdisi ve bilimsel temelde bir aykiri dusunce sekillenisi ile; resmi olmayan kaynaklara gore ilk defa ortaya koyanin evrensel-insan oldugunu rahatca soyleyebilirim. Bu konudaki; aykiri dusunceleri ve kullanimbilimi ileride, daha detayli verebilirim. Iste makalenin linki. http://speculativeheresy.wordpress.com/2009/03/04/definitions-on-universal-pragmatics-uni-versality-universion-performativity-presentation-and-non-sufficiency/ Konu basligi "universal Pragmatics" ikinci baslik. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evensel-Insan Zihniyeti
-
Dogal/Fenomenal Zihniyet, Insanoglunun Numenal/Zihinsel Insanlik Sorunudur.
Yukaridaki baslik, evrensel-insan Zihniyeti'nin bilimsel, bilissel, epistemolojik ve metafizigin hem varlik hem de fizik otesi temelli dogal zihniyetine cognitive, yani farkinda olarak noncognitive, yani bilissiz, anlamsiz, gereksiz, kisir dongulu, akilci, oldugunu ortaya koyan bir tezidir. Evrensel-insan Zihniyeti tezine gore dogal zihniyet, dogal zihniyet olarak (qua felsefesi), insanoglunun kendi kendine bir tur ve bir bir olarak vermis oldugu her turlu akilci ve soyut degerin insanoglunu numenal kullanim ve paylasim olarak insanlastirmadigini ortaya koymaktadir. Bunun aksini dusunen zihniyet, burada dogal zihniyeti numenal insanlik gosterdigine dair savunmak isterse, her turlu felsefi, bilimsel, bilissel dusunce ve bilgisini ortaya koysun. Evet, evrensel-insan zihniyeti dogal zihniyetin, insanoglunun numenal insanlik sorunu oldugunu soylemektedir. Konu tamamen numenal yani, zihinsel, dusunsel, felsefi, fikirsel, gorussel bir konudur. Konuda insanoglunun fenomenal yapisinin ve goruntusunun kisiliginin, kimliginin, toplumunun, inancinin, degerlerinin, lakabinin yeri yoktur. Konu insanoglunu, kisileri, toplumlari v.s. degil; insanoglunun numenal yetisini ve bunun dusunce ve davranis, sistem ve duzen ve de kurum ve kuruluslarini yani akilciligin yarattigi her turlu ideoloji, inanc, ayrim, cikar temelli dunyanin hangi cografya ve toplumunda olursa olsun, nesillerden nesillere yerlesmis her turlu degeri, veriyi ve tabuyu islemekte ve bunlarin insanoglunu numenal yeti kullanim ve paylasimi olarak insanlastirmadigini dile getirmektedir. Aksini dusunen bir zihniyet varsa, bu baslikta kendi dusuncesini bilgi paylasimi olarak felsefi, bilimsel, bilissel nedenleri ile acikliyarak ortaya koyabilir. Yukarida kullanilan her kavramdan, eger yanit yazacak dusunce; emin degilse, bu kavrami da sorabilir, kavrama verilen anlam ve iceriginin verildigi gibi algilanmasi, konunun konudan sapmadan, saglikli ve bir uyum icinde islenmesine yardimci olacaktir. Burada islenen konu/kavram evrensel-insan zihniyeti degil; o zihniyetin, dogal zihniyete qua felsefesi ile bakisinin ortaya koydugu konu ve kavramina gore sorunsal resimdir. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evensel-Insan Zihniyeti
-
Birin, Uclu Bilinc ve Farkindaligi
Birin, turumuz adina ifadesi, bireydir. Bir bireyin yasam ve iliskisinde bir uclem vardir. Bu uclem, birin kendisi, birin turu ve bir ve turunun ortaya koyduklaridir. Birin kendi adina dusunce ve davranisi: BIREYSEL Birin turu adina dusunce ve davranisi: TURSEL Birin kendisinin ve turunun ortaya attiklari adina dusunce ve davranisi:KAVRAMSAL Demekki, bir ne hakkinda dusunup, davranirsa; bu bir uclemdir. Birin, "ben" olarak dusunup davranmasi, "benim dusunce ve davranisim" demesi, bu uclemi icerir. Biri cogullastirir ve birler olarak algilarsak; Iste birin yasam ve iliskisi, bu uclemdir. Birlerin bireysel dusunce ve davranislari, sadece o biri ilgilendirir ve her bir bireysel duzeyde aralarinda olan her farkli dusunce ve davranisi saygi ile karsilamalidirlar. Buna birin, adi, milliyeti, cinsiyeti, tum etiksel (dini, ahlaki, geleneksel, tarihsel olarak kendisiyle ozdeslestirdigi, kisilik ve kimligini olusturan degerler v.s.) degerleri, tum Dusunce sistemi (metafiziksel olarak kendisine inancsal dogruladigi ideolojisi), bireysel yasam ve iliski tarzi, hoslandiklari, kisaca kendi adina sectigi ve yasadigi yasam ve iliskisi. Iste basta her bir, biribiriyle olan iliskisinde bireysel her turlu onun kisilik ve kimligini olusturan ve kendi icin sectigi ve uyguladigi yasami; tum farklariyla birlikte algilamali, saygi duymali, mudahele etmemeli, karismamalidir. Yani, her bir kendi bireysel yasam ve iliski secimini, baska bire mal etmemeli, kendi bireysel yasam bicimini, nasil yasamak istiyorsa, baskalarinin da kendinden farkli yasam bicimini saygi ile karsilamalidir ve mudahele etmemelidir. Iste birlerin, olusturdugu bireylerin birey toplumu budur. Birin Turu adina olan dusunce ve davranisina gelince, bu rada her bir kendi birinin sectigini ortaya koymaya hakki vardir, yalniz, eger turumuz insan ise; o zaman bu konudaki saygi ve ortaklik, insani one cikarmak olmalidir. Yani hic bir birin turu adina dusunce ve davranisinda, bencillik, cikar, ayrimcilik olmamali ve tum birler, turu adina birligi, beraberligi, butunlugu; tum bireysel yasam bicimi farklariyla, bir ahenk halinde yasamalidir. Yani tartismanin ortak karari, her bir birin bireysel yasam biciminin, insanoglu turu butunlugu, birligi ve beraberligine yakisir, uygun temel ve icerikte olmalidir. Iste birlerin olusturdugu bireylerin bu toplumu tursel toplumdur. Simdi gelelim en onemli konuya; bireyler, bir arada yasarken, hem kendilerini, hem turlerini, hemde algi ile dile getirdigi herseyi, kavramsal ifade ederler. Iste bu da birlerin, ve de birler tur butunu insanin ortaya koydugu, dili, felsefesi, inanci, tum bilim dallari, teknigi, birlikte yasam kosullari, ustunde yasadigi dunya, algiladigi evren, dogasi, diger canli ve cansiz varliklar ve de bunlarin, ne oldugu, nasil olustugu v.s. temelli ortaya koyumlar. Burada da onemli olan, herseyden once insanoglu yapi ve isleyisinin birlikteligi ve butunlugunun korunmasi ve bunu bozan her tur, ayrimci, cikarci, bencil, yasami geri plana iten soyutun ve somut sekillenmenin eliminesi,numenal insansalliga yakisir uygun, diger canlilari ve dunyayi, dogayi, evreni, koruyup, kollayacak, teknik ve bilimsel gelisimi saglayacak, dusunceler, oneriler, tartismalar uretebilmek. Simdi, bu yaziyi okuyacak olan her yazar arkadas dusunsun; bir mesaji dile getirmeden once, o mesajin iceriginin ne oldugunu ortaya koyabiliyor mu?, yani dile getirmek istedigi mesaj, bireysel mi, tursel mi, yoksa kavramsal mi? Yani, dile getirecegi mesajinda, sadece kendi ile ilgili dusuncelerimi dile getiriyor?, Turu ile ilgili, onlarin yasam ve iliskilerinin duzeni, sistemi, her turlu etiksel degerleriyle ilgili goruslerini mi dile getiriyor?, yoksa; turunun ortaya koydugu, herhangi bir soyut degeri, ya da somut bir veriyi mi dile getiriyor?, mesela, bilim, inanc, izm, evren, evrim, yaratici, varolus, madde v.s. ile bunlarin ne oldugu, nasil olmasi gerektigi v.s. Iste buradaki sorun, birin mesajinda bu uclemin hangisinin yada hangilerinin dile geldiginin algilanmamasi, hatta dile getiren birin, bunubilincinde olmamasidir. Cunku, birinci tekil sahis veya karsiti 2. tekil sahis dil ve usluplu mesajlarda, hitap edilenin, ne oldugu sorunu vardir. Yani, hem dile getiren, bireysel, tursel, kavramsal farkini verememekte ve algilatamamaktadir, hem de okuyan, dile gelen mesajin bireysel mi, tursel mi, kavramsal mi? oldugunu algilayamamaktadir. Zaten bu uclem hem ortaya konabilip, hem farklariyla algilanabilse, neye saygi gosterilecegi, neyin tartisilacagi, neyin ortaya konacagi, neyin gorus, neyin yorum oldugu, neyin kabul, neyin red oldugu, neyin bilgi, birikim, bilinc v.s. paylasimi oldugu, neyin suclama, satasma, elestiri v.s. oldugu iste o zaman daha net ve acik algilanir. En son bunu bir ornekle belirtelim. Ben diye baslayan bir cumlede, anlatilmak istenen, bireysel mi, tursel mi, kavramsal midir? Yani "benim ahlakim" ornegindeki verilmek istenen mesaj, bireysel mi, tursel mi, kavramsal midir? Iste bu baglamda, benim hem bireysel, hem de evrensel-insan olarak tursel ve kavramsal mesajlarimin farkinin algilanmasi veya ortaya konan mesajda verilmek istenenin bireysel mi, yoksa tursel veya kavramsal mi oldugunun algilanmasi, en azindan o mesaja cevap verirken, neye cevap verildiginin bilincinde ve farkinda olmasini getirir. Eger mesajlarimizdaki, birin bu ucleminin mesaj olarak hangisinin verildigi farkini ortaya koyabilirsek, mesajlar, hem yazari, hem de okuru adina daha bir netlik ve algilama kolayligi kazanir ve belkide boylece, satasmalar, atismalar ve kisilik kimlik degerlerine yoneltilen ithamlar, elestiriler v.s. ortadan kalkar. Cunku tartisma hakkimiz, sadece tursel ve kavramsal konularda vardir, bireysel konuda yoktur, bireysel konudaki bir tartisma, sadece mudaheledir, zorlamadir, iknadir kisaca saygisizliktir. Hak ve ozgurluk ihlalidir. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evensel-Insan Zihniyeti
-
Bireyin Evrensel Insanligi
Mustakil var olan varligin, yani bireyin, 7'li bir ifade ozu vardir. Bunlar; Beyin, dusunce, kavram, algi, yansi, sezgi ve duyudur. Bir bireyin hem evrensel butununu, hemde insansal butununu, ortaya koyabilmesi ise; bu 7'li den, sadece birine , yani yansisina baglidir. Bireyin, iste tek farkinda olmadigi yetisi bu yansisidir. Cunku birey, hicbir zaman kendi yansisinin algisina vakif olamamistir. Hep bireye, kendi disi yansimistir. Birey, ne zaman kendi yansisina vakif olur ve onu nedenler sorgularsa; iste o zaman hem evrensel, hemde insansal olmasinin yolu acilmis olur. Bu ayni zamanda insanoglunun; insandisilik, insanlikdisilik, insanozaleyhtecilik koken ve temelinin de farkina varisinin ve nedenlemeye-sorgulamaya baslamasinin baslangicidir. Iste, bir bireyin; kendini ve yansisini disaridan bakis acisiyla gorebilmesi ve notr algilayabilmesi, onun hem evrenselligi hemde insanligi algilayabilmesine esdegerdir. Cunku, bir birey; kendi disindan aldigi yansiyi; yine kendi algisina gore ifade etmektedir. ISTE BU IFADEYI BIREY, ASLINDA; KENDI YANSISINA DONDURMESI GEREKIR. Bunu basardiginda; dogrulara ve inanca insandisilik ve insanlikdisiliga ihtiyaci kalmayacaktir. Cunku her dogrunun, kendisine ve insan olmaya, insanlik sunmaya karsi bir dogru oldugunun bilincine ve farkina vararak; butun dogrularini cikarsama ile yanlislayarak curutebilecektir. Bu da, hem bireyi; hemde oniun insanoglu gorunumunu, oze insan olma ve insanlik sunmaya yonlendirecektir. Iste, burasi; sorunun ilk defa, cozume yoneldigi yer ve zamandir.KENDININ, KENDINE OZ VE KENDI OZ DEVRIMIDIR. Iste evrensel-insanin dusunce tarzini ve felsefesini anlamak bu TERSLIGI, DALALETI, AYKIRILIGI VE FARKI ALGILAMAK VE YANSITMAKTIR. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evensel-Insan Zihniyeti
-
Evrensel-insan, bireysel kisi farki
Beni ve yazdigim yazilarimi; daha iyi algilayabilmeniz icin, bu aciklamayi yapmayi gerekli buldum. Genelde, ben-evrensel-insan, gorus belirtirken, yazilarimda; bireysel kisi olarak, bir tutum, yer,konum almiyor, gorus belirtmiyorum. Bunun, anlami; evrensel-insanin, belirttigi gorusun icinde, bireysel kisiliginin yeri, konumu tutumu yok. Yani, evrensel-insan, konunun ve sorunun tum hatlariyla, ve her yonden bir resim olarak, ortaya koyusunu; bireysel kisiliginin disindan, ve bireysel kisiliginin gorusune yer vermeden, notr olarak ortaya koyuyor. Yani, evrensel-insan; hem kendi bireysel tutum veya konumunun disindan; hemde kendi bireysel tutumu, konumu, resimde olmadan, yani notr yaziyor. Bu, evrensel-insanin, birey olarak, herhangi bir konuda dusunce belirtirken, kendi bireysel gorusune, tutumuna yer vermedigi anlamina gelir. Eger, evrensel-insan, birey olarak, yazdigi konuda, yer veya tutum veya konum aliyorsa; iste o zaman o yazinin icerigi; evrensel-insanin degil; onun bireysel gorusunun yazisidir. Cunku, yazisinda, kendi yer, tutum ve konumunu ortaya koymustur. Dolayisiyle, evrensel-insanin yazisi; felsefi, bilimsel, politik sosyal, siyasal v.s. icerikte olarak kendi bireysel, tutumu, gorusu, konumu yer almadan yazilmistir. Bu tip yazi sekline, bireyin; evrensel- insan olarak, yazmasi denir. Yani, bireyin gorusu, tutumu, yeri, konumu v.s. yazinin icinde yer almamakta ve belirtilmemektedir. Evrensel-insan, yaziyi yazarken, bireysel gorusunu, tutumunu ortaya koymamis; yani notr olarak yazmis, ayrica, evrensel-insan olarak bireysel gorus ve tutumunun, konumunun disindan bakmistir. Evrensel-insan'in, notr algisi ve disaridan bakisi; ancak bireysel gorusu, yeri, tutumu ve konumu yazida yer almazsa mumkundur. Bu tip dusunceyi, gorusu, davranisa dokme-yaziya ve konusmaya-sanati, bildigim kadariyla, Turkiye' de bilinmemektedir. Maalesef, ayni zamanda algilanamamaktadir. Disaridan bakis acisi ve notr algilamanin temeli budur. Buna felsefe dilinde, qua-olarak, niteliginde, sifatiyla-, felsefesi denir. Yani, filozof, filozof olarak konuda yer, tutum, konum almadan, konunun notr ve disaridan bakis acisinin goruntusunu, resmini verir, kendi gorusunu belirtmez. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evensel-Insan Zihniyeti
-
Ideolojik ve Inancsal Siniflandirma-Qua Felsefesi/Nonizm
Dunya ve Turkiye tarihinde ilk defa evrensel-insan zihniyeti, serbest dusunurluk, yapilandirmaci epistemoloji, qua felsefesi ve bilimsel/bilissel/kavramsal olarak her turlu gelmigecmis ve gunumuzdeki her konu ve kavramdaki metafizigin varliksal ontolojik ve teolojik temelindeki ve etigin her konu ve kavramindaki (milli, dini, toresel, politik, geleneksel, ahlaki v.s.) yonlendirim ve yaptirimlarin; kisaca insanoglu eliyle, adina, ait, icin ongorulen her turlu "bu budur/bu boyledir/bu boyle olur" temelli emirsel dayatilan numenal yeti deger, veri ve tabularinin siniflandirilmasini verecektir. Bu siniflandirmaya gecmeden once tum ideolojik ve inancsal numenal yeti verilerinin dogrusal ve gerceklik temelindeki bitmisliklerinin ve belirtilmisliklerinin daimi ve suresiz kaliciligini goz onune almak ve bunun bilimselligin yanlislanabilirlik temelli; gozlemine, olgusuna, bilgisine, kavramina ve algisina ters dustugunu soylemek ve bilimselligin bilissel ve bilincli ve farkinda olarak kendisini ideolojik inancsal dogru ve gerceklerden farkli kilmasini bilmek ve hatirlamak gerekir. Bu siniflandirma da temel insanoglunun yarattigi ve kendi disi bir guc olarak tanrilastirdigi, yaratilissal, tanrisal, ve teleolojik icerikli akilli tasarimci, programlayici, planlayici temelde tanrilastirilan her soyut/somut insanoglu disi bir guc ve bunun yine insanoglu eliyle, adina, ait ve icin olarak dunyaya indirilen; sistemsel, duzensel, kurumlasmis, kuramsallasmis her turlu insanoglunu toplumsal, ulkesel, bir cografi butun temelinde yasatan, yonlendiren, yoneten, egiten ve yetistiren dini yapilanmanin her turlu etik yonlendirim ve yaptirimlari temelinde olacaktir. Bu konuda her seyden once bazi carpik algi veren kavramlarin aciklanmasi gerekir. Teizm genelde poly yani coklu, ya da mono yani tek icerikteki polyteizm ve monoteizm olarak hem insanoglunun tanrilasstirdigi soyut tanrilari hem de bunlarin dunyevi uzantisi dini sistemleri, duzenleri ve yonlendirim yaptirimlari icerir. Bu acidan siniflandirmanin basini her iki temelde de teizm cekmektedir. Teizm-mono, poly ve dinli/tanrili Ikincisi deizmdir. Yine kavramsal olarak ve tanrilastirma bazinda teizm ile deizm karismaktadir. Deizmin teizmden farki; tanri olarak fizik otesi fakat somut bir deity ve divinity soz konusudur.Yanliz burada onemli olan dini bir icerigin olmamasidir. Yani ideoloji ve inanc sadece deity ye divinity temelinde tapinmadir. Deizm-dinsiz/tanrili Buna her turlu tasavvuf, mistisizm, varolusculuk, ve hatta belirsiz olabilen bir tanri inancini ekleyebiliriz. Belirli olarak ornekler; Hyloteizm-maddenin tanrilastirilmasi Panteizm-evrenin tanrilastirilmasi Panenteizm-evren-tanri iciceligi varolusculuk-mistisizm. Ucuncu olarak; basta budizm olmak uzere butun etik temelli izmleri verebiliriz. Buradaki fark bir insanoglunun tanrilastirilmasi ve onun dediklerinin yonlendirim ve yaptirim halini almasidir. Buna soyle bir ornek verelim. Mesela eger islam inanci Muhammed tarafindan Allah'a tasinmayip; Muhammed'de kalsa ve adi da Muhammerdizm olsa iste o zaman bu sinifa girecekti. Kisaca burada budha gibi tanrilastirilan ve dini icerigi olmayan bir ideolojik inancsal soz konusudur. Buna kavramsal siniflama olarak te ve de on ekleri yerine izm demek en tutarlisi olacaktir. Bu da ikiye ayrilir. izmin ortaya aticisi olan insanoglu degil de; sadece onun yonlendirim ve yaptirimlari takip edilir ve ele alinir ve algilandigi bicimde uygulanir. Bu izm cesidi de; tanrisiz fakat dini izm cesididir. Marxizm, kemalizm, fasizm, anarsizm, liberalizm, v.s. temelli etik (milli, dini, ahlaki v.s.) bir sistem duzen kurumlasma iceren ve bunun icin savasilan izmler. Siniflamayi art arda siralamadan once sunu hatirlatmak gerekir. Analojik ve abductive reasoning temelindeki tum cikarsama farkliliklari temelinde hic bir izmin ideolojik inancsal olarak algisi dusuncesi ve uygulanisi; ayni izmi savunan ve takip eden ist ler arasinda bile farklilik gosterir. Cunku her bir ist kendi beyin duzeyinin, bilinci, farkindaligi, bilgisi, algisi ve kendine verileni veya kendi kendine aldigini kendi algisiyla algilama duzeyine gore cografi, toplumsal ve hatta ayni cografya ve toplumda farklilik gosterir. Buna en guzel ornek Islam inancini takip eden muslumanlarin muslumanligidir. Hem kendi arasinda mezheplere ayrilir, hem de Muhammed'den sonra tarihsel karakterleri kendine temel alir. Ayrica diyelim bir indonezya muslumani ile malezya, bengaldes, Arabistan, Turkiye muslumani arasinda her turlu muslumanlik algisi farki vardir. Bu durum diger dinlerde de diger izmlerde de ve var kilinan tanrilastirilan her turlu tanri algi ve anlayisinda da boyledir. Iste bu aklin ayni izm temelindeki ist ic celiskisidir. Aklin farkli izm temelindeki ist celiskisi de dis celiskidir. Aklin Algi "Cimazi/Celiskisi" basligi lakabimdan bulunabilir. Bu hatirlatmalarimizdan sonra aklin kendini inandirak ve bu inancini kendine dogrulayarak gerceklestirdigi ideolojik, inancsal siniflandirma soyledir. Teizm-tekli-coklu, dinli-tanrili Deizm-dinsiz/tanrili izm-tanrisiz/dinli, Bunlarin disinda sadece tanri temelinde ki bu tanri genelde insanoglu eliyle, adina, ait ve icin soyut ve insanoglu ustu ve disi tanrilastirilan tanridir. Iki farkli ideolojik inancsal daha vardir. Bunlar Agnostisizm-tanrinin bilinemezligi; tanrilastirmaya yatkinlik-teist; tanrilastirmaya uzaklik-ateist Ateizm- dinsizlik/tanrisizlik. Buradaki ateizm de iki turludur bir teizm/deizm karsiti olan ateizm (toplumsal mucadele) bir de teist/deist olmayan (bireysel durus) ateizm. Son olarak evrensel-insan zihniyetinin, dogal zihniyetin her turlu her konu ve kavramda ideolojik inancsal dogrusal ve gerceksel sorunlarini insanoglu temelli ve numenal insanlik adina dile getirisinin ve serbest dusunurluk, qua felsefesi temeli isiginda dilin elverdigi aciklama ve kullanim temelindeki secimi ise NONIZM dir. Yani her turlu izm temelli ideolojik inancsal, dogrusal ve gerceksel ist olmanin disinda bir durustur. Cunku temeli bilgisel/bilimsel/kavramsal dir. Bu temel hic bir seyi kalici, mutlak, degismez, sabit bir sekilde "bu budur, bu boyledir" v.s. yapmaz ve yapamaz. Yaparsa bilimsel/bilissel ve kavramsal olamaz. Zaten bu her turlu izm ve takipcileri ist; kendi izmlerini mutlak, kesin, sabit, degismez v.s. bir akilci inanca tasidiklari icin; bilimsel degil; varliksal, inancsal ve ideolojiktir. Dogruluklari ve gerceklikleri de; bu degismez, mutlak v.s. aklin tatmini temeline dayanir. Bilimin bilimsel olarak yanlislanabilirliginin ve gecereliliginin degisimi yenilenimi temelinde de cagdisilardir. Biribirileri ile mucadele ederken; cagi ve bilimselligi yakalamak ve izmlerini sorgulamak yerine, buyuk bir inatla cagin getirdigi bilimsellige de karsi cikarlar. Buradaki ana sorun da; bu felsefi ve ist bilimcilerin bilime, inanc ve ideolojiyi katmak ve bulastirmak cabalaridir. Ustelik bunu felsefe degil; bilim adina yapmak gafletine ve delaletine duserler. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evensel-Insan Zihniyeti
-
Dogal Zihniyet/Insansal Zihniyet Farki
Herzaman ve her konuda, hem ozel, hem de genel bir sorun olarak ortaya koydugum dogal dusuncenin, yazilanlarin algilanmasinaparalel olarak, bir ust asamasi, yani dogal dusunce cesitlerini hem dusunce, hem de davranis olarak veren, DOGAL ZIHNIYETi ortaya koyacagim. Dogal zihniyet, insanoglunun hayvandan gozlemliyerek ve esinleyerek onu kendi dusuncesi ile algiladigi sekliyle dile getirmesi, uygulamasi ve sistemlestirmesidir. Burada onemli bir fark, insanoglunun hayvandan farkli olarak, soyutlama ozelligidir. Iste, insanoglu malesef, bu soyutlamasini kendi turu ve birinden degil; kendi disindan esinlenerek gerceklestirmis ve o yuzden de ne kendi turunu ve birini ne de esinlendigi seyi onun adina ortaya koyabilmistir. Aslinda sorun, insanoglunun kendi dahil ortaya koydugu herseyi, sanki onlar ortaya koyuyormus gibi dile getirmesi ve hem kendi bu ortaya koymadaki rolunu gormemesini, hem de kendi eliyle oznel icerik verdigi bu kendi turu disi, olgu, kurgu ve bulgulara ideolojisi, inanci, felsefesi ve dogrusu temelinde turunu ve birini kendi elleriyle teslim etmesidir. Kisaca hatirlarsak, bu dogal zihniyetin, ortaya attigi her turlu oznel/nesnel, soyut/somut, ozel/genel deger, tabu ve veriler; hem insanoglunun ne algiladigini hem varlik ve olmak temelinde, metafizik ortaya koymasi, hemde "sosyal yasamin" birlikteligini veren etik dogrular, yonlendirim ve yaptirimlar temelindfe ortaya koymasi; hem de bu ortaya koyduklarini, ogreti yada bilmek temelinde islemesi. Iste insanoglunun tarihler boyu suren bu turlesememe, tur butunlugune, birligine, beraberligine erisememe savasinin ana nedenleridir. Zaten, dilinin her turlu noktalama ve monolog yapilanis ve isleyisi, ister istemez farklarin guce, otoriteye ve iktidara dayanan ayrimciligini getirmis ve bu ayrimcilik, indsanoglunu kendi butunlugu icinde her turlu konu ve temelde ayrimciliga, bolunmusluge tasimistir. Orneklersek, bu ilk isim, soyisim, cinsiyet, irk dan baslar; cografi ve tarihsel olarak ta milliyet, din, gelenek, tore, kultur, ahlak v.s. diye devam eder. Aslinda dunya cografya ve tarih farklarinin bu farkli mozayigi, insanogluna bir cesitlilik vermek yerine, ustunluk savasi ve biribirini kendi altina alma savasi getirmistir. Bilhassa kurgusal (kuram, kural, ideoloji, inanc, kaide, yasa ve her turlu insanoglu bir parcasinin, diger parca uzerine uyguladigi, uyari, yasaklama, ceza v.s.) degerlerin, insanoglu biri ve turu uzerindeki dusunme ve dusunce gelistirmesini kisitlamis ve engellemistir. Cunku HER KURAL BIR SINIRDIR ve dusunce dusunurken, bilmeden ve farkinda olmadan, bu yonlendirilen ve yaptirimi olan sinira sadik kalir. Zaten teslimiyette burda baslar. Ama, bu BILINCLI VE FARKINA VARILAN BIR TESLIMIYET DEGILDIR. Cunku insanoglu bilhassa bu tip getirilen yasaklari, kurallari dogal olarak algilar. Iste bu temelde insanoglunun olgusal, kurgusal ve bulgusal her degeri, tabusu; insanoglunun dusunce sinirini belirler. Iste INSANSAL ZIHNIYET, bu sinirin ister inancsal, ister bilimsel olarak, kendi koydugunun farkina varirsa, o zaman bu sinirlari asmak icin, dusunce uretmeye baslar. Iste bu dusunce uretiminin insan temelli ve insanin turu ve biri adina olmasi ve hic bir insandisi ve insanlikdisi degere yonelmemesi, zaten insanoglu turunun kendi bunyesinde, tur butunlugu saglayamamasinin da cevabi olacaktir. Iste bu cevap, insanoglunu, hem kendinden koparan, hem de tur arasi savaslara sebep olan, her turlu deger, tabudan arinmaya ve kurtulmaya yonlendirecektir. Kisaca, AYNININ FARKLARDAN OLUSTUGUNU VE AYNININ BU FARKLARIN ANTIAYRIMCI BIR TEMELDE BIR ARADA YASAMIYLA SAGLANABILECEGINI ALGILAR. Yani, AYNININ FARKLARINI AYIRMAK YERINE, FARKLARI FARKLARINI KORUYARAK BIRLESTIRIR. Cunku ayninin, herhangibir farki kendini ayirirsa, hem diger farklara mudahele eder, hem de kendi ayrimina farkli bir icerik vererek, kendi ayrimini, diger farklarin ustune koyar. Iste sorunun da temeli buradadir. Yani, ayninin farklarinin, bir farkin AYRIMI USTUNLUGUNDE AYRISTIRILMASI DEGIL; AYNININ FARKLARININ, HER BIR FARKIN FARKINI ORTAYA KOYARAK, ANTIAYRIMCI FARKLAR ESITLIGINI SAGLAMAKTIR. Iste farklarin, antiayrimci butunlugu budur. Bu da insanoglunun tur butunlugudur, birlikteligi ve beraberligi, her farkin farkina vararak ve her farkin farkini algilayarak ve hic bir farka ayrimci bir fark ustunlugu tanimiyarak. En basitinden, kendinize ve vucudunuza bakin. Her biri farkli islem goren organlariniz, bir butunluk ahengi icinde sizi olusturuyor. Eger organlar aralarinda, "benim farkim, seninkinden ustun" temelli bir ayristirmaya girerlerse, siz olabilir misiniz? Isteinsan turu butunu de aynisidir. Ama, maalesef, bir vucut organlarinin sagladigi birlikteligi ve butunlugu saglayamamaktadir. Bunun tek sebebi, insanoglunun insandisi ve insanlikdisi dogal zihniyeti ve onun her turlu her konudaki dusunceleri ve davranislaridir. Kendinizde ve dogadaki her canli turunde gorulen, bu farklarin butunlugu ahengi ve islerligi, maalesef insanoglu turu ve birinde zihniyet olarak yoktur. Iste bu eger dogalliksa, dogaya bile ters bir durumdur. Yani insansal zihniyet, aslinda hem kendi turunu, hem de birini ve de kendi turu disindaki herseyi oldugu gibi algilayabilecek bir zihniyettir. Cunku ayninin mumkunlugu, farklarinin antiayrimciligi ve farkinin farkina varilmasi ve her farkin farkini ortaya koymasinin saglanmasidir. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evensel-Insan Zihniyeti
-
Yapilandirilmisligin Analitigi/Kritigi/Cozumu
Benim, evrensel-insan zihniyeti olarak ne yaptigimi ve bu yaptigimin ne oldugunu, en son yaptigim her turlu degerlendirme temelinde, epistemolojik olarak acikliyorum. Bunun ingilizcesi "deconstructivist epistemoloji" dir. Turkce tercumesi, su an bilinen ve algilanan kavramsal anlamiyla "yapilandirilmisligin (olusturulmuslugun) cozumu epistemolojisi (bilgisi)" dir. Bunun bir kac ana izahini veren cumleleri vardir. Birincisi-everything is constructed- hersey, yapilandirilmistir. Ikincisi-structure is constructed-yapi yapilandirilmistir. Ucuncusu-construction is manmade- yapilandirma, insanoglu yapilandirmasidir. Evrensel-insan zihniyeti ise, bu insanoglu yapilandirilmisliginin, evrensel ayniliktaki yapi ve isleyis koken ve temellerini sekilsel, cizimsel ve gorsel olarak ortaya koyan ve bu yapilandirilmis yapi ve isleyisin, sorunsal acilimini ve dokumunu, kokden ve temellerinden arinarak yenileyen, cozumsel olarak ortaya koyan insansal bir zihniyettir. Yapilandirilmisligin cozumunun ne oldugunu algilayabilmek icin; once yapi ve isleyisin insanoglu eliyle, adina,ait ve icin olarak nasil yapilandirildigini da algilamak icin, en once yapi ve isleyisin mimarinin insanoglu oldugunu algilamak ve bu yapi ve isleyise insandisinda kalan ve yine insanogluna yansimasi ile algilanan ve insanoglu eliyle ortaya konan, herturlu ve herbir nenin, boyle bir mimarisi olmadigini da algilamak gerekir. Bunun yaninda, teleolojik olarak; herhangibir amaci da, baska bir fenomende (dogada, evrende, dunyada, maddede, yaraticida, yaratilisda v.s.) aramamak, sadece ve sadece epistemolojik olarak ve tek ve de alternatifsiz olarak insanoglunda aramak oldugunu algilamak gerekir. Ayrica bu yapi ve islerligini veren, her turlu yapilandirmisligin, siniri, kesinligi, sabitligi, sahipligi oldugunun algilanmasi ve bu siniri v.s. ortaya koyanin da insanoglu faktorunden baska bir sey olmadiginin da algilanmasi gerekir. Herturlu insandisi temel ve bakis acisindan, insanogluna yonelmek gerekir. Butun bunlar, insandisinin eliminesi icin gereklidir. Insanlikdisinin elimineside, tamamen neyin insan zihniyeti, dusuncesi, davranisi, sistemi ve duzenine yakistiginin uydugunun ve ortada olan yakisiksizligin ve uyumsuzlugun ne oldugunun algisi ve bu yakisikliksizligin ve uyumsuzlugun sorununun algilanabilmesi, ortaya konabilmesi konusudur. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evensel-Insan Zihniyeti
-
Evrensellesmek Uzerine
Evrensel insan hipotez ve doktrininin, en onemli kokenlerinden biri de, insanlasmaktan sonra, insanoglunun evrensellesmesidir. Herseyi soyutlamasiyla ortaya koyan insanoglunun, bu da bir soyutlamasidir. Her soyutlasmada oldugu gibi, ne anlama geldigi, ona verilen icerik ve kurulan bag ile paraleldir. Evrensel insan'in evrensellesmeye verdigi icerigi burada aciklayacagim. Kurulacak bag ise, her bir birin; kendi duzey bilgi, bilinc, birikim, gozlem v.s. temelli yasam ve iliskisindeki algisina ve evrensellesmeyi bu yasam ve iliskisinde ne kadar onemsedigine, ilgilendigine, etkilendiginde ve gerekli gordugune baglidir. Kavramimiz evrendir, neden evren; evren, gunumuzde insanoglunun epistemolojik temelde en genis olarak ortaya koydugu, mekan, habitat, yasanacak yer v.s. dir. Eskiden, en genis mekan olarak kullanilan terimler; dunya, doga temelli kavramlar ile ortaya konuyordu. Yine eskiden, bazi okurlar hatirlayacaktir "dunya vatandasi" temelli bir kavram turemisti, bu bugun de gecerlidir. Gerci komunizm, ya da diyalektik materyalist, marxizm "Tum dunya proleterleri birlesin" temelli bir acilim getirmis olsa da, bunun tum insanoglu turunu iceren bir cagri oldugu soylenemez. Ayrimciligi ise, ideolojik inancsal bir dogru olmasi, sistemlesmeye yonelik olmasi ve siyasi bir icerik tasimasidir. O zaman; insanlasmanin, mekansal ayrimciliginin tum turunu icermeyisi ortadadir. Cunku insanlasmak, sadece insanoglunun o veya bu ideolojik inancsal dogrusu temelli ayrimci bir kismina degil; tum insanoglu turunun birligi, butunlugu ve beraberligine yoneliktir. Iste dogal dusunce koken ve temelleriyle dogumundan sonra yetisen ve buyuyen insanoglu, sadece dogdugu cografyanin tarihsel ve etiksel deger ve tabularini alarak ve onlara sahiplenerek ve de onlari sabitleyerek buyur ve bolgesel, ayrimci bir savasim verir. Hem insanoglunun tarihini, hem de farkli cografi yerlesmisligini goz onune getirirsek ve bu gunun yetistirilen insanoglu birini dikkate alirsak, neredeyse her bir kendi kisilik ve kimlik degerlerini savunacak kadar, turu butunlugunde ve bunyesinde ayrilmistir. Insanoglu sosyal bir varliktir ve tek degil, turun bir tek biridir. Yani mekan olarak nerede yasarsa yasasin, yasam ve iliskilerini kendi turunun diger birleri ile birlikte kurmak ve sistemlestirmek, yani turu ile birlikte yasamak zorundadir. Iste insanoglunun boyle bir yasami, bir olarak gerceklestirebilmesi icin, hem dogal dusuncenin koksel ve temelsel, dogumdan itibaren verdigi, her turlu ayrimci, cikarci ve bolgesel, toplumsal deger veri ve tabularin ne oldugunu, neden verildigini ve bunlarin karsisinda kendinden ne istendigini algilamak ve bilincine varmak durumundadir. Bunlarin yasam ve iliskilerinde, tek alaninin kendi yasaminin onunde bir savasim olarak kullanma oldugunun bilincinde ve farkinda olmak durumundadir. O zaman diyecegi sudur " Ben bir birey olarak A cografyasinda dogdum, bu cografya da bana bir suru etiksel ideolojik inancsal deger veri ve tabular dogru olarak verildi ve benden bunlara kisiligim ve kimligim temelinde sahip cikmam, bunlar icin mucadele etmem ve bunlari yasamimin onune koymam isteniyor. Neye karsi, ya benimle ayni cografyada dogupta, farkli; ya da baska bir cografya da dogupta farkli etiksel ideolojik inancsal deger, veri ve tabulari dogru olarak sahip cikan, benim gibi; onlari yasaminin onune bir kimlik ve kisilik degeri olarak koyan ve onlar ugruna mucadele verip, yasamlarinin onune koyan kisilere karsi. Peki yapilan ne, ideolojik inancsal bir dogru farkinin, "hangisi dogru?, benim ki dogru/seninki yanlis" temelli ve dogrulugu hic bir zaman bilimsel olarak kanitlanamayan bir ne icin mucadele edildigi izah edilemeyen bir mucadele. Bu mucadele, ne bana ne de mucadele eden baskasina, bir insansal deger vermedigi, kazandirmadigi gibi, tum insansal degerleri de alip goturuyor. O zaman ben neden boyle bir mucadeleye gireyim. Peki ne yapayim, birincisi, herkesin, kendi kisilik ve kimligi icin olusturdugu farkli degerleri algilayayim, kendi kisilik ve kimlik degerlerimin farkini algilayayim ve kendi degerlerime sahip cikarken, baskalarinin da degerlerine saygi gostereyim ki, onlarda benim degerime saygi gostersinler. Yani, degerler icin mucadele etmeyeyim. Herkesin farkli degerini, notr ve disaridan bakis acisi ile algilayayim. Ustelik basarabilirsem de, tum bu hem bana verilen ve insanoglu turunu bolen, ayiran, cikarci v.s. degerleri sorgulayarak onlardan kurtulayim/arinayim, hem de kurtulamayanlari notr algilayayim. Yani insanoglunun en genis mekaninda her farkli cografyasinda, her farkli tarihinde verilen tum bu etiksel, ideolojik inancsal ve dogru ile sahiplenilen, sabitlenen ve dogru mucadelesi verilen tum bu degerlerin, insanoglunun hem insansal, hemde tursel butunluk olarak yasamasinin onunde bir engel oldugunu algilayayim. Iste mekanin, neresinde dogulursa dogulsun, verilen bu tabularin kendi aralarinda icerik farki olsa da, insanligin onunde bir engel olma farki yoktur. Demekki, bu etiksel, ideolojik inancsal tabular, mekanin her cografyasinda, her tarihinde veriliyormus. O zaman benim mekan olarak hangi cografyada yasarsa yasasin, bir insanoglu turu ile birlikte, beraber ve butunluk icinde yasayabilmem, bu degerlerin ortadan kalkmasina, ya da en azindan, disaridan bakilarak notr algilanmasina baglidir. Ozaman evrensellesmek; mekanin hangi cografyasi ve tarihi olursa olsun, hangi icerikte bir etiksel ideolojik inancsal dogru savunursa savunsun, bunlarin hepsi, insanoglunu ayiran, cikarci tabulardir ve bunlardan arinmak gerekir oldugunu algilamaktir. Ayni zamanda da sahiplenen ve sabitleyen insanoglunu bu konuda notr algilamak ve hic bir sekilde, hic bir kimseyle, etiksel ideolojik inancsal dogru savasimina girmemek gerekir. Hic bir ideolojik inancsal etiksel dogruyu da sahiplenmemek ve sabitlememek gerekir. Iste insanoglu birinin, insansal icerik olarak, mekansal anlamda kendi turunun baska bir biri ile birlikte ve butunluk icinde yasam ve iliski surebilmesinin icerigi ve kurulan bagi bu evrensellik algisi, bilgisi, bilinci, farkindaligidir." Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evensel-Insan Zihniyeti
-
Antropocentrism-Insanmerkezcilik
Antropocentrism, yani insanmerkezciligin; evrensel-insan dusuncesindeki algisini size bildirmek istiyorum. Ne demektir insanmerkezcilik?, insanmerkezcilik, konulara/soyuta ve somuta, bilimsel, felsefi ve her turlu soru-cevap dialogunda, sadece insan yeti ve becerisi, dusuncesi, algisi, kavrami, temelinde bakmak demektir. Dogal dusuncenin, mustakil var olan varliga; insandisi bakis acilarini hatirlarsak; materyalizm, yani madde; idealizm, yani tanri, pozitivizm; ise mustakil var olan varliga "yok" demektedir. Burada gorundugu gibi, materyalizmin merkezi, madde; idealizmin merkezi, tanri, ya da her turlu yaratici, pozitivizmin ise, her ikisini de red etmesidir. Dogal dusuncenin gercek/evrensel varliga bakis acisi ise; ralizmin nesnel merkezciligi, kavramciligin (kavramsallikla karistirilmamalidir), oznel merkezciligi ve isimciligin ise, her ikisini de inkar eden "yok" merkezciligidir. Evrensel-insan dusuncesi, insanmerkezcilik temelinde, varliga ve herseye, ki buna insanin kendisi dahil; epistemolojinin, evrensel, bilgisel, bilissel, bilimsel ve kavramsal temelinde baktigindan, merkez insan butunudur. Zaten, bu insan butunu; hem madde ve nesne, hem dusunce ve ozne, hem somut ve hem soyut, ayrica hem ozel ve hem genel ve hem gorunussel ve hem ozsel, hem dissal ve hem icseldir. Zaten; tum dogal dusuncenin varliga, ister mustakil, ister gercek/evrensel yanassin; yanasan insan oldugundan, onun kendi ozellikleri, biribirine rakip olmaktadir ve bu rekabeti de, kavramin diyalektik ifade karsitligi verir. Soyle ozetlersek; insanin kendi dahil, uzerinde yasam ve iliski surdugu dahil, kendi disinda kalan turler canli veya cansiz dahil; ve de tum soyutlar, bilim, felsefe, dil dahil; hepsi insanmerkezci bir yeti, beceri ve alginin bir urunudur. Sonucta bu kavramlastirma, tek tarafli, pozitif, noktasal ve tektir. Kavramlasanin "beni boyle kavramlastirma, ben bu degilim" deme olanagi yoktur. Olsa bile, bu dialogu algilayacak bir insan yeti, beceri ve algisi yoktur. Oyuzden ne sorar ve neye cevap verirsek verelim, bunun bir bilgi ve turev oldugunu ve insan merkezli oldyugunu unutmayalim. Isin ilginci, bu tek tarafli kavramlastirmanin ifadesel karsitlik tartismasinin diyalektigi de, baska bir canli ve cansizdan ya da butunden degil, ya da insandisi madde ve yaraticidan degil; yine insanin kendisinden gelmektedir. Su insan aslinda garip bir yaratiktir. Once varlar ve sonra o varladigini doner diyalektik olarak, ya kabullenir, ya red eder. Halbuki varladigini, epistemolojik gerceklik temelinde, sorgulasa, sabitlemese, sahiplenmese, ve yeni bir gercekle yanlislayarak ilerlese, ne bu tartismalar ve ne de bu insanlikdisi yerlesmis, alisilagelmis ve kalicilastirilmaya calisan, diyalektik tartisma cikmazinin teke indirgeme ideolojik inanci olur. Iste insanoglu, ne zaman bu "bosa kurek cekmenin" ve kendi turune, kendinin her turlu zarar verdiginin bilincine varir, iste o zaman; bu dogal dusunceyi icinde yer almadan sorgular ve onun evrensel ve sorunsal tum kokenlerinin her turlu temelini yanlislamaya ve curutmeye yonelir. Aksi, insanoglunun dusunce ve davranista ve toplumsal sistemlenis ve duzen kurusunda, "birbirini yemekten ve birbirine oyle veya boyle ustunluk kurma yarisindan" gordugu zararin bilincine varamamasidir. Iste evrensel-insan dusuncesi bu bilinci verir. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evensel-Insan Zihniyeti
-
Notr Algi Uzerine
Dogal dusuncenin evrensel yapilanisi ve isleyisi, notrlugu algilayamaz. Dogal dusunce de notrluk, ya nihilizmin "hic" ligi, ya pozitivizmin, "yok" lugu, ya "belirsiz" ya da "0" olarak algilanir. Bunlarin hic biri notrunun algisini vermez. Cunku hepsi bir pozitif anlam, icerik, ifade ve ortaya konus tasir. Notrluk; negativitenin toplaminin, algi vedisaridan bakis acisi ile, yani anlam, icerik, ifade v.s. nin icinde yer almadan ve pozitiviteye donusturulmeden kavramlaozdeslesen, soyut veya somutun oldugu gibi ortaya konmasidir. Noturluk; pozitivite eklentilerinin soyut yada somutla ozdeslesen kavram uzerinden, hic bir anlam, ifade, icerik icermeyene kadar suregelen cikarsamasi ve tum negativitenin, pozitive donusmeden ortaya konmasidir. Notrluge ulasabilmek icin, somutu veren; soyutu ve onun soyutlamasini ve soyutu veren, somutun soyutlardan hem soyut hemde soyutlama olarak cikarilmasidir. somut ve soyutun birbirini elimine edecek sekilde ortaya konmasidir. Iste tabulu rasa ve onun elde edilmesi, bu notrlestirme islemidir. Bir cesit, ayniligi ayiran farklarin cikarimi ve ayniligin tum ayrimlarinin ve farklarinin ortak bileskesi oldugunun ortaya konmasidir. Buda ancak notrlestirmeyi gerceklestirecek olanin, uzerinde notrleme gerceklesecek olana disaridan bakabilmesi ve uzerinde notrlesme gerceklesecek olanin anlam ifade, icerik olarak pozitivizminin dogrulugunun veya dogrulanan pozitivizmin, yanlisla karsi dogrulanmasinin icinde yer almamak demektir. Notrlestirme ve notrleme; dogal dusuncenin temellerini veren evrensel aynilik kokenine ulasmak icin ve sorunun ayniliginin bilincine ve farkina varabilmek icin gerekli olan cikarsama islemidir. Bunun uygulanmasinin sebebide tamamen dogal dusunce isleyisini isleyiste degilde; yapilanistan curutme ve elimine etme, yani yapilanisinin ortaya koydugu isleyisten arinma ve kurtulmadir. Tum bunlar, anlam, icerik, ifade verilerek bag kurulan soyutlarin, soyut bir deger, ya da genel bazinda ortaya konmasinin verdigi sorunun algilanmasi ve bu sorunun verdigi "rahatsizligin" ortadan kaldirilmasi bilinc ve farkindaligi oldugunda mumkundur. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evensel-Insan Zihniyeti
-
Disaridan Bakis Acisi
Birseyi butun ebatlari ve icerigiyle gormek icin ve onu layikiyle ifade edebilmek ve resmini cizebilmek icin disaridan bakmak gerekir. seyin icinden bakarak,seyi ortaya koymak mumkun degildir.Cunku eger seyin icinden bakiyorsaniz,zaten seyi oldugu gibi gormeniz mumkun olmadigi gibi,bakarken de bulundugunuz yeri goremezsiniz.Cunku bakis aciniz iceride bir noktadandir ve bulundugunuz o noktayi gormeniz ve anlatabilmeniz mumkun degildir. Ingilizce'de kendinden bakis acisi-yani iceriden bakis acisi: worm's eye view. kendi disindan bakis acisi-yani disaridan bakis acisi: bird's eye view. olarak izah edilir.Bu farki Turkce'de ortaya koymak oldukca zordur.Bir kisi birsey soyluyorsa o, o nun fikridir,algisi turkce'de cok yaygindir. Halbuki herhangi birseyi oldugu gibi anlatmakla,kendi gorusunu katarak anlatmak farkli seylerdir.Aslinda haberlerde buna cok rastlanir.bir kazada uc kisi oldu demek,kazada olen sayisini ortaya koymak demektir,ama uc kisi sundan oldu demek,kisisel gorus belirtmek ve haberin objektifligini bozmak demektir. Bunu ayirmak cok zor,hatta imkansizdir.Sonucta objektif veya subjektif kendi kendini ortaya koyamayacagina gore;mutlaka bunlari ortaya koymak icin bir ozneye-subjeye gerek vardir. Iste bu oznenin-subjenin ortaya koydugu objektif yada subjektif konu,bir ozne-subje tarafindan ortaya kondugu icin,o ortaya konanda koyanin oznelligi-subjektivitesi olmamasi mumkun degildir.Cunku ayni seyi ortaya baska bir ozne kendi oznelligiyle koyabilir.Bu da ayni objektif yada subjektif ortaya konan olgunun farkliligini getirir. Yani dile gelen yazinin, ya yazarin kendi gorusu, ya da yazara gore ortaya konanin ne oldugudur. Eger ikincisiyse,o benim kisisel gorusum degil-yani benim savundugum ya da karsi ciktigim degil- benim algiladigimdir.Iste bu algi kisisel yorum icermez,sadece bird's eye view olur. Aslinda bu anlatmaya calistigim seyi Turk'ce de anlatmak ve anlamak cok zordur.Cunku dil ve toplum yapisi ve yetistirilis olarak boyle bir gelenegimiz yoktur. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evensel-Insan Zihniyeti
-
Dogal zihniyet cesitleri/Evrensel-Insan Zihniyeti Bagi/Farki
Insanoglunun, tum tarihsel yasam ve iliski suresi boyunca, kok ve temelsel olarak yonlendirip, yapilandirdigi yapi ve isleyisinin cesitleri vardir. Ilki bilincaltidir. Ikincisi aklin inandigi dogrudur. Ucuncusu Pozitivizm, yani pozitif dusuncedir. Dorduncusu modernizmdir (yapisallik, yapilandirmacilik degil) Besincisi, post modernizmdir (yapisallik ustu, post yapisallik) Evrensel-insan zihniyeti ise, bunlarin disindadir. Simdi sira ile, bu dogal zihniyet cesitlerini aciklayalim. Bunu yaparken de, Tanrilastirma ve tanri ornegini kullanalim. Insanoglu tanrilastirma temelli tanri fikrini ortaya attiktan sonra (bunun nasili mesajimizin konusu degil), bu fikri ortaya atan yerde bulunan toplumun dogan her ferdi, bu dusunce ona vererek yetistirilir. Iste kisinin, bu temelde yetismesi ve bunu sanki programlanmis gibi aynen yasam ve iliskisinde uygulamasi, bilincaltidir. Ikinci asama, kisinin bundan rahatsizlik duymasi asamasidir. Burada da, kisi bu rahatsizligini, ya kendini ikna ederek kendine uygular, ya da ikna edemez ve karsi cikarak kendine uygular. Iste kisinin bilincalti ile bilincsiz bu cabasi, aklin inandigi dogrusudur. Ucuncusu, yani pozitivizm; aklin inandigi dogrusunun, ister bilincalti verilen olsun, ister, kisinin buna karsi cikarak dogrulamasi olsun, ortada bir savunu ve "baskasini kendi gibi dusunmeye ikna etme" mucadelesi vardir. Buraya kadar olan durumda, ortada olan ve verilen tek bir tanri soz konusudur. Yani, toplum bu tanriya alternatif bir tanitimla karsilasmamistir. Teknik ve bilimin gelismesi, dunya uzerinde yasayan insanoglunun bulunduklari cografya disinda, birbirleri ile iletisimi getirmistir. Burada ortaya yeni bir tur pozitivizm cikar. Bu pozitivizmde olan bir tanrinin, varligi yoklugu degil; konu alternatif bir tanrinin devreye girmesidir. Bu acidan, iki turlu gelisme olur. Bir olan tanrilar arasi, bilincalti ve aklin dogrusunun mucadelesine, hem alternatif tanrinin, bilincalti ve aklin dogrusu mucadelesi kendi tanrisi bunyesinde eklenmis, hem de bir tanridan diger tanriya transfer ve iki tanri arasi savunu/karsi cikis mucadelesi baslamis, en onemlisi; tanrilari ortak degerlendirenlerin de bir tanri savunu birligi ile, tanrilari ortak degerlendirenlerin bir tanri karsi cikisi birligi ortaya cikmistir. Bunu eger tanrilarin dunya cografyasi ve tarihsel gelisim ve cografya cesitliligi ve gelisen teknik ve bilimsel iletisim olarak algilarsak; hem her tanrinin, kendi bunyesindeki kutuplasmasi, hem de tanrilar arasi savunu ve karsi cikis birlikteligi cesitlenmektedir. Iste bu bilincalti pozitivizmidir. Asil konu, bilincli ve farkinda olarak aklin yaraticiligi pozitivizmidir. Bu dunya butunlugu acisindan, bir cografya ve toplumda, meydana gelir. Zaten tanri farklari dfa da bu pozitivizm ile iyice algilanacaktir. Soyle dusunelim. Bir kisi ciksin ve akil yurutsun "benim bir tanrim var, ben bu tanriyi savunmak, ya da bu tanriya karsi cikmak yerine, OLAN TANRIYA ALTERNATIF OLARAK NEDEN KENDI TANRIMI YARATMIYAYIM" iste bu dusunce, hem olanin disina cikan, hem de yeni bir tanri yaratan modern dusuncedir. Zaten tanri cesitleri de, boyle ortaya cikmistir. Iste post modern dusunce de bunun tam zittidir, yani olani oldugu gibi red etme veya olani, olmayacak sekilde, iliskilendirme (dinler arasi dialog gibi), yine bu dusuncenin devami olan, olan sekilde, yaratilacak ileride olacak olanlariu da onceden algilayip, karsi cikma, yani "ben olan hic bir tanriyi savunmuyorum, ama bu gunumuzle sinirli degil, yarin bir tanri daha yaratilsa, onu da savunmam; karsi cikarim" temelli, olanin disina olabilecekler olarak cikan ve olan temelli olabilecekleri de red eden bir anlayistir. Iste butun bu zihniyet, dogal zihniyet bunyesindedir ve verilen tanri ornegi, her konuya,dile, felsefeye, teknige, bilime tasinabilir. Nitekim tarihin gelismisligine bakilirsa, tasindigi da gorulmustur. Peki, insanoglunun bu zihniyette geldigi nokta nedir?, ortada bir olan ve olanin temelinde olacak olan ve ortada bir olana olacagin temelinde karsi cikan. Bu iki dusunce de, dogal zihniyeti kendi bunyesi disina cikartmayan, kendi sinirlarina mahkum eden bir zihniyettir. Iste evrensel-insan zihniyetinin, burada ilk farki ortaya cikar. Bu olan ve olan paralelinde olabilecek olan ve bu olana olabilecek olarak karsi cikan, zihniyet bunu NEYE/KIME GORE SAPTAMAKTADIR?, iste bu sorunun cevabi iki acilim saglar, birincisi; neyin ne oldugunu, NASIL OLDURULMUS seviyesine cikarir. Ikincisi, butun ...e gorelerin, aslinda bir insanoglu yapilandirilmisligi oldugunu, bunu temellerine ve kokenine yapiyi ve isleyisi bulup ortaya cikarmak icin yonelimi saglar. En onemliside, butun bu olanlarin ve olabilecek olanlarin ve karsi cikislarin, bunun asil kaynagini, faktorunu veren insanogluna odaklasmasini, tartismanin geldigi kaynagi ve butun farkliliklarin bu kaynaktan kaynaklandigini algilatir. Iste bu da algilanirsa, geriye bir tek sey kalir. "iyi guzel de, butun bu tartismalarin her turlu koken ve temelleri insanoglu faktorune dayaniyorsa, bunlarin insanlik ve evrensellik ile bagi ne?" Iste bu soru, sizi; dogal zihniyetin, koken ve temellerinin, aslinda insanlik ve evrensellik uzerine degil de; insandisi ve insanlikdisi uzerine kuruldugunu algilatir. Iste evrensel-insan zihniyeti, bu algi temelinde; hem tum ve her konuda olan, olabilecek olan ve buna karsi cikan her turlu tartismanin, bir insanlik sorunu oldugunu algilar hem de, butun bu sorunu ortaya atan insanoglu faktorunun kendi varligi olarak bu tartismanin icinde olmadigini ve bu tartisma ugruna yasamini feda ettigini ortaya koyar. Bu da sadece kaynagin ne oldugunu algilatmak ile kalmaz, ayni zamanda kaynagin varliginin bilinc ve farkindaligini verir ve kaynagin ortaya attiklarini tartismak yerine, kaynagin kerndisinin tartisilmasi gerektigini ortaya koyar. Bu da en basinda, tartisan kaynagin, tartisma yerine, kendisinin ne oldugunu algilamak adina, ve uygulamalarinin kendi ozune uygun olup olmadigini algilama adina, KENDINI SORGULAMASIDIR. Iste evrensel-insan zihniyeti, bunu yaparken olan bunyesinde bir taraf tutmaz, notr algilar ve olana disaridan bakar. Ama, yeni bir olan yaratmak pozitivizmi yerine, olandan ve olabilecek olan ve olmayandan tamamen arinmayi ve kurtulmayi ve bunun yerine olabilecek ve oldurulacak olanin, sadece insanlik icermesini, insan faktoru olmasini ve insanoglunun kerndi disinda bir olani, kendinin ustune cikarmamasini veya ona teslim olmamasini ortaya koyar. Bunu yaparken, hem modern, hem post modern pozitivizmin disinna ciktigi gibi, aklin inandigi dogrularin da disinda kalir. Kisaca, insanoglunun dogal zihniyet olarak getirdigi her turlu deger, veri, cesit, tabu, dogru, kesinlik, mutlak, pozitif v.s. sinirlarinin onunu sinirsizlastirir ve ozgur birakir, tek bir bilinc ve farkindalikla; INSAN VE INSANLIK ZIHNIYETI FARKI ile. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evensel-Insan Zihniyeti
-
Evrensel-insan Dusuncesinin, Dogal Dusunceyi Ortaya Koyusu
Insanoglunun tek dusunce sekli olan dogal dusuncenin yapilanisini, sekillenisini islevini ve islerligini tum ogeleriyle birlikte aciklayalim. Dogal dusuncenin ogeleri; evrensel pragmatiks sembolleri olan X ve Y dir. Dogal dusunce X /islevini/yukumlulugunu/gorevini,, Y /sifatiyla/olarak yerine getirir. Y sadece X /egore/acisindan/bakimindan, //belirtilmis/dillendirilmis/ifade edilmis/tir. Dogal dusunce ile ifade edilmis A (ki burada A soyut/somut/oznel/nesnel herhangibirseydir)'ya gelince;X acisindan, Y sifatiyla isler durumda kilinmistir. Buradaki A nin X acisi, Anin ikilemi, yani A vardir ve A dir, ile A nin karsitligidir, yani olumlu A ve olumsuz A A nin X acisi, Y sifatiyla; A nin ikileminin (A vardir ve A dir), karsiti olarak tek A'ya; ve yine Y sifatiyla, A nin karsitliginin (olumlu A ve olumsuz A) kendisi olarak pozitif A ya indirgenmistir. Pozitif A ve tek A da, yine Y sifatiyla nokta A ya indirgenmistir. Iste, X acisindan ve Y sifatiyla A oldurumu; once ikilemin ve karsitligin tek ve pozitife; sonra da tek ve pozitifin noktaya indirgenmesiyle ifade edilmistir. Dolayisiyle, A yi dogal dusuncenin sekilleyisi/yapilandirisi ve islerlige koyusu, bu 7'li kokendedir. Sorun ise; bu 7'li koken ile olusturulan A nin temelinin ifade edilmesinde ve kisir dongu temelli tartismasinda yatar. Sorunun en belirgin yani; 7'li kokeni oldugu gibi temel almak yerine, temeli sadece dir/dir/dur olarak noktalamaktir. Yani, tum tartisma ve sorun; Koklerden hangisinin temel alinacagi sorunudur. Bu sorunun kokeni de; dil yapisinin noktalamasina ve goz yerine kulaga hitabindan kaynaklanir. Halbuki gozun sekilsel/cizimsel/boyutsal gorme yani ele alindiginda; noktalamanin yerini, yanlama; noktanin yerini de cizgi alir. Iste evrensel-insan dusuncesi, dogal dusuncenin tum kokenini, ancak; cizgileme, yanlama, yoluyla; noktalanan 7'liyi aciga cikararak ortaya koyar. Dogal dusunce; bu 7'li kokeni; tek bir temele indirgeme tartismasini kisir dongu olarak surdururken; evrensel-insan dusuncesi, temelleri veren 7'li kokeni cizgileme/sekilleme/yanlama yoluyla ortaya koyar. Simdi, dogal dusuncenin; kokeni gozardi edipte, kokendeki hangisini temel alma cikmazini/tartismasini ortaya koyalim. A hangisidir? Kendisi mi/karsitimi? A hangisidir? Tek mi/pozitif mi? A neyi icerir? karsitligimi/ikilemi mi? A nin kendisi nedir? monizm mi/dualizm mi? A hangi monizm dir? soyut mu/somut mu?/oznel mi/nesnel mi? Sorun sadece hangisi ni temel secmekte degil; A var ve A dir da da yasanir. A var midir/yok mudur? A ..mi dir/degil midir? A olumlu mudur/olumsuz mudur? kisaca A hangisi ile ozdeslesir? Bu 7'li koklerden birini temel yapma alisilagelmisliginin sorunu, uzar gider. Halbuki; temel, 7'li koktur. Iste dogal dusunceyi isler duruma getiren bu 7'li kok ortadadir ve bu koklerden hangisi temel sorusu ise; mantiksal degildir. Dogal dusuncenin gercegi; 7 kokle temellenmis olmasidir. Hangisi dogru/iyi/uygun/ v.s. sorusu ve verilen cevabin dogruluguna inanmak ve bu inanci da bir ideolojiye/teoriye oturtmak ise; sorunun gercek kokenidir. Zaten ayrimcilikta; bu 7'li kokun farklarini tek bir farki one cikarmak ve diger farklari yok saymak veya gale almamaktan kaynaklanir. Cunku, bu 7'li koken; noktalama dili yuzunden; bir temelin altinda kaybolmustur da; sorun bu bir temelin hangi temel oldugu sorusuna verilecek cevabin tartismaya/guce/otoriteye/bencillige/inancsalliga/dogrusalliga/ ve cevapsiz kaldiginda da, yaratilissalliga acilmasidir. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evensel-Insan Zihniyeti
-
Beynin Norokimyasal (Konektom) Yapisi mi/Numenal Yetinin Kendisini Sorgulamasi mi?
Mesela "olunce yok olmak" inanirlarin en buyuk korkusudur. Bu yuzden bilimi algilamak istemezler ve cennet/cehennem gibi olum sonrasi yasama kendilerini inandirirlar. Reenkarnasyon da ayni mantiga sahiptir. Iste din bunun bilincinde olarak kisinin yasamini somurur teslim alir ve ona herseyi olum sonrasi olarak vadeder ve yasami "yalanci dunya" ilan eder. Iste bir inanir olum olgusu ve gercegi ile ilgili bilimsel bilgiyi bilmek istemezz ve ustelik sirf inancini korumak adina sadece fikir olarak bu bilgiye karsi cikar. Nihilizm bu konudaki en guzel sosyo-psikolojik bunalimidir. Yani degerlerinden bosa dusen bir kisiyi korku kaplar. Cunku yerine bir sey koyamaz. Oyuzden yabananecilesir ya da bireyci akilci olarak canavarlasir. Ya da saga sola savrulur. Iste bilssel degerlerden arinma, boyle bir bosluk ve sosyo-psikoloji yaratmaz. Sizofren hastaliginin temeli degersel bunalim ve cikmazdir. Buradan da hazir olunmadan alinan bir alternatif bilginin bilincalti reddi gundeme gelir ve kisi o konu ve kavramda ikircimlidir ve sallantidadir. Bunu ben "bilincxin asamalari" n da acikladim.
-
Beynin Norokimyasal (Konektom) Yapisi mi/Numenal Yetinin Kendisini Sorgulamasi mi?
Tabiki yalniz algi sadece fenomernal sinirler degildir, onlari kavramsal bilgiye donusturen numenal yetidir. Iste o yuzden de algi ile anlamak farklidir. Anlamak kisinin kendi ideolojik inancsal dogrulari ile "dedigi dogrumu/yanlismi" mukayesesinin ya kabulu ya da karsi cikisidir. Algi ise "bu kisi ne demek/vermek istiyor?" sorusunun cevabini verilende aramak ve verilenin farkina ve bilincine varmak ve "Ali burada sunu demek istiyor" demektir. Bu ne bir kabul ne de bir reddir. Bu sadece verileni verildigi gibi algilamaktir yani dialogun baslangicidir. Egitim bir aracidir belirleyici olan kisinin kendine alip almamasidir. Bilmem o soruyu core faithi olanlara sorgulanmazlari olanlara ve "ben sadece kendi dogrumu bilirim ve tek dogru odur" diye dusunup herkesi kendi dogrusuna ikna etmek isteyenlere soracaksin. Zaten bu duzeydedusunce ve bilgi alis verisi ve paylasimi yoktur. Cunku iki tarafta kendi dogrusunu karsi tarafa kabul ettirme egosal cabasi icindedir. Iste bu senin dedigine halk dilinde "bilgisi olmadan fikir yurutmek" deniyor. Genelde kisi kendi core faith sorgulanmazinda bu durumdadir. Birde o konu ve kavramda "acaba" dogmussa; kisi bilincalti olarak alternatif bilgiden korkar ve kendini kapatir. Iste kimilerinin mesela evrim konusunda cagdasligi bilmek istememesi gibi. Cunku BILGI KORKUNUN PANZEHIRIDIR. Acabayi daha bir belirginlestirir. Ayrica kisinin beyni bu yeni bilgiyi almaya hazir degil se; zaten alamaz ve basi agrir ve hatta bunalima girer. ALTERNATIF BILGI ALAMAYAN BEYINLER ICIN SOSYO-PSIKOLOJIK ETKI YAPAR.
-
Beynin Norokimyasal (Konektom) Yapisi mi/Numenal Yetinin Kendisini Sorgulamasi mi?
Mesela ben bu kitle platformunda paylastigim dusunce ve bilgilerin algilanmayacak oldugunu dusunsem, neden paylasayim. Yalniz yasamdaki birebir iliskide durum farklidir. Eger dile getirecegim dusuncenin ve bilginin kisinin sinirlarini zorluyacak oldugunun bilisselliginde isem, o zaman ona zarar vermemek icin; konuya girmeyebilirim. O yuzden ben bu kitle platformunda paylastiklarimi yasamda ve bitre bir iliskilerimde herkesle bu sekilde paylasmam. Daha cok dinleyici ve oneri yapici yanasirim. O da kisinin konu ve kavram ilgi etki ve onem alaninda ise. Aksi zaten kisiyi biktirmak kusturmek ve kacirtmak olarak ya da polemik ego tastmini ve karsilikli ikna olarak ve hatta satasma atisma v.s. olarak yansir. Bu da zaten dusunce ve bilgi alis verisinin paylasiminin bittigi noktadir. Boyle durumda zaten kontrolu elime alir ve konuyu keser ve boyle bir gelisime de musade etmem. Cunku benim vicdan algim "kendine ve baskasina zarar vermemek" demektir.
-
Beynin Norokimyasal (Konektom) Yapisi mi/Numenal Yetinin Kendisini Sorgulamasi mi?
Aynen "kindar/dindar nesil yetistirmek" ile 4+4+4 egitim bagi da budur zaten. Ama onemli olan o kisinin bilincini acabilecek sorgulatan bir iletisim icinde olmasidir. Mesela bu platform gibi. Tabi ki kader olamaz, kader buna teslim olmak core faithlerin sorgulanamayacagini ortaya atan emperyalist zihniyetin vermek istedigidir. Aynen kavramsal bilgi ortadadir sorun da dile gelmistir. Bunu algilayabilmek tamamen kisinin insiyatifindedir. Yalniz bu insiyatif DEGISKENDIR KISININ BUGUN SORUNU ALGILAYAMAMASI HER ZAMAN ALGILAYAMAYACAGI ANLAMINA GELMEZ. Bu hem bir zaman isidir hem de kisinin o konu ve kavrama duydugu ilgi onem ve etki temelindedir.
-
Beynin Norokimyasal (Konektom) Yapisi mi/Numenal Yetinin Kendisini Sorgulamasi mi?
Ne guzel iste. Sorgulatabiliyorsak, ne mutlu insanliga ve bizlere. Ayrica bu verdikleri yanitlarina gozlem olarak yansir. Ben bu acidan dennise'den umutluyum. Eger verilenlerden zihinlerinde ufak ta bilincaltida olsa bir "acaba" dogdu ise; zaten bunu gidermek icin kendilerince bu acidan bir inanc dogrulamasi ve gerceklestirmesi yapacaklardir. Ya acaba gidecek ya da artacaktir v.s. Iste senin dis etken dedigin zaten bizleriz ve kendileri disinda kalan hersey. AMA ACABANIN DOGMASI VE BUNUN GIDERILMESI TAMAMEN ONLARIN NUMENAL YETISINE BAGLI. Yani dis etken ne olursa olsun, ne bu dis etken acabayi dogurabilir ne de ustune goturtebilir. Bu tamamen kisinininsiyatifindedir. Bunun ne derece yansidigini da gozlem verir. Mesela burada verecekleri yanitlar. Hemen alinma. O bir ornekti. Ayrica fenemon ortada yaziyi yazan kisinin kendisi. Yani bizler.Bunu ben aciklamistim. Yani algiyi fenomen degil, numen alir. Yaniti numen degil, fenomen verir. Ama her iki halukarda da veren fenomebnin arkasinda verdiren numendir. Yani fenomen numeni dile getirir. Sen de burayi algilamaya calis. FENOMENLER NUMENI ILETEN ARACILARDIR.Insanoglu fenomeni numenini yansitan vucudu aracidir. O yuzden zaten numenin vucudu yoktur. Bir numenal dusunceyi hangi vucut kendine uygun gorurse alir ve kendince iletir. Yoksa izmler kitlesellesemezdi. Burada asıl senin yanılgın var. Veya anlamak istemiyorsun. Veya anlatamıyorum. Numenal yeti özgür olmalı ama algı olmadan özgürlüğü "ne"yi belirleyecek? Ozgur degil, serbest. Serbest demek aklin bilincalti degerve sorgulanmaz olumlu/olumsuz sinirlarindan arinmis ve beyni o konu ve kavramda algiya acik demektir. Ben bu konuyu "Aklin algi cikmazi/ic-disceliskisi" nde acikladim.
-
Beynin Norokimyasal (Konektom) Yapisi mi/Numenal Yetinin Kendisini Sorgulamasi mi?
Verdigi yanitlardan ve verileni nasil algiladigindan ve yasnitladigindan. Iste eger gozlemlersen eger bir kisinin beyni bilince acik sa, o kisi zaten zamanla verileni daha net algilar hale gelecektir ve belki de senin sorunu dile getirdigini algilayacaktir. Ben burada henuz yeniyim. Bu gozlem zaman ve takipister. Ben bu kisilerdeki bilinc degisimini baska platformlarda gozlemledim ve kendilerine bildirdim. Cunku kisinin kendisi de bu degisimin farkinda degildir. O kendisinin ayni oldugunu iddia eder. Yalniz yazilari icerigi ve verdigi degismistir. Mesela eskiden materyalist olan ve en sonunda onun da bir ideolojik akilci inanc oldugunu algilayanlar var. Ya da yazisarak teizmden ayrilanlar var v.s.
-
Beynin Norokimyasal (Konektom) Yapisi mi/Numenal Yetinin Kendisini Sorgulamasi mi?
Seni bilmem ama benim oyle bir inadim yok. Ben sadece dusunce ve bilgi dile getiriyorum. Bunu yapmamin da sebebi, buranin bir kitlesel platform olmasi. Yani biri okur algilar, biri algilamaz, biri ilgilenmez okumazz, birinin bilincalti sorgulanmazina dokunur, karsi cikar itirazeder biri ilgilenir ve daha detayli bilgi ver dusunce ister. Iste o yuzden bir yazilanin farkli degerlendirmelerinin temeli budur. Zaten kisi verdigi yanit ile kendi bilincaltinin sorgulanmaz core faithini konu ve kavramda ortaya koyar ve ben bunu algilayacak bilissellige sahibim. Eger bu cok tutucu ve duygusal bir mahiyette ve egosal bir soruna donusecekse; zaten kontrolu alirimve buna kendi adima musade etmem. Yani polemige girmem
-
Beynin Norokimyasal (Konektom) Yapisi mi/Numenal Yetinin Kendisini Sorgulamasi mi?
Ornek denisse icin teizm bir sorun degil ve o yuzden onun icin sorgulanmaz. Politika icin milliyetcilik bir sorun degil ve onun icin sorgulanmaz. Her ikiside bilincaltindadir ve core faithdir ve sen ne kadar bunlarin onlara sorun oldugunu gosterirsen goster, ANCAK SORUNUN FARKINA VE BILINCINE KENDILERI VARIRSA, NONCOGNITIVIZM SONA ERER. Aksi sorun yoksa algi da yoktur. Senin icin de numenalyapi bir sorun degil, cunku fenomenal yapiya bagliyorsun. O yuzden numenal yetinin onemini belirleyiciligini algilamak sorun olabiliyor. Ben ise numenal yetinin serbest hareket edebilecegini ve ettirenin de kisinin kendisi olacagini soyluyorum. Ben bunun canli ornegiyim.
-
Beynin Norokimyasal (Konektom) Yapisi mi/Numenal Yetinin Kendisini Sorgulamasi mi?
Evet basta egitim ve mesela benim yaptigim sorgulamak ve sorgulatmak. Ama ben kimseye sorgulatamam, kisi bunun bilinc ve farkina kendi varir. Aksine fenomene baglayanlar kadere mashkum ediyor. Ben her bir insanoglunun sorgulayabilecegini soyluyorum. Yeterki algilasin. Kisaca bir kisi icin ortadasorun yok ise o sorunun dile gelmesine yonelik algi da yoktur.
-
Beynin Norokimyasal (Konektom) Yapisi mi/Numenal Yetinin Kendisini Sorgulamasi mi?
Kazanabilecegini yani onun bu yetisi oldugunu soyluyorum. Iste o yuzden bu yetiyi kendisi kullanmasi gerekiyor, bu da sorunun bilisselligi demek. Evet sen ben ve herkes ona sorunu gostermek icxin yazariz, konusuruz v.s. Ama, SORUNU BIZ ONA GOSTEREMEYIZ, ANCAK KENDI GORURSE BILISSELLIGINE EREBILIR. Neden erisemesinler? Nedeni onlara boyle bir egitimin verilmemesidir. Sen ver bir afrikali cocugun eline tableti ve goster. Bak bakalim kullanabiliyor mu/kullanasmiyor mu? Nedeni SORUNUN BILISSELLIGE CIKMASINI ENGELLEYEN BILINCALTI SORGULANMAZLAR. Yani CORE FAITH Temeli.