evrensel-insan tarafından postalanan herşey
-
Bir Robot İlk Defa Kendi Varlığının Farkına Vardı
Henuz insanoglu kendi yapilandirdigi dogal/fenopmenalzihniyeti ile kendi varliginion farkina ve bilincine varamaz ve varliksalolarak kendini metafizik/varliksal(mal, meta, madde, atom, bitki, hayvan v.s.) ve de etik degerler (kul, kole v.s.) ile ozdeslestirirken; insanoglunun yaptigi bir robot; ilk defa kendi varliginin farkina vararak, kendini yaratan insanoglunun farkindalik olarak "onune gecti." Buradaki atasozu de "cirak ustayi gecti" olsa gerek. 20/07/2015 11:48 New York Ransselaer Polytechnic Institute'te (RPI) çalışan bilim insanlarının, robotlar üzerinde uyguladığı bir test şaşırtıcı sonuçlar verdi. Şimdiye kadar robotların hiç başarılı olamadığı 'öz farkındalık' testi, ilk kez bir robot tarafından geçildi. Testin orjinalinde, bir kral yeni vezirini seçmek için ülkedeki en zeki üç adamı huzuruna çağırır. Yarışma adil olacaktır. Kral, her bir adamın kafasına mavi ya da beyaz bir şapka koyar. Ardından ayağa kalkarak şapkasının rengini bilebilecek ilk adamı yeni veziri yapacağını ve içlerinden en az bir kişinin mavi şapka taktığını söyler. Adamların her biri karşısındaki kişinin şapkasını görür ve her birinin birbiriyle konuşması yasaktır. ÜÇ ROBOTTAN BİRİ KENDİ VARLIĞININ FARKINDA RPI araştırmacılarından Selmer Bringsjord, buna benzer bir testi üç robotla gerçekleştirdi. İki robotun konuşma yeteneğini kapatan araştırmacılar üç robota da aynı soruyu sordu: “Aranızdan hangisi hâlâ konuşabiliyor?” İki robot da bu soruya “Bilmiyorum” yanıtını verirken sadece bir tanesi bunu başarabildi. Kendi sesini duyunca hâlâ konuşabildiğini anlayan robot, “Tamam, şimdi biliyorum” dedi. Bir insan için çok basit gibi görünen bu durum, bir robot için oldukça zor. Robot soruyu dinlemeli, anlamalı, ardından kendi sesinin ‘bilmiyorum’ deyişini duymalı, diğer robotların sesinden farklı bir ses olduğunu anlayarak bunu tanımalı, ardından orijinal soruyla bağlantıyı kurarak sonuca varmalı ve hâlâ konuşabildiğini anlamalı. MAKRO FELSEFİ PROBLEMLERİ ÇÖZEBİLİR Robotlarla yapılan bu testin sonucu, insanlar için umut vaadediyor. Buna göre, yıllarca çözülmeyi bekleyen felsefi problemlerin robotlar tarafından çözülebileceği öngörülüyor. Sonoma State Üniversitesi’nden John Sullins, bunun çok doğru bir adım olacağı kanısında. Geçtiğimiz yıl Rus ve Ukraynalı iki bilgisayar mühendisinin geliştirdiği yazılım, Turing testini geçen ilk yapay zeka olmuş ve Eugene Goostman karakteriyle sorulara verdiği yanıtlar sonucu kendisinin 13 yaşında bir insan olduğuna ikna etmişti. (Sözcü)
-
ateist düşünceye sahip insanların tanrı hakkındaki görüşleri
Bu algiyi da nerden cikardin? Islama sadece karsi olmak, antiislamciliktir ve genelde de antiteizmdir. Ateizm ile ilgisi yoktur. Ateizm, belirli bir adi verilmis dine ya da tanriya degil; felsefi olarak insanoglunun ortaya attigi tarihteki binlerce tanriya ve yaraticiya ve de dunyada bugun gecerli olasn ya da gecmiste yer almisd olan tum dini inanca yonelik bir karsi cikis degil; bunlarin olmadigini soylemektir.
-
IŞİD, Kuran’ı mı Uyguluyor?
Islam'da mezhep yoktur darken, sunnilik, siilik haricilik ve her turlu kendi bunyesindeki kollarini nasilacikliyorsun? Turkiye islam dini mezhebinin sunni oldugu soylenir, bunu nasil acikliyorsun? Eger sen Muhammed donemini yani islamin mezheplere ayrilmadigi donemi savunuyorsan, bunun kurancilik ve selefilik oldugunun farkinda ve bilincinde misin? Neden reel de olan ve yasanan islami gormemekte israr ediyor ve hayalinde kendince ve olmayan bir islam anlayisi yaratiyorsun? Senin bahsettigin islam anlayisi, bugun dunyanin hangi islam cografyasinda var, aciklar ve gosterir misin?
-
Benim güncel sayfalarda biraz gülesim var :)
sarıgül : o tavuğun düğün şahidi benim ...annesinin cenazesine de katıldım kılıçdaroğlu : bana güvenin tavuk karşıya geçmemiştir benim adım kemal ... yılmaz özdil : bir tavuk karşıya geçmiş... kimin ülkesinde geçmiş... beğenmedikleri Mustafa Kemal ' in Fethullah gülen : karşıya geçen de geçmeyen de o tavuğun belasını versin...kümesine ateşler salsın muammer ince : o tavuğun yerine karşıya ben geçeceğim ... bahçeli : bir tavuk ortadaaaki yoldan 1 defa geçmiştir ... ne zaman geçmiştir 2014 topla : 2015 kırk yapar... ilber ortaylı : karşıya geçen tavuk cahil...bir defa bu tavuğun eğitimi nedir ...kaç dil biliyor... seda sayan : günaf kıızzzz... karşıya geçmiş... yıldız tilbe : karşıya geçmiş biliyyooo musuuun ... stv : bir tavuk karşıya geçiyorsa iktidar dersaneleri neden kapatıyor...bunu sormak lazım ... gezici : tavuk karşıya ekmek almak için geçmiştir #direntavuk RTE : şunu açık seçik ifade edeyim ki... bir zamanlar karşıya insan geçemiyordu ... simdi yapılan duble yollardan tavuklar bile geçiyor... Zekeriya Beyaz: Tavuğun karşıya geçmesi orucu bozmaz Kemal Sunal : Şimdi bu tavuk karşıya neden geçti, niçin geçti, nasıl geçti, bunu izaha gerek yok yürüdü karşıya geçti, ama geçmemişte olabilir, karşıya geçmişse geçmiştir, geçmemişse geçmemiştir, görünen yolun karşısı uzakta değildir, karşıya geçtide sonradan geçmedi mi dedik, bunlar bir takım uydurma laflardır, sahi yaa tavuk karşıya neden geçti, kim geçirdi ulan tavuğu karşıya. okuulll, yolll , tapuu - tansu ciller: o tavuk eski bulundugu yere ya gececek ya gececektir. - necmettin erbakan: kanli veya kansiz, o tavuk eski yerine geri donecek. - bulent ecevit: tavuk o yol yokken de ayni yerde gidip geliyordu zaten, munakasa etmenin manasi yok. ...(rahsan ecevit: sen karisma bulent.) - deniz baykal: demek ki parti ici guvensizlik var, olaganustu kurultay derhal toplanmalidir. - kamer genc: tunceli'de tavuklarin karsidan karsiya gececegi yol bile yok. - suleyman demirel: kimse bana "tavuk karsidan karsiya geciyor" dedirtemez. - george w. bush: eger tavugun karsidan karsiya gecmesi ulusal cikarlarimizi zedeleyecekse o yolu ortadan kaldirir, tavuga ozgurlugunu veririz. ...(sahinler: sey, sayin mr. president. verdik bile.) - turgut ozal: benim tavugum isini bilir. -mustafa kemal ataturk: ben tavugun zinde, cevik ve karsidan karsiya gecenini severim. Taraf Gazetesi ; Flaş Flaş Flaş... Tavuklar ergenekoncudur. Elimizdeki askeri günlüklere göre, kışlanın kümesinden darbe amaçlı kaçmışlardır. Yarın Zekeriya Öz tarafından ifadeleri alınacak ve silivri kümesine gönderileceklerdir... Zaman Gazetesi; Flaş Flaş Flaş... Genelkurmayda yapılan kozmik aramalarda, karşıdan karşıya geçen tavukların özel olarak darbe amaçlı yetiştirildiği anlaşılmış ve konu ile ilgili olarak 4 horoz, bir hindi azmettirme suçundan gözaltına alınmıştır... Heidegger: Tavuk “orada varlık” olarak ya da “el—altın—varlık” olarak zaten bu duruma ontik olarak yazgılıdır. Heraklit: Bu çatışmaya ve diyalektiğe teşnedir. Tez—antitez ve sentez için akış ve yer değiştirmek daimâ zorunludur. Permandies: Hareket eden tavuk değil, tavuğu oluşturan atomlardır. Stoacılar: Acı ve çile ile büyümek için ya da olgunlaşmak için herkes zaten kendi yolunda yürür. Makyevelistler: Tavuğun çıkarları bunu gerektirmiştir. Pragmatistler: Tavuk bundan bir fayda beklemektedir. Oportünistler: Tavuk bir fırsatı değerlendirmektedir. Ivan Pavlov: Bu durum edimsel koşullanmadan başka bir şey değildir. Veterinerler: Tavuk, yumurtlamak için yuvasına dönmektedir. Nihilistler: Bu anlamsız ve boş bir yer değiştirmedir. Hatta saçmalık bile denilebilir. Jung: Göç, yer değiştirmek ve yeni bir başlangıç çok güçlü bir arketiptir. Darwin: Evrim ve doğal seleksiyonun bir parçası olarak tavuk, yavaş yavaş uçma yetisini kaybettiği için yürümektedir. Bir çocuk: Tavuk akşam olduğu için evine, yani çocuklarının yanına gitmektedir. Jeolog: Deprem ihtimalinden söz edilebilir. Tavuk daha güvenli bir yer aramaktadır. Kutsal Kitaplar : Ve Tanrı tavuğa dedi ki ‘’ Ey tavuk ben seni karşıdan karşıya geçesin diye yarattım.’’ Ve tavuk karşıya geçti.Bunun iyi olduğunu görüp şükretti. Sizce ya da sizin alginizda site uyelerinin her birince (lakap/isim vererek) tavuk neden karsiya geciyor? Ben lakabim Adina yanitimi vereyim. evrensel-insan: Birincisi, insanoglunun tavuk adi verdigi fenomenin "karsiya gectigi" bir insanoglu algisidir ve monologdur. Cunku insanoglu ile tavuk adini verdigi fenomen arasinda ortak bir diyalog yoktur. Ikincisi, "neden karsiya gectigi" sorusuna insanoglunca verilen her bir yanit, algiya gore degisir ve bu neden insanoglunun verecegi nedendir, tavugu ilgilendirmez ve de bilimseldegildir. Ucuncusu, burada bilimsel olan tavuk adi verilen fenomenin kendisinin degil; insanoglu algisina gozlem veren "karsiya gecis" fonksiyonu/davranisidir ve bu da tartismasiz bir gozlemdir. Dorduncusu burada bilimsel olan soru "tavugun neden degil, nasil karsiya gectigidir." Bu da zaten tavugun fonksiyonu/davranisi olarak insanogluna tartismasiz gozlem verir.
-
"Yeni" Savaştıran Emperyalizm ve Halkların Yaşam Savaşı
Emperyalizmin tarihine baktigimizda, ozunun degismedigini fakat uygulamasinin ve goruntusunun bu oze bagli olarak ve de ozunun goruntusunu daha net sergileyerek cesitlendigini zaman icinde soyleyebiliriz. "Yayilmaci, yerlesici, disaridan ekonomik ve politik mudaheleci" emperyalizm, 1960'lar ile yarattigi terorizm ile "iceriden karistirici ve iceriden yonlendirici ve yonetici" konuma gecmenin yaninda, organize ettigi terorizm ile de "ulkeleri icerden parcalayici/bolucu" konuma gecmistir. Terorizmi cikar elde edecegi ulke ve toplum temelinde yetistiren besleyen ve destekleyen emperyalizm; SSCB'nin parcalanmasinda en tarihi katkisini gostermistir. Burada emperyalizmin kendi acisindan artik ulke ve toplumlari ele gecirmesi ya da karismasinin sekteye ugramasi, emperyalizme Yarattigi terore kendini vurdurarak (ikiz kuleler, 7/7 Londra teroru v.s.) kendince once kendi halkinin sonar da digger ulkelerin yaptigi propaganda ile "teroru vurmak icin, yerinde savasmak gerekir" siari ile Afganistan'dan basliyarak; direk kendi terorunu ve askerini kullanmak kaydiyla, ulkelere direk saldiriyi kendine mesru ve mubah kilmistir. Irak ve Afganistan basta olmak uzere, kendi askeri ile saldirmasinin kendine verdigi "zararin" farkina varan emperyalizm; SURIYE SAVASI ILE BIRLIKTE SAVASAN KONUMUNDAN SAVASTIRAN KONUMUNA GECMISTIR. Iste emperyalizmin bu yeni yuzu "savastiran emperyalizm" dir. Bilhassa Irak'ta her turlu "zarari" yasayan emperyalizm, Suriye'de ayni hataya dusmek istememistir. Elinde baska ulkelerin askerlerini Suriye'de savasa surukleyecek bir bahanesi de bulunmamaktadir. Iste savastiran emperyalizm bu sonuctan dogmustur. Peki nedir savastiran emperyalizm? Savastiran emperyalizm, elde edilmek ve parcalanmak istenen ulke ve toplumun direk resmi hukumetine karsi savas acmak icin, SAVASACAK TERORIST GUCLER YARATMAK, BESLEMEK, ONLARA YARDIMLIK VE YATAKLIK YAPMAKTIR. Iste bugun Suriye'de olan budur. Yani Suriye ic savasi, ne emperyalizmin kendi askeri ile ne de savastirdigi ulkelerinm askerleri ile yaratilmis bir ic savas degildir. Bu ic savas, direk dunyanin cesitli cografya ve toplumlarindan toplanan ve ic savas cikartilacak ulke ve toplumda da ayarlanan genelde toplum icinde dusunce ve davranislarindan dolayi suca yonelik suc islemis halk deyimi ile "hapishane kackinlari" ndan yaratilmistir. Burada o eski terror hareketinin adi ne icin savasir gorunmesi v.s. ise tamamen algi operasyonudur ve kafalari karistirmak icindir. Cunku bu hapishane kackinlarinin tek yaptigi saldirmak ve oldurmek ve de bunun icin olmekten baska bir sey degildir. Yani siarlari "oldurmek ve oldurmek icin de gerekirse olmek" dir. Yani insanligin "yasamak ve yasatmak" siarinin tamamen ziti insanlik ve vicdan disi bir siardir. Bu insanlikdisi hapishane kackinlarina karsi verilen tek savas, halklarin artik yasam savasidir. Tabi ki her zaman oldugu icin halklarin bu yasam savasini kendi politik cikari icin kullananlar olmustur ve olacaktir. Kisaca bu savastiran emperyalizmin yarattigi sadece "insanoglu katletme makineleri" olmanin yaninda, insanoglunun ve doganin tarihin hic bir degerine de saygi gostermemek ve ne varsa yakip yikmaktir. Bir yerde bir ulke ve toplumunda yaratilan ic savas ile "teksaslar yaratmak" olmustur. Kanun kural yoktur, gucu olan digerini katleder ve de kendi gucu temelinde katletmedigini kendine boyun egdirir ve biat ettirir. Bu yeni savastiran emperyalizmin digger bir sonucu da, emperyalizmin robotlastirdigi ve cemaatlestirdigi dunya gencligine "yeni bir moda" sunmasidir. Bu modaya gore dunyanin cesitli yerlerindeki gencler, maceraya atilmak Adina bu hapishane kackinlarina ve onlarin yarattigi hukuksuzluk ve adaletsizlige ozenti duymakta ve katilmak istemektedir. Aslinda bu savastiran emperyalizm, belki de emperyalizmin bugune kadar kendi cikari Adina buldugu en gecerli yol olacaktir. Cunku. Dunyada her cografya ve toplumda orgutlenecek hapishane kackinlari vardir. Bunlari her turlu besleyen, yetistiren, yardim ve yataklik eden emperyalizmin sonsuz kaynagi vardir. Olenlerin yerine yenilerinin gelmesi ve hatta cocuklarin dahi bu katliamlarda kullanilmasi, her turlu bu kanunsuzluga ve adaletsizlige ozendirme ve de dunya gencliginin bu maceraya atilmak icin can atmasi. Evet, bugun Suriye savaslari ile emperyalizm, yeni bir savastiran emperyalizm donemine girmistir ve bu donemin her turlu yaptiklari aslinda emperyalizmin de o gizlenmeye calisilan ozunu aslinda artik gizliyememesidir. Bugun Suriye haritasina bakanlar emperyalizmin yarattigi bu aci tabloyu gorebilirler. Burada bu hapishane kackinlarinin adinin ya da oynadigi etik ya da inanc yonunun (dini ya da milli) hic bir anlami ve onemi yoktur. Bu sadece bir algi operasyonu olarak asil yapilanin ozunun gizlenmesi adinadir. Burada olan tek sey ise, halklarin yasam savasi ve sonu getirilmeye cal;isan insanoglunun her turlu verdigi insanlik ve vicdan savasidir. Iste bu acidan bu yeni savastiran emperyalizme karsi olabilmenin tek yolu, onun bu savastiran taraflarindan biri olmamak ve aksine yasam savasi veren halklardan yana olabilmektir. Iste burada herkes inancini ideolojisini ve her turlu etik deger farkini bir tarafa birakip; yasam savasi veren halklarin bu halklar ne kim olursa olsun, yanlarinda yer alabilmektir. Zaten boyle bir algiyi onlemek icin emperyalizm her turlu din milli etiok mikroayrimci savas cigirtkanligini da yapmakta ve yaptirmaktadir. Cunku amac oyle ya da boyle bu hapishane kackinlarinin her turlu vahsetine taraf bulabilmek ve onlarin bu yaptigini algi operasyonu ile mesru ve mubah kilmaktir. En azindan taraflar yaratmak ve olmasi gereken yasam savasi veren halklarin desteklenmesi ozunu kacirtmaktir. Emperyalizm ile bu hapishane kackinlari arasinda her turlu oyun mevcuttur. Yani emperyalizm sadece onlari beslemek yaratmak yardim ve yataklik etmek ve ettirmek ile kalmaz; sanki onlari yaratan kendi degilmis gibi, kendisini onlar ile savastirir da gozukur. Ortada olan bir cikar projesinin yerine getirilmesi Adina; emperyalizm bu hapishane kackinlarini herturlu savastirir, geri cektirir v.s. yani istedigi gibi yonlendirir ve idare eder. Bugun basta Suriye olmak uzere tum O.Dogu'da bu hapishane kackinlari cesitli adlarda ve inanclarda ideolojilerde savastirilmakta SANKI BIRI BIRI ILE SAVASIYORMUS IZLENIMI BILE VERILMEKTEDIR. Bu cesitli hapishane kackinlarinin adi ya da gorunen inanci ideolojisi ne olursa olsun, hepsinin ortak yani; halklara saldirmak ve onlara yasam hakki tanimamaktir. Iste o acidan herkes tarafini iyi secmelidir. Ya savastiran emperyalizmin cesitli neden ile ideolojik ya da inancsal savasan bir tarafinda olmak, ya da yasam savasi veren halklarin tarafinda olmak; iste bu secim insanlik ile yasam ve yasatmak ile, insandisilik ve olmek oldurmek farkidir. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Bilissel Bilim/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
-
Kisa ve Oz Super Lig Fiksturu
Superlig 2015/16 sezonunun lig fiksturu cekildi. Tum sezonu yani 34 haftayi kapsayan haftalik lig fiksturunun bir haftalik cizelgesi asagidadir. Gule gule kullanin. <------------------------------< v (Bay)Sivas-Galatasaray(01) ^ ¦ (03)Osmanli-Kayseri(16) ¦ ¦ (05)Konya-Akhisar(14) ¦ ¦ (07)Mersin-Besiktas(12) ¦ ¦ (09)Trabzon-Bursa(10) ¦ ¦ (11)Gaziantep- Kasimpasa(08) ¦ ¦ (13)Basaksehir-Antalya(06) ¦ ¦ (15)G.Birligi-Rize(04) ¦ v (17)F.Bahce-Eskisehir(02) ¦ >------------------------------^
-
Aferin mi, Aferim mi?
Yukaridaki cumlede "aferin" kiza yoneliktir. Eger "aferim" olsa idi, bu soyleyene yonelik olacakti.
-
BOP'a Karşı Tutumlar -Qua Felsefesi
BOP temelinde O.Dogu sekilleniyor. Bunun ilk ayagini Irak'ta gorduk Ikinci ayagini ve Irak'a da sicrayan ayagini da Suriye'de gorduk ve gormekteyiz. Irak'i bizzat ABD askeri teroru dagitti. Tabi oncesinde kendi ulkesindeki ikiz kuleler katliamini duzenledi ki, Irak'a terrorist saldirisini yapabilmekicin elinde bir bahane/neden olsun. Aslinda bunun ilk baslangici ABD eliyle Islam gorunuslu terrorist hareket olan El-Kaide'nin kurulmasi ve ilk savasini SSCB'ne karsi Afganistan'da vermesidir. Ayni ABD turkiye icin de PKK'yi kurdu. Kisaca BOP once orgutlendi, sonar da yasama gecirildi. Gunumuze donersek; Bugun ABD'nin kurdugu bir cok satin alinmis eli kanli teroristlerden olusturulan gruplardan ISID bugun O.Dogu'nun gundemindedir. Burada farklipolitik algilar farkli cikar temelinde ISID'akarsi tutum almaktadir. Bugun ISID Yemen dahil, Irak ve Suriye sinirlari bunyesinde her turlu katliamli terorizmini gerceklestirirken; Eger burada hic bir direnc yoksa;katliam sadece haber olarak yayinlanmaktadir. Son ornek "ISID Yemen'de cami bombaladi, 31 olu" Eger ISID terrorist saldirisini duzenlerken, bir direnc ile karsilasirsa; bu direnc; Suriye ya da Irak resmi hukumetlerinden geldiginde de olay yine sadece haber olarak gecer. ISID'in saldirilarinda direnc gordugu ve farkli tutumlarin sergilendigi tek terrorist saldirilar, Irak Suriye resmi gucleri disinda kalan, Kurd kokenli silahli milislerdir. Bu once Irak ta yasanmis ve tutum farki getiren son donemin basilica bolgeleri; Rojova, Kobani ve en son de El tayyab olmustur. Bu uc boolgede de ISID terrorist saldirilari puskurtulmus ve bolgeler kurd silahli gucleri tarafindan ele gecirilerek, ISID katliamindan kurtarilmistir. Bu arada en buyuk Ironi, ABD nin ISID'i hem yaratmasi hem yardim etmesi ve beslemesi hem de ne zaman Kurd bolgelerine saldiriya gecerse de onlari bombalamasidir. Yani ABD sadece ISID'in kurd bolgelerine saldirisinda ISID'a karsi devreye girmekte ve o bolgeyi koruyan kurd silahli milislerine yardimci olmaktadir. Kisaca algi olarak ABD BOP temelinde bir yerde ISID'a soyle demektedir "Kurd bolgelerine saldiracaksin, orada kurd silahli milisleri egemen olacak sen de geri cekileceksin." Kisaca ABD ISID'i BOP temelinde kurd bolgelerine saldirtmakta ve orada olusturulacak bir kurdistanin insasini pratikte yerine getirmektedir. Burada iki turlu tutum vardir. BOP'un esbaskani ve surekasi ISID'i desteklemekte ve olusmakta olan Kurd bolgesine karsi cikmaktadir. Yine BOP temelinde olusmakta olan kurd bolgelerini savunanlar da ISID'a karsi cikmaktadir. Butun bu olumu politik etik cikar temelinden cikarip qua felsefesi ile tum olup bitene bakmak ta, ancak olup biteni algilama Adina olumcul bir oneme sahiptir. Buradaonemli olan etik olmak ve etik olmanin temelinde dunyanin hangi cografya ve toplumunda olursa olsun, halklara saldiranlari terorizmi katliamlari lanetlemek ve bolgede yasayan halklarin hak ve ozgurluklerinden yana olmaktir. Yani konu ne ABD, ne onun BOP'u ne ISID, ne Kurd milliyeti ne de kurdmilisleri degildir. Konu kimin bu saldirida planlayici uygulayici olarak yer aldigi ve halklara saldirdigidir. Burada gorunen sey ise, planlayicinin ABD, bu plani uygulayici saldirganin da ISID oldugudur. Iste bunu savunan ve buna karsi eylem koyan herkesi elestiren politik ve idseolojik cikar; ne insanlik ne vicdan ne de halklardan yana olma egilimi tasimaz. Onlar icin saldiran planlayan degil; bu saldiri ve plana karsi cikanlar elestirilir. Yani halklarin dusmanligi ve katliamlar altinda olmalarina goz yumulma soz konusudur. Diger bir tutum da, orada ve nerede olursa olsun yasamakta olan halklara her turlu saldiriya planlayici ve uygulayicilara karsi cikmak ve bolge halklarinin hak ve ozgurlugunden yana olmaktir. Bu temelde bu halklari bu sdaldirilardan koruyanlarin da desteklenmesi soz konusudur. Burada da yine politik etik cikar one cikmaktadir. Bu savunuyu yapanlarin kurd milisleri olduguna kurd olduklari icin destek vermek ve bu temelde BOP'un planlayicisindan yana olmak. Iste bu cikarin digger cikardan farki; katliama karsi cikmaktir. Buradaki ilksorun, bu savunuyu yapan kurd milislerinin politik cikar geregi hareket edip etmedigine dikkat etmek ve yapildiginda da karsi cikmaktir. Mesela kurd silahli milisleri ele gecirdigi bolgelerde kurd milliyetciligi temelinde eger etnik bir yaptirim uyguluyorlarsa, onlarin da aslinda ISID'dan bir farki kalmaz ve bunu goz yumanlarin da ISID'a goz yumanlardan farki kalmaz. Burada olmasi gereken ise sudur. Hem planlayici ABD'ye hem de saldiran ISID'a karsi cikmak; hem de orayi ele geciren kurd milislerinin etnik katliam baski ve zorlamalarina karsi cikmaktir. Yani kimseden yana olmamak, sadece bolge halklarinin hak ve ozgurluklerinden yana olmak ve bu yanaligi da onlarin etnisitesi temelinde yapmamak, sadece baski ve katliam altindaezilen halklar oldugu icin onlardan yanma olmak esastir. Yani konu ABD ISD dini ve mezhepsel ya da ideolojik ve inancsal yanasim degil, etik etnik milliyetcilik degil, savunanin etnik kimligi degil; sadece ve sadece kim ne olursa hangi etnisiteye ve mezhebe dine inanirsa inansin; saldiri altindaki bolge halklarinin hak ve ozgurluklerinden yana olmaktir. O yuzden de tartisma ABD BOP ISID ve kurd silahlimilisleri ya da kurd halki degil; saldiriya ugrayanb halklarin etnigine mezhebine inancina bakilmadan halk ve ozgurluklerinin savunulmasidir. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Bilissel Bilim/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
-
Singapur'da 15 yaşındaki çocuklara sorulan bu soruyu çözebilir misiniz?
Bende "onun oyle soylemesi bir seyi degistirmez, onemli olan dogru sonuca ulasmak" diyorum.
-
Süleyman Hep Başbakan ( Demirbaş)
-
Allah varmı yokmu? Herkes fikrini yazsın...
Peki birincisi acikla bilimsel olartak bakalim. Evren neden vardir, su neden akar, gunes neden ordadir, Ikincisi neden sorusu ve nedensellikteleoloji yani bir amac icerir. Bu amaci da insanoglu belirler. Yani mesala yukardaki "evren neden vardir?" sorusunu evren belirlemez, insanoglu belirler. Ya da evrene insanoglu aklini yukler oznellik ozsellik ve ozellik veren yine insanogludur. Quantum mekanigi ile birlikte neden sorusu ve nedenselligin mutlakligi kesinligi ilkligi tekligi v.s. tarihe karismistir. Klasik bilim de Newton fiziginde ve de bilimin tabaninin metafizige yani varliga dayandigi temeldeki bilim anlayisi gecerli degildir. Modern bilimde hersey gozleme dayanir. Klasikteki neden sorusunun mutlakligi ilkligi tekligi kesinligi ise gozlem vermez. Ayrica modern bilimde temelmetafizik yani varlik degil; epistemoloji yani bilgidir. Ustelik olgusalgecerlilik te mutlak degil; gozlem ile yanlislanabilendir. Ayrica bilim varliogi degil; fenomen olarak algiladigi varligin fonksiyonunu ve davranisini ortaya koyar. Senin aciklamalarin klasik bilimden kalmadir ve bugun bilimsel degildir. Cunku bilimsel bilim; Gozleme, olguya, yanlislanabilirlige, insanogluna gozlem veren fenomenin de gfozlemlenen fonksiyon ve davranisinin nasilini aciuklamaya denir. Varligi ne oldugunu v.s. aciklayan materyalizm idealism ve pozitivizm sadece metafizigin yani felsefenin varlik ile ilgilenen dalinin birer tozleridir. "ilklik, teklik, mutlaklik, kesinlik, nedensellik, determinism" gibi gozlemi olmayan akilci inanc ve ideolojileri icerirler.
-
Singapur'da 15 yaşındaki çocuklara sorulan bu soruyu çözebilir misiniz?
Iyi guzelde ben zaten tercumenin hatasini hem detayli bir sekilde acikladim, hem metnin ingilizce originalini verdim ve de tercume ettim.
-
İnsan Evrildi mi? Yaratıldı mı?
Insanoglu ancak kendi turunden turuyebilir ve ureyebilir. Bu da en azindan 3 lu bir birlikteliktir. Erkek disi ve bunlarin cinsel birlikteliginden meydana gelen. Insanoglu kendisini ve her bir algiladigini yine kendisi dilinin kavramsalbilgisi ile aciklamaktadir. Insanoglunun canli olarak ve gelisen degisen canli olarak digger canlilardan farklilasmasi bir surec konusudur ve bu surec te evrim ile aciklanmaktadir. Yani canlilar evrilerek biri digerinden fiziki olarak farklilasir. Evrim bunu elindeki bilimselbilgi olgu ve kurgular ile gozleme dayanarak ve mantiksal olabilirlik temelinde aciklamaktadir ve bu aciklama da her turlu gelisim temelinde daimi bir surectir. Burada onemliolan insanoglu turunun evrimsel olarak digger turlerde olmayan devrim, yani zihinsel yeti ve ozelliklerinin soyutlama soyut deger verme ve soyut degerlendirme yetisi ve bu soyutlarini da dozen system kurum ve kuruluis olarak ve teknigi de kullanarak somutlastirma yetisidir. Iste bu yonuyle ve de kavramsal dili eliyle, evrimselolarak insanoglu henuz alternatifi olmayan tek turdur. Butun kavramsal bilgisi de kendine ait yonelik ve kendi Adina ve eliyle ve de kendi yeti ve ozellikleri ile kendini ve digger algiladiklarini tek tarafli monolog olarak ortaya koymasi ve kendi turu disinda kalanlarin Adina da dile getirim yapmasidir.
-
Allah varmı yokmu? Herkes fikrini yazsın...
Bilimin temeli materyalizm degildir. Materyalizm, felsefenin metafizik dalinin ontolojik ve varliksal bir tozudur. Bilim ise bilgiye dayanir ve felsefenin epistemolojisinin dalidir. Ayrica bilim nedenden degil; nasildan yola cikar. Nedensellik felsefi bir konudur. Bilim ise gozleme dayanir. Gozlem olabilmesi icin de ortada bir gozlem veren fenomen olmasi gerekir. Tanri ise fenomenal degil; numenal bir iceriktir. Burada bilime gozlem veren bir taban olarak dahilolmaz. Sadece beynin numenal yani zihinsel yeti ve ozellikleri olarak; bilgiselkavramsal ve bilissel olarak dahilolabilir. Bu da tanrinin fenomenal ya da numenal varligi yoklugu uzerine degil; insanoglunun yasam iliski ve kurdugu dozen system ve kurumlasmadaki inancsal ve ideolojik yerinin; sosyo-etik ve psikolojik gozlemi temelindedir. Nedensellik felsefenin, determinism de felsefenin ateizmde felsefenin konu ve kavramlaridir ve bilimsel nitelik tasimaz.
-
Devletin Dini ve Milliyeti / Hükümetin Dini ve Milli Siyaseti Olamaz.
Bir devlet, ait oldugu cografi ve toplumsal birlikteligin devleti, bir hukumette ait oldugu cografi ve toplumsal birlikteligin bir hukumetidir. Dolayisi ile farkli halklarinin ve kesimlerinin ve de farkli sosyo-etik degerlerinin oldugu bir cografya ve toplumun devleti ve hukumeti; tum bu toplumun farkli degerlerini kucaklayacak bir yonetim yonlendirim yapilanma ve isleyis temelinde olmalidir. Yani ne devletin bir resmi dini ya da milliyeti, ne de hukumetin bir resmi dini ya da milli siyaseti olamaz. Olursa bu toplum bunyesinde bir ayrimcilik otekilestirme boluculuk ve birinin digeri ustundeki ustunluk ve hakimiyetini yaratarak adaleti bozar. Adalet hukuk hak ve ozgurlukler eliyle devletin ve hukumetin tum vatandaslarina degerleri ne olursa olsun esit ve esitlikci mesafede olmasidir. Bu da zaten toplumsal ve cografi olarak normasllesmis cagdaslasmis ve sivillesmis bir devlet ve hukumetin, prensip hukuk hak ve ozgurluklerr olarak iktidara soyunan her bir partisinin tuzugunde etik temelde dini ve de milli bir politika icermemesi anlamina gelir. Iste ancak bu sekilde bir parti, ne etik milli ve de dini bir politik cikar duygu somurusu ve su istismar yapabilir, ne de kendi politik cikar ve somurusunu tum toplumu farklari ile kucaklayacak olan bir devlete ve hukumete tasiyasbilir. Boylece hem devlet ve hukumet siyasetin bu yonunu onleyebilr, hem de partiler iktidara geldiginde kendi politik cikar ve somuruleri Adina hukumeti ve devleti ele gecirip; tek parti iktidarinin devletini ve hukumetini kurabilir. Iste gunumuzun cagdas devlet ve hukumet algisi isleyisi ve yapilanisi budur. Boylece toplum devleti ve hukumeti eliyle bunyesindeki tum sosyo-etik farklari kabullenmeyi birlikte farklari ile yasamayi ve bir birlerinin farkli degerlerine saygi gostermeyi de ogrenir. Iste ancak boyle bir toplum ve cografyanin rejimi sistemi demokratik hak ve ozgurlukcu evrensel hukuk ve insan haklarina bagimli gelisen ve caga ayak uydurabilen bir toplum ve ulke olabilir. Bunun aksini savunan digger her bir gorus; ya belirli bir ideolojik ve inancsal cikar somuru ve su istismar icerir ve toplumu ve ulkeyi ayristirmaya otekilestirmeye ve kendi degerlerinden olmayanlara yonelik nefret soylemine ve tum toplumun farkli halk ve kesimlerini tek bir etik degree milli ya da dini zorlamak ve bunun icin her turlu baskiyi kurmak, yalani soylemek, korkutmak tehdit ve santaj etmek durumundadir. Boyle durumdaki bir toplum hic bir zaman normallesemez, sivillesemez, cagdaslasamaz ve daimi bir kaos kutuplasma altinda ustelik istikrarsiz ve iktidara gelen eliyle de ikircimli bir nesiller savasimina, mucadelesine donusur. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Bilissel Bilim/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
-
dünyanın en zor sorusu
Evren var olmadi. Var. Cunku insanoglu tartismasiz ve kesintisiz olarak evreni gozlemliyor ve algiliyor. Yani evren zamandan bagimsizdir ve mekan olarak daimidir. Zaman ise insanoglu turetimidir ve mekan ve de mekanda yer alan parcalar olmazsa da olmaz. Iste mekanda yer alan parcalardan insanoglu zaten zaman kavramini yaratmis ve somutlastirmistir.
-
Bedri Koraman yaşamını yitirdi
- Bedri Koraman yaşamını yitirdi
Bedri Koraman (d. 1928, Bafra, Samsun), Türk karikatürist. 1945'te öğrenim için geldiği İstanbul'da bir süre İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde Cemal Tollu atölyesinde eğitim gördü.[1] 1945'ten başlayarak illüstrasyon ressamı ve karikatürcü olarak Babıali'ye girdi. Karikatür çizmeye 1947'de Çocuk Âlemi dergisinde başladı. 41 Buçuk, Tef, Taş, Karikatür gibi mizah dergilerinde çizdi. 1951'de Deve, daha sonra Gölge adlı mizah dergilerini çıkardı. 1954'te Milliyet gazetesinde çalışmaya başladı. Özellikle 1960'lı yıllarda aynı gazetede yayımlanan ve Cicican adıyla sinemaya da aktarılan "Cici Can" adlı çizgi romanı geniş ilgi topladı. Ayrıca Cemkurt ve Tekir Hafiye adlı resimli romanları çizdi. Kurucuları arasında yer aldığı Kare Ajans'ta canlandırma filmleri yaptı. 1970'lerde Abdi İpekçi'nin isteğiyle, Milliyet'in birinci sayfasında, gazetenin o günkü en önemli haberini tamamlayan ve resim yanı ağır basan renkli karikatürler çizmeye başladı; bu çalışmaları büyük ilgi gördü. 18 Kasım 1978'de uğradığı bir silahlı saldırıdan yara almadan kurtuldu.[2] 1982'de Güneş gazetesine geçtiyse de 1985'te Milliyet'e döndü. Günlük karikatürleri dışında gazetenin hafta sonu ekleri için özel karikatür-öykü sayfaları hazırladı. Yıllarca çalıştığı Milliyet gazetesinden ayrıldıktan sonra, Sabah gazetesinin Pazar ekinde, "Çizgi Dünyası" başlığı altında tam sayfa karikatürler çizdi.[1] Yassıada Yargılamalarını izleyip karikatüre dökerek muhabir-karikatürcü tipinin ilk örneklerinden biri oldu. 1970'lerde parti kurultaylarını, seçim gezilerini izleyip gazetede bantlar halinde yayımlayarak bu çalışmalarını sürdürdü. Siyasi karikatürlerinin bir kısmını içeren Siyaset Arenası adlı bir kitabı olan Bedri Koraman, İtalya Marostica, Yugoslavya Üsküp’te ve Saraybosna’da özel ödüller kazandı. Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin Spor karikatürleri Yarışması’nda birincilik ve ikincilik ödülleri aldı,[3] ayrıca ortak sergi ve albümlere katıldı. 1986'da merkezi Brezilya'da bulunan Internacional dos Jornalistas adlı basın kuruluşuna onur üyesi seçildi. Karikatürcüler Derneği Genel Başkanlığı yaptı.- Bedri Koraman yaşamını yitirdi
Karikatürist Bedri Koraman, 87 yaşında hayata veda etti. Karikatürist Bedri Koraman Bodrum Torba'daki evinde bugün saat 19.00 sıralarında hayatını kaybetti. 87 yaşındaki Koraman'ın bir süredir sağlık sorunları olduğu belirtildi. Milliyet gazetesinde uzun yıllar karikatürleri yayınlanan Koraman, Abdi İpekçi'nin öldürülmesinin ardından karikatürlerini yayınlamaya ara vermişti.- Gezi Direnişi’nin yıldönümünde Türkiye sokakta: İl il etkinlik programları
Gezi korkusu sardı! Tüm yollar kapatılıyor! Gezi'nin yıl dönümünde Taksim'e çıkan bütün yollar kapalı. Çağatay KENARLI - İSTANBUL DHA İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Gezi Parkı olaylarının yıl dönümü nedeniyle yarın saat 09.00'dan itibaren Taksim'e çıkan çok sayıda cadde, sokak ve kritik noktanın trafiğe kapatılacağını açıkladı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Gezi Parkı olaylarının yıldönümü nedeniyle yarın saat 09.00'dan itibaren Taksim'e çıkan çok sayıda cadde, sokak ve kritik noktanın trafiğe kapatılacağını açıkladı. Emniyet müdürlüğünden yapılan açıklama şu şekilde: "Gezi Parkı olaylarının yıldönümü nedeniyle 31 Mayıs 2015 Pazar günü saat:09.00'dan itibaren etkinlikler bitene kadar kademeli olarak trafiğe kapatılacak yollar ve alternatif güzergâhlar aşağıya çıkartılmıştır. Saraçhane Parkı Ve Çevresinde Gerektiğinde Trafiğe Kapatılacak Yollar -Fevzipaşa Caddesi -Macar Kardeşler Caddesi -Atatürk Bulvarı Saraçhane Ve Çevre Tedbirleri İçinde Kullanılabilecek Alternatif Caddeler -Abdülezelpaşa Caddesi -Kadir Has Caddesi -Ragıp Gümüşpala Caddesi -Haliç Caddesi -Şehzadebaşı Caddesi Beyazıt Meydanı Ve Çevresinde Gerektiğinde Trafiğe Kapatılacak Yollar -Ordu Caddesi Beyazıt Meydan Ve Çevresinde Kullanılabilecek Alternatif Caddeler -Vatan Caddesi -Millet Caddesi -Türkeli Caddesi -Koska Caddesi -Hayriye Tüccarı Caddesi Saraçhane Parkı Ve Çevresinde Gerektiğinde Trafiğe Kapatılacak Yollar Ve Alternatif Güzergahlar -Fevzipaşa Caddesi, Kıztaşı Caddesi Kavşağı (Edirnekapı istikametinden gelen akım Kıztaşı Caddesi istikametine yönlendirilecek.) -Horhor Caddesi Medical Park önü (Macar Kardeşler Caddesine akım gönderilmeyecek.) -Atatürk Bulvarı Unkapanı Köprüsü (Balat'tan gelen akım Sirkeci istikametine yönlendirilecek.) -Kemer ışıklar (aradan çıkan araçlar Macar Kardeşler Caddesi istikametine gönderilmeyecek.) -Unkapanı Köprüsü Şişhane istikametinden gelen akım Balat ve Sirkeci istikametine yönlendirilecek. -Gazi Mustafa Kemal Paşa Caddesinden Atatürk Bulvarına gelen akım Mudurnu tünel girişinden kesilerek Vatan Caddesi istikametine yönlendirilecek. -Millet Caddesi Ender Mağazası karşısı Atatürk Bulvarına akım verilmeyecek. -İSKİ ışıklar Aksaray Varyant girişi akım, Vatan Caddesi istikametine verilecek. (Atatürk Bulvarına akım gönderilmeyecek.) -Ordu Caddesinden Atatürk Caddesine giriş yanyol girişi kapatılacak. (Atatürk Bulvarına akım verilmeyecek.) -Şehzadebaşı Caddesinden gelen akım Gençtürk Caddesine yönlendirilecek. -Atatürk Bulvarı Hacı Kadın Caddesi katılım (akım Hacı Kadın Caddesine yönlendirilecek.) -Ordu Caddesinden gelen akım Koska Caddesine yönlendirlecek. -Çarşıkapı Meydandan gelen akım Tiyatro Caddesine yönlendirilecek. Şişli Mecidiyeköy Ortaklar Kavşağından Taksim istikametine kapatılacak, trafik akımı Ortaklar Caddesinden Esentepe istikametine yönlendirilecek. -Şişli Bomonti Tüneli Dolmabahçe istikametine kapatılacak, trafik akımı Akar Caddesinden Çağlayan ve Piyale Paşa Bulvarına yönlendirilecek. -Şişli Kuştepe kavşağından, Geçit Sokak istikametine gitmek isteyen akım, Kuştepe Kavşağından kapatılacak trafik Çağlayan istikametine yönlendirilecek. -Çağlayan Hürriyettepe Kavşağından Şişli istikametine gitmek isteyen akım Hürriyet Tepe Kavşağından Darülaceze istikametine yönlendirilecek. -Akar Caddesi istikametinden Hürriyet Tepe Kavşağında gelen akım, Hürriyet Tepe Kavşağından Çağlayan istikametine yönlendirilecek. -Darülaceze istikametinden Okmeydanı istikametine gitmek isteyen akım Okmeydanı Kavşağından kapatılacak Odesa Bulvarına yönlendirilecek. -Piyalepaşa Bulvarından gelen akım Okmeydanı istikametine kapatılacak, Sadabat Viyadüğü istikametine yönlendirilecek. -Piyalepaşa Bulvarından Dolapdere istikametine gelen akım Dolapdere Kavşağından Taksim Yedikuyular istikametine kapatılacak, trafik Dolapdere Kavşağından Piyalepaşa Bulvarından geri yönlendirilecek. -Kasımpaşa Tuz Ambarı ışıklardan Şişhane Tarlabaşı Bulvarı istikametine kapatılacak, trafik Tuz Ambarı ışıklardan Hasköy istikametine yönlendirilecek. -Unkapanı Köprüsünden Taksim istikametine giden akım köprüye girmeden Ragıp Gümüşpala ve Abdülezelpaşa Caddesine yönlendirilecek. -Sirkeciden Galataköprüsü Karaköy istikametine gelmek isteyen akım kapatılacak, Ragıp Gümüşpala Caddesine yönlendirilecek. -Ortaköyden Çırağan Caddesi Beşiktaş istikametine gitmek isteyen akım Ortaköyden kapatılacak Bebek istikametine yönlendirilecek. -Beşiktaş Eski Yıldız Caddesi, Barbaros Bulvarı, ara sokaklardan çıkan akım Zincirlikuyu istikametine yönlendirilecek. -Nişantaşı Kavşağı Rumeli Caddesi istikameti kapatılacak, Nişantaşı Kavşağından Fulya istikametine yönlendirilecek. -Teşvikiye Hüsrev Gerede Caddesi istikameti kapatılacak, Nişantaşı Kavşağı istikametine yönlendirilecek. -Ihlamur Kavşağından Şair Nedim Caddesi istikameti kapatılacak, Ihlamur Kavşağından Fulya istikametine yönlendirilecek. -Kadırgalar Caddesi Taksim ve Küçük Çiftlik Caddesi istikameti kapatılacak, trafik akımı Bomonti Tünel istikametine yönlendirilecek. -Barbaros Bulvarı Beşiktaş istikametine Balmumcu Kavşağına kapatılacak, Balmumcu Kavşağından Levent istikametine yönlendirilecek. -Boğaziçi Köprüsü Kuzey istikametine geliş (Sait Çiftçi) Beşiktaş Ortaköy ayrımından kapatılacak Haliç istikametine yönlendirilecek. -İhtiyaç halinde E-5 Kuzey yol Mecidiyeköy ayrımı kapatılacak, alternatif Çağlayan Haliç istikametine yönlendirilecek. -E-5 Güney yol Mecidiyeköy ayrımı ihtiyaç halinde kapatılacak, trafik akımı Zincirlikuyu Levent istikametine kapatılacak.- Gezi Direnişi’nin yıldönümünde Türkiye sokakta: İl il etkinlik programları
Aslinda her turlu bireysel hak ve ozgurluklerimizi Alana kadar hic gitmeyecegiz.- Gezinin Dizisi
Bilindigi gibi, onumuzdeki gunler ulke ve toplum tarihimizin sahit oldugu ve bir suru ulke tarihinde ilkleri iceren gezi bilinci ve eylemlerinin ikinci yil donumudur. Benim de bireysel olarak yazi sanatimin, yorum sanatimin, muzik sanatimin yaninda, sir sanatiminda boyle onemli gunlerde ilhamlandigi donemlerdir. Bu baslikta da Gezi ile ilgili yazdigim bir siiri paylasmak istiyorum. Gezi bir milattir. Beyinde bir tattir Bilincte bir kattir. Guvencini arttir Sokaklarin, meydanlarin Alanlarin, parklarin Gunduzun, karanligin Aydinligidir Gezi Halktaki birlige Goze carpan dirlige Her farkli fikirlige Uyumludur, Gezi Turkiye'de ilkligin Dunyada onculugun Beyindeki sorunun Onderidir, Gezi Doga yasam elele Birlikte geldiler dile Haydi eylem rastgele diyenlerindir, Gezi Farklarin farkindadir Farkin tanimindadir Milyonlar ardindadir Orgutleyicidir, Gezi Baskiya boyun egmez Basi one egilmez Hakkini da yedirmez Ozgurlukcudur, Gezi Gezi neye Karsi Eylemin basi Carsi Sesler inletti arsi Gencligindir, Gezi Orantisiz zekasiyla Muzigiyle saziyla Her yol cagdasligiyla Demokrattir, Gezi Bireyligin temeli Her bir beynin emeli Evrenseldir demeli Insansaldir, Gezi- Gezi Direnişi’nin yıldönümünde Türkiye sokakta: İl il etkinlik programları
Gezi Direnişi’nin ikinci yıldönümünde Türkiye genelinde sokağa çıkılacak. Direniş’in ve İsyan’ın başlangıcı sokaklarda, parklarda, meydanlarda anılacak. Gezi Direnişi’nin ikinci yılı vesilesiyle tüm Türkiye’de eylem ve etkinlikler düzenleniyor. İl il İstanbul’de Gezi Direnişi’nin ikinci yıldönümü etkinlikleri: İstanbul İstanbul’da Taksim Dayanışması’nın çağrısıyla gerçekleştirilecek etkinlikler: 30 Mayıs 14.00 – Gezi Direnişi Tablosu’nun Açılışı; Mimarlar Odası Karaköy Binası (Gezi Şehitleri Ailelerinin katılımıyla) 31 Mayıs 13.00 – Gezi Parkına Gidiyoruz. 15.00 – Abbasağa Parkı Buluşması, Beşiktaş (Atölyeler, Forumlar, Konserler) 15.00 – Özgürlük Parkı Buluşması, Kadıköy (Atölyeler, Forumlar, Konserler) TAKSİM DAYANIŞMASI’NIN “HER YERDEYİZ” BAŞLIKLI AÇIKLAMASININ TAM METNİ İÇİN TIKLAYINIZ! Ankara 31 Mayıs günü Ankara’nın dört bir yanında Ankaralılar sokağa çıkacak: Batıkent Halkı 20.00’da Boyalı Merdivenler’de toplanacak. Dikmen Halkevi saat 19.00’da Ahmed Arif Parkı’nda buluşacak. Mamak Halkevleri 19.30’da Ethem Sarısülük Kütüphanesi’ne çağırıyor. Keçiören Halkevi 14.00’da Yunus Emre Direniş Parkı’nda buluşacak. İlker Halkevi 19.30’da İnönü Parkı’nda buluşacak. Seyran Umut Halkevi 20.00’da Özgürlük Parkı’nda buluşacak. 1 Haziran’da Ethem’in vurulduğu yere 17.37’de karanfil bırakılacak. 18.00’da ise aynı yerde basın açıklaması düzenlenecek İzmir 31 Mayıs İzmir Halk Forumları’nın Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde etkinlikleri olacak. 1 Haziran’da saat 20.00’da Cumhuriyet Meydanı’nda toplanılarak Gündoğdu Meydanı’na yürünecek. Gündoğdu Meydanı’nda Bandista konseri yapılacak. Eskişehir 31 Mayıs 2015 Saat 17.00’da Ali İsmail Korkmaz Parkı’nda (Eski Eti Park) toplanarak Espark AVM önüne yürünecek. Espark önünde serbest kürsü kurulacak. Bursa -31 Mayıs 18.30 Setbaşı’nda toplanılarak Heykel Meydanı’na yürüyüş yapılacak. Ayrıca Heykel’de Praksis konseri düzenlenecek. -1 Haziran’da da Berkin Elvan için eylem yapan Liseli Genç Umut’çuların davası için sabah saat 09.00’da Bursa Adliyesi önünde toplanılacak. İnegöl Belediye Kültür Sarayı’nda saat 16.00’da Grup :Berfin konseri ile Metin Lokumcu ve Haziran İsyanı’nda hayatını kaybedenler anılacak. Zonguldak 1 Haziran saat 17. 30’da Madenci anıtında toplanıldıktan sonra İsmet İnönü Parkı’na yürünecek. Müzik dinletisinin ardından serbest kürsü kurulacak. Samsun 1 Haziran saat 18.00 da eğitim sen önünden vergi dairesi önüne. Mersin 31 Mayıs 18.30’da Forum AVM’den Barış Meydanı’na yürünecek. Tarsus 31 Mayıs saat 17.00’da Tarsus Kültür Merkezi’nde Musalla Müzik Topluluğu müzik dinletisiyle Haziran İsyanı’nda hayatını kaybedenler anılacak. Saat 19.00’da Halk Eğitim Merkezi önünde toplanılarak Yarenlik Meydanı’ndaki saat kulesine yürünecek. Çanakkale 31 Mayıs Pazar saat: 19.00 Golf çay bahçesinde toplanılacak. Antalya 31 Mayıs Aydın Kanza Parkı’ndan 18.00 Cumhuriyet Meydanı’na yürünecek. Edirne 31 Mayıs’ta 19.30’da Zübeyde Hanım Parkı’nda gezide çekilmiş fotoğraflardan oluşan sergi açılacak. Daha sonra sinevizyon gösterimi ve müzik dinletisi gerçekleştirilecek. Kocaeli 31 Mayıs’ta 18.00 da Merkez Bankası önünden Cumhuriyet Parkı’na yürüyüş yapılacak. Sinop Uğur Mumcu Meydanı’nda 18.00’da toplanılacak. Gerze Cumhuriyet Meydanı’nda saat 18.00’da toplanılacak. Artvin Hopa 31 Mayıs’ta Metin Lokumcu için Hopa Belediye Parkı 14.00’da toplanılacak.- Gezi Direnişi’nin yıldönümünde Türkiye sokakta: İl il etkinlik programları
Her yerdeyiz! – Taksim Dayanışması 27 Mayıs 2015 Yaşıyorsak ve hala nefes alıyorsak, bilinmelidir ki o güzel çocukların gülen yüzü hürmetinedir! Herkes biliyor, son iki yıldır artık farklı bir ülkede yaşıyoruz. Havası, suyu, sesi, kokusu farklılaştı bu ülkenin. İktidarı, muhalefeti, meslek odası, sendikası, genci, yaşlısı, işçisi, işsizi, Türkü, Kürdü artık farklı… Kabul eden için de etmeyen için de hayat farklılaştı… Bu ülke GEZİ’yi yaşadı. Haziran’ın sıcağını iliklerine akıttı. Milyonlar şarkılarını dillerinden düşürmeden kararlı ve direngen bir duruşu tarihin içinden geçerek yaşadılar. Cesur yürekli kadınların ve gençlerin büyük bir ağacın yapraklarına dönüşerek kara bir dumanı dağıttığı, nefes aldırdığı bir ülke artık burası… Artık hiçbir şey eskisi gibi değil ve olmayacak… Gezi’de Haziran sıcağında esen rüzgârın, madenlerde, fabrikalarda, atölyelerde, şantiyelerde direnen işçilerle; tarlalarda, derelerde, ormanlarda yaşamına sahip çıkan köylülerle buluşmaması mümkün mü? Sınır boylarında, Antakya’da savaş çığırtkanlarına karşı barışı savunanların ellerindeki güvercinlerin Gezi’den havalanmadığını kim iddia edebilir? Liselilerin, üniversitelilerin geleceğe dair umut ve haykırışlarının Gezi forumlarından okul bahçelerine taşındığını görmüyor musunuz? Varoşların, yoksulların eşitsizliklerle baştan kaybettiklerine inandırılmaya çalışılan hayatlarına dair umudun ipuçlarını, genci ve yaşlısıyla Gezi’de yeniden bulduğuna inanmıyor musunuz? Hepimiz, herkes biliyor ve görüyoruz. Yaşıyor ve hatırlıyoruz. Sesimiz ve bedenimizle, geçmişimiz ve geleceğimizle sahip çıkıyoruz. Bu ülkenin tarihinde ender rastlanacak halkın o kendi olduğu, kendini bulduğu, parkından, meydanlarından yola çıkarak bedenine, yaşamına, ülkesine, geleceğine sahip çıktığı o tarihi anların, Gezi’nin suretini tarihe aksettirdiği o takvim yaprağının yıldönümünde; Bedenimizle, ruhumuzla; kaybettiklerimiz ve sonsuza kadar yaşatacaklarımızla; aşkımız ve direngenliğimizle her yerdeyiz… İstanbul’da ve ülkenin dört bir yanında şehirlerin PARKlarında ve MEYDANlarındayız. Gezi’yi yaşadığımız ve anımsadığımız yerde ve her yerdeyiz… Gezi Parkında ve Taksim Meydanındayız. Gezi’den dört bir yana yayılan park forumlarındayız. Ankara’nın, Adana’nın, Antakya’nın, Eskişehir’in, İzmir’in Edirne’nin, Samsun’un, Diyarbakır’ın, Antalya’nın… Her şehrin ve ilçenin MEYDANlarında ve PARKlarındayız, her yerdeyiz… Bizler; işçiler, işsizler, emekçiler, güvencesizler, göçmenler, öğrenciler, halklar, görmezden geldikleriniz. Görüyor musunuz, biz her yerdeyiz… Parkta direnen “kırmızılı kadınlar”, Taksim Meydanında sabaha kadar piyano çalan sanatçılar, duran adamlar, Toma suyu karşısında bedenini siper edenler, ağaçlara sarılan gençler olarak her yerdeyiz… Kararlı duran milletvekilleri, çocuklarını almaya değil yanında olmaya gelip zincir kuran anneler, duvar yazılarıyla, yaratıcı zekalarıyla dostu düşmanı hayran bırakan ve yeniden geleceğe umut aşılayan gençler olarak her yerdeyiz… Penguen kanallarının önünden ayrılmayan plaza çalışanları, meydanlarda kandil kutlayan, yeryüzü sofraları kuranlar, paranın geçmediği, dayanışmanın esas alındığı komünleri, yemekhaneleri, kütüphaneleri, emzirme çadırlarını, dilek ağaçlarını yapanlar ve gecenin üçünde bunları korumak için barikat kuranlar olarak her yerdeyiz… Kentine, doğasına, bedenine, kimliğine, emeğine yani yaşamına sahip çıkanlar, kadınlar, LGBTİ’ler olarak her yerdeyiz… Türkler, Kürtler, Ermeniler, Araplar, Lazlar, Çerkesler, sosyalistler, aleviler, anti-kapitalist müslümanlar, işçiler, işsizler, taraftarlar, bu ülkenin tüm renklerini ve seslerini yansıtanlar olarak her yerdeyiz… Gezi Direnişinin içinden şarkılar söyleyen, direnişin bestelerini yapan, her fırça darbesinde, her dizede direnişin öyküsünü yaşatan sanatçılar, tiyatrocular, sinemacılar, yazacak gazete, yayınlayacak TV bulamasalar da haberin hem öznesi hem takipçisi olan gazeteciler olarak her yerdeyiz… Pala sallayan değil kapısını, mutfağını, dükkanını açan esnaflar, evinin kapısını açık tutmak için çırpınanlar olarak her yerdeyiz… Hukuksuz ve kent katili imar planlarına davalar açan, itiraz eden mimarlar, mühendisler olarak her yerdeyiz… Binlerce yaralıyı parkta, camiide, sokakta tedavi etmeye koşan hekimler, hemşireler, sağlık emekçileri olarak her yerdeyiz… Soru soran, sorgulayan, biat etmeyen, baskıyı kabullenmeyen, özgürlük isteyen, başı örtülü, başı açık, liseli, üniversiteli ya da işsiz; Gezi’nin gerçek yaratıcısı, bu ülkenin umudu gençler olarak her yerdeyiz… Ethem-Ali İsmail-Abdocan-Mehmet-Medeni-Hasan Ferit-Ahmet ve Berkin’in adlarının anıldığı ve suretlerinin yansıdığı her yerdeyiz… HER YER TAKSİM… HER YER DİRENİŞ… TAKSİM DAYANIŞMASI GEZİ DİRENİŞİ 2.YIL BULUŞMASI 30 MAYIS CUMARTESİ – 14.00 – Gezi Direnişi Tablosu’nun Açılışı; Mimarlar Odası Karaköy Binası (Gezi Şehitleri Ailelerinin katılımıyla) 31 MAYIS PAZAR – 13.00 – Gezi Parkına Gidiyoruz – 15.00 – Abbasağa Parkı Buluşması, Beşiktaş (Atölyeler, Forumlar, Konserler) – 15.00 – Özgürlük Parkı Buluşması, Kadıköy (Atölyeler, Forumlar, Konserler) İlgili İçerikler:- 7 Haziran Seçimlerinin Türkiye Tarihindeki Diğer Dönüm Noktası
7 Hazirandaki milletvekili secimleri, sadece AKP ve biatci surekasinin Turkiye ulke ve toplumunu, teokratik, otokratik tek bir diktatore teslimiyetci gidisatina "dur" deme acisindan bir donum noktasi degildir. T.C. ne bir devlet ne bir hukumet ne de bir rejim olarak ne de anayasada belirtilen "sosyal, hukuk" olarak bir yonetime hic bir zaman sahip olamamistir. Iktidara kim geldi ise, devlet ve de hukumet onun politik cikar politikasinin bir duygu ve ekonomi somuru araci olmus, devlet ve hukumet iktidar partisinin politik yonetim ve yonlendiriminden kurtulamamistir. Burada aslinda etigin en onemli iki degeri olan milli/kokensel ve dini/mezhepsel yonlendirme ve yonetimler devlet ve hukumetin tek sesliliginin bir gostergesi olmustur. Dunya bilgi ve bilisim caginda, ozgur birey devletler cagidir ve devletler hic bir iktidarin etik seciminin politikasinin araci olmamakta ve olamamaktadir. Ulkemizde de Turkiye tarihinde ilk defa, iki sene once gezi ile gelen ve tamamen a politik fakat sosyo-etik bilincli hareket; tum ulke ve toplumuna sosyo-etik degerler farki mozayiginin nasil ortak bir sorun bunyesinde bir araya gelebilecegini ve bir araya gelenlerin sosyo-etik farklarinin hic bir sorun olmadigini aksine saygi ile karsilandigini gormuslerdir. Bir ulkenin devleti, anayasasi, meclisi, ve her turlu kurum ve kuruluslari; o ulke bunyesinde yasayan her bir sosyo-etik farktaki halklar ve kesimler icin vardir. Hic bir devlet ve hukumet meclisi ya da anayasasi ve de kurum ve kuruluslari ile hic bir partinin ya da iktidarin kendi politik cikari Adina benimsedigi tek milli ya da dini sosyo etik degeri onun iktidari eliyle ve Adina; toplumuna yonlendirim ve yonetim olarak dayatamaz. Aslinda olmasi gereken hic bir siyasi parti ya da hareketin ve de iktidarin sosyo-etik hic bir degeri kendi politik cikari Adina bir kullanim ve somuru araci yapmamasi ve yapilmamasinin da kanunlar ile onunun kesilmesidir. Iste Turkiye bu gelen secimler ile, sadece AKP temelli dini temele hapsolmak tehlikesi ile karsi karsiya degil; "eski tas eski hamam" olan iktidara gelen partinin kendi politik cikarini toplumun uzerinde tek bir etik degerde somuru araci olarak devlet ve hukumeti ele gecirmesi ile uygulamasinin da sona erdirilmesi acisindan bir donum noktasindadir. Kisaca, amac 1980 oncesine de 1923'e de donus olmamalidir. Amac, cagdas ve evrensel hukuku insan haklarini ve herturlu halk ve kesimin sosyo-etik farklarini hic birini bir birinden ayirmadan ve birini digerlerine ustun kilmadan saglanacak bir anayasa bir meclis ve bunun temelindeki sosyal demokratik hak ve ozgurlukcu bir devlet hukumet ve her turlu kurum ve kurulus olmalidir. Eger bu saglanamazsa, AKP iktidara gelmese de, bu donum noktasi asilmis sayilamaz. Sonucta toplumu devlet hukumet kurum ve kuruluslar anayasa ve meclis eliyle politik temelde tek bir sosyo-etik degere zorlamak ve bunun icin de her turlu baskiyi kurmak Turkiye ve toplumu acisindan cagdaslik firsatinin kacirilmasi ve aslinda hic bir seyin de degismediginin kaniti olacaktir. O yuzden secimlerden ne sonuc cikarsa ciksin, amac bu sosyo-etik bilincli her turlu yonetim ve yonlendirimin ulke bunyesindeki her bir kurumda saglanmasinin mucadelesini vermek olacaktir. Yoksa dini/mezhepsel baskinin ortadan basta bir sosyo-etik deger ile kaldirilmasi sadece "eski taseski hamam" daki yapilan baskinin adinin degisimidir. Iste tam da bu nedenden bu secimler ulke ve topluimu acisindan cagdaslasmaya yonelmek ya da ortacagda kalmak ya da 1900 lere geri donmek olacaktir. - Bedri Koraman yaşamını yitirdi
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.