Zıplanacak içerik

evrensel-insan

 Saygıyla Anıyoruz
  • Katılım

  • Son Ziyaret

evrensel-insan tarafından postalanan herşey

  1. Bak sana, sosyal biulgi sosyal gerceklik ve sosyalolgu farkini aciklayayim. Insanoglu tarihler boyu fenomenal/dogal zihniyeti eliyle olusturdugu sosyal bilgisi temelinde sosyal gercekligi yapilandirmistir. Nedir sosyal gerceklik? Sosyalgerceklik, insanoglunun zihniyetinde yer etmis sosyal bilginin sistem, duzen, kurum ve kurulus olarak gerceklesmesidir. Bu sosyal bilginin gerceklestirdigi sosyal gerceklik, her turlu metafizik (ontolojik, fizik otesi ve teolojik) ve etik (milli, dini, toresel, ahlaki, geleneksel, siyasi v.s.) yonlendirim ve yaptirimlarin insanoglu fenomeni eliyle onun yasam ve iliskisinde farkliliklar olarak yer almasi ve bu farkliliklarin biri biri ile verdikleri ustunluk savasidir. Sosyal gercekligin en buyuk ozelligi, bu gercekligin zamansal olarak degisken oldugu ama gercekliginin degismedigidir. Mesela "dunyada su kadar musluman yasar" sosyal gerceginin "su kadari" zamansal olarak degisken olsa bile, bu dunyada muslumanlarin yasadigi gercegini degistirmez. Aslinda insanoglunun her turlu birarada yasamasi tamamen bu sosyal bilgi ve onun gerceklestirdigi sosyal gercekliktir. Burada onemli bir nokta, sosyal gerceklik ile sosyal dogru farkidir. Bu farkta farkli ideolojik inancsal tabanin dogrulanma farkindan gelir. Mesela bir ulkede demokrasinin oldugu dogrulugu bir ideolojiye gore olsa da baska bir ideolojiye gore olmayabilir. Iste sosyal dogru ile sosyal gerceklik farki algilanamadigindan, dogal/fenomenal zihniyet, ya kendi dogrusuna gore olan gercegi carpitir, ya da algilayamaz. Cunku onun sosyal dogrusu onun disinda olan sosyal gercekligin verdigi gozlem ile ortusmez. Iste bu temelde sosyal bilginin inanca ideolojiye gore dogrulanmasi, sosyal dogru olurken; sosyal bilginin iradeden bagimsizverdigi gozlem sosyal gercekliktir. Burada onemli olan aralarinda dogruluk savasi veren sosyal bilginin ve onun yasamsal kilinmis sosyal gercekliginin numenal insanlik temelinde sorgulanmasi ve zararli olanlarindan arinilmasidir. Iste bu konu ve kavramina gore olan sorgulama sonucundaki arinma bilisselligi, en azindan arinmis zihniyetin o konu ve kavramdaki sosyal gercekligi tum sosyal dogru farklari ile birlikte gozlemleyebilmesi ve qua felsefesi ile ortaya koyabilmesi ve bunun yasam ve iliski olarak sosyo-psikolojisinin insanogluna verdigi her turlu zarari dile getirebilmesi bilimseldir. Kisaca sosyal bilginin yapilandirdigi farkli sosyal dogrular iceren sosyal gercekligin farklari ile birlikte farkina varmak gerekir. Bu dogrularin ve gercegin numenal insanlik temelinde sorgulanarak ondan arinilmasi ve de bu dogrular ve gercegin qua felsefesi ile insanoglu yasam ve iliskisindeki sosyo-psikolojik zararinin dile getireilmesi gerekir. Sosyal dogrular kisinin ideolojik inancsal temelinin dogrulamasi olsa bile, sosyal gercekler yasam ve iliskide olusmus gozlem verendir. Aslinda sosyal gerceklik, sosyal bilginin sosyal dogru olarak yasam ve iliskiye tasinmasidir. Frk ta hangi ideolojik inancsal bir tabanin dogrusu oldugudur. Buradaki farkindalik ve bilincliligin bilisselligi olan sosyal gercekligin verdigi gozlemin sosyal dogru olarak degil; numenal insanlik olarak gozleminin onemidir. Hala somut bir ornek istiyor musun?
  2. Bunlardasenin kendi inancini tatmin etme Adina yaptigin bir genelleme olsa gerek. Tum teolojiyi sadece ateizmder toplamissin. ABD'deki idam kararina sanki herkes oyle diyor gibi genellemissin. Cunku hak ve ozgurluk savunusunun ve de ihlalinin anlami algilanamamis. ISID'i Allah olusturmuyor, Kurandaki "kalb ile iman dil ile ikrar" olusturuyor. Ayrica hic bir senaryo ve dunya gercegi, cehennemdeki gibi vahsi insanlikdisi degil.
  3. Hasa benim bir seyi yasaklamam, benim hak ve ozgurluk algi ve bilincime tes duser. Inanc bilgisizligin ve bilincsizligin getirdigi birverileni kabullenmedir. Evrensel bir insan ve serbest dusunur de inanc bulunmaz.
  4. Felsefenin gercegi olmaz, gercek kavraminin felsefesi olur. Belli oluyor kimin demogojisi oldugu. Sen kendi kendini avutmaya devam et. Kurana kulluk edenler ne bilimden ne de bilimselligin ne oldugundan bi haberdir. Bilim ve bilimsellik tagutluk gerektirir.
  5. Gercek insanoglu yapilandirilmisligidir. Dolayisi ile gerceklik yapilandirilmistir. Gercek, gercegin ne oldugu, gercek varlik, gercekte var olmak ve gerceklik; her bir ontolojik bakis acisina gore degiskendir. Gercegin ne oldugunu blogumdan bulabilirsin. Bilimde olgu vardir ve tartismasiz gecerlidir. Gunes insanoglu algisina gozxlem veren bir fenomendir.
  6. Aksine masal olan fizik otesi yaratilmis mekanlardir. Dunya dogan birinin olene kadar yasam surdugu gercek bir mekandir. Konunun yaslilklailgisi yok, bilinc ile ilgisi var. Yaslilik yani olmenin yaklastigi donemde boyle yapanlar masallar ile ilgili korkusu artanlardir. Bu korku da bilgisizlikve bilincsizlikten kaynaklanir. Olgularin kabule ya da inkasra ihtiyaci yoktur, cunku tartismasiz gozlem veren bir gecerliliktir.
  7. Senin demen senin kendini tanimadigin anlamina gelir, cunku bir kul teslim olmus inanca imana biat/itaat eden, birey bilinci olmayanin bunu demesi, sadece demede kalir ve yasanirligi ve reelligi yoktur.
  8. Dunyada milyarlarca muslumanin olmasi beyin olarak kolay yolu secmesi, korkutulmasi suru psikolojisi ile baglantilidir. Bilinci farkindaligi, birey olmayi sorgulamayi arastirmayi degerlendirmeyi dusunmeyi karari secimi v.s. icermez. Kulluk en kolay secimdir cunku sorumsuz ve yukumsuzdur. Insanoglu bilgisizken cok cesurdur, bilgilendikce suphe baslar bu da korkuyu getirir. Insanoglunun kendini degistirmesi egitmesi degistirmesi zor olandir. "Armut pis, agzima dus" atasozu tam da buna uygundur. Ayrica niceligin hic bir onemi yoktur, insanoglu icin onemli olan niteliktir? Var mi muslumanda kulluktan baska bir nitelik? Cunku nitelik kazanilirsa olur, kazanmada tam kullugun aksine cabadir. Kul olmadigini gostermektir. Teslimiyet en kolayidir. Ne dusunce ister ne de bir caba. Muslumanlikta teslimiyetten baska bir sey degildir. Bugun o musluman dedigin ulkelerin her konudaki dunyadaki yerine bakinca, kulluklari daha guzel gozlem verir. Insanlikdisi konularda dunyada basi cekerken, bilim teknik, egitim gelisim v.s. de dunyada "nal toplamaktadirlar" Ayrica her zaman emperyalizmin akilciligina teslkim olmuslardir. Bazen yazdiklarina gulmemek icin kendimi zor tutuyorum. Fen ne islam ne bir biri ile bagdasmaz ikili, cunku fen kulluk ile olmaz. Senin demene gerek yok, kulu oldugun Allah'in kuran'da bunu senden istiyor. Karsi koyuyorsan da fasik oluyorsun. Dunya barisinin gelmemesinin sebebi; insanoglunun dogal/fenomenal zihniyeti ile giydigi ego, cikar, somuru, guc, otorite, ustunluk, hakimiyet ve kendi turu bunyesinde biribiri ile savasma kendni baskasina ustun kilma algisidir. Bu da zihin degisimi ve devrimi ile kazanilir. Zaten bugun emperyalizmin islami terrorist olarak kullanabilmesi de her ikisinin cikarinin uyustugunun bir delilidir. Sen kuranda sadece kendini kandirdigini ve teslimiyetini her ner pahasina olursa olsun devam ettirmeyi goruyorsun.
  9. Benim fenomenalolarak gozlemi olmayan aklin yarattigi bir kavrama ofkem olamaz. Ben masal aleminde yasamiyorum. Ben bu durumun tamamen disinda, gercek dunya ve yasamda kendi beynimin ve kendi serbest irademin kararlari ve secimleri ile yasamaktayim. Masallar bana agir gelmez. Sadece okur ve dinlerim. Benim uzerimde hic bir olumlu/olumsuz etkisi olmaz.
  10. Sadece o degil, islamin mezheplere bolunmeden oncesinin kokeni kurancilik, selefilik ve vahabilik te zaten sunni/maturidilige uyum saglamiyor. Cunku sunni genelde ve hanefi dali akilciligi on plana cikariyor. Ayrica Anadolu kokenli tarihi tasavvufun "Allah'i her yonu ile insani gosterme" cabalari da Kuran'a gore gecersiz oluyor. Kisaca Anadolu ne bugun ne de tarihinde Kuran'i ve onun "kalb ile iman, dil ile ikrar" ini kaldirmaz. Zaten sunnilik/halefilik te Kuran'in disindaki hadislerdir. O yuzden de toplum tarihi olarak Kuran'i bilmez ve rehber almaz. Tahva etmek ve mustakilik ise sadece imanin sartlari ile baglidir. Islamin yani dinin uygulamali sartlari bile uygulanmaz. O yuzden muslumanlar Anadolu kokeninde laiklik duzeninde yasayabilirler. Bugun kendine "anti-capitalist muslumanlar" ya da laik muslumanlar diyen kesim, tam da Anadolu yerlisi muslumanligin 1970'lere kadar olan muslumanligidir. Zekeriya beyaz, E.Eren, I.Eliacik Y.N.Ozturk v.s. bu grup muslumanlardandir. O yuzden kuran derinligine ayetlerine ve kuranciliga deginildiginde de bocalarlar. Tek bahaneleri kuran'i oldugu gibi uygulayan vahset yanlilarina "bunlar islam dini degil/gercek islam bu degil/islam baris dini" gibi sadece kendilerini kandiran yanitlar verirler. Gecen televizyonda "adet gormemis" algisi cok nadir gorulen kadinlarin adet gormeme biyolojik hastaligi ile bagdastirildi. Cunku kimse Kuran'daki subyanciligi dile getirecek degildi. Gerci bu araplasma kuranlasma ve selefilesme temelindeki seriat yanlisi dinciler her gun verdikleri demecler ile Turkiye'nin simdiye kadar gormedigi Kuran'in digger yuzunu gosteriyorlar.
  11. Asilsen ne dedigini bilmiyorsun. Bir dusunce ve davranisin kokeni onun ile fiziksel savasarak tukenmez. O dusunce ve davranisi ortadan kaldirmak ile tukenir. Istedigin kadar teroristi oldur, terorizm ideolojik inanci oldugu surece yeni teroristler yetisir. Fiziki oldurmek dusunceyi oldurmez. Tabi bunlari algilamak icin kuran'in disinda dusunebilmek lazim. Cunku kuranda beyin olmadigindan boyle fikirler yeseremezdi.
  12. Benim analizimde insanlik var. Senin ayetlerinde ise insanlikdisi bir vahset var. Bu farki gorebilmek icin insanlik gerekir. Bu da karanlik cag zihniyetinde yoktur.
  13. ewt ayet bu gayet te yerinde bir ayet[/size] Ayette Kurani elestirenlerin ya da Allaha inanmayanlarin bir hukmu var mi ? e yok[/size] Ama savas acanlar ve yeryuzunde bozgunculuk cikaranlar icin Idam cezasi ongorulmus - [/size] El ve ayagin capraz kesilmesi hafifletici bir ceza olabilir - kimse kusura bakmasin turkiyedeki teroristleri af mi edelim ? [/size] Yani vahseti carsaf carsaf yayiyor bir de hakli buluiyorsun. Sen insanligin ne oldugunu biliyor musun? Ayrica ayni kesme seriatta da var. Yani hirsizlarin eli kesiliyor. Sen hukuki vahset zannediyorsun galiba? Sana bir soru, bir kisiye neden ceza verilir? Yani ceza vermedeki amac nedir?
  14. Sen kendi kendin ile celismek icin yemin mi ettin. Daha bir mesaj once yazdin ve ben ona yanit verdim. Bak ne yazmissin? "bir caydirma kastiyladir" Simdi sen soyle bakalim nerde caydirma? O zaman hic caba harcamana gerek yok, zaten ne yaparsan yap: cehennemliksin.
  15. Bilimi ispattan ve sabitlikten dolayisi ile felsefenin inancsal ve ideolojik basi cekmesinden kurtaran ve gelisimini degisimini ve yenilenimini en iyi aciklayan kavram yanlislanabilirliktir. Burada klasik metafizik varliksal temelli ideoloji ve inanc iceren temelde bir ispat soz konusu degildir. Ayrica suphe de soz konusu degildir. Burada soz konusu olan GECERLILIKTIR. Gecerli olan da olgu olarak tartismadisi olarak GOZLEM VEREN TEMELINDE GECERLIDIR. Iste buradaki yanlislanabilirlik, GECERLI OLAN OLGUNUN, GOZLEM TEMELINDE YANLISLANABILIRLIGI anlamindadir. Burada bilimin tamamen onu acilmistir. Cunku klasik bilimdeki mutlaklik kesinlik ve ispat; sadece BILIMI BILIMSEL OLARAK DOGMALASTIRIR VE SONUCLANDIRIR. Halbuki bilim daimi bir yenilenim ve gelisim surecidir. Bugunku bilgiler yenilenir, esaki bilgiler bilimsel olmaktan cikar. Iste epistemolojik ve yontemsel naturalizm temelindeki bilim, BILIMSELLIGI NOKTALAMAZ, SONLANDIRMAZ, KESINLESTIRMEZ; sadece TARTISMASIZ OLARAK GECERLI KILAR VE YINE TARTISMASIZ OLARAK GECERLI KILDIGINI GOZLEM ILE YANLISLAYABILIR. Buradaki bir onemli nokta da, BILIMIN BILIMSEL OLARAK GOZLEM VERMESI VE GOZLEMSEL YANLISLANABILIRLIGIDIR. Boylece metafizigin ve etigin ideolojik inancsal akilci dogrularindan da farklilasir. Cunku GOZLEM VERMEYEN AKILCI DOGRULAR YANLISLANAMAZLAR. Dolayisi ile bilimsel de degildir. Iste yanlislanabilirlik hem bilimi bilimsel kilar, hem de ideolojik inancsal akilciliktan farkli kilar. Cunku bilimin bilimsel olarak ortaya koydugu tartismasizdir. Aklin ideolojik inancsal dogrulari ise tartisma temelindedir. Yanlislanabilirlik tamamen fenomenal bir temelde bes duyuya hitap edendir. Popper'in ornegini hatirlatalim. Popper bu konuda soyle bir ornek veriyor. "Butun kugular beyazdir" cumlesi bir olgudur ve GECERLIDIR. Yani burada bir tartisma yoktur. Diyelim bir kisi bir yerde baska renk bir kugu gozlemledi, diyelim siyash bir kugu gozlemledi. Iste bu durumda "butun kugular beyazdir" olgusunun gecerliligi GOZLEM ILE YANLISLANMISTIR. Yani ortaya BEYAZ OLMAYAN BIR KUGU CIKMISTIR VE ARTIK BUTUN KUGULAR BEYAZ DEGILDIR. Iste bu temelde YANLISLANABILME SADECE VE SADECE TARTISMASIZ VE GOZLEMSELDIR. Metafizik olarak ise ayni etikteki gibi, AKILCI GOZLEM VERMEYEN HERHANGI IDEOLOJIK INANCSAL BIR DOGRULAMA, YANLISLANAMAZ. Iste bu temelde de AKILCI GOZLEM VERMEYEN IDEOLOJIK INANCSAL DOGRULAR BILIMSEL DEGILDIR, SADECE DOGRULAYANIN IDEOL;OJISI YA DA INANCINA GOREDIR. O YUZDEN DE YANLISLANAMAZLAR. DOGRULUGU YANLISLANAMAYAN HIC BIR BILGI BILIMSEL DEGILDIR. Burada ideolojik inancsal dogrulamalarin, yanlislanamiyacagini yani ortada yanlislanabilecek bir gozlemin olmadigini; felsefenin varlik ile ilgili dali metafizigin iki ana ideolojisinden ornek verelim. Idealizm- Dusunce, tektir, ilktir ve mutlaktir. Materyalizm- Madde, tektir, ilktir ve mutlaktir. Idealizmde Dusuncenin, ILKLIGI, TEKLIGI, MUTLAKLIGI GOZLEM VEREN BIR OLGU DEGILDIR, DOLAYISI ILE YANLISLANAMAZ. BU TEMELDE DE BILIMSEL DEGILDIR.. Materyalizmde de, maddenin ILKLIGI, TEKLIGI VE MUTLAKLIGI GOZLEM VEREN BIR OLGU DEGILDIR. DOLAYISI ILE YANLISLANAMAZ. BU TEMELDE DE BILIMSEL DEGILDIR. Gorundugu gibi, idealizm ile materyalizm FARKLI VARLIKSAL TEMELLERDEN YOLA CIKSALARDA, AYNI YANLISLANAMAYAN VE GOZLEM VERMEYEN AKILCILIKTA BIRLESIRLER. Yani temellerinin "ilk, tek ve mutlak" oldugunda. Iste bu temelde, MADDEYI TANRILASTIRANLARA DA "HYLOTEIST" DENIR. Bilginin bilimsel ve bilissel olani olgu. Iste bilimsellik ve bilissellik, diger bilgilerden ve sinirlama ve sonlamalardan GECERLILIK, YANLISLANABILIRLIK, YENILENEBILIRLIK VE DEGISIM olarak farklilasiyor. Buradaki GECERLILIK OLGUSAL, YANLISLANABILIRLIK GOZLEMSEL YENILENEBILIRLIK HEM OLGUSAL HEM GOZLEMSEL DEGISIM ISE; DONUSUMSEL, BASKALASIMSAL VE OLUSUMSALDIR. BU DURUM DAIMI YANI SUREKLI SUREGELEN BIR SURECTIR. Iste bu farklilasma, fenomeni sinirsiz, sonsuz ve daimi kildigi gibi; gozlemi, bilgiyi ve algiyi da sinirsiz ve sonsuz ve de daimi kiliyor. Tek fark fenomenin bu sinirsizligi, sonsuzlugu ve daimiligi KESINTISIZ, gozlemin, alginin ve bilginin sinirsizligi, sonsuzlugu ve daimiligi KESINTILI. Iste bu kesintiyi veren de bilimsel ve bilissel olarak olgu ve gecerlilik; kesintiyi kaldiran da bunun gozlem ile yanlislanabilirligi. Iste bilgideki bilimsel ve bilissel fark bu KESINTININ GECERLILIGI dir. Diger her turlu bilgi de, bu KESINTI KALICIDIR. Yani mutlaktir, sonludur, kesindir, degismezdir, tektir, ilktir baslangici ve sonu vardir v.s. kisaca zamansaldir. Metafizik temelli, yani varliksal, ontolojik materyalistler/nesnel gercekciler ile, metafizik temelli, varliksal, ontolojik idealistler/oznel gercekciler ve pozitivistler/isimciler; ayni sekilde metafizik temelli yaraticilar, fizik oteciler, teolojik ideoloji ve inanc sahipleri ve hatta etik formel ve diyalektik mantik savunuculari ve de klasik bilimciler, yani bilimin temelini varlikta ontolojide arayanlar mesela materyalist diyalektik "bilimciler" kesintinin gecerliligini algilayamazlar. Cunku kesintiyi kalici kilarlar. Iste epistemolojinin (bilgi ve her turlu ve de bilimsel/bilissel bilim ve felsefesinin) bil kokeni ve insanoglu yapilandirilmisligi ile, metafizigin var, ol ve inan kokenli yapilandirilmisligi farki, tam da budur.
  16. Bilindigi gibi dictator, Hukumetin ve yasamanin basindan, Yurutmenin ve devletin basina cumhurun basi olarakj terfi edince, T.C. tarihinde bir ilke imza atti. Diger cumhurun baslari gibi mecliste tarafsizligi secmekyerine, "partili/tarafli cumhurun basi" oldu. Hatta hukumete ve meclise ve de yasamaya mudahele etme Adina kacak sarayinda bakanlar kuruluinu da topladi. Secimler yaklastikca da sanki bir parti baskani gibi, kendi partisine yani AKP'ye kukla basbakani hice sayarak oy istiyor ve istiyecek. Yalniz buradfa daimi dillendirdigi "yeni" Turkiye'nin, "yeni" politikasindan yola cikiyor. Yani "Ben cumhurun basi olarak hukumetin basi olmak icin degil, baskanlik sistemi ve rejim degisikligi icin oy istiyorum" diyecek. Yani iktidara gelecegini dusundugu AKP'sine de boylece "gizli" oy isteyecek. Diktatorun amaci, hem devletin, hem hukumetin, hem yasamanin, hem yurutmenin, hem de yarginin/ordunun hem milletin meclisinin v.s. kisaca tum yetkileri elinde tek basina bulunduran bir otokrat olmak. Yani baskanlik sistemi, onun tek yetkili otokratik resmiyeti ve mevkii. Halbuki diyelim ABD'deki baskanlik sistemi ise "gucler ayriligi" uzerine kurulu. Yani baskanin mecliste ya da yasama da hic bir yetkisi yok ve karisamaz. Ustelik ondan istenileni yapmak durumundadir, ya da onun istedigi red edilebilir. Her iki mecliste bunun icin. Dolayisi ile Baskanlik sistemi olan Avrupanin ya da emperyalist digger ulkelerin hic birinde boyle bir otokratik tek yetki yok. O yuzden de diktatorun istedigi "padisahlik/krallik/halifelik" olarak nitelendiriliyor. Anayasa ise bunlarin ustune bir bonus. Yani basskanlik sistemi gelir de meclis cogunlugu diktatorunm eline gecerse, Anayasa da tam bir teokratik temelde rejim degisimi yasayacak. Iste bu temelde dictator, secime gidecek kendi kadrosunu yani kendine biat ve itaat edecek kadroyu hazirlamaya basladi bile. Tabi ki buradfa su anki kukla basbakan ile de celiskileri var. Cunku o da kendine yakin kisileri secme Adina farkli bir liste hazirliyor. Diktator ile aralarinda da gorusmeler oluyor. Kisaca hukumetin basi partisine, devletin basi dictator de kendine baskanlik sistemi icin oy isteyecek. Diktator kendi icin ve baskanlik sistemi icin oy isterken de, bunun basarilabilmesi Adina da partili yonunu devam ettirecek. Yani kendi listeledigi AKP kadrosu iktidar olabilsin diye de oy istemis olacak. Artik bir tasla kac kus vurulmak isteniyor, siz karar verin. Diktator olarak "disaridan birinin" AKP'yi tumuyle ele gecirme istemi, basta hukumetin kukla basi olmak uzere, AKP'de ister istemez bir tartisma ortami. Ayrica 3 donemi doldurmus AKP'liler de dictator eli ile getirilecek yerler olarak odullendirilecek. Bu arada H.Fidan'in, Bilal Oglan'in ve Sumeyye kizin da milletvekili olacaklari konusuluyor. AKP secmeni bunyesinde de hem baskanlik sistemi hem de diktatorun AKP ele gecirme oyunlari farkliliklar yaratiyor. Duzenin comple teokratiklesmesini de istemeyenler var. Bunun disinda secimlerde "oy vermeyen/kararsizlar" in da orani bayagi yuksek. Kimse de bunlarin oy verirse, AKP'ye oy verecegini dusunmuyor. Dolayisiyle bu kitlenin pasifligi de AKP'ye yariyor. Tabi % 10 baraji da. HDP'nin de % 10'u asip asamiyacagi tartisma konusu. Oyle ya da boyle bu secimler ulke ve toplumu Adina sonuc olarak vesonucun gelecekte getirecekleri olarak bir donum noktasi olacak.
  17. Celiskiye bak. Ne caydirmasi ayetlerin "ne yaparlarsda yapsinlar bu onlari cehennemden kurtaramayacak" diyor. Nerde caydiricilik, affetme, Neyse cehenneme kuran'a gore herkes girecekmis. O yuzden sen dahil kimse bundan muaf degil.
  18. Evet gayet "adil" bu vahsi adalet "ellerin ayakjlarin caprazlama kesilmesi, recm, kirbac, asilma v.s. Adalet suru psikolojisinin kullugu ve koleligi ve de korku felsefesinin korkutmasi ile saglanmaz. Insanogluna deger vererek onun insanoglu oldugunu algilayarak ceza verilir. Bu da evrensel hukuk ve insan haklaridir, seriat gibi "hak ve ozgurluk katliamcisi" degil.
  19. Ikisi "beraber yurudu bu yollarda" sonar da cikar savasimina girdiler. Fetullah ve A,Gul evengalisttir. Diktator ise, araplasmis bir Turkiye istemektedir. Ikisi de ABD'nin emrindedir ve aralarindaki gostermelik savas, cikar savasidir. Bu savas ne toplumu ne de ulkeyi ilgilendirmez. Diktatorun her zaman yaptigi gibi, birilerini suclama propagandasidir. Gulen ile birlikte ulusalcilari tasviye etti. Simdi de ulusalcilar ile birlikte Guleni tasviye etmeye calisiyor. Aralarindaki iktidar cekismesinin kaderini de ABD cizecektir.
  20. Ikisi de kullanilir. Lanet okumak ve nalet etmek. Lanet olsun. Amma nalet bir kisisin. Nalet- "lanetli/lanetlenmis" demektir. Annen hakli. Yani "ne kadar lanetlisin/lanetli sey" diyor.
  21. Burada "cikarmak ile cikartmak" farki etken/edilgen cati ile ortaya konamaz. Buradaki fark ozne farkidir. Ornek; Ali kutuyu odadan cikardi- Ozlem Ali'dir ve cumle etkendir. Ali kutuyu odadan cikartti- Ozne gizlidir, yani kutuyu odadan cikaran. ve cumle yine etkendir. Edilgen olabilmesi icin, ozne farki gerekmez. Ornek Kutu Ali tarafindan odadan cikarildi. Kutu Ali tarafindan odadan cikartildi. Yani etken edilgen cati; Cikarmak- Cikarilmak Cikartmak- Cikartilmak. Yukaridaki ornekte verilen ''Parayı gizlediği yerden çıkarttı ve önümüze koydu.'' cümlesinde de; Cumle etkendir. Eger kisinin kendisi cikardi ise "cikardi" baska bir ozneye bu eylemi yaptirdi ise de "cikartti" olur. Buradaki edilgen cati; Para Ali tarafindan gizlendigi yerden cikarildi. Ya da Para Ali tarafindan gizlendigi yerden cikartildi" Onumuze konan para, gizlendigi yerden cikarildi/cikartildi digger edilgen catilardir. Bu en guzel kendi basina yapilamayan filler icin algilanir. Arabayi tamir ettirdim.- Tamir eden ben degilim Sacimi kestirdim.- Sacimi kesen ben degilim. Araba tamir ettirildi. Sac kestirildi. Burada "cikarttirmak" fiili ise "birisini cikartma eylemi ile gorevlendirmek. Burada eylemi gorevlendirilenin mi yoksa onun gorevlendirdigi baska birinin mi yapacagi soz konusudur. Soyle bir ornek verelim. Ali, veliye kutuyu cikarmasini soyledi. Veli kutuyu kendi cikarmadi, baskasina cikartti. Yani ne Ali ne de Veli kutuyu cikaran. Ikiside kutuyu 3. bir sahisa cikartmis oldu. Ekmegi aldim.- ben Ekmegi aldirdim- baskasina Ekmegi aldirttim.- Birisinden ekmegi aldirmasini istedim.
  22. Anayasayi beyni olan insanoglu yaziyor. Ustelik hic bir Anayasa ayni kalmiyor, caglara gore uyarlaniyor. Senin Kuran'in ise dogma olarak yazildigi tarihten beri ayni kaliyor. Ya da ayni kaldigi iddia ediliyor. Boylece gelisen cagda tam 1400 yil geri kalmis oluyor.
  23. Anlamadim, kuran'inin akli ya da beyni mi var, ki yargilasin! Yoksa beyin yetilerine sahip bir kalbi mi var?
  24. Iste Kuran'iniz bunu sizlere anlam ve icerik olarak cok guzel veriyor. Kuran'a sadik olanlar (Vahabiler, Selefiler,Kurancilar, ISID, El-Kaide, El-Nusra, Boko Haram, Taliban, v.s. ve seriat ile yonetilen toplum ve ulkeler) aliyor Sadik olmayanlar (selefi ve vahabilerin disinda kalan sunniler ve tum dallari, siiler, akil kullananlar, yorum yapanlar, tasavvufcular, tarikatcilar v.s.) ise isine geleni aliyor, isine geleni almiyor.
  25. http://www.turkish-media.com/forum/topic/365143-kurandaki-celiskiler/ @@GeceKuşu Umarim bu mesaj seni bu siteye oyle ya da boyle geri getirir.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.